şehirler arası transfer antalya

Şehirler arası transfer Antalya diğer şehirlere kilometre olarak ve zaman olarak uzaklığı sizin hizmetinize sunulmuştur
Şehirler arası transfer Antalya ile size uygun aracı seçebilir en iyi hizmeti alabilirsiniz. Kaç kişi olursanız olun size göre özel bir vip aracımız vardır. Vip bir araçla konforlu bir yolculuk sizi bekliyor. Araç ister Mercedes Vito olsun ister Mercedes Spinter size özel Vip konforunda yolculuk sunar. Araçlarız 8 kişilik , 10 kişilik , 13 kişilik , 15 kişilik , 17 kişilik minibüslerdir.. Daha kalabalık gruplar için kurumsal bölümümüz olan kongre departmanımızla irtibata geçebilirsiniz..
Şehirler arası transfer Antalya ile gidebileceğiniz il veya Şehir uzaklık Süre (Gidilecek Yer) (Kilometre) (Saat, Dakika) olarak sizin hizmetinize sunulmuştur.

Şehir Uzaklık Süre
(Gidilecek Yer) (Kilometre) (Saat, Dakika)
ADANA 549 km 7 sa, 2 dk
ADIYAMAN 875 km 11 sa, 20 dk
AFYONKARAHİSAR 288 km 3 sa, 44 dk
AĞRI 1417 km 18 sa, 32 dk
AKSARAY 455 km 6 sa, 13 dk
AMASYA 815 km 11 sa, 6 dk
ANKARA 545 km 6 sa, 55 dk
ARDAHAN 1463 km 18 sa, 58 dk
ARTVİN 1433 km 19 sa, 7 dk
AYDIN 349 km 4 sa, 28 dk
BALIKESİR 510 km 6 sa, 43 dk
BARTIN 809 km 10 sa, 15 dk
BATMAN 1163 km 14 sa, 26 dk
BAYBURT 1152 km 15 sa, 40 dk
BİLECİK 477 km 6 sa, 5 dk
BİNGÖL 1174 km 15 sa, 16 dk
BİTLİS 1269 km 15 sa, 46 dk
BOLU 688 km 8 sa, 19 dk
BURDUR 127 km 1 sa, 39 dk
BURSA 548 km 7 sa, 5 dk
ÇANAKKALE 775 km 9 sa, 31 dk
ÇANKIRI 679 km 8 sa, 39 dk
ÇORUM 727 km 9 sa, 43 dk
DENİZLİ 224 km 2 sa, 53 dk
DİYARBAKIR 1069 km 13 sa, 14 dk
DÜZCE 643 km 7 sa, 52 dk
EDİRNE 917 km 10 sa, 24 dk
ELAZIĞ 1037 km 13 sa, 25 dk
ERZİNCAN 1050 km 13 sa, 56 dk
ERZURUM 1242 km 16 sa, 25 dk
ESKİŞEHİR 443 km 5 sa, 44 dk
GAZİANTEP 766 km 9 sa, 39 dk
GİRESUN 1089 km 14 sa, 20 dk
GÜMÜŞHANE 1123 km 15 sa, 28 dk
HAKKARİ 1460 km 18 sa, 45 dk
HATAY 735 km 9 sa, 18 dk
IĞDIR 1601 km 20 sa, 1 dk
ISPARTA 127 km 1 sa, 57 dk
İSTANBUL 682 km 8 sa, 26 dk
İZMİR 455 km 5 sa, 48 dk
KAHRAMANMARAŞ 740 km 9 sa, 22 dk
KARABÜK 738 km 9 sa, 20 dk
KARAMAN 328 km 5 sa, 1 dk
KARS 1441 km 19 sa, 4 dk
KASTAMONU 796 km 10 sa, 15 dk
KAYSERİ 611 km 8 sa, 7 dk
KIRIKKALE 563 km 7 sa, 36 dk
KIRKLARELİ 890 km 10 sa, 14 dk
KIRŞEHİR 563 km 7 sa, 48 dk
KİLİS 779 km 10 sa, 21 dk
KOCAELİ 615 km 7 sa, 7 dk
KONYA 302 km 4 sa, 14 dk
KÜTAHYA 368 km 4 sa, 49 dk
MALATYA 936 km 12 sa, 8 dk
MANİSA 430 km 5 sa, 46 dk
MARDİN 1092 km 13 sa, 23 dk
MERSİN 469 km 6 sa, 17 dk
MUĞLA 315 km 4 sa, 2 dk
MUŞ 1274 km 16 sa, 42 dk
NEVŞEHİR 530 km 7 sa, 6 dk
NİĞDE 556 km 7 sa, 17 dk
ORDU 1043 km 13 sa, 44 dk
OSMANİYE 635 km 8 sa, 3 dk
RİZE 1298 km 16 sa, 59 dk
SAKARYA 579 km 6 sa, 48 dk
SAMSUN 894 km 11 sa, 50 dk
SİİRT 1247 km 15 sa, 31 dk
SİNOP 959 km 12 sa, 24 dk
SİVAS 805 km 10 sa, 48 dk
ŞANLIURFA 913 km 11 sa, 11 dk
ŞIRNAK 1270 km 15 sa, 43 dk
TEKİRDAĞ 825 km 9 sa, 49 dk
TOKAT 872 km 11 sa, 45 dk
TRABZON 1220 km 15 sa, 59 dk
TUNCELİ 1116 km 14 sa, 55 dk
UŞAK 296 km 4 sa, 8 dk
VAN 1433 km 17 sa, 51 dk
YALOVA 618 km 7 sa, 20 dk
YOZGAT 702 km 9 sa, 24 dk
ZONGULDAK 758 km 9 sa, 31 dk
BANDIRMA 605 km 7 sa, 54 dk
ÇORLU 800 km 9 sa, 31 dk
ÇEŞME 540 km 6 sa, 40 dk
KUŞADASI 405 km 5 sa, 17 dk
MARMARİS 319 km 4 sa, 15 dk
BODRUM 423 km 5 sa, 26 dk
KAŞ 187 km 2 sa, 35 dk
ALANYA 133 km 1 sa, 44 dk
KAPADOKYA 545 km 7 sa, 18 dk
KAPIKULE SINIR KAPISI 935 km 10 sa, 37 dk
DİDİM 447 km 5 sa, 50 dk
FETHİYE 195 km 2 sa, 37 dk
DATÇA 388 km 5 sa, 13 dk
ASSOS 708 km 8 sa, 47 dk
AYVALIK 602 km 7 sa, 23 dk
MANAVGAT 74 km 0 sa, 59 dk
PAMUKKALE 240 km 3 sa, 7 dk
ERDEK 625 km 8 sa, 15 dk
SAFRANBOLU 745 km 9 sa, 24 dk

Şehirler arası transfer Antalya ile ulaşabileceğiniz şehirler ve ilçeler..
Şehirler arası transfer için kaç kişi olursanız olun size göre özel bir vip aracımız vardır. Vip bir araçla konforlu bir yolculuk sizi bekliyor. Araç ister Mercedes Vito olsun ister Mercedes Spinter size özel Vip konforunda yolculuk sunar. Araçlarız 8 kişilik , 10 kişilik , 13 kişilik , 15 kişilik , 17 kişilik minibüslerdir.. Daha kalabalık gruplar için kongre departmanımızla irtibata geçebilirsiniz..
Şehirler arası transfer Antalya ile gidebileceğiniz il ve ilçeler

Adana
Adana'nın ilçeleri
Adana'nın ilçeleri
Aladağ
Ceyhan
Çukurova
Feke
İmamoğlu
Karaisalı
Karataş
Kozan
Pozantı
Saimbeyli
Sarıçam
Seyhan
Tufanbeyli
Yumurtalık
Yüreğir
Adıyaman
Adıyaman'ın ilçeleri

Adıyaman'ın ilçeleri
Adıyaman
Besni
Çelikhan
Gerger
Gölbaşı
Kâhta
Samsat
Sincik
Tut
Afyonkarahisar

Afyonkarahisar'ın ilçeleri
Afyonkarahisar'ın ilçeleri
Afyonkarahisar
Başmakçı
Bayat
Bolvadin
Çay
Çobanlar
Dazkırı
Dinar
Emirdağ
Evciler
Hocalar
İhsaniye
İscehisar
Kızılören
Sandıklı
Sinanpaşa
Sultandağı
Şuhut
Ağrı

Ağrı'nın ilçeleri
Ağrı'nın ilçeleri
Ağrı
Diyadin
Doğubayazıt
Eleşkirt
Hamur
Patnos
Taşlıçay
Tutak
Aksaray

Aksaray'ın ilçeleri
Aksaray'ın ilçeleri
Ağaçören
Aksaray
Eskil
Gülağaç
Güzelyurt
Ortaköy
Sarıyahşi
Sultanhanı
Amasya

Amasya'nın ilçeleri
Amasya'nın ilçeleri
Amasya
Göynücek
Gümüşhacıköy
Hamamözü
Merzifon
Suluova
Taşova
Ankara

Ankara'nın ilçeleri
Ankara'nın ilçeleri
Akyurt
Altındağ
Ayaş
Balâ
Beypazarı
Çamlıdere
Çankaya
Çubuk
Elmadağ
Etimesgut
Evren
Gölbaşı
Güdül
Haymana
Kalecik
Kahramankazan
Keçiören
Kızılcahamam
Mamak
Nallıhan
Polatlı
Pursaklar
Sincan
Şereflikoçhisar
Yenimahalle
Antalya

Antalya'nın ilçeleri.
Antalya'nın ilçeleri
Akseki
Aksu
Alanya
Döşemealtı
Elmalı
Finike
Gazipaşa
Gündoğmuş
İbradı
Demre
Kaş
Kemer
Kepez
Konyaaltı
Korkuteli
Kumluca
Manavgat
Muratpaşa
Serik
Ardahan

Ardahan'ın ilçeleri
Ardahan'ın ilçeleri
Ardahan
Çıldır
Damal
Göle
Hanak
Posof
Artvin

Artvin'in ilçeleri
Artvin'in ilçeleri
Ardanuç
Arhavi
Artvin
Borçka
Hopa
Kemalpaşa
Murgul
Şavşat
Yusufeli
Aydın

Aydın'ın ilçeleri.
Aydın'ın ilçeleri
Bozdoğan
Buharkent
Çine
Didim
Efeler
Germencik
İncirliova
Karacasu
Karpuzlu
Koçarlı
Köşk
Kuşadası
Kuyucak
Nazilli
Söke
Sultanhisar
Yenipazar
Balıkesir

Balıkesir'in ilçeleri.
Balıkesir'in ilçeleri
Altıeylül
Ayvalık
Balya
Bandırma
Bigadiç
Burhaniye
Dursunbey
Edremit
Erdek
Gömeç
Gönen
Havran
İvrindi
Karesi
Kepsut
Manyas
Marmara
Savaştepe
Sındırgı
Susurluk
Bartın
Bartın'ın ilçeleri

Bartın'ın ilçeleri
Amasra
Bartın
Kurucaşile
Ulus
Batman
Batman'ın ilçeleri

Batman'ın ilçeleri
Batman
Beşiri
Gercüş
Hasankeyf
Kozluk
Sason
Bayburt
Bayburt'un ilçeleri

Bayburt'un ilçeleri
Aydıntepe
Bayburt (İl merkezi)
Demirözü
Bilecik
Bilecik'in ilçeleri

Bilecik'in ilçeleri
Bilecik
Bozüyük
Gölpazarı
İnhisar
Osmaneli
Pazaryeri
Söğüt
Yenipazar
Bingöl
Bingöl'ün ilçeleri

Bingöl'ün ilçeleri
Adaklı
Bingöl
Genç
Karlıova
Kiğı
Solhan
Yayladere
Yedisu
Bitlis
Bitlis'in ilçeleri

Bitlis'in ilçeleri
Adilcevaz
Ahlat
Bitlis
Güroymak
Hizan
Mutki
Tatvan
Bolu
Bolu'nun ilçeleri

Bolu'nun ilçeleri
Bolu
Dörtdivan
Gerede
Göynük
Kıbrıscık
Mengen
Mudurnu
Seben
Yeniçağa
Burdur
Burdur'un ilçeleri

Burdur'un ilçeleri
Ağlasun
Altınyayla
Bucak
Burdur
Çavdır
Çeltikçi
Gölhisar
Karamanlı
Kemer
Tefenni
Yeşilova
Bursa
Bursa'nın ilçeleri

Bursa'nın ilçeleri.
Büyükorhan
Gemlik
Gürsu
Harmancık
İnegöl
İznik
Karacabey
Keles
Kestel
Mudanya
Mustafakemalpaşa
Nilüfer
Orhaneli
Orhangazi
Osmangazi
Yenişehir
Yıldırım
Çanakkale
Çanakkale'nin ilçeleri

Çanakkale'nin ilçeleri
Ayvacık
Bayramiç
Biga
Bozcaada
Çan
Çanakkale
Eceabat
Ezine
Gelibolu
Gökçeada
Lapseki
Yenice
Çankırı
Çankırı'nın ilçeleri

Çankırı'nın ilçeleri
Atkaracalar
Bayramören
Çankırı
Çerkeş
Eldivan
Ilgaz
Kızılırmak
Korgun
Kurşunlu
Orta
Şabanözü
Yapraklı
Çorum
Çorum'un ilçeleri

Çorum'un ilçeleri
Alaca
Bayat
Boğazkale
Çorum
Dodurga
İskilip
Kargı
Laçin
Mecitözü
Oğuzlar
Ortaköy
Osmancık
Sungurlu
Uğurludağ
Denizli
Denizli'nin ilçeleri

Denizli'nin ilçeleri
Acıpayam
Babadağ
Baklan
Bekilli
Beyağaç
Bozkurt
Buldan
Çal
Çameli
Çardak
Çivril
Güney
Honaz
Kale
Merkezefendi
Pamukkale
Sarayköy
Serinhisar
Tavas
Diyarbakır
Diyarbakır'ın ilçeleri

Diyarbakır'ın ilçeleri
Bağlar
Bismil
Çermik
Çınar
Çüngüş
Dicle
Eğil
Ergani
Hani
Hazro
Kayapınar
Kocaköy
Kulp
Lice
Silvan
Sur
Yenişehir
Düzce
Düzce'nin ilçeleri

Düzce'nin ilçeleri
Akçakoca
Cumayeri
Çilimli
Düzce
Gölyaka
Gümüşova
Kaynaşlı
Yığılca
Edirne
Edirne'nin ilçeleri

Edirne'nin ilçeleri
Edirne
Enez
Havsa
İpsala
Keşan
Lalapaşa
Meriç
Süloğlu
Uzunköprü
Elazığ
Elazığ'ın ilçeleri

Elazığ'ın ilçeleri
Ağın
Alacakaya
Arıcak
Baskil
Elazığ
Karakoçan
Keban
Kovancılar
Maden
Palu
Sivrice
Erzincan
Erzincan'ın ilçeleri

Erzincan'ın ilçeleri
Çayırlı
Erzincan
İliç
Kemah
Kemaliye
Otlukbeli
Refahiye
Tercan
Üzümlü
Erzurum
Erzurum'un ilçeleri

Erzurum'un ilçeleri
Aşkale
Aziziye
Çat
Hınıs
Horasan
İspir
Karaçoban
Karayazı
Köprüköy
Narman
Oltu
Olur
Palandöken
Pasinler
Pazaryolu
Şenkaya
Tekman
Tortum
Uzundere
Yakutiye
Eskişehir
Eskişehir'in ilçeleri

Eskişehir'in ilçeleri.
Alpu
Beylikova
Çifteler
Günyüzü
Han
İnönü
Mahmudiye
Mihalgazi
Mihalıççık
Odunpazarı
Sarıcakaya
Seyitgazi
Sivrihisar
Tepebaşı
Gaziantep
Gaziantep'in ilçeleri

Gaziantep'in ilçeleri
Araban
İslahiye
Karkamış
Nizip
Nurdağı
Oğuzeli
Şahinbey
Şehitkamil
Yavuzeli
Giresun
Giresun'un ilçeleri

Giresun'un ilçeleri
Alucra
Bulancak
Çamoluk
Çanakçı
Dereli
Doğankent
Espiye
Eynesil
Giresun
Görele
Güce
Keşap
Piraziz
Şebinkarahisar
Tirebolu
Yağlıdere
Gümüşhane
Gümüşhane'nin ilçeleri

Gümüşhane'nin ilçeleri
Gümüşhane
Kelkit
Köse
Kürtün
Şiran
Torul
Hakkâri
Hakkâri'nin ilçeleri

Hakkâri'nin ilçeleri
Çukurca
Hakkâri
Şemdinli
Yüksekova
Derecik
Hatay
Hatay'ın ilçeleri

Hatay'ın ilçeleri
Altınözü
Antakya
Arsuz
Belen
Defne
Dörtyol
Erzin
Hassa
İskenderun
Kırıkhan
Kumlu
Payas
Reyhanlı
Samandağ
Yayladağı
Iğdır
Iğdır'ın ilçeleri

Iğdır'ın ilçeleri
Aralık
Iğdır
Karakoyunlu
Tuzluca
Isparta
Isparta'nın ilçeleri

Isparta'nın ilçeleri
Aksu
Atabey
Eğirdir
Gelendost
Gönen
Isparta
Keçiborlu
Senirkent
Sütçüler
Şarkikaraağaç
Uluborlu
Yalvaç
Yenişarbademli
İstanbul
İstanbul'un ilçeleri

İstanbul'un ilçeleri
Adalar
Arnavutköy
Ataşehir
Avcılar
Bağcılar
Bahçelievler
Bakırköy
Başakşehir
Bayrampaşa
Beşiktaş
Beykoz
Beylikdüzü
Beyoğlu
Büyükçekmece
Çatalca
Çekmeköy
Esenler
Esenyurt
Eyüpsultan
Fatih
Gaziosmanpaşa
Güngören
Kadıköy
Kâğıthane
Kartal
Küçükçekmece
Maltepe
Pendik
Sancaktepe
Sarıyer
Silivri
Sultanbeyli
Sultangazi
Şile
Şişli
Tuzla
Ümraniye
Üsküdar
Zeytinburnu
İzmir

İzmir'in ilçeleri.
İzmir'in ilçeleri
Aliağa
Balçova
Bayındır
Bayraklı
Bergama
Beydağ
Bornova
Buca
Çeşme
Çiğli
Dikili
Foça
Gaziemir
Güzelbahçe
Karabağlar
Karaburun
Karşıyaka
Kemalpaşa
Kınık
Kiraz
Konak
Menderes
Menemen
Narlıdere
Ödemiş
Seferihisar
Selçuk
Tire
Torbalı
Urla
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş'ın ilçeleri

Kahramanmaraş'ın ilçeleri
Afşin
Andırın
Çağlayancerit
Dulkadiroğlu
Ekinözü
Elbistan
Göksun
Nurhak
Onikişubat
Pazarcık
Türkoğlu
Karabük
Karabük'ün ilçeleri

Karabük'ün ilçeleri
Eflani
Eskipazar
Karabük
Ovacık
Safranbolu
Yenice
Karaman
Karaman'ın ilçeleri

Karaman'ın ilçeleri
Ayrancı
Başyayla
Ermenek
Karaman
Kazımkarabekir
Sarıveliler
Kars
Kars'ın ilçeleri

Kars'ın ilçeleri
Akyaka
Arpaçay
Digor
Kağızman
Kars
Sarıkamış
Selim
Susuz
Kastamonu
Kastamonu'nun ilçeleri

Kastamonu'nun ilçeleri
Abana
Ağlı
Araç
Azdavay
Bozkurt
Cide
Çatalzeytin
Daday
Devrekani
Doğanyurt
Hanönü
İhsangazi
İnebolu
Kastamonu
Küre
Pınarbaşı
Seydiler
Şenpazar
Taşköprü
Tosya
Kayseri
Kayseri'nin ilçeleri

Kayseri'nin ilçeleri
Akkışla
Bünyan
Develi
Felahiye
Hacılar
İncesu
Kocasinan
Melikgazi
Özvatan
Pınarbaşı
Sarıoğlan
Sarız
Talas
Tomarza
Yahyalı
Yeşilhisar
Kırıkkale
Kırıkkale'nin ilçeleri

Kırıkkale'nin ilçeleri
Bahşili
Balışeyh
Çelebi
Delice
Karakeçili
Keskin
Kırıkkale
Sulakyurt
Yahşihan
Kırklareli
Kırklareli'nin ilçeleri

Kırklareli'nin ilçeleri
Babaeski
Demirköy
Kırklareli
Kofçaz
Lüleburgaz
Pehlivanköy
Pınarhisar
Vize
Kırşehir
Kırşehir'in ilçeleri

Kırşehir'in ilçeleri
Akçakent
Akpınar
Boztepe
Çiçekdağı
Kaman
Kırşehir
Mucur
Kilis
Kilis'in ilçeleri

Kilis'in ilçeleri
Elbeyli
Kilis
Musabeyli
Polateli
Kocaeli
Kocaeli'nin ilçeleri

Kocaeli'nin ilçeleri
Başiskele
Çayırova
Darıca
Derince
Dilovası
Gebze
Gölcük
İzmit
Kandıra
Karamürsel
Kartepe
Körfez
Konya
Konya'nın ilçeleri

Konya'nın ilçeleri.
Ahırlı
Akören
Akşehir
Altınekin
Beyşehir
Bozkır
Cihanbeyli
Çeltik
Çumra
Derbent
Derebucak
Doğanhisar
Emirgazi
Ereğli
Güneysınır
Hadim
Halkapınar
Hüyük
Ilgın
Kadınhanı
Karapınar
Karatay
Kulu
Meram
Sarayönü
Selçuklu
Seydişehir
Taşkent
Tuzlukçu
Yalıhüyük
Yunak
Kütahya
Kütahya'nın ilçeleri

Kütahya'nın ilçeleri
Altıntaş
Aslanapa
Çavdarhisar
Domaniç
Dumlupınar
Emet
Gediz
Hisarcık
Kütahya
Pazarlar
Şaphane
Simav
Tavşanlı
Malatya
Malatya'nın ilçeleri

Malatya'nın ilçeleri
Akçadağ
Arapgir
Arguvan
Battalgazi
Darende
Doğanşehir
Doğanyol
Hekimhan
Kale
Kuluncak
Pütürge
Yazıhan
Yeşilyurt
Manisa
Manisa'nın ilçeleri

Manisa'nın ilçeleri
Ahmetli
Akhisar
Alaşehir
Demirci
Gölmarmara
Gördes
Kırkağaç
Köprübaşı
Kula
Salihli
Sarıgöl
Saruhanlı
Selendi
Soma
Şehzadeler
Turgutlu
Yunusemre
Mardin
Mardin'in ilçeleri

Mardin'in ilçeleri
Artuklu
Dargeçit
Derik
Kızıltepe
Mazıdağı
Midyat
Nusaybin
Ömerli
Savur
Yeşilli
Mersin
Mersin'in ilçeleri

Mersin'in ilçeleri
Akdeniz
Anamur
Aydıncık
Bozyazı
Çamlıyayla
Erdemli
Gülnar
Mezitli
Mut
Silifke
Tarsus
Toroslar
Yenişehir
Muğla
Muğla'nın ilçeleri

Muğla'nın ilçeleri
Bodrum
Dalaman
Datça
Fethiye
Kavaklıdere
Köyceğiz
Marmaris
Menteşe
Milas
Ortaca
Seydikemer
Ula
Yatağan
Muş
Muş'un ilçeleri

Muş'un ilçeleri
Bulanık
Hasköy
Korkut
Malazgirt
Muş
Varto
Nevşehir
Nevşehir'in ilçeleri

Nevşehir'in ilçeleri
Acıgöl
Avanos
Derinkuyu
Gülşehir
Hacıbektaş
Kozaklı
Nevşehir
Ürgüp
Niğde
Niğde'nin ilçeleri

Niğde'nin ilçeleri
Altunhisar
Bor
Çamardı
Çiftlik
Niğde
Ulukışla
Ordu
Ordu'nun ilçeleri

Ordu'nun ilçeleri.
Akkuş
Altınordu
Aybastı
Çamaş
Çatalpınar
Çaybaşı
Fatsa
Gölköy
Gülyalı
Gürgentepe
İkizce
Kabadüz
Kabataş
Korgan
Kumru
Mesudiye
Perşembe
Ulubey
Ünye
Osmaniye
Osmaniye'nin ilçeleri

Osmaniye'nin ilçeleri
Bahçe
Düziçi
Hasanbeyli
Kadirli
Osmaniye
Sumbas
Toprakkale
Rize
Rize'nin ilçeleri

Rize'nin ilçeleri
Ardeşen
Çamlıhemşin
Çayeli
Derepazarı
Fındıklı
Güneysu
Hemşin
İkizdere
İyidere
Kalkandere
Pazar
Rize
Sakarya
Sakarya'nın ilçeleri

Sakarya'nın ilçeleri
Adapazarı
Akyazı
Arifiye
Erenler
Ferizli
Geyve
Hendek
Karapürçek
Karasu
Kaynarca
Kocaali
Pamukova
Sapanca
Serdivan
Söğütlü
Taraklı
Samsun
Samsun'un ilçeleri

Samsun'un ilçeleri
Alaçam
Asarcık
Atakum
Ayvacık
Bafra
Canik
Çarşamba
Havza
İlkadım
Kavak
Ladik
Ondokuzmayıs
Salıpazarı
Tekkeköy
Terme
Vezirköprü
Yakakent
Siirt
Siirt'in ilçeleri

Siirt'in ilçeleri
Siirt (il merkezi)
Tillo
Baykan
Eruh
Kurtalan
Pervari
Şirvan
Sinop
Sinop'un ilçeleri

Sinop'un ilçeleri
Ayancık
Boyabat
Dikmen
Durağan
Erfelek
Gerze
Saraydüzü
Sinop
Türkeli
Sivas
Sivas'ın ilçeleri

Sivas'ın ilçeleri
Akıncılar
Altınyayla
Divriği
Doğanşar
Gemerek
Gölova
Hafik
İmranlı
Kangal
Koyulhisar
Sivas
Suşehri
Şarkışla
Ulaş
Yıldızeli
Zara
Gürün
Şanlıurfa
Şanlıurfa'nın ilçeleri

Şanlıurfa'nın ilçeleri
Akçakale
Birecik
Bozova
Ceylanpınar
Eyyübiye
Halfeti
Haliliye
Harran
Hilvan
Karaköprü
Siverek
Suruç
Viranşehir
Şırnak
Şırnak'ın ilçeleri

Şırnak'ın ilçeleri
Beytüşşebap
Cizre
Güçlükonak
İdil
Silopi
Şırnak
Uludere
Tekirdağ
Tekirdağ'ın ilçeleri

Tekirdağ'ın ilçeleri
Çerkezköy
Çorlu
Ergene
Hayrabolu
Kapaklı
Malkara
Marmaraereğlisi
Muratlı
Saray
Süleymanpaşa
Şarköy
Tokat
Tokat'ın ilçeleri

Tokat'ın ilçeleri
Almus
Artova
Başçiftlik
Erbaa
Niksar
Pazar
Reşadiye
Sulusaray
Tokat
Turhal
Yeşilyurt
Zile
Trabzon
Trabzon'un ilçeleri

Trabzon'un ilçeleri.
Akçaabat
Araklı
Arsin
Beşikdüzü
Çarşıbaşı
Çaykara
Dernekpazarı
Düzköy
Hayrat
Köprübaşı
Maçka
Of
Ortahisar
Sürmene
Şalpazarı
Tonya
Vakfıkebir
Yomra
Tunceli
Tunceli'nin ilçeleri

Tunceli'nin ilçeleri
Çemişgezek
Hozat
Mazgirt
Nazımiye
Ovacık
Pertek
Pülümür
Tunceli
Uşak
Uşak'ın ilçeleri

Uşak'ın ilçeleri
Banaz
Eşme
Karahallı
Sivaslı
Ulubey
Uşak
Van
Van'ın ilçeleri

Van'ın ilçeleri
Bahçesaray
Başkale
Çaldıran
Çatak
Edremit
Erciş
Gevaş
Gürpınar
İpekyolu
Muradiye
Özalp
Saray
Tuşba
Yalova
Yalova'nın ilçeleri

Yalova'nın ilçeleri
Altınova
Armutlu
Çınarcık
Çiftlikköy
Termal
Yalova
Yozgat
Yozgat'ın ilçeleri

Yozgat'ın ilçeleri
Akdağmadeni
Aydıncık
Boğazlıyan
Çandır
Çayıralan
Çekerek
Kadışehri
Saraykent
Sarıkaya
Sorgun
Şefaatli
Yenifakılı
Yerköy
Yozgat
Zonguldak
Zonguldak'ın ilçeleri

Zonguldak'ın ilçeleri
Alaplı
Çaycuma
Devrek
Gökçebey
Kilimli
Kozlu
Karadeniz Ereğli
Zonguldak

Şehirler arası transfer Antalya ile Gideceğiniz il ve ilçelerin nüfus dağılımını sizin için çıkardık. Şehirler arası transfer Antalya ile diğer şehirler ne kadar nüfusa sahiptir bilmeniz önemlidir… Aşağıdaki nüfus sayıları 2019 yılına aittir.

İlçe İl Nüfus
Abana Kastamonu 4.113
Acıgöl Nevşehir 19.362
Acıpayam Denizli 55.351
Adaklı Bingöl 8.550
Adalar İstanbul 15.238
Adapazarı Sakarya 276.385
Adıyaman Adıyaman 308.915
Adilcevaz Bitlis 30.499
Afşin Kahramanmaraş 80.447
Afyonkarahisar Afyonkarahisar 306.908
Ağaçören Aksaray 7.972
Ağın Elazığ 2.626
Ağlasun Burdur 8.078
Ağlı Kastamonu 3.094
Ağrı Ağrı 151.083
Ahırlı Konya 4.753
Ahlat Bitlis 40.699
Ahmetli Manisa 16.525
Akçaabat Trabzon 125.848
Akçadağ Malatya 29.064
Akçakale Şanlıurfa 115.615
Akçakent Kırşehir 3.889
Akçakoca Düzce 38.639
Akdağmadeni Yozgat 42.621
Akdeniz Mersin 262.265
Akhisar Manisa 173.026
Akıncılar Sivas 5.326
Akkışla Kayseri 6.247
Akkuş Ordu 22.192
Akören Konya 5.838
Akpınar Kırşehir 7.465
Aksaray Aksaray 301.661
Akseki Antalya 11.484
Aksu Antalya 73.220
Aksu Isparta 4.557
Akşehir Konya 93.885
Akyaka Kars 10.584
Akyazı Sakarya 90.362
Akyurt Ankara 36.123
Alaca Çorum 31.121
Alacakaya Elazığ 6.151
Alaçam Samsun 25.430
Aladağ Adana 16.121
Alanya Antalya 327.503
Alaplı Zonguldak 43.851
Alaşehir Manisa 104.622
Aliağa İzmir 96.974
Almus Tokat 27.658
Alpu Eskişehir 10.974
Altıeylül Balıkesir 181.286
Altındağ Ankara 389.510
Altınekin Konya 14.351
Altınordu Ordu 217.640
Altınova Yalova 29.237
Altınözü Hatay 60.745
Altıntaş Kütahya 16.108
Altınyayla Burdur 5.519
Altınyayla Sivas 9.004
Altunhisar Niğde 12.961
Alucra Giresun 10.253
Amasra Bartın 14.151
Amasya Amasya 150.828
Anamur Mersin 66.068
Andırın Kahramanmaraş 32.503
Antakya Hatay 383.354
Araban Gaziantep 32.761
Araç Kastamonu 18.670
Araklı Trabzon 48.660
Aralık Iğdır 21.313
Arapgir Malatya 10.275
Ardahan Ardahan 42.374
Ardanuç Artvin 11.449
Ardeşen Rize 41.106
Arguvan Malatya 7.626
Arhavi Artvin 20.926
Arıcak Elazığ 14.620
Arifiye Sakarya 45.375
Armutlu Yalova 9.543
Arnavutköy İstanbul 282.488
Arpaçay Kars 16.645
Arsin Trabzon 32.063
Arsuz Hatay 92.749
Artova Tokat 8.374
Artuklu Mardin 178.154
Artvin Artvin 35.186
Asarcık Samsun 16.778
Aslanapa Kütahya 8.945
Aşkale Erzurum 23.152
Atabey Isparta 5.761
Atakum Samsun 215.633
Ataşehir İstanbul 425.094
Atkaracalar Çankırı 5.534
Avanos Nevşehir 32.742
Avcılar İstanbul 448.882
Ayancık Sinop 23.686
Ayaş Ankara 13.900
Aybastı Ordu 22.027
Aydıncık Mersin 11.023
Aydıncık Yozgat 10.079
Aydıntepe Bayburt 6.825
Ayrancı Karaman 7.965
Ayvacık Çanakkale 33.356
Ayvacık Samsun 20.443
Ayvalık Balıkesir 70.720
Azdavay Kastamonu 7.324
Aziziye Erzurum 63.502
Babadağ Denizli 6.445
Babaeski Kırklareli 47.944
Bafra Samsun 142.761
Bağcılar İstanbul 745.125
Bağlar Diyarbakır 396.102
Bahçe Osmaniye 22.155
Bahçelievler İstanbul 611.059
Bahçesaray Van 14.701
Bahşili Kırıkkale 7.399
Bakırköy İstanbul 229.239
Baklan Denizli 5.524
Bala Ankara 30.280
Balçova İzmir 79.681
Balışeyh Kırıkkale 6.478
Balya Balıkesir 12.932
Banaz Uşak 35.778
Bandırma Balıkesir 156.787
Bartın Bartın 155.765
Baskil Elazığ 13.764
Başakşehir İstanbul 460.259
Başçiftlik Tokat 8.323
Başiskele Kocaeli 102.241
Başkale Van 48.838
Başmakçı Afyonkarahisar 9.788
Başyayla Karaman 3.650
Batman Batman 460.955
Battalgazi Malatya 304.787
Bayat Afyonkarahisar 7.673
Bayat Çorum 16.093
Bayburt Bayburt 68.771
Bayındır İzmir 40.414
Baykan Siirt 25.275
Bayraklı İzmir 312.264
Bayramiç Çanakkale 29.400
Bayramören Çankırı 2.924
Bayrampaşa İstanbul 274.735
Bekilli Denizli 6.826
Belen Hatay 33.313
Bergama İzmir 103.867
Besni Adıyaman 76.674
Beşikdüzü Trabzon 23.328
Beşiktaş İstanbul 182.649
Beşiri Batman 29.667
Beyağaç Denizli 6.397
Beydağ İzmir 12.340
Beykoz İstanbul 248.260
Beylikdüzü İstanbul 352.412
Beylikova Eskişehir 6.400
Beyoğlu İstanbul 233.323
Beypazarı Ankara 48.371
Beyşehir Konya 74.469
Beytüşşebap Şırnak 16.330
Biga Çanakkale 90.418
Bigadiç Balıkesir 49.926
Bilecik Bilecik 78.533
Bingöl Bingöl 164.835
Birecik Şanlıurfa 95.128
Bismil Diyarbakır 118.250
Bitlis Bitlis 70.699
Bodrum Muğla 175.435
Boğazkale Çorum 3.766
Boğazlıyan Yozgat 34.269
Bolu Bolu 212.358
Bolvadin Afyonkarahisar 45.384
Bor Niğde 60.462
Borçka Artvin 22.831
Bornova İzmir 450.992
Boyabat Sinop 44.435
Bozcaada Çanakkale 2.988
Bozdoğan Aydın 33.627
Bozkır Konya 25.894
Bozkurt Denizli 12.671
Bozkurt Kastamonu 9.468
Bozova Şanlıurfa 55.423
Boztepe Kırşehir 5.464
Bozüyük Bilecik 75.566
Bozyazı Mersin 26.595
Buca İzmir 510.695
Bucak Burdur 65.335
Buharkent Aydın 12.793
Bulancak Giresun 67.582
Bulanık Muş 80.643
Buldan Denizli 27.179
Burdur Burdur 115.159
Burhaniye Balıkesir 60.490
Bünyan Kayseri 30.603
Büyükçekmece İstanbul 254.103
Büyükorhan Bursa 9.666
Canik Samsun 99.149
Ceyhan Adana 160.977
Ceylanpınar Şanlıurfa 89.020
Cide Kastamonu 22.196
Cihanbeyli Konya 51.748
Cizre Şırnak 148.697
Cumayeri Düzce 14.649
Çağlayancerit Kahramanmaraş 23.133
Çal Denizli 18.869
Çaldıran Van 62.530
Çamardı Niğde 12.715
Çamaş Ordu 9.058
Çameli Denizli 18.039
Çamlıdere Ankara 9.825
Çamlıhemşin Rize 7.147
Çamlıyayla Mersin 8.326
Çamoluk Giresun 8.289
Çan Çanakkale 48.461
Çanakçı Giresun 6.232
Çanakkale Çanakkale 184.631
Çandır Yozgat 4.450
Çankaya Ankara 944.609
Çankırı Çankırı 97.882
Çardak Denizli 8.736
Çarşamba Samsun 138.544
Çarşıbaşı Trabzon 15.562
Çat Erzurum 16.708
Çatak Van 20.592
Çatalca İstanbul 73.718
Çatalpınar Ordu 13.809
Çatalzeytin Kastamonu 7.055
Çavdarhisar Kütahya 6.303
Çavdır Burdur 12.796
Çay Afyonkarahisar 31.179
Çaybaşı Ordu 12.687
Çaycuma Zonguldak 90.556
Çayeli Rize 44.351
Çayıralan Yozgat 12.563
Çayırlı Erzincan 8.582
Çayırova Kocaeli 134.146
Çaykara Trabzon 14.379
Çekerek Yozgat 19.467
Çekmeköy İstanbul 264.508
Çelebi Kırıkkale 2.633
Çelikhan Adıyaman 15.470
Çeltik Konya 9.713
Çeltikçi Burdur 5.134
Çemişgezek Tunceli 7.877
Çerkeş Çankırı 16.792
Çerkezköy Tekirdağ 174.529
Çermik Diyarbakır 50.819
Çeşme İzmir 44.363
Çıldır Ardahan 9.343
Çınar Diyarbakır 75.640
Çınarcık Yalova 34.343
Çiçekdağı Kırşehir 14.186
Çifteler Eskişehir 14.878
Çiftlik Niğde 27.374
Çiftlikköy Yalova 41.882
Çiğli İzmir 200.211
Çilimli Düzce 19.976
Çine Aydın 49.339
Çivril Denizli 60.333
Çobanlar Afyonkarahisar 14.363
Çorlu Tekirdağ 270.944
Çorum Çorum 297.224
Çubuk Ankara 90.764
Çukurca Hakkari 16.141
Çukurova Adana 376.390
Çumra Konya 67.282
Çüngüş Diyarbakır 11.539
Daday Kastamonu 8.319
Dalaman Muğla 42.024
Damal Ardahan 5.334
Darende Malatya 26.166
Dargeçit Mardin 27.711
Darıca Kocaeli 207.345
Datça Muğla 22.403
Dazkırı Afyonkarahisar 11.204
Defne Hatay 154.820
Delice Kırıkkale 9.075
Demirci Manisa 40.048
Demirköy Kırklareli 8.856
Demirözü Bayburt 9.247
Demre Antalya 26.362
Derbent Konya 4.267
Derebucak Konya 6.031
Dereli Giresun 19.731
Derepazarı Rize 7.653
Derik Mardin 61.706
Derince Kocaeli 142.849
Derecik Hakkâri 23.377
Derinkuyu Nevşehir 20.776
Dernekpazarı Trabzon 3.986
Develi Kayseri 65.745
Devrek Zonguldak 57.583
Devrekani Kastamonu 12.658
Dicle Diyarbakır 37.673
Didim Aydın 86.688
Digor Kars 21.730
Dikili İzmir 43.806
Dikmen Sinop 5.016
Dilovası Kocaeli 50.551
Dinar Afyonkarahisar 47.400
Divriği Sivas 16.245
Diyadin Ağrı 41.512
Dodurga Çorum 5.931
Doğanhisar Konya 15.810
Doğankent Giresun 6.613
Doğanşar Sivas 2.842
Doğanşehir Malatya 38.690
Doğanyol Malatya 4.051
Doğanyurt Kastamonu 5.651
Doğubayazıt Ağrı 119.807
Domaniç Kütahya 14.652
Dörtdivan Bolu 6.750
Dörtyol Hatay 125.138
Döşemealtı Antalya 65.794
Dulkadiroğlu Kahramanmaraş 222.673
Dumlupınar Kütahya 2.944
Durağan Sinop 19.815
Dursunbey Balıkesir 35.122
Düzce Düzce 247.419
Düziçi Osmaniye 84.133
Düzköy Trabzon 13.909
Eceabat Çanakkale 8.784
Edirne Edirne 185.408
Edremit Balıkesir 155.837
Edremit Van 127.505
Efeler Aydın 293.816
Eflani Karabük 8.823
Eğil Diyarbakır 22.704
Eğirdir Isparta 31.632
Ekinözü Kahramanmaraş 11.221
Elazığ Elazığ 439.687
Elbeyli Kilis 5.986
Elbistan Kahramanmaraş 141.534
Eldivan Çankırı 6.460
Eleşkirt Ağrı 32.593
Elmadağ Ankara 45.557
Elmalı Antalya 38.972
Emet Kütahya 19.864
Emirdağ Afyonkarahisar 37.361
Emirgazi Konya 8.535
Enez Edirne 10.583
Erbaa Tokat 95.611
Erciş Van 175.108
Erdek Balıkesir 32.120
Erdemli Mersin 141.476
Ereğli Konya 146.998
Ereğli Zonguldak 175.622
Erenler Sakarya 89.128
Erfelek Sinop 11.926
Ergani Diyarbakır 132.463
Ergene Tekirdağ 63.821
Ermenek Karaman 28.565
Eruh Siirt 18.931
Erzin Hatay 41.463
Erzincan Erzincan 161.191
Esenler İstanbul 450.344
Esenyurt İstanbul 954.579
Eskil Aksaray 26.452
Eskipazar Karabük 12.996
Espiye Giresun 35.649
Eşme Uşak 34.888
Etimesgut Ankara 587.052
Evciler Afyonkarahisar 7.367
Evren Ankara 3.097
Eynesil Giresun 13.293
Eyüpsultan İstanbul 400.513
Eyyübiye Şanlıurfa 379.852
Ezine Çanakkale 30.660
Fatih İstanbul 443.090
Fatsa Ordu 119.094
Feke Adana 16.919
Felahiye Kayseri 5.861
Ferizli Sakarya 27.347
Fethiye Muğla 162.686
Fındıklı Rize 16.678
Finike Antalya 48.534
Foça İzmir 32.264
Gaziemir İzmir 137.808
Gaziosmanpaşa İstanbul 491.962
Gazipaşa Antalya 50.555
Gebze Kocaeli 382.166
Gediz Kütahya 50.274
Gelendost Isparta 15.298
Gelibolu Çanakkale 44.346
Gemerek Sivas 22.845
Gemlik Bursa 113.493
Genç Bingöl 34.181
Gercüş Batman 19.892
Gerede Bolu 33.926
Gerger Adıyaman 17.552
Germencik Aydın 43.968
Gerze Sinop 25.327
Gevaş Van 28.235
Geyve Sakarya 49.958
Giresun Giresun 138.858
Gökçeada Çanakkale 9.440
Gökçebey Zonguldak 21.108
Göksun Kahramanmaraş 52.255
Gölbaşı Adıyaman 49.253
Gölbaşı Ankara 138.944
Gölcük Kocaeli 165.663
Göle Ardahan 24.863
Gölhisar Burdur 22.399
Gölköy Ordu 28.332
Gölmarmara Manisa 15.212
Gölova Sivas 3.664
Gölpazarı Bilecik 10.464
Gölyaka Düzce 20.179
Gömeç Balıkesir 14.175
Gönen Balıkesir 74.183
Gönen Isparta 7.185
Gördes Manisa 27.703
Görele Giresun 31.862
Göynücek Amasya 10.207
Göynük Bolu 15.050
Güce Giresun 7.992
Güçlükonak Şırnak 12.295
Güdül Ankara 8.892
Gülağaç Aksaray 19.615
Gülnar Mersin 25.420
Gülşehir Nevşehir 21.468
Gülyalı Ordu 8.269
Gümüşhacıköy Amasya 23.402
Gümüşhane Gümüşhane 56.398
Gümüşova Düzce 15.842
Gündoğmuş Antalya 7.737
Güney Denizli 9.802
Güneysınır Konya 9.288
Güneysu Rize 15.596
Güngören İstanbul 289.441
Günyüzü Eskişehir 5.671
Gürgentepe Ordu 14.100
Güroymak Bitlis 47.829
Gürpınar Van 34.393
Gürsu Bursa 93.788
Gürün Sivas 18.771
Güzelbahçe İzmir 33.725
Güzelyurt Aksaray 11.223
Hacıbektaş Nevşehir 11.302
Hacılar Kayseri 12.414
Hadim Konya 12.015
Hafik Sivas 9.819
Hakkâri Hakkari 78.672
Halfeti Şanlıurfa 40.879
Haliliye Şanlıurfa 381.877
Halkapınar Konya 4.066
Hamamözü Amasya 3.802
Hamur Ağrı 18.152
Han Eskişehir 2.117
Hanak Ardahan 8.776
Hani Diyarbakır 32.675
Hanönü Kastamonu 4.060
Harmancık Bursa 6.384
Harran Şanlıurfa 89.798
Hasanbeyli Osmaniye 4.782
Hasankeyf Batman 6.859
Hasköy Muş 26.190
Hassa Hatay 56.519
Havran Balıkesir 27.857
Havsa Edirne 18.648
Havza Samsun 39.656
Haymana Ankara 30.930
Hayrabolu Tekirdağ 32.268
Hayrat Trabzon 8.490
Hazro Diyarbakır 16.618
Hekimhan Malatya 18.345
Hemşin Rize 2.478
Hendek Sakarya 85.570
Hınıs Erzurum 26.212
Hilvan Şanlıurfa 42.724
Hisarcık Kütahya 12.069
Hizan Bitlis 33.331
Hocalar Afyonkarahisar 9.496
Honaz Denizli 34.343
Hopa Artvin 26.958
Horasan Erzurum 38.837
Hozat Tunceli 6.255
Hüyük Konya 15.652
Iğdır Iğdır 140.267
Ilgaz Çankırı 14.098
Ilgın Konya 54.228
Isparta Isparta 264.426
İbradı Antalya 3.032
İdil Şırnak 76.895
İhsangazi Kastamonu 5.381
İhsaniye Afyonkarahisar 27.929
İkizce Ordu 14.570
İkizdere Rize 7.135
İliç Erzincan 8.877
İlkadım Samsun 338.614
İmamoğlu Adana 27.938
İmranlı Sivas 7.668
İncesu Kayseri 27.969
İncirliova Aydın 52.556
İnebolu Kastamonu 20.980
İnegöl Bursa 273.933
İnhisar Bilecik 2.414
İnönü Eskişehir 6.514
İpekyolu Van 326.007
İpsala Edirne 27.246
İscehisar Afyonkarahisar 24.683
İskenderun Hatay 248.380
İskilip Çorum 31.892
İslahiye Gaziantep 67.023
İspir Erzurum 14.959
İvrindi Balıkesir 32.492
İyidere Rize 8.554
İzmit Kocaeli 367.990
İznik Bursa 43.531
Kabadüz Ordu 7.347
Kabataş Ordu 10.617
Kadıköy İstanbul 482.713
Kadınhanı Konya 32.144
Kadışehri Yozgat 11.277
Kadirli Osmaniye 125.083
Kâğıthane İstanbul 448.025
Kağızman Kars 45.505
Kahta Adıyaman 123.861
Kale Denizli 20.310
Kale Malatya 6.085
Kalecik Ankara 13.234
Kalkandere Rize 13.708
Kaman Kırşehir 35.763
Kandıra Kocaeli 51.897
Kangal Sivas 21.272
Kapaklı Tekirdağ 120.489
Karabağlar İzmir 480.925
Karaburun İzmir 10.759
Karabük Karabük 133.615
Karacabey Bursa 83.923
Karacasu Aydın 18.389
Karaçoban Erzurum 23.322
Karahallı Uşak 10.139
Karaisalı Adana 21.948
Karakeçili Kırıkkale 3.369
Karakoçan Elazığ 28.142
Karakoyunlu Iğdır 13.925
Karaköprü Şanlıurfa 219.796
Karaman Karaman 197.276
Karamanlı Burdur 8.016
Karamürsel Kocaeli 57.557
Karapınar Konya 49.978
Karapürçek Sakarya 12.982
Karasu Sakarya 64.790
Karataş Adana 23.678
Karatay Konya 338.976
Karayazı Erzurum 27.762
Karesi Balıkesir 183.084
Kargı Çorum 15.455
Karkamış Gaziantep 9.806
Karlıova Bingöl 29.174
Karpuzlu Aydın 10.952
Kars Kars 116.712
Karşıyaka İzmir 349.290
Kartal İstanbul 470.676
Kartepe Kocaeli 121.326
Kastamonu Kastamonu 152.553
Kaş Antalya 59.716
Kavak Samsun 21.074
Kavaklıdere Muğla 10.792
Kayapınar Diyarbakır 381.414
Kaynarca Sakarya 24.138
Kaynaşlı Düzce 20.454
Kazan Ankara 54.806
Kazımkarabekir Karaman 4.328
Keban Elazığ 7.068
Keçiborlu Isparta 14.152
Keçiören Ankara 939.161
Keles Bursa 11.997
Kelkit Gümüşhane 52.608
Kemah Erzincan 6.697
Kemaliye Erzincan 5.106
Kemalpaşa Artvin 9.224
Kemalpaşa İzmir 107.556
Kemer Antalya 46.143
Kemer Burdur 3.217
Kepez Antalya 556.033
Kepsut Balıkesir 23.142
Keskin Kırıkkale 17.620
Kestel Bursa 68.204
Keşan Edirne 83.373
Keşap Giresun 19.630
Kıbrıscık Bolu 3.179
Kınık İzmir 28.802
Kırıkhan Hatay 116.876
Kırıkkale Kırıkkale 198.477
Kırkağaç Manisa 38.459
Kırklareli Kırklareli 103.042
Kırşehir Kırşehir 157.635
Kızılcahamam Ankara 28.350
Kızılırmak Çankırı 7.304
Kızılören Afyonkarahisar 2.329
Kızıltepe Mardin 256.664
Kiğı Bingöl 4.578
Kilimli Zonguldak 34.829
Kilis Kilis 118.033
Kiraz İzmir 43.925
Kocaali Sakarya 22.938
Kocaköy Diyarbakır 16.106
Kocasinan Kayseri 396.912
Koçarlı Aydın 23.397
Kofçaz Kırklareli 2.308
Konak İzmir 351.572
Konyaaltı Antalya 190.043
Korgan Ordu 28.609
Korgun Çankırı 4.626
Korkut Muş 24.830
Korkuteli Antalya 55.352
Kovancılar Elazığ 39.079
Koyulhisar Sivas 12.936
Kozaklı Nevşehir 13.379
Kozan Adana 131.633
Kozlu Zonguldak 48.507
Kozluk Batman 60.375
Köprübaşı Manisa 13.185
Köprübaşı Trabzon 4.851
Köprüköy Erzurum 15.784
Körfez Kocaeli 169.304
Köse Gümüşhane 8.349
Köşk Aydın 27.846
Köyceğiz Muğla 36.926
Kula Manisa 44.001
Kulp Diyarbakır 35.357
Kulu Konya 50.825
Kuluncak Malatya 7.783
Kumlu Hatay 13.686
Kumluca Antalya 70.423
Kumru Ordu 29.945
Kurşunlu Çankırı 8.466
Kurtalan Siirt 60.180
Kurucaşile Bartın 6.621
Kuşadası Aydın 116.966
Kuyucak Aydın 26.671
Küçükçekmece İstanbul 792.821
Küre Kastamonu 5.774
Kürtün Gümüşhane 13.376
Kütahya Kütahya 272.367
Laçin Çorum 4.599
Ladik Samsun 16.368
Lalapaşa Edirne 6.590
Lapseki Çanakkale 27.838
Lice Diyarbakır 25.222
Lüleburgaz Kırklareli 149.184
Maçka Trabzon 25.363
Maden Elazığ 11.275
Mahmudiye Eskişehir 7.808
Malazgirt Muş 50.926
Malkara Tekirdağ 52.453
Maltepe İstanbul 513.316
Mamak Ankara 665.978
Manavgat Antalya 241.011
Manyas Balıkesir 18.936
Marmara Balıkesir 9.730
Marmaraereğlisi Tekirdağ 26.007
Marmaris Muğla 94.749
Mazgirt Tunceli 7.778
Mazıdağı Mardin 36.304
Mecitözü Çorum 14.934
Melikgazi Kayseri 571.166
Menderes İzmir 97.123
Menemen İzmir 179.881
Mengen Bolu 13.953
Menteşe Muğla 115.059
Meram Konya 344.546
Meriç Edirne 13.681
Merkezefendi Denizli 311.177
Merzifon Amasya 72.277
Mesudiye Ordu 16.809
Mezitli Mersin 204.240
Midyat Mardin 114.763
Mihalgazi Eskişehir 3.138
Mihalıççık Eskişehir 8.171
Milas Muğla 141.107
Mucur Kırşehir 18.536
Mudanya Bursa 97.631
Mudurnu Bolu 18.880
Muradiye Van 50.206
Muratlı Tekirdağ 29.028
Muratpaşa Antalya 510.368
Murgul Artvin 7.031
Musabeyli Kilis 13.334
Mustafakemalpaşa Bursa 101.119
Muş Muş 195.323
Mut Mersin 62.639
Mutki Bitlis 31.869
Nallıhan Ankara 27.579
Narlıdere İzmir 65.737
Narman Erzurum 13.326
Nazımiye Tunceli 3.189
Nazilli Aydın 159.544
Nevşehir Nevşehir 148.160
Niğde Niğde 229.121
Niksar Tokat 65.308
Nilüfer Bursa 465.956
Nizip Gaziantep 143.994
Nurdağı Gaziantep 40.221
Nurhak Kahramanmaraş 12.279
Nusaybin Mardin 108.172
Odunpazarı Eskişehir 413.461
Of Trabzon 43.082
Oğuzeli Gaziantep 31.879
Oğuzlar Çorum 5.252
Oltu Erzurum 30.511
Olur Erzurum 6.469
Ondokuzmayıs Samsun 25.893
Onikişubat Kahramanmaraş 431.848
Orhaneli Bursa 19.387
Orhangazi Bursa 79.145
Orta Çankırı 11.978
Ortaca Muğla 50.027
Ortahisar Trabzon 328.457
Ortaköy Aksaray 32.639
Ortaköy Çorum 7.069
Osmancık Çorum 42.954
Osmaneli Bilecik 21.105
Osmangazi Bursa 876.048
Osmaniye Osmaniye 268.647
Otlukbeli Erzincan 2.333
Ovacık Karabük 4.274
Ovacık Tunceli 6.696
Ödemiş İzmir 132.876
Ömerli Mardin 14.026
Özalp Van 65.296
Özvatan Kayseri 4.164
Palandöken Erzurum 172.337
Palu Elazığ 19.776
Pamukkale Denizli 346.625
Pamukova Sakarya 29.740
Pasinler Erzurum 28.691
Patnos Ağrı 122.850
Payas Hatay 42.477
Pazar Rize 31.395
Pazar Tokat 13.330
Pazarcık Kahramanmaraş 69.097
Pazarlar Kütahya 5.086
Pazaryeri Bilecik 10.301
Pazaryolu Erzurum 3.975
Pehlivanköy Kırklareli 3.505
Pendik İstanbul 711.894
Perşembe Ordu 31.542
Pertek Tunceli 11.063
Pervari Siirt 30.858
Pınarbaşı Kastamonu 5.841
Pınarbaşı Kayseri 24.080
Pınarhisar Kırklareli 18.456
Piraziz Giresun 14.310
Polateli Kilis 5.137
Polatlı Ankara 125.075
Posof Ardahan 6.629
Pozantı Adana 19.974
Pursaklar Ankara 150.488
Pülümür Tunceli 3.375
Pütürge Malatya 13.889
Refahiye Erzincan 11.593
Reşadiye Tokat 43.870
Reyhanlı Hatay 100.151
Rize Rize 147.411
Safranbolu Karabük 68.440
Saimbeyli Adana 14.764
Salıpazarı Samsun 19.990
Salihli Manisa 162.787
Samandağ Hatay 122.223
Samsat Adıyaman 7.980
Sancaktepe İstanbul 436.733
Sandıklı Afyonkarahisar 55.331
Sapanca Sakarya 42.416
Saray Tekirdağ 49.605
Saray Van 20.498
Saraydüzü Sinop 6.334
Saraykent Yozgat 12.486
Sarayköy Denizli 30.810
Sarayönü Konya 27.026
Sarıcakaya Eskişehir 4.854
Sarıçam Adana 181.610
Sarıgöl Manisa 35.890
Sarıkamış Kars 41.280
Sarıkaya Yozgat 32.489
Sarıoğlan Kayseri 14.552
Sarıveliler Karaman 11.495
Sarıyahşi Aksaray 5.658
Sarıyer İstanbul 347.214
Sarız Kayseri 9.583
Saruhanlı Manisa 55.340
Sason Batman 30.911
Savaştepe Balıkesir 17.844
Savur Mardin 26.583
Seben Bolu 5.083
Seferihisar İzmir 44.526
Selçuk İzmir 36.824
Selçuklu Konya 662.808
Selendi Manisa 19.871
Selim Kars 22.910
Senirkent Isparta 11.395
Serdivan Sakarya 147.500
Serik Antalya 129.418
Serinhisar Denizli 14.451
Seydikemer Muğla 61.653
Seydiler Kastamonu 4.014
Seydişehir Konya 64.822
Seyhan Adana 796.286
Seyitgazi Eskişehir 13.009
Sındırgı Balıkesir 33.253
Siirt Siirt 168.659
Silifke Mersin 120.873
Silivri İstanbul 193.680
Silopi Şırnak 136.749
Silvan Diyarbakır 86.736
Simav Kütahya 63.155
Sinanpaşa Afyonkarahisar 39.734
Sincan Ankara 535.637
Sincik Adıyaman 16.855
Sinop Sinop 65.845
Sivas Sivas 381.325
Sivaslı Uşak 20.387
Siverek Şanlıurfa 260.970
Sivrice Elazığ 8.910
Sivrihisar Eskişehir 20.330
Solhan Bingöl 33.655
Soma Manisa 109.946
Sorgun Yozgat 79.533
Söğüt Bilecik 18.167
Söğütlü Sakarya 14.088
Söke Aydın 121.481
Sulakyurt Kırıkkale 6.953
Sultanbeyli İstanbul 336.021
Sultandağı Afyonkarahisar 14.566
Sultangazi İstanbul 534.565
Sultanhanı Aksaray 11.147
Sultanhisar Aydın 20.458
Suluova Amasya 46.649
Sulusaray Tokat 7.598
Sumbas Osmaniye 13.840
Sungurlu Çorum 48.158
Sur Diyarbakır 106.108
Suruç Şanlıurfa 102.265
Susurluk Balıkesir 38.704
Susuz Kars 10.044
Suşehri Sivas 25.159
Süleymanpaşa Tekirdağ 204.001
Süloğlu Edirne 7.287
Sürmene Trabzon 26.824
Sütçüler Isparta 10.295
Şabanözü Çankırı 11.869
Şahinbey Gaziantep 926.544
Şalpazarı Trabzon 11.015
Şaphane Kütahya 6.030
Şarkışla Sivas 38.408
Şarkikaraağaç Isparta 25.151
Şarköy Tekirdağ 32.267
Şavşat Artvin 17.116
Şebinkarahisar Giresun 20.459
Şefaatli Yozgat 14.824
Şehitkamil Gaziantep 794.931
Şehzadeler Manisa 171.138
Şemdinli Hakkari 43.886
Şenkaya Erzurum 17.511
Şenpazar Kastamonu 4.523
Şereflikoçhisar Ankara 33.821
Şırnak Şırnak 93.989
Şile İstanbul 37.692
Şiran Gümüşhane 21.286
Şirvan Siirt 22.117
Şişli İstanbul 279.817
Şuhut Afyonkarahisar 36.788
Talas Kayseri 163.773
Taraklı Sakarya 6.933
Tarsus Mersin 342.373
Taşkent Konya 6.296
Taşköprü Kastamonu 37.815
Taşlıçay Ağrı 20.029
Taşova Amasya 30.635
Tatvan Bitlis 93.189
Tavas Denizli 43.320
Tavşanlı Kütahya 101.460
Tefenni Burdur 9.918
Tekkeköy Samsun 52.935
Tekman Erzurum 25.723
Tepebaşı Eskişehir 370.150
Tercan Erzincan 16.875
Termal Yalova 6.903
Terme Samsun 71.492
Tillo Siirt 4.260
Tire İzmir 84.804
Tirebolu Giresun 31.854
Tokat Tokat 199.805
Tomarza Kayseri 22.166
Tonya Trabzon 14.116
Toprakkale Osmaniye 20.119
Torbalı İzmir 185.908
Toroslar Mersin 303.010
Tortum Erzurum 18.135
Torul Gümüşhane 12.504
Tosya Kastamonu 39.916
Tufanbeyli Adana 17.102
Tunceli Tunceli 38.427
Turgutlu Manisa 166.418
Turhal Tokat 79.604
Tuşba Van 162.848
Tut Adıyaman 9.905
Tutak Ağrı 30.173
Tuzla İstanbul 267.400
Tuzluca Iğdır 23.937
Tuzlukçu Konya 6.529
Türkeli Sinop 15.859
Türkoğlu Kahramanmaraş 77.112
Uğurludağ Çorum 6.416
Ula Muğla 25.402
Ulaş Sivas 8.870
Ulubey Ordu 19.450
Ulubey Uşak 12.648
Uluborlu Isparta 6.287
Uludere Şırnak 44.660
Ulukışla Niğde 20.228
Ulus Bartın 21.712
Urla İzmir 67.339
Uşak Uşak 256.669
Uzundere Erzurum 8.153
Uzunköprü Edirne 61.087
Ümraniye İstanbul 710.280
Ünye Ordu 128.101
Ürgüp Nevşehir 35.821
Üsküdar İstanbul 531.825
Üzümlü Erzincan 13.493
Vakfıkebir Trabzon 27.525
Varto Muş 30.897
Vezirköprü Samsun 95.097
Viranşehir Şanlıurfa 200.267
Vize Kırklareli 28.541
Yağlıdere Giresun 15.793
Yahşihan Kırıkkale 31.013
Yahyalı Kayseri 36.076
Yakakent Samsun 8.685
Yakutiye Erzurum 186.993
Yalıhüyük Konya 1.629
Yalova Yalova 149.068
Yalvaç Isparta 46.688
Yapraklı Çankırı 7.856
Yatağan Muğla 44.879
Yavuzeli Gaziantep 22.205
Yayladağı Hatay 37.000
Yayladere Bingöl 2.021
Yazıhan Malatya 13.786
Yedisu Bingöl 2.818
Yenice Çanakkale 31.835
Yenice Karabük 20.310
Yeniçağa Bolu 6.947
Yenifakılı Yozgat 5.386
Yenimahalle Ankara 687.093
Yenipazar Aydın 12.481
Yenipazar Bilecik 2.877
Yenişarbademli Isparta 2.087
Yenişehir Bursa 53.921
Yenişehir Diyarbakır 210.927
Yenişehir Mersin 266.117
Yerköy Yozgat 35.476
Yeşilhisar Kayseri 16.098
Yeşilli Mardin 14.695
Yeşilova Burdur 15.225
Yeşilyurt Malatya 319.618
Yeşilyurt Tokat 8.969
Yığılca Düzce 15.008
Yıldırım Bursa 657.994
Yıldızeli Sivas 32.797
Yomra Trabzon 41.516
Yozgat Yozgat 106.280
Yumurtalık Adana 18.026
Yunak Konya 21.972
Yunusemre Manisa 246.440
Yusufeli Artvin 20.154
Yüksekova Hakkari 118.915
Yüreğir Adana 414.574
Zara Sivas 22.005
Zeytinburnu İstanbul 293.574
Zile Tokat 54.297
Zonguldak Zonguldak 123.997

Şehirler arası transfer ve Antalya içi ulaşımlarınız veya transferlerinizde sadece size özel tahsis edilmiş araçlarımızla hizmet vermekteyiz.
Özellikle Antalya çıkışlı ulaşımlarınız da , özel olarak temizlenmiş ve dezenfekte edilmiş araçlarımızla , araçta sadece siz olduğunuzu garanti ederiz.
Yolculuğunuzu sağlıklı ve konforlu bir şekilde yapmanızı sağlamaktan mutluluk duyarız. Amacımız sizin hijyen koşullarında gideceğiniz yere ulaştırmaktır.
Araçlarımız 8 kişilik minibüs , 10 kişilik minibüs , 13 kişilik minibüs , 15 kişilik minibüsler olmak üzere sizin hizmetinize sunulmuştur. Sizin özel araç isteğiniz durumunda vip araçlarımız Mercedes vito vip ve Mercedes sprinter vip başta olmak üzere olarak hizmetinizdedir.
İstediğiniz adresten size tahsis edilmiş araçlarımızla alalım istediğiniz adrese veya istediğiniz şehirdeki adrese bırakalım.
Mercedes vito vip 8 kişilik :
Mercedes vito vip araçlarımız arkada 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk şoför yanında 2 li tek koltuk toplam 8 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes vito vip Koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes vito vip araçlarımızda arka bölmede 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk arasında çıkabilen bir orta sehpa mevcuttur. Mercedes vito vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes vito vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes vito vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes vito vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes vito vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar.

Mercedes vito ultra vip 8 kişilik :
Mercedes vito ultra vip araçlarımız arkada 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk şoför yanında 2 li tek koltuk toplam 8 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes vito vip Koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda arka bölmede 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk arasında çıkabilen bir orta sehpa mevcuttur. Mercedes vito ultra vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes vito ultra vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar.
Mercedes vito ultra vip araçlarımız ekstra özelliklerle donatılmıştır. Mercedes vito ultra vip araçlarımız arka kısmı ön kısmı ile istendiğinde bağımsız hala gelebilir. Mercedes vito ultra vip araçlarımız Bir bölme vasıtasıyla ayrılır. Sadece telefon bağlantısı ile bağlantı sağlanabilir. Mercedes vito ultra vip araçlarımız Ayrılan bölme büyük ekran televizyon ile desteklenmekte ve çok şık görüntü elde edilmektedir. Mercedes vito ultra vip araçlarımız Büyük ekran televizyonda ister müzik klibi izleyin , ister televizyon , isterseniz telefonunuzla veya tabletinizle bağlanın size özel bir yayın izleyin. Gerisi size kalmış evinizdeki kumanda sizin olsun size özel aracınızda konforun tadını çıkarın.

Mercedes sprinter Vip 10 kişilik :
Mercedes sprinter Vip araçlarımız arkada 2 kişilik sıralı 2 adet en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 10 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes sprinter Vip araçlarımızın koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes sprinter Vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes sprinter Vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar. Mercedes sprinter Vip aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes sprinter Vip aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Mercedes sprinter Vip aracımız renkli camlar klimanın etkisini artırır. Mercedes sprinter Vip aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Mercedes sprinter Vip aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.

Mercedes sprinter Vip 13 kişilik :
Mercedes sprinter Vip araçlarımız arkada 2 kişilik karşılık 2 adet koltuk onun arkasında 2 kişilik tek koltuk en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk onun arkasında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 13 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes sprinter Vip araçlarımızın koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes sprinter Vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes sprinter Vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar. Mercedes sprinter Vip aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes sprinter Vip aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Mercedes sprinter Vip aracımız renkli camlar klimanın etkisini artırır. Mercedes sprinter Vip aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Mercedes sprinter Vip aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.
Mercedes sprinter Ulta Vip 13 kişilik :
Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız arkada 2 kişilik karşılık 2 adet koltuk onun arkasında 2 kişilik tek koltuk en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk onun arkasında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 13 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımızın koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar. Mercedes sprinter Vip aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes sprinter ulta Vip aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Mercedes sprinter Vip aracımız renkli camlar klimanın etkisini artırır. Mercedes sprinter ulta Vip aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Mercedes sprinter ulta Vip aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.
Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız ekstra özelliklerle donatılmıştır. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız arka kısmı ön kısmı ile istendiğinde bağımsız hala gelebilir. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız Bir bölme vasıtasıyla ayrılır. Sadece telefon bağlantısı ile bağlantı sağlanabilir. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız Ayrılan bölme büyük ekran televizyon ile desteklenmekte ve çok şık görüntü elde edilmektedir. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız iki adet Büyük ekran televizyonda ister müzik klibi izleyin , ister televizyon , isterseniz telefonunuzla veya tabletinizle bağlanın size özel bir yayın izleyin. Gerisi size kalmış evinizdeki kumanda sizin olsun size özel aracınızda konforun tadını çıkarın.
Antalya şoförlü araç kiralama , şoförlü araç kiralama , şoförlü minibüs , şoförlü minibüs kiralama , şoförlü vip minibüs kiralama , şoförlü vip araç kiralama , şoförlü vip minibüs kiralama Antalya , şoförlü vip araç kiralama Antalya , şoförlü Mercedes vito kiralama , şoförlü Mercedes vito kiralama Antalya , şoförlü vito kiralama, şoförlü vito kiralama Antalya , şoförlü vip vito kiralama, şoförlü vip vito kiralama Antalya , şoförlü Mercedes vip araç kiralama , şoförlü Mercedes vip araç kiralama Antalya olarak hizmet vermekteyiz…
şehirler arası transfer , Antalya transfer , şehirler arası transfer Antalya , şehirlerarası transfer , şehirlerarası transfer Antalya , özel araç transferi , özel araç transferi Antalya , özel araçla şehirler arası ulaşım Antalya , şehirler arası ulaşım , şehirler arası ulaşım antalya , özel araçla şehirler arası transfer Antalya , vip araçla şehirler arası ulaşım , vip araçla şehirler arası ulaşım Antalya , vip araçla şehirler arası transfer , vip araçla şehirler arası transfer Antalya , şehirler arası özel ulaşım , şehirler arası özel ulaşım Antalya , Antalya ulaşım , Antalya ulaşım hizmetleri ek olarak yapmaktayız..
Size özel şehirler arası transfer alarak hizmet alacağınız noktalar
Antalya İstanbul transfer
İstanbul ile Antalya arası 699 Km. Bu mesafe arabayla yaklaşık olarak 8 saat 11 dakika sürecektir. Uçak ile seyahat etmeyi planlıyorsanız, 482 Km olan yolculuğu yaklaşık olarak 1 saat 8 dakika sürede tamamlayabilirsiniz.
Nüfus: 15,52 milyon (31 Ara 2019)
İstanbul’un Kuruluşu – Byzantion:
İstanbul tarihi binlerce yıl öncesine dayanır, ama bilinen ilk yerleşim MÖ. 7. yy’da gerçekleşmiştir. O dönemde Antik Yunan yarımadasındaki şehir devletleri arasında Megara isminde bir şehir devleti vardır. Bu şehir devletleri ekonomik ve kültürel olarak o dönemin en ileri devletleridir. Ekonomik gelişimlerindeki en önemli nedenlerden biri, kolonileşme çabalarıdır. Megara şehir devletinin kralı olan Byzas, yeni bir koloni bulmak için Delphi’de bulunan Apollon (Yunan mitolojisindeki bilgelik tanrısı) tapınağına gidip kahine, kolonileşmek için en uygun yerin neresi olduğunu danışır. Kahin kendisine, körler ülkesinin karşısında yer alan topraklara gitmesi gerektiğini söyler.

