antalya transfer ile ABANT, BOLU ziyareti

antalya transfer ile ABANT, BOLU ziyareti
Doğanın güzelliklerini en cömertçe sunduğu şehirlerden biri olan Bolu; romantizm tutkunların asla vazgeçemediği büyülü bir dünya. Bu şehrin sonbaharı ve kışı güzellikte birbirleriyle yarışıyor. Aralık ve Ocak aylarıyla birlikte Abant çevresinde hava koşulları oldukça zorlaşsa da şömine başında kar keyfi yapmak her şeye değer. Abant Gölü, Bolu'nun 35 kilometre güney batısında bulunan, yaklaşık 1350 metre yükseklikte bulunan ve alanı 125 hektarı bulan bir heyelan set gölüdür. Suları tatlı olan gölün, en derin yeri 18 m'dir.

Abant Gölü yeraltında meydana gelen tektonik çöküntüler sonucunda büyük taş bloklarının vadiyi doldurmasıyla oluşmuştur. Deniz seviyesinden yüksekliği 1328 m. yüzey genişliği 1.25 km² olup maksimum 18m. derinliktedir. Tektonik kökenli göl Kuzey Anadolu fay hattında bulunmaktadır. Abant Gölü’nü dağlardan gelen kar suları ve bir iki küçük dere beslemektedir. Gölden dışarı taşan temiz ve doğal su Dirgene Çayı’dır (Atıcı ve Obalı 2002). Abant Gölü çevresinde sıralanan dağların zirveleri tabiat parkının sınırlarını oluşturmaktadır. Tabiat parkının en yüksek noktası 1794m. ile Erenler Tepesi iken en düşük noktası 1328m. ile Abant Gölü seviyesidir Abant gölü kış aylarındaki hızlı hava soğumaları nedeni ile kıyıdan başlayarak tamamen donmaktadır
Abant Gölü, Batı Karadeniz bölümü dağlarının ikinci sırasını oluşturan, Abant ve Keremali dağları üzerinde yer alır. Abant Deresinin, vadisinde oluşan bir heyelan gölü oluşturmuştur. Göl çevresinde 1400-1700 metrelere varan tepeler yer alır. Gölden çıkan fazla sular Abant Deresi ile Bolu Çayına dökülür. Göl birkaç kaynak suyu, iki-üç kısmen devamlı olan akarsu ve özellikle de kar ve yağmur suları ile beslenmektedir. Göl ve çevredeki 1196 hektarlık alan Tabiat Parkı olarak işletilmektedir. Göl derinliklerinin görülebileceği kadar durudur.
Çevrede şu hayvanlar yaşamaktadır: Yabandomuzu, tavşan, karaca, ayı, tilki, yaban ördeği, keklik ve yaban güvercini. Gölden çıkan ve Abant Alabalığı olarak bilinen endemik balık, literatüre Salmo trutta abanticus olarak girmiştir.

Göl çevresinde yayla olarak kullanılan açık alanlar da olsa, gür ormanlar da yer alır. Köknar, çam, meşe, kayın, gürgen, kestane, yabani meyve ağaçları zengin bir bitki örtüsü oluşturur. Göl kıyılarda sarı ve beyaz nilüferler su yüzeyini kaplarlar.

Abant gölü İstanbul-Ankara karayoluna oldukça yakın olması nedeniyle yoğun olarak kullanılmaktadır. Gölün etrafında oteller ve restoranlar mevcuttur. Göl çevresi eğlence, dinlenme, spor, avcılık ve piknik yapmaya uygundur. Kamp alanları mevcuttur. Gölü çevreleyen asfalt yol gezinti amacıyla kullanılır. Dört adet günübirlik piknik alanı yer alır. Samat yaylası yakınlarında günde 330 çadırın kullanabileceği kamp alanı bulunur.

Çevredeki alıç, böğürtlen, kuşburnu, çilek, mantar ve dağ çilekleri gibi bitkilerden yararlanılır. Göl çevresinde alabalık ve geyik üretim istasyonları yer alır. Alabalık yavruları göle bırakılır. Geyikler yetiştikten sonra doğaya bırakılır.

İstanbul-Ankara arasındaki D-100 karayolunun 203. km'sinden ayrılan Ömerler köyü sapağından, 22 km'lik asfalt yolla ulaşılmaktadır. Taşkesti beldesi içinden ayrılan yolla, Abant'a ulaşmak mümkündür. Bu yol yeni asfaltlanmış olup, güneybatı yönünden alana ulaşım sağlar. Nallıhan, Mudurnu üzerinden güneyden göl alanına ulaşılır. Gölün bazı merkezlere uzaklığı şu şekildedir;, İstanbul 258 km, Ankara 225 km, Düzce 60 km, Bolu 33 km, Mudurnu 20 km. Abant gölünün Ankara'ya yaklaşık uzaklığı 2 saat kadardır.