antalya istanbul transfer

İstanbul ile Antalya arası 699 Km. Bu mesafe arabayla yaklaşık olarak 8 saat 11 dakika sürecektir. Uçak ile seyahat etmeyi planlıyorsanız, 482 Km olan yolculuğu yaklaşık olarak 1 saat 8 dakika sürede tamamlayabilirsiniz.
Nüfus: 15,52 milyon (31 Ara 2019)
İstanbul’un Kuruluşu – Byzantion:
İstanbul tarihi binlerce yıl öncesine dayanır, ama bilinen ilk yerleşim MÖ. 7. yy’da gerçekleşmiştir. O dönemde Antik Yunan yarımadasındaki şehir devletleri arasında Megara isminde bir şehir devleti vardır. Bu şehir devletleri ekonomik ve kültürel olarak o dönemin en ileri devletleridir. Ekonomik gelişimlerindeki en önemli nedenlerden biri, kolonileşme çabalarıdır. Megara şehir devletinin kralı olan Byzas, yeni bir koloni bulmak için Delphi’de bulunan Apollon (Yunan mitolojisindeki bilgelik tanrısı) tapınağına gidip kahine, kolonileşmek için en uygun yerin neresi olduğunu danışır. Kahin kendisine, körler ülkesinin karşısında yer alan topraklara gitmesi gerektiğini söyler.

antalya istanbul transfer , Antalya transfer , özel araçla şehirler arası ulaşım Antalya , şehirler arası ulaşım , şehirler arası ulaşım antalya , özel araçla şehirler arası transfer Antalya , şehirler arası transfer , şehirler arası transfer Antalya , özel araç transferi , özel araç transferi Antalya , vip araçla şehirler arası ulaşım , vip araçla şehirler arası ulaşım Antalya , vip araçla şehirler arası transfer , vip araçla şehirler arası transfer Antalya hizmetlerimizle yanınızdayız..

Byzas bu ülkeyi bulmak için yola çıkar. Bugünkü tarihi yarımadaya (Sultanahmet bölgesi) geldiğinde, Anadolu yakasında bugünkü Kadıköy’ün olduğu bölgede bir yerleşim yeri (Chalcedon) olduğunu görür. Bu kadar güzel bir bölge varken insanların karşı kıyıda yerleşim yeri kurmalarından şaşkınlık duyar. Karşıda yaşayan insanların kör olduğunu düşünür. Kahinin söyledikleri aklına gelir ve bulunduğu bölgeye koloni kurar. Bu koloni kralın adını alır ve Byzantion / Byzantium olur.

Konstantin ve Konstantinopolis:
Byzantion, MS. 4. yy’a kadar önemsiz bir şehir olarak kalır. Byzantion’un kaderi 312 yılında Konstantin’in İmparator olmasıyla değişir. Konstantin’in annesi Helena iyi bir Hristiyan’dır. Oğluna sürekli Hristiyanlıktan bahseder ve onun için dua eder. Konstantin, taht kavgaları sırasındaki son savaşından önce, gördüğü bir görüm dolayısıyla Hristiyanlığa sıcak bakmaya başlar. Sonrasında Hristiyanlara dini özgürlük verecek olan Milano Fermanı’nı imzalar. Bu fermanla Hristiyanların 300 yıl boyunca uğradıkları zulüm sona erer ve bu Konstantin’in en büyük başarılarından biridir.

Konstantin’in büyük bir projesi daha vardır. Bu proje, imparatorluğun başkentini başka bir yere taşımaktır. Bunun nedeni Roma’nın kuzeyden gelebilecek olan barbar akınlarına karşı savunmasız olmasıdır. Bu doğrultuda, bugünkü İzmit bölgesi olan Nikomedia’yı, Truva’yı ve bugünkü İstanbul olan Byzantion’u düşünür. Konstantin Byzantion’da karar kılar. Byzantion’da karar kılmasındaki en büyük nedenlerinden biri, Byzantion’un konumudur. Marmara Denizi, Boğaz ve Haliç dolayısıyla yarımada olması, Roma gibi yedi tepeden oluşması, ticaret yollarının kontrolünü sağlamaktaki eşsiz avantajı, Konstantin’in kararında etkili olur. Şehrin büyümeye, değişime ve gelişmeye açık olması da başka bir motivasyon olur. Çünkü Roma’nın pagan mirasını yok etmek yerine yeni bir başkenti doğrudan Hristiyan bir şehir olarak inşa etme şansı vardır.

Konstantin 330 yılında Roma İmparatorluğu’nun başkentini Byzantion’a taşır ve şehrin ismini Nova Roma yani, Yeni Roma, koyar. Konstantin’in ölümünden sonra şehir Konstantinopolis ismini alır. Konstantinopolis yeni bir çağın yeni başkenti olur.

İstanbul bin altı yüz yıl boyunca, 330'dan 1922'ye kadar bulunan dönemde; Roma İmparatorluğu (330-395), Bizans İmparatorluğu (395-1204, 1261-1453), Latin İmparatorluğu (1204-1261) ve Osmanlı İmparatorluğu (1453-1922) olmak üzere 4 farklı imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehir.
29 Mayıs 1453'te şehrin Fatih Sultan Mehmed tarafından fethi sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentlik dönemi başlar. Müslümanlarca Konstantiniyye olarak adlandırılan şehri, Rumlar 'E Stin Polis' (Başkente/Şehirden) olarak anmışlardır. Osmanlılar da bu ismi kullandılar ve İstanbul şekline getirdiler
İSTANBUL İlçeleri

ADALAR
AVCILAR
BAĞCILAR
BAHÇELİEVLER
BAKIRKÖY
BAYRAMPAŞA
BEŞİKTAŞ
BEYKOZ
BEYOĞLU
BÜYÜKÇEKMECE
ÇATALCA
EMİNÖNÜ
ESENLER
EYÜP
FATİH
GAZİOSMANPAŞA
GÜNGÖREN
KADIKÖY
KAĞITHANE
KARTAL
KÜÇÜKÇEKMECE
MALTEPE
PENDİK
SARIYER
SİLİVRİ
SULTANBEYLİ
ŞİLE
ŞİŞLİ
TUZLA
ÜMRANİYE
ÜSKÜDAR
ZEYTİNBURNU
Yüzölçümü: 5.196 km²
Nüfusu: 12.573.836 (2007)
Nüfus Yoğunluğu: 2.420
Şehir Nüfusu: 11.174.257 (2007)
Köy Nüfusu: 1.399.579 (2007)
Yıllık Nüfus Artış Hızı: %33,09
Yıllık Şehir Nüfus Artış Hızı: %29,27
Yıllık Köy Nüfus Artış Hızı: %80,72
İl Trafik No: 34
İl Telefon Kodu: 212 Avrupa - 216 Asya

Hakkında Bilgi

İstanbul' un İlçeleri: İstanbul ili sınırları içerisinde 28 ilçe bulunmaktadır. Bunlar Batıda; Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Bahçelievler, Bağcılar, Güngören, Esenler, Bayrampaşa, Zeytinburnu, Fatih, Eminönü, Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli, Kağıthane, Sarıyer, Gaziosmanpaşa, Eyüp. Doğuda ise; Üsküdar, Beykoz, Kadıköy, Kartal, Pendik, Tuzla, Ümraniye, Adalar, Maltepe, Sultanbeyli bulunmaktadır. Bağımsız belediyeler ise Büyükçekmece, Çatalca, Silivri ve Şile' dir.