Byzas bu ülkeyi bulmak için yola çıkar. Bugünkü tarihi yarımadaya (Sultanahmet bölgesi) geldiğinde, Anadolu yakasında bugünkü Kadıköy’ün olduğu bölgede bir yerleşim yeri (Chalcedon) olduğunu görür. Bu kadar güzel bir bölge varken insanların karşı kıyıda yerleşim yeri kurmalarından şaşkınlık duyar. Karşıda yaşayan insanların kör olduğunu düşünür. Kahinin söyledikleri aklına gelir ve bulunduğu bölgeye koloni kurar. Bu koloni kralın adını alır ve Byzantion / Byzantium olur.

Konstantin ve Konstantinopolis:
Byzantion, MS. 4. yy’a kadar önemsiz bir şehir olarak kalır. Byzantion’un kaderi 312 yılında Konstantin’in İmparator olmasıyla değişir. Konstantin’in annesi Helena iyi bir Hristiyan’dır. Oğluna sürekli Hristiyanlıktan bahseder ve onun için dua eder. Konstantin, taht kavgaları sırasındaki son savaşından önce, gördüğü bir görüm dolayısıyla Hristiyanlığa sıcak bakmaya başlar. Sonrasında Hristiyanlara dini özgürlük verecek olan Milano Fermanı’nı imzalar. Bu fermanla Hristiyanların 300 yıl boyunca uğradıkları zulüm sona erer ve bu Konstantin’in en büyük başarılarından biridir.

Konstantin’in büyük bir projesi daha vardır. Bu proje, imparatorluğun başkentini başka bir yere taşımaktır. Bunun nedeni Roma’nın kuzeyden gelebilecek olan barbar akınlarına karşı savunmasız olmasıdır. Bu doğrultuda, bugünkü İzmit bölgesi olan Nikomedia’yı, Truva’yı ve bugünkü İstanbul olan Byzantion’u düşünür. Konstantin Byzantion’da karar kılar. Byzantion’da karar kılmasındaki en büyük nedenlerinden biri, Byzantion’un konumudur. Marmara Denizi, Boğaz ve Haliç dolayısıyla yarımada olması, Roma gibi yedi tepeden oluşması, ticaret yollarının kontrolünü sağlamaktaki eşsiz avantajı, Konstantin’in kararında etkili olur. Şehrin büyümeye, değişime ve gelişmeye açık olması da başka bir motivasyon olur. Çünkü Roma’nın pagan mirasını yok etmek yerine yeni bir başkenti doğrudan Hristiyan bir şehir olarak inşa etme şansı vardır.

Konstantin 330 yılında Roma İmparatorluğu’nun başkentini Byzantion’a taşır ve şehrin ismini Nova Roma yani, Yeni Roma, koyar. Konstantin’in ölümünden sonra şehir Konstantinopolis ismini alır. Konstantinopolis yeni bir çağın yeni başkenti olur.

İstanbul bin altı yüz yıl boyunca, 330'dan 1922'ye kadar bulunan dönemde; Roma İmparatorluğu (330-395), Bizans İmparatorluğu (395-1204, 1261-1453), Latin İmparatorluğu (1204-1261) ve Osmanlı İmparatorluğu (1453-1922) olmak üzere 4 farklı imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehir.
29 Mayıs 1453'te şehrin Fatih Sultan Mehmed tarafından fethi sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentlik dönemi başlar. Müslümanlarca Konstantiniyye olarak adlandırılan şehri, Rumlar 'E Stin Polis' (Başkente/Şehirden) olarak anmışlardır. Osmanlılar da bu ismi kullandılar ve İstanbul şekline getirdiler
İSTANBUL İlçeleri

ADALAR
AVCILAR
BAĞCILAR
BAHÇELİEVLER
BAKIRKÖY
BAYRAMPAŞA
BEŞİKTAŞ
BEYKOZ
BEYOĞLU
BÜYÜKÇEKMECE
ÇATALCA
EMİNÖNÜ
ESENLER
EYÜP
FATİH
GAZİOSMANPAŞA
GÜNGÖREN
KADIKÖY
KAĞITHANE
KARTAL
KÜÇÜKÇEKMECE
MALTEPE
PENDİK
SARIYER
SİLİVRİ
SULTANBEYLİ
ŞİLE
ŞİŞLİ
TUZLA
ÜMRANİYE
ÜSKÜDAR
ZEYTİNBURNU
Yüzölçümü: 5.196 km²
Nüfusu: 12.573.836 (2007)
Nüfus Yoğunluğu: 2.420
Şehir Nüfusu: 11.174.257 (2007)
Köy Nüfusu: 1.399.579 (2007)
Yıllık Nüfus Artış Hızı: %33,09
Yıllık Şehir Nüfus Artış Hızı: %29,27
Yıllık Köy Nüfus Artış Hızı: %80,72
İl Trafik No: 34
İl Telefon Kodu: 212 Avrupa - 216 Asya

Hakkında Bilgi

İstanbul' un İlçeleri: İstanbul ili sınırları içerisinde 28 ilçe bulunmaktadır. Bunlar Batıda; Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Bahçelievler, Bağcılar, Güngören, Esenler, Bayrampaşa, Zeytinburnu, Fatih, Eminönü, Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli, Kağıthane, Sarıyer, Gaziosmanpaşa, Eyüp. Doğuda ise; Üsküdar, Beykoz, Kadıköy, Kartal, Pendik, Tuzla, Ümraniye, Adalar, Maltepe, Sultanbeyli bulunmaktadır. Bağımsız belediyeler ise Büyükçekmece, Çatalca, Silivri ve Şile' dir.

Coğrafyası: 280 01’ ve 290 55’ doğu boylamlarıyla 410 33’ ve 400 28’ kuzey enlemleri arasında bulunur. İstanbul il toprakları toplam 5.512 km2 ’lik bir alanı kaplamaktadır.

İstanbul, Avrupa ile Asya kıtaları arasında köprü görevi gören, bunların birbirine en çok yaklaştığı iki uç üzerinde kurulmuş bir şehirdir. Bu uçlar Avrupa kıtasında Çatalca, Asya kıtasında ise Kocaeli; güneyden Marmara ve Bursa, güneybatıdan Tekirdağ ve kuzeybatıdan Kırklareli ile çevrilidir. Şehrin adını aldığı ve Haliç ile Marmara arasında kalan yarımada üzerinde bulunan asıl İstanbul 253 km², bütünü ise 5.712 km² 'dir. Marmara denizindeki Adalar da İstanbul iline dahildir.

İstanbul çevresinin bitki örtüsü, Akdeniz iklimi bitkilerini andırır. Bölgede en çok görülen bitki türü makidir. Bu bitkiler uzun ve kurak bir yaz mevsimine kendini uydurmuştur. Fakat iklimin özelliği dolayısı ile tepeler çıplak değildir. Yer yer görülen ormanlık alanların en önemlisi kentin 20 km. kuzeyindeki Belgrad Ormanı' dır.

İstanbul ilinde büyük akarsu yoktur. En büyük akarsu, aynı zamanda Kocaeli Yarımadası' nın da en büyük suyu olan Riva çayıdır. 71 km. olan Riva Çayı, kaynaklarını Kocaeli ilinden alır ve güneydoğu kuzeybatı yönünde akarak Riva köyü yakınlarında Karadeniz' e dökülür.

Boğaza dökülen suların en önemlileri Küçüksu ve Göksu dereleridir. Bunlardan başka Haliç' e dökülen Kağıthane ve Alibey Dereleri, Küçükçekmece Gölü' ne dökülen Sazlıdere, Büyükçekmece Gölü' ne dökülen Karasu Deresi, Terkos Gölü' ne dökülen Trança Deresi, İstanbul ilinin belli başlı akarsularıdır. İlde küçük fakat önemli üç göl vardır. Bunların üçü de Avrupa yakasındadır. Denizden ayrılmış olan Terkos Gölü' nün suyu tatlıdır. Kentin suyu buradan sağlanır. Marmara Denizi kıyısında bulunan Küçükçekmece (11 km²) ve Büyükçekmece (16 km²) Göllerinin suları denizle temasları olduğu için tuzludur.

İklimi: Yaz ayları genellikle sıcak geçen, kış ayları bölgeyi etkisi altına alan sistemlere bağlı olarak fazla soğuk geçmeyen İstanbul, Akdeniz ikliminin özelliklerini taşıyor görünse de, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı' nın etkisiyle farklı özellikler taşır. Kış aylarında Karadeniz' den gelen soğuk-kuru hava kütlesi ile Balkanlardan gelen soğuk-yağışlı hava kütlesinin özellikle Akdeniz' den gelen ılık ve yağışlı güneyli hava kütlelerinin etkisi altındadır. Bütün ilde Karadeniz' in soğukça yağışlı (poyrazlı) havasıyla Akdeniz' in ılık (lodoslu) havası birbirini izler. İlde yaz-kış, gece-gündüz arasında büyük ısı farkları görülmez.

Tarihçesi: İstanbul, Osmanlı' nın 3. Başkentidir. Her ne kadar tarihi şehirde daha erken buluntulara rastlanmamış ise de; kentin Haliç bölgesinde ve Asya kısmında yapılan kazılarda ele geçen buluntular bölgedeki ilk yerleşimin M.Ö. 3 bin yıllarına dayandığını göstermektedir. Byzantion olarak anılan kentin Akropolü bugünkü Topkapı Sarayı' nın bulunduğu alanda yer almaktaydı.

Haliç, günümüzde de kullanılmakta olan sakin bir limana sahiptir. Buradan başlayan kuvvetli bir sur şehri çevreleyerek Marmara Denizi' ne ulaşırdı. Byzantion, bir liman ve ticaret şehri olarak Roma İmparatorluğu döneminde de yaşamını sürdürürken, M.S. 191 yılında başlayan ve iki yılı aşan bir kuşatmadan sonra Roma İmparatoru Septimus Severius tarafından fethedilerek yerle bir edilmiştir. Aynı imparator tarafından sonradan baştan inşa edilen şehir genişletilmiş ve yeniden donatılmıştır.

M.S. 4. yüzyılda Roma İmparatorluğu çok genişlemiş, İstanbul stratejik konumundan dolayı İmparator Büyük Konstantin tarafından Roma' nın yerine yeni başkent olarak seçilmiştir. Kent 6 yılı aşkın bir sürede yeniden düzenlenmiş, surlar genişletilmiş, bir çok tapınak, resmi binalar, saraylar, hamamlar ve hipodrom inşa edilmiştir. 330 yılında yapılan büyük merasimlerle kentin Roma İmparatorluğunun başkenti olduğu resmen açıklanmıştır. Yakın çağın başladığı dönemde İkinci Roma ve Yeni Roma adları ile anılan kent, daha sonra "Byzantion" ve geç devirlerde Konstantinopolis olarak adlandırılmıştır. Halk arasında ise kentin adı tarih boyunca "Polis" olarak anıla gelmiştir.

Büyük Konstantin' den sonraki imparatorların şehri güzelleştirme çabalarının devam ettiği görülür. Kentteki ilk kiliseler de Konstantin' den sonra inşa edilmiştir. Batı Roma İmparatorluğunun 5. yüzyılda çökmesi nedeniyle İstanbul uzun seneler Doğu Roma İmparatorluğunun (Bizans) başkenti olmuştur. Bizans döneminde yeniden inşa edilen kent surlarla tekrar genişletilmiştir.

Günümüzdeki 6492 m. uzunluğundaki ihtişamlı şehir surları İmparator Il. Theodosius tarafından yaptırılmıştır. 6. yüzyılda nüfusu yarım milyonu aşan kentte, İmparator Justinyen idaresinde bir altın çağ daha yaşanmıştır. Günümüze gelen meşhur Ayasofya, bu İmparatorun eseridir. Bizans İmparatorluğu ve başkent İstanbul' un sonraki tarihi, saray ve kilise entrikaları, İran ve Arap saldırıları ve sık değişen imparator sülalelerinin kanlı kavgaları ile doludur.

726-842 yılları arasında kara bir devir olan Latin egemenliği, 4. Haçlı seferinin 1204 yılında şehri istilası ile başlamış, tüm kilise ve manastırlar ile abidelere kadar şehir yıllar boyu talan edilmiştir. 1261' de idaresi tekrar Bizanslıların eline geçen kent eski zenginliğine tekrar kavuşamamıştır. Kent, 53 günlük bir kuşatma sonrası 1453' te Türklerin eline geçmiştir.

Fatih Sultan Mehmet' in savaş tarihinde ilk defa kullanılan iri boyutlardaki topları İstanbul surlarının aşılmasının bir sebebidir. Osmanlı İmparatorluğunun başkenti buraya taşınmış, ülkenin çeşitli yerlerinden getirilen göçmenlerle şehir nüfusu arttırılmış, boş ve harap olan şehrin imar çalışmalarına başlanmıştır.
İlçeleri

İstanbul; Adalar, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beykoz, Beyoğlu, Eminönü, Eyüp, Fâtih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy, Kağıthâne, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sarıyer, Şişli, Tuzla, Ümrâniye, Üsküdar, Zeytinburnu, Büyükçekmece, Çatalca, Silivri, Sultanbeyli, Şile, Yalova olmak üzere 32 ilçeden ibârettir. Silivri, Çatalca, Şile, Yalova ve Adalar ilçeleri hâriç diğer ilçeler iç içe olup, il merkezini meydana getirirler.

Adalar: 1990 sayımına göre nüfûsu 19.413’tür. Köyü yoktur. Yüzölçümü 10 km2 olup, nüfus yoğunluğu 1935’tir. Yaz aylarında nüfûsu büyük ölçüde artar. Kuzey-güney doğrultusunda uzanan Kınalıada, Burgazada, Kaşıkadası, Heybeliada, Büyükada, Tavşanadası ve Sedefadası ile daha açıkta yer alan Sivriada ve Yassıada olmak üzere 9 adadan meydana gelir. Sâdece Heybeliada, Büyükada, Kınalıada, Burgazada ve Sedefadası’nda oturulmaktadır. Yassıada askerî amaçla kullanılmaktadır.

Zengin tabiî güzellikleri sebebiyle Adalar, İstanbulluların sayfiye ve dinlenme yeri olmuştur. Büyükada eski İstanbul’dan kalmış son köşedir. Eski köşkleri ve çam ormanları ile 19. asrın en karakteristik özelliğini taşımaktadır.

Adalar, târih boyunca Halk Adaları, Papaz Adaları, Prens Adaları ve Kızıl Adalar olarak anılmıştır. Heybeliada’da 700 yataklı senatoryum bulunmaktadır. Adaların ulaşımı düzenli vapur seferleriyle sağlanmaktadır. Kınalıada’da yetiştirilen üzüm, “kınalı üzüm” adıyla meşhur olmuştur.

Avcılar: 1990 sayımına göre nüfûsu 128.555’tir. Küçükçekmece ilçesine bağlıyken Haziran 1992’de çıkarılan 3806 sayılı kânunla ilçe oldu. Ambarlı Termik Santralı ve İstanbul Üniversitesi Kampüsü bu ilçededir. E-5 karayolu ilçeden geçer.

Bağcılar: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 303.175’tir. Bakırköy ilçesine bağlıyken Haziran 1992’de çıkarılan kânunla ilçe oldu. İlçe yoğun konut alanları ile kaplıdır.

Bahçelievler: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 296.211’dir. Bakırköy, Güngören, Bağcılar ve Zeytinburnu ilçeleri ile çevrilidir. Bakırköy’e bağlıyken 1992’de çıkarılan kânunla ilçe oldu. İlçe genelde konut alanlarıyla kaplıdır.

Bakırköy: 1990 sayımına göre nüfûsu 282.890’dır. İlçeye bağlı köy yoktur. Batıda Küçükçekmece, kuzeyde Bayrampaşa, Bahçelievler, Güngören, doğuda Zeytinburnu ilçeleri ve güneyde Marmara Denizi ile çevrilidir. İstanbul’un milletlerarası havaalanı olan Atatürk Havalimanı bu ilçededir. Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastânesi, Hava Harp Okulu, Florya Atatürk Ormanı, süper marketler, modern çarşı ve mağazalar bu ilçe sınırlarının içindedir.

Bayrampaşa: 1990 sayımına göre nüfûsu 212.570’dir. İlçe merkezine bağlı köy yoktur. 1990 senesinde ilçe merkezi oldu. Gaziosmanpaşa, Bakırköy, Fâtih, Zeytinburnu ilçeleri ile çevrilidir. Sanâyi gelişmiş olup, çok sayıda fabrika vardır.

Beşiktaş: 1990 sayımına göre nüfûsu 192.210’dur. İlçe merkezine bağlı köyü yoktur. Boğaziçi’nin Rumeli yakasının başlangıç noktasını teşkil eden sâhil şeridinin en müstesnâ köşelerinden olup, târihî eserler bakımından çok zengindir. Boğaziçi, Beyoğlu, Şişli ve Sarıyer arasında yer alır. Dolmabahçe, Yıldız ve Çırağan sarayları; Deniz, Âşıyân, Tanzimât ve Resim-Heykel müzeleri bu ilçededir. Kabataş’tan Bebek’e kadar 8375 metrelik kıyısı vardır. Dolmabahçe, Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek ve Yıldız başlıca semtleridir. Beşiktaş iskelesinden çeşitli semtlere düzenli seferler yapılmaktadır.

Beykoz: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 163.786 olup, 142.075’i ilçe merkezinde, 21.711’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 10, Mahmûdşevketpaşa bucağına bağlı 10 köyü vardır. Doğuda Şile, güneyde Ümrâniye ve Üsküdar ilçeleri, batıda İstanbul Boğazı, kuzeyde Karadeniz’le çevrilidir. Topraklarının büyük bölümü ormanlarla kaplıdır. Sümerbank Deri ve Kundura, Paşabahçe Cam ve Şişe, Paşabahçe İspirto ve Anadolu Hisarı, halat fabrikaları vardır. Anadolu Hisarı bu ilçededir. Ortaçeşme, Yalıköy, Gümüşsuyu, Kavacık, Rüzgarlıbahçe, Anadolu Hisarı, Göksu,Kanlıca, Paşabahçe, Soğuksu başlıca semtleridir.

Beyoğlu: 1990 sayımına göre nüfûsu 229.000’dir. İlçe merkezine bağlı köy yoktur. Kuzeyde Şişli ilçesi batı ve güneyde Haliç, kuzeybatıda Kâğıthâne, doğuda İstanbul Boğazı ve Beşiktaş ile çevrilidir. Yarım asır önceİstanbul’un alış-veriş ve eğlence merkezi olan Beyoğlu, eski şöhretini ve hareketini kaybetmiştir. Beyoğlu, büyükelçilik, konsolosluk ve dış ticâret merkezidir.

Bizans devrinde bağ ve bahçelik olan bu bölgede, Cenevizliler, Galata Kulesi ve Galata surlarını yapmışlardı. Osmanlı Devleti zamânında surlar yıkılmıştır. Kule ise zamânımıza kadar gelmiştir. Fâtih ve Eminönü ilçeleri ile arasındaki ulaşımı Unkapanı ve Galata köprüleri sağlamaktadır. Galata, Tophâne, Fındıklı, Kabataş, Cihangir, Kasımpaşa, Karaköy ve Taksim başlıca semtleridir.

Her türlü eğlence merkezinin yer aldığı Beyoğlu, İkinci Dünyâ Harbinden sonra batakhânelerin merkezi hâline gelmiştir.

1962 senesinde kaldırılan tramvay 1991’de Taksim-Tünel arasındaki İstiklal Caddesinde tekrar çalıştırılmaya başlandı.

Eminönü: 1990 sayımına göre nüfûsu 83.444’tür. İlçeye bağlı köy yoktur. İstanbul’un ticâret, turizm merkezidir. Fâtih, İstanbul Boğazı, Haliç ve Marmara Denizi arasında surlar içinde kalan İstanbul Yarımadasının doğu bölümünü teşkil eder. İstanbul’u meydana getiren Yeditepe, Çemberlitaş ve Nûruosmâniye Câmiinin bulunduğu tepe, Bâyezîd Câmii, Bâyezîd Kulesi ve Süleymâniye Câmiinin bulunduğu tepe bu ilçe dâhilindedir.

Eminönü, İstanbul’un en eski yerleşim merkezidir. Osmanlılar zamânında çarşıdaki esnafı denetleyenlere “Emin” denirdi. Yeni Câmi önüne “Gümrük Emini Önü” denildiği için zamanla bu isim Eminönü olarak kullanıldı. Târihî eser bakımından çok zengin olan Eminönü ilçesinin Süleymâniye, Bâyezîd, Şehzâdebaşı, Sultanahmed, Nûruosmâniye, Mahmudpaşa, Alemdâr, Cağaloğlu, Gedikpaşa, Aksaray, Bâbıâli, Kadırga, Lâleli, Mercan, Sirkeci, Sultanhamam, Tahtakale, Kapalıçarşı başlıca semtleridir.

Eminönü toptan ticâret merkezidir. İstanbul’un ve Türkiye’nin toptan eşyâ yönünden kalbi durumundadır. Hertürlü sanâyi mâmüllerinin % 45’i Eminönü’nden sevk edilir. Târihî Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı ilçe merkezinde olup, turizm açısından önemleri büyüktür.

Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan demiryolu bağının başlangıç noktası olan Sirkeci Garı bu ilçededir. Eminönü’nde meskenler plânsız bir şekilde iş yerine dönüşmüş ve târihî eserler taş yığını binâlar arasında sıkışıp kalmıştır. Topkapı Sarayının yanındaki Gülhâne Parkı ilçeye bir güzellik katarken, aynı zamanda bir mesîre yeri olarak kullanılmaktadır.

Eyüp: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 211.986 olup, 200.045’i ilçe merkezinde, 11.941’i köylerde yaşamaktadır. Kemerburgaz bucağına bağlı 8 köyü vardır. Doğuda Sarıyer ve Kâğıthâne ilçeleri, Haliç, Güneydoğuda Fâtih, güneybatıda Bayrampaşa, kuzeyde Karadeniz ile çevrilidir.

İlçede kabri bulunan Peygamber efendimizin mihmandârı Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerine hürmeten bu semte “Eyyûb Sultan” denilmiştir. Eyüp, türbelerinin çokluğu ile meşhurdur. Sâdece İstanbul’un değil, Türkiye’nin en çok ziyâret edilen bir merkezidir. Son zamanlara kadar İstanbul’un en güzel semti Eyüp idi. Haliç’in kirlenmesi ile bu temiz, bakımlı, yeşil ve güzel semt, eski güzelliğini kaybetmiştir.

Kemerburgaz bucağı orman varlığı bakımından zengindir. Alibeyköy, Silahtar, Güzeltepe, Esentepe başlıca semtleridir.

Fâtih: 1990 sayımına göre nüfûsu 462.464’dür. Yüzölçümü 13 km2 olup, nüfus yoğunluğu 35.374’dür. Eminönü, Zeytinburnu, Bayrampaşa, Eyüp, Haliç ve Marmara Denizi ile çevrilidir. Haliç’teki kıyıları Unkapanı, Ayvansaray; Marmara Denizindeki kıyıları ise, Yenikapı ile Yedikule arasındadır. Yeşil alan ve bitki örtüsü bakımından çok fakir sayılır. İlçe ismini, Fâtih Sultan Mehmed Hanın türbesi ve câmiinden alır.

Fâtih, 1928’de Eminönü’nden ayrılarak ilçe merkezi hâline gelmiştir. Sağlık ve eğitim veren kuruluşların sayısı çok fazladır. İstanbul Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Cerrahpaşa ve Çapa Tıp Fakülteleri, Vakıf Gureba, SSK Samatya Hastânesi, Haseki Hastanesi bu ilçededir. 1873’te öğretime başlayan Dârüşşafaka Lisesi, Fâtih’tedir. İstanbul’un en büyük ve en meşhur pazarı olan Çarşamba Pazarı, Fâtih’te kurulur. Ayvansaray, Çarşamba, Balat, Cerrahpaşa, Cibali, Çapa, Draman, Edirnekapı, Fener, Fındıkzâde, Haseki, Karagümrük, Samatya, Saraçhâne, Yedikule, Yenikapı, Yavuzselim başlıca semtleridir.

Gâziosmanpaşa: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 393.667 olup, 354.186’sı ilçe merkezinde 39.481’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 9 köyü vardır. Güneyde Eyüp, güneybatıda Bayrampaşa, doğuda Kağıthâne ve Şişli, batıda Bakırköy ilçeleri ile çevrilidir.

İstanbul ilinin en yeni yerleşim alanlarından biridir. 1950’ye kadar genelde gezinti ve av alanı olan Gaziosmanpaşa’nın merkezi olan Taşlıtarla’ya yerleştirilen Bulgaristan göçmenleri ile gittikçe büyümüş 1963’te ilçe merkezi olmuştur.

İlçe merkezine bağlı köylerde tarım ve hayvancılık yapılır. Cebeci köyünden siyah yapıtaşı ocakları, Arnavutköy ve Boğazköy’de kaolen yatakları vardır. Karadeniz, Fevzi Çakmak, Şemsipaşa, Yenimahalle, Gazi Mahallesi, Hürriyet, Yıldıztabya, Karlıtepe bâzı semtleridir.

Güngören: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 446.000’dir. 1966’da belediyesi kurulan Güngören, 1983’te şûbe olarak Bakırköy’e bağlandı. Haziran 1992’de çıkarılan 3806 sayılı kânunla 27 mahalleyi içine alan ilçe oldu. Çeşitli sanâyi kuruluşları bulunan ilçede yoğun konut alanları vardır.

Kadıköy: 1990 sayımına göre nüfûsu 648.282’dir. İlçe merkezine bağlı köyü yoktur. Yüzölçümü 33 km2 olup, nüfus yoğunluğu 19.645’tir. Kuzeyde Üsküdar, doğu ve güneydoğuda Kartal ilçeleri, güney, güneybatı ve batıda da Marmara Deniziyle çevrilidir.

Kadıköy’ün târihi M.Ö. 3000 senelerine dayanır. Eski ismi Kalkoden’dir. Kadıköy ismi, Osmanlılar zamânında verilmiştir. Târihî eserleri, yalı ve köşkleri çoktur. Osmanlı Devleti zamânında Belde-i Şâhâne Semt-i Kadıköy ismiyle anılan yalı, köşk ve göz alabildiğine bahçelerin yer aldığı Kadıköy, beton yığını hâline gelmiştir. Yeşil saha her geçen gün azalmıştır.

İlçede ticâret oldukça ileridir. İldeki önemli ticârî kuruluşların Kadıköy’de birer şûbesi vardır. İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan demiryolların başlangıç noktası olan Haydarpaşa Garı bu ilçededir. Haydarpaşa, Kadıköy ve Bostancı iskeleleri, diğer ilçelerle olan deniz ulaşımını sağlar. Erenköy, Kızıltoprak, Acıbadem, Koşuyolu, Bostancı, Caddebostan, İçerenköy, Kozyatağı, Suadiye, Çamlıca, Fenerbahçe, Göztepe, Moda, Söğütlüçeşme ve Merdivenköy başlıca semtleridir.

Kâğıthâne: 1990 sayımına göre nüfûsu 269.042’dir. İlçeye bağlı köy yoktur. Şişli’ye bağlı iken 19 Haziran 1987’de ilçe merkezi hâline getirilmiştir. Sanâyi gelişmiş olup, çeşitli fabrikalar vardır. Osmanlılar devrinde güzel bir mesîre yeri idi. Sâdâbât bahçeleri buradaydı. İlçede düzensiz yerleşme ve fabrikalar Haliç’in kirlenmesine sebeb olmuştur. Yoğun gecekondu bölgesidir.

İlçenin batısında Gâziosmanpaşa, doğusunda Beyoğlu ve Şişli, güneyinde Eyüp, kuzeyinde Sarıyer ilçeleri vardır.

Kartal: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 279.468 olup, 257.211’i ilçe merkezinde, 22.257’si köylerde yaşamaktadır. Doğusunda Pendik, güney ve güneybatısında Marmara Denizi, batısında Üsküdar, kuzeybatısında Ümrâniye ve Sultanbeyli, kuzeyinde Şile yer alır.

Kartal’ın târihi eskilere dayanır. 1400 senesinde Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. 1908’de İstanbul’a bağlı ilçe oldu. Haydarpaşa-Ankara demiryolu ile İstanbul-Ankara asfaltı, ilçenin içinden geçer. Yeşil sahası, ormanlık alanı oldukça zengindir.

Kartal, Türkiye’nin ekonomisinde büyük yeri olan önemli bir sanâyi merkezidir. İlçede, sanâyinin çeşitli dallarında bir çok fabrika vardır. İlçeye bağlı köylerde az da olsa tarım yapılır. Yulaf, buğday, mısır, elma, armut ve üzüm başlıca tarım ürünleridir.

Kartal ilçesinin sâhil şeridi dışında kalan bölümü gecekondu bölgesidir.

Küçükçekmece: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 350.864 olup, 340.876’sı ilçe merkezinde, 9988’i köylerde yaşamaktadır. Bakırköy ilçesine bağlıyken, 19 Haziran 1987’de ilçe merkezi hâline geldi. Doğusunda Bakırköy, batısında Avcılar, kuzeybatısında Çatalca, kuzeyinde Gaziosmanpaşa, güneyinde Marmara Denizi yer alır. İstanbul-Edirne karayolu ve demiryolu ilçeden geçer. Ekonomisi sanâyiye dayanır. İkitelli civârında birçok sanâyi kuruluşu vardır. İkitelli, Sefâköy başlıca semtleridir.

Maltepe: 1990 sayımına göre nüfûsu 249.766’dır. Kartal’a bağlı bir semtken Haziran 1992’de çıkarılan 3806 sayılı kânunla ilçe oldu. Yoğun konut bölgesidir.

Pendik: 1990 sayımına göre nüfûsu 201.527’dir. Kartal ilçesine bağlıyken 19 Haziran 1987’de ilçe merkezi hâline geldi. 1989’da İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir ilçe belediyesi durumuna getirildi. Doğusunda Tuzla, güneybatısında Marmara Denizi, batısında Kartal, kuzeybatısında Beykoz, kuzeyinde Şile yer alır. Ankara-İstanbul karayolu ve demiryolu ilçe merkezinden geçer. Ekonomisi sanâyiye dayalıdır.

Sarıyer: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 171.872 olup, 160.075’i ilçe merkezinde, 11.797’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 9 köyü vardır. Kuzeyinde Karadeniz, doğusunda İstanbul Boğazı, güneyinde Beşiktaş, Kağıthâne ve Şişli, batısında Eyüp yer alır.

İstanbul Boğazı kıyısında kurulmuştur. Orman yönünden zengin bir ilçedir. Ekonomisi turizm ve balıkçılığa dayalıdır. İstinye’de bir tersâne vardı, 1991’de kaldırıldı. Ayrıca ilçe sınırları içinde bir çok küçük sanâyi kuruluşları mevcuttur.

Kıyı boyu hâriç ilçenin büyük bölümü gecekondudur. Kavak, Yenimahalle, Büyükdere, Tarabya, Yeniköy, İstinye, Emirgan, Reşitpaşa, Hisar, Pınar, Doğanevler başlıca semtleridir. Sarıyer belediyesi, 1984’te yapılan düzenleme ile İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı bir ilçe belediyesi hâline gelmiştir.

Sultanbeyli: 1990 sayımına göre nüfûsu 82.298’dir.Kartal’a bağlı belediyelik bir köyken Haziran 1992’de çıkarılan 3806 sayılı kânunla ilçe oldu. Yoğun gecekondu bölgesidir. Küçük sanâyi gelişmiştir. Ömerli Baraj Gölünün bir kısmı ilçe sınırları içinde kalır. Arâzisinin büyük kısmı ormanlıktır.

Şişli: 1990 sayımına göre nüfûsu 250.478’dir. İlçeye bağlı köy yoktur. Kuzeyde Sarıyer, doğuda Sarıyer ve Beşiktaş, güneydoğuda Beşiktaş, güneyde Beyoğlu, batıda Kağıthâne ilçeleriyle çevrilidir. Hızlı ve plânsız şehirleşme yüzünden yeşil sahası olmayan bir ilçedir. Harbiye, Pangaltı, Kurtuluş, Feriköy, Nişantaşı, Teşvikiye, Maçka, Osmanbey, Mecidiyeköy, Okmeydanı ve Çağlayan başlıca semtleridir. Bakırköy’den sonra en çok iş yeri Şişli ilçesindedir. Türkiye’nin en önemli banka ve sigorta şirketleri ile ticârî kuruluşların merkezleri buradadır.

Tuzla: 1990 sayımına göre nüfûsu 94.124’tür. Pendik ilçesine bağlı bir semt iken Haziran 1992’de çıkarılan 3806 sayılı kânunla ilçe oldu. Ankara-İstanbul karayolu ve demiryolu ilçeden geçer. İlçede bir tersâne vardır.

Ümrâniye: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 301.257 olup, 242.091’i ilçe merkezinde, 59.166’sı köylerde yaşamaktadır. Üsküdar ilçesine bağlı iken 4 Temmuz 1987 târihli yasa ile ilçe hâline geldi. Kuzeyinde Şile, doğusunda Kartal, batısında Üsküdar, kuzeybatısında Beykoz, güneyinde Kadıköy ilçeleri yardır.

1966’da sanâyi bölgesi îlân edilince, bölgede büyük bir nüfus patlaması olmuştur. Buna paralel olarak da hızlı bir konut yapımı olmuştur. Toplu konut inşaası yanında, gecekondu bölgeleri de çoğunluktadır. Metal-iş Küçük Sanâyi Sitesi, Mobilya Üreticileri Sitesi bu ilçededir. İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir ilçedir.

Üsküdar: 1990 sayımına göre nüfûsu 395.623’dür. İlçeye bağlı köy yoktur. İstanbul boğazı, Beykoz, Ümrâniye, Kadıköy ilçeleri ile çevrilidir.

İstanbul’un Anadolu yakasındaki en eski ilçesidir. Târihi eski devirlere dayalıdır. Eski ismi Hrisopolis veya Damalis’tir. Üsküdar ismi eski ve dar sokakları sebebiyle “Eskidar”dan gelir. İstanbul’un fethinden dört asır önce Türk beldesi olmuştur. Osmanlı Devleti zamânında doğuya yapılacak seferlerin ilk hareket noktası olmuştur.

İlçede bitki örtüsü zengindir. Boğaz sırtları ağaçlarla kaplıdır. Son senelerde hızla gelişmiştir. Ticâret ve sanâyi oldukça ileridir. Ayazma, Doğanalar, Zeynepkâmil, Bağlarbaşı, Altunizâde, Çengelköy, Kısıklı, Kuzguncuk, Haydarpaşa, Göksu başlıca semtleridir. Sâhili Küçüksu-Haydarpaşa arasındadır.

Zeytinburnu: 1990 sayımına göre nüfûsu 165.679’dur. Fâtih, Bakırköy, Bayrampaşa ilçeleri ile Marmara Denizi arasında yer alır. İlçeye bağlı köy yoktur. İstanbul Merkezini meydana getiren, ilçelerdendir. 1957’de ilçe oldu.

İstanbul’da ilk ve büyük gecekondu topluluğu burada meydana gelmiştir. İlçede sanâyi gelişmiştir. Yeşil saha çok azalmıştır. Kazlıçeşme, Sümer, Nuripaşa, Yenidoğan, Gökalp, Yeşiltepe, Veliefendi, Çırpıcı, Telsiz, Merkezefendi ve Maltepe bâzı semtleridir. İstanbul’da at koşularının yapıldığı Veliefendi Hipodromu bu ilçededir.

Büyükçekmece: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 142.910 olup, 22.394’ü ilçe merkezinde, 120.516’sı köylerde yaşamaktadır. Çatalca ilçesine bağlı iken, 1987’de ilçe merkezi olmuştur. Merkezbucağa bağlı 14 köyü vardır. Kuzey ve batısında Çatalca ilçesi, güneyinde Marmara Denizi, batısında Küçükçekmece ilçesi yer alır.

İlçenin sâhil kesiminde kalan köyleri, İstanbul’un sayfiye yeridir. İlçenin en büyük sanâyi kuruluşu Çimento Fabrikasıdır. Büyükçekmece Gölünün denizle irtibatı kesilerek, yerine içme suyu tesisleri kurulmuştur. Buradan İstanbul’un büyük kısmının su ihtiyâcı karşılanmaktadır. Köylerinde tarım yapılır. Ayçiçeği, soğan ve buğday başlıca tarım ürünüdür.

Çatalca: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 64.241 olup, 11.550’si ilçe merkezinde, 52.691’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 27, Hadımköy bucağına bağlı 12, Karacaköy bucağına bağlı 8 köyü vardır. Güneydoğusunda Büyükçekmece, doğusunda Küçükçekmece, kuzeydoğusunda Gaziosmanpaşa, Kuzeyinde Karadeniz, batısında Silivri, kuzeybatısında Kırklareli ve Tekirdağ yer almaktadır.

İlçenin kuzeyinde Istranca Dağları, güneyinde verimli Çatalca Ovası bulunur. Çatalca çok eski bir yerleşim merkezidir. Eski ismi Matrai’dir. Ekonomisi tarıma ve hayvancılığa dayalıdır. Buğday, arpa, yulaf, mısır, şekerpancarı, ayçiçeği, soğan, domates, elma ve armut en fazla yetiştirilen tarım ürünleridir. İstanbul’un et, süt ve yumurta deposudur. Ormanlık arâzisi tarla açma yüzünden azalmıştır. İğneada’dan Yalıköy’e kadar uzanan bölge Millî Park îlân edilmiştir. Kuarsit, döküm ve kuvars kumu üretimi Türkiye çapında önemli yer tutar. Edirne-İstanbul karayoluna 20 km mesâfededir.

Silivri: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 77.599 olup, 26.049’u ilçe merkezinde, 51.550’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 16, Sinekli bucağına bağlı 9 köyü vardır. İl merkezine 66 km uzaklıktadır. İstanbul’un sayfiye yerlerindendir. Yüzölçümü 778 km2 olup, nüfus yoğunluğu 97’dir. Kuzeyinde ve doğusunda Çatalca ilçesi, güneyinde Marmara Denizi, batısında Tekirdağ ilçesi yer alır.

İlçe topraklarının kuzey doğusunda Istranca Dağlarının uzantıları vardır. Topraklarının büyük kısmı akarsu vâdileriyle parçalanmıştır. Edirne-İstanbul kara ve demiryolu ilçeden geçer. Ekonomisi tarım, hayvancılığa ve turizme dayanır. Yaz aylarında ilçenin nüfûsu 400.000’e ulaşır. Buğday, soğan, yulaf, şekerpancarı, üzüm, bakla, ayçiçeği, mısır, elma ve patates başlıca tarım ürünleridir. Hayvancılık gelişmiş olup, ilçenin yoğurdu meşhurdur. Marmara Denizindeki kirlilik sebebiyle balıkçılık eski önemini kaybetmiştir. Sanâyinin fazla gelişmediği ilçede, un, bitkisel yağ, yem, süt ürünleri, teneke kutu, tuğla ve ambalaj malzemeleri fabrikaları vardır.

Şile: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 25.372 olup, 7872’si ilçe merkezinde, 17.500’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 17, Ağva bucağına bağlı 13, Teke bucağına bağlı 7, Yeşilvâdi bucağına bağlı 13 köyü vardır. Yüzölçümü 736 km2 olup, nüfus yoğunluğu 34’tür. İl merkezine 72 km uzaklıktadır.

Balıkçı köyü olarak kurulan Şile’nin târihi çok eskilere dayanır. Karadeniz kıyısında kurulmuştur. Doğusunda ve güneyinde Kocaeli, güneybatısında Pendik ilçesi, batısında Beykoz ilçesi, kuzeyinde ise Karadeniz yer almaktadır. Topraklarının % 70’e yakın kısmı ormanlık ve fundalıktır. İstanbul içme suyunu karşılayan Darlık Barajının bütünü, Ömerli Barajının doğu kısmı ilçe topraklarındadır.

Ekonomisi ormancılık, turizm, balıkçılık, meyvecilik ve şile bezi dokumacılığına dayınır. Tarım arâzisi azdır. Elma, mısır, buğday ve armut başlıca tarım ürünleridir. Kıyılarındaki koylar, kilometrelerce uzanan ince tâneli kumsalları, deniz sporlarına çok müsâittir. Şile’nin nüfûsu yazın 70.000’i aşar. İlçeye bağlı köylerde yüzlerce şile bezi dokuma tezgahları vardır.

Yalova: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 113.417 olup, 65.823’ü ilçe merkezinde, 47.594’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 19, Çınarcık bucağına bağlı 7, kılıç bucağına bağlı 8 köyü vardır. Yüzölçümü 492 km2 olup, nüfus yoğunluğu 231’dir. İstanbul’un en uzak ilçesidir. İstanbul ile kara bağlantısı yoktur. Güneyinde ve batısında Bursa, doğusunda Kocaeli, kuzeyinde Marmara Denizi yer almaktadır.

İlçe merkezi, İzmit Körfezinin kıyısında, Armutlu Yarımadasının kuzeydoğusunda kurulmuştur. Ekonomisi tarım, turizm ve balıkçılığa dayanır. Elma ve şeftâlisi meşhurdur. Seracılık gelişmiştir. Seralarda turfanda sebze ve çiçek yetiştirilir. İstanbul’un sayfiye yerlerinden biridir. Yaz aylarında nüfûsu dört misli artar. Kaplıcaları meşhurdur. İlçenin, il merkezi ile olan bağlantısı hergün Kabataş ve Sirkeci’den yapılan düzenli vapur seferleri ile sağlanmaktadır. Karayolu ile il merkezine uzaklığı 155 kilometredir. Kartal-Yalova arasında arabavapuru seferleri de düzenlenmektedir.

Yalova’nın târihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanır. Eski ismi “Pitiya (Helenapolis)”dır. Yalova’yı, Osman Beyin komutanlarından Yalvaçoğlu fethetmiştir. Bu yüzden Yalakâbâd ismini aldı. Bu isim zamanla değişerek Yalova olmuştur.

Şehrin eski halkına din hürriyeti ve sosyal haklar tanıyarak, yaşamlarını sürdürmeleri sağlanmıştır. Fatih' in tanıdığı haklardan dolayı Hıristiyan Ortodoks Kilisesinin başı olan Patrikhane günümüze kadar yerinde kalmıştır. Fetihten yüzyıl sonra da Türk Sanatı şehre damgasını vurmuş, kubbeler ve minareler şehir siluetine hakim olmuştur.16. yüzyıldan itibaren de Osmanlı Sultanlarının Halife olmalarından ötürü İstanbul tüm İslam dünyasının da merkezi olmuştur.

Sultanların idaresinde şehir tamamen imar edilmiş, büyüleyici bir atmosfere bürünmüştür. Bu devirdeki İstanbul tarihinin renkli sayfalarında, geniş bölgeleri tahrip eden, sık sık çıkan yangınlar vardır. Eski akropolde kurulu Sultan Sarayı Boğaziçi' nin ve Haliç' in eşsiz manzarasına hakimdir. 19. yüzyıldan itibaren Batı dünyası ile sıklaşan temaslar sonrası, camiler ve saraylar, Avrupa mimarisi tarzında, Boğaziçi kıyılarına inşa edilmeye başlanmıştır. Kısa sürede inşa edilen bir çok saray çöküş devrinin de sembolleridir. İstanbul, bir diğer dünya imparatorluğunun sona ermesine I. Dünya Savaşının bitişine şahit olmuştur.

İmparatorluk bölünmüş, iç ve diş düşmanlar kendi payları için mücadele ederken, Türk ordusunun asil bir komutanı da Türk ulusu için mücadeleye girişmiştir. Mustafa Kemal ismindeki bu milli kahraman, 4 yılı aşan Kurtuluş Savaşı' ndan sonra Türkiye Cumhuriyeti' ni 1923 yılında kurmuştur. Başkentin Ankara' ya taşınması İstanbul' un önemini değiştirmemiştir. Bu eşsiz şehir büyüleyici görünümü ile yaşamını devam ettirmektedir.

Ne Yenir: İstanbul mutfağı, Dünyanın önde gelen mutfaklarındandır. İmparatorluk başkenti olan kente ülkenin her yanından gelen malzemeler, ustalar, tarzlar, ve lezzetler Osmanlı Türk Mutfağının ortaya çıkmasına neden olmuştur. İmparatorluk mutfağının devamı olan ve yeni tatlara açık olan Osmanlı mutfağı her gün zenginleşmektedir.

İstanbul mutfağında, kuzu, koyun veya dana etine ilave edilen çeşitli sebzeler esas yemeklerdir. Pilav, börek çeşitleri, bulgur, kuru fasulye, zengin zeytinyağlı sebzeler yan öğünler olarak servis yapılır. Köfte ve şiş kebabı, döner kebap veya acılı, yoğurtlu, patlıcanlı diğer kebap çeşitlerinin makbulleri özel kebapçılarda bulunur. Hamur tartları, baklava, kadayıf ve benzerlerinin hakiki lezzetlisi, bu işi bazen birkaç nesildir devam ettiren küçük dükkanlardan temin edilir.

İstanbul' da da çeşitli milletlerin lokantaları mevcuttur. Fast-food, hızlı atıştırma servisi veren çok sayıda mekan mevcuttur. Ancak lezzetli yöresel yemekler tipik lokantalarda tadılır. Rakı ve ayran, en meşhur iki Türk milli içkisidir. Her ikisi de süt rengindedir. Alkollü olanı rakı; su katınca beyazlaşan sert bir içkidir. Diğeri ise sulandırılmış yoğurttan imal edilen serinletici; ayrandır. Rakı aperatif olarak kuru yemiş veya kavun ve beyaz peynir ile, yemek süresinde çeşitli meze çeşitleri ile alınabilir, başka içkiler ile birlikte içilmez. Şarabın ve biranın ana yurdu Anadolu topraklarıdır.

Meşhur Türk Kahvesi, küçük fincanlarda sade veya şekerli misafirlere her fırsatta ikram edilir. "Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır" sözü kahvenin Türkler tarafından bilinen kıvamı ile kullanılmaya başlandığı 16. yüzyıldan beri söylenmektedir.

Ne Alınır: İstanbul' a sadece alışveriş amacıyla da gidilebilir. Bu işe başlamak için en iyi yer şehrin eski kısmındaki Kapalı Çarşı' dır. Labirent tarzı sokaklarda ve geçitlerde 4000' i aşkın dükkan bulunmaktadır. Kuyumcular Sokağı, Halıcılar Sokağı, Takkeciler Sokağı gibi isimler burada, önceleri, kendilerine özgü bölümlerde faaliyet gösteren farklı ticaret kollarını akla getirmektedir. Burası, hala, şehrin ticaret merkezi, her zevk ve keseye uygun bir şeyin bulunduğu orijinal bir alışveriş yeridir.

Türk el sanatları, dünyaca bilinen halılar, el boyaması parlak renkli seramikler, bakır ve pirinçten aynalar, lületaşından pipolar çok hoş birer hatıra parça ve hediyeliklerdir. İyi aydınlatılmış vitrinlerdeki altından mücevherler geçenin gözünü kamaştırır. En iyi kalitedeki deri ve süet eşyaların fiyatları oldukça makuldür. Çarşının ortasındaki Eski Bedesten' de nadir antika parçalar bulunur. Onlarca yıldan kalma kıymetli bir parça bulabilmeyi ummak burada gezip dolaşmaya değer doğrusu.

Eminönü' ndeki Yeni Cami' nin yanı başındaki Mısır Çarşısı veya Baharat Pazarı kişiyi mistik doğunun hayal alemine götürür. Tarçın, kimyon, safran, nane, kekik ve sayılabilecek diğer birçok ot ve baharatın baştan çıkarıcı kokusu havaya yayılır. Şehrin eski bölgesindeki Sultanahmet de ayrı bir alışveriş ziyaretgahı haline gelmiştir. 18' inci yüzyıl Mehmet Efendi Medresesi' ndeki İstanbul Sanatları Çarşısı ve yakınındaki, Sinan tarafından yapılan 16' ıncı yüzyıl Caferağa Medresesi' nde zanaatkarları çalışırken görmek ve yaptıklarından satın almak mümkündür. Sultanahmet Camii Arasta' sının kemeraltı iyi bir seyir ve uygun bir alışveriş imkanı yaratır.

Taksim - Nişantaşı - Şişli semtlerindeki seçkin dükkanlar pazar yerlerindeki kargaşanın tam tersini yansıtır. İstiklal, Cumhuriyet ve Rumeli Caddelerinde, Türkiye' nin yüksek kaliteli tekstillerinden üretilen şık modelleri satan dükkanlar zevkle ve rahatça gezilir. Nefis mücevherler, zarif modelli çanta ve ayakkabılar da bulunmaktadır. Ataköy' deki Ataköy Galeria' sı ve Etiler'd eki Akmerkez İstanbul' daki en şık mağazaların şubelerini barındırmaktadır. Asya tarafındaki Bahariye ve Bağdat Caddelerinde ve Capitol Çarşı Merkezinde benzer mallar sunulmaktadır.

İstanbul' un bit pazarlarında hem yeni hem de eski, şaşırtıcı parçalar bulunabilir. Beyazıt' daki Sahaflar Çarşısı ve Çınaraltı' nda gezerken her gün yeni bir şeyle karşılaşılır. Pazar günleri, Sahaflar ve Kapalı Çarşı arasındaki işporta pazarında mallar el arabalarında ya da yaygılar üzerinde satışa sunulmaktadır. Horhor Çarşısı her yaş ve kalitede mobilya satan dükkanlarla doludur. Topkapı semtinde, Cihangir - Çukurcuma Sokağı ve Üsküdar - Büyük Hamam Sokağı ile Kadıköy - Çarşı Durağı civarında yer alan ve Eminönü ve Tahtakale arasındaki bit pazarları her gün açıktır. Bir Pazar günü Boğaz' ın yukarısına doğru arabayla gidildiğinde Büyükdere ve Sarıyer arasındaki bir diğer canlı pazar yeri de durup gezilmelidir.

İstanbul' a nasıl gidilir?

Karayolu: Şehir içi ulaşım: Minibüs ve otobüslerin yanı sıra, merkezi Aksaray' da olan tranvay, Taksim ile Levent arasındaki metro, Beyoğlu' ndaki elektrikli tranvay sıkça kullanılan şehir içi ulaşım araçlarıdır.

Şehirlerarası ulaşım: İstanbul' dan yurdun her tarafına karayolu bağlantısı vardır. Yurtiçi ulaşımının hareket noktası, Anadolu yakasında Harem, Avrupa yakasında Esenler de bulunan uluslararası otogarıdır.

Uluslararası ulaşım: İstanbul' dan yurtdışına Yunanistan, Üsküp, Makedonya, Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre, Suudi Arabistan, Suriye, Rusya (Moskova) Romanya, Bulgaristan, Ürdün (Amman) seferleri yapılmaktadır.
Demiryolu: İstanbul' dan Ankara, İzmir ile Doğu Anadolu şehirlerine demiryolu bağlantısı vardır. İstanbul' dan yurtdışına Sirkeci- Viyana, Münih, Budapeşte, Selanik, (Eskişehir, Konya, Gaziantep)- Halep, (Tatavan, Van)- Tahran, S, Moskova, Bükreş' e tren seferleri bulunmaktadır.

Denizyolu: İstanbul' da hem şehir içi, hem de yurt içi ulaşım sağlanmaktadır. Ayrıca marinaların Avrupa limanlarına bağlantısı vardır.

Şehir içi Denizyolu Ulaşımı: Kadıköy- H.Paşa- Karaköy, Eminönü- Üsküdar, Eminönü-Kadıköy, Köprü-Yeniköy, Beykoz-Kavaklar, Sirkeci- Bostancı, Köprü-Adalar, Köprü-Yalova, Kabataş-Çınarcık, Bostancı-Çınarcık arasında vapur işlemektedir.

Şehirlerarası Ulaşım: Karadeniz (İstanbul, Zonguldak, Sinop, Samsun, Giresun, Trabzon, Rize), İzmir, Marmara hattı (Marmara adası, Bandırma, Mudanya), Avşa Adalarına turlar bulunmaktadır.

İklimi: Akdeniz, Karadeniz, Balkan ve Anadolu kara ikliminin tesiri altında bulunur. Kışın Akdeniz’den gelen ılık lodosları, Balkanlar üzerinden gelen soğuk veya Karadeniz’den gelen yağışlı havalar tâkip eder. Yıllık ortalama sıcaklığı 13.5°C dir. Yıllık yağış miktarı ise 720-788 mm’dir. Yağışların % 40’ı kış, % 20’si ilkabahar aylarında olur. Yazın yağış, sonbaharın yarısı kadardır. Genel olarak yazlar sıcak ve kurak, kışlar yağışlı ve ılık geçer. Sıcaklık bir yıl boyunca -14°C ile +41,5°C arasında seyreder. Kar yağışlı gün sayısı normalde 10 günü geçmez.

Bitki örtüsü: İstanbul çevresinin bitki örtüsü Akdeniz bitkilerini andırır. Bölgede en çok görülen bitki “maki”dir. İklimi sebebiyle her çeşit bitki yetişir. Yayla ve tepeler çıplak değildir. Orman bakımından zengin sayılır. 280 bin hektar (ilin % 60’ı) orman ve fundalıktır. Ormanlar içinde en meşhuru İstanbul’un 20 km kuzeyindeki Belgrat Ormanıdır.
Tarihi Eserler ve Turistik Yerler

İstanbul’un hemen her köşesi târihî ve turistik özelliklere sâhiptir. Hepsini saymak, âdetâ mümkün değil gibidir. En önemlilerinden bâzıları şunlardır:

Surlar: İstanbul’un meşhur surları târihte dört defâ yapılmıştır. Surlar üzerinde 400 kule, 500 kapı bulunuyordu. Kara surları 6800 m, Marmara surları 8000 m ve Haliç surları 5000 m idi. Langa, Davutpaşa, Samatya, Narlıkapı, Yaldızlı, Yedikule, Belgrat, Silivrikapı, Sıgma, Mevlevihane, Topkapı, Sulukule, Edirnekapı, Kostantin, Eğrikapı, Ayvansaray, Balat, Fener, Yenikapı, Aiya, Yeni Aya, Cibali, Ayazma, Zindan, Balıkpazarı ve Yeni Câmi kapıları surların meşhur kapılarıdır. Marmara ve Haliç surlarının büyük kısmı yıkılmıştır. Kara surlarının yarısından fazlası yıkık vaziyettedir. Bir bölümü aslına uygun şekilde tâmir ettirilmiştir.

Anadolu Hisarı: Boğaz’ın Anadolu yakasında Sultan Yıldırım Bâyezîd tarafından yaptırılmıştır. Akça Hisar, Yeni Kale ve Güzelce Hisar isimleriyle anılmıştır. Boğazın bekçisi durumunda olup, üç ana kuleden ibârettir.

Rumeli Hisarı: Boğazın Rumeli yakasında Fâtih Sultan Mehmed Han yaptırmıştır. Kendisi ve paşalar taş taşıyarak inşaatta çalıştılar. Hisarın plânı Muhammed isminin yazılışı şeklindedir. 17 kulesi vardır. Yüksekliği 22 metredir. Sanat ve mîmârî bakımında şâheserdir.

Tekfur Sarayı: Edirnekapı, Kâriye Câmii yakınında olup, harâbe hâlindedir. Bizans dönemine âittir.

Topkapı Sarayı: İstanbul’un fethinden sonra Fâtih Sultan Mehmed Han tarafından yaptırılmaya başlandı. 1466’da başlanan sarayın inşaası, 1478’de bitirilmiştir. 699 dekar yer kaplayan sarayın çeşitli bölümleri vardır. Sarayın sâhildeki saltanat kapısındaki kule ve önlerindeki toplar sebebiyle “Topkapı” denmiştir. (Bkz. Topkapı Sarayı)

Dolmabahçe Sarayı: On dokuzuncu asırda dünyâda yapılan sarayların en meşhûrudur. Sarayın bulunduğu yer bir koy idi. Sultan Birinci Ahmed Han ile Sultan İkinciOsman Han devirlerinde bu koy doldurularak burada Çinili Köşk ismiyle bir kasr yaptırıldı. Daha sonra aynı yerde Sultan Üçüncü Selim tarafından Beşiktaş Sarayı yaptırıldı. Sultan Abdülmecîd Han bu sarayı yıktırarak 1851’de Dolmabahçe Sarayını yaptırmaya başladı. Yapımı beş sene süren bu sarayda 200 oda ve 8 büyük salon vardır. Mermerleri, Marmara Adasından getirilmiştir. Osmanlı sultanlarının Bâyezîd ve Topkapı saraylarından sonra oturdukları üçüncü yerdir. (Bkz. Dolmabahçe Sarayı)

Çırağan Sarayı: Beşiktaş’ta deniz kıyısında Yıldız Parkının karşısındadır. Sultan Abdülazîz Han 1871’de yaptırmıştır. Mermer işçiliğiyle meşhur olan saray, 1910’da yanmıştır. Günümüzde restore edilmiş ve turistik otel olarak kullanılmaktadır.

Yıldız Sarayı: Beşiktaş’ta Yıldız Câmiinin karşısındadır. Sultan Abdülazîz Han 1866’da yaptırmıştır. Çok geniş bir koruluğun içinde yer alan saray, çeşitli köşklerden meydana gelmiştir. Bâyezîd, Topkapı ve Dolmabahçe saraylarından sonra Osmanlı sultanlarının oturduğu dördüncü saraydır. Sekiz sultâna mesken olan bu saray, bir sanat âbidesidir. (Bkz. Yıldız Sarayı)

Beylerbeyi Sarayı: Boğaziçi’nin pırlantası olan bu saray Sultan Abdülazîz Han tarafından yaptırılmıştır. Sarayın doğu duvarları ve iç yapısı çok süslemelidir. Havuzlu salonu set biçiminde düzenlenmiş bahçesi ve değerli eşyâları ile meşhurdur. (Bkz. Beylerbeyi Sarayı)

İbrâhim Paşa Sarayı: Kânûnî Sultan Süleymân’ın eniştesi İbrâhim Paşanın düğün hediyesi olarak verdiği bu saray, daha sonraları kışla ve okul olarak kullanılmıştır. Sultanahmed semtinde bulunan saray, son senelerde tâmir edilip, Türk-İslâm Eserleri Müzesi olmuştur.

Eyüp Sultan Câmii ve külliyesi: Fâtih Sultan Mehmed Hanın emriyle 1453-1459 yılları arasında Eshâb-ı kirâmdan Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin İstanbul’u şereflendiren kabr-i şerîfinin yanında yaptırılmıştır. Külliye, câmi, türbe, medrese, imâret ve çifte hamamdan meydana gelmektedir. Çeşitli zamanlarda tâmir görmüştür. Senenin her gününde, bilhassa Ramazan ayında ziyâretçilerle dolup taşan, Türk milletince mukaddes tanınan bu türbe ve câmi, yalnız İstanbul’un değil, Türkiye’nin hattâ İslâm dünyâsının dînî ziyâret merkezlerinden biridir.

Fâtih Câmii ve külliyesi: Fâtih Sultan Mehmed Han tarafından 1463-1471 seneleri arasında yaptırılmıştır. Külliye; câmi, medreseler, dârüşşifâ, tabhâne, imâret, sıbyan mektebi, kitaplık, hamam, saraçlar çarşısı ve çeşitli türbelerden meydana gelmiştir. Fâtih külliyesi, İstanbul Üniversitesinin ilk çekirdeğidir. Buradaki tetimme medreselerinde hazırlık dersleri görüldükten sonra, medresede yüksek tahsil yapılırdı. Klasik Osmanlı külliyelerinin öncüsüdür. Çeşitli zamanlarda tâmir görmüştür. Kütüphânesinde Osmanlı devrine âit el yazma ve basma 10.000 eser vardır. Bu eserler bugün Süleymâniye Kütüphanesinde okuyucuya açıktır.

Mahmud Paşa Câmii ve külliyesi: Mahmudpaşa semtinde sadrâzam Mahmûd Paşa tarafından yaptırılmıştır. Câmi, türbe, hamam, medrese, sıbyan mektebi, mahkeme, çarşı ve imâretten meydana gelmiştir. Çeşitli zamanlarda tâmir gören külliyenin günümüze sâdece câmi, türbe, han, medresenin dersânesi ve hamamının bir bölümü ulaşmıştır.

Mihrimah Sultan Câmii ve külliyesi: Edirnekapı’da Kânûnî Sultan Süleymân Hanın kızı Mihrimah Sultan tarafından Mîmâr Sinan’a yaptırılmıştır. Câmi medrese, sıbyan mektebi, hamam, türbeden ve dükkanlardan meydana gelmiştir. 1894 zelzelesinde zarar görmüş ve tâmir edilmiştir.

Sultan Selim Câmii ve külliyesi: Haliç’e bakan bir tepe üzerinde 1522’de yapılmıştır. Câmi inşaatını Yavuz Sultan Selim Han başlatmış, oğlu Kânûnî Sultan Süleymân tamamlatmıştır. Külliye; câmi, tabhâne, imâret, sıbyan mektebi, hamam, türbe ve medreseden meydana gelmiştir. Medrese, imâret ve Ayşe Hâtun türbesi yıkılmıştır. Diğer kısımları günümüze kadar gelmiştir. Câminin kıble istikâmetinde Yavuz Sultan Selim Hanın türbesi vardır.

Haseki Câmii ve külliyesi: Aksaray’dan Silivrikapı’ya giden cadde üzerindedir. 1551’de Haseki Hurrem Sultan tarafından Mîmâr Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye; câmi, medrese, sıbyan mektebi, imâret, dârüşşifâ ve çeşmeden meydana gelmiştir. Dârüşşifâ, dispanser olarak kullanılmaktadır. Sultan Birinci Ahmed 1612’de câmiyi genişletmiştir.

Dâvûtpaşa Câmii ve külliyesi: Davutpaşa semtindedir. 1485’te Fâtih Sultan Mehmed Han ve Sultan İkinci Bâyezîd devri vezirlerinden Dâvud Paşa yaptırmıştır. Külliye, câmi, medrese, türbe, imâret, sıbyan mektebi, mahkeme, çeşme ve hamamdan meydana gelmiştir. Medrese yıkık vaziyettedir. Zâviyeli câmiler plânındadır. 1984 zelzelesinde imâret, mahkeme ve mektep kısmı yıkılmıştır.

Kara Ahmed Paşa Câmii ve külliyesi: Topkapı’da, Kânûnî Sultan Süleymân’ın sadrâzamlarından Kara Ahmed Paşa tarafından Mîmâr Sinân’a yaptırılmıştır. Külliye, câmi, medrese ve sıbyan mektebinden meydana gelmektedir. Medrese odaları U biçiminde câminin avlusunda dizilmiştir. Sıbyan mektebi câminin biraz uzağındadır.

İbrâhim Paşa Câmii ve külliyesi: Silivrikapı’da Sadrâzam İbrâhim Paşa tarafından 1551’de Mîmâr Sinan’a yaptırılmıştır. Geniş bir avlu içinde câmi, türbe, sıbyan mektebi, hamam, şadırvan ve çeşmeden meydana gelmektedir. Kapılardaki ahşap geometrik geçme ve fildişi kakma işçiliği çok güzeldir. Şadırvan, câmi, türbe, çeşme dışındaki kısım yıkılmıştır.

Hekimoğlu Ali Paşa Câmii ve külliyesi: Davutpaşa semtinde, Hekimbaşı Nuh Efendinin oğlu ve Sultan Birinci Mahmûd Hanın sadrâzamlarından Ali Paşa tarafından 1734’te yaptırılmıştır. Külliye, kütüphâne, zâviye, türbe, sebil ve çeşmeden meydana gelmiştir. Devrinin güzel çinileri ile süslüdür. 1830’da tâmir görmüştür.

Cerrahpaşa Câmii ve külliyesi: Cerrahpaşa semtinde saray cerrahı iken sadrâzam olan Mehmed Paşa tarafından 1593’te yaptırılmıştır. Mîmârı Dâvûd Ağa’dır. Câmi, medrese, türbe, hamam, çeşmeden meydana gelen külliyeden sâdece hamam günümüze ulaşmamıştır. 1958-1960 arasında tâmir görmüştür.

Amcazâde Hüseyin Paşa Câmii ve külliyesi: Fâtih’te Saraçhâne başında Amcazâde Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Külliye câmi, medrese, kütüphâne, çeşme, dükkanlardan meydana gelmiştir. Medresenin önem kazandığı külliyelerin örneklerindendir. Bütün yapılar bir avlu duvarı içine alınmıştır.

Zal Mahmûd Paşa Câmii ve külliyesi: Eyüp’te vezirlerden Zal Mahmûd Paşa ile eşi Şah Sultan tarafından 16. asır ortalarında Mîmar Sinan’a yaptırılmıştır. Câmi, iki medrese, türbe ve çeşmeden meydana gelen küçük bir külliyedir. Plânı değişik ve ilgi çekicidir.

Koca Mustafa Paşa Câmii ve külliyesi: Cerrahpaşa semtindedir. Sultan İkinci Bâyezîd’in sadrâzamı Koca Mustafa Paşa tarafından Haghios Andreas Kilisesi câmiye çevrilerek kurulmuştur. Ekmekçizâde Ahmed Paşa bâzı ilâveler yaptırmıştır. Külliye, câmi, tekke, şadırvan, medrese ve imâretten meydana gelmiştir.

Mihrimah Sultan Câmii ve külliyesi: Üsküdâr iskele meydanındadır. İskele Câmii de denir. Kânûnî Sultan Süleymân Hanın kızı Mihrimah Sultan tarafından Mîmar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye; câmi, medrese, sıbyan mektebi, imâret, hamam, kervansaray, ambar, muvakkithâne, çeşme ve türbeden meydana gelmektedir. Bunlardan câmi, türbe, medrese, sıbyan mektebi, çeşme ve hamam sağlamdır. Medrese, sağlık merkezi; sıbyan mektebi ise çocuk kitaplığı olarak kullanılmaktadır.

Eski Vâlide Sultan Câmii ve külliyesi: Üsküdar Toptaşı’ndadır. Sultan İkinci Selim Hanın eşi ve Sultan Üçüncü Murâd Hanın annesi Nurbânû Vâlide Sultan tarafından 1577-1583 arasında Mîmar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye, câmi, medrese, dârüşşifâ, kervansaray, tabhâne, imâret ve dârulkurradan meydana gelmiştir. Câminin içi çini ve tahta oymalarla süslüdür.

Şemsi Paşa Câmii ve külliyesi: Şemsipaşa semtinde, deniz kıyısındadır. Kânûnî Sultan Süleymân’ın vezirlerinden Şemsi Paşa, Mîmar Sinan’a yaptırmıştır. Külliye, câmi, türbe ve medreseden meydana gelmiştir. Medrese 1953’ten beri kütüphâne olarak kullanılmaktadır.

Çinili Câmii ve külliyesi: Üsküdar’da Toptaşı semtindedir. Kösem Mahpeyker Sultan tarafından 1640’ta Mîmar Kasım Ağaya yaptırılmıştır. Külliye; câmi, medrese, sıbyan mektebi, çeşme, şadırvan, sebil, çifte hamam ve mezarlıktan meydana gelmiştir. Câmi duvarları beyaz üstüne çeşitli renkte çiçek motifi çinilerle süslüdür.

Yeni Vâlide Câmii ve külliyesi: Üsküdar iskelesi meydanının güneyindedir. 1708-1710 arasında Sultan Üçüncü Ahmed Hanın annesi Gülnuş Emetullah Sultan tarafından yaptırılmıştır. Külliye; câmi, sıbyan mektebi, muvakkithâne, imâret, çeşme, türbe ve dükkanlardan meydana gelmektedir. 1964’te tâmir görmüştür.

Beylerbeyi Câmii ve külliyesi: Beylerbeyi iskelesinin ilerisinde, deniz kıyısındadır. Sultan Birinci Abdülhamîd Han tarafından yaptırılmıştır. Mîmârı Mehmed Tâhir Ağadır. Külliyesinde; câmi, sıbyan mektebi, imâret, hamam, muvakkithâne ve çeşme bulunmaktadır. Muvakkithâne ve çeşme Sultan İkinci Mahmûd Han tarafından eklenmiştir. 1984’de geçirdiği yangın yüzünden câminin kubbesi çöktü. Eskisine uygun olarak yeniden tâmir edildi. Diğer ismi Hamîd-i Evvel Câmiidir.

