fethiye transfer BABADAĞ

BABADAĞ'IN ETEKLERİNDE YAMAÇ PARAŞÜTÜ DENEYİMİ
antalya fethiye 210 km dir. Fethiye babadağ fethiye arası mesafe : 27 kilometre. Fethiye babadağ fethiye arası süre : 48 dakika.
Fethiye-Ölüdeniz'de gidip de yamaç paraşütü yapmadan dönülmez. Babadağ’ın eteklerine çıkıp Ölüdeniz’in muhteşem manzarasına karşı kuş gibi süzülmek kim istemez… Paraşüt konusunda hiç deneyimi olmayanlar bile profesyonel hocalar eşliğinde yamaç paraşütü heyecanını yaşayabiliyor. Konu paraşüt fiyatlarına geldiğinde ise biraz pahalı olabiliyor. Paraşütle atlarken fotoğraf çektirmek istediğinizde de fiyatlar bir tık daha yukarı çıkıyor. Ama bu muhteşem deneyimi ölümsüzleştirmek isteyeceksiniz.
Babadağ güney-batı Türkiye'de doğu Akdeniz Bölgesi'ndeki Muğla ilinin Fethiye ilçesinde bulunan bir dağ'dır.

Bu dağın iki zirvesi bulunmaktadır. En yüksek rakımlı zirvenin irtifası 1,969 metredir. "Karatepe" adı verilien ikinci zirvenin rakımı 1,400 metredir. Bu iki zirve karşı karşıya bulunmakta ve aralarından derince bir sel vadisi geçmektedir. Her iki zirve de kireçtaşı/kalkerden oluşmuştur. İki zirvenin birbirinde ayrık olması dolayısıyla bazı coğrafyacılar Babadağı'nı bir "sıradağ" olarak nitelendirmektedirler.

Babadağ çok zengin olan bitki türleri ile dikkati çekmektedir. Bu bitkiler arasında 1,400 m ile 1,800 m rakımlı arazide gayet yaygın (Acer undulatum) Latince sınıflanma isimli bu bölgeye has akçaağaç türünden ağaçlar ve (Cedrus libani) Latince sınıflanma isimli Türkiye'ye has sedir türü ağaç ormanları çok önemlidir.

Babadağı zirvesi ve "Karatepe" adı verilen alt-zirve denize çok yakındır; denizden uzaklık 5 km yi geçmez. Bu nedenle Fethiye ve civarına gelen turistler için bu zirvelerden denize doğru rotalı "yamaç paraşütü" sporu geliştirilmiştir.
İlçenin 700 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. İlk adı "Beşikkaya"; olan Babadağ, daha sonra Kadıkeriyesi (Kadıköy) ismini almıştır. .Bu ismin,geçmiş zamanlarda yaşanan halktan bir; kişinin eğitim görerek kadı olmasıyla alındığı söylenmektedir. İlçenin Kanuni Sultan Süleyman devrine ait 1528 tapu defterinde köy olarak kaydı bulunmaktadır. Aynı kayıtlar­da, Hisar, Ahıllı ve Oğuzlar köyleri de yer almaktadır. Hicri 1299'da civara de­miryolu gelmesiyle Sarayköy ilçe, Kadı­köy nahiye olur. Kadıköy adı, İstanbul Posta İşlerinde İstanbul'un Kadıköy'ü ile karışıklıklar meydana getirmeye başlar. Bu nedenle yöre:1935 yılında sırtını yasladığı dağlardan esinlenerek "Babadağ" adını alır.

Babadağ 1877 yılında belediye, 1988 yılında 9 köyüyle beraber ilçe ol­muştur. Babadağ ilçe oluncaya kadar Sa­rayköy'e, bağlı kalmıştır. İlçemizde yerle­şimin ve dokumacılığın tarihçesi 700 yıl, öncesine dayanıyor. Anlatılanlar çerçe­vesinde yörede yaşayan insanların asıl köklerinin Tavas Vakıfköyü olduğu sanıl­maktadır. Rivayete göre Selçuk beylerin­den birinin 3 oğlu babalarıyla anlaşamayarak yurtlarını terk ederler. Bir tanesi Ahıllı, bir diğeri Oğuzlar köyüne, 3. genç de Babadağ'a yerleşir. O dönemde Babadağ'ın adı Beylikdüzü'dür. Civara, yerleşen gençlerden biri beddua almıştır.

Yine rivayetlere göre adı bu nedenle Ahıllı olan köy hiçbir zaman gelişme kaydedememiştir. Köydeki nüfus, sayısı ne 39 olur, ne de 41 Ahıllı köyü­nün nüfusu yok gibidir. Söy­lenceler bir tarafa, Ahıllı ve Oğuzlar su sıkıntısı ve coğrafi koşulların yetersiz oluşundan dolayı gelişememiştir. Baba­dağ'a yerleşen genç çoban ise şanslıdır. Çünkü yörede 105 tane su kaynağı yer almakta ve çevrenin doğal örtüsü hay­vancılığa elverişli bulunmakta­dır. Büyük bir sürüsü olduğu tahmin edi­len bu gencin dokumacılığa hayvanları­nın çalılara takılan yünlerini eğirerek heybe, halı ve kilim dokuyarak başladığı biliniyor. Bu ürünler solmayan, bozulma­yan kök boyalarla boyanıyordu. O günlerde yöreye yerleşen ve adı bilinmeyen bu çobanın ürettikleriyle başlayan tekstil gelişerek günümüze kadar gelmiştir.

İlçe merkezinin yerleşik nüfusu 4000 civarındadır. 10 yılda 2000 dolayında göç vermiştir. Bunun sebebi de ilçedeki, tekstil imalatının sağlam zemin üzerine oturmayarak fason üretimine dayalı ol­ması, tekstilde yaşanan krizlerdir. Fakat bugün göç vermekten öte çevre ilçe ve illerden sanayi bölgelerinde çalışmak için göç almaktadırlar. Yerleşik, nüfusunun dokumacılıkla uğraşan kesiminin bir bö­lümü, geleneksel Babadağ dokumaların­dan dokuyarak kendi pazarlamaktadır. Bir diğer kısım ise yerli ve yabancı turist­lerin benimsedikleri naturel el dokumalarını, nostaljik eski el tezgahlarında ürete­rek katkıda bulunmaktadır.