Coğrafyası: 280 01’ ve 290 55’ doğu boylamlarıyla 410 33’ ve 400 28’ kuzey enlemleri arasında bulunur. İstanbul il toprakları toplam 5.512 km2 ’lik bir alanı kaplamaktadır.

İstanbul, Avrupa ile Asya kıtaları arasında köprü görevi gören, bunların birbirine en çok yaklaştığı iki uç üzerinde kurulmuş bir şehirdir. Bu uçlar Avrupa kıtasında Çatalca, Asya kıtasında ise Kocaeli; güneyden Marmara ve Bursa, güneybatıdan Tekirdağ ve kuzeybatıdan Kırklareli ile çevrilidir. Şehrin adını aldığı ve Haliç ile Marmara arasında kalan yarımada üzerinde bulunan asıl İstanbul 253 km², bütünü ise 5.712 km² 'dir. Marmara denizindeki Adalar da İstanbul iline dahildir.

İstanbul çevresinin bitki örtüsü, Akdeniz iklimi bitkilerini andırır. Bölgede en çok görülen bitki türü makidir. Bu bitkiler uzun ve kurak bir yaz mevsimine kendini uydurmuştur. Fakat iklimin özelliği dolayısı ile tepeler çıplak değildir. Yer yer görülen ormanlık alanların en önemlisi kentin 20 km. kuzeyindeki Belgrad Ormanı' dır.

İstanbul ilinde büyük akarsu yoktur. En büyük akarsu, aynı zamanda Kocaeli Yarımadası' nın da en büyük suyu olan Riva çayıdır. 71 km. olan Riva Çayı, kaynaklarını Kocaeli ilinden alır ve güneydoğu kuzeybatı yönünde akarak Riva köyü yakınlarında Karadeniz' e dökülür.

Antalya transfer , Antalya transfer hizmetleri , Lara transfer , kundu transfer, Belek transfer, Side transfer, Manavgat transfer, Kızılağaç transfer , Kızılot transfer, Alanya transfer , Konaklı transfer, Mahmutlar transfer, Beldibi transfer , Göynük transfer , Kemer transfer , Kiriş transfer , Çamyuva transfer, Tekirova transfer gibi bir çok bölgelere transfer hizmetleri verilmektedir.

Boğaza dökülen suların en önemlileri Küçüksu ve Göksu dereleridir. Bunlardan başka Haliç' e dökülen Kağıthane ve Alibey Dereleri, Küçükçekmece Gölü' ne dökülen Sazlıdere, Büyükçekmece Gölü' ne dökülen Karasu Deresi, Terkos Gölü' ne dökülen Trança Deresi, İstanbul ilinin belli başlı akarsularıdır. İlde küçük fakat önemli üç göl vardır. Bunların üçü de Avrupa yakasındadır. Denizden ayrılmış olan Terkos Gölü' nün suyu tatlıdır. Kentin suyu buradan sağlanır. Marmara Denizi kıyısında bulunan Küçükçekmece (11 km²) ve Büyükçekmece (16 km²) Göllerinin suları denizle temasları olduğu için tuzludur.

İklimi: Yaz ayları genellikle sıcak geçen, kış ayları bölgeyi etkisi altına alan sistemlere bağlı olarak fazla soğuk geçmeyen İstanbul, Akdeniz ikliminin özelliklerini taşıyor görünse de, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı' nın etkisiyle farklı özellikler taşır. Kış aylarında Karadeniz' den gelen soğuk-kuru hava kütlesi ile Balkanlardan gelen soğuk-yağışlı hava kütlesinin özellikle Akdeniz' den gelen ılık ve yağışlı güneyli hava kütlelerinin etkisi altındadır. Bütün ilde Karadeniz' in soğukça yağışlı (poyrazlı) havasıyla Akdeniz' in ılık (lodoslu) havası birbirini izler. İlde yaz-kış, gece-gündüz arasında büyük ısı farkları görülmez.

Tarihçesi: İstanbul, Osmanlı' nın 3. Başkentidir. Her ne kadar tarihi şehirde daha erken buluntulara rastlanmamış ise de; kentin Haliç bölgesinde ve Asya kısmında yapılan kazılarda ele geçen buluntular bölgedeki ilk yerleşimin M.Ö. 3 bin yıllarına dayandığını göstermektedir. Byzantion olarak anılan kentin Akropolü bugünkü Topkapı Sarayı' nın bulunduğu alanda yer almaktaydı.

Haliç, günümüzde de kullanılmakta olan sakin bir limana sahiptir. Buradan başlayan kuvvetli bir sur şehri çevreleyerek Marmara Denizi' ne ulaşırdı. Byzantion, bir liman ve ticaret şehri olarak Roma İmparatorluğu döneminde de yaşamını sürdürürken, M.S. 191 yılında başlayan ve iki yılı aşan bir kuşatmadan sonra Roma İmparatoru Septimus Severius tarafından fethedilerek yerle bir edilmiştir. Aynı imparator tarafından sonradan baştan inşa edilen şehir genişletilmiş ve yeniden donatılmıştır.

M.S. 4. yüzyılda Roma İmparatorluğu çok genişlemiş, İstanbul stratejik konumundan dolayı İmparator Büyük Konstantin tarafından Roma' nın yerine yeni başkent olarak seçilmiştir. Kent 6 yılı aşkın bir sürede yeniden düzenlenmiş, surlar genişletilmiş, bir çok tapınak, resmi binalar, saraylar, hamamlar ve hipodrom inşa edilmiştir. 330 yılında yapılan büyük merasimlerle kentin Roma İmparatorluğunun başkenti olduğu resmen açıklanmıştır. Yakın çağın başladığı dönemde İkinci Roma ve Yeni Roma adları ile anılan kent, daha sonra "Byzantion" ve geç devirlerde Konstantinopolis olarak adlandırılmıştır. Halk arasında ise kentin adı tarih boyunca "Polis" olarak anıla gelmiştir.

Büyük Konstantin' den sonraki imparatorların şehri güzelleştirme çabalarının devam ettiği görülür. Kentteki ilk kiliseler de Konstantin' den sonra inşa edilmiştir. Batı Roma İmparatorluğunun 5. yüzyılda çökmesi nedeniyle İstanbul uzun seneler Doğu Roma İmparatorluğunun (Bizans) başkenti olmuştur. Bizans döneminde yeniden inşa edilen kent surlarla tekrar genişletilmiştir.