Süleymâniye Câmii ve külliyesi: Kânûnî Sultan Süleymân Han tarafından 1549-1556 arasında Mîmar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye; câmi, dört medrese, türbeler, türbedâr dâiresi, dârülhadis, dârüttıp, dârüşşifâ, bîmârhâne, dârülkurra, sıbyan mektebi, imâret, konukevi, han, hamam, kütüphâne ve birçok dükkandan meydana gelmektedir. Câmi dış görünüşü ve iç süslemeleri ile Türk mîmarlık sanatının şâheseri ve dünyânın başta gelen bir sanat âbidesidir. Kütüphânesinde bulunan 53.332 el yazma, 25.673 basma eser Cumhûriyet devri öncesine âittir. (Bkz. Süleymâniye Câmii)

Şehzâde Câmii ve külliyesi: Şehzâdebaşı semtindedir. Kânûnî Sultan Süleymân Han tarafından 22 yaşında ölen oğlu Şehzâde Mehmed hâtırası için 1543-1548 arasında Mîmâr Sinân’a yaptırılmıştır. Külliye; câmi, medrese, imâret, tabhâne, fırın ve türbeden meydana gelmiştir. Medrese, kız öğrenci yurdu, tabhâne ise Vefâ Lisesinin laboratuvarı olarak kullanılmaktadır.

Yeni Vâlide Câmii ve külliyesi: Eminönü meydanındadır. Sultan Üçüncü Mehmed’in annesi Safiye Sultanın emri ile 1597’de temelleri atılan câminin yapımıÜçüncü Mehmed Hanın ölümü üzerine elli sene durdu. Sultan Dördüncü Mehmed Hanın annesi Hadîce Turhan Sultan tamamlattı ve 1633’te ibâdete açıldı. Külliye; câmi, hünkârkasrı, dârülkurra, sıbyan mektebi, arasta, sebil, çeşme ve kütüphâneden meydana gelmiştir. Hünkârkasrı günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.

Sultan Ahmed Câmii ve külliyesi: Sultan Ahmed meydanında, Sultan Birinci Ahmed Han tarafından 1609-1616 arasında Mîmar Sedefkâr Mehmed Ağaya yaptırılmıştır. Külliye; câmi, hünkârkasrı, sıbyan mektepleri, medrese, arasta, dârüşşifâ, tabhâne, imâret ve türbelerden meydana gelmektedir. Câminin içi 21.043 çini ile süslüdür. Batılılar bu câmiye, Mâvi Câmi demektedirler. Altı minâresi vardır. (Bkz. Sultan Ahmed Câmii)

Bâyezîd Câmii ve külliyesi: Bâyezîd Meydanında Sultan İkinci Bâyezîd tarafından 1501-1506 arasında yaptırılmıştır. Külliye; câmi, mektep, türbeler, tabhâne, kervansaray, medrese ve hamamdan ibârettir. Günümüzde medrese, Belediye Kitaplığı, imâret, Bâyezîd Devlet Kitaplığı olarak kullanılmaktadır. Kütüphânesinde 240.500 basma ve 10.698 el yazması eser vardır.

Nûruosmâniye Câmii ve külliyesi: Kapalıçarşı’nın kuzeyindedir. Külliyenin inşâsına Birinci Mahmûd Han başlamış, 1755’te Üçüncü Osman devrinde tamamlanmıştır. Külliye; câmi, medrese, imâret, kütüphâne, sebil, çeşme ve dükkanlardan meydana gelmiştir. Asıl adı Nûr-ı Osmanî’dir. Kütüphânesinde 10.000 el yazması ve 6000 basma eser vardır.

Lâleli Câmii ve külliyesi: Lâleli semtinde, Ordu Caddesi üzerindedir. Sultan Üçüncü Mustafa Han tarafından 1759-1763 arasında Mîmar Mehmed Tâhir Ağaya yaptırılmıştır. Barok üslûbunda yapılmış olan külliye; câmi, sebil, türbe, mumhâne, sipâhiler hanı, çarşı, çeşme ve muvakkıthâneden meydana gelmiştir. Medrese günümüze ulaşmamıştır.

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Câmii ve külliyesi: Çarşıkapı’dadır. Sadrâzam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa külliyesinin inşaatını 1681’de başlatmıştır. 1690’da oğlu Dâmâd Ali Paşa tarafından tamamlanmıştır. Külliye; câmi, medrese, sıbyan mektebi, sebil ve türbeden meydana gelmektedir. Taş işçiliği, oymacılık ve dökümcülük sanatı bakımından şâheserdir. Külliye 1960’da tâmir edilmiştir.

Sokullu Mehmed Paşa Câmii ve külliyesi: Sultan Ahmed Meydanının alt yanındadır. Sadrâzam Mehmed Paşa adına hanımı İsmihan Sultan tarafından 1572’de Mîmar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye; medrese, câmi, tekke ve şadırvandan meydana gelmektedir. Orta kapısı, mihrâbı ve minber kapısı üstlerinde birer Hacer-ül-Esved taşı parçaları vardır.

Atik Ali Paşa Câmii ve külliyesi: Çemberlitaş’ta Sultan İkinci Bâyezîd’in sadrâzamlarından Ali Paşa 1497’de yaptırmıştır. Külliye; câmi, medrese, sıbyan mektebi, imâret, türbe, çeşme ve elçi hanından meydana gelmektedir. Elçi hanı ve imâret yıkılmış, medrese ilk yapıldığı şeklini kaybetmiştir.

Köprülü Mehmed Paşa Câmii ve külliyesi: Divanyolu’nda Sadrâzam Köprülü Mehmed Paşa tarafından 1661’de yaptırılmıştır. Külliye; câmi, medrese, türbe, çeşme, sebil, kitaplık, han ve dükkanlardan meydana gelmekte olup, geniş bir yer kaplamaktadır.

Kılıç Ali Paşa Câmii ve külliyesi: Tophâne Meydanında donanma komutanı Kılıç Ali Paşa tarafından 1580’de Mîmar Sinan’a yaptırılmıştır. Câmi, medrese, hamam, türbe ve sebilden meydana gelen külliye çeşitli zamanlarda tâmir görmüştür. Medrese kısmı Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından kullanılmaktadır.

Çorlulu Ali Paşa Câmii ve külliyesi: Çarşıkapı’da Dîvânyolu Caddesi üzerindedir. 1708’de Çorlulu Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Külliye; medrese, câmi, kütüphâne ve şadırvandan meydana gelmiştir. Külliyenin mîmârisi ve kalem işlerinde Barok üslûbunun etkisi görülür.

Dâmâd İbrâhim Paşa Câmii ve külliyesi: Şehzâdebaşı’nda Nevşehirli Dâmâd İbrâhim Paşa tarafından 1720’de yaptırılmıştır. Külliye; câmi, medrese, sebil, kütüphâne ve mezarlıktan meydana gelmektedir. Külliyenin kalem işi süslemeleri Lâle Devri özelliklerini göstermektedir.

Ayasofya Câmii ve külliyesi: Bizanslılar devrinde M.S. 326 veya 360 senesinde yapılan ve 4 defâ yenilenen Ayasofya kilisesi İstanbul’un fethi üzerine câmiye çevrilmiştir. Mihrap, minber, 4 minâre, imâret, medrese, sıbyan mektebi, muvakkıthâne, şadırvan, mahfil, türbeler, kütüphâne, sebiller, top kandilleri, saltanat kapısı ilâve edilerek, külliye meydana getirilmiştir. 1935’te müze hâline getirilen câmi, hâlen müze olarak kullanılmaktadır. Kütüphânesinde 5275 eski eser vardır.

Hırka-ı Şerîf Câmii: Fâtih Atikali semtindedir. Sultan Abdülmecîd Han tarafından 1850’de yaptırılmıştır. Plânı, Peygamber efendimizin, Veysel Kârânî hazretlerine hediye ettiği mübârek Hırka-i şerîflerinin ziyâretine ve muhâfazasına uygun olarak yapılmıştır. Mihrap ve minber al somaki mermerdendir.

Azîz Mahmûd Hüdâyî Câmii: Üsküdar’da Hüdâî sokağındadır. 1855’te Sultan Abdülmecîd Han tarafından yaptırılmıştır. Yanında büyük âlim Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretlerinin ve yakınlarının türbe ve kabirleri vardır.

Selîmiye Câmii: Selîmiye kışlası karşısındadır. Sultan Üçüncü Selim Han tarafından 1803’te yaptırılmıştır. Câminin içi mermer, ağaç oyma ve nakış işçiliği bakımından zengindir. Yanında okul, muvakkıthâne ve hamam vardır.

Rüstem Paşa Câmii: Eminönü’nde Hasırcılar Çarşısında sadrâzam Rüstem Paşa tarafından 1560’ta Mîmar Sinan’a yaptırılmıştır. Altında 16 dükkan bulunan câmi, Osmanlı çini mîmârisinin en zengin örneklerindendir.

Hamîdiye (Yıldız) Câmii: Beşiktaş’ta Yıldız Sarayı yakınında Sultan İkinci Abdülhamîd Han tarafından 1886’da yaptırılmıştır. Plânını ve süslemelerinden bir bölümünü sultan bizzat kendisi yapmıştır. İkinci Abdülhamîd Han, Cumâ namazlarını ve bayram namazlarını burada kılar ve muâyede denilen bayramlaşma burada yapılırdı.

Dolmabahçe Câmii: Dolmabahçe Sarayının yan tarafında Bezm-i Âlem Vâlide Sultan tarafından yapımı başlatılmış, 1852’de Sultan Abdülmecîd Han tarafından tamamlanmıştır. Câmi ampir ve barok mîmârîsinin karışımıdır. Aşırı süslemesi ile ilgi çekmektedir.

Ortaköy (Büyük Mecîdiye) Câmii: Ortaköy İskelesi yakınındadır. Sultan Abdülmecîd Han tarafından 1853’te yaptırılmıştır. Çeşitli zamanlarda tâmir görmüştür. Barok mîmârî tarzına göre yapılmıştır.

Teşvikiye Câmii: Şişli Teşvikiye’de Sultan Abdülmecîd Han tarafından 1854’te yaptırılmıştır. Son devir Osmanlı mîmârî özelliklerini taşıyan câminin tavanı renkli nakışlarla süslüdür.

Nusretiye Câmii: Tophâne’de Sultan İkinci Mahmûd Han tarafından 1826’da îmâr ettirilmiştir. Bu câminin yerinde Sultan Üçüncü Selim’in yaptırdığı Tophâne-i âmire Arabacılar Kışlası Câmii vardı. Bu câmi yanınca yerine Nusretiye Câmii inşa edilmiştir. Câmi, Barok üslûba göre yapılmıştır. Câminin iç duvarlarındaki Amme sûresini meşhur hattat Râkım Efendi yazmıştır. 1955-1958 arasında tâmir görmüştür.

Vâlide Câmii: Aksaray’da Sultan Abdülazîz Hanın annesi Pertevniyal Vâlide Sultan tarafından 1869-1871 arasında yaptırılmıştır. Câmide gotik, klâsik ve Hint mîmârî üsluplarının tesiri görülür.

Emirgan Câmii: Boğaziçi’nde Emirgan semtindedir. Sultan Birinci Abdülhamîd Han tarafından 1782’de yaptırılmıştır. Câminin yanında Hünkar Dâiresi bulunmaktadır. Köşesindeki muvakkıthâne, Sultan Abdülmecîd Han tarafından yaptırılmıştır.

Arap Câmii: İstanbul’un fethi için 714’te gelen hazret-i Mesleme tarafından Beyoğlu semtinde Haliç kenarında yaptırılmıştır. Emevî ordusu Şam’a geri dönünce, Dominiken râhipleri burasını kilise hâline getirdiler ise de, Dördüncü Murâd Han zamânında tekrar câmiye çevrilmiştir. Sultan Birinci Mahmûd Hanın annesi Sâlihâ Sultan, bu câmiye şadırvan ve ilâveler yaptırmıştır.

Bâlî Paşa Câmii: Fâtih’te Bâlî Paşa Caddesi üzerindedir. 1504’te İkinci Bâyezîd Hanın kızı Hüma Hatun tarafından eşi Sadrâzam Bâlî Paşa adına yaptırılmıştır. 1894 zelzelesinde çöken kubbesi 1939’da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tekrar yaptırılmıştır. Tek şerefeli minâresi sağdadır. Kesme taştandır.

Ağa Câmii: Beyoğlu İstiklâl Caddesi üzerinde olup, 1597’de Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Tek kubbeli olan câminin saçakları işlemelidir. İç duvarlar mavi, pencere içleri yeşil Kütahya çinileriyle kaplıdır. Mihrabı taştan, minberi ise oymalı tahtadır.

Cihangir Câmii: Fındıklı sırtlarında Boğaz’a nazır bir tepe üzerindedir. Kânûnî Sultan Süleyman tarafından oğlu Şehzâde Cihangir adına 1559’da Mîmar Sinan’a yaptırılmıştır. Altı yangın geçiren câmi, 1889’da İkinci Abdülhamîd Han tarafından yeniden yaptırılmıştır. İki minâresi olan câmi barok uslûbundadır.

Fındıklı Câmii: Fındıklı’da deniz kıyısında İstanbul kâdısı Molla Mehmed Çelebi tarafından 1589’da Mîmar Sinan’a yaptırılmıştır. Sanat değeri çok yüksektir.

İskender Paşa Câmii: Fâtih’te Sofular Mahallesindedir. Sultan İkinci Bâyezîd Hanın vezirlerinden İskender Paşa tarafından 1505’te yaptırılmıştır. Çeşitli dönemlerde tâmir görmüştür. Terkim Mescidi de denir.

Ayazma Câmii: Üsküdar’da Kızkulesi karşısında tepe üzerinde Sultan Üçüncü Mustafa Han tarafından 1760’ta yaptırılmıştır. Hünkar mahfilinin duvarları İtalyan çinileri ile kaplıdır. Bahçesinde birçok kabir vardır.

Mümin gönüllerinin feyz alıp huzur bulduğu İstanbul câmileri yerli ve yabancı ressamlar ile fotoğrafçılara da en nefis manzaraları sunmaktadır. Şâirlerin gönüllerini coşturan bu muhteşem âbide eserler için Türk edebiyâtında yüzlerce şiir yazılmıştır. Bunlardan Yahyâ Kemâl Beyatlı’nın aşağıdaki şiiri, İstanbul câmilerini en iyi anlatanlardan biridir.

1. Ayasofya
İstanbul’un gözbebeği Tarihi Yarımada’yı gezmeye başlamak için en doğru yer Ayasofya Müzesi.

Dünyanın en tanınmış ibadethanelerinden biri olarak aynı yerde 3 defa inşa edilen Ayasofya, son halini 537 yılında aldı.

Ayasofya’nın ibadete açıldığı gün İmparator Justinianos’un, “Tanrım bana böyle bir ibadet yeri yapabilme fırsatı sağladığın için şükürler olsun” dediği ve Kudüs’teki Hz. Süleyman Mabedi’ni kastederek “Ey Süleyman seni geçtim” diye bağırdığı rivayet ediliyor.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Yerler: Ayasofya Müzesi (Hagia Sophia Museum)
İstanbul’un fethinden sonra cami olarak ibadete açılan Ayasofya’nın içine mihraplar, minber, müezzin mahfilleri, vaaz kürsüsü ve maksureler eklendi.

Ayasofya’da, Osmanlı Sultanlarının galip döndükleri seferlerden getirdikleri birçok değerli eser de sergileniyor.

Ayasofya 1935’ten beri müze olarak her yıl milyonlarca insan tarafından görülüyor.

Ayasofya Müzesi yaz döneminde 09.00-19.00, kış döneminde 09.00-17.00 saatleri arasında Müzekart ile ziyaret edilebiliyor. Müze, Ramazan ve Kurban bayramlarının birinci günü yarım gün ziyarete kapalı.

2. Topkapı Sarayı
Osmanlı İmparatorluğu, dünyanın en geniş sınırlara ulaşmış ve yüzyıllarca hakimiyetini sürdürmüş imparatorluklarından biri. Bu köklü tarihin ve ihtişamlı yapının 400 yıl boyunca yönetildiği, sultanların ve ailelerinin yaşadığı Topkapı Sarayı ise bütün görkemiyle Tarihi Yarımada’da görülmeyi bekliyor.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Yerler: Topkapı Sarayı
Osmanlı’nın en şatafatlı düğünlerinin, tahta çıkma törenlerinin ya da entrikalarının ve hüzünlü hikayelerine şahit olan bu sarayda burada kendinizi tarihin kollarına bırakarak eşsiz bir tarih ziyafetine ortak olabilirsiniz.

Topkapı Sarayı Müzesi ve Harem Gezisi’nde görülecek yerler arasında sarayın Harem bölümü, Hırka-ı Saadet Dairesi ve Has Oda bölümü, Babü’s Saade bölümü ve Köşkler Bahçesi bölümü bulunuyor.

3. Kapalı Çarşı (Grand Bazaar)
Tarihi Yarımada’nın en gözde duraklarından biri de Beyazıt’ta 550 yıldır ayakta duran Kapalı Çarşı. Yabancıların Grand Bazaar adıyla tanıdığı Kapalı Çarşı, içinde kaybolacağınız sokakları ve dünya altın piyasasına yön veren kuyumcularıyla ünlü.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Yerler: Kapalı Çarşı (Grand Bazaar)
Dünyanın en büyük çarşılarından: Kapalı Çarşı.

İstanbul’un en eski çarşısının içinde alışveriş yapmanın yanı sıra, burada satılan her şeyin İstanbul’un kadim ruhunu yansıttığını göreceksiniz.

4. Bozdoğan Su Kemeri
Roma Dönemi’nde şehirlere su sağlamak için kurulan su kemerlerinden pek azı ayakta kalabilmiş.

İstanbul’un tam kalbinde Unkapanı’nda yer alan Bozdoğan ya da dünyanın tanıdığı adıyla Valens Su Kemeri, dünyada eşine az rastlanan uzunlukta ve sağlamlıkta. Bugün altından trafik akarken pek fark etmesek de 1.500 yılı aşkın süredir İstanbul’u seyrediyor.

5. Yerebatan Sarnıcı
Bizans Dönemi’nde sarayın su ihtiyacını karşılamak için yaptırılan sarnıç, göz alıcı sütunları ve Medusa heykeli ile hala kendisine hayran bırakıyor.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Yerler: Yerebatan Sarnıcı
Bugün içinde birçok sanat etkinliğine de ev sahipliği yapan Yerebatan Sarnıcı’nda gerçekleşen konserler ve dinletiler, katılanlara büyülü bir dünyanın kapılarını aralıyor.

6. Çemberlitaş
İmparator I. Konstantin onuruna, MS 330 yıllarında İstanbul’un yedi tepesinden birine dikilen Çemberlitaş sütunu, zamanla bütün bir semte adını vermiş.

Bir zamanlar Bizans İmparatorlarının büstlerinin konulduğu Çemberlitaş sütunu, Haçlı Seferleri esnasında büyük hasar alsa da hala İstanbul’un en dikkat çekici yapılarından biri.

7. Galata Kulesi
Bugün en tepesine çıkıp İstanbul manzarasını seyretmek için uzun kuyrukların beklendiği Galata Kulesi, İstanbul’un siluetini çizen en önemli simgelerden biri.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Yerler: Galata Kulesi
528 yılında inşa edilen yapı, İstanbul Boğazı ve Haliç’e akim konumda, bir fener kulesi olarak inşa edilmiş ama dönem dönem zindan olarak da kullanılmış.

Kuleye birlikte çıkan âşıkların sonunda evlendikleri, kuleyle ilgili rivayetlerin en popüler olanı…

8. Ahrida Sinagogu
İstanbul’un Fethi’nden önce inşa edilen tek sinagog olan Ahrida Sinagogu, bugün Balat’ın en göz alıcı yapılarından biri.

Makedonya’nın Ohri kentinden göç eden Yahudiler tarafından kurulan sinagog, günümüzde İstanbul’un en büyük sinagogudur.

Sinagogda ismi Nuh’un gemisinin gemi anlamına gelen teva adındaki dua kürsüsü, tekne pruvasını andırdığı için büyük ilgi çekiyor.

9. Rumeli Hisarı
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un Fethi esnasında Karadeniz’den Bizans’a gelebilecek yardımları kesmek amacıyla 90 günde yapılan Rumelihisarı, amacına uygun olarak Boğazkesen Hisarı adıyla da biliniyor.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Yerler: Rumeli Hisarı
Üç büyük kulesi ve surlarıyla muhteşem bir yapı olan Rumelihisarı, Boğaz’ın iki kıyısının birbirine en çok yaklaştığı nokta’da Anadolu Hisarı’nın tam karşısında yer alıyor.

Bir zamanlar Rumelihisarı Konserleri gibi açık hava etkinliklerinin gerçekleştiği hisar, günümüzde müze olarak ziyarete açık. Rumeli Hisarı Müzesi’nde İstanbul’un fethinde kullanılan toplar, gülleler ve Haliç’i kapattığı söylenen zincirin bir parçası hala sergileniyor.

10. Yoros Kalesi
Yemyeşil ormanlarla kaplı Beykoz’dan Karadeniz’i kuşbakışı seyreden Yoros Kalesi, İstanbul’da Doğu Romalılardan kalan önemli tarihi yapılardan biri.

Doğu Roma’nın zayıflamasıyla uzun yıllar Cenevizlilerin elinde kalan kale, 1391’de Yıldırım Bayezid tarafından fethedilir.

Bugün Boğaz manzarasını en iyi seyredebileceğiniz önemli noktalardan biri olan Yoros Kalesi’nin hemen altında hizmet veren kafede, Boğaz’da kahvaltı keyfini yaşayabilirsiniz.

Devam eden arkeolojik kazılar nedeniyle kalenin içine girmek yasak olsa da kalenin ihtişamlı surlarını ve muhteşem Yoros Kalesi manzarasını görmek için biraz uzun bir yokuşu çıkmayı göze almanız gerekiyor.

11. Anadolu Hisarı
Yıldırım Beyazıt döneminde Boğaz’a girişlerin kontrolü ve Göksu Vadisi’nin korunması amacıyla inşa edilen Anadolu Hisarı, 1395 yılından beri Anadolu Yakası’nın Karadeniz’e bakan en güzel manzaralarına ev sahipliği yapıyor.

Anadolu Hisarı bugün kıyısındaki balıkçı tekneleri, kafeler ve restoranlarla İstanbul’un en huzurlu yerlerinden biri.

12. Yedikule Zindanları
“Yedi düvel zindanından beterdir Yedikule…” diyor ya Yeni Türkü, bir zamanlar İstanbul’un tüm haydutlarının son durağı olmuş Yedikule Zindanları.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Yerler: Yedikule Zindanları
Aslında Bizans Dönemi’nde misafir kralların ağırlanması için inşa edilen yapı Fatih Sultan Mehmet döneminde eklenen 3 kule ve surlarla son halini alarak bir askeri garnizona dönüştürülmüş.

Bugün ise Türkiye’nin ve İstanbul’un en büyük açık hava müzelerinden biri olan Yedikule Hisarı Müzesi, İstanbul Fatih’te görülecek tarihi mekanlar listesinde önemli bir yere sahip.

13. At Meydanı (Hipodrom)
Bizans Dönemi’nde at yarışlarının gerçekleştiği gerçek bir hipodrom olan tarihi alan, bugün Sultanahmet Meydanı’nda At Meydanı olarak tanınıyor.

Üzerinde Mısır hiyerogliflerinin yer aldığı Dikilitaş, Yılanlı Sütun ve Alman Çeşmesi bu alanda yer alıyor. Ayrıca Bugün Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak ziyaret edebileceğiniz İbrahim Paşa Sarayı da bu meydana bakıyor.

14. Haydarpaşa Tren Garı
Eminönü’nden Kadıköy’e geçerken göze çarpan o zarif ve ihtişamlı yapı, Haydarpaşa Tren Garı.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Yerler: Haydarpaşa Tren Garı
Anadolu’dan gelen trenlerin son durağı olan Haydarpaşa Tren Garı, 908’de İstanbul – Bağdat Demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak inşa edildi.

Son yıllarda Haydarpaşa, Kitap Fuarı gibi kültürel aktivitelerle de adını duyuran gar, içerisinde yer alan restoranlarla da Kadıköy’de gezilecek yerlerin en önemlisi.

15. Alman Çeşmesi
Türk-Alman dostluğunun bir nişanesi olarak Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından İstanbul’a hediye edildi.

Almanya’da inşa edilen büyük parçaları inşa edilen çeşme, İstanbul’da bir araya getirilerek 1901’de açıldı.

Bazı yıllarda ramazan şenlikleri kapsamında Alman Çeşmesi’nin depoları şerbetle doldurularak bu çeşmeden İstanbullulara şerbet ikramı yapılıyor.

16. Dolmabahçe Sarayı
Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecit tarafından Boğaz kıyısında 1856’da yaptırılan bu Dolmabahçe Sarayı, Batı mimarisinden izler taşıyan ihtişamlı görüntüsüyle İstanbul’un en önemli simge yapılarından biri.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Yerler: Dolmabahçe Sarayı
Türkiye’deki en büyük sarayı olan Dolmabahçe Sarayı, Atatürk’ün de son günlerini geçirdiği mekan olması nedeniyle farklı bir manevi değere de sahip.

17. Aya Yorgi Manastırı
Prens Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada, her yıl her yıl yüz binlerin akınına uğruyor. Bisikletle adayı turlayıp, enfes balıklarla karnınızı doyurmak dışında Büyükada’da yapmanız gereken bir şey daha var: Aya Yorgi Manastırı’na çıkmak.

1751’de inşa edilen eski kilise ve sonradan eklenen yapılarıyla Aya Yorgi Kilisesi, Büyükada’nın en yüksek yeri olan Yücetepe’de yer alıyor.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Yerler: Aya Yorgi Manastırı
Her yıl, 23 Nisan ve 24 Eylül’de farklı inançlardan birçok insanın ortak dualarda ve dileklerde buluşmak için bir araya geldiği kilisede, dilenen dileklerin gerçekleştiği yönünde yaygın bir inanış var.

Bu tarihler dışında kalabalıklardan uzak biçimde kiliseyi ziyaret edebilir ve hiç konuşmadan dileğinizi tutup Azap Yokuşu’nu çıkarak eski bir adeti yerine getirebilirsiniz. Ayrıca Yücetepe Kır Gazinosu’nda enfes bir manzara da sizi bekliyor.

18. Fener Rum Patrikhanesi
Rum Ortodoks Patrikhanesi olarak da anılan Fener Rum Patrikhanesi, Haliç kıyısında Balat’ta yer alıyor.

1602 yılında Sadrazam Ali Paşa Caddesi’nde bugün bulunduğu yere taşınan Patrikhane, 1800’lü yıllarda yapılan restorasyonla bugünkü görünümüne kavuştu.

19. Heybeliada Ruhban Okulu
Heybeliada’da son yıllarda eğitim vermese de ihtişamından bir şey kaybetmeden yüzyıllara meydan okuyan tarihi Heybeliada Ruhban Okulu, adada görmeniz gereken önemli tarihi yapıların başında geliyor.

Çoğunlukla ziyarete açık olmayan okulda, yaz aylarında zaman zaman düzenlenen özel konserler ve etkinlikler vesilesiyle kapılar ziyaretçilere açılabiliyor.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Yerler: Heybeliada Ruhban Okulu
Adanın en yüksek tepesinde yer alan okulu görebilmek için uzun bir yürüyüşü göze almanız gerekiyor, ama emin olun bu muhteşem yapının yalnızca bahçesini görmek bile yorgunluğunuzu unutturuyor.

20. Kuleli Askeri Lisesi
İstanbul’un siluetini çizen önemli mimari yapılardan biri de Kuleli Askeri Lisesi. Çengelköy kıyısından Boğaz’a bakan bu yapının tam arkasında yer alan İstanbul’daki ikinci en büyük Türk bayrağı yer alıyor.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Yerler: Kuleli Askeri Lisesi
Geceleri projektörle aydınlatılarak Boğaz’ın neredeyse her yerinden görülebilir hale gelen Kuleli Askeri Lisesi, 1872’den beri şehrin en dikkat çekici yapıları arasında bulunuyor.

21. Kız Kulesi
Üsküdar-Beşiktaş motorlarıyla karşıya geçerken yanından geçtiğimiz nazlı güzel Kız Kulesi hakkında sayısız efsane var…

istanbul-gezilecek-yerler-kiz-kulesi
İstanbul denince akla ilk gelenlerden…

İstanbul’un en romantik simgelerinden olan Kız Kulesi, 2000 yılında restore edilerek bir restoran olarak hizmet vermeye başladı. Üsküdar sahilden teknelerle 5 dakikada ulaşılan Kız Kulesi’nde evlenme teklif etmek, İstanbul’un adetlerinden biri haline geldi. Kız Kulesi’ni gezmek için restoranda yemek yeme şartı bulunmuyor, yalnızca tekneyle geçiş ücretini ödeyerek, Kız Kulesi’ni yakından görebilirsiniz.

Üsküdar Salacak ve Kabataş’tan Kız Kulesi’ne tekne ile gitmek için Üsküdar Salacak iskelesinden 09.00-18.45 saatleri arasında her gün; Kabataş’tan 09.00-18.45 saatleri arasında sadece hafta sonu seferler yapılıyor.

İstanbul’da Gezilecek Tarihi Camiler
Yüzyıllarca Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapan İstanbul, köklü geçmişini ve ihtişamını birbirinden özel mimari yapılarıyla pahalı bir gerdanlık gibi sergiliyor. Osmanlı mimarisinin, zenginliğinin ve estetiğinin en önemli yansımalarını ise her biri güzelliğiyle insanı manevi bir yolculuğa çıkaran camilerde görmek mümkün.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Camiler
İstanbul’daki ilk camiler, şehrin 1453’te fethedilmesinden sonra Bizans’tan kalan kiliselerin bir kısmının camiye dönüştürülmesiyle oluşturulmuş. Bu şekilde kısa vadede şehrin Müslüman halkının ibadethane ihtiyacı karşılanmış ancak Müslüman nüfusun artmasıyla doğan cami ihtiyacı, Osmanlı mimarisinin en muhteşem eserlerinin ortaya çıkmasına vesile olmuş.

“İstanbul’da kaç tane camii var?” diye merak edenler için dipnot: Bugün İstanbul’da 3 bini aşkın cami bulunuyor ve İstanbul’da gezilecek camilerin sayısı hiç de az değil. Büyük kısmı yüzyıllara meydan okuyan bu camilerin tamamını görmek mümkün değil, ancak İstanbul’un en güzel camilerini temsil eden birkaç örneği mutlaka görmek gerek.

1. Süleymaniye Camii
Dünyanın tanıdığı ismiyle Muhteşem Süleyman, yani Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1551-1557 yılları arasında Mimari Sinan’a yaptırılan Süleymaniye Camii, Beyazıt’ta yer alıyor.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Camiler: Süleymaniye Camii
Büyük bir alana kurulu Süleymaniye Külliyesi; medreseler, hazire, hastane, sıbyan mektebi, hamam, kütüphane, imaret ve dükkânlarla beraber Süleymaniye Camii’nden oluşuyor. Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın türbeleri, Süleymaniye Külliyesi’nde yer alıyor.

Süleymaniye Camii hakkında ilginç bilgiler edinmenin en iyi yolu camiyi gidip bizzat görmek. Camiyi böcek ve akrep istilasından koruyan devekuşu yumurtaları, Mimari Sinan’ın haftalarca boş küplerle hesapladığı akustik ve yağ kandillerinin isinden mürekkep üretilmesi gibi birçok yaratıcı fikir, hayranlığınızı ikiye katlayacak.

2. Sultanahmet Camii
İstanbul’un en ünlü camisi hangisidir diye sorarsanız, pek çok kişiden Sultanahmet Camii yanıtını alırsınız. Tüm dünyanın Mavi Cami (Blue Mosque) adıyla tanıdığı Sultanahmet Camii, 6 minaresi ve içini süsleyen mavi İznik çinileriyle ünlü.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Camiler: Sultanahmet Camii
Osmanlı Padişahı I. Ahmet tarafından 1609-1617 yılları arasında Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa’ya yaptırılan Sultanahmet Camii, Ayasofya’nın tam karşısında yer alıyor ve güzelliğiyle ona meydan okuyor. Klasik Osmanlı mimarisinin en önemli eserlerinden biri olan Sultanahmet Camii, ihtişamını büyüklüğünden değil zarafetinden alıyor.

3. Eyüp Sultan Camii
İstanbul’daki en önemli camilerden biri olan Eyüp Sultan Camii, Haliç’te yer alıyor. Hz. Muhammed’in bayraktarlığını yapan Ebu Eyyûb el-Ensarî’nin 7. yüzyılda İstanbul kuşatması esnasında şehit düşerek buraya defnedildiğine inanılıyor. Eyüp Sultan Türbesi’nin hemen yanına inşa edilen Eyüp Sultan Camii İstanbul’un fethinin ardından 1458’de Fatih Sultan Mehmet’in emriyle yapılmış.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Camiler: Eyüp Sultan Camii
Fatih Sultan Mehmet başta olmak üzere pek çok Osmanlı padişahının kılıç kuşanma törenine ev sahipliği yapan cami, hafta sonları, dini bayramlarda ve kandillerde on binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.

4. Ortaköy Camii
İstanbul Boğazı’nın kıyısında yer alan Büyük Mecidiye Camii, Ortaköy Meydanı’nda yer aldığı için halk arasında Ortaköy Camii olarak anılıyor. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün Avrupa ayağına yakın cami, küçük ama zarif görüntüsüyle İstanbul’un en güzel manzaralarından birine fon oluşturuyor.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Camiler: Ortaköy Camii
Neo-Barok mimari tarzda inşa edilen Büyük Mecidiye Camii, Sultan Abdülmecit tarafından Nigoğos Balyan ve Garabet Amira Balyan’a yaptırılmış. 1853’te inşası tamamlanan cami, alışılagelmişin dışında büyük pencereleriyle Boğaz’ın rengarenk ışıklarının içeriyi aydınlatmasıyla muhteşem bir görünüme kavuşuyor.

İstanbul’un farklı semtlerinde her biri farklı yüzyıllarda, farklı mimarların hayal gücüyle inşa edilen bu tarihi camiler, dünyanın her yerinden milyonlarca insanı kendilerine hayran bırakmaya devam ediyor.

5. Fatih Camii
İstanbul’un ilk selatin camisi yani sultan tarafından yaptırılan camisi olan Fatih Camii, İstanbul’un fethinden 10 yıl sonra Mimar Yusuf Sinan’a (Sinan-ı Atik) yaptırılmış. İstanbul’un 7 tepesinden 4’üncüsünde yer alan Fatih Külliyesi’nde medreseler, darüşşifa, kervansaray, imarethane, kütüphane ve hamam bulunuyor.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Camiler: Fatih Camii
Bizans İmparatorları’nın mezarlarının bulunduğu tepeye, inşa edilen cami, İstanbul’da Osmanlı Devri’nin başladığının en büyük göstergelerinden biri olarak tasarlanmış.

Ne yazık ki bugün ziyaret ettiğimiz cami, Fatih Sultan Mehmet yaptırdığı orijinal yapının kendisi değil. 1766 depremiyle yıkılan caminin yerine yapımı 1771’de tamamlanan ve günümüze ulaşan cami, Barok esintiler taşıyor. Fatih Sultan Mehmet’in türbesinin de yer aldığı hazirede birçok ünlü devlet adamının mezarı yer alıyor.

6. Eminönü Yeni Cami
Eminönü’nde denizin kıyısında yer alan Yeni Cami ya da Valide Sultan Camii’nin inşasına 1597 yılında Sultan III. Murat’ın eşi Safiye Sultan’ın emriyle başlanmış ancak 1665’te zamanın padişahı IV. Mehmet’in annesi Turhan Hatice Sultan’ın bağışlarıyla tamamlanmış.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Camiler: Eminönü Yeni Cami
Aslında 400 yıllık olan cami, Süleymaniye ve Sultanahmet camilerinden sonra inşa edildiği için “Yeni Cami” adıyla anılmaya başlanmış.

Yeni Cami, iç mimarisi Süleymaniye ve Sultanahmet camilerininki kadar başarılı olmasa da hala İstanbul’da gezilecek en popüler camilerden biri. İstanbul’un siluetini çizen önemli simgelerden biri olan Yeni Camii, güvercinleriyle de ünlü. Eminönü’ne yolu düşenler için Yeni Cami’nin önünden kuşlara yem atmak, adeta bir geleneğe dönüşmüş.

7. Nuruosmaniye Camii
Çemberlitaş’tan Kapalıçarşı’nın girişine doğru yürürken solunuzda kalan Nuruosmaniye Cami, İstanbul’un 2. tepesinde yer alıyor. Diğer tarihi camilere göre ebatları biraz daha küçük olsa da Nuruosmaniye zarafeti ve pencerelerindeki göz alıcı vitraylarıyla mutlaka görülmesi gereken bir estetiğe sahip.

İstanbul'da Gezilecek Tarihi Camiler: Nuruosmaniye Camii
Nuruosmaniye Cami, giriş kapısının tutacaklarındaki dualardan tutun içinde yer alan paha biçilemez hat levhalarına kadar Osmanlı estetiğini yansıtan sayısız detayla donatılmış. Cami, içinin büyük ölçüde mermer kaplı olması ve Osmanlı’nın ilk barok camisi olmasıyla da ayrı bir öneme sahip.

8. Arap Camii
Karaköy’de hırdavatçılar çarşısının içinde saklı kalmış olsa da İstanbul’un en farklı mimarisine sahip camilerinden biri de Arap Cami. Kare formundaki yüksek kulesiyle dikkat çeken Arap Cami, İstanbul’da ilk ezanın okunduğu yer olmasıyla büyük önem taşıyor.

Emevilerin İstanbul’u kuşattıkları 7 yıllık süreçte 717 yılında inşa ettikleri düşünülen caminin, Bizanslılar tarafından kiliseye dönüştürüldüğü tahmin ediliyor. İstanbul’un fethiyle yeniden cami olarak ibadete açılan yapı, yalnızca tavanındaki muhteşem ahşap oymaları için bile görülmeye değer.

İstanbul’un En Güzel Manzaralarına Nazır Seyir Terasları
Dünyanın en nefes kesici şehirlerinden biri hiç kuşkusuz İstanbul. İki ayrı denize bakan kıyıları ve bu iki denizi kavuşturan İstanbul Boğazı ile bu şehir, hayal gücü en geniş ressamların bile düşleyemeyeceği güzelliklerle bezenmiş.

İstanbul’un En Güzel Manzaralarına Nazır Seyir Terasları
İstanbul’un en güzel manzaralarını zihninize kazıyabileceğiniz, ister çay ve simitle, ister şık bir akşam yemeğiyle manzaranın tadına varacağınız birçok özel mekan arasından en tanınmışlarına göz atmaya ne dersiniz. İşte İstanbul’un en popüler manzara terasları!

1. Pierre Loti Tepesi
Gün batımının kızıllığında Haliç’in muhteşem manzarası, kırmızı-beyaz pötikareli örtüler serilmiş küçük ahşap masalar ve sandalyeler… Nostalji sizin için de sıradan bir kelimenin çok ötesinde, hatta bir yaşam tarzıysa Pierre Loti Tepesi, İstanbul’da mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında geliyor.

İstanbul Seyir Terasları:Pierre Loti Tepesi
Eyüp Sultan Camii’ni ve Türbesi’ni ziyaret edenler, derin bir nefes almak için teleferikle Pierre Loti Tepesi’ne çıkarak yaz günlerinde bir şişe gazozla serinleyip, kışın demli bir çayla içini ısıtıyor. Pek çok filmin ve dizinin etkileyici sahnelerine fon olan Pierre Loti Tepesi’ne Gaziosmanpaşa merkezden kalkan Pazariçi minibüsleriyle ya da Eyüp sahilden Eyüp – Pierre Loti Teleferiği ile gidebilirsiniz.

2. Çamlıca Tepesi
“İstanbul Anadolu Yakası’nda hafta sonu nereye gidilir?” sorusuna verilebilecek en klasik cevaplardan biri Çamlıca Tepesi. Büyük Çamlıca olarak da anılan tepe deniz seviyesinden yaklaşık 300 metre yükseklikte yer alıyor ve hem Boğaz’ı hem de Marmara Denizi’ni görüyor.

İstanbul Seyir Terasları: Çamlıca Tepesi
Yakın zamanda üzerinden kaldırılması planlanan TV kuleleri ve Türkiye’nin en büyük camisi olan Çamlıca Camii, Çamlıca Tepesi’nde yer alıyor. Üsküdar sırtlarındaki Çamlıca Tepesi’nde yeşillikler içinde yürüyüş yaptıktan sonra manzaranın tadını çıkarabileceğiniz birçok kafe ve restoran var.

Büyük Çamlıca Tepesi’ne M5 Yamanevler -Üsküdar metro hattını kullanarak ya da Turistik Çamlıca Tesisleri durağından geçen İETT otobüsleriyle kolayca gidebilirsiniz.

4. Otağtepe Parkı
Panoramik İstanbul manzarası sunan bir diğer tepe, Beykoz Korusu içinde kalan Otağtepe Parkı. Hem Rumeli Hisarı’nı hem de Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü kadraja alarak muhteşem İstanbul fotoğrafları çekebileceğiniz bu parkta, hafta sonları uygun fiyatlarla serpme kahvaltı sunan birçok mekan bulunuyor.

İstanbul Seyir Terasları: Otağtepe Parkı
Beykoz sırtlarında yer alan Otağtepe Parkı’nın resmi adı ise Fatih Korusu TEMA Vehbi Koç Doğal Külltür Merkezi. Otağtepe Parkı’nda yer alan tesisler, düğünler ve özel organizasyonlar için de hizmet veriyor. Otağtepe Parkı’na gitmek için Üsküdar’dan 15 M hatlı otobüse, Kadıköy’den 14 M hatlı otobüse binebilirsiniz.

5. Galata Kulesi
Dış görünüşüyle nefes kesen, İstanbul’un en ünlü yapılarından biri olan Galata Kulesi, terasından muhteşem İstanbul manzaraları sunuyor. İstanbul’a Galata Kulesi’nden bakmak isteyenler yılın dört mevsimi kulenin girişinde uzun kuyruklar oluşturuyor. Dileyenler Galata Kulesi’nin 9. katında yer alan restoranda manzaraya karşı akşam yemeklerinin tadını çıkarıyor.

İstanbul Seyir Terasları: Galata Kulesi
67 metre yüksekliğe sahip olan Galata Kulesi’nin toplam 9 katı bulunuyor. Ziyaretçiler kulenin ilk 7 katını asansörle, kalan 2 katı ise merdivenlerle çıkıyor. Kuleden merdivenlerle iniliyor. Galata Kulesi’ne İstiklal Caddesi’nin sonunda yer alan Tünel Meydanı’ndan ya da Karaköy Bankalar Caddesi’nden kısa bir yürüyüşle ulaşmak çok kolay.

6. Safir Kule
İstanbul’un en yüksek binası olan Safir Kule, İstanbul’a en yüksekten bakabileceğiniz yer olarak öne çıkıyor. Tam 66 katlı olan binanın yüksekliği 261 metre. Bir alışveriş merkezi ve rezidans olarak inşa edilen bina, Büyükdere Caddesi üzerinde, Çeliktepe’de yer alıyor.

İstanbul Seyir Terasları: Safir Kule
Binanın en üst katında yer alan seyir terası, heyecan verici yüksekliğiyle farklı bir İstanbul panoraması sunuyor. Saatte 20 km hızla giden asansörle Safir Seyir Terası’na çıkmak için cüzi bir ücret ödemeniz gerekiyor. Manzaranın tadını doyasıya çıkarmak isteyenler için terasta bir de kafe bulunuyor.

İstanbul’daki Popüler Park ve Bahçeler
İstanbul’da hayatın koşturmacasından, bir yerlere yetişme telaşından arınmak ve doğayla bütünleşmek neredeyse lüks haline geldi. Özellikle hafta sonu bir ağaç altında oturmak, çıplak ayakla toprağa basmak için bazen kilometrelerce yol gitmeyi göze almak gerekiyor sanıyoruz. Aslında İstanbul’da farkında olmadığımız ya da es geçtiğimiz o kadar çok yeşil alan var ki…

istanbulun-en-guzel-park-ve-bahceleri
Siz de “Hafta sonu çocuklarla İstanbul’da nereye gidilir?” ya da “İstanbul’da nerede piknik yapılır?” sorularına cevap arıyorsanız bu yazı sizin için. İstanbul’un en güzel korularından, park ve bahçelerinden isterseniz size en yakın olanı isterseniz daha önce hiç gitmediğinizi seçin. Kendinize bir güzellik yapın ve ilk fırsatta tüm yorgunluğunuzu çimlerin üzerine bırakın.

İstanbul Avrupa Yakasında Gezilecek En Güzel 10 Park ve Bahçe
1. Bakırköy Botanik Parkı
İstanbulluların genellikle sahili ve çarşısıyla tanıdığı Bakırköy, E-5’in yanı başında İstanbul’daki en büyük parklardan birine ev sahipliği yapıyor. İçinde çocuk parklarının, üzerinde keyifle vakit geçirebileceğiniz çimenliklerin yer aldığı parkta fotoğraf çekilen gelin ve damatlara da denk gelebilirsiniz.

istanbulun-en-guzel-park-ve-bahceleri-bakirkoy-botanik-bahce
2. Beylikdüzü Yaşam Vadisi
İstanbul’da merkezden biraz uzak kaldığı için mizah malzemesi olan Beylikdüzü’nde yaşayanlar çok şanslı. İrili ufaklı birçok korunun yer aldığı semte, yakın zamanda dev bir Yaşam Vadisi kuruldu. İçinde göz alabildiğine uzanan alan tamamlandığında New York’taki Central Park’tan büyük olacağı söyleniyor. İçinde konserlerin verildiği amfitiyatro, Japon bahçesi, kafeler ve restoranlar, atıştırmalık satan tezgahların bulunduğu park, Cumhuriyet Mahallesi’nde yer alıyor.

3. Belgrad Ormanı
Belgrad Ormanı için İstanbul’un akciğeri desek, abartmış olmayız. İstanbul’un kuruluşundan beri şehrin suyunu sağlayan bentleri, çeşmeleri ve zengin orman varlığıyla doğal bir cennet. Şimdilerde özellikle uzun koşu parkuruyla yeniden popüler yeşil alanlar arasına giren Belgrad Ormanı, İstanbul’da görülecek yerlerin başında geliyor.

istanbulun-en-guzel-park-ve-bahceleri-belgrad-ormani
4. Yeşilköy Sahili ve Rönepark
İstanbul’un en eski semtlerinden olan Yeşilköy, deniz kıyısında genellikle alçak katlı binaların yer aldığı ferah semtlerden biri. Yeşilköy sahilinde yer alan Rönepark da yeşile doyacağınız İstanbul parklarından biri. Yanınıza simidinizi, poğaçanızı, kahvaltılıklarınızı alıp, parktan demli bir çayla Yeşilköy’de deniz kenarında kahvaltı etmenin tadını çıkarın. Sonra sahilde uzun bir yürüyüş yapıp, çimlere uzanırsınız. Yeşilköy’ün merkezindeki parka Bakırköy-Yeşilköy minibüsleriyle kolayca ulaşabilirsiniz.

5. Gülhane Parkı
Benim çocukluğumda büyük bir hayvanat bahçesine ev sahipliği yapan Gülhane Parkı, aslında Topkapı Sarayı’nın arka bahçesi olarak yüzyıllardır varlığını sürdürüyor. Göğe uzanan ceviz ağaçlarının altında güzel bir yürüyüş yapıp, çay bahçesinde tazecik bir çay içebileceğiniz Gülhane Parkı, İstanbul’un göbeğinde, Sultanahmet Meydanı’nın biraz altında kalıyor.

istanbulun-en-guzel-park-ve-bahceleri-gulhane-parki

6. Emirgan Korusu
İstanbul ve lale kelimeleri yan yana geldiğinde akla ilk gelen yer elbette Emirgan Korusu. İstanbul Boğazı’nın ferah atmosferinde her yıl baharda binlerce lale ile renkten renge bürünen koru, her mevsim ayrı güzel. Emirgan Korusu’na nasıl gidilir diye merak edenler için Beşiktaş sahilinden Sarıyer’e giden tüm İETT otobüsleri Emirgan Korusu’ndan geçiyor. Ayrıca Taksim’den, Mecidiyeköy’den ve Zincirlikuyu’dan tek otobüsle koruya ulaşım sağlanıyor.

istanbulun-en-guzel-park-ve-bahceleri-emirgan
7. Bahçeşehir Gölet Parkı
Dev binaların ve gökdelenlerin arasında biraz nefes almak isteyen Bahçeşehirliler, soluğu Bahçeşehir Gölet Parkı’nda alıyor. Yapay bir göletin etrafındaki geniş yeşil alanıyla öne çıkan parkta çeşitli restoranlar, oyun parkları, özel kulüpler, çay bahçesinin yanı sıra çeşitli gösteri ve konserlere ev sahipliği yapan Arena Sahnesi yer alıyor.

8. Yıldız Korusu
Diyelim ki güneşli bir hafta sonu sabahına uyandınız ve kahvaltıya nereye gitsek diye düşünmeye başladınız. Beşiktaş sahilinden Ortaköy’e giden o muhteşem yolda yürümenin tadına vararak, Yıldız Korusu’nda yer alan Malta Köşkü’nde ya da Çadır Köşkü’nde ortalama fiyatlarla açık büfe kahvaltının tadını çıkarabilirsiniz.

istanbulun-en-guzel-park-ve-bahceleri-yildiz-parki
9. Maçka Parkı
Bir ucundan bir ucuna teleferikle çıkarak manzaranın tadını çıkarabileceğiniz Maçka Parkı, İstanbul’un orta yerinde unutulmuş bir vaha gibi yeşile hasret kalanları bekliyor. Maçka Parkı’nın Dolmabahçe’ye bakan tarafında yer alan Küçükçiftlik Park, yıl boyunca sayısız konsere ve etkinliğe sahne oluyor.

istanbulun-en-guzel-park-ve-bahceleri-macka-parki
10. Atatürk Arboretumu
Sarıyer, Bahçeköy’de yer alan Atatürk Arboretumu, Türkiye’nin ilk canlı ağaç müzesi olarak tanımlanabilir. 1940’lı yıllarda farklı ülkelerden ve egzotik bölgelerden ağaçların burada dikilmeye başlanmasıyla oluşturulan arboretum, yeşilin binbir tonuyla ve kuş cıvıltılarıyla görülmeye değer. Atatürk Arboretum’u hakkında daha detaylı burada.

İstanbul Anadolu Yakasında Gezilecek En Güzel 10 Park ve Bahçe
1. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi
Ataşehir’de otoyol kavşaklarının arasında yer alan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, şehrin ortasında benzersiz bir vaha olarak görenleri kendine hayran bırakıyor. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, Türkiye’deki en zengin bitki çeşitliliğine sahip botanik bahçelerden biri. Yıl boyunca park içinde düzenlenen birbirinden keyifli kurslar ve atölyelere katılarak keyifli vakit geçirebilirsiniz. “Lütfen çimlere basınız” tabelalarıyla yüzünüzde gülümseme oluşturacak Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’ne giriş ücretsiz.

istanbulun-en-guzel-park-ve-bahceleri-nezahat-gokyigit-botanik-parki
2. Göztepe 60. Yıl Parkı
Anadolu Yakası’nda Göztepe’de, Bağdat Caddesi ve sahil yolu arasında yer alan Göztepe 60. Yıl Parkı, İstanbul’da toplu taşımayla en kolay gidebileceğiniz yeşil alanlardan biri. İçerisinde rengarenk balıkların yüzdüğü akvaryumları, mevsimine göre farklı renklere bürünen çiçek bahçeleri, küçük denizcilerin aklını başından alacak oyun teknesi ve yaz aylarında ıslanıp ferahlayabileceği fıskiyeleriyle Anadolu Yakası’nın en güzel parkları arasındaki Göztepe 60. Yıl Parkı, yaz aylarında açık hava tiyatro festivallerinden konserlere uzanan birçok keyifli etkinliğe de sahne oluyor.

istanbulun-en-guzel-park-ve-bahceleri-nezahat-gokyigit-botanik-parki
3. Fenerbahçe Parkı
Yaz aylarında gelin ve damatların fotoğraf çektirmek için sıkça tercih ettiği Fenerbahçe Parkı, denizin kıyısında geniş ve ferah bir yeşil alan. Parkın içinde yer alan kafelerde ya da piknik masalarında manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca Fenerbahçe Marina’ya yakın olan parkın çevresinde birçok kafe ve restoran da bulunuyor. Fenerbahçe sahilindeki parka, Kadıköy’den Bostancı yönüne sahil yolundan giden otobüslerle ya da sarı dolmuşlarla hızlıca gidebilirsiniz.

4. İdealtepe 50. Yıl Korusu
Maltepe’nin İdealtepe Mahallesi’nde yer alan 50. Yıl Korusu, içerisinde yer alan yürüyüş ve koşu parkurları, piknik masaları ve çocuk parklarıyla yaz akşamlarında çamların altında serinliğin tadını çıkarmak isteyenler için bulunmaz bir yer. Parkın oldukça iyi aydınlatılmış olması ve içinde 7/24 güvenliklerin dolaşıyor oluşu, ailelerin rahatça geç vakitlere kadar parkta vakit geçirmelerini sağlıyor.

Minibüs yolu ile E5’in arasında kalan koruya, Küçükyalı metrosunun İdealtepe çıkışından yürüyerek 10-15 dakikada ulaşmak mümkün.

istanbulun-en-guzel-park-ve-bahceleri-idealtepe-50.-yil-parki
5. Maltepe Başıbüyük Piknik Alanı
Maltepe’den Sancaktepe’ye giden orman yolunu takip ederek gidebileceğiniz Başıbüyük Piknik Alanı, çam ağaçlarının altındaki piknik masalarında rahatça oturup mangal yakabileceğiniz bir alan. Burada yer alan kafe ve restoranlarda dilerseniz uygun fiyatlarla serpme kahvaltı servisi de bulunuyor. Buraya özel aracınızla Maltepe’den Başıbüyük tabelalarını takip ederek kolayca ulaşabilirsiniz.

6. Polonezköy
İstanbul Anadolu Yakası’nda hem kahvaltı hem de mangal için en uygun ve ünlü yerlerden biri de Polonezköy. Yaz aylarında birçok kır düğününe de ev sahipliği yapan şık mekanlarıyla öne çıkan Polonezköy, burada üretilen Polonezköy sucuklarıyla da
Polonezköy’e toplu taşıma bulunmuyor. Özel aracınızla Beykoz’a geldikten sonra Kavacık’tan Polonezköy tabelalarını takip ederek buraya gelebilirsiniz.

istanbulun-en-guzel-park-ve-bahceleri-polonezkoy
Anadolu Yakası’ndaki diğer görülmeye değer alternatiflerse şunlar:

Maltepe Orhangazi Şehir Parkı
Fethipaşa Korusu
Kartal Sahili Sis Parkı
Kavacık Otağtepe Fatih Korusu
Antalya bodrum transfer
ANTALYA ile BODRUM arası 427 km'dir.
Antalya - Bodrum arası mesafe süre olarak yaklaşık 5 saat 55 dakika sürecektir.
Bodrum, Muğla'nın 13 ilçesinden birisidir. İlçe günümüzde önemli bir turizm merkezi olması ile anılmaktadır ki bunda Bodrum'un kendine has bazı özellikleri olması etkilidir. Bodrum sadece Türkiye'de değil, dünyada da turizm açısından bilinen bir ilçedir.
Şehirler arası ve Antalya içi ulaşımlarınız veya transferlerinizde sadece size özel tahsis edilmiş araçlarımızla hizmet vermekteyiz.
Özellikle Antalya çıkışlı ulaşımlarınız da , özel olarak temizlenmiş ve dezenfekte edilmiş araçlarımızla , araçta sadece siz olduğunuzu garanti ederiz.
Yolculuğunuzu sağlıklı ve konforlu bir şekilde yapmanızı sağlamaktan mutluluk duyarız. Amacımız sizin hijyen koşullarında gideceğiniz yere ulaştırmaktır.
Araçlarımız 8 kişilik minibüs , 10 kişilik minibüs , 13 kişilik minibüs , 16 kişilik minibüsler olmak üzere sizin hizmetinize sunulmuştur. Sizin özel araç isteğiniz durumunda vip araçlarımız Mercedes vito vip ve Mercedes sprinter vip başta olmak üzere olarak hizmetinizdedir.
İstediğiniz adresten size tahsis edilmiş araçlarımızla alalım istediğiniz adrese veya istediğiniz şehirdeki adrese bırakalım.
Dünyaca ünlü Bodrum Yarımadası; 3 bin 500 yıllık tarihi, kadim medeniyetlerden miras aldığı kültür ve sanatı, doğal güzellikleri, özgün mimarisi, tarımsal zenginlikleri, gastronomisi, iklimi, denizi ve muhteşem koyları, sabaha kadar süren eğlence hayatı, ziyaretçilerin her türlü ihtiyacına cevap veren nitelikli ve farklı konseptteki konaklama tesisleri ile Türkiye’nin cennet köşelerinden birisidir.

Milattan önceki çağlardan itibaren insanoğlunu kendine hayran bırakan Bodrum; Antik Çağ’dan günümüze Leleg, Karia, Pers, Dor, Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi çeşitli kültür ve uygarlıkların izlerini barındırır.

Ünlü Tarihçi Homeros tarafından “Ebedi Mavilikler Cenneti” olarak adlandırılan Halikarnassos, Yunan ve Anadolu uygarlıklarının kesişme noktası olan topraklar üzerinde kurulmuştur. Çeşitli uygarlıklara ait arkeolojik buluntular yöre ve çevresinin yedi bin yıllık bir geçmişi olduğuna işaret etmektedir. Antik çağda Karya Bölgesinin en önemli liman kentlerinden olan Halikarnassos, tarihin babası olarak tanınan Herodotos ve tarihin ilk kadın amirali I.Artemisia gibi pek çok önemli kişiyi yetiştirmiştir.

İnsanoğlunun Bodrum’daki macerasının 3.000 yıla uzanan bir tarihi olduğu söylenir. Bodrumlu Tarihçi Herodotos (M.Ö. 484) kentin MÖ 1.000 yıllarında Dorlar tarafından bugün kalenin bulunduğu yerde kurulduğunu yazıyor. O zamanlar burası bir adaymış.

Karyalılar, MÖ 6. yy.da Lidyalıların, ardından Perslerin egemenliğine girmiştir. Persler Anadolu’yu satraplıklara ayırmıştır. Karya Bölgesi Hekatomnos Sülalesi tarafından yönetilmiştir. Mausolos, Karya Satraplığı’nın başkentini Mylasa’dan Halikarnassos’a getirmiş ve şehri yeniden imar ettirmiştir. Halikarnassos en parlak devrini bu yıllarda yaşamıştır. Mausolos 24 yıl süren yönetimi sırasında Mausoleion olarak anılan ve dünyanın yedi harikasından biri olan mezar anıtını yaptırmaya başlamış, ölümünden sonra karısı ve aynı zamanda kız kardeşi olan II. Artemisia, anıtın yapımını sürdürmüştür.

MÖ 334’de Makedonya Kralı Büyük İskender, Anadolu’daki Pers egemenliği altındaki toprakları fethetmiştir. Şehir İskender tarafından yakılıp yıkıldıktan sonra kendini toparlayamamıştır. İskender’in ölümünden sonra bölge bir süre generalleri tarafından yönetilmiş, daha sonra Ptolemaioslar’ın ve Rodos’un egemenliğine girmiş, ancak Halikarnassos diğer kıyı şehirleri gibi bağımsızlığını korumuştur. MÖ 133’te Romalıların, Bergama Krallığı’nın mirasçısı olarak Anadolu’da, Asia Eyaleti’ni kurmalarıyla birlikte Karia’da bu eyalete dahil olur. Roma’nın ikiye bölünmesinden sonra (MS 324) ise Aphrodisias Metropolitliği’ne bağlı bir piskoposluk olur.

Şehir, XI. yüzyılın son çeyreğinde Türklerin eline geçmiş, XIII. yüzyılda Menteşe Beyliği topraklarına katılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos’u fethi ile birlikte Bodrum Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. I. Dünya Savaşı sonunda (11 Mayıs 1919) İtalyanlarca işgal edilmiş, Kurtuluş Savaşı’nda -05.07.1921- İtalyan işgali sona ermiştir.
Mercedes vito vip 8 kişilik :
Mercedes vito vip araçlarımız arkada 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk şoför yanında 2 li tek koltuk toplam 8 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes vito vip Koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes vito vip araçlarımızda arka bölmede 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk arasında çıkabilen bir orta sehpa mevcuttur. Mercedes vito vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes vito vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes vito vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes vito vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes vito vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar.

Mercedes vito ultra vip 8 kişilik :
Mercedes vito ultra vip araçlarımız arkada 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk şoför yanında 2 li tek koltuk toplam 8 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes vito vip Koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda arka bölmede 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk arasında çıkabilen bir orta sehpa mevcuttur. Mercedes vito ultra vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes vito ultra vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar.
Mercedes vito ultra vip araçlarımız ekstra özelliklerle donatılmıştır. Mercedes vito ultra vip araçlarımız arka kısmı ön kısmı ile istendiğinde bağımsız hala gelebilir. Mercedes vito ultra vip araçlarımız Bir bölme vasıtasıyla ayrılır. Sadece telefon bağlantısı ile bağlantı sağlanabilir. Mercedes vito ultra vip araçlarımız Ayrılan bölme büyük ekran televizyon ile desteklenmekte ve çok şık görüntü elde edilmektedir. Mercedes vito ultra vip araçlarımız Büyük ekran televizyonda ister müzik klibi izleyin , ister televizyon , isterseniz telefonunuzla veya tabletinizle bağlanın size özel bir yayın izleyin. Gerisi size kalmış evinizdeki kumanda sizin olsun size özel aracınızda konforun tadını çıkarın.

Ford Transit Minibüs Turizm Paketi 10 kişilik sıralı koltuklu yüksek tavan lüks özel koltuklu aracımız:
Ford Transit Minibüs araçlarımız arkada 2 kişilik sıralı 2 adet en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 10 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Ford Transit Minibüs aracımızın Koltuklarımız kumaş koltuk özel tasarım ile geniş ve rahat koltuk sünger yapısı ergonomik oturum sağlar. Ford Transit Minibüs aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Ford Transit Minibüs araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Ford Transit Minibüs aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Ford Transit Minibüs aracımız orjinal renkli camlar klimanın etkisini artırır. Ford Transit Minibüs aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Ford Transit Minibüs aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.
Mercedes spinter Vip 10 kişilik :
Mercedes spinter Vip araçlarımız arkada 2 kişilik sıralı 2 adet en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 10 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes spinter Vip araçlarımızın koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes spinter Vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes spinter Vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes spinter Vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes spinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes spinter Vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar. Mercedes spinter Vip aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Mercedes spinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes spinter Vip aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Mercedes spinter Vip aracımız renkli camlar klimanın etkisini artırır. Mercedes spinter Vip aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Mercedes spinter Vip aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.

Mercedes spinter Vip 13 kişilik :
Mercedes spinter Vip araçlarımız arkada 2 kişilik karşılık 2 adet koltuk onun arkasında 2 kişilik tek koltuk en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk onun arkasında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 13 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes spinter Vip araçlarımızın koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes spinter Vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes spinter Vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes spinter Vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes spinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes spinter Vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar. Mercedes spinter Vip aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Mercedes spinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes spinter Vip aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Mercedes spinter Vip aracımız renkli camlar klimanın etkisini artırır. Mercedes spinter Vip aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Mercedes spinter Vip aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.
Mercedes spinter ulta Vip 13 kişilik :
Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız arkada 2 kişilik karşılık 2 adet koltuk onun arkasında 2 kişilik tek koltuk en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk onun arkasında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 13 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımızın koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar. Mercedes spinter Vip aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes spinter ulta Vip aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Mercedes spinter Vip aracımız renkli camlar klimanın etkisini artırır. Mercedes spinter ulta Vip aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Mercedes spinter ulta Vip aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.
Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız ekstra özelliklerle donatılmıştır. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız arka kısmı ön kısmı ile istendiğinde bağımsız hala gelebilir. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız Bir bölme vasıtasıyla ayrılır. Sadece telefon bağlantısı ile bağlantı sağlanabilir. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız Ayrılan bölme büyük ekran televizyon ile desteklenmekte ve çok şık görüntü elde edilmektedir. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız ik adet Büyük ekran televizyonda ister müzik klibi izleyin , ister televizyon , isterseniz telefonunuzla veya tabletinizle bağlanın size özel bir yayın izleyin. Gerisi size kalmış evinizdeki kumanda sizin olsun size özel aracınızda konforun tadını çıkarın.

BODRUM ADI ST. PETRİUM ŞÖVALYELERİ’NDEN GELİR

Bodrum adı, Kale’nin kurucularından olan St. Petrium şövalyelerinden gelmektedir. O dönemde, burada yaşayan Türkler tarafından BODRUM olarak telaffuz edilen bu isim, Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte Bodrum olarak kesinleşmiştir.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında nüfusu yaklaşık 5000 olan Bodrum, turizmden önce geçimini balıkçılık, süngercilik ve tarım ile sağlayan küçük bir liman kasabası olarak biliniyordu. 1965 yılından itibaren turizmin gelişmesiyle birlikte nüfus artışı, yapılaşma Bodrum’u hızla gelişen bir turizm merkezi haline getirmeye başladı. Bugün Bodrum, dünyanın en özel ve en güzel coğrafyasında, kültür ve tarih zen
Bodrum Kalesi

Bodrum Kalesi, 1406-1522 yılları arasında Saint Jean Şövalyeleri tarafından üç tarafı denizlerle çevrili kayalık bir yarımada üzerinde, iki liman arasında inşa edilmiştir. Kalenin yapımında, depremde yıkılmış olan dünyanın yedi harikasından biri Mausoleion’un taşlarını kullanmışlardır. Kalede, Fransız, İtalyan, İngiliz, Alman ve İspanyol (Yılanlı) kuleleri bulunmaktadır. Rodos adası 1522 yılında Türkler tarafından alındıktan sonra, şövalyeler Bodrum ve çevresini 5 Ocak 1523’de terk etmişlerdir. 1895’den itibaren hapishane olarak kullanılan Kale, Fransız ve İngilizlerin I. Dünya Savaşı sırasında 26-28 mayıs 1915’de bombalamaları ile yarı yıkık hale gelerek terk edilmiştir.

Kalenin doğu duvarı dışında kalan bölümleri çift beden duvarları olarak takviye edilmiştir. İç kaleye 7 kapı geçilerek ulaşılır. Kapılar üzerinde armalar bulunmaktadır. Armalar üzerinde haçlar, düz veya yatay bantlar, ejder ve aslan figürleri bulunmaktadır. İç kalede Sapelin alti dahil olmak üzere 14 sarnıç vardır. Kale korugani, çiftli duvarlar arası su hendeği, asma köprü, kontrol kulesi, II. Mahmut tuğrası kalenin göze çarpan yerlerindendir.

Bodrum Kalesi, 19'uncu yüzyıl sonunda kalenin hapishane olarak kullanıldığı dönemde bir hamam yapısı ile Osmanlı niteliği kazanmıştır. Kale bugün Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaktadır.ginliği ile dikkat çeken ve bu özellikleriyle cazibesini giderek artıran bir turizm merkezidir.
Antalya transfer , şehirler arası transfer , şehirler arası transfer Antalya , özel araç transferi , özel araç transferi Antalya , özel araçla şehirler arası ulaşım Antalya , şehirler arası ulaşım , şehirler arası ulaşım antalya , özel araçla şehirler arası transfer Antalya , vip araçla şehirler arası ulaşım , vip araçla şehirler arası ulaşım Antalya , vip araçla şehirler arası transfer , vip araçla şehirler arası transfer Antalya , şehirler arası özel ulaşım , şehirler arası özel ulaşım Antalya , Antalya ulaşım , Antalya ulaşım hizmetleri ile sizlerin yanınızdayız.
Mausoleion

Karya Kralı Mausolos’un mezarıdır. Antik dünyanın 7 harikasından birisidir. Persler tarafından Karia Satrabı Mausolos tarafından, kendi adına henüz hayatta iken yapılmaya başlanmış ve Mausolos öldüğünde karısı ve aynı zamanda kız kardeşi olan Artemisia tarafından yapımına devam edilmiştir. Bu nedenle Mausolos’un adıyla anılır.

Çağının en önemli yöneticilerinden biri olan Mausolos, kendi ölümsüzlüğünü simgeleştirmek için bu yapıyı inşa etmeye karar vermişti. Yapımına, ölümünden hemen önce yani M.Ö. 353 yılından önce başlanmıştır. Mausolos için, Halikarnasos’un merkezinde aynı zamandan kız kardeşi de olan karısı Kraliçe II. Artemisia tarafından yapımı sürdürülen bu mezar, o dönemde eşi benzeri olmayan bir yapıdır. Yüzyıllar boyunca ayakta kalmayı başarmış ancak 8 Ağustos 1304’te gerçekleşen Anadolu depremiyle büyük bir kısmı yıkılmıştır. Daha sonra da taşları Bodrum Kalesi'nin yapımında kullanılmıştır. Ayrıca bu mezara ait birçok kabartma ve heykeller 1857 yılında İngilizler tarafından British Museum'a götürülmüştür.

Zamanın mimari üsluplarına benzemeyen bir özellikte inşa edilen bu yapı için Halikarnas Balıkçısı Mausoleion’un mimarisi ile ilgili olarak şöyle yazmıştır: ” Düşün bir kez! Bütün geleneklere bir tekmevurarak yepyeni bir şey yapmak..İnsanı deli eder yahu! Bu meydanokuyuşu düşündükçe, içimde bir trampet ve tambur gürlüyor.”

Mausoleion, dünyanın yedi harikasından biri sayılan, kolonlarıyla Yunan mimarisini, piramit şeklindeki çatısıyla da Mısır mimarisini birleştiren, oldukça büyük boyutlardaki bir mezardı. Bu öneminden dolayı kendinden sonra gelen, aynı stildeki tüm yapılara mozole denmiştir. Bu açık hava müzesi, o günlerin kültürünü ve yaşantısını anlayabilmek için önemli bir kaynaktır.

Antik yazarlar yapının mimarının, Priene Athena Tapınağı’nın da mimarı olan Pytheos olduğunu yazmaktadır. Vitrivius, M.Ö IV.yy.da dönemin en önemli heykeltraşlarının bu yapıda çalıştığını söyler. Heykeltıraşlar şunladır: Bryaxis, Timotheos, Leochares ve Skopas’tır. Bryaxis, aslında Karialı’dır ve Mousoleion’un en üstünde bulunan dört atlı arabanın üstünde bulunan Mausolos ve Artemisia heBodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi
Bodrum Kalesi içinde yer almakta olup dünyanın en önemli sualtı arkeoloji müzelerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Bodrum'da gezilecek ve görülecek en popüler yerlerden birisidir. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi bünyesinde 14 adet sergi salonu bulunmakta olup dünyanın en zengin Doğu Akdeniz amforaları koleksiyonuna sahiptir. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'nde Yassıada, Şeytan Deresi ve Serçe Limanı batıkları da sergilenmektedir.

Müzede sergilenen dünyanın en eski batık gemi kalıntısı da görülmeye değer önemli eserlerdendir. Serçe Limanı Cam Batığı Salonu'nda sergilenen bu batık, 1025 yılında batan teknenin kendisidir. Bu tekneden 3 ton kırık ve sağlam cam çıkarılmıştır. Ayrıca dünyanın en büyük İslam Cam Koleksiyonu da yine burada sergilemektedir.
Antik Tiyatro

Tarihle sanat iç içe…

Bodrum'un ortasındaki Göktepe dağının güney eteklerindeki bu tiyatro, Anadolu'nun en eski tiyatrolarından biridir. 1960'larda bir grup Türk tarafından restore edilen bu tiyatro, günümüzde de Bodrum'daki birçok festivale sahne olmaktadır. Tiyatro'yu görmeye gelen turistler orada öylece oturup, limandan çıkan ve limana yanaşan tekneleri izlerlerken, o keyifli saatlerin nasıl da geçiverdiğini fark etmezler.

Tiyatronun ilginç nitelikleri arasında, oyunlardan önce Diyonyus uğruna kurbanların kesildiği sunağı ve bazı koltukların arasındaki belki de gölgelik olarak kullanılmış olabilecek delikleri sıralayabiliriz. Her koltuk arasında 40 cm'lik bir mesafe bırakılmış olan tiyatro 13.000 kişi kapasitelidir. Göktepe dağına kısa bir tırmanış sırasında, taştan oyulmuş mezar taşlarını görebilirsiniz. Roma ve Helenistik çağdan kalan bu oyulmuş mezar taşları, bir zamanların ölüm sembollerini ve çeşitli lahitleri hala üzerlerinde taşımaktadır (Bazı kalıntılar halen kale müzesinde sergilenmektedir).
Myndos Kapısı

Myndos Kapısı’nın MÖ 360’larda yapıldığı sanılmaktadır. Halikarnassos'un batısında, kentin giriş kapılarından biridir. Karya Satrabı Mausolos tarafından şehrin surları üzerine adeta bir kalkan olarak inşa edilmiştir. Halikarnassos’un iki anıtsal kapısından biri olan Myndos kapısı iki anıtsal kule ile onların ardında şehre girilen kapının yer aldığı bir iç avludan oluşur. Bu kapının kuzeyinde yer alan surlar ile kulelerin onarımının birinci aşaması 1999 yılında tamamlanmıştır.

Büyük İskender’in M.Ö. 334 yılında Halikarnassos’a yaptığı saldırıları boşa çıkaran savunma amaçlı hendekler, M.Ö. 4’üncü yüzyılda oluşturulmuştur.

Tarihi kalıntının bulunduğu alanda, yine M.Ö. 4’üncü yüzyıla ait olduğu düşünülen, Helenistik ve Roma dönemine ait tonozlu mezarlar bulunmaktadır.
Osmanlı Tersanesi
Bodrum tersanesinin 1775 yılında kurulduğu sanılmaktadır. Bir arşiv belgesine göre Bodrum'da ilk gemi, 1784 yılında tezgâha konmuştur. Kerestesi Bodrum dağlarından getirilmiştir. Korsan saldırılarına karşı gözcü olarak dikilen Osmanlı kulesi ile birlikte 1882 yılında tersanenin surları da genişletilmiştir. Yapı günümüzde, sanat galerisi olarak hizmet vermektedir.

Bugün eski tersanenin arkasında, Adsız Atlı Süvarinin ve Osmanlı Denizcisi Cafer Paşa’nın da türbesi olan, Osmanlı Mezarlığı vardır.

Günümüzde, Bodrum yarımadasının çeşitli yörelerinde yer alan küçük çaplı tersanelerde yapılan ahşap tekneler, yerli ve yabancı deniz severlerin bir tutkusu halinde gelmiştir.

Osmanlı Tersanesi, Bodrum limanının kuzeybatısında, Karada Marinanın batısında yer alır.
Deniz Müzesi

İlk kez 2010 yılı ekim ayında Bodrum Yat Festivali kapsamında Bodrum kalesi önünde kurulan 144 m² çadır içinde Bodrum'un değerlerini özetle anlatan bir kurgu, özenle yapılmış 18 adet "Bodrum tipi" tekne modelinin sunulduğu bir sergileme ile başlamıştır. Bodrum Ticaret Odası'nın proje liderliği ve Bodrum Belediyesi'nin önemli katkılarıyla ilerleyen proje Müze Projesi Tanıtım Sergileri olarak yer almış, Bodrum merkezinde bulunan eski bedesten binasının müze olarak tahsis edilmesiyle 15 Ekim 2011 tarihinde halkın hizmetine açılmıştır.

Bodrum'da bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel hayatında önemli bir yere sahip olan değerleri "Bodrum tipi" teknelerin orijinallerine sadık modellerinin Bodrumlu büyük usta Ali Kemal Denizaslanı tarafından yapılmasıyla başlayan projede şu anda 48 adet model tekne sergilenmektedir.

Müzenin üst katında ayrılan özel bölümde, 23 Aralık 2011 tarihi itibariyle ziyarete açılan, Hasan Güleşçi'nin yaklaşık 40 yıllık bir zaman diliminde dünyanın çeşitli bölgelerinden toplanarak oluşturduğu çok değerli ve zengin (168 aileye ait 6.000'e yakın deniz kabuğu) "Hasan Güleşçi Deniz Kabukları Koleksiyonu" sunulmaktadır.

"Cevat Şakir Kabaağaçlı Koleksiyonu" kısmında, Kabaağaçlı'nın aile ağacı ile başlayan bilgilendirme ile bebekliği, aile albümünden seçilmiş özel fotoğraflarıyla yaşamından kareler, tarihi belgeler ile kendi kaleminden yazdığı yazıları, çizdiği resimleri ve kişisel eşyaları sergilenmektedir.
Aya Nikola Kilisesi
Paylaş:
1780 yılında Bodrum merkezinde 370 metrekarelik bahçe içerisinde yaptırılan Aya Nikola Kilisesi, Bodrum’un old town olarak bilinen Çarşı Mahallesi’ndeki bir meydanda bulunmaktadır. Zaman içinde metruk hale gelen kilise adını gemilerin koruyucusu Aya Nikola’dan almaktadır.

Aya Nikola, Likya’nın Myra (Demre) yöresinde yaşamış bir 4. yüzyıl Hristiyan azizidir. Barili Nikola ya da Myralı Nikola olarak da bilinir. Çocukların ve denizcilerin azizi olarak kabul edilir. Adına kurulmuş çok sayıda kilise vardır.

Bodrum Yarımadası’nın farklı bölgelerinde çok sayıda kilise ve şapel bulunmaktadır. Yarımada, doğu ve batı kültürlerini buluşturan önemli coğrafi konumuyla, Eski Tunç Çağından başlayarak her dönemde çeşitli halkların yaşama ve gelişme alanı olmuş, kimlik ve kültürleriyle bezenmiştir.
Pedasa Antik Kenti

Homeros’un aktardığına göre Troya Savaşı sırasında Karyalılar ile birlikte Troya yandaşı olan Leleg halkı, Troya’nın güneyinde Pedasos şehrinde yaşarken, Troya savaşı sonrasında güneye inerek Karya Bölgesi’nde Halikarnassos civarına yerleşmişlerdir. Antik belgelerde Troya savaşı sırasında ve sonrasında Karlarla birlikte anılan Lelegler, Karya Bölgesi’nde, bugünkü Bodrum Yarımadası’nda sekiz kent kurmuştur. Kurulan bu şehirlerin en önemlilerinden biri de Pedasa’dır. “ Pedasesliler Halikarnassos’un ötesinde kıyıdan içeride oturuyorlardı ” diyen Herodotos Pedasa’nın lokalizasyonu için en önemli bilgiyi vermektedir. Çünkü Halikarnassos üzerindeki tek kent Pedasa’dır. Bu görüş 2008 yılında Tapınak trasında bulunan bir yazıtla kesinlik kazanmıştır.

Yerleşim merkezindeki surla çevrili akropol ile onun nekropol (mezarlık) alanları, tarım terasları ve çiftlik evleri ile Pedasa ve onun territoriumunda bir Leleg kentini oluşturan tüm unsurlar mevcuttur. Pedasa’da bugüne dek sürdürülen kazı ve araştırmalar, M.Ö. geç 2. bin yıldan itibaren başlayan ve Bizans dönemi sonlarına (M.Ö. 13. yüzyıl) kadar uzanan bir sürece ait kalıntı ve buluntuları gün ışığına çıkarmıştır.

Belgelerde adından sıkça söz edilen ve bu nedenle iyi tanınan Pedasa antik kentinde yürütülen yüzey çalışmalarının ardından sistemli arkeolojik kazılar 2007 yılından itibaren başlatılmıştır.
Aspat Kalesi & Termera Antik Yerleşimi

Aspat Kalesi, Akyarlar Aspat koyuna bakan konik tepenin doruklarında; Termera antik yerleşimi ise 2 km yukarıda Mandra Köyü’nün 1 km üzerindeki Asarlık Tepe’dedir. Aspat - Mandra köyü arasında yol yoktur. Yürümek gerekir. Ama Mandra Köyü’ne, Telmissos’un bulunduğu Gürece Köyü’nden başlayan yolu izleyerek araçla ulaşılabilir.

Termera kenti de diğer Leleg kentleri gibidir ve bugüne ulaşan kalıntı yok denecek kadar azdır. Doruktaki iç kale tümüyle yıkılmış, alttaki surların bir bölümü ise ayaktadır.
Antik Mezarlar
Halikarnassos’un iki mezarlığı, Myndos ve Mylasa kapıları yakınlarında konumlandırılmıştır. Son yıllardaki yol yapım çalışmaları sırasında ortaya çıkan bazı mezarların üzerlerinde hayvan rölyeflerine rastlanmıştır.

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen, Karya Kraliçesi Ada’nın mezarı da bunlardan birisidir. Bodrum - Turgutreis yolu üzerinde yer alan CarrefourSA Mağazası’nın içinde, bu antik mezar örneklerinden birisini görmek mümkündür.
Salmakis Koyu
Bardakçı Koyu’nda yapılmakta olan bir askeri inşaat sırasında ortaya çıkan Roma dönemine ait duvar ve mozaik zemin kalıntıları arasında bir yazıt bulunmuştur. Yazıttaki metnin “Afrodit’in gurur duyduğu Halikarnassos’ta doğan ünlü yazarları” anlatan Helenistik bir şiire ait olduğu ortaya çıkartılmıştır. Salmakis Tapınağı ve Salmakis Çeşmesi’nden bir iz bulunmamıştır. Eski Türk arsenalinin yer aldığı burunda olduğu düşünülmektedir. Arsenal Burnu’nun yakınında, limanda tatlı bir su kaynağının, Salmakis Çeşmesi’ni beslediği düşünülmüştür. Henüz kazı yapılmadığından kesinlik kazanmamıştır.
Syangela
Yarımadanın Gökova Körfezi tarafında, Çiftlik Köyü’ne bağlı Alazeytin Mahallesi’nin üzerindeki tepenin doruğunda, Syangela antik kenti kalıntıları bulunur. Mahallenin bitiminden kalıntıların bulunduğu tepeye zeytinlikler arasından geçen 20 dakikalık yürüyüşle çıkılır. Bugüne ulaşan kalıntılar surlar, evler ve diğer yapılardır. Tepeden Gökova Körfezi ve Orak Adası görülür.
Telmissos
Bodrum - Turgutreis yolu üzerinde Ortakent’i geçtikten 3 km sonra, Gümüşlük sapağından 2 km önce Gürece köyündedir ve kalıntıların bulunduğu tepe anayolun kuzeyine düşer. Tepede Helenistik Dönem burç kalıntıları izlenir. Tarihçi Heredotos, Telmissos’ta Apollon Tapınağı’nın bulunduğunu, tapınağın bilicilikte oldukça ünlü olduğunu anlatır. Tapınaktan bugüne iz kalmamıştır.
Antalya Denizli transfer
Antalya ile Denizli arası 226 Km. Bu mesafe arabayla yaklaşık olarak 2 saat 57 dakika sürecektir. Uçak ile seyahat etmeyi planlıyorsanız, 174 Km olan yolculuğu yaklaşık olarak 43 dakika sürede tamamlayabilirsiniz.

Denizli, Türkiye'nin bir ili ve en büyük on beşinci kent merkezidir. 2019 itibarıyla 1.037.208 kişilik il nüfusuna sahiptir. Tekstil ürünleri ve yöreye has Denizli horozu ile meşhurdur. Anadolu Yarımadası'nın güneybatı, Ege Bölgesi'nin güneydoğusunda yer almaktadır.
İlkçağlarda Denizli Yöresi

Denizli yöresinin ilk ve en önemli yerleşim yeri Beycesultan Höyüğü ’dür. (Günümüzde Beycesultan, Çivril ilçesinin 5 km. kadar güneyinde Çivril –Denizli karayolunun hemen sağında yer alır.) Yerleşimin günümüzden 6000 yıl önce M.Ö. 4000 yıllarında Kalkolitik dönemle başladığı öngörülmektedir.

Tarihi dönemlere gelindiğinde Denizli yöresinin bilinen ilk sakinleri Arzawalılar olmuştur. M.Ö 1200-1700 arası süren Karanlık Çağ’dan sonra yöreye Frigler hakim olmuşlardır. Xenephon’a göre Frigya’nın batı sınırlarındaki en önemli yerleşimlerinden biri Collosai (bugün Honaz) şehri idi. Friglerin yıkılmasının ardından bölge Lidyalıların eline geçmişti. Lidya Devletinin doğu sınırı ünlü Yunanlı tarihçi Heredot’a göre Karura adlı yerleşimdir. Karura şehri bugün Denizli’ye bağlı Sarayköy ilçesinde bulunmaktadır.

Batı Anadolu bölgesi ve dolayısıyla Denizli yöresi M.Ö 129 yılında Romalılarca Asya eyaletine bağlanarak prokonsüllerce yönetilmeye başlanmıştır. Romalılar Asya eyaletindeki mevcut yolları ıslah edip yol akışını Bergama yönünden Efes ve Milet yönüne çevirdiler. Denizli Bölgesi doğu-batı yönünde önemli nokta haline gelmiştir.

Roma Devleti’nin M. S 395 yılında ikiye ayrılması sonucu Anadolu Doğu Roma yani Bizans idaresi altında kalmıştır. Bizans Devleti zamanında Denizli yöresi Helenistik ve Roma dönemlerindeki önemini kaybetmiş ve bir süre sonra bölgeye gelen Türklerin eline geçmiştir.

Denizli’de Türk Hâkimiyeti

Türklerin Denizli ile ilk ilişkileri 1070 yılında başlar. Büyük Selçuklu Beyi Afşin Bey yörenin en gelişmiş kentlerinden Honaz’ı aldıktan sonra Laodikeia’yı da yağma ederek istila hareketini Ege kıyılarına değin ilerletmiştir.Ancak bu istila hareketi geçici olmuştur.1071 Malazgirt Savaşından sonra Anadolu baştanbaşa zapt edilmiş, bu arada Denizli çevresi de Kutalmışoğlu Süleyman’ın maiyetindeki Beyler tarafından fethedilmiştir.

Denizli ve yakın çevresi 12. Yüzyılın sonlarına kadar Türklerle Bizanslılar arasında sürekli el değiştirir ve sonunda Selçuklu Sultanı I. Giyaseddin Keyhüsrev’in ikinci kez tahta çıkışıyla birlikte, 1206-1207’de tamamen Türklerin eline geçer.

1176 Miryokefalon (Myriokephalon) Savaşı ile Selçuklu Ordusu Bizans Ordusunu yenmeyi başarmıştır. (Myriokephalon geçidinin Denizli’nin Çivril ilçesi yakınlarında olduğu ve savaşın burada cereyan ettiği görüşü birçok taraftar bulmuştur.) Bu tarihten sonra Türkmenler kitleler halinde Denizli il sınırına yığılmıştır.

Denizli toprakları XIII. yüzyıl başlarından itibaren Selçukluların “uc” diye tanımladıkları sınır bölgesinin güneybatı kanadını oluştuyordu. Denizli toprakları bu dönemde çok büyük bir Türkmen nüfusuna sahiptir. Bu dönemde sadece Denizli bölgesinde 200.000 çadır (hane) Türkmen nüfusunun bulunması bize bu konuda fikir vermeye yeterlidir. Denizli Bölgesi bu yönüyle en yoğun Türkmen nüfusunun bulunduğu yer durumundadır.

Beylikler Döneminde Denizli’de ilk Türk Beyliği 1260 tarihinde kurulmuş olup uzun ömürlü olamamıştır. Sahip Ataoğulları, Germiyanoğulları ve İnançoğulları Beylikleri yörede hâkimiyet kurmuşlardır.

Osmanlı Devleti Döneminde Denizli

Denizli ilk defa 1391 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ancak 1402 yılında Ankara savasında Osmanlı Devleti’nin Timur tarafından mağlup edilmesi sonucu Denizli yeniden Germiyanoğlu Beyliği’ne verilmiştir.1429 yılında Denizli tüm Germiyan topraklarıyla birlikte Osmanlıların eline geçmiştir.

Denizli Osmanlı yönetimine geçtikten sonra yöre ahalisinin büyük çoğunluğu kırsal kesimde yasamaya devam etmiştir. Kırsal nüfusun önemli bir bölümü aşiretler halinde göçebe olarak yasıyorlardı. Bunlara ait yer adları günümüze değin varlığını devam ettirmiştir (Avşar, Bayat gibi). Yerleşik olan kent nüfusu ise esnaf loncalarına bağlı olarak ticari faaliyetlerle uğraşmaktaydılar.

İbni- Battuta seyahatnamesinde 1332 yılında uğradığı Denizli’de Ahi Sinan ve Ahi Tuman adlı iki ahi reisinden bahseder. Hatta bazı kaynaklara göre Ahi teşkilatının kurucusu olan Ahi Evran bir süre Denizli’de kalıp burada bahçıvanlık yapmıştır. Sosyal yönden Denizli 14. ve 15. yüzyıllarda doruk noktasını yaşamıştır.

Denizli İdari Teşkilat Tarihi

Osmanlı Devleti idari bakımdan eyaletlere, eyaletler sancaklara, sancaklar, kazalara, kazalar nahiyelere taksim edilmiştir. Denizli yöresi 1429 yılında hakimiyetine girdiği Osmanlılar tarafından kazalar halinde coğrafi durumuna göre üçe bölünerek, üç ayrı sancağa bağlanmıştır.

Asi Karaağaç’ın Hamid, Tavas’ın ise Menteşe sancaklarına bağlanmasına rağmen, bugünkü Denizli’nin büyük kısmını teşkil eden Homa, Işıklı, Çal, Baklan, Denizli, Honaz, Sarayköy ve Buldan Kütahya sancağına bağlanmıştır.

Denizli kazasının idari yapısı ufak tefek değişiklerle 17. yüzyıla kadar devam etmiş, ancak bu yüzyılda Kütahya’da bulunan Anadolu Beylerbeyliği dağıtılınca Denizli toprakları Aydın Eyaleti topraklarına dahil edilerek bir değişim yaşamıştır.

Denizli’de 1876 yılında ilk Belediye Teşkilatı kurulmuştur. 1883'te Sarayköy, Buldan ve Tavas İlçelerinin bağlanmasıyla "Sancak" haline getirilen Denizli, 1884'te Çal, 1888'de Acıpayam ilçelerinin katılımıyla Aydın'a bağlı mutasarrıflık, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla da 1923’te il olmuştur.

Denizli Adının Kökeni

Denizli’nin eski adı “Ladik” ya da “Lazik” idi. Bu kelime Laodikeia kelimesinden gelmektedir ve Türkçe’de bir anlam ifade etmemektedir. Yukarı Menderes Vadisinde (bugünkü Denizli şehrinin 6 km kuzeyinde) bulunan Laodikeia şehrinin Türklere geçişi sırasında “Ladik” ismi de miras kalmıştır. Aynı mıntıkada bulunan Khonae-Honas, Khoma-Homa, Tabae-Tavas da bulunduğu gibi Laodikeia’da bu kaideye uygun olarak Ladik ismini almış ve Selçuklu kayıtlarına öyle geçmiştir.

Ancak Selçuklu hakimiyeti ile birlikte şehrin bugünkü yerine taşınması neticesinde “Ladik” adının yanında “Toğuzlu” adı da kullanılmaya başlamıştır. “Toğuzlu” adının “Ladik” adıyla birlikte kullanılmasıyla bu kelimelere “Tonuzlu” ve“Tonguzlu” adları da eklenmiştir.

Ünlü Seyyah İbn-i Batuta 1333 yılında ziyaret ettiği Ladik şehrine aynı zamanda “Donguzlu” dendiğini söylemektedir. Aşağı yukarı aynı yılları kaydeden Mesalik Ül-Ebsar’da “Tonguzlu” ifadesini kullanmıstır. 1350 yıllarına ait bir İlhanlı vergi kaydı ise “Tonğuzlu” diye yazar. Yine 1372 tarihli bir takvimde de “Tonguzlu” yazılışı görülmektedir. Timur’un resmi tarihçileri de “Donguzluğ” ve “Tenguzluğ” diye kayıtlar tutmuşlardır. Bu tarihlerden sonra bu ifadelerin yerine “Tonuzlu”ifadesinin kullanıldığını kesin olarak görmekteyiz. Nitekim erken dönem Osmanlı tarihçilerinden Nesri ve Aşıkpaşazade eserlerinde “Tonuzlu” imlasını kullanmışlardır.

“Tonuzlu” veya “Tunuzlu” isminin “Denizli” sekline dönüşmesi XVI. Yüzyılın ikinci yarısına rastlar. 1510 tarihli bir Osmanlı kaydında “Dinuzlu” kullanımına rastlamaktayız. Bu dönemde kente uğrayan gezginler eserlerinde “Denyzely”, “Denizley”, “Denisli”, “Degnisli”, “Denizli” adlarını kullanmışlardır.

Ancak XVI ve XVII. yüzyıllarda Laodikeia – Ladik – Lazik çizgisinin Osmanlı Dönemindeki devamı olan “Lazikkiye” ismi de kullanılmıstır. “Denizli” adı ancak 1675 yıllarından sonra “Lazikkiye” ile birlikte yaygın olarak kullanılmış en nihayetinde 1700 yıllarından sonra bu kullanım kesin şekliyle yerleşmiş ve bölgeyi günümüze kadar ifade eden isim hüviyetini kazanmıştır.
Yüzölçümü: 11.692 km²
Nüfusu: 850.029 (2000)
Nüfus Yoğunluğu: 73
Şehir Nüfusu: 413.914 (2000)
Köy Nüfusu: 436.115 (2000)
Yıllık Nüfus Artış Hızı: %12,40
Yıllık Şehir Nüfus Artış Hızı: %20,43
Yıllık Köy Nüfus Artış Hızı: %5,33
İl Trafik No: 20
İl Telefon Kodu: 258

Denizli' nin İlçeleri: Acıpayam, Akköy, Babadağ, Baklan, Bekilli, Beyağaç, Bozkurt, Buldan, Çal, Çameli, Çardak, Çivril, Güney, Honaz, Kale, Sarayköy, Serinhisar ve Tavas' dır.

Coğrafyası: Denizli, Anadolu yarımadasının güneybatısında, Ege Bölgesi' nin güneydoğusunda, Ege-İç Anadolu ve Akdeniz Bölgeleri arasında bir geçit teşkil eder.

Denizli ili yüzey şekilleri bakımından dalgalıdır. Alçak ve yüksek ovaları, yaylaları ve dağları birbirini tamamlar. Yüksek ovalar gerçekte bir yayla gibidir. Arazisi denizden yüksektir. En büyük akarsu Büyük Menderes' tir.

İklimi: Denizli ili Ege Bölgesi' nde olmasına rağmen, Ege Bölgesi' nin iklimi tamamen görülmez. Kıyı kesiminden iç bölgelere geçit yerinde olduğundan, az da olsa iç bölgelerin karasal iklimi hissedilir. Denizli ilinde, dağlar ekseriyetle denize dik olarak uzandığından denizden gelen rüzgarlara açık bulunmaktadır. Kışlar ılık ve yağışlı geçmektedir.

Tarihçesi: Denizli ili, ilk defa bugünkü şehrin 6 km. kuzeyinde, Eskihisar Köyü civarında kurulmuştur. Şehir M.Ö (261-246) yılları arasında, II. Antiokos tarafından karısı adına kurulmuş ve Laodikeia adı verilmiştir. Müslüman akınlarına kadar bu isimle anılmıştır. Günümüzde kullanılan Denizli adı, Tonguzlu kelimelerinin zamanla ağızdan ağıza, Denizli kelimesi haline gelmiştir.

Daha sonra Pers, Büyük İskender, Roma ve Bizans, Selçuklular, Beylikler ve Osmanlı yönetimi yörede hakim olmuştur. Türkler Denizli havalisini zaptettikten sonra, şehrin suyunun bol bulunduğu bugünkü Kaleiçi mevkiine nakletmişlerdir.

Ne Yenir: İlin özgün yemekleri arasında pirinç çorbası, keşkek, kuru fasulye, nohut, sarma, dolma, bulgur pilavı, kabak, soğan yahnisi, ve keşkeği sayabiliriz.

Ne Alınır: Tüm Denizli ili dokumaları, özellikler Buldan' a özgü desenli, renkli, simli, pamuklu, ipekli giysi ve mefruşatlar büyük bir üne sahiptir ve mağazalarda teşhir ve satışı yapılmaktadır.

Denizli' ye nasıl gidilir?

Karayolu: Karayolu ile ülkenin her tarafından Denizli' ye ulaşılabilmektedir. Otogar, kent merkezindedir.
Havayolu: Denizli ili Çardak ilçesinde, ilçe merkezine 5 km. uzaklıkta bir havaalanı bulunmaktadır. Havalimanı kent merkezine 65 km uzaktaki Çardak İlçesindedir.

Demiryolu: Demiryolu vasıtasıyla Ankara, İstanbul ve İzmir illeri ile bağlantı mevcuttur. Denizli-Aydın-İzmir karayolunu izleyen demiryolu kentin İzmir ile bağlantısını sağlamaktadır. Gar kent merkezindedir.
Denizli’nin biri merkez olmak üzere on dokuz ilçesi vardır.

Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 271.346 olup, 204.118’i ilçe merkezinde, 67.228’i köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları dağlarla çevirili bir düzlükten meydana gelir. Güneyinde Menteşe Dağları, kuzeyinde Uran Tepeleri yer alır. Çürüksu ilçe topraklarını sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, pamuk, tahıl, üzüm, meyve ve sebzedir. Başlıca sanâyi kuruluşları, dokuma, metal eşya, cam, otomobil, elektrik-elektronik, deri-kösele, gıda ve orman ürünleri dallarındadır.

İlçe merkezi, üç tarafı dağlarla çevrili ve hafif eğimli bir arâzi üzerinde kurulmuştur. İzmir-Eğridir demiryolu ilçe merkezinden geçer. Belediyesi 1876’da kurulmuştur.

Acıpayam: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 69.446 olup, 8054’ü ilçe merkezinde 61.392’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 34, Kelekçi bucağına bağlı 15 köyü vardır. İlçe toprakları dağlarla çevrili bir çöküntü alanında yer alır. Kuzeyinde Honaz, doğusunda Eşler Dağı vardır. Topraklarını Dalaman Çayı sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri mısır, arpa, tütün, şekerpancarı, üzüm, elma ve baklagillerdir. El sanatları ve dokumacılık önemli geçim kaynaklarıdır. Selüloz ve yem fabrikaları başlıca sanâyi kurulaşlarıdır. İlçedeki Devlet üretme çiftliğinde tohumluk yanında, damızlık sığır, koyun tavuk ve yumurta üretimi de yapılır.

İlçe merkezi Acıpayam Ovasının orta kesiminde yer alır. Oğuz Türklerinin Avşar oymağına bağlı Türkmenler tarafından kurulmuştur. Denizden yüksekliği 950 metredir. İl merkezine 61 km mesâfededir.

Akköy: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 16.235 olup, 3614’ü ilçe merkezinde 12.621’i köylerde yaşamaktadır. Merkez ilçeye bağlı bir köy iken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları genelde düzdür. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri; buğday, pamuk, üzüm, meyve ve sebzedir.

Babadağ: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 9513 olup, 6016’sı ilçe merkezinde, 3497’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 9 köyü vardır. Sarayköy’e bağlı bucak iken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları orta yükseklikte engebeli araziden meydana gelir. Ekonomisi tarıma dayalıdır. İlçe merkezi Akdağ eteklerinde kurulmuştur.

Baklan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 14.568 olup, 3931’i ilçe merkezinde, 10.637’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 10 köyü vardır. Çal ilçesine bağlı bir bucak iken, 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları orta yükseklikte dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Batısında Büyük Çökelez Dağı yer alır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Bağcılık yaygın olarak yapılır. Hayvancılık gelişmiş olup, en çok koyun beslenir. İlçe merkezi Büyük Çökelez Dağı eteklerinde yer alır.

Bekilli: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 12.637 olup, 4632’si ilçe merkezinde 8005’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 12 köyü vardır. Çal ilçesine bağlı bucak iken, 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları genelde düzdür. Kuzeyinde Bulkaz Dağı yer alır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. İlçe merkezi Bulkaz Dağı eteklerinde kurulmuştur.

Beyağaç: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 7626 olup, 3006’sı ilçe merkezinde, 4620’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 7 köyü vardır. İlçe toprakları dağlarla çevrili ovadan meydana gelir. Ovayı Akçay sular. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, buğday, arpa, mısır ve nohuttur. Bağcılık ve meyvecilik yaygındır. Kale ilçesine bağlı belediyelik bir köy iken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânun ile ilçe oldu.

Bozkurt: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 10.331 olup, 4309’u ilçe merkezinde, 6022’si köylerde yaşamaktadır. Çardak ilçesine bağlı bir bucak iken, 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları genelde düzdür. Ekonomisi tarıma dayalıdır. İlçe merkezi, Denizli-Afyon karayolu ve İzmir-Eğridir demiryolunun kıyısında yer alır.

Buldan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 25.554 olup, 12.202’si ilçe merkezinde, 13.352’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 26 köyü vardır. Yüzölçümü 518 km2 olup, nüfus yoğunluğu 49’dur. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Batı ve güneyinde Aydın Dağları, kuzeyinde Bozdağlar yer alır. İlçe topraklarını Büyük Menderes Irmağı ve Derbent Çayı sular. Derbent Çayı üzerinde yapılmış olan Buldan Baraj Gölü ilçe sınırları içinde kalır. Süleymâniye Yaylasında bir krater gölü vardır.

Ekonomisi tarım ve dokumacılığa dayanır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, pamuk ve baklagillerdir. Bağcılık yaygındır. İlçe merkezi, Buldan deresi vadisinde yer alır. Denizli’yi kuzeyden İzmir’e bağlayan karayolu üzerindedir. İlçe belediyesi 1854’te kurulmuştur.

Çal: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 39.260 olup, 4704’ü ilçe merkezinde 34.556’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 30 köyü vardır. İlçe toprakları dağlarla çevrili bir çöküntü alandan meydana gelir. Doğusunda Büyük Çökelez Dağı, kuzeyinde Bulkaz Dağı, güneydoğusunda Beşparmak Dağı yer alır. İlçe topraklarını Büyük Menderes Irmağı sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, pamuk ve tütündür. Bağcılık yaygın olarak yapılır. Razaki türü üzümü meşhurdur. Hayvancılık gelişmiş olup, en çok koyun beslenir. İlçe merkezi, Büyük Çökelez Dağının eteğinde, Büyük Menderes Vâdisine hâkim bir yerdedir. Denizden yüksekliği 850 metredir. İlçe belediyesi 1868’de kurulmuştur. İlçede bir meyve suyu fabrikası vardır.

Çameli: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 20.379 olup, 3043’ü ilçe merkezinde, 17.336’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 25 köyü vardır. Yüzölçümü 738 km2 olup, nüfus yoğunluğu 28’dir. İlçe toprakları dağlıktır. Doğusunda Elmadağ, güneyinde Boncuk Dağları yer alır. Dağlardan kaynaklanan suları,Dalaman Çayı toplar. Akarsu vâdilerinde küçük düzlükler vardır. Dağlar ormanlarla kaplıdır.

Ekonomisi ormancılık ve hayvancılığa dayalıdır. Elverişli arâziler az olduğundan tarım az yapılır. Köylerde halıcılık ve arıcılık yapılır. İlçede orman ürünlerin işleyen şekerli ürünler îmâl eden çeşitli atölyeler vardır. İlçe merkezi Elmadağ eteklerinde yer alır. Eski ismi Karaman’dır. Belediyesi 1953’te kurulmuştur. Denizden 1125 m yüksekliktedir. İl merkezine uzaklığı 112 kilometredir.

Çardak: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 11.818 olup, 3733’ü ilçe merkezinde 8085’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 7 köyü vardır. İlçe toprakları genelde düzdür. Kuzeyinde Beşparmak Dağı, güneyinde ise Eşeler Dağı yer alır. Doğusunda bulunan Acıgölün bir kısmı ilçe sınırları içinde kalır. İlçe topraklarını Aksu Çayı sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, tütündür. Bağcılık yaygın olarak yapılır. Hayvancılık gelişmiştir. En çok koyun, kıl keçisi ve sığır beslenir. Acıgöl’ün sularından sodyum sülfat elde edilir.

İlçe merkezi, Beşparmak Dağlarının güney eteklerinde, Acıgöl’ün kenarında yer alır. İzmir-Eğridir demiryolu ve Afyon-Denizli karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 58 km mesafededir. 1958’de ilçe olan Çardak’ın belediyesi de aynı yıl kurulmuştur.

Çivril: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 61.441 olup, 11.445’i ilçe merkezinde, 49.996’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 42, Gümüşsu bucağına bağlı 7, Işıklı bucağına bağlı 12 köyü vardır. Yüzölçümü 1499 km2 olup, nüfus yoğunluğu 41’dir. İlçe toprakları etrafı dağlarla çevrili çöküntü alanından meydana gelir. Batı ve kuzeyinde Bulkaz Dağı, güney ve güneydoğusunda Beşparmak Dağı, kuzeybatısında ise Akdağ yer alır. İlçe topraklarını Işıklı, Dinar ve Küfü çayları sular. Akarsular üzerinde sulama ve taşkınları önlemek için yapılan Işıklı ve Küfü barajları vardır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, şekerpancarı olup, ayrıca az miktarda haşhaş, pamuk ve susam yetiştirilir. Meyvecilik yaygın olup, üzüm, elma ve şeftali üretimi fazladır. Hayvancılık gelişmiştir. En çok koyun ve sığır beslenir. Işıklı Baraj Gölünde tatlı su balıkçılığı yapılır. Krom yatakları özel sektör tarafıdan işlenir.

İlçe merkezi, Çivril Ovasının kuzey kenarında yer alır. Denizden 975 m yüksekliktedir. Modern bir ilçe olan Çivril, eski bir yerleşim merkezidir. Hitit İmparatorluğuna bağlı Arvaza Krallığına başşehirlik yapmıştır. Uşak-Denizli karayolu ilçeden geçer. İzmir-Aydın-Burdur demiryoluna bir hatla bağlanır. Belediyesi 1914’de kurulmuştur. İl merkezine 96 km mesâfededir.

Güney: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 15.799 olup, 7333’ü ilçe merkezinde, 8466’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 19 köyü vardır. Yüzölçümü 534 km2 olup, nüfus yoğunluğu 30’dur. İlçe toprakları dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Büyük Menderes Irmağı ilçe topraklarını sulayarak doğu-batı istikâmetinde akar. İlçe sınırları içinde Büyük Menderes Irmağı üzerinde sulama gâyeli bir baraj kurulmaktadır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday ve arpa olup, ayrıca az miktarda soğan, patates, elma, armut ve pamuk yetiştirilir. Bağcılık gelişmiş olup, üzüm üretimi oldukça fazladır. Dokuma halı ve üzüm işleyen atölyeler başlıca küçük sanâyi kuruluşlarıdır. İlçe topraklarında zımpara taşı yatakları vardır.

İlçe merkezi, Büyük Menderes Irmağı kıyısındadır. Denizden 850 m yüksekliktedir. İl merkezine 72 km mesafededir. 1948’de ilçe olan Güney’in belediyesi 1880’de kurulmuştur.

Honaz: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 24.254 olup, 6333’ü ilçe merkezinde, 17.921’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 18 köyü vardır. Merkez ilçeye bağlı bucak iken, 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçe toprakları, kuzeyi düzlük olup, güneyi dağlık araziden meydana gelir. Ekonomisi tarıma dayalıdır. İlçe merkezi Honaz Dağı eteklerinde yer alır.

Kale: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 19.089 olup, 6950’si ilçe merkezinde, 12.139’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 23 köyü vardır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Dağlardan kaynaklanan suları Akçay toplar. Bu akarsu üzerinde Kemer Barajı kurulmuştur. Akçay kıyısında Eskere Ovası yer alır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, mısır ve nohuttur. Bağcılık ve meyvecilik yaygındır. En çok elma ve şeftali yetiştirilir. İlçe topraklarında linyit yatakları vardır. Dokumacılık gelişmiştir. İlçe merkezi Tavas Ovasının güney ucundaki bir tepe üzerinde kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1000 metredir. Gelişmemiş küçük bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 71 km mesâfededir. 1959’da ilçe olan Kale’nin belediyesi 1899’da kurulmuştur.

Sarayköy: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 32.890 olup, 15.481’i ilçe merkezinde 17.409’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 25 köyü vardır. İlçe topraklarının büyük bir kesimi Büyük Menderes Ovasında yer alır. Güneybatısını Akdağ engebelendirir. Dağlardan kaynaklanan suları Büyük Menderes Irmağı toplar.

Ekonomisi tarım ve dokumacılığa dayanır. Başlıca tarım ürünleri buğday, pamuk, arpa, soğan, üzüm ve şeftali olup, ayrıca az miktarda patates, incir, mısır, elma yetiştirilir. Dokuma atölyeleri başlıca küçük sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, Çürüksu’nun Büyük Menderes’e karıştığı yerde bir tepe üzerinde kurulmuştur. İzmir-Aydın-Denizli demiryolu ve karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 20 km mesâfededir. Denizli’nin merkez ilçeden sonra nüfus bakımından en büyük yerleşim merkezi Sarayköy’dür. İlçe belediyesi 1883’te kurulmuştur.

Serinhisar: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 23.560 olup, 17.112’si ilçe merkezinde, 6448’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 4 köyü vardır. Acıpayam’a bağlı bucak merkezi iken, 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kanunla ilçe oldu. Eski ismi Kızılhisar’dır. İlçe toprakları düzdür. Kuzeyini Honaz dağı engebelendirir. Acıpayam Ovasının bir kısmı ilçe sınırları içinde kalır. Ekonomisi tarıma ve hayvancılığa dayalıdır. İlçe merkezi Honaz Dağı eteklerinde kurulmuştur. Denizli-Acıpayam karayolu ilçeden geçer.

Tavas: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 65.136 olup, 11.777’si ilçe merkezinde, 53.359’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 32, Kızılca bucağına bağlı 7 köyü vardır. Yüzölçümü 1691 km2 olup, nüfus yoğunluğu 39’dur. İlçe toprakları orta yükseklikteki dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Kuzeyinde Akdağ, güney ve doğusunda Gölgeli dağları, Orta kesiminde ise Tavas Ovası yer alır. Akçay ve Yenidere ilçe topraklarını sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, nohut, şekerpancarı, üzüm, elma, mercimek, soğan ve tütün olup, ayrıca az miktarda haşhaş, mısır ve şeftali yetiştirilir. Hayvancılık ve dokumacılık gelişmiştir. İlçe topraklarında kireçtaşı ve mermer yatakları vardır.

İlçe merkezi, Tavas Ovasının doğu kesiminde yer alır. Karacasu ve Muğla’yı Denizli’ye bağlayan yollar ilçede kesişir. 1959’da ilçe olmuştur. İl merkezine 45 km mesâfededir. İlçe belediyesi 1877’de kurulmuştur.
Denizli çok engebelidir. Ege bölgesinin en yüksek dağları bu bölgede yer alır. Arâzinin % 47’si dağlar, % 25’i plato ve yaylalar ve % 28’i ovalarla kaplıdır.

Dağlar: Denizli topraklarının yarıya yakın kısmı dağlarla kaplıdır. En yüksek dağları olan Honaz Dağı (2528 m) ve Akdağ (2300 m) zirveleri devamlı karla örtülüdür. Bu iki dağı Kazıkbel Geçidi birbirinden ayırır. Diğer dağları ise; Gölgeli Dağları (Eren Tepe 2420), Akkaya Tepe (2268 m), Kıraç Tepe (2446 m), Yalnızca Tepe (2030 m), Kartalkaya (1687 m).

Ovalar: Ovalar, Büyük Menderes Nehrine doğru basamak basamak inerler. Başlıca ovalar (Sarayköy)Büyük Menderes Ovası, Buldan Ovası, Tavas Ovası, Acıpayam Ovası, Çivril Ovası, Baklan Ovası, Kaklih Ovası, Hanbat Ovası ve Eskere Ovasıdır. 400 bin hektara yaklaşan bu ovalar çok bereketlidir. Başlıca vâdiler ise Büyük Menderes, Çürüksu, Akçay ve Kelekçi vâdisidir.

Başlıca yaylaları; Karayayla, Çameli Yaylası, Uzunpınar Yaylası, Yoran Yaylası, Sahman Yaylası, Süleymâniye Yaylası ve Kuyucak Yaylasıdır. Denizli’nin yüksek ovaları da yayla özelliğini taşırlar.

Akarsular: Denizli su potansiyeli bakımından zengindir. Başlıca akarsuları şunlardır:

Büyük Menderes:İlin en büyük akarsuyudur. Afyon’un Dinar ilçesinden çıkarak Akdağ’ın pınarlarını alıp Işıklı Gölüne girer. Gölün batısından regülatörle çıkar. Medele köyü yakınında Uşak’tan gelen Banaz Çayını alır. Sarayköy yakınında Çürüksu Çayını alıp Aydın iline girer. Çürüksu:Honaz Dağı ile Kaklık ve Kocabaş bölgelerindeki suları alıp Büyük Menderesle birleşir. Gireniz:Eşeler Dağından çıkar, Çameli Dağlarındaki suları toplar. Kelekçi Vâdisine iner ve sonra Muğla iline girer. Dalaman Çayının Denizli’de bulunan kısmına Gireniz Çayı denir. Akçay:Bozdağ ve Sandıras dağlarından çıkar. Yenidere Çayı ile birleşir. Eskere Ovasında muhtelif suları alır. Muğla’dan gelen Karayayla sularını toplar ve Aydın’ın Bozdoğan ilçesine girer.

Göller: Acıgöl (Çardak Gölü) Denizli ile Afyon arasındadır. Derinliği azdır. Sularının bir kısmı yazın kurur. Gölde kalsiyum ve mağnezyum vardır. Balık yaşamaz. Karagöl:Çambaşı köyü yakınında çamlar arasında birbirinden 50-60 m farklı yükseklikte 4 gölden ibârettir. Akarsularla beslenir. Çaltı (Beyler) Gölü: Tuzludur. Bâzı şartlarda sulamada kullanılır. Işıklı Gölü:Çivril’de su taşkınlarını önlemek için yapılmış bir baraj gölüdür. 206 milyon m3 su toplanır. Buldanlı Barajı: Sulama ve taşkınları önlemek için yapılmıştır, 54 milyon m3 su toplanır. Derbent köyündedir. Süleymâniye Gölü:Buldan’ın Süleymâniye Yaylasında bulunan tatlı sulu bir göldür. Turizm için önemlidir. Yazın kamp kurmaya müsâittir.
Tarihi Eserler ve Turistik Yerler

Denizli târihî ve turistik yerler bakımından çok zengindir. Mesîre yerleri yanında sağlığa çok faydalı kaplıcaları ile turizm sektörü için çok müsâittir.

Denizli Kalesi: Osmanlı devrinde artık önemi kalmadığı için ihmâl edilmiş ve yıkılmıştır. 1702 zelzelesinde 12.000 kişi ölürken kale de büyük hasar görmüştür. Arap seyyahı İbn-i Battûtâ 1332’de Denizli’ye hayran kalmıştır. Yedi câmiden bahseder.

Sultan Murad Câmii: Honaz ilçesindedir. Kitâbesi yoktur. On beşinci asır mîmârî özelliğini taşır. Küçük, kare plânlı ve tek kubbelidir. Günümüzde harâbe hâlindedir.

Yazır Câmii: Acıpayam’ın Yazır köyündedir. 1801’de yapılmıştır. Ahşap tavan gül motifleri ile süslüdür. Mîmârî ve süsleme bakımından çok değerlidir.

Savranşah Câmii: Çivril ilçesinin Savranşah köyündedir. Kitâbesinde, 1802’de Ömer Ağa tarafından yaptırıldığı bildirilmektedir. İç süslemeleri arasında bir câmi motifi bulunur.

Yediler Türbesi: Denizli içindedir. İnanç Beylerine âit 7 kabir bulunur. On üçüncü asır eseridir.

Yatağan Baba Türbesi: Baklan ilçesindedir. Kitâbesi yoktur. On altıncı asır klasik Osmanlı Türbe mîmârîsi tarzında yapılmıştır.

Akhan: Denizli-Eğridir arasında Goncalı köyündedir. Sultan İzzeddîn İkinci Keykâvus yaptırmıştır. Taş işçiliği çok güzeldir. Beyaz mermer levhalardan yapıldığı için Akhan denilmiştir. Gökpınar (Emir Sultan)Çayı yanından geçer. Kervansarayda yatılacak yerler, eşyâ deposu, ahır, yem ve saman depoları, hamam, mescit, nalbant ve semerci, koşum atölyesi vardır.

Çardakhan Kervansarayı: Çardak ilçesindedir. 1230’da yaptırılmıştır. Sultan hanlarının yalın süslemesiz örneklerindendir. Günümüzde yıkık bir hâldedir.

Ahmetli Köprüsü: Sarayköy’le Buldan arasında Ahmetli köyü yakınındadır. Yapım târihi belli değildir. Roma veya Selçuklu eseri olduğu zannedilmektedir.

Eski Denizli Mezarlığı: Türklerin Denizli’yi fethinden bu yana kullanılan bu mezarlık bir târih hazînesidir. Bu mezarlıkta Denizli’yi fethederken şehid olan Selçuklu Komutanı Mehmed Gâzi ile Haçlılara karşı savaşta şehid olan Fatma Yıldız Hanımın mermer kabirleri vardır.

Eski târihî eser ve harâbeler: Hierapolis:Pamukkale yakınındadır. İyonların kaplıca şehridir. Depremde yıkılmış, M.Ö. 1900 senesinde Bergama Kralı Evmenes yeniden inşâ ettirmiştir. M.S. 1354’te depremde yeniden yıkılmış ve terk edilmiştir. Tapınak, tiyatro, saray ve ev harabeler hâlen ayaktadır.

Laodikela: Türklerin “Ladik” dedikleri bu şehir, Diopolis ve Rhoas şehirlerinin harâbeleri üzerine kurlmuştur. Şehir dâire şeklinde bir kale içindedir. Üç giriş kapısı vardır. M.Ö. 3. asırda kurulmuştur. Şehir harâbelerinde hamam ve tiyatro kısmen sağlamdır. Denizli’ye 6 km mesâfededir.

Selokid soyundan Andtiokos Kralı Antiokos-II bu şehri kurarak karısının ismini “Laodikela” vermiştir. Bu şehir harâbelerinde gizli geçitler, büyük banyolar, pazar yeri (Agora), şehir kuzey ve güney kapısı, şehir duvarları (sehler), su kaynağı, tiyatro, mezarlar ve heykel müzesi ile öldürücü zehirli gazların (pulutonium) bulunduğu yerler vardır.

Tripolis: Buldan’ın Yenice köyündedir. Harâbeler içinde şehir suları, kilise, su yolları, mezar ve tiyatro hâlen bulunmaktadır.

Beyce Sultan Höyüğü: Târih öncesi çağa âit yerleşim merkezidir. Çivril ilçesinin Menteşe köyü yakınındadır. Burada Arzava Krallığına âit eserler de bulunmuştur. Burada Bakırtaş (kalkolitik) devrinden son tunç çağlarına kadar 40 kattan meydana gelen kalıntılar bulunmuştur.

Pamukkale: Denizli’nin en çok turist çeken yeridir. Turistik tesisleri mevcuttur. Pamukkale Kaplıcasında “radon gazı” vardır. Bu su insanı dinlendirici özelliğe sâhiptir. Bu suda hem banyo edilebilir hem de içilebilir. 35°C sıcaklıkta ve lezzetlidir. Topraktan fışkıran ve küçük bir göl meydana getiren karbondioksitli ve kireçli sıcak su derin kanallarla ovaya akar ve sonra soğur.

Pamukkale, dünyâda eşi bulunmayan bir tabiat hâdisesidir. Binlerce seneden beri kireçli sıcak su kaynaktan uzaklaşınca soğuyup katılaşmış ve katlar, basamaklar hâlinde pamuktaşlarını (travertenleri)meydana getirmiştir. Denizli’ye 20 km uzaklıktadır. Az ilerisinde İyonların kaplıca şehri olan “Hierapolis”in harâbeleri vardır. Dünyâda bir benzeri bulunmayan Pamukkale aynı zamanda şifâlı bir kaplıcadır. Damar, kalp, romatizma ve sinir hastalığına iyi gelir.

Mesîre yerleri: Orman içinde ve göl kenarlarında çok güzel mesîre yerleri vardır.

İncilipınar: Denizli’ye iki km uzaklıktadır.

Gökpınar: Denizli’ye 10 km uzaklıkta olup, Acıpayam-Denizli arasındadır. Büyük çınar ağaçlarıyla kaplıdır. Orman, göl ve akarsular bir aradadır. Honaz ve Karcı dağlarının birleştiği vâdidir.

Çamlık: Denizli yakınında 1000 kişinin dinleneceği orman içi mesîre yeridir.

Güney Çağlayan: Güney ilçesinin 10 km uzaklığında, 10 m yükseklikten akan bir çağlayandır. Çevresi ağaçlık ve güzel manzaralıdır.

Diğer mesîre yerleri ise, Kocapınar, Işıklı, Gümüşsu, Evkara çamlığı, Hisar değirmenleri, Alacain, Çambaşı, Kadılar, Iğdır çamlığı, Gürpınar ve Kestane Deresidir.

Kaplıcaları: Denizli ili şifâlı su kaynakları bakımından oldukça zengindir. Fakat bunların çoğunda tesis yoktur. Bâzıları şunlardır:

Karahayıt Ilıcası: İl merkezine 25 km uzaklıktadır. İçme kürleri sindirim sistemi hastalıklarına, banyo kürleri ise astım, damar sertliği ve romatizma rahatsızlıklarına iyi gelir.

Tekkeköy Kaplıcası: Sarayköy ilçesine 20 km uzaklıkta Tekkeköy yakınlarındadır. Oteli olan bu kaplıcanın suyu romatizma, idrar yolları, deri ve kadın hastalıklarına iyi gelir. Kaplıca yakınında kükürtlü bir çamur da bulunmaktadır.

Ortakçı Ilıcası: Sarayköy ilçesi yakınlarındadır. Ilıcanın yanında bir hamam ve otel bulunmaktadır. İçme ve banyo kürleri sindirim sistemi ve romatizma hastalıklarına faydalıdır.

Yenice Kaplıcası: Buldan ilçesine bağlı Yenice köyü yakınlarındadır. İçme ve banyo kürleri romatizma, kalp, damar sertliği, basur ve deri hastalıklarına faydalıdır.

HİERAPOLİS
Denizli ilinin 18 km. kuzeyinde yer alan Hierapolis antik kentinin Arkeoloji literatüründe “Holy City” yani Kutsal Kent olarak adlandırılması, kentte bilinen bir çok tapınak ve diğer dinsel yapının varlığından kaynaklanmaktadır.Kentin hangi eski coğrafi bölgede yer aldığı tartışılır. Hierapolis coğrafi konumu ile kendisini çevreleyen çeşitli tarihi bölgeler arasında yer almaktadır. Antik coğrafyacı Strabon ile Ptolemaios verdikleri bilgilerde, Karia bölgesine sınır olan Laodikeia ve Tripolis kentlerine yakınlığı ile Hierapolisin bir Frigya kenti olduğunu ileri sürerler. Antik kaynaklarda, kentin Hellenistik dönem öncesi adı ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır. Hierapolis olarak adlandırılmadan önce kentte bir yaşamın var olduğunu Ana Tanrıça kültünden dolayı biliyoruz.
Kentin kuruluşu hakkında bilgilerin kısıtlı olmasına karşın; Bergama Krallarından II. Eumenes tarafından MÖ. II. YY. başlarında kurulduğu ve Bergamanın efsanevi kurucusu Telephosun karısı Amazonlar kraliçesi Hieradan dolayı, Hierapolis adını aldığı bilinmektedir.
Hierapolis, Roma İmparatoru Neron dönemindeki (MS. 60) büyük depreme kadar, Hellenistik kentleşme ilkelerine bağlı kalarak özgün dokusunu sürdürmüştür. Deprem kuşağı üzerinde bulunan kent, Neron dönemi depreminden büyük zarar görmüş ve tamamen yenilenmiştir. Üst üste yaşadığı bu depremlerden sonra kent, tüm Hellenistik niteliğini kaybetmiş, tipik bir Roma kenti görünümünü almıştır. Hierapolis Roma döneminden sonra Bizans döneminde de çok önemli bir merkez olmuştur. Bu önem, MS. IV. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlık merkezi olması (metropolis), MS. 80 yıllarında, Hz. İsa’nın havarilerinden olan, Aziz Philipin burada öldürülmesinden kaynaklanmaktadır. Hierapolis, XII. yüzyıl sonlarına doğru Türklerin eline geçmiştir.
PAMUKKALE TRAVERTENLERİ

Traverten çok yönlü, çeşitli nedenlere ve ortamlara bağlı, kimyasal reaksiyon sonucu çökelme ile oluşan bir kayadır.

Pamukkale termal kaynağını meydana getiren jeolojik olaylar geniş bir bölgeyi etkilemiştir. Bu bölgede sıcaklıkları 35-100 C arasında değişen 17 sıcak su alanı bulunmaktadır. Pamukkale termal kaynağı, bölgesel potansiyel içindeki bir ünitedir. Kaynak, antik dönemlerden beri kullanılmaktadır. Termal su kaynaktan çıktıktan son ra, 320m uzunluğunda bir kanal ile traverten başına gelmekte ve buradan, 60-70m.lik kısmi çökelmenin olduğu traverten katkatlarına dökülmekte ve ortalama 240-300m. yol kat etmektedir. Kaynaktan çıkan 35.6 Co sıcaklğında,içinde yüksek miktarda Kalsiyum Hidro Karbonat bulunan suyun havadaki oksijen ile olan teması sırasında Karbondioksit ve Karbonmonoksit uçarak,kalsiyum karbonat çökelmekte ve traverten oluşumuna sebep olmaktadır.Çökelti ilk etapta jel halindedir.Reaksiyon kimyasal olarak; Ca(HCO3)+O2 à CaCO+CO2+CO+H2O şeklindedir. Katkat havuzcuklarında ve katkat seddelerinde, çökelmekte olan kalsiyum karbonat, başlangıçta yumuşak bir jel halindedir.

Zaman içinde sertleşmekte ve traverten olmaktadır. Ancak ziyaretçiler tarafından katkatlar üzerinde gezilmesi ve oynanması, henüz yumuşacık haldeki kalsiyum karbonatların ezilmesine, dağılmasına neden olmaktadır. Travertenlere termal su kontrollü olarak belirli bir program dahilinde verilmektedir.Fazla miktarda ve uzun süre aynı yere akıtılan su yosunlaşmaya ve dolayısıyla travertenlerde hoş olmayan kirliliğe sebep olmaktadır. Beyazlığın oluşumunda, hava şartları, ısı kaybı, akışın yayılımı ve süresi etkilidir. Çökelme, termal sudaki karbondioksitin havadaki karbondioksit dengeye gelinceye kadar devam etmektedir. Yerinde yapılan analizlerde, kaynak başındaki suyun karbondioksit miktarı ortalama 725mg/1 iken, suyun travertenleri terk ettiğinde bu miktar 145mg/1'e düşmektedir. Keza kalsiyum bikarbonat da benzer şekilde 1200 mg/1'den 400 mg/1'e düşmektedir. Keza Ca 576/8mg/1'e düşmektedir. Bu analiz sonucuna göre, 1lt. sudan traverten üzerine 499.9mg. CaCO 3 çökelmektedir. Bu miktar 1 1/sn. su için günde 43191g. Çökelme demektir. Ortalama yoğunluğu 1.48g/cm 3 alan kaplar. Suyun ortalama debisi 466.21/sn. olduğuna göre 13584m 2 alan beyazlatılabilecektir. Pratikte bu şartları yerine getirmek güçtür. Ancak bu teorik yaklaşıma göre yılda 1mm. kalınlığında 4.9km 2 alan beyazlatılabilir.

LAODİKYA
Denizli ilinin 6 km. kuzeyinde yer alan antik Laodikeia kenti, coğrafi bakımdan çok uygun bir noktada ve Lykos ırmağının güneyinde kurulmuştur. Kentin adı antik kaynaklarda daha çok “Lykos'un kıyısındaki Laodikeia” şeklinde geçmektedir. Diğer antik kaynaklara göre ise, kent MÖ. 261-263 yılları arasında II. Antiokhos tarafından kurulmuş ve kente Antiokhos'un karısı Laodike'nin adı verilmiştir.
Laodikeia, MÖ. I. yüzyılda Anadolu'nun en önemli ve ünlü kentlerinden biridir. Kentteki büyük sanat eserleri bu döneme aittir. Romalılar da Laodikeia'ya özel bir önem vermişler ve Kıbyra (Gölhisar-Horzum) Conventus'unun merkezi yapmışlardır.
İmparator Caracalla zamanında Laodikeia'da bir seri kaliteli sikke basılmıştır. Laodikeia halkının da katkılarıyla kentte çok sayıda anıtsal yapı yapılmıştır. Küçük Asia'nın 7 ünlü kilisesinden birinin bu kentte bulunması, Hıristiyanlığın burada ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. MS. 60 yılında meydana gelen çok büyük bir deprem kenti yerle bir etmiştir.
Laodikeia'nın Yapıları
Büyük Tiyatro: Antik kentin kuzeydoğu tarafında, Grek tiyatrosu tipinde araziye uygun olarak Roma inşa tarzında yapılmıştır. Scene'si tamamen yıkılmış olup, cavea ve orkestrası oldukça sağlam durumdadır. Yaklaşık 20.000 kişiliktir.
Küçük Tiyatro: Büyük tiyatronun 300 metre kadar kuzeybatısında yer almaktadır. Grek tiyatrosu tipinde araziye uygun olarak, Roma tarzında inşa edilmiştir. Scene'si tamamen yıkılmış olup, cavea ve orkestrasında da bozulmalar mevcuttur. Yaklaşık 15.000 kişi alabilecek büyüklüktedir.
Stadyum ve Gimnazyum: Kentin güneybatısında, doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır. Stadyumun ek yapıları ile gimnazyum bir bütünlük teşkil edecek şekilde yapılmıştır. MS. 79 yıllarında yapılan stadyumun uzunluğu 350 metre, genişliği 60 metredir. Amfiteatr şeklinde yapılmış olan yapının, 24 oturma basamak sırası bulunmaktadır. Büyük bölümü tahrip olmuştur. MS. II. YY. 'da yapılan gimnazyum Proconsul Gargilius Antioius tarafından inşa ettirilerek imparator Hadrianus ve eşi Sabina'ya ithaf edildiğine dair yazıt bulunmuştur.
Anıtsal Çeşme: Kentin ana caddesi ile ara caddesi köşesinde yer almaktadır. Roma dönemi yapısıdır. İki cepheli olarak yapılmış havuz ve nişleri vardır. Bizans zamanında onarım görmüştür.
Büyük Kilise: Sütunlu caddenin güneyinde caddeye bitişik olarak inşa edilmiştir. Sadece taşıyıcı bölümlerinden bir kısmı ayakta kalmıştır. Ana giriş batısındadır.
DENİZLİ HOROZU
Denizli'nin sembolü olan "Denizli Horozu", renk ve vücut yapısı itibariyle ahenkli uzun ve güzel ötüşleriyle, ilimize en uzak yörelere kadar isim yapmış yerli bir ırkımızdır. Bazılarına göre Osmanlı imparatorluğu zamanında Arnavutluk'tan İstanbul'a getirilen uzun ötüşlü Berat Horozlarının Denizli'ye getirilmesi ve Denizli'deki yerli tavuklarla melezleşmesinden oluştuğu üretildiği söylenmekte ise de bu doğru değildir. Zira renk ve vücut yapısı bakımından aralarında hiç bir benzerlik yoktur. Denizli Horozu bu bölgedeki insanların eskiden beri uzun ötüşlü horozlara gösterdikleri özen sonucu kendiliğinden oluşmuş bir ırktır.
Denizli Horozunun gözleri siyah ve sürmelidir. Bacakları koyu gri veya mor, ibik balta ibik şeklinde, kulakçık kırmızı veya kırmızı üzerinde beyaz benekli genel renk, siyah kirli beyaz ortaklaşa karışım halindedir. Bazen kanat tüyleri üzerinde kahverengi renkler bulunur. Al horozlarda ise siyah-kırmızı ortaklaşa karışım halindedir. Canlı ağırlık ortalama 3-3.5 kg. civarındadır.
Denizli Horozları renklerine, vücut yapılarına ve ibik şekillerine göre 3'e ayrılır. Renklerine göre Demirkır, Pamukkır, Kınalı, Al, Siyah ve Kürklü olmak üzere 6 tipe ayrılırlar. Vücut yapılarına göre Yüksek boyun, Sülün, ve Küpeli olmak üzere 3 tipi vardır. ıbik şekillerine göre ise Geniş ıbik ve Dar ıbik olmak üzere 2 tipi vardır.
Denizli Horozunun sesi, tonuna ve netliğine göre de sınıflandırılır. Ses tonuna göre ince, davudi, kalın ses olmak üzere 3'e ayrılır. Davudi ses, ince sesle kalın ses arasında ve kalın sese yaklaşan tek bir sestir. Niteliğine göre net ses, hüzünlü ses, cırtlak ses, dalgalı ses (alaycı ses) olmak üzere 4'e ayrılır.
Denizli Horozları'nın ötüşleri bütün kabiliyetin ortaya konulmasıyla yapılır. Ötüşleri, ötüş anındaki vücut pozisyonuna göre Aslan Ötüş, Kurt Ötüşü, Yiğit Ötüşü, Pus Ötüşü olmak üzere 4'e ayrılır.
İyi bir Denizli Horozu'nda görünüş canlı bacaklar, boyun uzun ve kuvvetli göğüs, geniş ve derin kuyruk, dik başa doğru meyilli olmalıdır. Tavukta da aynı özellikler aranır. Denizli Horozları'nın birinci yılda ötüş uzunlukları 20-25 sn. olmaktadır.
Tarım İl Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Denizli ırkı üretim birimince yetiştirilen Denizli Horozları genel olarak 100 başlık bir sürü halinde elde tutulmaktadır. Damızlık horozlar seçildikten sonra kalanlar Mart, Nisan ayından itibaren yurdun çeşitli yerlerinden gelen taleplere göre satılmakta, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran aylarında, ilde civciv satışı yapılmaktadır.
Antalya Eskişehir transfer
Antalya ESKİŞEHİR transfer en güvenli yoldur. Şehirler arası transfer ile Sizi adresinizden alalım gideceğiniz adrese kadar eşlik edelim. Şehirler arası transfer ile Araçta sadece sizin olduğunuzun garantisini vererek en sağlık ve güvenli bir şekilde yolculuk etmenizi sağlayalım.
Eskişehir ile Antalya arası 417 Km. Bu mesafe arabayla yaklaşık olarak 5 saat 8 dakika sürecektir. Uçak ile seyahat etmeyi planlıyorsanız, 320 Km olan yolculuğu yaklaşık olarak 55 dakika sürede tamamlayabilirsiniz.
Antalya Eskişehir arası mesafe : 444 kilometre.
Antalya Eskişehir arası süre : 5 saat 10 dakika.
Eskişehir
Şehirler arası ve Antalya içi ulaşımlarınız veya transferlerinizde sadece size özel tahsis edilmiş araçlarımızla hizmet vermekteyiz.
Özellikle Antalya çıkışlı ulaşımlarınız da , özel olarak temizlenmiş ve dezenfekte edilmiş araçlarımızla , araçta sadece siz olduğunuzu garanti ederiz.
Yolculuğunuzu sağlıklı ve konforlu bir şekilde yapmanızı sağlamaktan mutluluk duyarız. Amacımız sizin hijyen koşullarında gideceğiniz yere ulaştırmaktır.
Araçlarımız 8 kişilik minibüs , 10 kişilik minibüs , 13 kişilik minibüs , 16 kişilik minibüsler olmak üzere sizin hizmetinize sunulmuştur. Sizin özel araç isteğiniz durumunda vip araçlarımız Mercedes vito vip ve Mercedes sprinter vip başta olmak üzere olarak hizmetinizdedir.
İstediğiniz adresten size tahsis edilmiş araçlarımızla alalım istediğiniz adrese veya istediğiniz şehirdeki adrese bırakalım.

Genel Bilgiler

Yüzölçümü: 13.652 km²
Nüfus: 641.057 (1990)
İl Trafik No: 26

Hakkında Bilgi

İsa'dan önce birinci bin yılda Porsuk Nehri kıyılarında Frigyalılar tarafından kurulan Eskişehir Türkiye'nin en önemli yol kavşaklarından birisidir.

Yunus Emre, Nasrettin Hoca gibi tarihi kişileri yetiştiren Eskişehir Lületaşı, çeşitli haslıklara iyi gelen sıcak su kaynakları ile de ünlüdür.

Eskişehir kültürel zenginliği kadar doğal güzellikleri, mutfağı ve alışveriş olanakları ile önemli bir turizm çekim merkezi olmayı hedeflemektedir.

İLÇELER:

Eskişehir ilinin ilçeleri; Alpu, Beylikova, Çifteler, Günyüzü, Han, İnönü, Mahmudiye, Mihalgazi, Mihalıççık, Seyitgazi ve Sivrihisar'dır.

Seyitgazi: Zengin bir tarihi olan Seyitgazi'nin 18 km. güneydoğusunda, Bardakçı köyünde, güneye inen antik yol üzerinde Roma Çağı'nda kurulmuş, Bizans Çağı'nda da önemini korumuş bir dini merkezi olan Santabaris antik kenti bulunmaktadır.

İlçenin Üçler tepesinin doğuya bakan yamaçları üzerinde 150 m. yüksekliğindeki 1207-1208 tarihlerinde 1.Alaattin Keykubad'ın annesi Ümmühan Hatun tarafından yaptırılan Seyyit Battal Gazi Külliyesi (cami, türbe ve imarethaneler) yer almaktadır. 1511-1517 tarihleri arasında Osmanlılar tarafından eklenen medrese binaları ilçenin tarihi dokusunu zenginleştirmiştir. İlçeye 7 km. uzaklıktaki Arslanbeyli Köyü'nde yer alan Sücaeddin - i Veli Türbesi, İki Çeşme mahallesinde Selçuklu Hamamı'nı önemli tarihi eserler arasında saymak mümkündür.

Han: Eskişehir'e 86 km. uzaklıkta antik yol üzerinde bulunan ilçe Romalılar tarafından kurulmuştur. Bizans Çağı'nda dini bir yerleşme alanı olan ilçede toprak altındaki yumuşak kaya mezarları bulunmuştur.

Sivrihisar: Zengin bir tarihi olan ilçe Hitit, Frig, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu dönemlerinin önemli merkezlerinden birisi olmuştur. Anadolu Selçukluları döneminde bir uç beyliği olan ve önemli bayındırlık çalışmalarının yapıldığı kentte o dönemde yapılan eserlerden (8 cami,16 mescit, 5 hamam,1 kervansaray, 2 kümbet, 8 çeşme ve 1 sübyan mektebi) pek azı günümüze ulaşmıştır.