Antalya ulaşım , Antalya ulaşım hizmetleri , Lara ulaşım , kundu ulaşım, Belek ulaşım, Side ulaşım, Manavgat ulaşım, Kızılağaç ulaşım , Kızılot ulaşım, Alanya ulaşım , Konaklı ulaşım, Mahmutlar ulaşım, Beldibi ulaşım , Göynük ulaşım , Kemer ulaşım , Kiriş ulaşım , Çamyuva ulaşım, Tekirova ulaşım branşlarında bir çok bölgelere ulaşım hizmetleri verilmektedir.
Günümüzdeki 6492 m. uzunluğundaki ihtişamlı şehir surları İmparator Il. Theodosius tarafından yaptırılmıştır. 6. yüzyılda nüfusu yarım milyonu aşan kentte, İmparator Justinyen idaresinde bir altın çağ daha yaşanmıştır. Günümüze gelen meşhur Ayasofya, bu İmparatorun eseridir. Bizans İmparatorluğu ve başkent İstanbul' un sonraki tarihi, saray ve kilise entrikaları, İran ve Arap saldırıları ve sık değişen imparator sülalelerinin kanlı kavgaları ile doludur.

726-842 yılları arasında kara bir devir olan Latin egemenliği, 4. Haçlı seferinin 1204 yılında şehri istilası ile başlamış, tüm kilise ve manastırlar ile abidelere kadar şehir yıllar boyu talan edilmiştir. 1261' de idaresi tekrar Bizanslıların eline geçen kent eski zenginliğine tekrar kavuşamamıştır. Kent, 53 günlük bir kuşatma sonrası 1453' te Türklerin eline geçmiştir.

Fatih Sultan Mehmet' in savaş tarihinde ilk defa kullanılan iri boyutlardaki topları İstanbul surlarının aşılmasının bir sebebidir. Osmanlı İmparatorluğunun başkenti buraya taşınmış, ülkenin çeşitli yerlerinden getirilen göçmenlerle şehir nüfusu arttırılmış, boş ve harap olan şehrin imar çalışmalarına başlanmıştır.
İlçeleri

İstanbul; Adalar, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beykoz, Beyoğlu, Eminönü, Eyüp, Fâtih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy, Kağıthâne, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sarıyer, Şişli, Tuzla, Ümrâniye, Üsküdar, Zeytinburnu, Büyükçekmece, Çatalca, Silivri, Sultanbeyli, Şile, Yalova olmak üzere 32 ilçeden ibârettir. Silivri, Çatalca, Şile, Yalova ve Adalar ilçeleri hâriç diğer ilçeler iç içe olup, il merkezini meydana getirirler.

Adalar: 1990 sayımına göre nüfûsu 19.413’tür. Köyü yoktur. Yüzölçümü 10 km2 olup, nüfus yoğunluğu 1935’tir. Yaz aylarında nüfûsu büyük ölçüde artar. Kuzey-güney doğrultusunda uzanan Kınalıada, Burgazada, Kaşıkadası, Heybeliada, Büyükada, Tavşanadası ve Sedefadası ile daha açıkta yer alan Sivriada ve Yassıada olmak üzere 9 adadan meydana gelir. Sâdece Heybeliada, Büyükada, Kınalıada, Burgazada ve Sedefadası’nda oturulmaktadır. Yassıada askerî amaçla kullanılmaktadır.

Zengin tabiî güzellikleri sebebiyle Adalar, İstanbulluların sayfiye ve dinlenme yeri olmuştur. Büyükada eski İstanbul’dan kalmış son köşedir. Eski köşkleri ve çam ormanları ile 19. asrın en karakteristik özelliğini taşımaktadır.

Adalar, târih boyunca Halk Adaları, Papaz Adaları, Prens Adaları ve Kızıl Adalar olarak anılmıştır. Heybeliada’da 700 yataklı senatoryum bulunmaktadır. Adaların ulaşımı düzenli vapur seferleriyle sağlanmaktadır. Kınalıada’da yetiştirilen üzüm, “kınalı üzüm” adıyla meşhur olmuştur.

Avcılar: 1990 sayımına göre nüfûsu 128.555’tir. Küçükçekmece ilçesine bağlıyken Haziran 1992’de çıkarılan 3806 sayılı kânunla ilçe oldu. Ambarlı Termik Santralı ve İstanbul Üniversitesi Kampüsü bu ilçededir. E-5 karayolu ilçeden geçer.

Bağcılar: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 303.175’tir. Bakırköy ilçesine bağlıyken Haziran 1992’de çıkarılan kânunla ilçe oldu. İlçe yoğun konut alanları ile kaplıdır.

Bahçelievler: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 296.211’dir. Bakırköy, Güngören, Bağcılar ve Zeytinburnu ilçeleri ile çevrilidir. Bakırköy’e bağlıyken 1992’de çıkarılan kânunla ilçe oldu. İlçe genelde konut alanlarıyla kaplıdır.

Bakırköy: 1990 sayımına göre nüfûsu 282.890’dır. İlçeye bağlı köy yoktur. Batıda Küçükçekmece, kuzeyde Bayrampaşa, Bahçelievler, Güngören, doğuda Zeytinburnu ilçeleri ve güneyde Marmara Denizi ile çevrilidir. İstanbul’un milletlerarası havaalanı olan Atatürk Havalimanı bu ilçededir. Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastânesi, Hava Harp Okulu, Florya Atatürk Ormanı, süper marketler, modern çarşı ve mağazalar bu ilçe sınırlarının içindedir.

Bayrampaşa: 1990 sayımına göre nüfûsu 212.570’dir. İlçe merkezine bağlı köy yoktur. 1990 senesinde ilçe merkezi oldu. Gaziosmanpaşa, Bakırköy, Fâtih, Zeytinburnu ilçeleri ile çevrilidir. Sanâyi gelişmiş olup, çok sayıda fabrika vardır.

Beşiktaş: 1990 sayımına göre nüfûsu 192.210’dur. İlçe merkezine bağlı köyü yoktur. Boğaziçi’nin Rumeli yakasının başlangıç noktasını teşkil eden sâhil şeridinin en müstesnâ köşelerinden olup, târihî eserler bakımından çok zengindir. Boğaziçi, Beyoğlu, Şişli ve Sarıyer arasında yer alır. Dolmabahçe, Yıldız ve Çırağan sarayları; Deniz, Âşıyân, Tanzimât ve Resim-Heykel müzeleri bu ilçededir. Kabataş’tan Bebek’e kadar 8375 metrelik kıyısı vardır. Dolmabahçe, Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek ve Yıldız başlıca semtleridir. Beşiktaş iskelesinden çeşitli semtlere düzenli seferler yapılmaktadır.

Beykoz: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 163.786 olup, 142.075’i ilçe merkezinde, 21.711’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 10, Mahmûdşevketpaşa bucağına bağlı 10 köyü vardır. Doğuda Şile, güneyde Ümrâniye ve Üsküdar ilçeleri, batıda İstanbul Boğazı, kuzeyde Karadeniz’le çevrilidir. Topraklarının büyük bölümü ormanlarla kaplıdır. Sümerbank Deri ve Kundura, Paşabahçe Cam ve Şişe, Paşabahçe İspirto ve Anadolu Hisarı, halat fabrikaları vardır. Anadolu Hisarı bu ilçededir. Ortaçeşme, Yalıköy, Gümüşsuyu, Kavacık, Rüzgarlıbahçe, Anadolu Hisarı, Göksu,Kanlıca, Paşabahçe, Soğuksu başlıca semtleridir.

Beyoğlu: 1990 sayımına göre nüfûsu 229.000’dir. İlçe merkezine bağlı köy yoktur. Kuzeyde Şişli ilçesi batı ve güneyde Haliç, kuzeybatıda Kâğıthâne, doğuda İstanbul Boğazı ve Beşiktaş ile çevrilidir. Yarım asır önceİstanbul’un alış-veriş ve eğlence merkezi olan Beyoğlu, eski şöhretini ve hareketini kaybetmiştir. Beyoğlu, büyükelçilik, konsolosluk ve dış ticâret merkezidir.

Bizans devrinde bağ ve bahçelik olan bu bölgede, Cenevizliler, Galata Kulesi ve Galata surlarını yapmışlardı. Osmanlı Devleti zamânında surlar yıkılmıştır. Kule ise zamânımıza kadar gelmiştir. Fâtih ve Eminönü ilçeleri ile arasındaki ulaşımı Unkapanı ve Galata köprüleri sağlamaktadır. Galata, Tophâne, Fındıklı, Kabataş, Cihangir, Kasımpaşa, Karaköy ve Taksim başlıca semtleridir.

Her türlü eğlence merkezinin yer aldığı Beyoğlu, İkinci Dünyâ Harbinden sonra batakhânelerin merkezi hâline gelmiştir.

1962 senesinde kaldırılan tramvay 1991’de Taksim-Tünel arasındaki İstiklal Caddesinde tekrar çalıştırılmaya başlandı.

Eminönü: 1990 sayımına göre nüfûsu 83.444’tür. İlçeye bağlı köy yoktur. İstanbul’un ticâret, turizm merkezidir. Fâtih, İstanbul Boğazı, Haliç ve Marmara Denizi arasında surlar içinde kalan İstanbul Yarımadasının doğu bölümünü teşkil eder. İstanbul’u meydana getiren Yeditepe, Çemberlitaş ve Nûruosmâniye Câmiinin bulunduğu tepe, Bâyezîd Câmii, Bâyezîd Kulesi ve Süleymâniye Câmiinin bulunduğu tepe bu ilçe dâhilindedir.

Eminönü, İstanbul’un en eski yerleşim merkezidir. Osmanlılar zamânında çarşıdaki esnafı denetleyenlere “Emin” denirdi. Yeni Câmi önüne “Gümrük Emini Önü” denildiği için zamanla bu isim Eminönü olarak kullanıldı. Târihî eser bakımından çok zengin olan Eminönü ilçesinin Süleymâniye, Bâyezîd, Şehzâdebaşı, Sultanahmed, Nûruosmâniye, Mahmudpaşa, Alemdâr, Cağaloğlu, Gedikpaşa, Aksaray, Bâbıâli, Kadırga, Lâleli, Mercan, Sirkeci, Sultanhamam, Tahtakale, Kapalıçarşı başlıca semtleridir.

Eminönü toptan ticâret merkezidir. İstanbul’un ve Türkiye’nin toptan eşyâ yönünden kalbi durumundadır. Hertürlü sanâyi mâmüllerinin % 45’i Eminönü’nden sevk edilir. Târihî Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı ilçe merkezinde olup, turizm açısından önemleri büyüktür.

Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan demiryolu bağının başlangıç noktası olan Sirkeci Garı bu ilçededir. Eminönü’nde meskenler plânsız bir şekilde iş yerine dönüşmüş ve târihî eserler taş yığını binâlar arasında sıkışıp kalmıştır. Topkapı Sarayının yanındaki Gülhâne Parkı ilçeye bir güzellik katarken, aynı zamanda bir mesîre yeri olarak kullanılmaktadır.

Eyüp: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 211.986 olup, 200.045’i ilçe merkezinde, 11.941’i köylerde yaşamaktadır. Kemerburgaz bucağına bağlı 8 köyü vardır. Doğuda Sarıyer ve Kâğıthâne ilçeleri, Haliç, Güneydoğuda Fâtih, güneybatıda Bayrampaşa, kuzeyde Karadeniz ile çevrilidir.

İlçede kabri bulunan Peygamber efendimizin mihmandârı Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerine hürmeten bu semte “Eyyûb Sultan” denilmiştir. Eyüp, türbelerinin çokluğu ile meşhurdur. Sâdece İstanbul’un değil, Türkiye’nin en çok ziyâret edilen bir merkezidir. Son zamanlara kadar İstanbul’un en güzel semti Eyüp idi. Haliç’in kirlenmesi ile bu temiz, bakımlı, yeşil ve güzel semt, eski güzelliğini kaybetmiştir.

Kemerburgaz bucağı orman varlığı bakımından zengindir. Alibeyköy, Silahtar, Güzeltepe, Esentepe başlıca semtleridir.

Fâtih: 1990 sayımına göre nüfûsu 462.464’dür. Yüzölçümü 13 km2 olup, nüfus yoğunluğu 35.374’dür. Eminönü, Zeytinburnu, Bayrampaşa, Eyüp, Haliç ve Marmara Denizi ile çevrilidir. Haliç’teki kıyıları Unkapanı, Ayvansaray; Marmara Denizindeki kıyıları ise, Yenikapı ile Yedikule arasındadır. Yeşil alan ve bitki örtüsü bakımından çok fakir sayılır. İlçe ismini, Fâtih Sultan Mehmed Hanın türbesi ve câmiinden alır.

Fâtih, 1928’de Eminönü’nden ayrılarak ilçe merkezi hâline gelmiştir. Sağlık ve eğitim veren kuruluşların sayısı çok fazladır. İstanbul Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Cerrahpaşa ve Çapa Tıp Fakülteleri, Vakıf Gureba, SSK Samatya Hastânesi, Haseki Hastanesi bu ilçededir. 1873’te öğretime başlayan Dârüşşafaka Lisesi, Fâtih’tedir. İstanbul’un en büyük ve en meşhur pazarı olan Çarşamba Pazarı, Fâtih’te kurulur. Ayvansaray, Çarşamba, Balat, Cerrahpaşa, Cibali, Çapa, Draman, Edirnekapı, Fener, Fındıkzâde, Haseki, Karagümrük, Samatya, Saraçhâne, Yedikule, Yenikapı, Yavuzselim başlıca semtleridir.

Gâziosmanpaşa: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 393.667 olup, 354.186’sı ilçe merkezinde 39.481’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 9 köyü vardır. Güneyde Eyüp, güneybatıda Bayrampaşa, doğuda Kağıthâne ve Şişli, batıda Bakırköy ilçeleri ile çevrilidir.

İstanbul ilinin en yeni yerleşim alanlarından biridir. 1950’ye kadar genelde gezinti ve av alanı olan Gaziosmanpaşa’nın merkezi olan Taşlıtarla’ya yerleştirilen Bulgaristan göçmenleri ile gittikçe büyümüş 1963’te ilçe merkezi olmuştur.