İlçenin en önemli tarihi eserlerinden birisi olan Haznedar Cami ilçe merkezindedir. Anadolu Selçuklularından Hazinedar (Maliye Nazırı) olan Necibiddin Mustafa'nın kendi adına yaptırdığı caminin içerisi minyatürlerle doludur. Merkezde yer alan diğer bir önemli camide Selçuklu mescidi yıkılarak Hicri 898 yılında Şeyh Baba Yusuf tarafından yaptırılan Kurşunlu Camisi'dir. Caminin zarif bir minaresi ve önünde çeşmesi vardır.

Sivrihisar'ın 16 km. doğusunda Ballıhisar köyünde yer alan Pessinus Şehri bir Frig yerleşmesidir. Kent Romalılar döneminde de önemini korumuştur. Çağında büyük ve tanınmış bir şehir olan Pessinus ticaretin yanında tanrıça Kybele ve Attis için yapılan ayinleri ile de ünlüydü.
Antalya transfer , şehirler arası transfer , şehirler arası transfer Antalya , özel araç transferi , özel araç transferi Antalya , özel araçla şehirler arası ulaşım Antalya , şehirler arası ulaşım , şehirler arası ulaşım antalya , özel araçla şehirler arası transfer Antalya , vip araçla şehirler arası ulaşım , vip araçla şehirler arası ulaşım Antalya , vip araçla şehirler arası transfer , vip araçla şehirler arası transfer Antalya , şehirler arası özel ulaşım , şehirler arası özel ulaşım Antalya , Antalya ulaşım , Antalya ulaşım hizmetleri ile sizlerin yanınızdayız.
NASIL GİDİLİR?

Karayolu: Otogar şehir merkezine yaklaşık 2 km. uzaklıktadır. Bütün Belediye Otobüsleri ile şehrin her semtinden Otogara ulaşılabilmektedir. Ayrıca firmaların özel servisleri de bulunmaktadır.
Demiryolu: Eskişehir'in demiryolu ulaşımı'da vardır. İstasyon Tel: (+90-222) 225 55 55

GEZİLECEK YERLER

Geleneksel Eskişehir Evi

Nasrettin Hocanın Evi: Dünya mizah edebiyatında önemli bir yer tutan fıkralara sahip Nasrettin Hoca 1208 yılında, Sivrihisar'ın Hortu Köyü'nde doğmuştur. Eskişehir' in Sivrihisar İlçesi ve Hortu Köyü'nde her yıl Nasrettin Hoca'yı anma şenlikleri ve adına halk edebiyatı seminerleri düzenlenmektedir.

Müzeler

Eskişehir Arkeoloji Müzesi
Adres: Akarbaşı Mahallesi
Hasan Polatkan Bulvarı No: 86
Tel : (+90-222) 230 13 71
Faks : (+90-222) 230 17 49

Atatürk ve Kültür Müzesi

Osmanlı Evi Müzesi

Yunus Emre Müzesi
Adres: Mihalcık İlçesi Yunus Emre Beldesi
Yunus Emre Mezar ve Külliyesi
Tel/Faks : (+90-222) 647 50 31

Seyitgazi Müzesi
Adres: Seyyid Battalgazi Külliyesi
Seyidgazi - Eskişehir
Tel: (+90-222)671 30 82 - 671 30 38
Fax: (+90-222) 230 30 17

Eskişehir Valiliği Lületaşı Müzesi:
Müzede pipoların yanı sıra lületaşından işlenerek yapılan takılar, hatıra ve kullanım eşyaları ile ulusal ve uluslar arası yarışmalara katılan heykelcikler yer almaktadır. Müzede ellinin üzerinde sanatçıya ait dört yüz eser sergilenmektedir. Tel: (+90-222) 233 05 82

Örenyerleri

Frig Vadisi: Antik kent Eskişehir'e 90 km. uzaklıkta Han ilçesine bağlı olan Yazılıkaya Köyü bitişiğinde yer almaktadır. Vadide Frig Krallığı, Lidya Krallığı ve Pers İmparatorluk döneminde üç ayrı yerleşme evresinin bulunduğuna ilişkin birçok temel ve yapı kalıntısına rastlanmıştır. Diğer yandan, Midas Anıtı'nın çevresinde akropol üzerinde bir kentin varlığına ilişkiler bulgular saptanmıştır.

Kayalık bir platform üzerine kurulmuş ve Erken Tunç Çağlarında yerleşim görmüş olan Midas (Yazılıkaya) Friglerin dini merkezi olmuştur. Antik şehirde Hitit kültürüne ait kendi stilleri ile yaptıkları kaya kabartmalarına rastlanmıştır. Hititlerden sonra Frig kenti olarak gelişen Yazılıkaya'da Frig kültürüne ait kale duvarları, yerleşim yerleri, kaya kabartmaları, kaya anıtları, su sarnıçları, sunak yerleri, karlıklar, kaya mezarları, basamaklı anıtlar, nişler, antik yollar olmak üzere 33 adet eser bulunmaktadır. Bunlar doğa koşullarından dolayı yıpranmış olsalar da günümüze ulaşabilmişlerdir. Roma ve Bizans çağlarında Frig yapıtlarının çoğu dini amaçlarla tahrip edilmiş, yerlerine kaya barınakları ve kaya mezarları yapılmıştır. Kaya yüzeyine bir tapınağın cephesi biçiminde işlenen Frig kaya anıtları, sembolü, kutsal hayvanı aslan olan Frig dini, tek tanrısı ana tanrıça Kybele'ye adanmıştır. Vadinin ormanlık kısmında, Çukurca Köyü'nden Kümbet Köyü'ne kadar uzanan bölgede 25'e varan anıt, kült anıtları, açık hava ve doğa tapınakları, kale, mezar ve diğer eserler bulunmaktadır.

Pessinus: Ana tanrıça Kybele'ye ithafen Sivrihisar İlçesi'nin Ballıhisar Köyü'nde kurulmuş bir şehirdir. Tapınak kenti olarak bilinen Pessinus Romalılar döneminde de kutsallığını ve önemini korumuştur. Bugün kente ait stadyum, tiyatro, tapınak, su kanalı ve nekropola ait kalıntılar bulunmaktadır. Antik kentte 1967 yılından beri arkeolojik kazılar yapılmaktadır. Kazıdan çıkan eserler Ballıhisar'daki müzede sergilenmektedir.

Doryleaum: Helenistik, Roma ve Bizans Çağlarını yaşamış Höyük kentin kuzey bitişiğinde ve Muttalip Köyü'nün doğusunda yer almaktadır. Höyüğe ve eteklerinde yer alan temel hafriyat sırasında çıkarılan Helenistik, Roma ve Bizans Çağlarına ait eserler Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.

Karacaşehir: Roma ve sonra Bizans Çağı'nda yapılmış, Osmanlılar tarafından takviye edilmiş kale kenti olarak anılan Antik Kent Eskişehir'e 6 km. uzaklıkta, Karacaşehir Köyü'nün güneybatısında yer almaktadır. Günümüzde, kentin müdafaa surları tamamen yıkılmış, yalnızca doğu ve batı girişindeki kulelerden küçük parçalar kalmıştır. Kalenin içerisinde karargah binaları, sarnıç ve sokaklar, ev harabeleri görülmektedir.

Midas Anıtı: Yazılıkaya platformunun kuzeydoğu yamacında doğuya bakan cephede yer alan anıt bazılarınca Yazılıkaya, bazılarınca da Midas Anıtı olarak adlandırılmıştır. Antik kent adını bu anıttan almıştır. Kentin en önemli yapıtı olan anıt, Frig kaya anıtlarının en görkemlisi, bölgenin ve dünyanın en önemli eşsiz yapıtlarındandır.

Külliye ve Türbeler

Kurşunlu Camisi'nin batısında yer alan Şeyh Şahabattin Türbesi ve Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in kayınpederine ait Şeyh Edebalı Türbesi Eskişehir'in önemli türbeleridir.

Yunus Emre Külliyesi ve Türbesi: Eskişehir Mihalıcçık İlçesi Yunus Emre Beldesi'nde (Sarıköy) dir. Eskişehir-Ankara demiryolu yakınından geçmektedir.

Yunus Emre bu dünyada yaşayan insanları sevgiye, birlik ve beraberliğe çağıran bir halk aşığıdır. Mezar taşının ön cephesinde yazılı olan "gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz." sözlerinde Yunus Emre'nin yaşam felsefesi özetlenmektedir.

Seyit Battal Külliyesi: Seyitgazi İlçesinde, 150 metre yüksekliğinde Üçler Tepesi'nin doğuya bakan yamaçları üzerindedir. Bu külliye Seyyit Battal Gazi' ye ithafen yaptırılmıştır (1207 - 1209).

Korunan Alanlar

Geyik Alanı
Yeri: Eskişehir
Özelliği: 200-400 yaşlarında ve 38-45 m boylarında, düzgün ve dolgun yapıdaki sarıçam ağaçlarından oluşmuş 10,5 hektarlık alan.
Tesis Tarihi: 03.11.2000

Mağaralar

Sarıkaya Mağarası
Yeri: Eskişehir, Mihalıççık İlçesi, Yalınkaya Köyü

Eskişehir Mihalıççık yolundan ayrılan Büyüdüz-Sasa-Yalınkaya yönüne gidilerek Yalımkaya köyüne ulaşılır. Yalınkaya'dan Domya deresinin derin kanyonu içerisinden bir saatlik yürüyüşle gidilir.

Özellikleri: Toplam uzunluğu 591 m. olan mağaranın iki girişi vardır. Birbirine bağlı üç kattan oluşur. Tabanında kum, çakıl ve molozlar bulunan mağaranın alt katı nemli olduğundan damlataşlarca zengindir. Oluşumları devam eden bu damlataşlar sarkıt, dikit, sütün, duvar ve perde damlataşı, damlataş havuzları çoğunlukla siyah ve kahve renklidir. Üst katlar fosil şekildedir. Damlataş yönünden fakirdir.

Mağaranın soğuk ve nemli bir havası vardır. Üst kat 13ºC, yüzde 80 neme, alt kat 10ºC, yüzde 90 neme sahiptir.

Mağara, Prehistorik ve tarihi dönemlerde insanlar tarafından kullanıldığını gösteren Çakmaktaşı yongaları seramik ve tuğla parçaları ve insan kemikleri gibi buluntu ve şekillere sahiptir.

Yelinüstü Mağarası
Yeri: Eskişehir, Günyüzü İlçesi, Kayakent Beldesi

Sivrihisar ile Günyüzü Sakarya Nehri arasında uzanan Sivrihisar Dağlarının güneydoğusunda yer alır. Ankara-Eskişehir veya Ankara-Polatlı-Yunak kara yolların Kayakent Beldesine gidilebilir. Mağara Kayakent Beldesinin hemen yakınındadır.

Özellikleri: Toplam uzunluğu 420 m. olan mağaranın girişe göre son noktanın derinliği -90 m.dir. Mağaranın giriş bölümünün sağ tarafından ayrılan küçük inişleri olan dar bir galeri ile ikinci bölüme geçilir. İri bloklarla kaplı salonun içinde değişik damlataş oluşumları bulunmaktadır. Bu salondan aynı oluşumlara sahip diğer iki faklı salona açılır.

Yağışlı dönemlerde tavandan damlayan dönemler dışında bütün mevsimlerde kurudur. Eski dönemlerde, bu suları toplamak amaçlı sarnıç ve havuzlar yapılmıştır. İçeride sıcaklık ortalama 20ºC, nem yüzde 70'dir.

Yelini Mağarası ile benzer özellikler gösteren bu mağarada da uzun dönemler insanlar tarafından kullanıldığını gösteren şekil ve kalıntılar mevcuttur.

Yelini Mağarası

Yeri: Eskişehir, Günyüzü İlçesi, Kayakent Beldesi

Yelinüstü Mağarasının güneyinde yeralan Mağara Sivrihisar ile Günyüzü Sakarya Nehri arasında uzanan Sivrihisar Dağılarının güneydoğusundadır. Mağaraya, Ankara-Eskişehir veya Ankara-Polatlı-Yunak Karayollarından gidilebilir.

Özellikleri: Toplam uzunluğu 271 m. olan Mağaranın en derin noktası, girişe göre -26 metredir. Damlataş ve tavan düşen iri bloklarla bir çok salon ve odaya bölünen mağara, görünümleri son derece güzel damlataşlar ile kaplıdır. Genel olarak girişten sona doğru sıcaklık azalarak nem artmaktadır. Girişte sıcaklık 25.5ºC, yüzde 45 nem, son salonda 16.1ºC sıcaklık, yüzde 79.5 nem oranına sahiptir.

Yelinüstü Mağarası ile benzer özellikler gösteren bu mağarada uzun dönemler insanlar tarafından kullanıldığını gösteren şekil ve kalıntılar mevcuttur. Mağara önünde, yamaç ve tarlalarda çakmak taşı, yonga, balta, mızrak uçları bulunmuştur. Girişte toprakta değişik alet, kemik, çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Salonda ise tuğladan yapılmış derinliği 2 metreyi geçen havuzlar ve sarnıçlar bulunmaktadır.

Kaplıcalar

Sarıcakaya - Sakarılıca Termal Turizm Merkezi
Yeri: İç Anadolu Bölgesinde Eskişehir İli Mihalgazi ilçesindedir.
Ulaşım: Eskişehir'e 33 km. uzaklıktadır.
Suyun Isısı: 56°C
PH Değeri: 7,6

Özellikleri: Hipertermal, hipotonik bir maden suyudur. Bikarbonat, sodyum, magnezyum, kalsiyum, sülfat, nitrat

Tedavi Ettiği Hastalıklar: Diabet, şişmanlık, gut gibi hastalıklarda kanda birikmiş unsurları, bu arada şeker ve yağları temizler, asit ürik fazlalığının idrarla atılmasını sağlar, böbrek taşlarının büyümesine engel olur.

Konaklama Tesisleri: Belediye Tesisleri (150 oda, 400 yatak), Aytaç Turistik Tesisleri ( 20 Oda, 40 Yatak)

Hava Sporları

Türk Hava Kurumu Eğitim Merkezi' nin bulunduğu bu kampta dünya standartlarında eğitici ve öğreticilerinin eşliğinde her türlü hava sporunu yapılabilmektedir.

Kuş Gözlem Alanı

Türkmenbaba Dağı,Aliken,Balıkdamı,Sarıyar Barajı ve Hamam Dağı Kuş Alanları Eskişehir ilde bulunmaktadır.

Sakarya Havzası diğer bir kuş gözlem alanı.

COĞRAFYA

Eskişehir'in topografik yapısını, Sakarya ve Porsuk havzalarındaki düzlükler ile bunları çevreleyen dağlar oluşturur. Havza düzlüklerini kuzeyden Bozdağ, Sündiken sıradağları, batı ve güneyden ise İç Batı Anadolu eşiğinin doğu kenarında yer alan Türkmen Dağı,Yazılıkaya Yaylası ve Emirdağ kuşatır.

İlin dörtte birini çam, meşe, gürgen, ardıç, katran ve köknar ağaçlarının oluşturduğu ormanlar teşkil eder. Orman olmayan arazilerde, su kenarlarında söğüt,ahlat ve kavak ağaçlarına rastlanmaktadır.

Eskişehir, İç Anadolu Bölgesi'nde olduğundan karasal iklime sahiptir. Yazları sıcak ve kurak,kışları soğuk ve yağışlı geçmektedir.

TARİHÇE

Eskişehir'de (Doryleaum) ilk yerleşim M.Ö.3500 yıllarına dayanır. Şehir Hititlerin, Friglerin, Perslerin, Romalıların, Bizanslıların, Selçukluların ve Osmanlıların hakimiyetine geçmiştir.

NE YENİR?

Göceli Tarhana, harşıl, çerkez sofrası, çiğ börek, katlama böreğini yerel yemek çeşitleri arasında sayabiliriz.

NE ALINIR?

Lüle taşından yapılan eserler, pipo, takılar yöreden alınabilecek en güzel hatıralık eşyalardır.

YAPMADAN DÖNME

Yazılıkaya'yı (Midas Anıtı) gezmeden,
Sakarıılıca Termal Turizm merkezini ziyaret etmeden,
Şehrin en ünlü yemeği olan çiğböreğinin tadına bakmadan,
Lületaşı eserlerinden satın almadan...
Dönmeyin.
Bazı hizmet verdiğimiz şehirler:
Antalya ADANA transfer , Antalya ADANA ULAŞIM
Antalya ADIYAMAN transfer , Antalya ADIYAMAN ULAŞIM
Antalya AFYONKARAHİSAR transfer , Antalya AFYONKARAHİSAR ULAŞIM , Antalya AFYON transfer , Antalya AFYON ULAŞIM

AĞRI Antalya transfer ,
AMASYA Antalya transfer ,
Antalya ANKARA transfer , Antalya ANKARA ulaşım
ANTALYA Antalya transfer , ANTALYA Antalya ulaşım
ARTVİN Antalya transfer ,
Antalya AYDIN transfer , Antalya AYDIN ulaşım
Antalya BALIKESİR transfer , Antalya BALIKESİR ulaşım
BİLECİK Antalya transfer ,
BİNGÖL Antalya transfer ,
BİTLİS Antalya transfer ,
BOLU Antalya transfer ,
Antalya BURDUR transfer , Antalya BURDUR ulaşım
BURSA Antalya transfer ,
ÇANAKKALE Antalya transfer ,
ÇANKIRI Antalya transfer ,
ÇORUM Antalya transfer ,
Antalya DENİZLİ transfer , Antalya DENİZLİ ulaşım
DİYARBAKIR Antalya transfer ,
EDİRNE Antalya transfer ,
ELAZIĞ Antalya transfer ,
ERZİNCAN Antalya transfer ,
ERZURUM Antalya transfer ,
Antalya ESKİŞEHİR transfer , Antalya ESKİŞEHİR ulaşım
GAZİANTEP Antalya transfer ,
GİRESUN Antalya transfer ,
GÜMÜŞHANE Antalya transfer ,
HAKKARİ Antalya transfer ,
HATAY Antalya transfer ,
Antalya ISPARTA transfer , Antalya ISPARTA ulaşım
Antalya MERSİN transfer , Antalya MERSİN ulaşım
Antalya İSTANBUL transfer , Antalya İSTANBUL ulaşım
Antalya İZMİR transfer , Antalya İZMİR ulaşım
KARS Antalya transfer ,
KASTAMONU Antalya transfer ,
KAYSERİ Antalya transfer ,
KIRKLARELİ Antalya transfer ,
KIRŞEHİR Antalya transfer ,
KOCAELİ Antalya transfer ,
Antalya KONYA transfer , Antalya KONYA ulaşım
KÜTAHYA Antalya transfer ,
MALATYA Antalya transfer ,
MANİSA Antalya transfer ,
KAHRAMANMARAŞ Antalya transfer ,
MARDİN Antalya transfer ,
MUĞLA Antalya transfer ,
MUŞ Antalya transfer ,
NEVŞEHİR Antalya transfer ,
NİĞDE Antalya transfer ,
ORDU Antalya transfer ,
RİZE Antalya transfer ,
SAKARYA Antalya transfer ,
SAMSUN Antalya transfer ,
SİİRT Antalya transfer ,
SİNOP Antalya transfer ,
SİVAS Antalya transfer ,
TEKİRDAĞ Antalya transfer ,
TOKAT Antalya transfer ,
TRABZON Antalya transfer ,
TUNCELİ Antalya transfer ,
ŞANLIURFA Antalya transfer ,
UŞAK Antalya transfer ,
VAN Antalya transfer ,
YOZGAT Antalya transfer ,
ZONGULDAK Antalya transfer ,
AKSARAY Antalya transfer ,
BAYBURT Antalya transfer ,
KARAMAN Antalya transfer ,
KIRIKKALE Antalya transfer ,
BATMAN Antalya transfer ,
ŞIRNAK Antalya transfer ,
BARTIN Antalya transfer ,
ARDAHAN Antalya transfer ,
IĞDIR Antalya transfer ,
YALOVA Antalya transfer ,
KARABÜK Antalya transfer ,
KİLİS Antalya transfer ,
OSMANİYE Antalya transfer ,
DÜZCE Antalya transfer ,

ADANA Antalya transfer , ADIYAMAN Antalya transfer , AFYONKARAHİSAR Antalya transfer ,AĞRI Antalya transfer , AMASYA Antalya transfer , ANKARA Antalya transfer , ANTALYA Antalya transfer , ARTVİN Antalya transfer , AYDIN Antalya transfer , BALIKESİR Antalya transfer , BİLECİK Antalya transfer , BİNGÖL Antalya transfer , BİTLİS Antalya transfer , BOLU Antalya transfer , BURDUR Antalya transfer , BURSA Antalya transfer , ÇANAKKALE Antalya transfer , ÇANKIRI Antalya transfer , ÇORUM Antalya transfer , DENİZLİ Antalya transfer , DİYARBAKIR Antalya transfer , EDİRNE Antalya transfer , ELAZIĞ Antalya transfer , ERZİNCAN Antalya transfer , ERZURUM Antalya transfer , ESKİŞEHİR Antalya transfer , GAZİANTEP Antalya transfer , GİRESUN Antalya transfer , GÜMÜŞHANE Antalya transfer , HAKKARİ Antalya transfer , HATAY Antalya transfer , ISPARTA Antalya transfer , MERSİN Antalya transfer , İSTANBUL Antalya transfer , İZMİR Antalya transfer , KARS Antalya transfer , KASTAMONU Antalya transfer , KAYSERİ Antalya transfer ,

KIRKLARELİ Antalya transfer , KIRŞEHİR Antalya transfer , KOCAELİ Antalya transfer , KONYA Antalya transfer , KÜTAHYA Antalya transfer , MALATYA Antalya transfer , MANİSA Antalya transfer , KAHRAMANMARAŞ Antalya transfer , MARDİN Antalya transfer , MUĞLA Antalya transfer , MUŞ Antalya transfer , NEVŞEHİR Antalya transfer , NİĞDE Antalya transfer , ORDU Antalya transfer , RİZE Antalya transfer , SAKARYA Antalya transfer , SAMSUN Antalya transfer , SİİRT Antalya transfer , SİNOP Antalya transfer , SİVAS Antalya transfer , TEKİRDAĞ Antalya transfer , TOKAT Antalya transfer , TRABZON Antalya transfer , TUNCELİ Antalya transfer , ŞANLIURFA Antalya transfer , UŞAK Antalya transfer , VAN Antalya transfer , YOZGAT Antalya transfer , ZONGULDAK Antalya transfer , AKSARAY Antalya transfer , BAYBURT Antalya transfer , KARAMAN Antalya transfer , KIRIKKALE Antalya transfer , BATMAN Antalya transfer , ŞIRNAK Antalya transfer , BARTIN Antalya transfer , ARDAHAN Antalya transfer ,
IĞDIR Antalya transfer , YALOVA Antalya transfer , KARABÜK Antalya transfer , KİLİS Antalya transfer , OSMANİYE Antalya transfer , DÜZCE Antalya transfer ,
Antalya Fethiye transfer
Antalya Fethiye transfer için yapmanız gereken size özel bir transfer almak ve keyfine bakmak…
ANTALYA ile FETHIYE arası 210 km'dir.
Antalya - Fethiye arası mesafe süre olarak yaklaşık 2 saat 49 dakika sürecektir.
Fethiye, Muğla ilinin 13 ilçesinden birisi ve ilçenin yönetim merkezi olan şehir. Kentin eski adı Meğri'dir. Bu adın, Rumların "uzak diyar" anlamına gelen Makri adlandırmasından türediği düşünülmektedir. Özellikle turizm açısından gelişmiştir. 2014 yılındaki nüfusu 140,509'dur.

FETHİYE

MUĞLA ilimize bağlı bir ilçedir.

Nüfus: 154209 kişi
Yüzölçümü: 3055 km²
Şehirler arası ve Antalya içi ulaşımlarınız veya transferlerinizde sadece size özel tahsis edilmiş araçlarımızla hizmet vermekteyiz.
Özellikle Antalya çıkışlı ulaşımlarınız da , özel olarak temizlenmiş ve dezenfekte edilmiş araçlarımızla , araçta sadece siz olduğunuzu garanti ederiz.
Yolculuğunuzu sağlıklı ve konforlu bir şekilde yapmanızı sağlamaktan mutluluk duyarız. Amacımız sizin hijyen koşullarında gideceğiniz yere ulaştırmaktır.
Araçlarımız 8 kişilik minibüs , 10 kişilik minibüs , 13 kişilik minibüs , 16 kişilik minibüsler olmak üzere sizin hizmetinize sunulmuştur. Sizin özel araç isteğiniz durumunda vip araçlarımız Mercedes vito vip ve Mercedes sprinter vip başta olmak üzere olarak hizmetinizdedir.
İstediğiniz adresten size tahsis edilmiş araçlarımızla alalım istediğiniz adrese veya istediğiniz şehirdeki adrese bırakalım.
Mercedes vito vip 8 kişilik :
Mercedes vito vip araçlarımız arkada 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk şoför yanında 2 li tek koltuk toplam 8 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes vito vip Koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes vito vip araçlarımızda arka bölmede 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk arasında çıkabilen bir orta sehpa mevcuttur. Mercedes vito vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes vito vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes vito vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes vito vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes vito vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar.

Mercedes vito ultra vip 8 kişilik :
Mercedes vito ultra vip araçlarımız arkada 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk şoför yanında 2 li tek koltuk toplam 8 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes vito vip Koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda arka bölmede 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk arasında çıkabilen bir orta sehpa mevcuttur. Mercedes vito ultra vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes vito ultra vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar.
Mercedes vito ultra vip araçlarımız ekstra özelliklerle donatılmıştır. Mercedes vito ultra vip araçlarımız arka kısmı ön kısmı ile istendiğinde bağımsız hala gelebilir. Mercedes vito ultra vip araçlarımız Bir bölme vasıtasıyla ayrılır. Sadece telefon bağlantısı ile bağlantı sağlanabilir. Mercedes vito ultra vip araçlarımız Ayrılan bölme büyük ekran televizyon ile desteklenmekte ve çok şık görüntü elde edilmektedir. Mercedes vito ultra vip araçlarımız Büyük ekran televizyonda ister müzik klibi izleyin , ister televizyon , isterseniz telefonunuzla veya tabletinizle bağlanın size özel bir yayın izleyin. Gerisi size kalmış evinizdeki kumanda sizin olsun size özel aracınızda konforun tadını çıkarın.

Ford Transit Minibüs Turizm Paketi 10 kişilik sıralı koltuklu yüksek tavan lüks özel koltuklu aracımız:
Ford Transit Minibüs araçlarımız arkada 2 kişilik sıralı 2 adet en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 10 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Ford Transit Minibüs aracımızın Koltuklarımız kumaş koltuk özel tasarım ile geniş ve rahat koltuk sünger yapısı ergonomik oturum sağlar. Ford Transit Minibüs aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Ford Transit Minibüs araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Ford Transit Minibüs aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Ford Transit Minibüs aracımız orjinal renkli camlar klimanın etkisini artırır. Ford Transit Minibüs aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Ford Transit Minibüs aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.
Mercedes spinter Vip 10 kişilik :
Mercedes spinter Vip araçlarımız arkada 2 kişilik sıralı 2 adet en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 10 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes spinter Vip araçlarımızın koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes spinter Vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes spinter Vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes spinter Vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes spinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes spinter Vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar. Mercedes spinter Vip aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Mercedes spinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes spinter Vip aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Mercedes spinter Vip aracımız renkli camlar klimanın etkisini artırır. Mercedes spinter Vip aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Mercedes spinter Vip aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.

Mercedes spinter Vip 13 kişilik :
Mercedes spinter Vip araçlarımız arkada 2 kişilik karşılık 2 adet koltuk onun arkasında 2 kişilik tek koltuk en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk onun arkasında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 13 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes spinter Vip araçlarımızın koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes spinter Vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes spinter Vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes spinter Vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes spinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes spinter Vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar. Mercedes spinter Vip aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Mercedes spinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes spinter Vip aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Mercedes spinter Vip aracımız renkli camlar klimanın etkisini artırır. Mercedes spinter Vip aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Mercedes spinter Vip aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.
Mercedes spinter ulta Vip 13 kişilik :
Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız arkada 2 kişilik karşılık 2 adet koltuk onun arkasında 2 kişilik tek koltuk en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk onun arkasında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 13 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımızın koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar. Mercedes spinter Vip aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes spinter ulta Vip aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Mercedes spinter Vip aracımız renkli camlar klimanın etkisini artırır. Mercedes spinter ulta Vip aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Mercedes spinter ulta Vip aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.
Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız ekstra özelliklerle donatılmıştır. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız arka kısmı ön kısmı ile istendiğinde bağımsız hala gelebilir. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız Bir bölme vasıtasıyla ayrılır. Sadece telefon bağlantısı ile bağlantı sağlanabilir. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız Ayrılan bölme büyük ekran televizyon ile desteklenmekte ve çok şık görüntü elde edilmektedir. Mercedes spinter ulta Vip araçlarımız ik adet Büyük ekran televizyonda ister müzik klibi izleyin , ister televizyon , isterseniz telefonunuzla veya tabletinizle bağlanın size özel bir yayın izleyin. Gerisi size kalmış evinizdeki kumanda sizin olsun size özel aracınızda konforun tadını çıkarın.

Köyleri

- ARSA
- ARPACIK
- ATLIDERE
- BAĞLIAĞAÇ
- BAYIR
- CEYLAN
- ÇALTIÖZÜ
- ÇOBANİSA
- DERE
- ESENKÖY
- GİRMELER
- İNCİRKÖY
- KARGI
- KAYABAŞI
- KAYADİBİ
- KIZILBEL
- SÖĞÜTLÜDERE
- BEKÇİLER
- ALAÇAT
- ARİFLER
- BOĞALAR
- BOĞAZİÇİ
- BOZYER
- ÇALTILAR
- ÇAMURKÖY
- ÇATAK
- ÇAYAN
- ÇAYKENARI
- ÇENGER
- ÇOBANLAR
- ÇÖKEK
- ÇUKURİNCİR
- DEMİRLER
- DODURGA
- DOĞANLAR
- DÖĞER
- ELDİREK
- GÖKBEN
- GÖKÇEOVACIK
- GÖLBENT
- GÜNEŞLİ
- HACIOSMANLAR
- İNLİCE
- İZZETTİN
- KABAAĞAÇ
- KARAAĞAÇ
- KARACAÖREN
- KARAKÖY
- KAYACIK
- KAYA
- KEÇİLER
- KINCILAR
- KINIK
- KORUBÜKÜ
- KORU
- MİNARE
- ÖREN
- ORTAKÖY
- PAŞALI
- SAHİL CEYLAN
- SARIYER
- SEYDİLER
- SÖĞÜTLÜ
- TEMEL
- UĞURLU
- UZUNYURT
- YAKABAĞ
- YAKACIK
- YAKA
- YANIKLAR
- ZORLAR
Fethiye Hakkında
Rengarenk kelebeklerin uçuştuğu, köpüren dalgaların ve yemyeşil doğanın cazibesini sunulduğu en özel ilçelerden biridir Fethiye. Rum dilinde ''Uzak Diyar'' mânâsına gelen eski adıyla ''Meğri'' olarak bilinen Muğla'nın 2. büyük ilçesi olan Fethiye, turizmin ana damarlarından birisidir. M.Ö kültürü ve tarihi ile efsaneler ilçesidir. Mitolojik tarihe göre; Tanrıların, Tanrıçaların ve en büyük aşkların yaşandığı özel bir bölgedir. Fethiye, Dünya'nın her yerinden turist alan, eşsiz kumu, masmavi denizi ve dillere destan Ölü Deniz'i ile uluslararası üne sahiptir. Fethiye için, antik kentleriyle de kültür turizmine hizmet eden bir ilçe olduğundan, bahsetmemiz lazım. Fethiye yüzlerce plajı, otelleri, pansiyon, otel, tatil köyleri ile turistlerini ağırlarken, Dünya'nın en büyük Cruise gemileri ve yatlarına da, muhteşem güzellikteki koylarıyla ev sahipliği yapıyor.

Fethiye'de Gezilecek Yerler

Fethiye Eskişehir ve Yenişehir, iki ayrı zamanı yansıtan, şehrin sosyal yapısının sunan alanlardır. Teos Antik Kenti görülmeye değer ve ihtişamını koruyan tarihi yapılardandır. Fethiye'de önerebileceğimiz diğer alanlar arasında; Saklıkent Milli Parkı, Kelebekler Vadisi, Kayaköy Çalış Plajı, Ölüdeniz, Pınara Antik Kenti, Fethiye Kral Mezarları, Letoon, Likya Yolu, Gizlikent Şelalesi, Yaka Parkı, Dalış ve su sporları merkezi, Fethiye Müzesi, Kabak Koyu, Gemiler Adası, Şövalye Adası, Türk hamamları, Mavi Mağara, Kadyanda, Kbyra, Afkule Manastırı, Telmessos Antik Kenti, Yeşil Vadi, Katrancı Koyu, Fethiye Kalesi, Girdev Kamp Alanı, Sidyma Antik Kenti, Erasta, Araxa Antik Kenti

Fethiye'de Ne Yapılır?

Fethiye'de önerebileceğimiz; gece ve gündüz aktiviteleriyle, altın sarısı kumların, masmavi denizin tadını çıkararak, Fethiye turuna başlayabilirsiniz. Su sporları açısından oldukça zengin bir kültür sunan Fethiye'de, sörf, tüplü dalış, rüzgar sörfü olduğu gibi yamaç paraşütü, paraşütle atlama oldukça popülerdir. Oyun ve eğlence merkezleri, tekne turları, kano gezintileri, rafting turları oldukça yaygın aktivitelerdir. Sanat kültür alanları, müzeleri, atölyeleri, galerileriyle güzellik sunarken, dinamik gece hayatı, dans kulüpleri, diskolara ile her zamanınızı dolduracak bambaşka aktiviteler sunuyor. Bowling salonları, karaoke barlarıyla eğlenebilirsiniz. Saklıkent'te rafting yapmanın keyfini doyasıya yaşayabilirsiniz.
Fethiye'de görmeniz gereken 10 yer (Fethiye gezilecek yerler)
Ülkemizin olduğu kadar dünyanın da sayılı tatil destinasyonlarından biri olan Fethiye; vadileri, koyları, adaları, plajları ve ekstrem sporlarıyla yeni neslin vazgeçilmezi… Kadim geçmişiyle de konuklarına unutamayacakları bir tatil vaat eden Fethiye'de yapılacak pek çok ritüel var. Şehrin karmaşasından bıkıp kendini doğanın ve denizin koynuna bırakmak isteyenler için Fethiye'de görmeniz gereken 10 yer...

Fethiye'de görmeniz gereken 10 yer (Fethiye gezilecek yerler) - 1
1- ÇALIŞ PLAJI
Bölgedeki en güzel plajlardan biri olan Çalış Plajı, kilometrelerce uzunluktaki geniş plajının yanı sıra otel, restoran ve hediyelik eşya dükkanlarıyla konuklarına sesleniyor.

Akşamları ılık ılık esen yaz esintilerine karşı yürümek isteyenler için muhteşem bir görsel şölen sunan Çalış Plajı, aileler için ideal bir tatil mekanı olarak da beğeni kazanıyor.

Fethiye'de görmeniz gereken 10 yer (Fethiye gezilecek yerler) - 2
2- ÖLÜDENİZ
Likyalılarda ışık ve güneş diyarı, Ortaçağ’da “Uzak Diyar” olarak tanınan, Anadolu’nun güneybatısındaki Teke Yarımadası’nda bulunan Türkiye’nin önemli doğal güzelliklerinden biri… Adıyla müstesna olan Ölüdeniz, tatilcilerin uğramadan geçmediği bir nokta. Tatilciler doğa harikası bu yerde buranın muhteşem güzelliğinde, su sporları yapıyor. Rüzgar sörfü ve kite sörf başta olmak üzere su kayağı, wakeboard gibi aktiviteler de ilgi geçiyor.

Fethiye'de görmeniz gereken 10 yer (Fethiye gezilecek yerler) - 3
3- KELEBEKLER VADİSİ VE KABAK KOYU
Fethiye’nin olduğu kadar Türkiye’nin de doğal güzelliklerinden biri olan Kelebekler Vadisi, 350 metreye ulaşan sarp kayalıklarıyla çevirili. İsmini; barındırdığı 80'den fazla kelebek türünden ve özellikle Kaplan kelebeğinden alan vadi, muhteşem atmosferiyle konuklarına unutamayacakları anılar bırakıyor.
Fethiye'de görmeniz gereken 10 yer (Fethiye gezilecek yerler) - 4
Tarihi Likya Yolu üzerinde bulunan Kabak Koyu ise Türkiye’nin ve dünyanın en güzel koylarından birisi. Türkiye’nin her bölgesinden ve her kesiminden insanı konuk eden Kabak Koyu, doğasıyla herkesi kendine hayran bırakıyor.
Kelebekler Vadisi, Muğla ili, Fethiye ilçesi Ölüdeniz belde sınırları içerisinde bulunan vadi. Sahip olduğu endemik türler nedeniyle dünya mirası olarak korunması önerilmiş 100 dağdan biri olan Babadağ'ın eteklerinde bulunan Kelebekler Vadisi, 8 Şubat 1995'te 1. derecede doğal Sit ilan edilmiş ve her türlü yapılaşmaya kapatılmıştır. 350 metreye ulaşan sarp kayalık duvarlarla çevrili olan Vadi ismini, barındırdığı 80'den fazla kelebek türünden ve özellikle kaplan kelebeğinden almıştır. Kaynağı Faralya mahallesinde bulunan ve 50 metre yükseklikten dökülen şelale, Vadi'nin ortasından geçen bir dere ile Akdeniz'e ulaşır.

Kelebekler Vadisi'nin özgün coğrafi yapısı, bitey ve direyi bilim çevrelerinin, özellikle botanikçilerin ve entomologların inceleme ve laboratuvar çalışmalarına konu olmakta; ulusal ve uluslararası çevre örgütlerinin ve ekolojik oluşumların dikkatini çekmektedir.

Kelebekler Vadisi'ne ulaşım Ölüdeniz'den kalkan teknelerle sağlanır. Faralya (Uzunyurt) mahallesinden bir patika Vadi'ye ulaşır; fakat ipli tırmanış rotaları ve değişken yüzeyi nedeniyle, bir rehber eşliğinde yapılmalıdır.

Kelebekler Vadisi'nde doğal yaşamı korumak ve bunun için gereken önlemleri alarak projeleri hayata geçirmek amacıyla bir tesis meydana getirilmiştir. Ziyaretçilere çadır ve ağaç evlerde konaklama imkânları sunan işletme günlük 500 konuk kapasitesine sahiptir ve Kelebekler Vadisi'nin 100 dönümlük arazisi üzerinde ekolojik tarım yapmanın yanı sıra; arıtma, deniz temizliği ve temiz enerji hususlarında projeler gerçekleştirmektedir.
Fethiye'de görmeniz gereken 10 yer (Fethiye gezilecek yerler) - 5
4- 12 ADALAR TURUYLA EŞSİZ DOĞAL GÜZELLİKLERİ KEŞFET
Fethiye gelip de günlük teknelerle 12 Adalar turuna çıkmadan olmaz… Tatilcilerin bu tura mutlaka bir gün ayırmaları gerekiyor.
Fethiye'de görmeniz gereken 10 yer (Fethiye gezilecek yerler) - 6
5- BABADAĞ'IN ETEKLERİNDE YAMAÇ PARAŞÜTÜ DENEYİMİ
Fethiye-Ölüdeniz'de gidip de yamaç paraşütü yapmadan dönülmez. Babadağ’ın eteklerine çıkıp Ölüdeniz’in muhteşem manzarasına karşı kuş gibi süzülmek kim istemez… Paraşüt konusunda hiç deneyimi olmayanlar bile profesyonel hocalar eşliğinde yamaç paraşütü heyecanını yaşayabiliyor. Konu paraşüt fiyatlarına geldiğinde ise biraz pahalı olabiliyor. Paraşütle atlarken fotoğraf çektirmek istediğinizde de fiyatlar bir tık daha yukarı çıkıyor. Ama bu muhteşem deneyimi ölümsüzleştirmek isteyeceksiniz.
Babadağ güney-batı Türkiye'de doğu Akdeniz Bölgesi'ndeki Muğla ilinin Fethiye ilçesinde bulunan bir dağ'dır.

Bu dağın iki zirvesi bulunmaktadır. En yüksek rakımlı zirvenin irtifası 1,969 metredir. "Karatepe" adı verilien ikinci zirvenin rakımı 1,400 metredir. Bu iki zirve karşı karşıya bulunmakta ve aralarından derince bir sel vadisi geçmektedir. Her iki zirve de kireçtaşı/kalkerden oluşmuştur. İki zirvenin birbirinde ayrık olması dolayısıyla bazı coğrafyacılar Babadağı'nı bir "sıradağ" olarak nitelendirmektedirler.

Babadağ çok zengin olan bitki türleri ile dikkati çekmektedir. Bu bitkiler arasında 1,400 m ile 1,800 m rakımlı arazide gayet yaygın (Acer undulatum) Latince sınıflanma isimli bu bölgeye has akçaağaç türünden ağaçlar ve (Cedrus libani) Latince sınıflanma isimli Türkiye'ye has sedir türü ağaç ormanları çok önemlidir.

Babadağı zirvesi ve "Karatepe" adı verilen alt-zirve denize çok yakındır; denizden uzaklık 5 km yi geçmez. Bu nedenle Fethiye ve civarına gelen turistler için bu zirvelerden denize doğru rotalı "yamaç paraşütü" sporu geliştirilmiştir.
İlçenin 700 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. İlk adı "Beşikkaya"; olan Babadağ, daha sonra Kadıkeriyesi (Kadıköy) ismini almıştır. .Bu ismin,geçmiş zamanlarda yaşanan halktan bir; kişinin eğitim görerek kadı olmasıyla alındığı söylenmektedir. İlçenin Kanuni Sultan Süleyman devrine ait 1528 tapu defterinde köy olarak kaydı bulunmaktadır. Aynı kayıtlar­da, Hisar, Ahıllı ve Oğuzlar köyleri de yer almaktadır. Hicri 1299'da civara de­miryolu gelmesiyle Sarayköy ilçe, Kadı­köy nahiye olur. Kadıköy adı, İstanbul Posta İşlerinde İstanbul'un Kadıköy'ü ile karışıklıklar meydana getirmeye başlar. Bu nedenle yöre:1935 yılında sırtını yasladığı dağlardan esinlenerek "Babadağ" adını alır.

Babadağ 1877 yılında belediye, 1988 yılında 9 köyüyle beraber ilçe ol­muştur. Babadağ ilçe oluncaya kadar Sa­rayköy'e, bağlı kalmıştır. İlçemizde yerle­şimin ve dokumacılığın tarihçesi 700 yıl, öncesine dayanıyor. Anlatılanlar çerçe­vesinde yörede yaşayan insanların asıl köklerinin Tavas Vakıfköyü olduğu sanıl­maktadır. Rivayete göre Selçuk beylerin­den birinin 3 oğlu babalarıyla anlaşamayarak yurtlarını terk ederler. Bir tanesi Ahıllı, bir diğeri Oğuzlar köyüne, 3. genç de Babadağ'a yerleşir. O dönemde Babadağ'ın adı Beylikdüzü'dür. Civara, yerleşen gençlerden biri beddua almıştır.

Yine rivayetlere göre adı bu nedenle Ahıllı olan köy hiçbir zaman gelişme kaydedememiştir. Köydeki nüfus, sayısı ne 39 olur, ne de 41 Ahıllı köyü­nün nüfusu yok gibidir. Söy­lenceler bir tarafa, Ahıllı ve Oğuzlar su sıkıntısı ve coğrafi koşulların yetersiz oluşundan dolayı gelişememiştir. Baba­dağ'a yerleşen genç çoban ise şanslıdır. Çünkü yörede 105 tane su kaynağı yer almakta ve çevrenin doğal örtüsü hay­vancılığa elverişli bulunmakta­dır. Büyük bir sürüsü olduğu tahmin edi­len bu gencin dokumacılığa hayvanları­nın çalılara takılan yünlerini eğirerek heybe, halı ve kilim dokuyarak başladığı biliniyor. Bu ürünler solmayan, bozulma­yan kök boyalarla boyanıyordu. O günlerde yöreye yerleşen ve adı bilinmeyen bu çobanın ürettikleriyle başlayan tekstil gelişerek günümüze kadar gelmiştir.

İlçe merkezinin yerleşik nüfusu 4000 civarındadır. 10 yılda 2000 dolayında göç vermiştir. Bunun sebebi de ilçedeki, tekstil imalatının sağlam zemin üzerine oturmayarak fason üretimine dayalı ol­ması, tekstilde yaşanan krizlerdir. Fakat bugün göç vermekten öte çevre ilçe ve illerden sanayi bölgelerinde çalışmak için göç almaktadırlar. Yerleşik, nüfusunun dokumacılıkla uğraşan kesiminin bir bö­lümü, geleneksel Babadağ dokumaların­dan dokuyarak kendi pazarlamaktadır. Bir diğer kısım ise yerli ve yabancı turist­lerin benimsedikleri naturel el dokumalarını, nostaljik eski el tezgahlarında ürete­rek katkıda bulunmaktadır.
Fethiye'de görmeniz gereken 10 yer (Fethiye gezilecek yerler) - 7
6- CENNET VE KATRANCI KOYU
Kelebekler Vadisi ve Kabak Koyu'ndan sonraki önemli koylardan biri olan Cennet Koyu, diğer adıyla Balartı Koyu, muhteşem doğasıyla konuklarını kucaklıyor. Görkemli dağlarının kucakladığı vadi, aynı güzellikteki turkuaz rengi denizi ve beyaz kumsalıyla sanki cenneti temsil ediyor.
Yüzmek için ideal koyu, piknik masaları ve doğayla iç içe patikalarıyla ailelere dinlenme imkanı sunan park.
Katrancı Köyü, Yatağan, Muğla ilçesinin en büyük mahallesidir, Muğla'ya 52 km, Yatağan'a ise 26 km mesafededir.

Katrancı Tabiat Parkı ise çam ve okaliptüs ağaçları ile kaplı ormanı, 2 ayrı koydan oluşan denize girme imkanı bulunan, yıllardır çadır ve karavancı müşterilerin tercih ettiği doğa ile iç içe bir tabiat parkıdır.

Fethiye'de görmeniz gereken 10 yer (Fethiye gezilecek yerler) - 9
7- SAKLIKENT KANYONU
Fethiye’nin konuklarına sunduğu önemli yerlerden biri de Saklıkent Kanyonu. Doğanın insanlığa bahşettiği kanyon, günü birlik ziyaret için oldukça ideal bir rota. Fethiye’den arabayla bir saatlik uzaklıkta bulunan Saklıkent Milli Parkı herkesin ziyaret etmesi gereken eşsiz güzelliklerdendir.
Saklıkent Kanyonu, Antalya-Muğla sınırını çizen Eşen Çayı'nın kolu olan Karaçay'ın oluşturduğu kanyondur. Suyun kolayca aşındırabileceği Kalkerli arazide, fay çatlaklarının da yardımıyla sarp ve derin bir kanyon oluşmuştur.Uzunluğu 18 km, yüksekliği 200 m'dir. En dar yeri 2 metreye kadar düşer.
Saklıkent Kanyonu

Saklıkent Kanyonu, Antalya ile Muğla sınırını çizen Eşen Çayı’nın kolu olan Karaçay’ın oluşturduğu, Saklıkent Milli Parkı‘nın içerisinde yer alan doğa harikası bir güzellik. Büyük bölümü Muğla’nın Seydikemer ilçesinde bulunan Saklıkent Kanyonu, Antalya’nın Kaş ilçesine komşu.

Suyun kolaylıkla aşındırdığı kalkerli arazide, fay çatlaklarının da yardımıyla sarp ve derin bir yapıda oluşan kanyonun uzunluğu 18 km, yüksekliği ise 200 metreye ulaşıyor. Kanyonun tabanı şiddetli akan suyla dolu olduğundan su içinden giriş mümkün değil. Kanyonun dik yamaçlarına demir çubuklarla tutturulan 200 metrelik tahta köprüden girilen kanyon, özellikle yaz aylarında bölgeyi ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası.

Saklikent-Kanyonu
Saklıkent Kanyonu’nun tarihçesi
Anlatılanlara göre bölgede hayvanlarını otlatan bir çobanın hayvanlarından birkaçının kanyon bölgesine girmesiyle tesadüfen keşfedilen Saklıkent Kanyonu, 1989 yılından bu yana kamuoyu tarafından biliniyor.

İçerisinde 16 adet mağaranın bulunduğu kanyonda günümüzden 3 bin yıl önceye uzanan yaşam izleri tespit edilmiş. 1995’te dönemin Dışişleri Bakanı Erdal İnönü’nün kanyon ziyareti sonrasında Türkiye ve dünyada ismi duyulan Saklıkent, 1996’da milli park statüsüne alındı.

Kanyon içerisinde yürüyerek belirli bir yere kadar ilerlenebiliyor. Ancak şiddetli su akışı ve keskin kayalar nedeniyle yürümek bir hayli zahmetli. Bu yüzden yürüyüş sırasında mutlaka lastik ayakkabı kullanmak gerekiyor. Terlikle yürürken ıslak zemin ve şiddetli su akışı nedeniyle yaralanmalı kazalar meydana gelebiliyor. Kanyon girişinde Eşen Çayı’nın üzerindeki kayalıklara yerleştirilen tahta iskeleler üzerinde ilerleniyor. Tahta iskelelerden sonra çayın dar vadi içerisinde akan buz gibi suyu ile temas ediliyor.
Saklıkent Kanyonu’nda ne yapılır?
Saklıkent Kanyonu, yürüyüşe çok uygun bir yer değil. Kanyonu ziyaret etmek isteyenlerin mutlaka bikini ya da mayo gibi deniz kıyafeti ve lastik ayakkabı ile hazırlıklı gelmelerinde yarar var. Türkiye’nin en heyecanlı rafting parkurlarından biri Saklıkent Kanyonu içerisinde. Rafting severler için Saklıkent’te 3 farklı rafting parkuru var. 45 dakika, 1.5 saat ve 3 saat süren parkurlarda profesyonel rehberler eşliğinde rafting yapılıyor. Rafting etkinliğine katılanlar rafting sonrasında çamur banyosuna götürülüyor.

Zipline, bungee jumping ve sunset tour adı verilen güneşin batışına tanık olunan akşamüstü yürüyüşü bölgenin en çok tercih edilen aktivitelerinden. Trekking ve doğa yürüyüşünden hoşlananlar için iki farklı yürüyüş rotası var. Kızılalan’dan başlayan Sazak Deresi, Yapılı Yol, Kocaboğaz, Tatlar, Üçova, Avdan, Karaağaç, Tırnacık ve Mangır’a uzanan güzergah ilk trekking parkuru. Bu parkur 16 km uzunluğunda ve antik dönemden kalma birçok esere sahip. Bir diğer yürüyüş rotası Kapanderesi’nden başlayan Menengiçdibi, Şappaklar, Kumeyakası ve Saklıkent’e uzanan güzergah 14.5 km uzunluğunda.

Saklikent-Kanyonu-Nerede
Saklıkent Kanyonu girişte kıyafet tavsiyeleri
Saklıkent Kanyonu’na girişte yanınıza alacağınız en önemli aksesuarlar lastik ayakkabı ya da deniz ayakkabısı, su geçirmez çanta ve elbise. Su geçirmez çanta cep telefonu, cüzdan ve fotoğraf makinenizi korumanız açısından şart. Cep telefonları için kullanılan su geçirmez kılıflar burada işinize yarayabilir. Islanmaya karşı havlu ve yedek kıyafetler de yanınızda olmalı. Kanyonun bazı bölümlerinde suyun bel seviyesini geçmesi nedeniyle çantanızı başınızın üzerinde taşımanız gereken yerler oluyor. Çantanızı hazırlarken taşıyabileceğiniz ağırlıkta olmasına dikkat edin. Akşam saatlerinde havanın serinlemesiyle birlikte ıslak kıyafetlerle üşümek ve hasta olmak ihtimal dahilinde. Bu yüzden yedek kıyafetiniz yanınızda olmalı. Yere düşmeye karşı plastik baret kullananlar da oluyor. Siz de sakarlık durumunuza göre önleminizi alın.

Saklıkent Kanyonu’na ne zaman gidilir?
Saklıkent Kanyonu’nu ziyaret için en doğru zaman yaz mevsimi. Temmuz ve ağustos aylarında hava sıcaklığının zirvede olması, sıcaktan bunalanların kanyonu tercih etmesindeki en önemli sebeplerden. Hafta sonları ve resmi tatillerde yoğun ziyaretçi trafiği nedeniyle kanyonda hareket etmek zorlaşıyor. Bahar ayları ve hafta içi günler görece daha sakin.

Saklikent-Ne-Yenir
Saklıkent Kanyonu’nda ne yenir?
Saklıkent Kanyonu içerisinde yemek yiyip bir şeyler içmek için birden çok alternatif var. Akarsuyun kenarındaki masalarıyla doğayla baş başa bir yemek deneyimi sunan River Restaurant, soluklanmak ve bir şeyler içmek için River Cafe & Bar, yer masalarıyla otantik bir atmosfere sahip olan Kayıp Cennet Restaurant’tan birini tercih edebilirsiniz. Saklıkent Kanyonu’na giden yol güzergahında çok sayıda kahvaltıcı ve yeme-içme mekanı da var.

Saklıkent Kanyonu nerede?
Saklıkent Kanyonu, Fethiye’nin Seydikemer ilçesi sınırlarında. Fethiye merkeze 47 km uzaklıktaki kanyona Fethiye’den 50 dakikalık yolculukla ulaşılıyor. Kanyonun Kaş’a uzaklığı 63 km, Seydikemer’e uzaklığı ise 21 km.

Saklıkent Kanyonu’na nasıl gidilir?
Saklıkent Kanyonu, Saklıkent Milli Parkı sınırlarında. Milli park alanı Antalya’nın Kaş ilçesi ile Muğla’nın Seydikemer ilçeleri arasında yer alıyor. Kanyon ve milli park girişi Seydikemer’den yapılıyor.

Fethiye Otogarı’ndan kalkan Fethiye-Saklıkent dolmuşları ile 1 saat gibi bir sürede kanyona ulaşılıyor. Saklıkent Kanyonu’na en yakın havalimanı Muğla Dalaman. Havalimanı ile kanyon arasındaki uzaklık 89 km. Özel araçla bu mesafe 1.5 saatte kat ediliyor.

Kanyon İstanbul’a 775 km (9 saat 12 dk), İzmir’e 378 km (4 saat 45 dk), Ankara’ya 634 km (7 saat 30 dk), Muğla’ya 159 km (2 saat 30 dk), Antalya’ya ise 190 km (2 saat 40 dk) uzaklıkta. Özel araçla gelenler Fethiye-Antalya Karayolu’ndaki tabelaları takip ederek kanyonu rahatlıkla bulabiliyor. Şehirlerarası otobüslerle ulaşım için Fethiye’ye gelmek, Fethiye Otogarı’ndan dolmuş kullanmak gerekiyor.

Fethiye'de görmeniz gereken 10 yer (Fethiye gezilecek yerler) - 10
8- RAFTİNG HEYECANI İÇİN DALAMAN ÇAYI
Adrenalin tutkunları için vazgeçilmez adres olan Dalaman Çayı, rafting tutkunların vazgeçilmez noktalarından biri…. 26 kilometrelik rafting parkuruyla Dalaman Çayı, adrenalin dolu saatler geçirmek isteyen arkadaş grupları için oldukça iddialı bir seçenek.

Fethiye'de görmeniz gereken 10 yer (Fethiye gezilecek yerler) - 11
9- FETHİYE MERKEZ BALIK PAZARI
İstediğiniz restoranda istediğiniz balığı yeme imkanı sunan Fethiye Merkez Balık Pazarı, ortada yuvarlak balık tezgahı ve dört bir etrafındaki restoranlardan oluşmaktadır. Taze balıkları istediğiniz içecekle bütünleştirmenize imkan sağlayan mekan, mezeleriyle de tatilcilerin uğrak noktası…

Fethiye'de görmeniz gereken 10 yer (Fethiye gezilecek yerler) - 12
10- ESKİ KENT 'PASPATUR'DA KAYBOLUN
Kadim medeniyetini günümüzde aslına uygun olarak restore edilmiş bir şekilde konuklarına sunan Paspatur, içerisinde hediyelik eşya dükkanları, kafeler, halıcılar, kilimciler, butikler ve kuyumcular bulunan çarşıyla konuklarını mistik bir yolculuğa çıkarıyor. İsmini yüzyıllardır ortasından akan Paspatur suyundan alan eski kent, efsaneye göre; suyunu içen herkesi tekrar Fethiye’ye getirirmiş.

Müzeler
1.Fethiye Müzesi
Fethiye Arkeoloji Müzesi
Burası neresi? Fethiye Müzesi, dönemin kaymakamı Recep Ceylan’ın katkılarıyla 1987 yılında faaliye geçmiştir. Müzede; Fethiye ve çevresindeki kazı çalışmalarından elde edilen eserler, kronolojik bir sırayla sergileniyor. Arkeolojik ve Etnografya olmak üzere iki bölümden oluşan müze, Roma, Helenistik, Bizans, Tunç ve Arkaik gibi dönemlere ait kalıntıları içerisinde barındırıyor.

Neden gitmeliyim? Müzenin arkeoloji bölümünde; heykeller, heykel başları, seramik, metal ve cam gibi eşyalar sergilenirken, etnografya bölümünde ise; Fethiye yöresine ait kıyafetler ve eşyalar bulunuyor. Ayrıca etnografya bölümünde bir bahçe yer alıyor ve bu alanda da taş eserler, yazıtlar ve lahit mezarlar sergileniyor.

Geçmiş tarihteki kalıntıları yakından görmek, hepsini yeniden keşfetmek istemez misiniz? O zaman Fethiye gezilecek yerler listenize, ilk olarak bu müzeyi ekleyin ve tatilinize öyle başlayın!

-Plajlar
2.Ölüdeniz
Ölüdeniz
Burası neresi? Fethiye denilince, akla kuşkusuz ilk gelen yerlerinden biridir Ölüdeniz. Peki, neden mi? O kadar çok sebep var ki böyle olması için… Mesela, 2006 yılında Dünya’nın en güzel kumsalı seçilmiş ve böylece Fethiye’nin en özel yerlerinden biri konumuna gelmiş diyebiliriz.

Ücretli ve ücretsiz olmak üzere iki kısma sahip olan Ölüdeniz’de, sizi ilk karşılayan kısım ücretsiz olurken, turnikelerden geçtikten sonraki kısım ise ücretli olup, Kumburnu Plajı olarak adlandırılıyor. İstediğiniz kısmı tercih ederek, güneşlenmenin tadını çıkarabilirsiniz.

Neden gitmeliyim? Çam ormanlarıyla çevrili yemyeşil doğasıyla, olağanüstü manzarasıyla, kumlu plajı ve turkuaz rengi ılık deniziyle muhteşem bir doğal güzelliktir. Doğal güzellik olmasının yanı sıra, içerisinde birçok farklı aktivite yapma imkanı sunması da sizi fazlasıyla cezbedecek.

Kaçırmayın! Bu aktivitelerden ilki, kuşkusuz yamaç paraşütüdür. En güzel yamaç paraşütü pistine sahip Babadağ’a çıkıp, eşsiz manzaranın keyifini mutlaka çıkarın! Aynı zamanda tekne, safari, at veya ATV turlarına katılabilir, su sporları ya da doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz.

Antalya transfer , şehirler arası transfer , Antalya transfer hizmetleri , Lara transfer , kundu transfer, Belek transfer, Side transfer, Manavgat transfer, Kızılağaç transfer , Kızılot transfer, Alanya transfer , Konaklı transfer, Mahmutlar transfer, Beldibi transfer , Göynük transfer , Kemer transfer , Kiriş transfer , Çamyuva transfer, Tekirova transfer Finike transfer , demre transfer, çıralı transfer, olimpos transfer, adrasan transfer , kumluca transfer , kaş transfer , kalkan transfer , fethiye transfer , gibi bir çok bölgelere transfer hizmetleri verilmektedir.

Antalya ulaşım , şehirler arası ulaşım , Antalya ulaşım hizmetleri , Lara ulaşım , kundu ulaşım, Belek ulaşım, Side ulaşım, Manavgat ulaşım, Kızılağaç ulaşım , Kızılot ulaşım, Alanya ulaşım , Konaklı ulaşım, Mahmutlar ulaşım, Beldibi ulaşım , Göynük ulaşım , Kemer ulaşım , Kiriş ulaşım , Çamyuva ulaşım, Tekirova ulaşım , Finike ulaşım , demre ulaşım, çıralı ulaşım, olimpos ulaşım, adrasan ulaşım , kumluca ulaşım , kaş ulaşım , kalkan ulaşım , fethiye ulaşım branşlarında bir çok bölgelere ulaşım hizmetleri verilmektedir.
3.Belcekız Plajı
Belcekız Plajı
Burası neresi? İsmini bir efsaneden alan Belcekız Plajı, sadece Ölüdeniz tekne turlarının başlangıç noktası değil, aynı zamanda yamaç paraşütü yapanların da iniş noktasıdır. Yalnız hemen uyaralım, güneşlenirken her an yanınıza inebilir ya da yürürken ansızın karşısınıza çıkabilirler. Ama onları seyretmekte paha biçilemez bir duygu olsa gerek.
Neden gitmeliyim? Tertemiz denizinde yüzerken, uzun ve altın sarısı kumunda genişlenirken iyi ki burayı gelmişim diyeceksiniz! Dahası yamaç paraşütünü izlemek yerine, sizde onlara katılabilirsiniz. Ayrıca yelken, sörf, jetski gibi su sporları da yapabilirsiniz.

Kaçırmayın! Plajın arkasında yer alan otellerden, restoranlardan, cafelerden ve alışveriş merkezlerinden dilediğiniz gibi yararlanma şansına sahip olduğunuzu unutmayın!

Uyarı! Denizi, dalgalı ve derin olduğu için çocuklu aileler ya da yüzme bilmeyenler bu konuda önlemlerini muhakkak almalılar.

4.Çalış Plajı
Çalış Plajı
Burası neresi? Fethiye merkeze çok yakın bir konumda yer alan Çalış Plajı’na, ister yürüyerek ister dolmuşla gidin. Birkaç dakika içerisinde hemen varacak olmanız, sizin için güzel bir avantaj niteliğinde. Fethiye’nin en bilinen plajlarından biri olmasıyla birlikte, gün batımının en güzel burada izlendiği biliniyor.

Neden gitmeliyim? Elbette buraya sadece yüzmek veya güneşlenmek için gelmiyorlar. Akşam sahil boyunca yürüyüş yapmak için gelenlerin sayısının daha çok olduğunu bizzat göreceksiniz. Etrafı otel ve restoranlarla çevrili olup, istediğiniz ve ihtiyacınız olan her şeye direkt ulaşma imkanı sağlıyor.

Kaçırmayın! Özellikle gece hayatının daha canlı ve aktif olmasına çok şaşıracaksınız. Canlı müzik eşliğinde sahilde otururken, romantik dakikalar yaşayacağınızdan fazlasıyla eminiz.

5.İnlice Halk Plajı
İnlice Halk Plajı
Burası neresi? Eskiden kamp alanı olarak kullanılan İnlice Halk Plajı’nda, zaman zaman yine çadırlara denk gelebilirsiniz. Zaten plajdan daha çok mesire alanı olarak kullanıldığı bir gerçek. Bir yanda piknik ya da mangal yapan insanlar, diğer yandan plajın tadını çıkaran insanlar… Siz hangisini tercih edersiniz, bilemiyoruz ama her türlü memnun olacağınız aşikar.

Neden gitmeliyim? Çam kokuları eşliğinde yemyeşil bir doğaya hakim olan plaj, oldukça büyüktür. Yol üzerinde bulunması itibariyle, diğer plajlara göre çok kalabalık değildir. Bu nedenle, kalabalıktan hoşlanmayanlar için ideal bir noktadır. Ayrıca içerisinde her ihtiyacınızı karşılayacak işletmelerin bulunması da işinize oldukça yarayacak.

Uyarı! Plajın kumu sert olduğu için, yanınızda bir deniz ayakkabısı bulundurmanızda fayda var. Denizide dalgalı olup, bazı kısımları sığ, bazı kısımları ise derindir. Yüzmeyi çok iyi bilmeyenler ve çocuklu aileler, bu konuda önlem almayı unutmamalı!

6.Kıdrak Plajı
Kıdrak Plajı
Burası neresi? Aynı isimle bir koya da sahip olan plaj, Kıdrak Tabiat Parkı içerisinde yer alıyor. Parka geldiğinizde; ister mesire alanında piknik veya kamp yapın, ister plajda güneşlenip yüzün. Birbirinden farklı ağaç türleriyle kaplı bu alanda, birçok hayvan çeşidine de rastlayacağınızı ekleyelim.

Neden gitmeliyim? İstediğiniz her şeyi bünyesinde barındıran bu alana, gelmemek için hiçbir neden yok! Muhteşem denizinde tatilin tadını çıkarmaya ya da mesire alanında sakince kitabınızı okumaya devam edebilirsiniz. Ayrıca fotoğraf ve doğa tutkunlarının burayı çok seveceği de garantili…

Uyarı! Denizde çakıl taşları bulunduğu için, eğer rahatsız olurum derseniz, mutlaka yanınızda deniz ayakkabısı getirin! Bir ek bilgi daha; denizin dalgalı olduğunu da unutmadan söyleyelim ki dikkat etmesi gerekenler bu konuda önlemini alsın.

7.Karaot Plajı
Karaot Plajı
Burası neresi? Yanıklar Köyü’nde yer alan plaj, bakir kalmış nadir doğal güzelliklerden biridir. Sessizlik, sakinlik ve huzuru arayanların adresidir bile diyebiliriz. Etrafında bulunan bahçeler ve kerpiç evlerle, Yanıklar Köyü’nün de o muhteşem yapısını yakından göreceksiniz.

Neden gitmeliyim? Plajda Caretta Caretta kaplumbağaları yaşadığı için, sit alanı olarak belirlenmiş ve geldiğinizde onlardan birine rastlamanız oldukça mümkün gözüküyor. Tertemiz ve cam gibi bir denizde yüzmek… El değmemiş, yemyeşil doğası… Resmen kendinizden geçecek ve iyi ki gelmişim dedirtecek!

8.Kuleli Plajı
Kuleli Plajı
Burası neresi? Yerli ve yabancı birçok turist tarafından tercih edilen plaj, aynı isme sahip koyun plajıdır. Doğayla iç içe kalmayı arzu edenlerin adresi olan plaj, adeta bir kaçış noktasıdır. Fethiye merkeze oldukça yakın bir konumda yer alması da, sürekli olarak tercih edilmesinin başlıca sebeplerinden.

Neden gitmeliyim? Denizinin dalgasız ve temiz olmasından ziyade, sizi en çok sakinliği etkileyecek. Stresten kurtulmak, biraz olsun dertlerden arınmak hatta kalabalıktan, kargaşadan uzaklaşmak için kesinlikle en iyi yerlerden biridir. Mavi ve yeşil tonlarının, birbirine bu kadar yakıştığını hiç gördünüz mü? Öyleyse, bir an önce Kuleli Plajı’nı ziyaret etmelisiniz!

Çalışma saatleri: 08.00 – 00.00
9.Akmaz Plajı
Akmaz Plajı
Burası neresi? Fethiye merkeze oldukça yakın mesafede yer aldığı için, yöre halkı tarafından daha sık tercih edilen plajlardan biridir. Ağaçlarla çevrili bir yer olması, rahat rahat gölgelenmenizi sağlayacak ve isterseniz bu alanda mangal ya da piknik yapabilirsiniz.

Neden gitmeliyim? Denizinin dalgasız olması hem çocuklu aileler hem de yüzme konusunda endişesi olanlar için mükemmel bir özelliktir. Ayrıca plajın içerisinde yer alan restorandan da, ihtiyacınız olan her şeyi karşılayabilmeniz mümkün.

10.Karataş Plajı
Karataş Plajı
Burası neresi? Çalış Plajı’nın hemen yanında yer alan Karataş Plajı, sessiz ve sakinlik arayanların bir numaralı adresidir. Plajda, Caretta Caretta kaplumbağalarının yumurtladığı biliniyor ve sırf bu yüzden bile daha sık ziyaret ediliyor.

Neden gitmeliyim? Deniz, sabah saatlerinde daha sakin olduğu için öğleden sonraya kalmamanızda fayda var. Aynı zamanda plajda yer alan restorandan, sabah geldiğinizde güzel bir kahvaltı yapmayı da unutmayın! Bunun dışında, ihtiyacınız olan her şeyin burada mevcut olduğunu zaten kendiniz göreceksiniz.

*Doğa İçinde Gezilecek Yerler
-Ulusal ve Milli Parklar
11.Saklıkent Kanyonu Milli Parkı
Saklıkent Kanyonu Milli Parkı
Burası neresi? Fethiye’ye 45 km uzaklıkta yer alan Saklıkent Kanyonu Milli Parkı, olağanüstü bir doğa güzelliğe sahip. Büyük kayaların arasında yürüyüş yapmak, size oldukça farklı bir deneyim kazandıracak. Bunda hemfikiriz.
Tahta köprüden yürüyerek başlayacağınız bu maceraya, buz gibi akan suyuyla bir vadi katılacak. Yalnız, köprüde yürümek sizi korkutmasın, kayalıklara demir çubuklarla tutturulduğu için gerçekten sağlam bir yapıdadır. Biraz daha yürüdükten sonra, vadinin peşine minik bir ada sizleri karşılıyor.

Neden gitmeliyim? Su sesi eşliğinde yürümek ve bu muhteşem manzaraya tanıklık etmek… Sadece manzaraya hayran olmayacaksınız, içerisinde yapılan birçok farklı aktiviteye de bayılacaksınız. Rafting, zipline, bungee jumping, trekking ve doğa yürüyüşleri gibi daha pek çok aktiviteye katılma şansınız var!