İlçe merkezine bağlı köylerde tarım ve hayvancılık yapılır. Cebeci köyünden siyah yapıtaşı ocakları, Arnavutköy ve Boğazköy’de kaolen yatakları vardır. Karadeniz, Fevzi Çakmak, Şemsipaşa, Yenimahalle, Gazi Mahallesi, Hürriyet, Yıldıztabya, Karlıtepe bâzı semtleridir.

Güngören: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 446.000’dir. 1966’da belediyesi kurulan Güngören, 1983’te şûbe olarak Bakırköy’e bağlandı. Haziran 1992’de çıkarılan 3806 sayılı kânunla 27 mahalleyi içine alan ilçe oldu. Çeşitli sanâyi kuruluşları bulunan ilçede yoğun konut alanları vardır.

Kadıköy: 1990 sayımına göre nüfûsu 648.282’dir. İlçe merkezine bağlı köyü yoktur. Yüzölçümü 33 km2 olup, nüfus yoğunluğu 19.645’tir. Kuzeyde Üsküdar, doğu ve güneydoğuda Kartal ilçeleri, güney, güneybatı ve batıda da Marmara Deniziyle çevrilidir.

Kadıköy’ün târihi M.Ö. 3000 senelerine dayanır. Eski ismi Kalkoden’dir. Kadıköy ismi, Osmanlılar zamânında verilmiştir. Târihî eserleri, yalı ve köşkleri çoktur. Osmanlı Devleti zamânında Belde-i Şâhâne Semt-i Kadıköy ismiyle anılan yalı, köşk ve göz alabildiğine bahçelerin yer aldığı Kadıköy, beton yığını hâline gelmiştir. Yeşil saha her geçen gün azalmıştır.

İlçede ticâret oldukça ileridir. İldeki önemli ticârî kuruluşların Kadıköy’de birer şûbesi vardır. İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan demiryolların başlangıç noktası olan Haydarpaşa Garı bu ilçededir. Haydarpaşa, Kadıköy ve Bostancı iskeleleri, diğer ilçelerle olan deniz ulaşımını sağlar. Erenköy, Kızıltoprak, Acıbadem, Koşuyolu, Bostancı, Caddebostan, İçerenköy, Kozyatağı, Suadiye, Çamlıca, Fenerbahçe, Göztepe, Moda, Söğütlüçeşme ve Merdivenköy başlıca semtleridir.

Kâğıthâne: 1990 sayımına göre nüfûsu 269.042’dir. İlçeye bağlı köy yoktur. Şişli’ye bağlı iken 19 Haziran 1987’de ilçe merkezi hâline getirilmiştir. Sanâyi gelişmiş olup, çeşitli fabrikalar vardır. Osmanlılar devrinde güzel bir mesîre yeri idi. Sâdâbât bahçeleri buradaydı. İlçede düzensiz yerleşme ve fabrikalar Haliç’in kirlenmesine sebeb olmuştur. Yoğun gecekondu bölgesidir.

İlçenin batısında Gâziosmanpaşa, doğusunda Beyoğlu ve Şişli, güneyinde Eyüp, kuzeyinde Sarıyer ilçeleri vardır.

Kartal: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 279.468 olup, 257.211’i ilçe merkezinde, 22.257’si köylerde yaşamaktadır. Doğusunda Pendik, güney ve güneybatısında Marmara Denizi, batısında Üsküdar, kuzeybatısında Ümrâniye ve Sultanbeyli, kuzeyinde Şile yer alır.

Kartal’ın târihi eskilere dayanır. 1400 senesinde Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. 1908’de İstanbul’a bağlı ilçe oldu. Haydarpaşa-Ankara demiryolu ile İstanbul-Ankara asfaltı, ilçenin içinden geçer. Yeşil sahası, ormanlık alanı oldukça zengindir.

Kartal, Türkiye’nin ekonomisinde büyük yeri olan önemli bir sanâyi merkezidir. İlçede, sanâyinin çeşitli dallarında bir çok fabrika vardır. İlçeye bağlı köylerde az da olsa tarım yapılır. Yulaf, buğday, mısır, elma, armut ve üzüm başlıca tarım ürünleridir.

Kartal ilçesinin sâhil şeridi dışında kalan bölümü gecekondu bölgesidir.

Küçükçekmece: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 350.864 olup, 340.876’sı ilçe merkezinde, 9988’i köylerde yaşamaktadır. Bakırköy ilçesine bağlıyken, 19 Haziran 1987’de ilçe merkezi hâline geldi. Doğusunda Bakırköy, batısında Avcılar, kuzeybatısında Çatalca, kuzeyinde Gaziosmanpaşa, güneyinde Marmara Denizi yer alır. İstanbul-Edirne karayolu ve demiryolu ilçeden geçer. Ekonomisi sanâyiye dayanır. İkitelli civârında birçok sanâyi kuruluşu vardır. İkitelli, Sefâköy başlıca semtleridir.

Maltepe: 1990 sayımına göre nüfûsu 249.766’dır. Kartal’a bağlı bir semtken Haziran 1992’de çıkarılan 3806 sayılı kânunla ilçe oldu. Yoğun konut bölgesidir.

Pendik: 1990 sayımına göre nüfûsu 201.527’dir. Kartal ilçesine bağlıyken 19 Haziran 1987’de ilçe merkezi hâline geldi. 1989’da İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir ilçe belediyesi durumuna getirildi. Doğusunda Tuzla, güneybatısında Marmara Denizi, batısında Kartal, kuzeybatısında Beykoz, kuzeyinde Şile yer alır. Ankara-İstanbul karayolu ve demiryolu ilçe merkezinden geçer. Ekonomisi sanâyiye dayalıdır.

Sarıyer: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 171.872 olup, 160.075’i ilçe merkezinde, 11.797’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 9 köyü vardır. Kuzeyinde Karadeniz, doğusunda İstanbul Boğazı, güneyinde Beşiktaş, Kağıthâne ve Şişli, batısında Eyüp yer alır.

İstanbul Boğazı kıyısında kurulmuştur. Orman yönünden zengin bir ilçedir. Ekonomisi turizm ve balıkçılığa dayalıdır. İstinye’de bir tersâne vardı, 1991’de kaldırıldı. Ayrıca ilçe sınırları içinde bir çok küçük sanâyi kuruluşları mevcuttur.

Kıyı boyu hâriç ilçenin büyük bölümü gecekondudur. Kavak, Yenimahalle, Büyükdere, Tarabya, Yeniköy, İstinye, Emirgan, Reşitpaşa, Hisar, Pınar, Doğanevler başlıca semtleridir. Sarıyer belediyesi, 1984’te yapılan düzenleme ile İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı bir ilçe belediyesi hâline gelmiştir.

Sultanbeyli: 1990 sayımına göre nüfûsu 82.298’dir.Kartal’a bağlı belediyelik bir köyken Haziran 1992’de çıkarılan 3806 sayılı kânunla ilçe oldu. Yoğun gecekondu bölgesidir. Küçük sanâyi gelişmiştir. Ömerli Baraj Gölünün bir kısmı ilçe sınırları içinde kalır. Arâzisinin büyük kısmı ormanlıktır.