Uyarı! Kanyonda yürürken, su akışı ve kayalardan dolayı zorlanabilirsiniz. Bu yüzden, lastik ayakkabınızı yanınıza almayı unutmayın! Ayrıca yedek bir kıyafet veya deniz kıyafetlerinizi de eklemeyi unutmayın! Fazlasıyla ıslanacaksınız.
12.Yeşilvadi Doğa Park ve Kamp Alanı
Yeşilvadi Doğa Park ve Kamp Alanı
Burası neresi? Yanıklar Köyü’nde yer alan Yeşil Vadi, Fethiye’nin en güzel kamp alanlarından biridir. Yeşil Çayı’n ve ağaçların üzerine kurulu olan çadırları gördüğünüzde, kesinlikle nutkunuz tutulacak! Çelik halatlarla tutturuluş bu çadırlara, ahşap merdivenlerden çıkarak ulaşıyorsunuz ve işte o zaman tatilin keyfini çıkarmaya başlıyorsunuz.
Neden gitmeliyim? Doğayla iç içe kalmak için en ideal noktalardan biri olan Yeşil Vadi’ye, gelmemek için hiçbir sebep yok! Dilerseniz, tek tek sayalım tüm güzelliklerini… İster kamp yapın ister ağaçların üzerine kurulmuş salıncaklarda sallanın. Çadırlarınızı ya suyun üzerine ya da ağaçların üzerine, nereye isterseniz oraya kurun. Kano kiralayarak, suyun üzerinde bir gezintiye çıkabilirsiniz. Tüm bunların dışında; piknik yapabilir, doğa yürüyüşüne çıkabilir veya muhteşem su eşliğinde sakince kafanızı dinleyebilirsiniz.

Tabii ki sadece bu anlattıklarımızla sınırlı değil! Ancak daha fazla spoiler vermeden, gelip kendiniz keşfetmelisiniz.
Antalya transfer , şehirler arası transfer , şehirler arası transfer Antalya , özel araç transferi , özel araç transferi Antalya , özel araçla şehirler arası ulaşım Antalya , şehirler arası ulaşım , şehirler arası ulaşım antalya , özel araçla şehirler arası transfer Antalya , vip araçla şehirler arası ulaşım , vip araçla şehirler arası ulaşım Antalya , vip araçla şehirler arası transfer , vip araçla şehirler arası transfer Antalya , şehirler arası özel ulaşım , şehirler arası özel ulaşım Antalya , Antalya ulaşım , Antalya ulaşım hizmetleri ile sizlerin yanınızdayız.

13.Ömer Eşen Tabiat Parkı
Ömer Eşen Tabiat Parkı
Burası neresi? Ömer Eşen Tabiat Parkı, bir diğer adıyla bilinen Küçük Kargı Tabiat Parkı, farklı ağaç türleriyle çevrelenmiş doğal yerlerden biridir. Farklı ağaç türlerinin yanı sıra çokça sayıda hayvan çeşidine de rastlamanız mümkün.

Neden gitmeliyim? Parkın içerisinde konaklama ve restoran gibi işletmelerin olması her açıdan işinize yarayacak. Ayrıca o kadar çok farklı aktivite yapma şansınız var ki bunu değerlendirmeden sakın gitmeyin! Trekking ya da piknik yapabilir, çimlere uzanarak kitap okuyabilir, top oynayabilir, bisiklet sürebilir ve bolca fotoğraf çekebilirsiniz.

-Şelaleler
14.Gizlikent Şelalesi
Gizlikent Şelalesi
Burası neresi? Fethiye’ye 47 km uzaklıkta konumlanan Gizlikent Şelalesi, Saklıkent’e oldukça yakın bir mesafede olduğu için bir taşta iki kuş vurmuş olacaksınız. Ancak şelaleye ulaşmak öyle kolay değil maalesef. Uzun ve zorlu bir yürüyüş sonrasında ulaşacak fakat ulaştığınızda karlılaştığınız manzara sizi kendinize fazlasıyla getirecek. Zaten soğuk suyuyla temas ettiğinizde, ister istemez kendinize geleceksiniz!

Neden gitmeliyim? Doğa severlerin daha çok tercih edeceği ve seveceği bir yer olan şelale, çoğu kişi tarafından bilinmiyor. Bu nedenle şelalenin sesiyle huzur bulacak ve sakinliğiyle kafanızı dinleyeceksiniz. Aynı zamanda şelalenin altında da doya doya yüzebilirsiniz. Yalnız fotoğraf çekilmeyi de unutmayın!

Uyarı! Şelaleye ulaşmak için merdivenlerden inmeniz gerekecek ve bu konuda biraz zorlanabilirsiniz. Ayrıca zaman zaman şelaleye akan suyla da karşılaşacağınız için, ya plaj ayakkabısı ya da rahat bir ayakkabı yanınızda mutlaka olsun!

-Koylar
15.Kelebekler Vadisi
Kelebekler Vadisi
Burası neresi? Fethiye denilince akla ilk gelen yerlerden biri de kuşkusuz Kelebekler Vadisi’dir. Masmavi denizi ve yemyeşil doğasının yanı sıra 80’den fazla kelebek türünü himayesinde barındırmasıyla, adeta cennet gibi bir yerdir. Etrafındaki bitki çeşitliliği ile harika manzarasıyla herkesi büyüleyen Kelebekler Vadisi, tatilcilerin eve dönmeden mutlaka uğradığı bir noktadır.

Neden gitmeliyim? Burada yapılacak o kadar çok şey var ki… İlk olarak düzenlenen tekne turlarından başlayalım; Şövalye Adası, Samanlık, Hillside, Akvaryum, Dalyan, Kızılada ve Çalış Plajı gibi daha pek çok rotayı, tekne turlarına katıldığınızda bizzat görebilirsiniz. Buna ek olarak, trekking ya da tırmanış gibi aktivitelere de katılabilirsiniz. Ayrıca kamp alanlarının bulunuyor olması da, doğa ve macera tutkunlarının beklediği bir bilgi olsa gerek.

İster bungalov evlerde kalın ister kamp alanında bir çadır kurun… Nasılsa ihtiyacınız olan her şeye sahipsiniz!

Uyarı! Trekking yaparken, yosunlanmış kayalıklara dikkat edin ki ayağınız kaymasın! Vadideki kelebeklere yakından şahit olacağınız için, gürültü yapmamaya özen gösterin! Eğer unutup dikkate almazsanız, karşısınıza çıkan tabelalar bu konuda size yardımcı olacak.

16.Kabak Koyu
Kabak Koyu
Burası neresi? Fethiye’ye 33 km mesafede yer alan Kabak Koyu, Fethiye’nin en güzel koylarından biri olma özelliğine sahip. Yine doğa severleri ve macera tutkunlarını bir araya getiren Kabak Koyu, mükemmel manzarası ile gözlerinizin pasını silecek. Ancak bu güzelliğe ulaşmak bi’ hayli zor olacak.

Öncelikli olarak, tekne turlarına katılıp buraya gelebilirsiniz ki bu en kolay çözüm. Özel aracınızla Uzunyurt Köyü’ne kadar gelirseniz, bir yerden sonra park edip yürüyerek koya inmeniz gerekecek. Ancak aşağıya inilen yol biraz engebeli olduğu için, bu evrede macera ve adrenalin tutkunlarının devreye girdiğini söyleyebiliriz. Bir diğer seçenek olarak da minibüsleri tercih edebilirsiniz ama bu hepsinden daha zor sanki. Engebeli ve dar yollara sahip olduğundan, maalesef çokça kez zıplıyorsunuz.

Neden gitmeliyim? Koya ulaştığınız zaman, karşılaşacağınız manzara ile tüm bu zorluklara değdiğini anlayacaksınız. Kalabalıktan ve gürültüden uzaklaşıp, sessiz, sakin ve huzur dolu bir gün geçirmek için en güzel alternatiflerden biri buraya gelmek olacak. Ayrıca ‘Sadece bir gün yetmez’ diyecek olursanız, o zaman kamp hizmeti veren işletmelerden yararlanabilir ya da direkt olarak bungalov evlerde konaklayabilirsiniz. Hem böylece dilediğiniz kadar denizin tadını da çıkarabilirsiniz.

17.Katrancı Koyu
Katrancı Koyu
Burası neresi? Fethiye’ye 16 km mesafede bulunan Katrancı Koyu, bir tabiat parkı içerisinde yer alıyor. Park üç ana bölgeden oluşuyor ve ilk koyu genelde günübirlik gelenler tercih ediyor. İkinci koyu; kamp yapmak isteyenler tercih ederken, diğer koyu ise; piknik yapmak isteyenler tercih ediyor.

Neden gitmeliyim? Her zevke hitap eden bu koyda, hem kamp yapabilir hem de güneşlenip yüzebilirsiniz. Üstelik piknik dahi yapabilirsiniz! Hangisini istiyorsanız, ona yönelin! Sonuçta her alana sahip ve hepsinde de ihtiyacınız olan her şey mevcut. Birgün kamp yaptıysanız, tekrar gelin ve bu sefer piknik yapın… Hem böylece Fethiye’ye de sürekli gelmiş olursunuz, değil mi?
18.Günlüklü Koyu
Günlüklü Koyu
Burası neresi? Fethiye’ye 17 km mesafede bulunan Günlüklü Koyu, Küçük Kargı Tabiat Parkı’nın içerisinde yer alıyor. İsmini, bölgedeki Günlük ağaçlarından aldığı ve aynı zamanda bu ağaçların ilaç ve parfüm yapımında da kullanıldığı biliniyor. Koya geldiğiniz zaman, ilk etapta burnunuza o eşsiz kokular yayılacak…

Neden gitmeliyim? Tekne turlarının vazgeçilmez noktalarından biri olan koyda, piknik veya kamp yapabilirsiniz. Ayrıca hamak keyfi yapabileceğiniz gibi tekne turlarına katılarak da tatilin tadını çıkarabilirsiniz. Doğayla baş başa kalmayı sevenlerdenseniz, bu koy resmen sizin için! Neden Fethiye’nin en ünlü koyları arasında yer aldığına şaşırmamalı!

19.Turunç Pınarı Koyu
Turunç Pınarı Koyu
Burası neresi? İsmini çevresindeki turunç ağaçlarından alan koya, sadece teknelerle ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Etrafında sadece turunç ağaçları olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz! Çam, zeytin, sandal, defne, pınar ve daha pek çok farklı ağaçla çevrili, yemyeşil bir alan düşünün… Birde buna masmavi bir deniz ekleyin…

Neden gitmeliyim? Turunç Pınarı Koyu, tabii ki sadece bunlarla sınırlı kalmıyor. İçerisinde restoran, plaj ve su sporları merkezinin yer alması da ekstra bir özellik. Su kayağı, rüzgar sörfü ve yelken gibi su sporlarını yapmak istemez misiniz? Hem doyasıya eğlenecek hem de oldukça keyif alacaksınız. Ayrıca bahçede yer alan çardaklarda Bali masajı yaptırmayı sakın unutmayın!
20.Fethiye Darboğaz Koyu
Fethiye Darboğaz Koyu
Burası neresi? Kayaköy mahallesinde konumlanan Darboğaz Koyu, bakir kalmış nadir güzellikler arasında yer alıyor. Koya ulaşmak için, belli bir yere kadar araçla gelebilirsiniz ancak sonra aracı park edip, patika yoldan yürümeniz gerekecek. Eğer bunu zorlu bir işlem olarak düşünüyorsanız, teknelerle daha kolay ulaşım sağlayabilirsiniz. Zaten karayoluyla ulaşımı olmadığı için, bu denli doğal kalmış ve çoğu kişi tarafından bilinmiyor.

Neden gitmeliyim? Patika yoldan gittiğinizi farz edelim, yeşillik içerisinde huzur dolu bir yürüyüş yapmış olacaksınız. Koya vardığınızda ise, turkuaz rengi deniziyle karşılaşacak ve denize girmek için can atacaksınız. Kalabalığı sevmiyorsanız ve biraz olsun yalnız kalmak, kafa dinlemek istiyorsanız, adres belli!

21.Büyük Boncuklu Koyu
Büyük Boncuklu Koyu
Burası neresi? Keçiler mahallesinde yer alan Büyük Boncuklu Koyu, çeşit çeşit ağaçlarla çevrili doğa harikası bir yerdir. İsmini, denizin içindeki çakıl taşlarının boncuk gibi gözükmesinden dolayı aldığı söyleniyor.

Neden gitmeliyim? Koyda sadece yüzüp güneşlenmeyecek, yürüyüş yapacak hatta mangal yakıp piknik de yapabileceksiniz. Aynı zamanda bisiklet parkurlarının olması da, farklı bir aktivite yapmanızı sağlayacak nitelikte. Özellikle çocuklu aileleri sevindirecek bir bilgi daha; çocuk oyun alanları ve yürüyüş parkurları da burada mevcut!

Uyarı! Köpekbalıklarının ürüme alanlarından birisi olduğu için, denize girerken dikkat etmeniz gerek! Saldırgan değillerdir ancak tedbirli olmakta fayda var. Akşam 20.00’den sonra, denize girmenin yasak olduğunu da unutmadan söyleyelim.

22.Dalaman Çayı
Dalaman Çayı
Burası neresi? Dalaman ilçe sınırlarında yer alan Dalaman Çayı’na, Fethiye köylerinden kalkan otobüslerle de çok kolay bir şekilde ulaşım sağlayabilirsiniz. Rafting sporu için en uygun yerlerden biri olmasından dolayı, yerli ve yabancı birçok turist tarafından akın edildiği bir gerçektir. Sırf bu spor için gelmek isteyenlere, zorluk derecesinin çok yüksek olduğunu söylemeden geçmeyelim.

Neden gitmeliyim? Sadece rafting değil, aynı zamanda birçok farklı aktivitelere de yer veren bu doğal güzelliğe hayran olmamak elde değil. Hem dinlenip huzur bulacaksınız hem de su sporlarına katılarak adrenalin dolu bir gün geçireceksiniz. Yeşillik ve mavilik içerisinde, keyifli dakikalar geçirmek ve rafting yaparak maceraya atılmak isterseniz, bir an önce listenize burayı ekleyin ve hemen gelin!

-Adalar
23.Gemiler Adası (Gemile Adası)
Gemiler Adası
Burası neresi? Gemiler Adası, bir diğer adıyla da bilinen Gemile Adası, tekne turlarının vazgeçilmez adreslerindendir. Adaya da zaten sadece teknelerle ulaşım sağlayabiliyorsunuz. O yüzden Ölüdeniz ya da Gemiler Plajı’ndan kalkan tekne turlarına katılın ve hemen adayı keşfetmeye gelin!

Geçmiş dönemlerde adanın ismi Aya Nikola Adası’ydı ve Bizans döneminde önemli dini merkezler arasında yer alıyordu. Sadece Hristiyanların Kudüs’e giderken uğradıkları bir yer değil, aynı zamanda denizcilerin de adadaki kiliselere uğrayıp dua ettikleri bir yerdi. Ayrıca adada; kilise, şapel, ev, depo, mezar ve sarnıçlar yer alıyordu.

Neden gitmeliyim? Geçmiş tarihten izler taşımasının yanı sıra koy ve plaja yer vermesi de sizleri fazlasıyla etkisi altına alacak. Denizin berrak ve tertemiz olması, adanın neden bu kadar popüler olduğunu bir kez daha açıklıyor. Hem tarihi kalıntıları keşfedin hem de manzaraya karşı harika bir tatile devam edin!

24.Şövalye Adası (Fethiye Adası)
Şövalye Adası
Burası neresi? Şövalye Adası, bir diğer adıyla da bilinen Fethiye Adası, içerisinde yerleşim yeri bulunan tek adadır. Yerli ve yabancı birçok turist tarafından fazlasıyla rağbet gören adaya, deniz yoluyla kolaylıkla ulaşım sağlayabiliyorsunuz.

Zamanında, Rodos Şövalyeleri yerleşim yeri olarak bu adayı kullanmış ve adanın ismini bu şövalyelerden aldığı bilinmektedir. Rodos Şövalyeleri’nin yaptırdığı kalenin kalıntılarına, günümüzde hala rastlayabilmeniz mümkün. Ayrıca ada, farklı birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bunun izlerini de hala içerisinde taşır.

Neden gitmeliyim? Adanın içerisinde otel, restoran, plaj ve piknik alanlarının mevcut olması, oldukça hoşunuza gidecek. Düzenlenen tekne turlarına katılıp, bu tarihten izler taşıyan adaya, mutlaka uğramalısınız. Bir şey kaybetmeyecek aksine çok şey kazanacaksınız!

25.Oniki Adalar
Oniki Adalar
Burası neresi? Oniki Adalar; Yassıca Adalar, Hamam Koyu, Kurşunlu Koyu, Tersane Adası, Bedri Rahmi Koyu, Yavansu, Göcek Adası, Boynuzbükü, Göbün Koyu, Domuz Adası, Zeytin Adası ve Kızıl Ada’nın bütünüdür. Tekne turlarının vazgeçilmez adreslerinden biri olup, pek çok turistin ilgi odağıdır. Hem Göcek’ten hem de Fethiye’den günübirlik tekne turlarına katılarak, her birini keşfetme şansı elde edebilirsiniz.

Her bir adanın ayrı bir özelliği var ve en güzeli de bir tekneye atlayıp, hepsini ziyaret edecek olmanız… Bu fırsatı kaçırmak istemezsiniz öyle değil mi? Elinizi çabuk tutun ve bir an önce gelmeye bakın!

*Çocuklar İçin Uygun Yerler
-Aqua Parklar
26.Ölüdeniz Water World
Ölüdeniz Water World
Burası neresi? Çocuklarınızla eğlenebileceğiniz yerlerden olan Ölüdeniz Water World, su kaydıraklarıyla, havuzlarıyla sizi mest edecek türden. Sadece bunlar yok tabii ki! İçerisinde restoran ve market olmasının yanı sıra çeşitli organizasyonlara ve etkinliklere de yer verdiğini belirtmeliyiz.

27.Bubble Sea Park
Bubble Sea Park
Burası neresi? Çeşitli pistlerle tasarlanmış bir yer olan Bubble Sea Park, çocuklarınızla harika vakit geçireceğiniz bir yerdir. Yumuşak zemine dizayn edilmiş bu muhteşem konsepte, sadece çocuklar değil siz yetişkinlerde bayılacaksınız. Hava yataklarından suya atlamak mükemmel olsa gerek! Ayrıca yüzüp eğlenmenin dışında, piknik ve mangal da yapabiliyorsunuz.

28.Sultans Aqua City
Sultans Aqua City
Burası neresi? İçerisinde; su kaydırakları, çocuk ve yetişkin havuzlarının yanı sıra restoran, yeşil alanlar, çocuk oyun alanları gibi daha pek çok şey mevcuttur. Üstelik çeşitli organizasyonların ve etkinliklerin de düzenlendiğinin altını çizelim.

*Fethiye’ye Yakın Gezi ve Tatil Yerleri
-Turistik Yerler
29.Dalaman
Dalaman
Burası neresi? Tatil yerleri arasında en çok tercih edilen yerlerden biriside Dalaman’dır. Doğal güzellikleriyle fazlasıyla beğeni toplayan Dalaman, adeta bir turizm cennetidir. Koyları ve plajları dışında, birçok tarihi kalıntıya da yer veren bu yeri mutlaka keşfetmelisiniz. Neticede birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış ve herbirinin izlerini bünyesinde taşımış. Dilerseniz, lafı daha fazla uzatmadan, Dalaman Gezilecek Yerler yazımıza bir göz atın ve daha yakından bu yerleri keşfedin!

Nasıl ulaşırım? Fethiye Dalaman arası mesafenin 70 km olduğunu da ekleyelim. İster özel araçlarla ister otobüslerle kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz.

30.Göcek
Göcek
Burası neresi? Türkiye’de mavi yolculuk denilince, akla ilk gelen isimlerden biri olan Göcek, muhteşem ötesi bir yerdir. Özellikle büyük şehirlerin kargaşasından, trafiğinden, gürültüsünden, kalabalığından kaçmak için buraya akın edenlerin sayısının oldukça fazla olduğunu söyleyebiliriz. Hatta bir daire bile satın aldıklarını ekleyelim. Küçük bir yer olmasıyla, sessiz, sakin ve huzur dolu bir tatil geçirmeniz eş değerdir sanırım.

Neden gitmeliyim? Göcek’e geldiğinizde ilk olarak, Göcek Marina’yı ziyaret etmeli ve daha sonra tekne turlarına katılarak, Göcek’in doğal güzelliğini yakından tanımalısınız. Ayrıca gelmeden önce, Göcek Gezilecek Yerler yazımızı inceleyerek de bir fikir sahibi olmanızı tavsiye ederiz.

Nasıl ulaşırım? Fethiye merkezden minibüs ya da otobüsleri kullanarak, rahatlıkla ulaşım sağlayabilirsiniz.

31.Dalyan
Dalyan
Burası neresi? El değmemiş ve yemyeşil doğası, tertemiz ve masmavi deniziyle bakir kalmış güzelliklerden biri olan Dalyan, Köyceğiz Gölü ile Akdeniz’i birleştiren bir kanal üzerinde yer alıyor. Tarihi yapısıyla da gönülleri fetheden Dalyan’a geldiğinizde, İztuzu Plajı, Kaunos Antik Kenti ve daha fazlasını mutlaka görmelisiniz. Bunun için hemen buyrun; Dalyan Gezilecek Yerler yazımıza!

Nasıl ulaşırım? Fethiye Dalyan arası mesafe 67 km’dir ve özel aracınız ya da toplu taşımalarla ulaşım sağlayabilirsiniz. Özel aracınızla gittiğinizi varsayarsak; Yanıklar, Göcek ve Ortaca yolunu takip etmeniz gerektiğini söyleyelim. Diğer seçenek olarak; Fethiye’nin şehir içi minibüslerini kullanarak da ulaşım sağlayabilirsiniz.

32.Ortaca
Ortaca
Burası neresi? Ortaca, Fethiye ve Marmaris’in ortasında yer aldığı için, bu ismi almıştır. El değmemiş doğal güzelliklerden biri de süphesiz ki Ortaca’dır. Özellikle hala gelenek ve göreneklerine bağlı kalınması, sizleri hayrete düşerecek ve biraz da nostalji yapmanızı sağlayacak. Sıcacık, samimi atmosferiyle sizleri kendine hayran bırakacak Ortaca’ya mutlaka gelmenizi tavsiye ediyoruz.

Nasıl ulaşırım? Fethiye Ortaca arası mesafe 50 km olup, minibüs veya otobüslerle rahatlıkla ulaşım sağlamanız mümkün.

33.Babadağ
Babadağ
Burası neresi? Yamaç paraşütü denilince akla tabii ki Babadağ gelir. Ölüdeniz’in hemen arkasında yer alan Babadağ, yamaç paraşütünün yapıldığı alandır. Birbirinden farklı bitki örtüsü ve orman alanlarıyla da sizi fazlasıyla etkileyeceğinden eminiz. Ayrıca sadece yamaç paraşütü yapıldığını düşünmeyin! Jeep safari turlarına katılabilir aynı zamanda teleferiğe de çıkabilirsiniz. Üstelik burada yer alan restoranlardan birine oturup, harika manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.

-Köyler
34.Karaağaç Alınca Köyü
Karaağaç Alınca Köyü
Burası neresi? Likya yolu üzerinde yer alan Karaağaç Alınca Köyü, kafa dinlenmelik bir yerdir. Özellikle Likya yolunu yürüyenlerin daha sık tercih ettiği noktalardan biridir. İçerisinde bulunan kamp hizmetlerinden dilediğiniz gibi yararlanabilir ve eşsiz manzaranın büyüsüne kapılabilirsiniz.

35.Yanıklar Köyü
Yanıklar Köyü
Burası neresi? Fethiye’ye 15 km mesafede yer alan Yanıklar Köyü, doğayla baş başa kalmak için muhteşem noktalardan biridir. İçerisinde; plaj, göl, otel ve daha pek çok şeyi barındırmasıyla diğer köyler arasından sıyrılmayı başarmış. Aynı zamanda yürüyüş ve bisiklet parkurlarının da köyde yer alması, ayrı bir hoşunuza gidecek.

36.Yeşil Üzümlü Köyü
Yeşil Üzümlü Köyü
Burası neresi? Fethiye’ye 23 km uzaklıkta konumlanan Yeşil Üzümlü Köyü, şirin mi şirin küçük mü küçük bir köy… Köyde; el yapımı şarapların ve el dokuma kumaşların üretilmesi çok meşhurdur. Özellikle şal, fular, eşarp, masa örtüsü ve buna benzer daha pek çok şeyin üretildiğini görebilirsiniz. Buraya uğradığınızda, belkide köyde düzenlenen bir festivale denk gelebilir ve gönlünüzce eğlenebilirsiniz.

37.Yediburunlar Köyü
Yediburunlar Köyü
Burası neresi? Yedi burundan oluşan bir koyun tepesinde yer alan Yediburunlar Köyü, Likya yolu içerisinde konumlanıyor. Geçmiş tarihte Kutsal Burun olarak da adlandırılan köyde, daha çok Likya Yolu yürüyüşçülerini görmek mümkün. Fazlasıyla sessiz ve sakin olan köy, size huzur dolu zamanlar yaşatacak.

*Alışveriş
Fethiye’de öyle büyük büyük alışveriş merkezleri yok ve ihtiyacınız da olduğunu sanmıyorum. Yerel mağazalardan, butiklerden ve hediyelik eşya dükkanlarından birçok şeye ulaşacağınız aşikar. Aynı zamanda içerisinde yer alan tek AVM’den, zaten ihtiyacınız olan her şeye rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz. Fethiye’nin Alışveriş Noktaları yazımıza tıklayın ve daha yakından inceleyin!

*Tarihi Yerler
Doğal güzellikleri bir yana tarihi yapısıyla da sizleri hayal kırıklığına uğratmayacak bir yerdir Fethiye. Özellikle Kayaköy ve Likya Yolu, en popüler noktalardır diyebiliriz. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış uygarlıkların izlerini hala bünyesinde taşıyan Fethiye’nin Tarihi Yerleri’ni mutlaka keşfetmeli ve herbirine uğramalısınız.

*Gece Hayatı
Birbirinden eğlenceli gece kulüpleri, barları, canlı müzik mekanları ve restoranlarıyla göz dolduran Fethiye’de, gece hayatı da bir başka güzeldir. Gündüzleri zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız bu doğru, fakat bunun gece hayatı için de geçerli olduğunu çok geçmeden fark edeceksiniz. Gece hayatı için birkaç mekan önerdiğimiz yazımız sizlerle, buyrun; Fethiye’nin Gece Hayatı…

*Yapılacak Şeyler
-Turlar ve Geziler
Fethiye Yamaç Paraşütü Turu’na katıl ve adrenalin dolu bir gün geçir!
Saklıkent Jip Safari Turu, ATV Safari Turu ve At Safari Turu’na katıl, farklı aktiviteler yap!
Rafting Turu ya da Fethiye Tüplü Dalış Turu’nda eğlenceli dakikalar geçir!
12 Adalar Yat Turu’na katıl ve her adayı keşfet!
Ya Ölüdeniz Tekne Turu’na ya da Dalyan İz Tuzu Plajı Turu’na katıl!
-Yapmadan Dönme
Fethiye Müzesi’nde, yörenin tarihini ve kültürünü öğren!
Mutlaka Ölüdeniz’e git ve yamaç paraşütü yap!
Kelebekler Vadisi’nde manzaranın tadını çıkar!
Çalış Plajı’nda gün batımını seyret!
Saklıkent Milli Parkı’na git ve heyecan dolu bir yürüyüşe katıl!
Yeşil Vadi’de kamp yapmayı unutma!
Dalaman Çayı’nda rafting yap!
*Şehir İçi Ulaşım
Fethiye’nin şehir içi ulaşımında; taksi, dolmuş ve otobüs gibi araçları kullanabilirsiniz. Otobüsler genelde 06.30 – 19.00 saatleri arasında çalışmakta. Ayrıca yaz aylarında, deniz otobüslerini de kullanmanız mümkün.
Antalya İzmir transfer
İzmir ile Antalya arası 460 Km. Bu mesafe arabayla yaklaşık olarak 5 saat 40 dakika sürecektir. Uçak ile seyahat etmeyi planlıyorsanız, 358 Km olan yolculuğu yaklaşık olarak 58 dakika sürede tamamlayabilirsiniz.
izmir, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık üçüncü şehridir. Nüfusu 2019 itibarıyla 4.367.251 kişidir. Bu nüfus; 30 ilçe ve bu ilçelere bağlı 1.297 mahallede yaşamaktadır. İl genelinde nüfus yoğunluğu 367'dir. Coğrafi olarak Türkiye'nin batısında bulunur ve ilin tamamı Ege Bölgesi'nde yer alır.
“İzmir” kelimesi Eski İyon Lehçesi'nde Smyrne, Atina Lehçesi'nde ise Smyrna diye yazılırdı. Bugünkü Hellenler bu kentin adını Zmirni biçiminde telaffuz etmekte, son yıllarda Antik Efes kenti civarında da bu adla anılan bir köy yerleşimi izlerine rastlanmıştır.
İzmir I. Dünya Savaşı'ndan sonra 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan ordusu tarafından işgal edilir. Bu işgal 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir'in Kurtuluşu ile sona erer.
Eski İzmir kenti, körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan bir yarım adacık üzerinde kurulmuştu. Sonraki yüzyıllar boyunca Meles Çayı'nın ve bugünkü Yamanlar Dağı'ndan gelen sellerin getirdikleri mil ile bugünkü Bornova ovası oluştu ve yarım adacık, bir tepe hâline dönüştü.
İzmir’in ilk yerleşim alanı yapılan arkeolojik kazılar sayesinde bulunmuştur. Kentin günümüzden yaklaşık 8-9 bin yıl öncesinde bilimsel olarak Neolitik dönem olarak adlandırılan tarih diliminde Bornova’da bulunan Yeşilova’da kurulduğu düşünülmektedir. Bu dönemde oldukça verimli alüvyonal topraklara sahip olan ilk İzmirlilerin bu coğrafyada yaklaşık 1500 yıl kadar yani Kalkolitik dönemin sonuna kadar yaşadıkları düşünülmektedir.

Kentin ikinci yerleşim yeri olarak Bayraklı’da yeniden başlama sebebi henüz net olarak bilinmemekle birlikte bilim insanları konu ile ilgili çalışmalarını sürdürmektedirler. Bayraklı, Tepekule’de bulunan antik yerleşimin izlerinin 5000 yıl öncesine kadar gittiği yapılan arkeolojik kazılar ile ortaya çıkarılmıştır; ancak daha kesin ve başka bölgelerle bağlantı kurulabilecek bilgilere ulaşabilmek için yoğun çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Bayraklı, Tepekule ile ilgili en iyi bilinen dönem yerleşimin en parlak dönemini yaşadığı MÖ 7. yüzyıldır. Bu dönemde kent 12 Ion kentinden bir tanesidir, görkemli bir Athena tapınağına sahiptir ve ticaretle uğraşmaktadır. Arkeoloji kazılar her ne kadar MÖ 4. yüzyılda ufak tefek yaşam belirtileri görülse de kent esas olarak bugün Kadifekale olarak bildiğimiz bölgeye taşınmıştır. Kazılardan çıkan her biri ayrı bir estetiğe sahip olan arkeolojik küçük eserleri bugün, İzmir Arkeoloji Müzesi ve İzmir Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nde görmek mümkün.

Elbette her kentin antik dönemde bir kuruluş efsanesi vardır: Rivayet edilir ki bir gün Büyük İskender Kadifekale eteklerinde bir pınar başında ve bir çınar ağacının altında uykuya dalar. Rüyasında iki Nemesis gelerek bulunduğu bir yerde bir kent kurmasını ve halkın buraya göç etmesini salık verirler. Uykusundan uyanan Büyük İskender tanrıçaların bu isteğini bölgenin en ünlü kehanet merkezi olan ve Klaros’ta (günümüzde Ahmetbeyli, ziyaret edilebilir.) bulunan Apollon tapınağındaki kahinlere sorar. Tanrı Apollon Smyrnalılara Kutsal Meles’in (günümüzde Yeşildere) ötesindeki Pagos (günümüzde Kadifekale olarak bilinen bölge) tepesinde oturacak olanlar eskisine göre üç dört kat mutlu olacaklardır yanıtını verir. İşte bunun üzerine kentin Bayraklı Tepekule’den MÖ 4. yüzyılda yani Hellenistik dönemde Kadifekale eteklerine taşındığı bilinmektedir. Bu elbette kulakta hoş seda bırak bir efsanedir, asıl gerçek ise kentin yaşam olanaklarının Bayraklı Tepekule’de artık olumsuz şartlarda olması yeni bir arayışa ihtiyaç duyulmasıdır.

Kent Kadifekale eteklerine taşındıktan sonra günümüze kadar hiç aralıksız iskan görür. Bugün İkiçeşmelik yokuşundan çıkarken sol tarafınızda göreceğiniz Agora Kazıları olarak bilinen alan kentin devlet agorasıydı. Burada kentle ilgili önemli kararlar alınmaktaydı ve büyükçe bir mahkeme binası bulunmaktaydı. Kentle ilgili diğer yapılar ise günümüzde ne yazık ki daha modern yapıların altında bulunmaktadır.

Büyük İskender ile başlayan Hellenistik dönemi tüm coğrafyalarda olduğu üzere İzmir’de Roma, Bizans ve Osmanlı dönemleri izler. Roma ve Bizans dönemleri İzmir’de çok parlak ve akılda kalıcı olmamıştır.

Osmanlı hakimiyeti ile kent yeniden bir ivme yakalar. Kentin kesin olarak Osmanlı egemenliğine geçişi 15. yüzyıla denk gelir. Bu dönemde kentin limanı çok büyük bir öneme sahip değildi. Asıl önemli olan liman Sakız Adası limanıydı. Çeşitli sebepler dolayısıyla ilginin İzmir’e kayması limanın da önem kazanmasına vesile oldu. 17. yüzyıldan itibaren kent çok ciddi yükselişe geçti. Gelişen ticaretle birlikte kentin farklı bir mozaik yapısı da oluşmaya başladı. Batıdan Doğuya ticaret yapmaya gelen Levantenler, Ortodoks Rumlar, Ermeniler, Yahudiler ve Müslüman Türklerden oluşan bu mozaik hoşgörüyle bir kent kültürü oluşturdu. Ticaret bu farklı etnik kökenleri, kültürleri, dinleri hem birleştirdi hem de zenginleştirdi.

İzmir bu dönemde sokaklarında ve çarşılarında bütün milletlerden insanların, doğu ve batının tüm mallarının görülebildiği bir şehirdi. Asya ve Avrupa arasında bir ticaret köprüsüydü.

Limandan iç kısımlara ulaşım kervanlarla yapılıyordu. Tahmin edileceği üzere bu ulaşım şekli oldukça kısıtlıydı ve yavaştı. Levanten tüccarlar kentin iç kısımlarına daha hızlı ulaşabilmek için demiryolu çalışmalarına ön ayak oldular. İzmir- Aydın demiryolu Anadolu topraklarına yapılmış ilk demir yolu hattı olarak bilinmektedir.

Demir yolu yapımında amaç, havzalarda toplanan ürünleri en hızlı ve e ucuz bir biçimde limana ulaştırmaktı. Demir yolu ticari kapasiteyi arttırmıştı ve o dönemde Kızlarağası Hanının önüne kadar gelen ve bir iç denizden oluşan liman yetmez olmuştu.

Dolayısıyla 19. yüzyılda liman inşa imtiyazına sahip olan Fransız ve İngilizler bugün Pasaport olarak bildiğimiz yeni limanı inşa ettiler. Böylelikle, 19. yüzyılın sonunda kent ticaretin önemli merkezlerinden bir tanesi olur.

Ancak kentin bu ihtişamlı günleri savaş ile gölgelenir. Yunan işgalinin ardından Kurtuluş Savaşı ve akabinde 1922 yılındaki yangın kenti bir harabeye çevirir.

Cumhuriyet kentin yaralarını sardı ve Herodotos’un da değimiyle “Onlar kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü ve en güzel iklimlerinde” kurdular.

Cumhuriyetin kurulması ile kentin ticareti daha da gelişti, 1923 yılında 10 fabrika, 1933 yılında ise 129 fabrika İzmir’de kuruldu.

1923 yılında ticari bir atılım olan İktisat Kongresi ilk kez İzmir'de yapılır. Bu kongrede "fuar düşüncesi" ilk kez Atatürk tarafından ortaya atılır ve benimsenir ve Enternasyonal Fuar'ın temelleri 1936 yılında atılır.

Böylece İzmir’in ticari ve turistik yönü de ön olana çıkmaya başlar.

1930-1950 yılları arasında konserve fabrikaları, makarna ve bitkisel yağ fabrikaları kurulur. 1960 yılı sonuna doğru İzmir'de 11'i devlet sektörüne, 209'u da özel sektöre ait olmak üzere 220 büyük firma, muhtelif imalat dallarında faaliyet gösterir.

1970’lerde Türk turizminin başlangıç noktası olarak algılanabilen bir destinasyon olan İzmir özellikle Türkiye’nin ve turizmin tanınmasında önde gelen şehir haline gelir.

Dönemin filmlerinde de kendiliğinden film çekim platosu haline gelen İzmir birçok yerli ve yabancı ziyaretçinin akınına uğrar.

1980’lerde temeli atılıp faaliyete giren İzmir Adnan Menderes Havalimanı ile direk uçuşlar da artış gösterir. Bugün İzmir Adnan Menderes Havalimanı yeni dış hatlar havalimanı ile yurtiçi ve yurtdışı uçuşları ile birçok kenti İzmir’e bağlıyor.

70’li yıllardan bu yana İzmir ve ilçelerinde turistik tesisler geliştirilmesi ve turizm alt yapısının tamamlanması üzerine çalışılıyor. İzmir’deki arazilerin ve arsaların kıymetli oluşu yatırımcıları kimi zaman başka sektörlere itmiş olsa da İzmir’in turizmdeki geleceği girişimcilerin turizm yatırımlarında ümitsiz olmaması ve çaba göstermeleri ile gelişiyor.

Birçok ören yerinde kazı çalışmaları yapılıyor, eski eserler gün ışığına çıkarılıyor.

İzmir bugün tarihinden Bergama ve Efes gibi Dünya Mirası listesine dahil olan eşsiz arkeolojik mirası ile yerli ve yabancı ziyaretçileri yıl 12 ay turizm anlayışı ile ağırlamaya devam ediyor.

Kentin tarihinden bu yana belleğinde yer alan sağlık konusu ile termal turizm ve üçüncü yaş turizmi, fuarlar ve etkinlikler ile kongre turizmi, eşsiz kültürel mirası ile kültür turizmi, limancılık geçmişi ile kruvaziyer turizmi geliştiriliyor.

Nüfusu 4 milyona yaklaşan İzmir, 8500 yıllık köklü bir tarihe sahip olup günümüzde 30 ilçesi ile birlikte önemli bir turizm potansiyeline sahiptir.

Aliağa, Balçova, Bayındır, Bayraklı, Bergama, Beydağ, Bornova, Buca, Çeşme, Çiğli, Dikili, Foça, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Karaburun, Karşıyaka, Kemalpaşa, Kınık, Kiraz, Konak, Menderes, Menemen, Narlıdere, Ödemiş, Seferihisar, Selçuk, Tire, Torbalı ve Urla ilçelerinin hemen hemen tümünde; deniz, kıyı, tarih, inanç, sağlık, termal, dağ, yayla, kayak, manzara kent, gençlik, engelli, agro, fuar ve kongre turizmi vb. çok sayıda dallardan farklı turizm türlerini bulmak mümkündür.

İzmir’de Batı tarihinden günümüze ulaşan en eski ve en tarihi kent olan Tepekule İzmir’dedir. Agora’dan her gün yeni bir tarih çıkmaktadır. Tarihte bilinen en eski köprü; Meles Çayı üzerindeki köprüdür.

İzmir; alışveriş, sağlık, üniversite dahil her türlü eğitim imkanı açısından büyükşehir olmanın avantajını yaşamakla birlikte; çevresindeki farklı turizm alanlarına yakın mesafede olması dolayısıyla aynı zamanda da küçük şehirlerin dinginliğini İzmir’de yaşayanlara yaşatabilecek kapasitede bir şehirdir.

Dünyanın en büyük açık hava çarşısı olan Kemeraltı Çarşısı İzmir merkezdedir. Kestanepazarı, Hisarönü, Kuyumcular Çarşısı, Havra Sokağı, Kemeraltı çarşısı içerisindeki çok sayıdaki çarşılar arasındadır.

Konak Meydanı, Asansör, Alsancak, Karşıyaka, Kadifekale, Saat Kuleleri, Kültürpark, Uşakizade Köşkü İzmir’de gezilecek diğer mekanlar arasındadır. Türkiye’nin en eski fuar alanı olan Kültürpark İzmir’in kimliğinin oluşmasında oldukça etkilidir.
Yüzölçümü: 12.012 km²
Nüfusu: 3.370.866 (2000)
Nüfus Yoğunluğu: 281
Şehir Nüfusu:2.732.669 (2000)
Köy Nüfusu: 638.197 (2000)
Yıllık Nüfus Artış Hızı: %22,38
Yıllık Şehir Nüfus Artış Hızı: %24,55
Yıllık Köy Nüfus Artış Hızı: %13,60
İl Trafik No: 35
İl Telefon Kodu: 232

Hakkında Bilgi

İzmir' in İlçeleri: Balçova, Çiğli, Gaziemir, Karşıyaka, Konak, Aliağa, Bayındır, Bergama, Beydağ, Bornova, Buca, Çeşme, Dikili, Foça, Karaburun, Kemalpaşa, Kınık, Kiraz, Menderes, Menemen, Narlıbahçe, Ödemiş, Seferihisar, Selçuk, Tire, Torbalı ve Urla' dır.

Coğrafyası: İzmir, Türkiye' nin üçüncü büyük kentidir. İzmir, Ege kıyı bölgesinin tipik bir örneği gibidir. Kuzeyde Madra Dağları, güneyde Kuşadası Körfezi, batıda Çeşme Yarımadası' nın Tekne Burnu, doğuda ise Aydın, Manisa il sınırları ile çevrilmiş İzmir, batıda kendi adıyla anılan körfezle kucaklaşır.

İzmir ili içinde Ege Bölgesi' nin önemli akarsularından olan Gediz Nehri' nin aşağı çığırı ile Küçük Menderes Nehri bulunur. Girintili ve çıkıntılı kıyı bandı doğal olarak sayısız güzellikte koy ve plajların oluşumu ile sonuçlanır. Gümüldür, Özdere, Foça, Karaburun, Çeşme sahil ve plajları İzmir için büyük bir turistik önem taşımaktadır. Öte yandan aynı doğal yapı, bir çok balıkçı barınağının veya yat yanaşma yerlerinin oluşmasına neden olmuştur. Bu özellikleriyle İzmir doğal bir turizm ve liman kentidir.

Akdeniz iklim bölgesinde yetişen geniş, sert ve iğne yapraklı, sürekli yeşil kalan, kuraklığa dayanıklı ağaç ve çalılar, yaygın doğal bitki örtüsünü oluşturur.

İklimi: Akdeniz iklim kuşağında kalan İzmir' de yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçmektedir. İl bazında yıllık ortalama sıcaklık, kıyı kesimlerde 14-18 ºC arasında değişmektedir. Yıllık ortalama deniz suyu sıcaklığı 18.5ºC' dir.

Tarihçesi: Eski İzmir kenti, körfezin kuzeydoğusunda yer alan bir yarımadacık üzerine kurulmuştur. Günümüzde Bayraklı yakınında “Tepekule” adını taşıyan eski İzmir höyüğünde, ilk yerleşim M.Ö. 3. binden başlar. Önceleri ufak bir yerleşme olan deniz kenarındaki bu höyük, M.Ö. 2. binde ilk çekirdek etrafında biraz daha büyüyüp gelişmiştir. M.Ö. 2. bin yerleşmesinin Hititlerle ilişkili olduğu kazılardan anlaşılmaktadır.

M.Ö. 10. yüzyılda, Bayraklı’ nın kerpiç duvarlı ve düz damlı evleriyle, bugünkü Orta Anadolu köylerinden farkı yoktur. M.Ö. 600’ de Lydia, M.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda Pers egemenliğinde olan şehir, M.Ö. 334’ de Büyük İskender tarafından alınmış, bu tarihlerden sonra Kadifekale’ nin yer aldığı dağın eteklerinde gelişmeye ve büyük bir şehir durumuna gelmeye başlamıştır.

Roma İmparatorluğu döneminde, M.S. 178 yılındaki yer sarsıntısında büyük hasar gören şehir, yeniden kurulmuş ve onarılmıştır. Bu dönemde büyük bir ticaret merkezi haline gelmiştir. Bizans İmparatorluğu zamanında Hıristiyanlığın yayıldığı dönemde ve sonrasında önemli bir piskoposluk merkezi olmuş, M.S. 5.-6. yüzyıllarda gelişme göstermiş, ancak 7. yüzyıldaki Arap akınlarından sonraki yıllarda ise eski önemini kaybetmiştir.

1320 yılında Aydınoğlu Gazi Umur tarafından alınan şehir, 1402-1415 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği’ nin başkenti olmuş ve 1415 yılında I. Mehmet Çelebi tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Ne Yenir: İzmir ve yöresinin yemekleri çeşit açısından son derece zengin olup, Ege, Akdeniz ve Anadolu mutfaklarının özgün bir bileşimidir. Yörenin bitki örtüsünün yanı sıra, çok kültürlü toplumsal yapısı da bu oluşumda etkendir.

Belli başlı yemekleri; Bulamaç çorbası, tarhana çorbası, tere çorbası, trança kellesi çorbası,kirde, sakız yahnisi, mücver, İzmir köftesi, papaz yahnisi, enginar dolması, domates bastısı, yer elması, revani,ıspanak boranisi, razı kavurması, Efes arapsaçı, şevketi bostan, ebegümeci, radika salatası.

Ne Alınır: İzmir' in en yoğun alışveriş trafiğine sahne olan sokakları, Anafartalar Caddesi' nin sağında ve solunda yer alan ve hala yüzyıl öncesinin atmosferini kepenklerinin kıvrımlarında, kapı eşiklerinde, basık tavanlarında, eski kiremitlerinde taşıyan Kemeraltı Sokaklarıdır. Eski görüntü tamamen olmasa da hala işportacıların bağrışmaları bakırcılar çarşısının kendine has sesleri Şadırvan Cami yanındaki Sebil' in şırıltısı, Kestane pazarındaki balıkçıların ıslak önlükleriyle bağrışmaları, Kemeraltı' nın pek değişmediğini gösteren belirtileridir.

Urgancılar Çarşısı, Kuyumcular Çarşısı, basmacılar, ayakkabıcılar hepsi de hala işlerini sürdürmektedirler. Bunların yanı sıra en iyi ve modern alışveriş merkezleri Alsancak' taki Kordon Boyu' nda, Karşıyaka ve Cumhuriyet Caddesi' nde bulunur.

İzmir' de en önemli alışveriş merkezi olan Kemeraltı' na komşu Çankaya ve oradan da seçkin butik ve mağazaların yer aldığı Alsancak' a ulaşıp alışveriş yapabilir, Karşıyaka' da da aynı olanakları bulabilirsiniz.

İzmir' e nasıl gidilir?

Karayolu: Şehirlerarası Otobüs Firmaları ile Türkiye' nin tüm illerine gece ve gündüz düzenli otobüs seferleri yapılmaktadır. Terminalin merkeze uzaklığı 12 km. dir. Üçkuyular Otogarı: Çeşme- Seferihisar ve Gümüldür ilçelerine yaz kış düzenli olarak otobüs ve dolmuş seferleri yapılmaktadır. Merkeze uzaklığı 10 km. dir.

Havayolu: Adnan Menderes Havalimanından yurtiçi ve yurtdışına periyodik olarak seferler yapılmaktadır. Merkeze uzaklığı 16 km. dir.

Denizyolu: İzmir Limanı-Alsancak, Devlet Denizyolları İzmir Acentası Diğer Limanlar; Çeşme Limanı, Dikili Limanı, Seferihisar-Sığacık Yat Limanı Liman
Demiryolu: İzmir' den Ankara, İstanbul, Denizli, Aydın gibi şehirlere düzenli tren seferleri yapılmaktadır. Merkez Basmane Garı
Ege’nin incisi olan ilimiz. İzmir, Türkiye’nin nüfus, sanâyi, ticâret, turizm ve kültür yönlerinden üçüncü büyük şehridir.

Târihî ve tabiî güzellikleri ile de Türkiye’nin en güzel ve o derece bereketli bir ilidir. 37° 45’ ve 39° 15’ kuzey enlemleri ile 26° 15’ ve 28° 20’ doğu boylamları arasında yer alır. Balıkesir, Manisa, Aydın ve Ege Denizi ile çevrilidir. İzmir, renkli bir tabiata, zengin bir târihî mîrâsa ve bol ürün veren topraklara sâhip bir ildir. Trafik numarası 35’tir.

“Lelegler” tarafından bu şehre “Mirina” ismi verilmiştir. İyonlular bu bölgeye gelince şehre “Smirina” daha sonra da “Smirna” demiştir. Türkler şehri fethedince ismini “İzmir” olarak telaffuz etmişler ve öylece kalmıştır.
İzmir’in târihi, yapılan kazılardan anlaşıldığına göre M.Ö. 3000 senesine dayanır. M.Ö. 1100 senelerinde Hitit İmparatorluğunun hâkimiyeti altındaydı. İç savaşlarla Hitit İmparatorluğu yıkılınca bu bölgeye İyonyalılar yerleşti. M.Ö. 7. asırda Lidyalılar ve M.Ö. 549-334 arasında Perslerin işgâlinde kalmıştır. M.Ö. 4. asırda Makedonya Kralı İskender, Persleri yenerek bu bölgeyi, Anadolu ve İran’ı işgal etti. Asya içlerine doğru ilerledi. İskender’in ölümü üzerine İzmir ve çevresi Bergama Krallığının hâkimiyeti altına girdi. M.Ö. 130 yılında Bergama Krallığı ile birlikte Roma İmparatorluğuna ilhak edildi. M.S. 395’te Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Anadolu gibi İzmir ve çevresi de Doğu Roma (Bizans) nın payına düştü.

1071 Malazgirt Zaferinden sonra Batı Anadolu’ya doğru ilerleyen Selçuklu Türkleri, Ege kıyılarına vardılar. 1076’da Anadolu Fâtihi ve Türk Devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Birinci Süleymân Şah tarafından İzmir fethedildi. 1086’da Türk komutanı Çaka Bey İzmir’i hâkimiyeti altına aldı. Çaka Bey donanma kurarak Bizans’ı tehdit etti. Çaka Beyin öldürülmesinden sonra 1097’de Bizans generali Prens İoannis Dukas, yirmi bir senedir Türk beldesi olan İzmir’i geri aldı ve 10.000 kişiyi katletti. On üçüncü asırda Cenevizliler, Bizanslılardan geniş imtiyazlar alarak İzmir’e yerleştiler. 233 sene sonra Aydınoğlu Umur Bey 1320 senesinde İzmir’i fethetti. 28 Ekim 1344’teRodos Saint-Jean şövalyeleri, bütün Avrupa devletlerinin yardımıyla desteklenen Haçlı ordusu tarafından İzmir’in iki kalesinden “Aşağı Kale”yi ele geçirdiler ve Aydınoğulları donanmasını yaktılar. Haçlılar bu kalede elli dokuz sene kaldılar

Sultan Yıldırım Bâyezît devrinde Müslüman İzmir, bütün Aydın Beyliği ile birlikte Osmanlı Devletine katıldı. Timur Han 1403’te “Gavur İzmir” ismi ile anılan “Aşağı Kale”yi aldı. Aydınoğullarına verdi. 1405’te Aydınoğulları Osmanlılara tâbi oldu. 1413’te Çelebi Sultan Mehmed Han İzmir’e geldi. 1425’te Aydınoğullarını Osmanlı Devleti’ne ilhak etti. Osmanlı idâresinde İzmir, Cezâir-i Bahr-i Sefid (Akdeniz Adaları) yâni Kaptan Paşa Eyâletine, bâzan merkezi Kütahya’da bulunan Anadolu Beylerbeyliğine (Eyâletine) bağlı bir sancak olmuştur.

Tanzimâttan sonra merkezi İzmir olmak üzere Aydın vilâyeti kuruldu. İzmir, Aydın Manisa ve pekçok küçük şehir (Birinci Dünyâ Harbi öncesi) bu vilâyete dâhildi. İzmir Limanı Anadolu’nun en önemli ihrâcât limanı olmuştur. On dokuz ve yirminci asırda İzmir Limanına gelen gemilerin senelik tonajı üç milyon tonu aşıyordu. Sultan İkinci Abdülhamîd Han, İzmir’i demiryolu ile Aydın’a bağlamış, sonra bu hat Eğirdir’e kadar götürülmüştür. Daha sonra da İzmir demiryolu ile Manisa ve Turgutlu’ya bağlanmıştır. Eski Yunanlılarla hiçbir ilgisi olmayan Rumlara kurdurulan Yunanistan, Birinci Dünyâ Harbinden sonra Avrupa devletlerinin teşviki ile 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal etti. Anadolu’nun Türk ve Müslüman halkı İstiklâl Savaşını başlattı ve 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Zaferi ile yenilen Yunan ordusu kaçmaya başladı. Kahraman Türk ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi. Böylece 3 yıl 3 ay 25 gün devâm eden Yunan işgâli sona erdi.Yunanlılar kaçarken İzmir’i baştan başa yakarak gittiler. Cumhûriyet devrinde İzmir her bakımdan gelişti.
İlçeleri

İzmir ili 27 ilçeden ibârettir. Bunlardan sekizi il merkezini meydana getirir.

Balçova: 1990 sayımına göre nüfûsu 55.908’dir. İlçeye bağlı köy yoktur. Yüzölçümü 17 km2 olup nüfus yoğunluğu 3229’dur. Konak ilçesine bağlıyken 3.6.1992 târihli 3806 sayılı kânunla ilçe olmuştur. Balçova TermalTesisleri, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp fakültesi ve Türkiye’nin ikinci büyük teleferiği bu ilçenin sınırları içindedir.Konak, Narlıbahçe, Gaziemir ilçeleri ve İzmir Körfezi ile çevrilidir.

Bornova: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 278.300 olup, 272.860’ı ilçe merkezinde, 5440’ı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 17 köyü vardır. Yüzölçümü 203 km2, nüfus yoğunluğu ise 1371’dir. Kuzeyinde Manisa, doğusunda Kemâlpaşa, güneyinde Konak, batısında Karşıyaka ilçeleri yeralır. Birçok sanâyi kuruluşunun yer aldığı ilçe hızla büyüyerek bugün il merkezi ile birleşti. Ege Üniversitesi bu ilçededir. Belediyesi 1879’da kurulmuştur. 1984’te yapılan bir düzenlemeyle İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı bir ilçe belediyesi hâline getirildi.

Buca: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 203.383 olup, 199.130’u ilçe merkezinde, 4253’ü köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 565 km2 olup nüfus yoğunluğu 360’tır. İl merkezini meydana getiren ilçelerden biridir. Dokuz Eylül Üniversitesi bu ilçededir. Belediyesi 1984’te yapılan bir düzenlemeyle İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı bir ilçe belediyesi hâline getirildi. 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu.

Çiğli: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 78.462 olup, 73.364’ü ilçe merkezinde, 5098’i köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 120 km2 olup, nüfus yoğunluğu 654’tür. Karşıyaka ilçesine bağlıyken 3.6.1992 târihli 3806 sayılı kânunla ilçe oldu. Atatürk Organize Sanâyii Bölgesi, İzmir Kuşcenneti ve Çamaltı Tuzlası bu ilçe sınırları içindedir.Kuzeyinde Menemen, batısında İzmir Körfezi, güneyinde Karşıyaka yer alır.

Gaziemir: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 44.089 olup, 39.905’i ilçe merkezinde, 4184’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 1 köyü vardır. Yüzölçümü 51 km2 olup, nüfus yoğunluğu 864’tür. Konak ilçesine bağlıyken 3.6.1992 târihli 3806 sayılı kânunla ilçe oldu. Adnan Menderes Havaalanı, Ege Serbest Bölgesi bu ilçe sınırları içindedir. Doğusunda Balçova ilçesi, batısında Buca, kuzeyinde Konak ve güneyinde Menderes ilçeleri yer alır.

Karşıyaka: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 345.734 olup, 345.360’ı ilçe merkezinde, 374’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 2 köyü vardır. Yüzölçümü 109 km2 olup nüfus yoğunluğu 3172’dir. Doğusunda Bornova, güneydoğusunda Konak, batı ve güneyinde İzmir körfezi, kuzeyinde Çiğli, kuzeydoğusunda Manisa ili yer alır. Büyük bir hızla büyüyen Karşıyaka, il merkezi ile birleşti. Birçok sanâyi tesisi olan ilçenin köylerinde tarım yapılır. Başlıca tarım ürünleri mandalina olup, ayrıca az miktarda pamuk, zeytin, patates, buğday, üzüm ve arpa yetiştirilir. Osmanlı Devleti zamanında kurulan belediyesi, 1984’te yapılan düzenlemeyle İzmir Büyük Şehir Belediyesine bağlı bir ilçe belediyesi durumuna getirildi.

Konak: 1990 sayımına göre nüfûsu 724.642’dir. Yüzölçümü 675 km2 olup nüfus yoğunluğu 1074’tür. Kuzeyinde Bornova, kuzeybatısında Karşıyaka, batısında İzmir Körfezi, doğusunda Buca yer alır. 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. Milletlerarası İzmir Fuarı bu ilçededir. 1871’de kurulan belediyesi 1984’te yapılan bir düzenleme ile İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı bir ilçe belediyesi hâline getirildi. Uluslararası İzmir Fuarı ve İzmir Kalesi, Dokuz Eylül Üniversite Rektörlüğü, Atatürk Kültür Merkezi ilçe sınırları içinde yer alır. Büyük bir limanı vardır.

Narlıbahçe: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 49.958 olup, 46.245’i ilçe merkezinde, 3713’ü köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 175 km2 olup, nüfus yoğunluğu 238’dir. 3.6.1992 târihli 3806 sayılı kânunla ilçe oldu. İlçede meyve ve çiçek seracılığı çok gelişmiştir. Balıkçılık, ticâret önemli gelir kaynaklarını meydana getirir. Doğusunda Balçova, batısında Urla, güneyinde Seferihisar ve Gaziemir, kuzeyinde de İzmir Körfezi yer alır.

Aliağa: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 42.150 olup, 25.450’si ilçe merkezinde, 16.700’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 8 köyü vardır. Yüzölçümü 350 km2 olup, nüfus yoğunluğu 120’dir. İlçe toprakları genelde düzdür. Doğu ve güneyinde Yund Dağları yer alır.

Ekonomisi sanâyi ve turizme dayalıdır. Petrokimya tesisleri, petrol rafinerisi, Viking Kağıt Fabrikası, Aygaz, İpragaz, Pe-Gagaz dolum tesisleri, Çelik fabrikası, gemi sökme tezgahları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. Aynı zamanda bir sayfiye yeridir.

İlçe merkezi deniz kıyısında kurulmuştur. Çanakkale-İzmir kara yolu ilçeden geçer. İl merkezine 61 km uzaklıktadır. Belediyesi 1952’de kurulmuştur.

Bayındır: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 47.126 olup, 13.862’si ilçe merkezinde, 33.264’ü köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 588 km2 olup, nüfus yoğunluğu 80’dir. Merkez bucağına bağlı 30, Çırpı bucağına bağlı 10 köyü vardır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Güneyinde ovalık bir alan yer alır. Topraklarını Küçük Menderes Irmağı sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, pamuk, tütün, incir, zeytindir. Sebze ve meyvecilik yaygın olarak yapılır. Bozdağlar, kızılçam ve karaçam ormanları ile kaplı olduğundan, ormancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. İlçe topraklarında çinko yatakları özel bir şirket tarafından işletilmektedir. Arıcılık gelişmiştir.

İlçe merkezi, Çamlıbaba Dağının güney eteklerinde kurulmuştur. İzmir-Ödemiş karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 97 km mesâfededir. İsmini, Oğuzların Üçoklar koluna bağlı Bayındır boyundan alır. Belediyesi 1872’de kurulmuştur.

Bergama: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 101.421 olup, 42.554’ü ilçe merkezinde, 58.867’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 43, Göçbeyli bucağına bağlı 15, Kazak bucağına bağlı 15, Turanlı bucağına bağlı 18, Vont bucağına bağlı 11 ve Zeytindağı bucağına bağlı 14 köyü vardır. Yüzölçümü 1688 km2 olup, nüfus yoğunluğu 60’tır. İlçe toprakları etrafı dağlarla çevrili bir çöküntü alanından meydana gelir. Kuzeyinde Madra Dağı güneyinde Yund Dağı yer alır. İlçe topraklarını Bakırçay sular. Madran Dağı orman yönünden zengindir.

Ekonomisi tarıma ve turizme dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri pamuk, tütün, susam, zeytin ve üzümdür. Dağlık kesimlerde küçükbaş hayvan besiciliği yapılır. Arıcılık giderek yaygınlaşmaktadır. Köylerde halı ve kilim dokumacılığı yapılır. Târihî eserleri, plajları ve içmeleri ile turizm bakımından önemli bir merkezdir. Pamuklu dokuma fabrikası başlıca sanâyi kuruluşudur.

İlçe merkezi Madra eteklerinde, Bakırçay’ın kenarında kurulmuştur. İzmir-Çanakkale karayolu doğu kıyısından geçer. İlçe, 130 senelik Bergama krallığına başşehirlik yapmış, o devirde dünyânın sayılı kültür merkeziydi. M.Ö. 2. asırda Bergama’da 200.000 ciltlik kütüphâne bulunuyordu. İl merkezine 105 km mesâfededir. Belediyesi 1896’da kurulmuştur.

Beydağ: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 14.632 olup, 5831’i ilçe merkezinde, 8801’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 19 köyü vardır. İlçe toprakları Küçük Menderes Vâdisi ve güneyinde yer alan Aydın Dağlarından meydana gelir.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri patates, üzüm, incir, pamuk, tütün ve zeytindir. Etibank’a bağlı cıva işletmesi vardır. İlçe merkezi Aydın Dağları eteklerinde kurulmuştur. Ödemiş’e bağlı bucakken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu.

Çeşme: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 29.463 olup, 20.622’si ilçe merkezinde, 8841’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı, 3, Alçatı bucağına bağlı 4 köyü vardır. Yüzölçümü 260 km2 olup, nüfus yoğunluğu, 113’tür. İlçe toprakları genelde düz olup, Karaburun Yarımadasının güneybatı ucunda yer alır. Kıyıları girintili çıkıntılıdır.

Ekonomisi turizm ve tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, zeytin, üzüm, tütün ve anasondur. Denizi çok berraktır. Kıyıları turistik tesislerle doludur. Yaz aylarında nüfûsu 6-7 katına çıkar. İlin en önemli turizm merkezidir.

İlçe merkezi, Karaburun Yarımadasında deniz kıyısında kurulmuştur.İl merkezine 84 km mesâfededir. İlçenin en önemli özelliği evleridir. Ege kıyılarına has sivil mîmârinin orijinal örnekleridir. Genellikle kâgir olan evler sgrofitto denilen özel bir teknikle sıvanmıştır. İlçe belediyesi 1882’de kurulmuştur.

Dikili: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 23.219 olup 10.023’ü ilçe merkezinde, 13.196’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 21, Çandarlı bucağına bağlı 4 köyü vardır. Yüzölçümü 541 km2 olup, nüfus yoğuluğu 43’tür. İlçe toprakları orta yükseklikte düzlüklerden meydana gelmiştir. Kuzeyinde Madra Dağı yer alır. Başlıca akarsuyu Bakırçay’dır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri zeytin, tütün, buğday, bakla, pamuk ve patatestir. Turfanda sebzeciliği yaygın olarak yapılır.

Balıkçılık ve turizm kıyı kesimlerinde başlıca gelir kaynağıdır. İlçe topraklarında perlit yatakları vardır.

İlçe merkezi deniz kıyısında kurulmuştur. Çanakkale-İzmir karayolu ilçeden geçer. İlçe aynı zamanda canlı bir gümrük kapısıdır. İzmir’e gelen turistlerin büyük kısmı Dikili’den giriş yapar. Güzel sayfiye yeridir. İl merkezine 118 km mesâfededir. Belediyesi 1923’te kurulmuştur.

Foça: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 25.222 olup, 12.057’si ilçe merkezinde, 13.165’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 5, Yenifoça bucağına bağlı 3 köyü vardır. Yüzölçümü 247 km2 olup, nüfus yoğunluğu 102’dir. İzmir körfezinin kuzeyinde yer alan ilçe toprakları hafif engebeli düzlüklerden meydana gelir.

Ekonomisi, tarım, turizm ve balıkçılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri zeytin, pamuk, tütün ve üzümdür. Bâzı köylerinde modern tavukçuluk tesisleri vardır. Kıyıları yazlık ev, tatil sitesi, pansiyon, otel, motel ve turistik tesislerle doludur. Ayrıca Fransızlara ait bir tatil köyü vardır. Balıkçılık daha çok kış aylarında önem kazanır. Gübre fabrikası başlıca sanâyi kuruluşudur.

İlçe merkezi deniz kıyısında volkanik tepeler arasında kurulmuştur. Tabiî güzellikleri yanında tarihî eserler yönünden de zengindir. Eski devirlerde korsan yuvası olarak tanınırdı. İl merkezinden 69 km mesâfededir. Belediyesi 1874’te kurulmuştur.

Karaburun: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 9020 olup, 3405’i ilçe merkezinde, 5615’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 6, Küçükbahçe bucağına bağlı 3, Mordoğan bucağına bağlı 4 köyü vardır. Yüzölçümü 413 km2 olup, nüfus yoğunluğu 22’dir. Karaburun Yarımadasının kuzeyinde engebeli bir arâzide yer alır. Orta kesiminde Akdağ yer alır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünü turfanda enginardır. Ayrıca üzüm, tütün, zeytin mandalina ve tahıl yetiştirilir. Balıkçılık başlıca geçim kaynağıdır. İlçe topraklarında cıva yatakları vardır.

İlçe merkezi Akdağ’ın kuzey yamaçlarında kurulmuştur. İlin en az nüfuslu ilçesidir. Küçük bir balıkçı kasabası görünümündedir. İl merkezine 109 km mesâfededir. Kıyıları tabiî plajlarla kaplıdır. Belediyesi 1990’da kurulmuştur.

Kemalpaşa: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 56.075 olup, 16.354’ü ilçe merkezinde, 39.721’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 33 köyü vardır. Yüzölçümü 658 km2 olup, nüfus yoğunluğu 85’tir. İlçe topraklarının kuzey ve güneyi dağlık olup, orta kısmı düz arâziden meydana gelir. Kuzeyinde Manisa(Spil) Dağı, güneyinde Mahmut Dağı, güneybatısında Nif (Kemalpaşa) Dağı yer alır. Dağlardan kaynaklanan suları Nif Çayı toplar.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri üzüm, buğday, arpa, zeytin, sebze, tütün, kiraz olup, az miktarda mandalina yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiştir. İlçe merkezi Nif Dağı eteklerinde Nif Çayı kenarında kurulmuştur. İl merkezine 20 km mesâfededir. Çok eski bir yerleşim merkezidir.

Kınık: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 37.617 olup, 17.167’si ilçe merkezinde, 20.450’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 29 köyü vardır. Yüzölçümü 436 km2 olup, nüfus yoğunluğu 86’dır. İlçe topraklarının doğusunda Soma Dağı, güneyinde Yund Dağı, kuzeyinde ise Kınık Ovası yer alır. Ova,Bakırçay’ın taşıdığı alüvyonlu topraklardan meydana gelmiştir.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, tütün, pamuk, zeytin, mısır ve arpa olup, ayrıca az miktarda soğan, baklagiller ve üzüm yetiştirilir. Sebzecilik ilçe ekonomisinde önemli yere sâhiptir. Hayvancılık gelişmiştir.

İlçe merkezi, Yund Dağının kuzey eteklerinde denizden 90 m yükseklikte kurulmuştur. Bergama-Soma karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 114 km mesâfededir.

Kiraz: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 41.247 olup, 7850’si ilçe merkezinde, 33.397’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 29 köyü vardır. Yüzölçümü 533 km2 olup, nüfus yoğunluğu 78’dir. İlçe topraklarının kuzeyinde Bozdağlar, güneyinde Aydın Dağları, orta kesiminde Küçük Menderes Ovasının bir bölümü yer alır. Dağlardan kaynaklanan suları Küçük Menderes Çayı toplar.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri patates, tütün, arpa, buğday, pamuk, soğan, mısır, incir, üzüm ve zeytindir. Dağlık kesimlerde hayvancılık gelişmiştir. İlçe merkezi Bozdağların eteklerinde kurulmuştur. İl merkezine 141 km mesâfede olup en uzak ilçedir. Eski ismi Keles’tir. Belediyesi 1948’de kurulmuştur.

Menderes: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 53.379 olup, 6.799’u ilçe merkezinde, 46.580’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 17, Değirmendere bucağına bağlı 10 köyü vardır. İlçe toprakları dalgalı düzlüklerden meydana gelir.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri pamuk, buğday, zeytin, tütün ve üzümdür. Eski ismi Cumaovası’dır. İl merkezine çok yakındır. Merkez ilçeye bağlı bucak iken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu.

Menemen: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 76.043 olup, 29.006’sı ilçe merkezinde, 47.037’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 25, Emiralem bucağına bağlı 13 köyü vardır. Yüzölçümü 664 km2 olup, nüfus yoğunluğu 115’tir. İlçe toprakları genelde düzdür. Kuzeybatısında Foça Tepeleri, kuzeyinde Dumanlıdağ, güneydoğusunda Yamanlar Dağı yer alır. İlçe topraklarını Gediz Çayı sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, üzüm, pamuk, buğday, zeytin, mandalina, mısır, arpa, tütün olup ayrıca az miktarda soğan, patates de yetiştirilir. Hayvancılık önemli gelir kaynakları arasında yer alır. Arıcılık gelişmiştir. Mandra, tabakhane ve testi, saka, çömlek atölyesi küçük sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, Çanakkale-İzmir karayolu üzerinde yer alır. İl merkezine 28 km mesafededir. Karşıyaka ilçesi ile hemen hemen birleşmek üzeredir. Balıkesir, İzmir demiryolu ilçeden geçer.

Ödemiş: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 124.968 olup, 51.620’si ilçe merkezinde, 73.348’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 38, Bademli bucağına bağlı 5, Birgi bucağına bağlı 10, Kaymaklı bucağına bağlı 11, Ovakent bucağına bağlı 14 köyü vardr. İlçe topraklarının kuzeyinde Bozdağlar, güneyinde Aydın Dağları orta kesimlerinde ise Küçük Menderes Ovası yer alır. Dağların yüksek kesimlerinde sayfiye olarak kullanılan yaylalar vardır. Başlıca akarsuyu Küçük Menderes Irmağıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri patates, üzüm, incir, pamuk, arpa, tütün ve zeytin olup ayrıca az miktarda soğan, mısır, mandalina ve baklagiller yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiştir. Köylerde ipekböcekçiliği yapılır. Çırçır atölyesi, buz ve zeytinyağı fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. İlçe merkezi, Küçük Menderes Ovasının kuzeyinde kurulmuştur. İl merkezine 114 km mesâfededir. Torbalı’dan ayrılan bir hat, Ödemiş’i İzmir-Aydın demiryoluna bağlar. Bağları, yeşile bürünmüş dağları ve Gölcük Gölü meşhurdur. Belediyesi 1898’de kurulmuştur.

Seferihisar: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 21.406 olup, 10.720’si ilçe merkezinde, 10.686’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 10 köyü vardır. Yüzölümü 364 km2 olup, nüfus yoğunluğu 59’dur. Urla Yarımadasının güneyinde yer alan ilçe toprakları genelde düzdür.

Ekonomisi tarım ve turizme dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri zeytin ve mandalina olup, ayrıca az miktarda buğday, arpa, mısır, üzüm ve pamuk yetiştirilir. Seralarda turfanda sebzecilik yapılır. Kıyılarında birçok turistik tesis vardır. İlçe topraklarında kurşun-çinko ve perlit yatakları vardır. İlçe merkezi, Sığacık Körfezinin kuzeyinde yer alır. İl merkezine 45 km mesâfededir. Belediyesi 1884’te kurulmuştur.

Selçuk: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 27.353 olup, 19.412’si ilçe merkezinde, 7941’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 9 köyü vardır. Yüzölçümü 295 km2 olup, nüfus yoğunluğu 93’tür. İlçe topraklarını Aydın Dağları engebelendirir. Kıyıda Küçük Menderes Irmağının taşıdığı alüvyonlu toprakların meydana getirdiği bir delta ovası vardır. Ovanın kuzey kesiminde Akgöl ve Gebekirse gölleri yeralır.

Ekonomisi tarım ve turizme dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri zeytin, pamuk ve üzüm olup, ayrıca az miktarda tahıl ve mandalina yetiştirilir. Turizme bağlı olarak şeftâli üretimi yaygınlaşmaktadır. İlçeye yaz aylarında çok sayıda turist gelir. İlçe merkezi, Aydın-İzmir karayolu üzerinde yer alır. İl merkezine 68 km mesafededir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait zengin tarihî eserlere sahiptir. Eski ismi Ayasuluğ’dur. Belediyesi 1943’te kurulmuştur.

Tire: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 77.314 olup, 37.855’i ilçe merkezinde, 39.459’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 43, Boğaziçi bucağına bağlı 9, Gökçen bucağına bağlı 12 köyü vardır. Yüzölçümü 802 km2 olup, nüfus yoğunluğu 96’dır. İlçe toprakları güneyi dağlık, kuzeyi ovalık olan bir arâziden meydana gelir. Güneyinde Aydın Dağları yer alır. En önemli akarsuyu Küçük Menderes Irmağıdır. Dağlar, kızıl çam ağaçları ile kaplıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, zeytin, incir, arpa, pamuk, tütün, üzüm, patates ve mısır olup, ayrıca az miktarda soğan ve mandalina yetiştirilir. Küçük baş hayvancılığı, tavukçuluk ve arıcılık yapılır. Çırçır ve pres atölyeleri, un, zeytinyağı fabrikaları, başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. İlçe topraklarında civa, grafit, mermer ve zımpara taşı yatakları vardır.

İlçe merkezi, Aydın Dağlarının kuzey eteklerinde kurulmuştur. Aydın-İzmir demiryoluna, bir hat ile bağlanır. İl merkezine 83 km mesafededir. Belediyesi 1864’de kurulmuştur. Eski bir yerleşim merkezidir. Tarihi eser bakımından zengindir.

Torbalı: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 71.172 olup, 21.167’si ilçe merkezinde, 50.005’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 33, Dağkızılca bucağına bağlı 5 köyü vardır. Yüzölçümü 600 km2 olup, nüfus yoğunluğu 119’dur. İlçe topraklarının büyük bölümü Küçük Menderes Ovasında yer alır. Kuzey kesimini Nif Dağları ile Mahmut Dağı engebelendirir. Başlıca akarsuyu Küçük Menderes Irmağıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri zeytin, pamuk, buğday, mısır, tütün, mandalina ve soğandır. Hayvancılık, arıcılık ve tavukçuluk yaygın olarak yapılır, un ve zeytinyağı fabrikaları ve çırçır atölyeleri başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. İlçe topraklarında demir ve mermer yatakları vardır.

İlçe merkezi, Aydın-İzmir demir ve karayolu üzerinde kurulmuştur. İl merkezine 47 km mesâfededir. 1926’da ilçe olan Torbalı’nın belediyesi 1923’te kurulmuştur.

Urla: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 35.467 olup, 25.648’i ilçe merkezinde, 9819’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 13, Barbaros bucağına bağlı 6 köyü vardır. Yüzölçümü 728 km2 olup, nüfus yoğunluğu 49’dur. Urla yarımadasında yer alan ilçe toprakları dalgalı düzlüklerden meydana gelir.

Ekonomisi tarım ve turizme dayanır. Başlıca tarım ürünleri zeytin, üzüm, buğday, arpa, soğan ve mandalina olup, turfanda sebzeciliği yaygın olarak yapılır. Tabiî plajları turizm açısından önemlidir. Kıyılarda kamu ve özel kuruluşlara âit dinlenme tesisleri, yazlık evler, tatil siteleri vardır. İlçe topraklarında perlit yatakları bulunur.

İlçe merkezi kıyıdan içeride İzmir-Çeşme karayolunun güneyinde kurulmuştur. İl merkezine 37 km mesâfededir. Kemik Adasında, Kemik Hastânesi vardır. Belediyesi 1866’da kurulmuştur.

İzmir ilinde Akdeniz iklimi hüküm sürer. Yazları kurak ve sıcak kışları ılık ve yağışlı geçer. Temmuz-ağustos ayları en sıcak ve ocak-şubat en soğuk aylardır. Sıfırın altında gün sayısı 10 günü geçmez. Senenin 100 gününe yakını ise +30 derecenin üstüne çıkar. Kar yağışı yok denecek kadar azdır. Senelik yağış miktarı 700-1200 mm arasında bölgelere göre değişik olur. Sıcak yaz aylarında “imbat” ismi verilen rüzgâr serinlik getirir. Kara ve denizin gece-gündüz arasındaki ısınma ve soğuma farkından meydana gelen bu rüzgâr sâdece bu ile âittir. Kavurucu yaz günlerinde İzmir’e tatlı bir serinlik getirir. Kemâlpaşa ilçesi en çok yağış alan bölgedir. Sıcaklık +42,7°C ile -8,4°C arasında değişir.

İzmir ili yaz ve kış yemyeşildir. İzmir şehrinin yeşil sahası çok azdır. Fakat civârındaki bitki örtüsü boldur. İlin topraklarının % 50’ye yakını orman ve fundalıklarla kaplıdır. % 33’ü ekili ve dikili saha, % 15’e yakını çayır ve mer’adır. Tarıma elverişli olmayan kısmı yüzde ikidir. Bitki örtüsünde kızılçam, fıstık çamı, karaçam, selvi, maki ve zeytin ağaçlarına bol rastlanır. Bağ ve meyve bahçeleri oldukça geniş yer kaplar. Kozak Dağı, Türkiye’nin en büyük çam fıstığı istihsal yerlerinden biridir.

İzmir ilinin 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 2.694.770 olup, 2.134.816’sı şehirlerde, 559.954’ü köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 11.973 km2 olup, nüfus yoğunluğu 226’dır.

Örf ve âdetler: İzmir dünyânın en eski kültür merkezlerinden biridir. Homeros’un İliada ve Odysseia destanlarına konu olan hâdiseler bu bölgede geçer. Heraklit, Ksenfan, Demokrit bu bölgede yaşamıştır. On birinci asırdan îtibâren Türklerin olan bu bölgede Türk-İslam kültürü hakim olmuştur. Diğer kültürler unutulmuştur. On birinci asır öncesi târihi eserler batının teşvik ve yardımı ile toprak altından çıkarılmış, fakat 11. asır sonrası eserler ihmâl edilmiştir. On birinci asırdan sonra İzmir daha önceki asırlarla mukâyese edilemeyecek kadar büyük bir kültür merkezi olmuştur. Osmanlı devrinden sonra Cumhûriyet devrinde de bu husûsiyetini devam ettirmiştir. İzmir bugün de Türkiye’nin bir kültür merkezidir.

Kıyâfet: İzmir ilinde eski mahallî kıyâfetler sadece düğün, tören ve folklor gösterilerinde giyilmektedir. Mahallî kıyâfette, erkeklerde efe kıyâfeti ile kadınlarda boy entari, başlarında “hotoz” başlık bulunur. Zeybek ve efeler, Selçuk Türklerinin öncü akıncılarına verilen isimdir. Baştakilerine “Efe” çıraklarına “kızan” denir. Bu isimler Türk akıncı rûhunun yiğitliğine misâldir. Bu bölge folklorunda zeybek oyunlarının yeri büyüktür. Başlıca zeybek oyunları, Harmandalı, Güvende, Bergama zeybeği, Bergama bengisi, Somalı ve Samak’tır. İzmir ili halk şâirleri türküleri ve tasavvufî halk edebiyâtı bakımından zengindir. İzmir ili el sanatları bakımından da oldukça zengindir. Bölgedeki Türkmenlerin dokudukları halı, kilim, heybe ve sicimleri çok meşhurdur. Tire urganları ile İzmir ilinin keçeciklik, iğne oyacılığı ve boncuk işlemeleri el sanatları arasında yeralır.

Eğitim: Türkiye’nin başlıca kültür merkezlerinden olan İzmir’de okur-yazar oranı % 90 civârındadır. İlde 103 anaokulu, 1037 ilkokul,114 ortaokul, 27 meslekî ve teknik ortaokul, 58 lise, 59 mesleki ve teknik lise ve 2 üniversite (Ege ve Dokuz Eylül) vardır. İl dâhilinde 25 kütüphâne, 5 stadyum, 35 spor salonu ve iki büyük yüzme salonu vardır.

1. Karagöl
Karagöl
Yamanlar Dağı’nda bulunan Karagöl, 35 bin metrekarelik küçük bir krater gölü. Gölün çevresi söğüt ve çınar ağaçlarıyla çevrili. Onların bitiminde kızılçamlar ve yer yer karaçamlar başlıyor. Piknik yapmak, kamp kurmak için ideal alanlardan biri. Tek kötü yanı, ulaşımı biraz zorlu.

2. Şirince
Şirince
Adı gibi şirin bir köy. Belki de yerli turistten çok yabancı turistin akınına uğruyor. Sokak aralarındaki tezgahlarda el işi ürünleri, köye has sabunlar, ev yapımı şaraplar bulabilirsiniz. Köy gezisi sonrasında vaktiniz kalırsa Selçuk'ta da gezilecek pek çok yer bulunuyor.

3. Balçova Behzat Tepesi
Balçova Behzat Tepesi
Doğa yürüyüşü tutkunlarının popüler rotalarından biri. 740 metre yüksekliğindeki bu zirve, gidiş dönüş 6 saati buluyor. Yorucu olsa da, manzarası için değer.

4. Sığacık
Sığacık
İzmir’in en güzel kaçış rotalarından biri. Bildiğiniz gibi Seferihisar Türkiye'nin ilk sakin şehridir, burada bir pazar gününün birkaç saatini geçirmek oldukça kafa dağıtıcı olacaktır.

5. Nazarköy
Nazarköy
hayaldunyali.blogspot.com.tr
Kemalpaşa'ya 6 km uzaklıkta. Güzel bir doğaya sahip bu köyün sakinleri burada yüzyıllardır nazar boncuğu üretiyor. Nazar boncukları dışında, camları işleyen zanaatkârları izlemek için bile gitmeye değer bir köy.

6. Vişneli, Nif Dağı
Vişneli, Nif Dağı
dagakactim.blogspot.com
Antik Çağ'da Olimpos adını taşımış 19 dağdan biridir Nif Dağı. İzmir Körfezi'nin doğusunda Vişneli Köyü'nde yer alıyor. Doğa yürüyüşü yapmak için önemli rotalar arasında. Kurudere Kanyonu'ndan iniş yapılması tavsiye ediliyor.

7. Gölcük Yaylası
Gölcük Yaylası
Ödemiş'te bulunan Gölcük Yaylası her mevsim farklı renklere bürünen bir doğa harikası. Denizden 1.050 metre yükseklikte bulunuyor. Bu tektonik gölün olduğu alana yaz aylarında gidilmeli, serinliği ve temiz havasıyla ünlüdür. Kıyı restoranları, çay bahçeleri, piknik alanları ve yöresel ürünlerin satıldığı çeşitli dükkân ve tezgâhlar da bulunuyor.

8. Kaynaklar
Kaynaklar
Biraz nefes almak isteyen İzmirlilerin sık sık kaçtığı mevkilerden biri. Köy merkezinde gözleme yemeden dönülmemesi gerekir. Köy merkezinin haricinde kamp kurulabilecek, dağcılık yapılabilecek bölgeleri de bulunuyor.

9. Balçova Teleferik Tesisleri
Balçova Teleferik Tesisleri
Şehre bir de yukarıdan bakmak isteyenler Balçova'ya! Bir yanda körfez bir yanda baraj manzarası eşliğinde güzel bir mangal keyfi yapılabilir.

10. Efem Çukuru
Efem Çukuru
Çatalkaya'nın hemen arkasında, güzel yürüyüş parkurlarına sahip bir bölge. Efem Çukuru Köyü’nden başlayarak farklı alternatiflerle yürüyüş rotaları oluşturabilirsiniz.

11. Çiçekliköy
Çiçekliköy
gezipgordum.com
Gerçek bir köy kahvaltısı için bir pazar sabahında Çiçekliköy'e uğrayabilirsiniz. Köy halkının neredeyse tamamı kahvaltıcılıkla geçiniyor. Ormanın içinde yer alan bir köy, kahvaltı sonrasında kısa yürüyüşler de yapabilirsiniz. Köyde yetiştirilen ürünleri satın almak da mümkün. Bornova'ya 10 dakika kadar uzaklıkta.

12. Spil Dağı Millî Parkı
Spil Dağı Millî Parkı
bolge4.ormansu.gov.tr
İzmir merkezden güney yolunu izleyerek yaklaşık 50 km uzaklıkta bulunan, Manisa içerisindeki bu mevkiye gitmediyseniz bile gitmeye niyetlenmişsinizdir. Niobe'nin Ağlayan Kayası, Sabuncubeli Geçidi, Sülüklü Gölü, Atalanı'ndaki Yılkı atları görülmelidir.

13. Doğal Yaşam Parkı
Doğal Yaşam Parkı
İzmirli olup da gitmeyen kalmamıştır, yine de öneriler arasında bulunmalı. Karşıda olduğu için şehrin çoğunluğuna uzak bir mesafede. Buna rağmen tropik havayı yeniden solumak isteyenler için ziyaretçilerini beklemekte.

14. Nebiler Şelalesi
Nebiler Şelalesi
Dikili'deki bu şelale yaz sezonunda turistleri çekiyor. Doğa yürüyüşlerine ilgisi olanların uğrayabileceği bir rota. Bunun ardından kaplıca ve ılıcalarda yorgunluk da atmak mümkün.

15. İnciraltı Kent Ormanı
İnciraltı Kent Ormanı
Hem doğaya kaçmak isteyip hem de şehirden uzağa gitmek istemeyenler için de seçenek var: İnciraltı Kent Ormanı. Kültürpark’ın 3.5 katı büyüklüğünde bu alanda 2006’dan bu yana yürütülen çalışmalar kapsamında 21 bine yakın ağaç dikildi. Kanada kavağı, dut, akasya, salkım söğüt, gülibrişim, iğde, katalpa, palmiye, sığla, süs eriği, süs elması, akçaağaç, dişbudak, tesbih, çınar, oya, gladiçya, erguvan, sofora, çam, servi, gravilla, ıhlamur ve manolya ağaçlarının yanı sıra zakkum, deniz iğdesi, böğürtlen, defne, abelya, sardunya, lavanta, lavantin, kartopu, pitosporum, yasemin, ateş dikeni, ılgın, berberis ve taflan gibi yeşil dokuyla uyumlu bitki türleri arasında kafa dinleyebilirsiniz. Tabii bir yandan da deniz esintisi eşlik ediyor.

16. Urla
Urla
Deniz lezzetlerinin en hasını tatmak isteyenler 50 km kadar ilerlemeli. Sahil ve piknik seçenekleri de sunuyor. Ayrıca her biri saklı cennet olan köyleri de görülmelidir.

17. Kuş Cenneti
Kuş Cenneti
Çiğli'deki Çamaltı Tuzlası'nda bulunan bu doğal alanda 220 kuş türü bulunuyor. Flamingo, tepeli pelikan, leylek, suna, angıt, deniz kırlangıcı, uzunbacak, arıkuşu, çulhakuşu, deniz saksağanı ve birbirinden harika kuş türlerini görmek isteyenlerin uğrak yeri. Yaban hayatı fotoğrafçılığına merakınız varsa bir kere gittiğinizde defalarca gitmek isteyebilirsiniz.

18. Türkmen Köyü, Su Uçan Şelalesi
Türkmen Köyü, Su Uçan Şelalesi
Manisa-İzmir il sınırında bulunuyor, 30 metre yüksekliğinde ve bölgenin en büyük şelalesi.

19. Bademli Köyü
Bademli Köyü
Dikili ilçe merkezinden 7 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Zeytin ve çam ağaçlarıyla kıyılarının uyumu güzel bir manzara sunuyor. İzmir'in saklı cennetlerinden biri.

Antalya kayseri transfer
Antalya kayseri transfer ulaşımın en kolay yolu …

Antalya ile Kayseri arası 609 Km. Bu mesafe arabayla yaklaşık olarak 7 saat 47 dakika sürecektir. Uçak ile seyahat etmeyi planlıyorsanız, 466 Km olan yolculuğu yaklaşık olarak 1 saat 7 dakika sürede tamamlayabilirsiniz.
Şehirler arası ve Antalya içi ulaşımlarınız veya transferlerinizde sadece size özel tahsis edilmiş araçlarımızla hizmet vermekteyiz.
Özellikle Antalya çıkışlı ulaşımlarınız da , özel olarak temizlenmiş ve dezenfekte edilmiş araçlarımızla , araçta sadece siz olduğunuzu garanti ederiz.
Yolculuğunuzu sağlıklı ve konforlu bir şekilde yapmanızı sağlamaktan mutluluk duyarız. Amacımız sizin hijyen koşullarında gideceğiniz yere ulaştırmaktır.
Araçlarımız 8 kişilik minibüs , 10 kişilik minibüs , 13 kişilik minibüs , 16 kişilik minibüsler olmak üzere sizin hizmetinize sunulmuştur. Sizin özel araç isteğiniz durumunda vip araçlarımız Mercedes vito vip ve Mercedes sprinter vip başta olmak üzere olarak hizmetinizdedir.
İstediğiniz adresten size tahsis edilmiş araçlarımızla alalım istediğiniz adrese veya istediğiniz şehirdeki adrese bırakalım.
Araçlarımız ozon temizliği ile temizlenmektedir.
OZON TEMİZLİĞİ

Ozon temizliği genellikle araçların detaylı temizleme işlemleri sonrasında ozon gazıyla yapılan bir işlemdir. Bu işlem araç içindeki sigara, dışarıdan gelen egzoz ve dış ortam kokularını araç içinden yüzde 90 oranında silmek için yapılıyor. Ancak bu uygulama araç içinde oluşan bakterileri de büyük ölçüde temizliyor. Ozon gazının 5 – 10 dakika gibi sürelerde özel bir cihaz ile araç içine merkezi bir noktadan püskürtmek işlemin başarılı olmasına yetiyor.
Ozon temizliği sonrası Araçlarımızın içini sizin için havalandırıyoruz.
Aracımıza klimayı açarak camlarınızı da açıp , Klimanın ilk 1 – 2 dakika boyunca çalıştırıyoruz . çünkü üflediği havayı direkt olarak solumamanız gerektiğinin bilincindeyiz.
Ozon ile Kabin İçi Sterilizasyon temizliği yapılmaktadır.
Ozon gazı nedir?

Ozon (O3) üç oksijen atomundan oluşan stabil olmayan bir gazdır. İki atomlu atmosferde bulunan Oksijen'in (O2) çok yüksek enerji taşıyan bir şeklidir. Ozon gazı diğer dezenfektan yöntemlerine göre daha etkilidir. Ozon organizmaların hücre duvarlarını parçalayarak bilinen bütün virüs, bakteri, mantar, maya ve küf çeşitlerini için yok edici etkiye sahiptir.

Kayseri

Genel Bilgiler

Yüzölçümü: 17.043 km² Nüfusu: 1.060.432 (2000) Nüfus Yoğunluğu: 62 Şehir Nüfusu: 732.354 (2000) Köy Nüfusu: 328.078 (2000) Yıllık Nüfus Artış Hızı: %11,62 Yıllık Şehir Nüfus Artış Hızı: %18,93 Yıllık Köy Nüfus Artış Hızı: %-3,01 İl Trafik No: 38 İl Telefon Kodu: 352
Hakkında Bilgi

Kayseri' nin İlçeleri: Akkışla, Bünyan, Develi, Felahiye, Hacılar, İncesu, Kocasinan, Melikgazi, Özvatan, Pınarbaşı, Sarıoğlan, Sarız, Talas, Tomarza, Yahyalı, Yeşilhisar' dır.

Coğrafyası: İç Anadolu' nun Kızılırmak bölümünde, kuzeyde Yozgat ve Sivas, batıda Niğde ve Nevşehir, güneyde Adana, güneydoğusunda Kahramanmaraş ve doğuda Malatya illeri arasında yer alır. Denizden yüksekliği 1050m.dir.

İklimi: İlde, İç Anadolu Bölgesi' nin tamamında olduğu gibi, bozkır iklimi hüküm sürer. Yazlar sıcak ve kurak, kışın ise soğuk ve yağışlı geçer.

Tarihçesi: Kayseri, Orta Anadolu' da 3917 m. yüksekliğindeki Erciyes Dağı eteklerinde kurulmuş, 6000 yıllık tarihi olan en eski yerleşme yerlerinden biridir. M.Ö. 4000' den yani, Kalkolitik Çağlarından başlayarak Asur, Hitit, Frig, Roma,Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemleri' nde önemli bir kültür ticaret merkezi olmuştur.

Ne Yenir: Pastırma ve Sucuk, Kayseri' nin meşhur mantısı (yağ, tepsi, vs) mutlaka tadılmalıdır.

Ne Alınır: Bünyan ve Yahyalı halısı ile ünlü olan Kayseri' de pastırma ve sucuk alınması gereken yiyecek malzemeleridir.

Kayseri' ye nasıl gidilir?

Karayolu: Kayseri günümüzde Karayollarının önemli bir kavşak noktasındadır. Kuzeybatıda Ankara' dan gelen devlet yolu ile güneyden Adana ve Niğde' den gelen yol, Kayseri şehir merkezinin 15 km. kuzeybatısında Boğazköprü mevkiinde birleşir. Buradan doğuya yönelen yol şehir çıkışında ikiye ayrılır ve yollardan biri Samsun-Sivas, diğeri de Malatya eksenine bağlanır. Bu haliyle Kayseri' den Türkiye' nin her tarafına ulaşım imkanı vardır. Otogar Tel: (+90-352) 336 43 73

Havayolu: Şehir merkezine 6 km. uzaklıkta bulunan Erkilet Havaalanından THY, Kayseri-İstanbul-Kayseri olmak üzere yaz ve kış çerçevesinde her gün karşılıklı seferler düzenlenmektedir. Erkilet Hava Limanı Tel: (+90-352) 338 33 53 - 337 52 44 THY Şehir İçi Bürosu Tel: (+90-352) 222 38 58
Antalya transfer , şehirler arası transfer , Antalya transfer hizmetleri , Lara transfer , kundu transfer, Belek transfer, Side transfer, Manavgat transfer, Kızılağaç transfer , Kızılot transfer, Alanya transfer , Konaklı transfer, Mahmutlar transfer, Beldibi transfer , Göynük transfer , Kemer transfer , Kiriş transfer , Çamyuva transfer, Tekirova transfer Finike transfer , demre transfer, çıralı transfer, olimpos transfer, adrasan transfer , kumluca transfer , kaş transfer , kalkan transfer , fethiye transfer , gibi bir çok bölgelere transfer hizmetleri verilmektedir.

Antalya ulaşım , şehirler arası ulaşım , Antalya ulaşım hizmetleri , Lara ulaşım , kundu ulaşım, Belek ulaşım, Side ulaşım, Manavgat ulaşım, Kızılağaç ulaşım , Kızılot ulaşım, Alanya ulaşım , Konaklı ulaşım, Mahmutlar ulaşım, Beldibi ulaşım , Göynük ulaşım , Kemer ulaşım , Kiriş ulaşım , Çamyuva ulaşım, Tekirova ulaşım , Finike ulaşım , demre ulaşım, çıralı ulaşım, olimpos ulaşım, adrasan ulaşım , kumluca ulaşım , kaş ulaşım , kalkan ulaşım , fethiye ulaşım branşlarında bir çok bölgelere ulaşım hizmetleri verilmektedir.
Kayseri

İsminin Anlamı

İç Anadolu’nun orta Kızılırmak bölümünde, Erciyas Dağının eteklerinde şirin ve modern bir il. Kuzey ve kuzeybatıda Yozgat, Kuzey ve kuzeydoğuda Sivas, doğuda Kahramanmaraş, güneyde Adana, güneybatıda Niğde, batıda ise Nevşehir illeriyle çevrilidir. 34°56’ ve 36°59’ doğu boylamları ile 37° 45’ ve 38° 18’ kuzey enlemleri arasında yer alır.

Târih ve kültür zenginliği yanında ileri bir sanâyi merkezi olan Kayseri’nin pastırması ve Bünyan halısı dünyâca meşhurdur. Trafik numarası 38’dir.

Kayseri’nin eski ismi “Mazaka” bilâhare “Evsebia” (Evsebela) idi. Bu kent Roma İmparatorluğunun eline geçince İmparator Tibetius bu kenti îmâr etti. Üvey babası ve selefi Augustus’un hâtırasına Lâtince “imparator şehri” mânâsına gelen “Caesarea” dendi. Zamanla “Kaysera” olarak anıldı. Türkler bu şehri fethedince “Kayseri” ismi ile anılmıştır. Araplar “Kaysariye” şeklinde kullanmışlardır.
Kayseri

Tarihi

Kayseri çok eski bir yerleşim merkezidir. Anadolu’da ilk siyasî birliği kuran Hititler bu bölgeye hâkim olmuşlardır. Kayseri yakınlarında bulunan “Kültepe” ve “Karahöyük”te M.Ö. 15. asra âit Asur ve Hitit kitâbe ve sanat eserleri bulunmuştur.

Babillilerin zaman zaman bu bölgeye nüfuzları uzamıştır. Frikya ve Lidyalılar ise bu bölgeye hâkim olamamışlardır. Asurlulardan sonra M.Ö. 6. asırda Persler bölgeyi istilâ etmişlerdir. M.Ö. 380 tarihlerinde Kayseri civârında Kapadokya Krallığı kurulmuştur. M.Ö. 4. asır sonlarında İskender’e, ölümünden sonra Selevkos (Asya) İmparatorluğuna tâbi olmuştur. M.Ö. 1. asırda Romaİmparatorluğu Birliğine katılmıştır. M.S. 17’de birlik dağılınca Roma İmparatorluğunun vilâyeti hâline geldi. Kapadokya Krallığı 15 kral ile 400 sene devam etmiştir.

Kapadokya Krallığı zamanında Kayseri’nin güney batısında “Evsobia” veya “Mazaca” denilen şehir bulunuyordu. Romalılar zamanında Kayseri’yi diğer “Caesered”lardan ayırmak için “Caesered Mazaca” denmiştir. M.Ö. 77’de Ermeni Derebeyi Tigran Kayseri’yi âni bir baskınla yağma etti. M.S. 260 yılında Sâsânî Şahı Şahpur, Kayseri’yi yağma edip 12.000 Yahûdîyi öldürmüştür. O târihlerde Kayseri dünyânın sayılı büyük şehirlerinden olup nüfûsu 400.000’i aşıyordu.

M.S. 395’te Romaİmparatorluğu ikiye bölününce bu bölge (Kapadokya) Anadolu’nun diğer bölgeleri gibi Doğu Roma(Bizans)nın payına düşmüştür. Hıristiyanlık yayılırken Kayseri bu dinin en büyük merkezlerinden biriydi.

M.S. 6. asırda İmparator Justinianus, Kayseri’yi surlarla çevirdi ve bâzı îmâr faaliyetlerinde bulundu. Emevîler zamanında 690, 726, 729 ve 732’de İslâm orduları Halife Abdülmelik, Mesleme, Said ibni Hişam ve Süleyman ibni Hişam Kayseri’yi dört defa fethettiler. Fakat yeniden Bizans’ın eline geçti. Türkler Kayseri’yi Malazgirt Zaferinden birkaç yıl önce ele geçirmişler, fakat tam olarak 1071 zaferinden sonra hâkimiyet kurmuşlardır. Birinci Süleyman Şah, Kayseri’yi Selçuklu sınırları içine almış ve burası Konya’dan sonra Selçuklu Devletinin ikinci büyük şehri haline gelmiştir. 1071’den bu yana Kayseri devamlı Türk olarak kalmış muhtelif Türk devlet veya beyliklerinin hâkimiyetinde kalmıştır. Hiçbir işgal ve istilâya mâruz kalmamıştır.

Selçuklular devrinde Kayseri, Konya’dan sonra ikinci başkent oldu. Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubât zamanında Kayseri’nin durumu Bizans devrini gerilerde bıraktı. En parlak devrini yaşadı. Selçuklu Türkiye’sinin Konya’dan sonra en önemli şehri Kayseri’ydi. Dünyânın en güzel beldelerinden biri hâline geldi. Şehir birbirinden güzel eserlerle süslendi. Bugün Kayseri’deki eski eserlerin çoğu ve en değerlileri Selçuklu devrinden kalmış olanlardır. Selçuklulardan sonra İlhanlılar bu bölgeye hâkim oldular. 1277’de Mısır-Suriye Türk Memlûk Sultanı Baybars Kayseri’ye geldi, fakat İlhanlılar’dan Kayseri’yi geri alamadı.

On dördüncü asırda Emir Eretna İlhanlıların Anadolu genel vâlisi olarak Kayseri’ye geldi. İlhanlı İmparatorluğu yıkılınca Eratnaoğulları Beyliği kuruldu ve bu beyliğin Sivas’tan sonra ikinci başkentiydi.

Eretnaoğulları’nın yerine geçen Kadı Burhaneddin’in hâkimiyeti uzun sürmedi. Şehir 1398’de Sultan Yıldırım Bâyezît tarafından fethedilip, Osmanlı Devletine katıldı. Fakat dört sene sonra 1402’de Timur ile yapılan Ankara Savaşından sonra Kayseri’yi Karamanoğulları ele geçirdi. Bir müddet sonra Kayseri’yi Maraş’ta bulunan Dulkadiroğulları Türk Beyliğine bıraktı. Karamanoğulları, Kayseri’yi Dulkadiroğulları Türk Beyliğinden geri alınca, Sultan İkinci Murad Hân 1436’da Kayseri’yi yeniden alarak Dulkadiroğulları Beyliğine verdi. (İkinci Murâd’ın anası Dulkadiroğulları Beyi’nin kızı idi.) Bir müddet sonra Karamanoğulları Beyliği Kayseri’yi yeniden ele geçirdi. Memlûklar bir ara Kayseri’yi kuşattılar fakat alamadılar. 1508’de Şah İsmail Kayseri’ye geldi fakat kısa bir müddet sonra geri çekildi.

Karamanoğulları Beyliği Osmanlı Devletine katıldığı için Kayseri, Dulkadiroğulları Beyliğinin idâresindeydi.

Yavuz Sultan Selim Han 1515’te Kayseri’yi OsmanlıDevletine katınca Karaman (Konya) eyâletinin (beylerbeyliğinin) yedi sancağından (vilâyetinden) birinin merkezi oldu. 1825’te Kayseri’nin şehir nüfûsu 100.000 idi. Tanzimattan sonra Ankara eyaletinin (vilayetinin) beş sancağından biri oldu, üç kazası vardı. Cumhuriyet devrinde bütün sancaklara (mutasarrıflıklara) “vilayet-il” denilince Kayseri vilâyet oldu. “Kaysarîye” ismi (Kayseri)ye çevrildi.
Kayseri

Fiziki Yapı

Kayseri il topraklarının % 36’sı dağlar, % 49’u platolar ve % 15’i ovalarla kaplıdır.

Kayseri’nin sembolü olan Erciyes Dağı tahminen on beş milyon sene önce teşekkül etmiştir. İç Anadolu’nun en yüksek dağıdır. Doruklarında kar eksik olmaz.

Dağları: Kayseri ili dağlık bir bölgedir. İç Anadolunun en yüksek dağı olan Erciyes Dağı il merkezinin güneybatısından ovaların yanından birdenbire yükselen muazzam bir dağ kütlesidir. Zirvesi uzaktan bir kubbeye benzer. İki zirve vardır. Büyük Erciyes (kuzu yatağı) zirvesi 3917 metredir. Küçük Erciyes zirvesi 3770 metredir. Erciyes kütlesinin çapı 72 km ve 3800 km2lik bir alanı kaplar. İlin kuzey doğusunda Koramaz Dağlarının en yüksek noktası 1907 m ve Hınzır Dağlarının en yüksek noktası 2641 metredir. İlin güneyindeki dağ dizisi Süvegen, Aygörmez, Köşkerli ve Kepekli Dağlarıdır. Bu dağ dizisinin en yüksek yeri Kepekli 2225 metredir.

İlin güneydoğu sınırları üzerindeki sıradağ dizisi, Orta Torosların uzantısıdır. Bu sıradağla Bey Dağ (3075 m), Bakır Dağı (2721 m), Gödeli Dağı (2061 m) ve Soğanlı Dağı (2925 m)dır. Kayseri ve Develi ovalarının çevresinde akarsularla, vâdilerle yarılmış yüksek düzlükler başlıca platoları meydana getirir. Diğer platolar da Kızılırmak’ın kuzey ve güneyindeki Uzunyayla ve Zamantı yaylalarıdır.

Ovaları: Kayseri ilinin başlıca ovaları Kayseri ve Develi Ovalarıdır. Kayseri Ovası: Erciyes Dağının kuzeyinde 900 km2lik bir ovadır. Kuru tarım ve sebzecilik yapılır. Develi Ovası: Erciyes kütlesinin güneyinde 1000 km2lik bir ovadır. 30x35 km’lik bir alanı kaplar. Denizden yüksekliği 1150 metredir. Ovanın bir çok yeri su ve bataklıklarla kaplıdır. En önemli bataklığı Sultan Sazlığıdır.

Akarsuları: Kayseri ilinin en önemli akarsuları Kızılırmak ve Zamantı Çayıdır. Kızılırmak: Kayseri ili içindeki uzunluğu 120 kilometredir. Sarıoğlan ilçesi yakınlarından Kayseri iline girer. Kayseri Ovasını geçerken Sarmısaklı Suyu ile birleşir ve Beydeğirmeni yakınlarında Kırşehir sınırlarına girer.

Gölleri: Kayseri ilindeki göller sazlık ve bataklık durumundadır. Bunların bir kısmı kurutularak ekim alanları haline getirilmiştir. Başlıca göl ve gölcükler şunlardır:

Tuzla Gölü: Sarıoğlan ilçesinin güneybatısında yer alır. Denizden yüksekliği 1138 m olup yüzölçümü 20 km2dir. Akıntısı yoktur. Durgundur ve tuz miktârı fazladır. Yazın kurur ve tuz elde edilir.

Yay Gölü: Yüzölçümü 20 km2, denizden yüksekliği 1071 metredir. Yazın gölden tuz çıkarılır.

Sultan Sazlığı: Develi’nin güneybatısındadır. Yer yer bataklık ve bataklıklar arasında gölcükler vardır.

Baraj gölleri: İl merkezine 30 km uzaklıkta ve Sarmısaklı Suyu üzerinde kurulan baraj 3 km2 alanı kaplar, sulama işinde kullanılır. Yeşilhisar yakınlarında kurulan Akköy Baraj Gölünün yüzölçümü 1 km2ye yakındır. Sulama maksadıyla kullanılır.
Kayseri

İklim ve Bitki Örtüsü

İklimi: Kayseri ilinde Orta Anadolu’nun sert kara iklimi hüküm sürer. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. Ortalama 20 gün kar yağar ve toprak 40 güne yakın karla örtülü kalır. Senelik yağış ortalaması 366 milimetredir. Hava sıcaklığı –32,5°C ile + 40,7°C arasında seyreder.

Bitki örtüsü: Kayseri ve Develi ovaları geniş ekin alanlarıdır. Dağların etekleri bağlık ve bahçeliktir. Ovaları bozkır bitkileri örter. Yüksek yerlerde ormanlar vardır. Ormanlar il topraklarının % 9’una yakın olup, Develi ve Yahyalı’da görülür. İl topraklarının % 39’u ekili-dikili alanlar, % 41’i çayır ve meralarla kaplıdır. % 11’i ise tarıma elverişsiz alanlardır. Tabiî bitki örtüsünün hâkim karakteri “step”tir.
Kayseri

Ekonomik Faaliyetler

İç Anadolu Bölgesinin ticâret ve sanâyi merkezidir. Sanâyi geliri tarım gelirini aşmıştır. Karayolları ve Demiryollarının kavşak noktası olan Kayseri önemli bir ticaret merkezidir. Ayrıca tarım sektöründe de önemli yer tutar. Ticâret ve sanâyide hamle yapmış bir ildir. İklim ve arazî şartları sanâyi ve ticâretle uğraşmayı mecbur kılmıştır.

Tarım: İl toprakları tarıma çok elverişlidir. Her tarafında gübreleme ve modern tarım araçları kullanılır. Bâzı yerlerde sulu tarım yapılır. Faal nüfûsun % 25’i tarımla uğraşır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, mahlut, baklagiller (nohut, fasulye, mercimek ve burçak), şekerpancarı, patates ve soğandır.

Meyvecilikte oldukça ileridir: Elma, erik, zerdali, kayısı, armut, ceviz, vişne ve üzüm yetişir. Üzümlerden pekmez yapılır. Bu bölgenin razakî, misket, hafızalı ve parmak cinsi üzümleri meşhurdur. Önemli ölçüde sebze de yetişir.

Hayvancılık: Çayır ve meraların çok ve verimli olması hayvancılığın gelişmesini temin etmiştir. Pastırma ve sucuk imâlâthâneleri için dışarıdan da çok miktarda hayvan satın alınır. Sığır, koyun, kılkeçisi ve manda beslenir. Arıcılık gelişmiştir. Tavukçuluk önemli bir yer tutar.

Her sene kesilen 20-30 bin inek (sığır) etinden pastırma ve sucuk yapılır. Pastırma ve sucuk dünyaca meşhurdur. Evliya Çelebi Seyâhatnâmesinde Kayseri için “Melûkat ve îmâlât-ı has beyaz ekmeği, lavaşa yufkası, katmerli böreği, matbah baharlı böreği, lâhm-ı kadit namı ile şöhret bulan kimyonlu sığır pastırması ve miskli et sucuğu hiçbir yerde yoktur. İstanbul’a hediye olarak gider.” demektedir. Kayseri’de yüzlerce sucuk ve pastırma imâlâthânesi bulunur. Kayseri pastırmasının 20 çeşidi vardır: Sırttan yapılan Kuşgömü, Sağrıdan çıkarılan Dilme, Şekerpâre, Eğrice, omuz kısmından yapılan Mehle ve sırttan yapılan Arka Sırt en meşhurlarıdır.

Ormancılık: Orman bakımından zengin değildir. İl topraklarının % 4’ü ormanlarla kaplıdır. Orman genişliği 70 bin hektardır. Ormanlarda yılda 27 bin m3 sanâyi odunu ve 15 bin ster yakacak odun elde edilir.

Mâdencilik: İlde zengin ve çeşitli mâden yatakları vardır. Bunlardan ancak krom, demir, çinko, kurşun, barit ve linyit işletilir.

Sanâyi: Türkiye’nin belli başlı sanâyi merkezlerinden biridir. Demiryolu ve karayolu ağının kavşak noktası olması sanâyinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Türkiye’nin 500 büyük sanâyi kuruluşunun 10 tânesi Kayseri ilindedir. İlde 320 civârında büyük sayılacak sanâyi kuruluşu mevcuttur. Sanâyi kuruluşlarından bâzıları şunlardır: Hava İkmâl Bakım Merkezi, Taksan A.Ş., Şeker Fakbirası, Aspilsan A.Ş., Orta Anadolu Mensucat, Sümerbank Pamuklu Sanâyii, Süntaş A.Ş. As Maksan, Yuvam Maksan, Ulubaş Maksan, Kemsan, Atlantik Halı, Erciyes Boru Sanâyii A.Ş., Çinkur, Lüks Kadife Ticâret ve San. A.Ş., Hema Traktör Sanâyii ve Tic. A.Ş., Sümerbank Bünyan Yünlü Sanâyii, Birlik Mensucat Ticaret ve San. A.Ş., Hes-Hacılar Elektrik Sanâyii ve Tic. A.Ş., Atlas Halıcılık İşletmesi A.Ş., Kayseri Tekstil Fab. A.Ş., Saray Halı A.Ş., Bunlara ilâveten 17 adet dokumu ve iplik fabrikası, 5 makina halı fabrikası, 22 elektrikli fırın îmâlâthânesi, 100’den fazla briket îmâlâthânesi ile traktör, elektrik motoru, hidrolik ve eksantrik pres, hidrofor, kalorifer kazanı vs. îmâl eden fabrika ve atölyeler vardır. Askeriyeye âit tank tâmir fabrikası mevcuttur.

10 Temmuz-10 Ağustos târihleri arasında Kayseri Fuarında bu fabrikaların ürünleri teşhir edilir. Fuar, 300 bin m2lik sahaya kurulmuştur. Doğunun en büyük fuarıdır. Türkiye’nin en büyük organize sanâyi bölgesi şehre 10 km uzaklıkta 8 milyon m2lik bir sahada kurulmuştur. (5-120) bin m2 büyüklüğünde 345 fabrika kurulacak şekilde plânlanmıştır.

Ulaşım: Kayseri kara ve demiryolu ulaşımında önemli bir kavşak noktasıdır. Anadolu’nun batısını Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile; Karadeniz’i Akdeniz’e birleştiren karayolu güzergahları Kayseri’den geçer. İl merkezi ile ilçeleri birleştiren karayolu da kalitelidir.

Demiryolu bakımından Edirne’den başlayan Haydarpaşa-Ankara hattı Kayseri’den sonra Sivas yoluyla doğuya ulaşır. İzmirden başlayan Uşak-Afyon-Konya-Niğde yolu Kayseri’ye ulaşır ve Kayseri-Sivas yoluyla Doğu’yu birleştirir. Kayseri-Samsun istasyonları ile Karadeniz’e ve Mersin-İskenderun istasyonları ile Akdeniz’e bağlanır. Kayseri’den İstanbul’a havayolu seferleri yapılmaktadır.
Kayseri

Nüfus ve Sosyal Hayat

1990 sayımına göre toplam nüfûsu 943.484 olup, 604.072’si ilçe merkezlerinde 339.412 köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 16.917 km2 olup, nüfus yoğunluğu 56’dır.

Örf ve âdetleri: Kayseri’nin bilinen târihi, Hititlerle başlarsa da Asurluların ticârî kalıntılarına ve târih öncesi Tunç Çağına âit eserler bulunmuştur. 1071 Malazgirt Zaferinden birkaç sene önce selçuklu Türklerince fethedilen Kayseri o târihten bu yana devamlı Türk devlet ve beylikleri hâkimiyeti altında kalmış, eski kültürler unutulmuş ve Kayseri Türk-İslâm kültürü ile yoğrulmuştur.

Halk oyunları: Kayseri’nin örf ve âdetleri, oyunları ve müziği İç Anadolu’nun yayla özelliğini taşır. Türkü, mâni, masal, bilmece ve efsâne bakımından çok zengindir.

Halk edebiyatı: Kayseri’den meşhur ve çok sayıda halk şairleri yetişmiştir. Âşık Kerem ve Seyrânî en meşhurlarıdır.

El sanatları: Selçuklu devrinden beri yaygın olan el sanatları dokumacılık ve bakırcılıktır. Halı ve kilimleri, süslü süt ve su güğümleri ve ibrikleri önceleri çok meşhurdu. Kayseri’de halıcılık Selçuklu Türkleri tarafından geliştirilmiştir. Kayseri, Bünyan, Yahyalı ve Yeşilhisar halıları iç ve dış pazarlarda aranan halılardır. Evlerde çok sayıda halı tezgahı vardır. İlde eskiden beri ilerlemiş diğer sanatlar ise nakkaşlık, oymacılık, kakmacılık ve kuyumculuktur. Alçı işleri, mermer taş oymaları ve kabartmalar oldukça ileridir. Asırlar boyu başta Mîmar Sinan olmak üzere en büyük Türk mîmârları bu bölgede yetişmiştir.

Mahallî yemekleri: Kızartmalı içli köfte, sucuk içi etli mantı, nevzine tatlısı, tavuklu çerkes pastası, tepsi mantısıdır.

Kıyafet: Kadınlarda üç etek, çinti, salta, cepken, bindallı, ipek şalvar, oyalı yemeni ile süslü başlık şal kuşak; erkeklerde kuzu yününden yapılan külah şeklinde başlık, sako (bir nevi ceket), kuşak, tefe veya kıl şalvar.

Eğitim: Kayseri Selçuklular zamanından beri Anadolu’nun önemli bir kültür ve eğitim merkezi olmuştur. Dünyâda ilk tıp fakültesi 1206 senesinde “Şifâiye Medresesi” olarak kurulmuştur. Kayseri’de okur-yazar nisbeti % 80’e yaklaşmıştır. Okulsuz köy yoktur. Bâzı köylerde ortaokul bile vardır. ilde 18 anaokulu, 700’e yakın ilkokul, 100’e yakın ortaokul ve 13 meslekî ve teknik ortaokulu 60’a yakın lise ve meslek lisesi vardır. 1978’de kurulan Kayseri Üniversitesi 1982’de ErciyesÜniversitesi ismini almıştır.

Kayseri ilinde 25 kütüphâne vardır. RaşitEfendi Kütüphânesi Osmanlı devrinden kalmadır.
Kayseri

İlçeleri

Kayseri’nin on altı ilçesi vardır. Bunlardan ikisi il merkezini meydana getirir.

Kocasinan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 282.883 olup, 241.455’i ilçe merkezinde, 41.428’i köylerde yaşamaktadır. il merkezini meydana getiren ilçelerden biridir.

Melikgazi: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 207.260 olup 179.907’si ilçe merkezinde, 27.353’ü köylerde yaşamaktadır. İl merkezini meydana getiren diğer ilçedir.

Akkışla: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 10.709 olup, 3109’u ilçe merkezinde, 7600’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 8 köyü vardır. İlçe toprakları orta yükseklikte dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Uzunyayla’nın bir bölümü ilçe sınırları içinde kalır. Doğusunda Hınzır Dağı yer alır. Ekonomisi hayvancılığa dayanır. En çok koyun ve sığır beslenir. Arıcılık gelişmiştir. Tarıma elverişli arâzi az olduğundan üretim iç tüketime yöneliktir. El tezgahlarında halı dokumacılığı yaygındır. İlçe merkezi Hınzır Dağından kaynaklanan bir derenin vâdisinde kurulmuştur. İl merkezine 80 km mesâfededir. Bünyan ilçesine bağlı bucak merkeziyken 19 Mayıs 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu.

Bünyan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 43.460 olup, 13.653’ü ilçe merkezinde, 29.807’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 25, Elbaşı bucağına bağlı 9 köyü vardır. İlçe toprakları Orta Torosların bir kolu ve bunun her iki yanında yer alan düzlüklerden meydana gelir. Kuzey, güney ve batıdaki çöküntü alanları genelde bir plato görünümündedir. Ovalar çok azdır. Sarmısaklı Suyu üzerinde bir hidroelektrik santrali vardır.

Ekonomisi, hayvancılığa dayanır. En çok koyun ve sığır beslenir. Arıcılık gelişmiş olup, modern usullerle yapılır. Ekilebilen arazi az olduğundan tarım ürünleri, iç tüketime yöneliktir. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, baklagiller, patates ve şekerpancarıdır. Ayrıca az da olsa sebzecilik yapılır. İlçe topraklarında demir ve linyit yatakları vardır. İlçe halkının % 70’i halıcılıkla uğraşır. Bünyan halısı yurt içi ve yurt dışında meşhur ve aranılan halıdır. Sümerbank halı ipliği fabrikası ve döküm fabrikası başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, Koramaz Dağlarının kuzey eteklerinde bir tepe ve tepenin yamaçlarında kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1230 metredir. İl merkezine 45 km mesâfededir. Kayseri’ye yakınlığı sebebiyle fazla gelişmemektedir. Çok eski bir yerleşim merkezidir. İlçe belediyesi 1868’de kurulmuştur.

Develi: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 72.825 olup, 32.961’i ilçe merkezinde, 39.864’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 28, Taşçı bucağına bağlı 20 köyü vardır. Yüzölçümü 19x3 km2 olup nüfus yoğunluğu 38’dir. İlçe toprakları etrafı dağlarla çevrili düz bir alandan meydana gelmiştir. Kuzey ve kuzeybatısında Erciyes Dağı, doğusunda Bakır Dağ, orta kısmında ise Develi Dağları yer alır. Başlıca akarsuyu Zamantı Irmağıdır. Dağların arasında Develi Ovası vardır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, buğday ve çavdardır. Sulanabilen yerlerde meyvecilik yapılır. Ençok elma, üzüm ve zerdali yetiştirilir. Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. Yüksek kesimlerde koyun, keçi; ovalık kesimde ise sığır beslenir. Arıcılık gelişmiş olup, balı meşhurdur. Dokumacılık yaygındır. Halı, deri, keçe ve orman ürünleri fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. İlçe topraklarında demir, linyit ve çinko yatakları vardır.

İlçe merkezi, Erciyes Dağları ile Develi Dağları arasında kalan düzlükte kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1150 metredir. İl merkezine 86 km mesafededir. Çok eski bir tarihe sâhiptir. İsmini Oğuz boylarından olan Develi Obasından almıştır. Belediyesi 1886’da kurulmuştur.

Felahiye: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 12.559 olup, 6603’ü ilçe merkezinde, 5956’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 12 köyü vardır. İlçe toprakları orta yükseklikteki engebeli araziden meydana gelir. Kuzey ve kuzeydoğusunda Akdağ yer alır. Kızılırmak, ilçenin güney sınırından akar.

Ekonomisi tarıma dayalıdır ve gelişmemiştir. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, vişne ve elma olup, ayrıca az miktarda fasulye nohut ve soğan yetiştirilir. Hayvancılık gelişmiştir. Halı ve kilim dokumacılığı yaygın olarak yapılır ve önemli gelir kaynağıdır.

İlçe merkezi Akdere kıyısında yer alır. İl merkezine 58 km mesâfededir. 1957’de ilçe olan Felahiye’nin belediyesi 1951’de kurulmuştur.

Hacılar: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 17.666 olup, 16.533’ü ilçe merkezinde, 1133’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 3 köyü vardır. İlçe toprakları orta yükseklikte dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Güney ve güneydoğusunda Erciyes Dağı vardır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri zerdali, üzüm, buğday ve arpadır. Halı dokumacılığı yaygındır. İlçe merkezi Erciyes Dağı eteklerinde kurulmuştur. İl merkezine bağlı bir bucakken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu.

İncesu: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 21.923 olup, 7587’si ilçe merkezinde, 14.066’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 15 köyü vardır. Yüzölçümü 920 km2 olup, nüfus yoğunluğu 24’tür. İlçe toprakları genelde bir platoluk alandan meydana gelmiştir. Güneybatı ve batısında Hodul Dağı güneydoğu ve doğusunda Erciyes Dağı yer alır. Başlıca akarsuları Karasu ve İncesudur. Kuzeyinden Kızılırmak geçer.

Ekonomisi, sanayi ve tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, arpa ve çavdar olup, ayrıca az miktarda üzüm, elma, ayçiçeği ve vişne yetiştirilir. Çinko-Kurşun Metal Fabrikası, Taksan Takım Tezgahları Fabrikası başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi İncesu vâdisinde kurulmuştur. Ulukışla-Kayseri demiryolu ve Niğde-Kayseri karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 35 km mesâfededir. Denizden yüksekliği 1150 metredir. On yedinci asırda Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından kurulan ilçe cumhûriyetten önce belediyelik olmuştur.

Özvatan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 23.739 olup, 7699’u ilçe merkezinde, 16.040’ı köylerde yaşamaktadır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Kuzeyinde Akdoğan yer alır. Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. Ekime müsâit alan azdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa ve vişnedir. Halı ve kilim dokumacılığı yaygındır. İlçe merkezi Akdağlar eteklerinde kurulmuştur. Felahiye’ye bağlı bucakken 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe oldu. Eski ismi Çukur’dur.

Pınarbaşı: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 47.822 olup, 11.364’ü ilçe merkezinde, 36.458’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 47, Kaynar bucağına bağlı 17, Örenşehir bucağına bağlı 16, Pazarören bucağına bağlı 33 köyü vardır. Yüzölçümü 3328 km2 olup, nüfus yoğunluğu 14’tür. Kuzey bölümü Uzunyayla’da kalan ilçe topraklarının batısında Hınzır Dağı, güney ve güneydoğusunda ise Tahtalı Dağı yer alır. Başlıca akarsuyu Zamantı Irmağıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, arpa, elma ve çavdar olup, az miktarda ayçiçeği baklagiller ve vişne yetiştirilir. Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. En çok koyun ve sığır beslenir. Koyunlardan elde edilen yünler kilimcilikte değerlendirilir. Sığırlardan elde edilen et, pastırma ve sucuk yapımında kullanılır. İlçe topraklarında demir ve krom yatakları vardır.

İlçe merkezi, Sultan Abdülaziz Hanın tahta çıktığı 1861’de Sivas’a bağlı olarak kurulmuştur. Eski İsmi Aziziye’dir. Şirvan Dağının kuzeyinde Zamantı Irmağının kaynaklandırdığı pınarlardan dolayı daha sonraları Pınarbaşı denilmiştir. Kayseri-Malatya karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 105 km mesâfededir. Belediyesi Cumhûriyetten önce kurulmuştur.

Sarıoğlan: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 23.215 olup, 4869’u ilçe merkezinde, 18.346’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 21 köyü vardır. Yüzölçümü 660 km2 olup nüfus yoğunluğu 35’tir. İlçe toprakları Kızılırmak Vâdisinde yer alır. Kuzeyini Akdağ engebelendirir. Başlıca düzlüğü Palas Ovasıdır. Ovanın batısında Tuzla Gölü yer alır. Başlıca akarsuyu Kızılırmak’tır.

Ekonomisi tarıma dayanır. Başlıca tarım ürünleri, şekerpancarı, buğday ve arpa olup, ayrıca az miktarda sebze ve meyve yetiştirilir. Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir kaynağıdır. Un, makarna ve oto yedek parçası üreten atölyeleri başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, Sarıoğlan Suyu Vâdisinde kurulmuştur. Kayseri-Sivas demiryolu ilçeden karayolu ise 4 km güneyinden geçer. İl merkezine 54 km mesâfededir. 1960’ta ilçe olan Sarıoğlan’ın belediyesi 1954’te kurulmuştur.

Sarız: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 19.255 olup, 3935’i ilçe merkezinde, 15.320’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 38 köyü vardır. Yüzölçümü 1239 km2, nüfus yoğunluğu 16’dır. İlçe toprakları dağlıktır. Doğu ve kuzeyinde Tahtalı Dağları, güneydoğusunda Binboğa Dağları yer alır. Başlıca akarsuları Humaz Çayı ve Sarız Çayıdır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar ve elma olup, az miktarda ayçiçeği, baklagiller ve vişne yetiştirilir. Hayvancılık başlıca gelir kaynağıdır. En çok koyun ve kıl keçisi beslenir. İlçe topraklarında diyasporit, jips ve krom yatakları vardır.

İlçe merkezi, Sarız Çayı Vâdisinde kurulmuştur. Eski ismi Kayyeri’dir. Gelişmemiş küçük bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 135 km mesafededir. Denizden yüksekliği 1500 metredir. 1949’da ilçe olan Sarız’ın belediyesi aynı sene kurulmuştur.

Talas: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 49.025 olup, 30.485’i ilçe merkezinde, 18.540’ı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 14 köyü vardır. İlçe toprakları dağlıktır. Kuzeyinde Kayseri Ovası yer alır.

Ekonomisi tarım ve turizme dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri zerdali ve üzümdür. Bağları meşhurdur. Erciyes eteklerinde turistik dinlenme tesisleri vardır. İlçe merkezi Erciyes Dağı eteklerinde kurulmuştur. İl merkezine 8 km mesâfededir. Merkez ilçeye bağlı bucakken 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. Belediyesi 1911’de kurulmuştur.

Tomarza: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 42.669 olup, 11.337’si ilçe merkezinde, 31.332’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 32, Toklar bucağına bağlı 22 köyü vardır. Yüzölçümü 1500 km2 olup nüfus yoğunluğu 294’tür. İlçe toprakları dağlık ve engebeli alanlardan meydana gelir. Kuzeyinde Aygörmez Dağı, doğu ve güneydoğusunda Tahtalı Dağları, güneybatısında Sövegen Dağı yer alır. Zamantı Çayı başlıca akarsuyu olup Tomarza Ovasını sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, çavdar, arpa ve şekerpancarı olup, ayrıca az miktarda elma, üzüm, baklagiller, vişne ve ayçiçeği yetiştirilir. Hayvancılık önemli gelir kaynağıdır. En çok koyun ve sığır beslenir. Kilim dokumacılığı yaygın olarak yapılır.

İlçe merkezi Sövegen Dağı eteklerinde kurulmuştur. Develi-Pınarbaşı karayolu ilçeden geçer. Eski ismi Köstere’dir. İl merkezine 56 km mesâfededir. 1953’te ilçe olan Tomarza’nın belediyesi 1949’da kurulmuştur.

Yahyalı: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 44.047 olup, 20.401’i ilçe merkezinde, 23.646’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 27 köyü vardır. Yüzölçümü 1604 km2 olup, nüfus yoğunluğu 27’dir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Güneydoğusunda Tahtalı Dağları, güneybatı ve batısında Aladağlar, Kuzeybatısında DeveliOvasının bir bölümü yer alır. Başlıca akarsuyu Zamantı Çayıdır. Yüksek kesimlerde köknar, kızıl çam, sedir, karaçam ve ardıç ormanları vardır.

Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. En çok koyun ve kıl keçisi beslenir. Başlıca tarım ürünleri buğday, elma, arpa, patates, üzüm, çavdar ve ayçiçeğidir. Meyvecilik yaygın olarak yapılır. Hayvancılık gelişmiştir. Halıcılık yaygın olarak yapılan el sanatıdır. İlçe topraklarında çinko kurşun ve demir yatakları vardır.

İlçe merkezi Develi ovasına açılan dar bir vadide kurulmuştur. Eski ismi Gazibenli idi. İl merkezine, Yeşilhisar üzerinden 104 km, Develi üzerinden ise 83 km mesâfededir. 1954’te ilçe olan Yahyalı’nın belediyesi 1953’te kurulmuştur.

Yeşilhisar: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 24.427 olup, 11.904’ü ilçe merkezinde, 12.523’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 19 köyü vardır. Yüzölçümü 987 km2 olup, nüfus yoğunluğu 25’tir. İlçe topraklarının batısında Hodul Dağı, doğusunda ise Karahisar Ovası yer alır.

İlçe ekonomisi tarım ve halı dokumacılığına dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, arpa, buğday, elma, üzüm, çavdar, patatestir. Hayvancılık ilçeden ayrıca az miktarda kıl keçisi beslenir. El dokuması Karahisar halısı meşhurdur. İlçe topraklarında zengin rezervli demir yatakları işletilmektedir.

İlçe merkezi Niğde-Kayseri demir ve karayolu üzerinde yer alır. İl merkezine 63 km mesâfededir. Eski ismi Karahisar’dır. 1948’de ilçe olan Yeşilhisar’ın belediyesi 1885’te kurulmuştur.

Kayseri

Tarihi Eserler ve Turistik Yerler

Orta Anadolu’nun ticâret ve sanâyi merkezi, kara ile demiryollarının kavşak noktası olan Kayseri tabiî güzellikleri yanında çok zengin târihî eserlere sâhiptir. Çok eski bir yerleşim merkezi olduğundan pekçok târihî eser ve yeri vardır. Bunların en önemlileri Selçuklu veOsmanlı devrine âit olanlardır. Selçuklu eserleri Konya’dan sonra en çok Kayseri’dedir. Selçuklu ve Osmanlı devri eserleri görülmeye değer güzellikte birer sanat şâheserleridir. Önemlilerinden bâzıları:

Kayseri Kalesi: Beşinci asırda Bizans İmparatoru Justinianus yaptırmıştır. Birçok harpte zarar gören kale Birinci Alâeddîn Keykubâd zamânında tâmir edilmiştir. Daha sonra Karamanoğlu ve Osmanlılar devrinde tâmir edilerek kullanılmıştır. İç ve dış kaleden meydana gelmiş ise de bugün dış kale çok harab vaziyettedir. İç kale dörtgen plânlı 195 burçludur. Doğuda güneyde ve kuzeyde olmak üzere üç kapısı vardır.

Zamantı Kalesi: Pınarbaşı yakınındadır.

Şahmelik Kalesi: Develi ilçesinin Şahmelik köyü yakınlarındadır. Romalılar döneminde yapılan kale, Bizanslılar tarafından da kullanılmıştır. Günümüzde harab vaziyettedir.

Yeşilhisar Kalesi: Adıyla anılan ilçededir.

Develi Kalesi: Develi ilçesinin batısında sarp kaya üzerine yapılmıştır. Harab vaziyettedir.

Hunad Hâtun Külliyesi: Anadolu Selçukluları devrinde yapılan ilk külliyelerdendir. 1238’de Birinci Keykubad’ın eşi Mahperi Hunad Hâtun tarafından yaptırılmıştır. Külliye, câmi, medrese, türbe ve hamamdan meydana gelmiştir. Câmi minâresizdir. Minâresi ve büyük kubbe de İkinci Abdülhamîd Han zamanında yaptırılmıştır. Külliye, taş işçiliği şâheseridir. Hamam 1968’de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tâmir ettirilmiştir.

Kölük Câmii ve Medresesi: On üçüncü asır Selçuklu eseridir. 1205 senesinde Selçuklu kumandanlarından Mazaffereddîn Mahmûd’un kızı Atsız Elti Hâtun yaptırmıştır. 1335’te depremden zarar gören yapıyı Kölük Şemseddîn tâmir ettirdiği için onun ismi ile anılmaktadır. Câminin mihrabı ve çinileri çok meşhurdur. Medrese iki katlıdır.

Hacı Kılıç Câmii ve Medresesi: Selçuklu vezirlerinden Ebû Kâsım Ali Tûsî 1242-1249 arasında yaptırmıştır. Câmi ve medresenin giriş kapıları nefis taş işçiliğinin güzel örneklerindendir. Câmi dışardan kale gibi gözükür. Sarı ve siyah taştan yapılmıştır.

Ulu Câmi: On ikinci asır Selçuklu eserlerindendir. 1135’te yapılan eser 1,5 m toprağa gömülüdür. Melih Mehmed Gâzi tarafından yaptırılmıştır. Çeşitli zamanlarda tâmir gören eser ilk orjinal yapı özelliğini kaybetmiştir. Yanında türbe ve medrese vardır. En eski Türk eserlerinden ve Anadolu’daki ilk Türk câmilerinden olup, minâresi Türkiye’nin en uzun minârelerindendir. On sekizinci asrın sonlarında Reîsülküttâb Râşit Efendi yanına bir kütüphâne yaptırmıştır. Çok değerli yazma eserleri vardır.

Kurşunlu Câmi: 1585’te yapılmıştır. Osmanlı devrine âittir. Asıl ismi Hacı Ahmed Paşa Câmiidir. Mîmar Sinan’ın eserleri arasında yer almaktadır. Hacı Ahmed Paşa, kaptân-ı deryâ idi. Kubbesi kurşundan olduğu için bu isim verilmiştir. Câmi külliyesinde kervansaray aşhâne, paşa odaları, medrese odaları ve şadırvan vardır.

Fâtih Sultan Mehmed Câmii: 1478’de Fâtih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmıştır. Kale içinde olduğundan Kale Câmii olarak da bilinir.

Lalapaşa Câmii: Muslihiddîn Paşa tarafından 1308’de yaptırılmıştır. Lâle Câmii de denir. Minberi eşi bulunmaz bir şâheserdir. Sultan İkinci Abdülhamîd Hanın hediye ettiği muhâfazada sakal-ı şerîf bulunmaktadır.

Ulu Câmi: Bünyan ilçesindedir. 1256’da Kaluyan bin Karabuda tarafından yaptırılmıştır. Taç kapının kitâbe ve süslemeleri çok güzeldir. Kesme taş duvarları ile kale görünümündedir.

Develi Ulu Câmi: Develi ilçesindedir. 1281’de Göçer Araslan ve eşi Saad tarafından yaptırılmıştır. Mihrabı çok süslüdür.

Avgunlu Medresesi: On üçüncü asırda yapılmıştır. Medrese, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yeniden restore edilmiştir.

Sâhibiye Medresesi: 1267’de Selçuklu vezirlerinden Sâhip Ata yaptırmıştır. Kapısını çevreleyen geometrik işlemeler Selçuklu taş işçiliğinin en güzel örneklerindendir.

Köşk Medrese: 1341’de Alâeddîn Eratna tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştandır. Avlunun ortasında bir türbe vardır. Türbede Alâeddîn Eratna ve hanımı gömülüdür.

Hâtuniye Medresesi: 1432’de Dulkadiroğullarından Nâsıreddîn Mehmed bin Halil tarafından yaptırılmıştır. Kapısının yanında sivri kemerli iki güzel çeşme vardır.

Çifte Medrese(Şifaiye Gıyâsiye Medresesi): Biri medrese biri hastâne olmak üzere, bitişik iki yapıdan meydana gelmiştir. Dünyada ilk tıp fakültesidir. 1205’te Selçuklu Sultanı Gıyâseddîn Keyhüsrev kız kardeşi Gevher Nesibe Sultan adına vasiyeti üzerine vakıf olarak yaptırmıştır. Kapısı ince işlemeleri ile Selçuklu taş işçiliğinin ilginç örneklerindendir. Hastâne kısmının duvarına bitişik Gevher Nesibe Sultan Türbesi vardır.

Keykubadiye Sarayları: Alâeddin Keykubâd’ın 1224’te yaptırdığı yazlık binâlardır. Küçük bir gölün kıyısında üç köşkten meydana gelmiştir.

Sultan Hanı: Kayseri-Sivas yolunda, Palaş köyündedir. Kitâbesinden 1236’da yapıldığı anlaşılmaktadır. Avlusunda kare plânlı köşk mescid vardır. Konya Sultan Hanından daha büyüktür.

Tekgöz Köprüsü: Kayseri-Ankara yolunda Kızılırmak üzerindedir. Kitâbesinden 1203’te Rükneddîn Süleymân tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Uzunluğu 120 m genişliği 27 metredir.

Çokgöz Köprüsü: Kayseri-Yozgat yolunda, kızılırmak üzerindedir. On üçüncü asırda yapılmıştır. Değişik ebatlarda on beş gözden meydana gelmiştir. Yapılan tâmirler yüzünden orijinal yapısı kaybolmuştur.

Karatay Hanı: Kayseri-Malatya yolundadır. Atabey Emir Celâleddîn tarafından 1240 senesinde yaptırılmıştır. Bezemeli kapısı çok güzeldir.

Çifte Kümbet: 1247’de Sultan Birinci Keykubad, eşi Melîke Âdile için yaptırmıştır. Sivas Caddesi üzerindedir. Kare kaide üstünde sekizgen gövdeli kümbetin pramit külahı yıkılmıştır.