Şişli: 1990 sayımına göre nüfûsu 250.478’dir. İlçeye bağlı köy yoktur. Kuzeyde Sarıyer, doğuda Sarıyer ve Beşiktaş, güneydoğuda Beşiktaş, güneyde Beyoğlu, batıda Kağıthâne ilçeleriyle çevrilidir. Hızlı ve plânsız şehirleşme yüzünden yeşil sahası olmayan bir ilçedir. Harbiye, Pangaltı, Kurtuluş, Feriköy, Nişantaşı, Teşvikiye, Maçka, Osmanbey, Mecidiyeköy, Okmeydanı ve Çağlayan başlıca semtleridir. Bakırköy’den sonra en çok iş yeri Şişli ilçesindedir. Türkiye’nin en önemli banka ve sigorta şirketleri ile ticârî kuruluşların merkezleri buradadır.

Tuzla: 1990 sayımına göre nüfûsu 94.124’tür. Pendik ilçesine bağlı bir semt iken Haziran 1992’de çıkarılan 3806 sayılı kânunla ilçe oldu. Ankara-İstanbul karayolu ve demiryolu ilçeden geçer. İlçede bir tersâne vardır.

Ümrâniye: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 301.257 olup, 242.091’i ilçe merkezinde, 59.166’sı köylerde yaşamaktadır. Üsküdar ilçesine bağlı iken 4 Temmuz 1987 târihli yasa ile ilçe hâline geldi. Kuzeyinde Şile, doğusunda Kartal, batısında Üsküdar, kuzeybatısında Beykoz, güneyinde Kadıköy ilçeleri yardır.

1966’da sanâyi bölgesi îlân edilince, bölgede büyük bir nüfus patlaması olmuştur. Buna paralel olarak da hızlı bir konut yapımı olmuştur. Toplu konut inşaası yanında, gecekondu bölgeleri de çoğunluktadır. Metal-iş Küçük Sanâyi Sitesi, Mobilya Üreticileri Sitesi bu ilçededir. İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir ilçedir.

Üsküdar: 1990 sayımına göre nüfûsu 395.623’dür. İlçeye bağlı köy yoktur. İstanbul boğazı, Beykoz, Ümrâniye, Kadıköy ilçeleri ile çevrilidir.

İstanbul’un Anadolu yakasındaki en eski ilçesidir. Târihi eski devirlere dayalıdır. Eski ismi Hrisopolis veya Damalis’tir. Üsküdar ismi eski ve dar sokakları sebebiyle “Eskidar”dan gelir. İstanbul’un fethinden dört asır önce Türk beldesi olmuştur. Osmanlı Devleti zamânında doğuya yapılacak seferlerin ilk hareket noktası olmuştur.

İlçede bitki örtüsü zengindir. Boğaz sırtları ağaçlarla kaplıdır. Son senelerde hızla gelişmiştir. Ticâret ve sanâyi oldukça ileridir. Ayazma, Doğanalar, Zeynepkâmil, Bağlarbaşı, Altunizâde, Çengelköy, Kısıklı, Kuzguncuk, Haydarpaşa, Göksu başlıca semtleridir. Sâhili Küçüksu-Haydarpaşa arasındadır.

Zeytinburnu: 1990 sayımına göre nüfûsu 165.679’dur. Fâtih, Bakırköy, Bayrampaşa ilçeleri ile Marmara Denizi arasında yer alır. İlçeye bağlı köy yoktur. İstanbul Merkezini meydana getiren, ilçelerdendir. 1957’de ilçe oldu.

İstanbul’da ilk ve büyük gecekondu topluluğu burada meydana gelmiştir. İlçede sanâyi gelişmiştir. Yeşil saha çok azalmıştır. Kazlıçeşme, Sümer, Nuripaşa, Yenidoğan, Gökalp, Yeşiltepe, Veliefendi, Çırpıcı, Telsiz, Merkezefendi ve Maltepe bâzı semtleridir. İstanbul’da at koşularının yapıldığı Veliefendi Hipodromu bu ilçededir.

Büyükçekmece: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 142.910 olup, 22.394’ü ilçe merkezinde, 120.516’sı köylerde yaşamaktadır. Çatalca ilçesine bağlı iken, 1987’de ilçe merkezi olmuştur. Merkezbucağa bağlı 14 köyü vardır. Kuzey ve batısında Çatalca ilçesi, güneyinde Marmara Denizi, batısında Küçükçekmece ilçesi yer alır.

İlçenin sâhil kesiminde kalan köyleri, İstanbul’un sayfiye yeridir. İlçenin en büyük sanâyi kuruluşu Çimento Fabrikasıdır. Büyükçekmece Gölünün denizle irtibatı kesilerek, yerine içme suyu tesisleri kurulmuştur. Buradan İstanbul’un büyük kısmının su ihtiyâcı karşılanmaktadır. Köylerinde tarım yapılır. Ayçiçeği, soğan ve buğday başlıca tarım ürünüdür.

Çatalca: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 64.241 olup, 11.550’si ilçe merkezinde, 52.691’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 27, Hadımköy bucağına bağlı 12, Karacaköy bucağına bağlı 8 köyü vardır. Güneydoğusunda Büyükçekmece, doğusunda Küçükçekmece, kuzeydoğusunda Gaziosmanpaşa, Kuzeyinde Karadeniz, batısında Silivri, kuzeybatısında Kırklareli ve Tekirdağ yer almaktadır.

İlçenin kuzeyinde Istranca Dağları, güneyinde verimli Çatalca Ovası bulunur. Çatalca çok eski bir yerleşim merkezidir. Eski ismi Matrai’dir. Ekonomisi tarıma ve hayvancılığa dayalıdır. Buğday, arpa, yulaf, mısır, şekerpancarı, ayçiçeği, soğan, domates, elma ve armut en fazla yetiştirilen tarım ürünleridir. İstanbul’un et, süt ve yumurta deposudur. Ormanlık arâzisi tarla açma yüzünden azalmıştır. İğneada’dan Yalıköy’e kadar uzanan bölge Millî Park îlân edilmiştir. Kuarsit, döküm ve kuvars kumu üretimi Türkiye çapında önemli yer tutar. Edirne-İstanbul karayoluna 20 km mesâfededir.

Silivri: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 77.599 olup, 26.049’u ilçe merkezinde, 51.550’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 16, Sinekli bucağına bağlı 9 köyü vardır. İl merkezine 66 km uzaklıktadır. İstanbul’un sayfiye yerlerindendir. Yüzölçümü 778 km2 olup, nüfus yoğunluğu 97’dir. Kuzeyinde ve doğusunda Çatalca ilçesi, güneyinde Marmara Denizi, batısında Tekirdağ ilçesi yer alır.

İlçe topraklarının kuzey doğusunda Istranca Dağlarının uzantıları vardır. Topraklarının büyük kısmı akarsu vâdileriyle parçalanmıştır. Edirne-İstanbul kara ve demiryolu ilçeden geçer. Ekonomisi tarım, hayvancılığa ve turizme dayanır. Yaz aylarında ilçenin nüfûsu 400.000’e ulaşır. Buğday, soğan, yulaf, şekerpancarı, üzüm, bakla, ayçiçeği, mısır, elma ve patates başlıca tarım ürünleridir. Hayvancılık gelişmiş olup, ilçenin yoğurdu meşhurdur. Marmara Denizindeki kirlilik sebebiyle balıkçılık eski önemini kaybetmiştir. Sanâyinin fazla gelişmediği ilçede, un, bitkisel yağ, yem, süt ürünleri, teneke kutu, tuğla ve ambalaj malzemeleri fabrikaları vardır.

Şile: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 25.372 olup, 7872’si ilçe merkezinde, 17.500’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 17, Ağva bucağına bağlı 13, Teke bucağına bağlı 7, Yeşilvâdi bucağına bağlı 13 köyü vardır. Yüzölçümü 736 km2 olup, nüfus yoğunluğu 34’tür. İl merkezine 72 km uzaklıktadır.

Balıkçı köyü olarak kurulan Şile’nin târihi çok eskilere dayanır. Karadeniz kıyısında kurulmuştur. Doğusunda ve güneyinde Kocaeli, güneybatısında Pendik ilçesi, batısında Beykoz ilçesi, kuzeyinde ise Karadeniz yer almaktadır. Topraklarının % 70’e yakın kısmı ormanlık ve fundalıktır. İstanbul içme suyunu karşılayan Darlık Barajının bütünü, Ömerli Barajının doğu kısmı ilçe topraklarındadır.

Ekonomisi ormancılık, turizm, balıkçılık, meyvecilik ve şile bezi dokumacılığına dayınır. Tarım arâzisi azdır. Elma, mısır, buğday ve armut başlıca tarım ürünleridir. Kıyılarındaki koylar, kilometrelerce uzanan ince tâneli kumsalları, deniz sporlarına çok müsâittir. Şile’nin nüfûsu yazın 70.000’i aşar. İlçeye bağlı köylerde yüzlerce şile bezi dokuma tezgahları vardır.

Yalova: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 113.417 olup, 65.823’ü ilçe merkezinde, 47.594’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 19, Çınarcık bucağına bağlı 7, kılıç bucağına bağlı 8 köyü vardır. Yüzölçümü 492 km2 olup, nüfus yoğunluğu 231’dir. İstanbul’un en uzak ilçesidir. İstanbul ile kara bağlantısı yoktur. Güneyinde ve batısında Bursa, doğusunda Kocaeli, kuzeyinde Marmara Denizi yer almaktadır.

İlçe merkezi, İzmit Körfezinin kıyısında, Armutlu Yarımadasının kuzeydoğusunda kurulmuştur. Ekonomisi tarım, turizm ve balıkçılığa dayanır. Elma ve şeftâlisi meşhurdur. Seracılık gelişmiştir. Seralarda turfanda sebze ve çiçek yetiştirilir. İstanbul’un sayfiye yerlerinden biridir. Yaz aylarında nüfûsu dört misli artar. Kaplıcaları meşhurdur. İlçenin, il merkezi ile olan bağlantısı hergün Kabataş ve Sirkeci’den yapılan düzenli vapur seferleri ile sağlanmaktadır. Karayolu ile il merkezine uzaklığı 155 kilometredir. Kartal-Yalova arasında arabavapuru seferleri de düzenlenmektedir.

Yalova’nın târihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanır. Eski ismi “Pitiya (Helenapolis)”dır. Yalova’yı, Osman Beyin komutanlarından Yalvaçoğlu fethetmiştir. Bu yüzden Yalakâbâd ismini aldı. Bu isim zamanla değişerek Yalova olmuştur.

Şehrin eski halkına din hürriyeti ve sosyal haklar tanıyarak, yaşamlarını sürdürmeleri sağlanmıştır. Fatih' in tanıdığı haklardan dolayı Hıristiyan Ortodoks Kilisesinin başı olan Patrikhane günümüze kadar yerinde kalmıştır. Fetihten yüzyıl sonra da Türk Sanatı şehre damgasını vurmuş, kubbeler ve minareler şehir siluetine hakim olmuştur.16. yüzyıldan itibaren de Osmanlı Sultanlarının Halife olmalarından ötürü İstanbul tüm İslam dünyasının da merkezi olmuştur.

Sultanların idaresinde şehir tamamen imar edilmiş, büyüleyici bir atmosfere bürünmüştür. Bu devirdeki İstanbul tarihinin renkli sayfalarında, geniş bölgeleri tahrip eden, sık sık çıkan yangınlar vardır. Eski akropolde kurulu Sultan Sarayı Boğaziçi' nin ve Haliç' in eşsiz manzarasına hakimdir. 19. yüzyıldan itibaren Batı dünyası ile sıklaşan temaslar sonrası, camiler ve saraylar, Avrupa mimarisi tarzında, Boğaziçi kıyılarına inşa edilmeye başlanmıştır. Kısa sürede inşa edilen bir çok saray çöküş devrinin de sembolleridir. İstanbul, bir diğer dünya imparatorluğunun sona ermesine I. Dünya Savaşının bitişine şahit olmuştur.

İmparatorluk bölünmüş, iç ve diş düşmanlar kendi payları için mücadele ederken, Türk ordusunun asil bir komutanı da Türk ulusu için mücadeleye girişmiştir. Mustafa Kemal ismindeki bu milli kahraman, 4 yılı aşan Kurtuluş Savaşı' ndan sonra Türkiye Cumhuriyeti' ni 1923 yılında kurmuştur. Başkentin Ankara' ya taşınması İstanbul' un önemini değiştirmemiştir. Bu eşsiz şehir büyüleyici görünümü ile yaşamını devam ettirmektedir.

Ne Yenir: İstanbul mutfağı, Dünyanın önde gelen mutfaklarındandır. İmparatorluk başkenti olan kente ülkenin her yanından gelen malzemeler, ustalar, tarzlar, ve lezzetler Osmanlı Türk Mutfağının ortaya çıkmasına neden olmuştur. İmparatorluk mutfağının devamı olan ve yeni tatlara açık olan Osmanlı mutfağı her gün zenginleşmektedir.

İstanbul mutfağında, kuzu, koyun veya dana etine ilave edilen çeşitli sebzeler esas yemeklerdir. Pilav, börek çeşitleri, bulgur, kuru fasulye, zengin zeytinyağlı sebzeler yan öğünler olarak servis yapılır. Köfte ve şiş kebabı, döner kebap veya acılı, yoğurtlu, patlıcanlı diğer kebap çeşitlerinin makbulleri özel kebapçılarda bulunur. Hamur tartları, baklava, kadayıf ve benzerlerinin hakiki lezzetlisi, bu işi bazen birkaç nesildir devam ettiren küçük dükkanlardan temin edilir.

İstanbul' da da çeşitli milletlerin lokantaları mevcuttur. Fast-food, hızlı atıştırma servisi veren çok sayıda mekan mevcuttur. Ancak lezzetli yöresel yemekler tipik lokantalarda tadılır. Rakı ve ayran, en meşhur iki Türk milli içkisidir. Her ikisi de süt rengindedir. Alkollü olanı rakı; su katınca beyazlaşan sert bir içkidir. Diğeri ise sulandırılmış yoğurttan imal edilen serinletici; ayrandır. Rakı aperatif olarak kuru yemiş veya kavun ve beyaz peynir ile, yemek süresinde çeşitli meze çeşitleri ile alınabilir, başka içkiler ile birlikte içilmez. Şarabın ve biranın ana yurdu Anadolu topraklarıdır.

Meşhur Türk Kahvesi, küçük fincanlarda sade veya şekerli misafirlere her fırsatta ikram edilir. "Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır" sözü kahvenin Türkler tarafından bilinen kıvamı ile kullanılmaya başlandığı 16. yüzyıldan beri söylenmektedir.

Ne Alınır: İstanbul' a sadece alışveriş amacıyla da gidilebilir. Bu işe başlamak için en iyi yer şehrin eski kısmındaki Kapalı Çarşı' dır. Labirent tarzı sokaklarda ve geçitlerde 4000' i aşkın dükkan bulunmaktadır. Kuyumcular Sokağı, Halıcılar Sokağı, Takkeciler Sokağı gibi isimler burada, önceleri, kendilerine özgü bölümlerde faaliyet gösteren farklı ticaret kollarını akla getirmektedir. Burası, hala, şehrin ticaret merkezi, her zevk ve keseye uygun bir şeyin bulunduğu orijinal bir alışveriş yeridir.

Türk el sanatları, dünyaca bilinen halılar, el boyaması parlak renkli seramikler, bakır ve pirinçten aynalar, lületaşından pipolar çok hoş birer hatıra parça ve hediyeliklerdir. İyi aydınlatılmış vitrinlerdeki altından mücevherler geçenin gözünü kamaştırır. En iyi kalitedeki deri ve süet eşyaların fiyatları oldukça makuldür. Çarşının ortasındaki Eski Bedesten' de nadir antika parçalar bulunur. Onlarca yıldan kalma kıymetli bir parça bulabilmeyi ummak burada gezip dolaşmaya değer doğrusu.

Eminönü' ndeki Yeni Cami' nin yanı başındaki Mısır Çarşısı veya Baharat Pazarı kişiyi mistik doğunun hayal alemine götürür. Tarçın, kimyon, safran, nane, kekik ve sayılabilecek diğer birçok ot ve baharatın baştan çıkarıcı kokusu havaya yayılır. Şehrin eski bölgesindeki Sultanahmet de ayrı bir alışveriş ziyaretgahı haline gelmiştir. 18' inci yüzyıl Mehmet Efendi Medresesi' ndeki İstanbul Sanatları Çarşısı ve yakınındaki, Sinan tarafından yapılan 16' ıncı yüzyıl Caferağa Medresesi' nde zanaatkarları çalışırken görmek ve yaptıklarından satın almak mümkündür. Sultanahmet Camii Arasta' sının kemeraltı iyi bir seyir ve uygun bir alışveriş imkanı yaratır.

Taksim - Nişantaşı - Şişli semtlerindeki seçkin dükkanlar pazar yerlerindeki kargaşanın tam tersini yansıtır. İstiklal, Cumhuriyet ve Rumeli Caddelerinde, Türkiye' nin yüksek kaliteli tekstillerinden üretilen şık modelleri satan dükkanlar zevkle ve rahatça gezilir. Nefis mücevherler, zarif modelli çanta ve ayakkabılar da bulunmaktadır. Ataköy' deki Ataköy Galeria' sı ve Etiler'd eki Akmerkez İstanbul' daki en şık mağazaların şubelerini barındırmaktadır. Asya tarafındaki Bahariye ve Bağdat Caddelerinde ve Capitol Çarşı Merkezinde benzer mallar sunulmaktadır.

İstanbul' un bit pazarlarında hem yeni hem de eski, şaşırtıcı parçalar bulunabilir. Beyazıt' daki Sahaflar Çarşısı ve Çınaraltı' nda gezerken her gün yeni bir şeyle karşılaşılır. Pazar günleri, Sahaflar ve Kapalı Çarşı arasındaki işporta pazarında mallar el arabalarında ya da yaygılar üzerinde satışa sunulmaktadır. Horhor Çarşısı her yaş ve kalitede mobilya satan dükkanlarla doludur. Topkapı semtinde, Cihangir - Çukurcuma Sokağı ve Üsküdar - Büyük Hamam Sokağı ile Kadıköy - Çarşı Durağı civarında yer alan ve Eminönü ve Tahtakale arasındaki bit pazarları her gün açıktır. Bir Pazar günü Boğaz' ın yukarısına doğru arabayla gidildiğinde Büyükdere ve Sarıyer arasındaki bir diğer canlı pazar yeri de durup gezilmelidir.

İstanbul' a nasıl gidilir?

Karayolu: Şehir içi ulaşım: Minibüs ve otobüslerin yanı sıra, merkezi Aksaray' da olan tranvay, Taksim ile Levent arasındaki metro, Beyoğlu' ndaki elektrikli tranvay sıkça kullanılan şehir içi ulaşım araçlarıdır.

Şehirlerarası ulaşım: İstanbul' dan yurdun her tarafına karayolu bağlantısı vardır. Yurtiçi ulaşımının hareket noktası, Anadolu yakasında Harem, Avrupa yakasında Esenler de bulunan uluslararası otogarıdır.

Uluslararası ulaşım: İstanbul' dan yurtdışına Yunanistan, Üsküp, Makedonya, Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre, Suudi Arabistan, Suriye, Rusya (Moskova) Romanya, Bulgaristan, Ürdün (Amman) seferleri yapılmaktadır.
Demiryolu: İstanbul' dan Ankara, İzmir ile Doğu Anadolu şehirlerine demiryolu bağlantısı vardır. İstanbul' dan yurtdışına Sirkeci- Viyana, Münih, Budapeşte, Selanik, (Eskişehir, Konya, Gaziantep)- Halep, (Tatavan, Van)- Tahran, S, Moskova, Bükreş' e tren seferleri bulunmaktadır.

Denizyolu: İstanbul' da hem şehir içi, hem de yurt içi ulaşım sağlanmaktadır. Ayrıca marinaların Avrupa limanlarına bağlantısı vardır.

Şehir içi Denizyolu Ulaşımı: Kadıköy- H.Paşa- Karaköy, Eminönü- Üsküdar, Eminönü-Kadıköy, Köprü-Yeniköy, Beykoz-Kavaklar, Sirkeci- Bostancı, Köprü-Adalar, Köprü-Yalova, Kabataş-Çınarcık, Bostancı-Çınarcık arasında vapur işlemektedir.

Şehirlerarası Ulaşım: Karadeniz (İstanbul, Zonguldak, Sinop, Samsun, Giresun, Trabzon, Rize), İzmir, Marmara hattı (Marmara adası, Bandırma, Mudanya), Avşa Adalarına turlar bulunmaktadır.