Döner Kümbet: Kayseri-Talas arasındadır. 1276 senesinde BirinciAlâeddîn Keykubâd’ın kızı Şah Cihan Hâtun için yapılmıştır. 12 köşeli olup, üstü koni biçiminde bir külah ile örtülüdür. Sarımsı kesme taştan yapılmıştır. Bitki motifleri ve geometrik motiflerle süslüdür. Kümbete iki yönlü dar bir merdivenle çıkılır.

Melik Gâzi Türbesi: Pınarbaşı ilçesine bağlı Melik Gâzi köyündedir. On ikinci asırda yapılmıştır. İki katlı olup, alt katta lahid odası, üst katta ise sandukaların bulunduğu oda vardır. Türbenin dış yüzü tuğlalarla kaplıdır. Tuğlalar geometrik desenler biçiminde dizilerek güzel bir görünüm kazandırılmıştır.

Eski eserler: Kayseri’nin 20 km kuzeydoğusunda bulunan Kültepe, Hitit ve Asurlulara âit 4000 senelik bir yerleşim merkezidir. Eski adı “Kaniş” (Kaneş) idi. Kazılarda binlerce tablet bulunmuştur. Bu antik şehrin kalıntıları da vardır. Asurlu tüccarların bir kolonisiydi. Burada bronz ve bakır çağ devirlerine âit eserler de bulunmuştur. Karum: Kültepe yakınlarında eski bir Hitit ve Asur kenti kalıntısıdır. Erkilet: Hititlere âit bir kentin harâbeleridir. Soğanlı Harâbeleri: Roma devrine âit kiliseler vardır. Bu harâbeler Erdemli, Doğanlı, Araplı ve Göreme’dekilerle aynı özelliği taşır. Başköy’deki büyük kiliseye yer altı kanalları ile bağlıdır. Hepsi fresklerle süslüdür. Kayabaşı Mağaraları: Bünyan ilçesi yakınında olup, ilk çağlara âit sanat izleri bulunur. Roma Mezarı: Sahabiye Medresesi yanında M.Ö. üçüncü asra ve Romalılara âit bir mezardır. Fraktın Yazılı Kabartmalar: Develi ilçesi Fraktın köyü yakınında kayalar üzerinde Hititlere âit yazı ve resimlerdir. İmamkullu Kabartmaları: Develi ilçesinin İmamkullu köyü yakınındadır. Büyük bir kaya (Şimşek Kaya) üzerine yazılmış hiyeroglif yazılar ve kabartma resimler Hititlere âittir. Yemliha Kartalı: Kayseri müzesinde bir Hitit eseridir. Yekpâre granit taştan yapılmıştır. 2 metre 20 cm yükseklikte ve 4 ton ağırlıktadır.
Antalya transfer , şehirler arası transfer , şehirler arası transfer Antalya , özel araç transferi , özel araç transferi Antalya , özel araçla şehirler arası ulaşım Antalya , şehirler arası ulaşım , şehirler arası ulaşım antalya , özel araçla şehirler arası transfer Antalya , vip araçla şehirler arası ulaşım , vip araçla şehirler arası ulaşım Antalya , vip araçla şehirler arası transfer , vip araçla şehirler arası transfer Antalya , şehirler arası özel ulaşım , şehirler arası özel ulaşım Antalya , Antalya ulaşım , Antalya ulaşım hizmetleri ile sizlerin yanınızdayız.
Tabiî güzellikler:

Kayseri’de tabiî güzelliği ile meşhur pekçok mesire yeri vardır. Başlıca mesire yerleri şunlardır:

Erciyes Dağı: Zirvesi devamlı karla örtülü ve İç Anadolu’nun en yüksek dağı olan Erciyes Dağı ve eteklerinde manzarası ve tabiî güzelliği fevkalâde olan mesire yerleri vardır. Ayrıca dağ, kayak sporlarına müsâittir. Erciyes ve Tekir yaylası kış aylarında dağcılık ve kış sporları merkezi özelliğini taşırken, yaz aylarında ideal bir dinlenme yeridir. Çeşitli tesisler, yüzme havuzu, telesiyej yanında dağ evi vardır. Uludağ’dan sonra Türkiye’nin en büyük kış sporları merkezidir. Bağlar: Merkez ilçe ile Erkilet, Gesi, Talas ve Hisarcık arasındadır. Boğaz Köprü: İl merkezinin batısında 20 km mesâfede bulunan bu mesire yeri Karasu yanındadır. Gesi: Tabii bir dinlenme, yeridir. Bağları türkülere konu olmuştur. Talas: Şehre 7 km mesâfededir. Hisarcık: Park ve yüzme havuzu vardır. Dağ evi, su, yeşillik, güneş ve devamlı rüzgâr ile eşsiz bir mesire yeridir. Hisarcık, dağ evine gitmek isteyenlerin geçtiği bir mesire yeridir. Mimar Sinan Parkı ile İnönü Parkı: Şehrin içindedir. Geniş bir sahaya yayılmıştır.

Kapuzbaşı Şelâlesi: Kayseri’ye 170 km mesâfede, ilin güney sınırındadır. Torosların Hacer bölgesinde, yüksekliği yer yer 70 ilâ 150 metreyi bulan kayalardan çıkıp aynı adlı bir çayı meydana getiren şelâleler, Kayseri ve civârının en önemli tabiat harikalarından birisidir. Bir vâdide yükselen kayalıklara eski Türkçede “kapuz” adı verildiği için şelâleler bu adla anılmaktadır. Türklerin bahar mevsiminde buraya gelip şelâlelerin başında kopuz çaldıkları için bu adı aldığını nakledenler de vardır. Yedi ayrı kaynaktan çıkan sular, meydana getirdikleri şelâleler ile seyredenleri âdeta büyülemektedir.

Kaplıca ve içmeleri:

Kayseri ili içme ve kaplıca bakımından oldukça zengindir. Önemli ve meşhur kaplıcaları şunlardır:

Bayramhacı Kaplıcası: Kayseri’ye 80 km uzaklıkta Bayramhacı köyü yakınlarındadır. Romatizmal rahatsızlıklara, gut hastalığına ve dolaşım sistemi rahatsızlıklarında faydalıdır. İçme kürleri karaciğer ve safrakesesi hastalıklarına iyi gelir. Kaplıca yanında tesisleri vardır.

Yeşilhisar İçmesi: Yeşilhisar ilçesine 11 km uzaklıkta, Kayseri-Niğde yolu üzerindedir. Mîde ve barsak rahatsızlıklarına faydalıdır. Kaplıca yanında tesisleri vardır.

Tekgöz Kaplıcası: Yemliha köyündedir. Çok eski zamanlardan beri kullanılan bu kaplıca nevralji, yarım felç, kırık ve çıkık ile kadın hastalıklarına iyi gelmektedir.

Hasanarpa Mâden Suyu: İl merkezine 12 km uzaklıkta Hasanarpa köyündedir. Mîde, karaciğer ve böbrek hastalıklarına iyi gelir.
TRANSFER HİZMETİ VERDİĞİMİZ BAZI İLLER :
Antalya ADANA transfer , Antalya ADANA ULAŞIM
Antalya ADIYAMAN transfer , Antalya ADIYAMAN ULAŞIM
Antalya AFYONKARAHİSAR transfer , Antalya AFYONKARAHİSAR ULAŞIM , Antalya AFYON transfer , Antalya AFYON ULAŞIM

AĞRI Antalya transfer ,
AMASYA Antalya transfer ,
Antalya ANKARA transfer , Antalya ANKARA ulaşım
ANTALYA Antalya transfer , ANTALYA Antalya ulaşım
ARTVİN Antalya transfer ,
Antalya AYDIN transfer , Antalya AYDIN ulaşım
Antalya BALIKESİR transfer , Antalya BALIKESİR ulaşım
BİLECİK Antalya transfer ,
BİNGÖL Antalya transfer ,
BİTLİS Antalya transfer ,
BOLU Antalya transfer ,
Antalya BURDUR transfer , Antalya BURDUR ulaşım
BURSA Antalya transfer ,
ÇANAKKALE Antalya transfer ,
ÇANKIRI Antalya transfer ,
ÇORUM Antalya transfer ,
Antalya DENİZLİ transfer , Antalya DENİZLİ ulaşım
DİYARBAKIR Antalya transfer ,
EDİRNE Antalya transfer ,
ELAZIĞ Antalya transfer ,
ERZİNCAN Antalya transfer ,
ERZURUM Antalya transfer ,
Antalya ESKİŞEHİR transfer , Antalya ESKİŞEHİR ulaşım
GAZİANTEP Antalya transfer ,
GİRESUN Antalya transfer ,
GÜMÜŞHANE Antalya transfer ,
HAKKARİ Antalya transfer ,
HATAY Antalya transfer ,
Antalya ISPARTA transfer , Antalya ISPARTA ulaşım
Antalya MERSİN transfer , Antalya MERSİN ulaşım
Antalya İSTANBUL transfer , Antalya İSTANBUL ulaşım
Antalya İZMİR transfer , Antalya İZMİR ulaşım
KARS Antalya transfer ,
KASTAMONU Antalya transfer ,
Antalya KAYSERİ transfer , Antalya KAYSERİ ulaşım
KIRKLARELİ Antalya transfer ,
KIRŞEHİR Antalya transfer ,
KOCAELİ Antalya transfer ,
Antalya KONYA transfer , Antalya KONYA ulaşım
KÜTAHYA Antalya transfer ,
MALATYA Antalya transfer ,
MANİSA Antalya transfer ,
KAHRAMANMARAŞ Antalya transfer ,
MARDİN Antalya transfer ,
MUĞLA Antalya transfer ,
MUŞ Antalya transfer ,
NEVŞEHİR Antalya transfer ,
NİĞDE Antalya transfer ,
ORDU Antalya transfer ,
RİZE Antalya transfer ,
SAKARYA Antalya transfer ,
SAMSUN Antalya transfer ,
SİİRT Antalya transfer ,
SİNOP Antalya transfer ,
SİVAS Antalya transfer ,
TEKİRDAĞ Antalya transfer ,
TOKAT Antalya transfer ,
TRABZON Antalya transfer ,
TUNCELİ Antalya transfer ,
ŞANLIURFA Antalya transfer ,
UŞAK Antalya transfer ,
VAN Antalya transfer ,
YOZGAT Antalya transfer ,
ZONGULDAK Antalya transfer ,
AKSARAY Antalya transfer ,
BAYBURT Antalya transfer ,
KARAMAN Antalya transfer ,
KIRIKKALE Antalya transfer ,
BATMAN Antalya transfer ,
ŞIRNAK Antalya transfer ,
BARTIN Antalya transfer ,
ARDAHAN Antalya transfer ,
IĞDIR Antalya transfer ,
YALOVA Antalya transfer ,
KARABÜK Antalya transfer ,
KİLİS Antalya transfer ,
OSMANİYE Antalya transfer ,
DÜZCE Antalya transfer ,

ADANA Antalya transfer , ADIYAMAN Antalya transfer , AFYONKARAHİSAR Antalya transfer ,AĞRI Antalya transfer , AMASYA Antalya transfer , ANKARA Antalya transfer , ANTALYA Antalya transfer , ARTVİN Antalya transfer , AYDIN Antalya transfer , BALIKESİR Antalya transfer , BİLECİK Antalya transfer , BİNGÖL Antalya transfer , BİTLİS Antalya transfer , BOLU Antalya transfer , BURDUR Antalya transfer , BURSA Antalya transfer , ÇANAKKALE Antalya transfer , ÇANKIRI Antalya transfer , ÇORUM Antalya transfer , DENİZLİ Antalya transfer , DİYARBAKIR Antalya transfer , EDİRNE Antalya transfer , ELAZIĞ Antalya transfer , ERZİNCAN Antalya transfer , ERZURUM Antalya transfer , ESKİŞEHİR Antalya transfer , GAZİANTEP Antalya transfer , GİRESUN Antalya transfer , GÜMÜŞHANE Antalya transfer , HAKKARİ Antalya transfer , HATAY Antalya transfer , ISPARTA Antalya transfer , MERSİN Antalya transfer , İSTANBUL Antalya transfer , İZMİR Antalya transfer , KARS Antalya transfer , KASTAMONU Antalya transfer , KAYSERİ Antalya transfer ,

KIRKLARELİ Antalya transfer , KIRŞEHİR Antalya transfer , KOCAELİ Antalya transfer , KONYA Antalya transfer , KÜTAHYA Antalya transfer , MALATYA Antalya transfer , MANİSA Antalya transfer , KAHRAMANMARAŞ Antalya transfer , MARDİN Antalya transfer , MUĞLA Antalya transfer , MUŞ Antalya transfer , NEVŞEHİR Antalya transfer , NİĞDE Antalya transfer , ORDU Antalya transfer , RİZE Antalya transfer , SAKARYA Antalya transfer , SAMSUN Antalya transfer , SİİRT Antalya transfer , SİNOP Antalya transfer , SİVAS Antalya transfer , TEKİRDAĞ Antalya transfer , TOKAT Antalya transfer , TRABZON Antalya transfer , TUNCELİ Antalya transfer , ŞANLIURFA Antalya transfer , UŞAK Antalya transfer , VAN Antalya transfer , YOZGAT Antalya transfer , ZONGULDAK Antalya transfer , AKSARAY Antalya transfer , BAYBURT Antalya transfer , KARAMAN Antalya transfer , KIRIKKALE Antalya transfer , BATMAN Antalya transfer , ŞIRNAK Antalya transfer , BARTIN Antalya transfer , ARDAHAN Antalya transfer ,
Antalya Kırşehir transfer
Antalya ile Kırşehir arası 548 Km. Bu mesafe arabayla yaklaşık olarak 7 saat 1 dakika sürecektir. Uçak ile seyahat etmeyi planlıyorsanız, 393 Km olan yolculuğu yaklaşık olarak 1 saat 1 dakika sürede tamamlayabilirsiniz.
Antalya Kırşehir transfer hizmetleri vermekteyiz.

Şehirler arası ve Antalya içi ulaşımlarınız veya transferlerinizde sadece size özel tahsis edilmiş araçlarımızla hizmet vermekteyiz.
Özellikle Antalya çıkışlı ulaşımlarınız da , özel olarak temizlenmiş ve dezenfekte edilmiş araçlarımızla , araçta sadece siz olduğunuzu garanti ederiz.
Yolculuğunuzu sağlıklı ve konforlu bir şekilde yapmanızı sağlamaktan mutluluk duyarız. Amacımız sizin hijyen koşullarında gideceğiniz yere ulaştırmaktır.
Araçlarımız 8 kişilik minibüs , 10 kişilik minibüs , 13 kişilik minibüs , 16 kişilik minibüsler olmak üzere sizin hizmetinize sunulmuştur. Sizin özel araç isteğiniz durumunda vip araçlarımız Mercedes vito vip ve Mercedes sprinter vip başta olmak üzere olarak hizmetinizdedir.
İstediğiniz adresten size tahsis edilmiş araçlarımızla alalım istediğiniz adrese veya istediğiniz şehirdeki adrese bırakalım.

Kırşehir

Genel Bilgiler

Yüzölçümü: 6.570 km²
Nüfus: 256.862 (1990)
İl Trafik No: 40

Hakkında Bilgi

Binlerce yıldır çeşitli uygarlıklara sahne olan Kırşehir ili, yalnız çeşitli tarihi eserleri, yeraltı şehirleri ile değil zengin termal kaynakları, Seyfe Gölü (Kuş Cenneti) gibi doğal güzellikleri ile de dikkat çekmektedir.

İLÇELER:

Kırşehir ilinin ilçeleri ; Akçakent, Akpınar, Boztepe, Çiçekdağı, Kaman ve Mucur'dur.

NASIL GİDİLİR?

Karayolu : Terminal, Kent merkezine yaklaşık 2 km. uzaklıktadır. Terminale belediye otobüsleri, dolmuş ve özel taksiler çalışmaktadır. Otogar Tel : (+90-386) 212 28 66 - 213 20 26

Demiryolu : Tren garı kent merkezine 1km uzaklıktadır.

GEZİLECEK YERLER

Müzeler

Kırşehir Müzesi
Adres: Kültür Merkezi İçi - Kırşehir
Tel: (386) 213 33 91

Örenyerleri

Mucur Yeraltı Şehri - Mucur İlçe Merkezi
D. İnlimurat Yeraltı Şehri - Merkez / D. İnlimurat Köyü

Çağırkan Kale Höyük: Kırşehir-Kaman karayolu üzerinde, Kaman ilçesine 9km.uzaklıktaki Çağırkan kasabasındadır.M.Ö.3000'den İslami Döneme kadar iskan görmüştür.

Merkez Kalehöyük: Şehir merkezinde bulunan Kalehöyük, milattan önceki dönemlerden itibaren günümüze kadar iskan görmüştür.

Hashöyük: İl merkezine 35 km uzaklıktaki Hashöyük'te yapılan kazılarda, Hitit Dönemine ait kalıntılar bulunmuştur.

Mucur Yeraltı Şehri: Mucur ilçe merkezinde bulunan yeraltı şehri, M.S. 3. ve 4.yy.larda kurulmuştur. Yerden 7-8 m. derinlikte olan bu şehirde 42 oda, dehlizler, ahırlar, ibadet yerleri, gizli yollar ve geçitler ve havalandırma bacaları bulunmaktadır.

Dulkadirli İnli Murat Yeraltı Şehri: İl merkezine 58 km. uzaklıktaki Dulkadirli İnli Murat köyündedir. M.S.4-5.yy.'larda yapıldığı sanılmaktadır. Üç ana mekan ve bu mekanlara açılan 10 odadan oluşmaktadır.
Antalya transfer , şehirler arası transfer , Antalya transfer hizmetleri , Lara transfer , kundu transfer, Belek transfer, Side transfer, Manavgat transfer, Kızılağaç transfer , Kızılot transfer, Alanya transfer , Konaklı transfer, Mahmutlar transfer, Beldibi transfer , Göynük transfer , Kemer transfer , Kiriş transfer , Çamyuva transfer, Tekirova transfer Finike transfer , demre transfer, çıralı transfer, olimpos transfer, adrasan transfer , kumluca transfer , kaş transfer , kalkan transfer , fethiye transfer , gibi bir çok bölgelere transfer hizmetleri verilmektedir.

Cami, Türbe ve Kiliseler

Cacabey (Medresesi) Cami: İl merkezinde bulunan Medrese, 1271-1272 yıllarında yaptırılmıştır ve günümüzde cami olarak kullanılmaktadır.Selçuklu Döneminde astronomi yüksekokulu olarak hizmet vermiştir. Yapıdan ayrı olan minaresi de gözlem kulesi olarak kullanılmıştır.

Ahi Evran Camii ve Türbesi: 1482 yılında, Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran adına yaptırılan Cami ve Türbe, il merkezinde bulunmaktadır.Türbeye, cami içinden bir merdivenle çıkılmaktadır.

Lala (Lale) Camii: İl merkezinde, Melik Gazi Kümbetinin hemen yanındadır. Caminin mimari tarzı, 13. yüzyılda kervansaray veya darphane olarak yaptırıldığı kanısını uyandırmaktadır.

Kümbetler: Melik Gazi Kümbeti: İl merkezinin güneydoğusunda bulunan kümbetin 13. yüzyılda yaptırıldığı tahmin edilmektedir.

Dikkate değer diğer kümbetler ise Kalender Baba Kümbeti ile Fatma Hatun kümbetleridir.

Türbeler: Aşıkpaşa Türbesi, Cacabey Türbesi, Süleyman Türkmani Türbesi, Muhterem Hatun Türbesi, Yunus Emre Türbesi yörede görülmeye değer eserlerdir.

Derefakılı Kiliseleri: Hıristiyanlığın ilk kiliselerinden olan bu yapılar, Akçakent ilçesinin Derefakılı köyündedir.

Kaleler

Kuş Kalesi: Kaman yakınındaki Kuş Kalesi'nin Hititler Döneminde yaptırıldığı ve Bizans Dönemi'nin sonuna kadar kullanıldığı tahmin edilmektedir.

Keçi Kalesi: Kırşehir merkezine bağlı Kızılca köyünün kuzeydoğusundadır. Bizanslılar tarafından yapılan kalenin duvar kalıntılarının bugünkü yüksekliği 2-3 m.dir. Kırşehir kalelerinin en büyüklerindendir.

Kervansaraylar

Kesikköprü Kervansarayı: (Cacabey Hanı) Kırşehir'in 23 km. güneyindeki Kesikköprü köyünde bulunan kervansaray ile yanındaki köprü, 1248 yılında Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kırşehir Emiri Nurettin Caca tarafından yaptırılmıştır. İki ayrı renkli taştan yapılmış olan taç kapısı, taş işçiliği ile dikkati çekmektedir.

Kaplıcalar

Terme Termal Turizm Merkezi
Yeri: Kırşehir belediye sınırları içerisinde yer alır.
Suyun Isısı: 40oC -56oC
PH Değeri: 6,2

Özellikleri: Bikarbonatlı, Klorürlü, Kalsiyumlu, Sodyumlu, Sarbondioksitli, Florürlü bir bileşime sahiptir.

Yararlanma Şekilleri: İçme ve banyo kürleri

Tedavi Ettiği Hastalıklar: Romatizma, kalp ve kan dolaşımı, kadın, sinir ve kas yorgunluğu, sinirsel hastalıklar, ameliyat sonrası rahatsızlıklar ile eklem ve kireçlenme gibi hastalıklara olumlu etki yapar.

Konaklama Tesisleri: 200 yataklı 3 yıldızlı otel mevcuttur.

Korunan Alanlar

- Seyfe Gölü Tabiatı Koruma Alanı
- Kuş Gözlem Alanı
- Kızılırmak Havzası

COĞRAFYA

İl toprakları 900-1200 m. yükseklikteki yaylalardan oluşmuştur. Yayla yüzeyi üzerinden yüksekliği 1700 m.ye ulaşan dağlar bulunur. Kırşehir ilinden irili ufaklı birçok akarsu geçmekte olup, Kızılırmak bunlardan biridir. Kırşehir genel olarak bozkır görünümündedir. Orman bakımından fakirdir. Vadi tabanlarında ve sulak yerlerde yer yer kavaklık ve meyve bahçeleri vardır.

Kırşehir'in karasal bir iklimi vardır. Kışları soğuk ve sert geçerse de Doğu Anadolu'da olduğu gibi sürekli değildir. Yazları sıcak ve kurak, ilkbahar yağmurlu, sonbahar az yağmurludur.

TARİHÇE

Kırşehir ve çevresinde yapılan araştırmalar ilin tarihinin, Eski Tunç Çağı'na (M.Ö. 3000-2000) kadar uzandığını göstermektedir. Daha sonra Hititler, Frigler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklu ve Osmanlılar yörede hüküm sürmüştür.

Yüzyıllarca Anadolu'nun ticari ve ekonomik hayatında büyük rol oynamış olan Ahilik, 13.yy.'da Kırşehir'de kurulmuştur. Bir esnaf örgütü olan Ahiliğin temeli doğruluk, karşılıklı yardımlaşma ve saygıya dayanmaktadır.

NE YENİR?

Tandırda çömlek paça, keşkef mutlaka tadılmalıdır.

NE ALINIR?

Kırşehir'in meşhur 'onyx' taşından yapılma el sanatı ürünlerinden satın alabilirsiniz.

YAPMADAN DÖNME

Cacabey Camii, Ahi Evran Camiini, Çağatay Medresesini görmeden,
Termal kaplıcaları ziyaret etmeden,
'Onxy'den yapılmış hediyelik eşya satın almadan,
Keşkef tatmadan
...Dönmeyin.
KIRŞEHİR İlçeleri

AKÇAKENT
AKPINAR
BOZTEPE
ÇİÇEKDAĞI
KAMAN
MUCUR
Yöresel Yemeklerimiz

Türk misafirperverliğinin en çarpıcı ve göz alıcı örneklerinin sergilendiği Sofra, Anadolu insanının insana verdiği değerin en güzelörneğidir. Evine misafir gelen bir aile Kiler'inde sakladığı en değerli yiyeceklerini misafirine cömertçe ve gururla sunar. Burada misafirin kişiliği yada konumu çok etkin değildir. Tanrı misafiridir ve kişinin evine ne kadar çok misafir gelir, yenilir içilir ise o evdeki bet-bereket o nisbette artar.

İşte bu yoldan hareketle, Anadolu Türk kültürünü en güzel şekliyle yaşayan ilimiz insanı kendi yaratıcı zekasını Yemek yaparken de kullanmasını bilmiş, kendi ürettiği ürününü hem en iyi şekilde değerlendirmiş, hem de güzel yemekler yaparak damak zevkini gidermiştir.

Tandırda Çömlek Paça Kaynak Kişi : Sebahat BAŞ, 65, Merkez
Koyun veya kuzunun baş ve ayakları, tüyleri temizlendikten sonra parçalanır. Bir çömlek içine sarımsak ye su ilave edilerek baş ve ayaklar konur.Çömleğin ağası bağlanarak közlü bir tandırın içine gömülür.Piştikten sonra üzerine limon, sirke gibi şeyler sıkılarak servis yapılır.

Çömlekte Kuru Fasulye Kaynak Kişi : Sebahat BAŞ, 65, Merkez
Kuru fasulye haşlanır ve suyu süzülür. Kuşbaşı etler biraz pişirildikten sonra üzerine salça, yağ, soğan ve tuz ilave edilir.Haşlanmış fasulye ve etler içinde sıcak su bulunan bir gömleğin ağzı kapatılarak köz halinde bulunan tandırın içine konur. İki saat piştikten sonra çıkartılıp servis yapılır.

Et Yahnisi Kaynak Kişi : Nevin ŞAHİN, 40, Ecikagıl Köyü
Etler kuşbaşı şeklinde küçük parçalar halinde doğranır. İçine soğan, biber, domates ve diğer baharatları konularak yağ ile kavrulur.Daha sonra suyu ilave edilerek pişirilir ve servis yapılır.

Madıkmak Kaynak Kişi: Nevin ŞAHİN, 40, Ecikağıl Köyü
Madımaklar yıkandıktan sonra içine salçası ve yağı ilave edilerek biraz kavrulur.Daha sonra suyu konur va suyun biraz çekilmesine yakın bulgur atılır. Bulgur pişince indirilir ve servis yapılır. İsteyen üzerine sarımsaklı yoğurt katıp yiyebilir.

Kesme Aşı Kaynak Kişi: Deniz ÇALIŞIR, 30, Merkez
Yağda, ince doğranmış soğan iyice pembeleştirilir. Salça, baharat ilave edilip hafifçe kavrulur. Su veya at suyu ilave edilip, kaynamaya bırakılır. Kaynayınca haşlanmış yeşil mercimek ilave edilip bir müddet pişirilir (20-30 dakika) Daha sonra daha önceden kesilip hazırlanan kurutulmuş mantılar ilave edilip, bir sürede onunla pişirilir. Piştikten sonra indirilerek servis yapılır.

Yoğurt (Ayran) Çorbası Kaynak Kişi: Aliye AKKUYU 51, Merkez
Haşlanmış, yarışa, nohut, yeşil mercimek, süzme yoğurtla iyice karıştırılır. 1-2 kaşık un, 1 yumurta ve su ilave edilerek ayran kıvamına gelinceye kadar iyice karıştırılır.Daha sonra ateşte aynı yöne doğru kaynayıncaya kadar karıştırılır. Kaynayınca ara sıra karıştırılarak bir süre pişirilir.Ateşten indirilip yağ nane arzuya göre salça ile sos yapılıp çorbanı» Üstüne dökülerek servis yapılır.
Antalya ulaşım , şehirler arası ulaşım , Antalya ulaşım hizmetleri , Lara ulaşım , kundu ulaşım, Belek ulaşım, Side ulaşım, Manavgat ulaşım, Kızılağaç ulaşım , Kızılot ulaşım, Alanya ulaşım , Konaklı ulaşım, Mahmutlar ulaşım, Beldibi ulaşım , Göynük ulaşım , Kemer ulaşım , Kiriş ulaşım , Çamyuva ulaşım, Tekirova ulaşım , Finike ulaşım , demre ulaşım, çıralı ulaşım, olimpos ulaşım, adrasan ulaşım , kumluca ulaşım , kaş ulaşım , kalkan ulaşım , fethiye ulaşım branşlarında bir çok bölgelere ulaşım hizmetleri verilmektedir.
Topalak (Etsiz Köfte) Kaynak Kişi: Gülizar YAŞAR, 40, Merkez
Bulgur, yumurta, ince doğranmış soyan, un, tuz, baharatla yoğrulup küçük yuvarlak toplar yapılır.Bir tencerede yağ eritilip küçük bir soğan, ince doğranıp pembeleştirilip, salça ilave edilir, eteri kadar tuz, su ilave edilin, kaynamaya bırakılır.Kaynayan salçalı suya yapılan toplar ilave edilip pişirilir,

Düğür Çorbası Kaynak Kişi: Deniz ÇALIŞIR, 30, Merkez
Pencerede yağ eritilip, ince doğranmış soğan pembeleşinceye kadar kavrulur. Su veya et suyu, tuz, kırmızı acı biber veya pul biber (arzuya göre) ilave edilir. Kaynamaya bırakılır. kaynayınca düğür ilave edilip, düğürler pişinceye kadar beklenir.Daha sonra indirilerek servis yapılır,

Lepe (Sütlü Pilav) Kaynak Kişi: Ramazan TOKLUCU, 54
Ecikağıl Köyü
2 ölçü kaynayan süte (koyun sütü tercih edilir) 1 ölçü bulgur, tuz ilave edilip pişirilir.Üstüne bol acıbiber ilave edilerek yenilir.

Pancar Çırpması Kaynak Kişi: Hacer PARLATAN, 45
Dedeli Köyü
Şeker pancarı rendelenir, yeşil mercimekle birlikte haşlanır. Haşlanan mercimek ve pancara yağ ilave edilerek kavrulur. Daha sonra su, salça ve baharat ilave edilerek pişmeye bırakılır. Bir müddet piştikten sonra indirilerek servis yapılır.

Yarma Aşı Kaynak Kişi: Gülizar YAŞAR, 40, Merkez,
Yarma haşlanıp soğutulur. Süzme yoğurt koyu bir ayran kıvamına gelinceye kadar su ilave edilip suda iyice özleştirilir. Haşlanmış yarma ve tuz ilave edilip karıştırılır. Üzerine bolca kuru nane oğuşturularak dökülüp servis yapılır.

Keşkef Kaynak Kişi: Sebahat BAŞ, 65, Merkez
Döğülmüş buğday birkaç gün ıslatılır. Kabarınca bir kepçe ile ezilir. İnce lif haline getirilmiş yağlı etle muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir. Üzerine salçalı yağ dökülüp servis yapılır.

Çullama Kaynak Kişi: Zeynep DELLAL, 50, Merkez
Yağsız küçük küçük doğranmış etler (tavuk etide olabilir) suda haşlanır. Etin suyu ayrılır. Un ile et suyu bir kapta çırpılır, tuz atılır.Bulamaç haline gelir. Tencerede haşlanmış et parçalarıda katılarak sürekli karıştırmak suretiyle pişirilir. Muhallebi kıvamından biraz daha sulu hale gelince ateşten indirilir. Tavada biber ve tereyağ yakılır.Bulamacın üzerine dökülür ve servis yapılır.

Soğanlama Kaynak Kişi: Zeynep DELLAL, 50, Merkez
Soğan fazla ince olmamak kaydıyla doğranır, yıkanır. Tencereye yağ salça ve baharat konur. Küçük parçalar halinde doğranmış etler(tavuk eti de olabilir.Eğer et yoksa yumurtayla olur.) yağ ve salçayla kavrulur. Üzerine soğanı dökülür. Soğanla birlikte kavrulur. Suyu ilave edilir.Tuzu atılır.Et suyu kullanılabilir.Soğanların diriliği kaybolunca pişmiş demektir.

Kürt Pilavı Kaynak Kişi: Elif KURT, 65, Yenidoğanlı
Köyü/Boztepe
Et (genellikle kuzu eti) bir parça kuyruk yağı ve tuz atılarak suda haşlanır. Haşlanan et sudan çıkartılır.Kişiye göre ayarlanan et suyuna yine ona göre bulgur atılır ve pişinceye kadar kaynatılır.Suyu çekilince ateşten indirilir. Pilav başka bir kaba boşaltılır ve üzerine tereyağ döküldükten sonra haşlanan etlerde üzerine ilave edilerek servis yapılır.

Sebzeli Bulgur Pilavı Kaynak Kişi: Elif KOÇ, 45, Merkez
Yeşil biber, domates ince doğranıp ya da kavrulur.Bir miktar salça, soyulmuş, kara kara doğranmış bir patates ve patlıcan ilave edilip kavrulur.1 ölçü bulgur ilave edilip bir dakika kadar karıştırılarak kavrulur. 2 ölçü et suyu, tuz ilave edilip pişirilir.Ateş kapatılıp 5-10 dakika dinlenince servis yapılır.Arzuya göre biraz sulu pişirilip yufka ekmeğin üzerine dökülerek yenilir.

Çirleme Kaynak Kişi: Fatma ARDIÇ, 50, Merkez
Kuşbaşı doğranmış etler haşlanır. Daha sonra ince doğranmış soğan yağda pembeleştirilerek baharat, tuz, güzel temizlenmiş ve sıcak suda yıkanmış kuru Üzüm, haşlanmış et, yeteri kadar su ve pekmez ilave edilerek pişirilir. Piştikten sonra sıcak servis yapılır.
Antalya transfer , şehirler arası transfer , şehirler arası transfer Antalya , özel araç transferi , özel araç transferi Antalya , özel araçla şehirler arası ulaşım Antalya , şehirler arası ulaşım , şehirler arası ulaşım antalya , özel araçla şehirler arası transfer Antalya , vip araçla şehirler arası ulaşım , vip araçla şehirler arası ulaşım Antalya , vip araçla şehirler arası transfer , vip araçla şehirler arası transfer Antalya , şehirler arası özel ulaşım , şehirler arası özel ulaşım Antalya , Antalya ulaşım , Antalya ulaşım hizmetleri ile sizlerin yanınızdayız.
Boranı Kaynak Kişi: Sebahat BAŞ, 65,
Kırşehir/Merkez
Kuşbaşı şeklinde doğranmış et tencerede biraz kavrulur. Daha sonra etin üzerine dilim dilim ayva doğranır. Soğan, biber, salça re yeteri kadar su ilave edilir. Pişmeye yakın şekeri ve tuzu katılır.Piştikten sonra ateşten indirilerek servis yapılır. (şeker yerine pekmezde katılabilir)

Sündürme Kaynak Kişi: Ayşe KAÇMAZ, 42, Merkez
Yufka ekmek iyice ıslanır ve peynirle karıştırılır. Daha sonra tavaya yağ konur ve o karışım bununla 5-10 dakika pişirilir, piştikten sonra servis yapılır.

Ayva Dolması Kaynak Kişi: Feride EKİCİ, 65
Ecikağıl Köyü
Ayvaların kabukları soyulup, içleri oyulur.Daha sonra kıyma, çeşitli baharatlar, salça ve pirinç karıştırılıp yoğrularak iç hazırlanır.Hazırlanan bu iç ayvanın içerisine doldurulur ve tencereye dizilir.Üzerine yeteri kadar tuz ve su ilave edilerek ayvalar yumuşayıncaya kadar pişirilir.Daha sonra üzerine şeker veya pekmez ilave edilir. İyice piştikten sonra ocaktan indirilir. Tereyağ yakılarak üzerine dökülür ve servis yapılır.

Kırşehir Mutfağında Yemekte kullanılan araç ve gereçler
1. Kepçe (Çömçe) (Ağaç-krom)
2. Kevgir (diliştir) ( krom, bakır, aliminyum)
3. Tencere (kazan) (bakır, aliminyum, emaye, çelik)
4. Hereni (büyük tencere) (bakır)
5. Çorba tası (emaye, aliminyum, bakır)
6. Pilav tepsisi (Bakır)
7. Sini (bakır, krom)
8. Sofra bezi
9. Sofra altı (ağaç, metal)
10. Çatal (metal)
11. Kaşık (metal)
12. Ekmek küleği (ağaç)
13. Tara (bakır, krom)
Seyfe Gölü, Orta Anadolu’da bulunan birkaç tuzlu gölden biridir. Kırşehir’in kuzeydoğusunda yer alan göl, Mucur’a 16 km. uzaklıktadır. Yöre, sulak ve yer yer sazlık, bataklık alanlardan oluşmaktadır. Gölün doğusunda, kıyıya yakın sazlıklardan oluşmuş pek çok adacık vardır. Bu adacıklar ve göl çevresinde, ötücü kuşlar da dahil olmak üzere toplam 187 kuş türünün varlığı mevcuttur. Göl, su kuşlarının beslenme, üreme ve konaklama alanı olarak sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da önemli sulak alanlarındandır.

Gölde, dünyanın en büyük flamingo topluluklarından biri ( 320 bin adet) barınmaktadır. Göl, aynı zamanda sonbaharda yüz binlerce ördeğin konaklama alanıdır. Seyfe gölünde beslenen ve konaklayan diğer önemli kuş türleri; çamurcunlar, pelikanlar, balıkçıllar, yağmurcunlar, kazlar, kılıç gagalar, martılar, bababanlar ve sumrulardır. İlkbaharda gölün doğusundaki adacıklarda bu kuşlar başta olmak üzere çeşitli türlerden binlerce kuş yuva yapmaktadır. Ayrıca Malya Devlet Üretme Çiftliği alanında toy, turna gibi büyük kuşlar da barınmaktadır. Seyfe gölü çevresi, sonbaharda leyleklerin önemli toplanma alanlarındandır. Bölgede 480 bin kuşun bir arada yaşadığı tespit edilmiştir.

Seyfe Gölü içindeki en güzel görüntüler Seyfe Köyü yakınlarında bulunan höyükten izlenmektedir. Ayrıca Seyfe’nin Badıllı mahallesinden de göl kenarına kadar gelip, gölün güzelliğini ve flamingoları seyretmek mümkündür. Ayrıca, yaz ayların da flamingolar gölün bir çok kesiminden de seyredilebilir. Ancak göl kenarından gözlemevinin bulunmaması yakından izleme olanağını kısıtlamaktadır.

Uluslar arası kuruluşlara göre; 24 saat içinde, 25 binden fazla su kuşunun bir arada bulunduğu bölgeler birinci derece sit alanı olarak ilan edilmektedir. Seyfe Gölü bu sınıflandırmanın üzerinde olduğu için bir çok yabancı kuş bilimcilerinin ve çevrecilerin dikkatini çekmektedir. Göl ve çevresi 1990 tarihinde “ Tabiatı Koruma Alanı” ilan edilmiştir. Göl aynı zamanda birinci derece “ Doğal Sit Alanı”dır. Uluslar arası Kuşları Koruma Konseyi ( ICDP), Seyfe Gölü’nde yaşayan 27 tür kuşu koruma listesine almıştır. Nesilleri azalan bu kuşlar, Türkiye’nin de taraf olduğu Bern sözleşmesi ile koruma altına alınmıştır .

Bölgenin hem tanıtılması hem de korunması için başlatılan çalışmalara hızla devam edilmektedir. Seyfe Gölü, Orta Anadolu’da turizmin en yoğun olduğu bölge olan Kapadokya’ya yakındır.

Ancak son yıllarda gölü besleyen su kaynakları ile ilgili hatalı uygulamalar gölün büyük çapta kurumasına neden olmuştur. Kuraklığın devamı halinde bölgeyi terk eden çok sayıda kuş türünün Uluslar arası kuş göç yolu üzerindeki bu bölgeye bir daha uğramayabileceği endişesi vardır.

Hirfanlı Baraj Gölü
Baraj alanı Kaman, Kırşehir merkezi, Evren, Şereflikoçhisar ve Sarayiçi ilçelerini kapsar. Tuz gölünün kuzey doğusunda Kızılırmak üzerinde yer alan büyük baraj gölüdür. En derin yeri 70 metredir. Son yıllarda burada bulunan en yüksek su kuşu sayısı 133.809’dur. Büyüklüğünden dolayı alanın tamamı aynı gün içerisinde sayılamadığı için kışlayan gerçek su kuşu sayısının daha da fazla olduğu sanılmaktadır.

Bunlar arasında Macar ördeği (3560), elmabaş pakta ( 13.430), tepeli pakta (14.550), dikkuyruk (122) ve sakarmeke (68.350) sayılabilir. Bunlar, gözlemlerden elde edilmiş en yüksek sayılardadır. Baharda, büyük sayıda angıt ( en çok 2070) gözlenmiştir. Bölgedeki sulak alanlar donduğunda, göle çok sayıda su kuşu gelmektedir. Baraj Gölü adacıklardan az sayıda gülen sumrunun kuluçkaya yattığı bilinmektedir.

Baraj gölünün çevresinde yaz mevsiminde plaj ve piknik alanı olarak kullanılan ideal yerlerden biridir. Orta Anadolu’nun deniz ve plaj özlemini karşılayabilecek durumda olan hirfanlı barajı göl manzarası, çamlıkları, plajları ve sosyal tesisleri ile oldukça ilgi çekmektedir. Ayrıca göl balık avına da elverişlidir.
Göl çevresindeki en güzel doğal plajlar: Kırşehir’e 50 km uzaklıktaki Toklumen Köyü ile 25 km uzaklıktaki Sıdıklı Büyükoba Köyü kumsalları özellikle de Davulağıl bölgesinin plaj ve tesisleri ile Kamana 16 km uzaklıktaki Savcılı Büyükoba kumsallarıdır. Ayrıca il merkezine 27-30 km uzaklıkta bulunan Yeşilli, Uzunali ve Karaduraklı köylerinin Baraj kıyıları da doğal plajlardır. Yaz aylarında bu çevreler kamp alanı olarak kullanılmaktadır. Tüm bu yerlere ulaşım asfalt yollar sayesinde oldukça kolaydır. Hirfanlı barajındaki sosyal tesisler ile Toklumen kasabasındaki Aşık Sait tesisleri ve Savcılı Büyükoba tesisleri restoran ihtiyacını karşılamaktadır.
Termal Sular ve Kaplıcalarımız
Termal Sular ve Kaplıcalar
Termal kaynaklar bakımından oldukça zengin olan Kırşehir, Termal Turizm açısından da iddialı şehirler arasında yer almaktadır. Termal Kaynaklar ile ilgili potansiyellerin ortaya çıkarılması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yürütmekte olduğu “Termal Turizm Kentleri Projesi” kapsamına da alınan Kırşehir’in, en önemli kaplıcaları arasında Terme Kaplıcası, Karakurt Kaplıcası, Bulamaçlı Kaplıcası ve Mahmutlu Kaplıcası bulunmaktadır.
TERME KAPLICASI
Kırşehir’in merkez Kuşdilli Mahallesi’nde bulunmaktadır.
Terme jeotermal sahası Kırşehir ilinin en önemli jeotermal alanlarından biridir.
Sahada termal turizm, seracılık ve şehir ısıtmacılığı yapılmaktadır. 1974 yılından bu yana 9’u MTA, 3’ü özel sektör olmak üzere toplam 12 kuyu açılmıştır. Bu kuyulardan 2 tanesi jeotermal ısıtma sisteminde ki bu sayede 1800 konuta eşdeğer işyeri ve konut ısıtılmakta, 5’i otel kaplıcaları ve serada kullanılmaktadır. 5’i bekletilmektedir. 92-500m derinlikteki kuyuların 11.10.2005 tarihinde MTA tarafından yapılan ölçümlerde; 30,3(°c) - 57(°c) arasında sıcaklığı, 5,2 L/sn-88,5 L/sn arasında debisi bulunmaktadır. Kullanılan 9 kuyunun debisi toplamı 349,8 L/sn ’dir.
İstanbul Üniversitesi Tıbbi Ekoloji ve Hidro Klimatoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin Kırşehir Terme Kaplıcası ile ilgili fiziksel - kimyasal ve biyoloji analiz raporu ve tıbbi değerlendirmesi ele alınarak, bu tür maden suyu ile yapılacak kaplıca uygulamalarında, genel olarak banyo-havuz, içme ve inhalasyon kürü olanaklarının düzenlenmesi yararlıdır.
Bu tür uygulamalarla:
- Eklem ve eklem dışı romatizmalı hastalıkların kronik dönemlerinde,
- Damar sertliğinde,
- Felçlerin rehabilitasyonunda,
- Negatif sinir bozukluğuna bağlı yetersizlikler, sürmenaj ve yorgunlukta,
- Diyabet, gut ve şişmanlık ile gelen hastalıklarda,
- Karaciğer, safra kesesi, mide, bağırsak hastalıklarında,
- Böbrek taşlarında,
- Hipertansiyon, kronik bronşit ve üst solunum yolu iltihaplarında olumlu
sonuç alınmaktadır.
Prof. Dr. Baade 'nin Terme Kaplıcası Hakkında Yaptığı İnceleme Raporunda ise kaplıca suyu hakkında şu ifadelere yer verilmiştir:
“Bu su, Türkiye'de değil Avrupa'da bile az bulunan bol sıcak ve hazım'ı karbonlu, çelikli bir maden suyudur. Böyle bir suyun kıymetini anlamak için kadın hastalıkları, kansızlık ve kalp hastalıkları için çok meşhur olan Bed Pyrmenede suyu ile mukayese edildiğinde, Bed Pyrmened'nin suyu, Kırşehir Terme suyu gibi hazım'ı karbonlu çelikli maden suyudur. Ancak bu su kendiliğinden çıkamaz. Tulumba ile çıkarılması suyun hazım'ı karbonu azaltır. Bu suyun binaen meşhur Bed Pyremenede suyuna mukabil kendi artezyen kuvveti ile 41,5 derece ile doğrudan doğruya kayalardan fışkıran Kırşehir Terme Suyunun çok kıymetli olduğu anlaşılmaktadır.”
TURİSTİK TESİSLER
Kırşehir kaplıcalarının şifalı sularından yararlanmak isteyenlere hizmet vermek üzere kurulmuş, 132 oda 296 yatak kapasiteli 3 yıldızlı Grand Terme Otel, 79 oda 160 yatak kapasiteli Temur Termal Otel, 22 oda 44 yatak kapasiteli Ahi Evran Üniversitesi’ne bağlı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi olmak üzere üç adet turistik tesis yer almaktadır. Ayrıca, şehir merkezine 2,5 km mesafede bulunan 5 yıldızlı konforuyla Makissos Termal Köy, 2010 yılında hizmete girecektir. Termal Köy’de, 180 standart, 2 bedensel engelli, 18 süit oda ve 1 adet kral dairesi olmak üzere toplam 201 adet oda bulunmakta, ayrıca 1+1 ve 2+1’lerden oluşan 56 adet teras ev yer almaktadır.
KARAKURT KAPLICASI
Kırşehir ili merkez ilçesine bağlı Karalar köyü sınırları içinde bulunmaktadır. Kaplıca Kırşehir’e 16 km mesafededir.
147,65 m derinlikteki kuyu 51(°c) sıcaklığa, 12 L/sn debiye sahiptir. Kaplıcada 50 yatak kapasiteli bir tesis bulunmaktadır. Banyo tedavisi ile; romatizma, nevraljin ve kadın hastalıkları gibi birçok rahatsızlığa karşı olumlu sonuçlar alınmaktadır.
Tesisin bulunduğu alan içinde aynı zamanda Tarihi Karakurt Ilıcası ile Kalender Baba Türbesi de bulunmaktadır.
BULAMAÇLI KAPLICASI
Kırşehir ili, Çiçekdağı ilçesi sınırları içindedir. Çiçekdağı'na 4 km mesafededir.
160m derinlikteki kuyu, 38(°c) sıcaklığa, 3 L/sn debiye sahiptir. Kompresörlü debi ise 7 L/sn ’dir.
20 yatak kapasiteli tesisi bulunan kaplıcada, banyo tedavisi ile romatizma, nevraljin, nevrit ve kadın hastalıkları gibi birçok rahatsızlığa karşı olumlu sonuçlar alınmaktadır.
MAHMUTLU KAPLICASI
Mahmutlu kaplıcasında, MTA tarafından son yapılan iki ayrı sondajla, 311,2m derinlikte 73,2(°c) 16 L/sn, kompresörlü 40 L/sn debili, 1149m derinlikte 76,5(°c) 33 L/sn, kompresörlü 80 L/sn debili iki kaynak bulunmuştur.
Kaplıcada tesis bulunmamaktadır.
KAMAN SAVCILI ILICASI
Kırşehir’in batısında Kaman’a 16 km. uzaklıktaki Savcılı kasabasında yer alan ılıca, üstü açık taş duvarlarla çevrili bir havuzun içinden çıkmaktadır. Debisi saniyede 1 litrenin altındadır. Çok az mineral ihtiva eden, sodyum bikarbonatlı su özelliğindedir. İçme tedavisinde de kullanılır. Kaynak, gerekli tesislerin olmamasından dolayı kaplıca olarak kullanılmamaktadır.
AVCI İÇMECESİ
Mucur’un 15 km. güneyindeki Avcı köyündedir. Kükürtlü olan su henüz tam olarak bilimsel analize tabii tutulmamıştır. Yöre halkınca yaygın olarak içme tedavisinde kullanılmaktadır
Tarihi Eserlerimiz

TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLER

İlk yerleşimin MÖ.. 3000’lere uzandığı Anadolu’nun ortasında bulunan Kırşehir zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Geçmişten günümüze pek çok uygarlıklara ev sahipliği yapmış Türk İslam dönemlerinde Türk kültürünün yaşatıldığı bir merkez olmuştur. O dönemde 13. ve 14. yy.da Ahi Evran, Hacı Bektaş, Cacabey, Aşıkpaşa, Ahmed-i Gülşehri gibi Kırşehir’de yetişmiş büyük insanlar eserleri ile, düşünceleri ile döneme damgalarını vurmuşlar, tarihteki önemli rolleri onları günümüze kadar yaşatmıştır.

CAMİLER

ALAADDİN CAMİİ : Kırşehir, Merkez, Kalehöyük üzerinde bulunmaktadır, Selçuklu döneminde Alaaddin Keykubat tarafından 1230 yılında yaptırılmıştır, 1893 yılında yapı tümden yıkılarak mutasarrıf Arif bey tarafından tekrar yaptırılmıştır. Yapının portalinin giriş kapısı melik muzafferüddin behram şaha ait medreseden getirildiği bilinmektedir. Yapının portali zengin Selçuklu plastik kabartmaları ile dikkati çekmektedir.

LALA CAMİİ (LALE): Yapının 13. yy. a ait olduğu sanılmaktadır. Camii moloz ve kesme taştan yapılmış olup payelere oturan üç kubbe ile örtülüdür. Bu gün camii olarak kullanılan yapının esasında bir darphane olabileceği düşünülmektedir.

KAPUCU CAMİİ : Osmanlı dönemine ait olmakla birlikte kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Yapıya üç kubbe ile örtülü son cemaat yerinden girilmektedir. Asıl ibadet mekanı kare planlı olup kubbe ile örtülüdür.

CARŞI CAMİİ : Osman döneminde 1864 yılında Hüseyin bey tarafından yaptırılmıştır. Kare planlı ibadet mekanı ağaç bindirme tekniği ile yapılmış kırlangıç tavan da denilen çatı örtmektedir. Yapının minaresi bulunmamaktadır.

BUÇUKLU CAMİİ : Caminin kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte son Osmanlı dönemine aittir. Dörtgen ibadet mekanının çatısı Marsilya piramidi ile örtülüdür. Basit ahşap direkli son cemaat yeri mevcut olup yapı kerpiçle inşa edilmiştir. Yapının batı tarafından beden tarafına bitişik olan tuğla minaresi otantik bir görünüm verir

MEDRESELER

CACABEY CAMİİ (MEDRESESİ)-CACABEY TÜRBESİ : Kırşehir kent merkezinde bulunan medrese Selçuklu döneminde Kılıçaslan oğlu Keyhüsrev zamanında Kırşehir emiri Nurettin Cibril Bin Cacabey tarafından 1271-1272 yıllarında bir gözlem evi medrese olarak yaptırılmıştır. Eser sonradan camiye çevrilmiştir. Birkaç kez onarılmış olup minaresindeki mavi çiniler nedeniyle halk arasında “ cıncıklı” camii adı ile anılmaktadır. Medrese kesme taştan yapılmış olup kare planlıdır. İki eyvanlı kapalı avlulu medreseler gurubuna girmektedir. Döneminde astronomi yüksek okulu olarak hizmet vermiştir.

Mukarnas kavsaralı iki renkli taş işçiliğinin uygulandığı taç kapısı bulunmaktadır. Kuzeyindeki giriş kapısı işlemelidir, yapıdan ayrı olan tuğladan yapılmış çinili ve tek şerefeli minaresi ilk önce gözlem yeri olarak kullanıldığını göstermektedir. Ana eyvanda yer alan karşılıklı iki sütun koni ve küre biçimlerinin üst üste bindirilmesiyle oluşturulmuştur. Bu sütun düzenlemesinin Anadolu Türk sanatında başka bir örneği bulunmamaktadır. Cacabey camiinin sol bitişiğinde Cacabey’e ait bir türbe bulunmaktadır.

ZAVİYELER

AHİ EVRAN ZAVİYESİ : 1482 yılında Ahilik teşkilatının kurucusu Ahi evran adına yaptırılan camii bu gün aynı adı taşıyan semt’te bulunmaktadır. Külliye Ahi evran’ın türbesi ile zaviye- tekke olarak kullanılan mekanlardan oluşmaktadır. Üç kubbe üzerine kare planlı olup kesme taştan inşa edilmiştir. Ana mekanı sağında mescit, solunda Ahi evran’ın mezarının olduğu türbe yer alır, tek minareli yapı 1972 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünce restore edilerek camii olarak hizmete

TÜRBE ve KÜMBETLER

MELİKGAZİ KÜMBETİ: Kırşehir ili merkezinde bulunan kümbet 1240-1250 yılları arasında Mengüçük Oğullarından Melik Muzaffereddin Behram Şah adına eşi tarafından yaptırılmıştır. Kümbet, köşeleri pahlı kare kaide üzerine sekizgen gövdelidir. Silindirik konik külaha geçişte üçgen pahlar kullanılmıştır.Bu pahlarla kümbete çadır görünümü verilmiş olup Türk Türbe mimarisinin Orta Asya Çadır sanatından etkilendiği, hatta kümbetlerin menşeinin Orta Asya Sanatı olduğu savını kuvvetlendiren örneklerden birisidir.

FATMA HATUN KÜMBETİ: Merkez Medrese mahallesi Kümbetaltı mevkiinde yer almaktadır. 1266 yılında dönemin ileri gelenlerinden Hoca Aka Maatır tarafından Fatma Hatun adına yaptırılmıştır. Kümbet; köşeleri üçgen pahlı kare kaide üzerine sekizgen gövdelidir. Örtü sistemi içte kubbe, dışta sekizgen konik külahıdır. Yapı düzgün kesme taşlarla inşa edilmiştir.

AŞIKPAŞA TÜRBESİ: Kırşehir Merkez Aşık Paşa Mahallesinde yer almaktadır. Ertana veziri Alaattin Alişahruhi tarafından yaptırılmıştır. 1333 tarihli türbe tamamen mermerden yapılmış olup, asimetrik uzun cephesi , Kırgız çadırına benzeyen kubbesi, yana alınmış dar ve uzun portali ile Selçuklu mimarisinden farklılık göstermektedir. Kitabesinde çok değişik olarak kubbenin önüne gelmiş girinti yapan saçak silmeleri ile çerçevelenmiştir. Portalide istiritye nişin etrafı, örgü motiflerinden oluşan bir bordürle çevrilmiş, düz cephenin ortasında, alçakta, sivri kemer alınlıklı tek bir pencere açılmıştır. Girişte yanda dar bir holle, kubbeli kare bir mekanda oluşan türbe değişik mimari unsurların ahenkli bir biçimde uygulandığı bir örnektir.

CACABEY TÜRBESİ: Cacabey Camiinin girişinde bulunur, cacabeye ait olan bu türbe Anadolu Selçukluları döneminde 1272 yılında yapılmıştır. Türbeye camii içerisinde bulunan bir salondan geçilerek merdivenle çıkılmaktadır. Kapısı lacivert üzerine beyaz çiniler ve yazılarla bezenmiştir. Pencere kenarları ise taş süslemedir, türbeyi içi çinilerle süslü çokgen biçiminde bir kubbe örter.

AHİEVRAN TÜRBESİ: Kırşehir’in merkezinde aynı adı taşıyan camiinin sol tarafındadır. Ahilik teşkilatını kuran ve Anadolu’da yaygınlaştıran Ahi Evran-ı Veli bu türbede yatmaktadır. Türbe 1481 yılında Fatih Sultan Mehmet’in kayınbiraderi Alaüddevle tarafından yaptırılmıştır. Türbeye camii içinden bir merdivenle çıkılır, üç kubbe ile örtülü kubbe kesme taştan yapılmıştır.

KALENDER BABA KÜMBETİ : Kırşehir Merkez Karalar Köyü içerisinde bulunmaktadır. Anadolu Selçuklu Sultanlarından Kılıçaslan tarafından 1135 yılında yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılan kümbet Selçuklu mimarisi özelliklerini taşımaktadır. Kitabesi kaybolan kümbetin Selçuklu Emirlerinden Karakurt baba adıyla da bilinen Kalender Baba adına yaptırıldığı anlaşılmıştır.

SÜLEYMAN TÜRKMANİ TÜRBESİ: Kırşehir Merkez İmaret Mahallesinde bulunmaktadır. Türbede Şeyh Süleyman Türkmani ile aynı soydan gelen sekiz kişiye ait sanduka bulunmaktadır.

MUHTEREM HATUN TÜRBESİ: İmaret Mahallesinde yer alır. Kerpiç olan türbe yıkılarak tamamen kesme taştan yeniden yapılmıştır. İçerisinde dört tane sanduka bulunmaktadır.

YUNUS EMRE TÜRBESİ: Kırşehir’e bağlı Ulupınar Kasabası sınırları içerisindedir. Türbe, sarp kayalıklar üzerine sonradan yapılmıştır. Yunus Emre Milli parkı içinde bulunmaktadır. Türbenin hemen yakınında Yunus Emre’ye atfedilen Çilehane binası mevcuttur.

AFLAK BABA TÜRBESİ : Altınyazı köyü içerisinde bulunmaktadır. Köşeleri pahlı kare gövde üzerinde yükselen türbe, içten kubbe, dıştan piramidal külahla örtülüdür. Selçuklu mimari özellikleri gösteren türbe tamamen yenilerek kesme taştan yapılmıştır.

TARİHİ EVLER

HACIBEY KONAĞI : Yenice mahallesinde bulunmaktadır. 1925 yılında Kırşehir Muhasebe Müdürü Hacı Bey tarafından yaptırılmıştır. Yapı kamulaştırılarak Kültür ve Turizm Bakanlığı mülkiyetine geçmiştir. Restorasyon çalışmalarına başlanan yapı yakın zamanda konuk evi olarak hizmete sunulacaktır.

AĞALARIN KONAĞI : Kayabaşı mahallesinde bulunmaktadır. 1938 yılında Enver EKİNCİ tarafından taş ve tuğladan yaptırılmıştır. Cumhuriyet döneminin örnek yapılarından olan bu binada Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kamulaştırılmıştır. Restorasyon çalışmalarına tamamlanmışıtr.

BEKİR EFENDİ KONAĞI: Kayabaşı mahallesinde bulunan Bekir Efendi konağı dönemin Kırşehir evi mimarisini yansıtan en iyi örneklerden birisidir. İki katlı olan binanın alt ve üst katında ortada sofa ve sofaya açılan odalardan oluşmaktadır. Yapının tavan göbekleri ajur tekniğinde yapılmış süsleme elemanları dikkati çekmektedir.

SÜLÜKÇÜLERİN KONAĞI : 1926 yılında Kasaros usta tarafından yaptırılmıştır. Kırşehir merkez, Kalehöyük eteklerinde bulunmaktadır. Bu gün iki katlı yapının alt katı dükkan, üst katı konut olarak kullanılmaktadır. Üst katta öne çıkıntılı şekilde bir balkon bulunmaktadır. Balkonun duvarlarında ahşap payeler vardır. Ahşap payelerin arasında 4 kemer yapılmıştır, kemerlerin üzerleri derz’lerle süslüdür, alt kat taş, üst kat kerpiçten yapılmıştır.

KİLİSELER

ÜÇAYAK KİLİSESİ : Kırşehir Merkez Taburoğlu Köyü yakınlarında bulunmaktadır. Bizans döneminde 10-11 yy. lara tarihlenmektedir. Bizans döneminin başkenti mimarisini yansıtan önemli eserlerindendir. İki imparator tarafından adak yeri olarak yaptırıldığı sanılmaktadır. İki kiliseden oluşan bina tamamen tuğladan yapılmış olup; 1938 yılındaki depreme kadar yapıyı örten kubbe ayakta durmaktaydı.

HACIFAKILI KİLİSESİ : Akçakent ilçesi Hacıfakılı köyü içerisindedir. Hacıfakılı köyünün bulunduğu alan önemli bir Bizans dönemi yerleşim yeridir. Ev ve bahçe duvarlarında bu döneme ait çok sayıda devşirme malzemenin kullanıldığı görülmektedir. Kilise olarak bilinen yapının tek bir odası kalmış olup, malzeme olarak tuğla kullanılmıştır. Bizans dönemi özelliği göstermektedir.

AKSAKLI KİLİSESİ: Mucur ilçesi Aksaklı köyü içerisinde bulunmaktadır. Kaya kilisesi şeklinde olup, yer altı şehri ile birlikte bir bütünlük oluşturmakta ve aynı döneme tarihlenmektedir. Kilisenin duvarlarında fresk (hac) bulunmaktadır. Oldukça önemli bir eser olan bu yapı turistik öneme haizdir.

ALTINYAZI KİLİSESİ: Mucur ilçesi Altınyazı köyü içerisinde bulunmaktadır. Kaya kilisesi olup, içerisinde kabartma şeklinde haç işaretleri bulunmaktadır. Köyün altında bulunan yer altı şehri ile bir bütünlük oluşturmaktadır. Hıristiyanlığın ilk yayılma dönemlerine tarihlendirilmektedir.

MANASTIR VE KEŞİŞ SARAYI: Mucur’un doğusundaki su deposunun bulunduğu yerde olup Bizanslılardan kalmıştır. Volkanik kayalara oyulmuş 20-30 odadan meydana gelmektedir.

KERVANSARAYLAR

KESİKKÖPRÜ (Cacbey Kervansarayı): Kırşehir’in 23 km güneyindeki Kesikköprü köyünde Kızılırmağın kenarında bulunmaktadır. Selçuklu yapısı olan kervansarayın 1248 yılında Anadolu Selçuklu sultanı II. Gıyasettin Keyhüsrev döneminde Kırşehir emiri Nurettin Caca tarafından yaptırılmıştır. 1989 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünce restore edilerek bu günkü şeklini almıştır. Kervansaraya güney cephesinde bulunan bir kaç kapıdan girilmektedir, giriş bir eyvan şeklinde olup, tonozla örtülüdür. Eyvanın sonunda bir mescit, sağında bir oda bulunmaktadır, eyvandan geniş dikdörtgen bir avluya geçilmektedir. Avlunun kuzeyinde altı ayağın taşıdığı sivri kemerli beşik tonozlu revak bölümü mevcuttur. Kapalı bölüm taç kapası sivri kemerli olup eyvan şeklindedir. Kapalı bölüm taç kapısının üzerinde faklı yönlerde ilerleyen iki aslan figürü bulunmaktadır.

KÖPRÜLER

KESİKKÖPRÜ: Kesik köprü köyünde, Kızılırmak SHAPE \* MERGEFORMAT üzerinde kurulu olan köprü 1248 yılında Anadolu Selçukluları tarafından Kesikköprü kervansarayı ile birlikte yaptırılmıştır. Kırşehir ile Konya’yı birbirine bağlamak için yapılan köprü Türk mimarisinin önemli eserlerindendir. Kesikköprü 400 metre uzunluğunda, 6 metre genişliğinde, 13 gözlü olup gözler sivri kemerlidir. Köprü 1616,1849,1925 yıllarında onarım görmüş olup bu günde halen onarım çalışmaları devam etmektedir.

KALELER

KIRŞEHİR KALESİ: Kırşehir’in ortasında akan Kılıçözü çayının yanı başındaki yığma tepeye, halk “Kale” demektedir. Yığma şeklinde oluşan höyüğün yüksekliği 30 m.dir. 10 dönümlük bir alanı kaplamaktadır. Bu tepenin 4. yy. da Bizans imparatoru Jüstinien tarafından oluşturulduğu sanılmaktadır. Kadı Burhanettin’in Osmanlılara karşı tamir ettirdiği kaleden bu güne hiçbir şey kalmamıştır. Halk arasında söylenen “ Kale’de evi, Kındam’da bağı olmayana kız verilmez” sözü de, burada zamanında evlerin bulunduğunu göstermektedir. Bu gün bu kale üzerinde yalnız Alaeddin Camii ve bir okul bulunmaktadır.

CEMELE (Çayağzı Kalesi): Kırşehir’in Çayağzı kasabasının güneyindeki dağın en yüksek noktasında yapılmış olan kale varlığını hala korumaktadır. 14. yy. başlarında kale Orta Anadolu da Kadı Burhanettin ve Osmanlı devleti arasında sınır teşkil etmiştir, daha sonra Karaman oğullarının sahiplendiği kale Çelebi Mehmet tarafından alınmıştır. Kalenin adı bazı Osmanlı tarihlerinde Cemaze, Cemadi, Cemade biçiminde yazılmıştır.

ÖMERHACILI KALESİ : Kamana 12 km uzaklıkta Ömerhacılı kasabasında Baran dağının sarp ve dik bir tepesi üzerindedir. Kalede oturanların asma merdiven yada gizli yollardan buraya çıktıkları, çevrede hiçbir yerde basamak yerine rastlanmamasından anlaşılmaktadır. Tuğladan yapılmış kemer kalıntıları kalenin önemini göstermektedir. Yapının Roma ve Bizans döneminde kullanıldığı sanılmaktadır.

KEÇİ KALESİ : Kırşehir merkez Kızılca köyünün doğusundadır.Bizanslılar döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Kalenin duvar kalıntılarının bu günkü yüksekliği 2-3 metre kadardır. Kırşehir’de bulunan kalelerin en büyüklerindendir.

KUŞ KALESİ : Kaman yakınlarında bulunan kuş kalesi turizm yönünden görülmeye değer eski bir kale harabesidir. Etilerden kaldığı ve Bizanslar tarafından da kullanıldığı sanılmaktadır.

HÖYÜKLER

İlimizin, tarihin her döneminde yerleşim yeri olarak kullanıldığını gösteren kanıtlardan birisi de höyüklerdir. Kırşehir’de tespit ve tescili yapılan 100’ün üzerinde höyük bulunmaktadır. Aşağıda önemli höyüklerden bazıları anlatılmıştır.

ÇAĞIRKAN KALE HÖYÜK : Kırşehir ili Kaman ilçesine 9 km uzaklıktaki Çağırkan kasabasında bulunur. 25-27 metre yüksekliğindeki toprak dolgu höyüğün genişliği 500 m den fazladır. Höyükte Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi adına Japonlar tarafından Prof. Dr. Masao MORİ başkanlığında 1986 yılında arkeolojik kazılar başlatılmıştır, bu günde halen devam etmekte olan kazılarda elde edilen eserlere bakıldığında höyüğün MÖ.. 3000’den islami döneme kadar iskan gördüğü anlaşılmaktadır. Kale höyükte çoğunluğu günlük kullanıma ait olan çanak, çömlek ve ev aletleri ile takılardan oluşan 100’lerce eser Kırşehir Müzesine kazandırılmıştır. Kazılardan çıkan eserlerin Hitit ve Firik medeniyetlerine ait olduğu anlaşılmıştır.

MERKEZ KALE HÖYÜK: Şehir merkezinde bulunan kalehöyükte yapılan araştırmalar sonucu höyüğün MÖ.. ki dönemlerden itibaren kesintisiz olarak günümüze kadar yerleşim yeri olduğu anlaşılmıştır. Höyük üzerinde halen bir camii, okul ve yeşil alan bulunmaktadır.

HASHÖYÜK: Kırşehir ili merkezine 35 km uzaklıktaki Hashöyük sınırları içerisindedir. Fransız arkeologlar tarafından 1938 yılında yapılan kazılarda Hitit dönemine ait kalıntılar bulunmuştur.

YUĞ ( Yağ Çeşme Höyüğü): Mucur ilçesinin 6 km kuzeyindedir “ Yuğ” Orta asyadan gelen Türklerin bu çevreye verdikleri isimdir. Yuğ çeşmesinin yanı başında yükselen höyüğün tarihi daha eskidir, ilk bakışta anlaşılmasa da bol sular, verimli araziler höyük etrafındaki harap mezarlar geçmiş nesillerin yaşantılarının asırların derinliklerinde ve toprak altında kaldıklarını göstermektedir.

DİĞER HÖYÜKLER: Kırşehir’in doğusundaki Gölhisar Mahallesinde bulunan Gölhisar höyüğü, Karakurt Kaplıcası yolu üzerinde Sevdiğin höyüğü, Hatunoğlu Köyündeki Öksüzkale höyüğü, Çamalak köyündeki Çiftçi höyüğü, İkiz höyüğü, Höyüke höyüğü ve Malören höyüğü

MUCUR İLÇESİNDE: Seyfe höyüğü, Tepesidelik tuzlası yakınında Tuzla Höyüğü, Alhöyük, Boz Höyük, Garipler Höyüğü, Külhöyük, Heyik Höyüğü, Kızılgöbek höyüğü, Kızlar höyüğü, Şeyh Hazma höyüğü vardır. Ayrıca Mucur ilçesi yakınlarından geçen tarihi İstanbul-Bağdat yolu üzerinde bulunan Seyfe, Budak, Burunağıl ve Altınyazı köylerinde işaret höyükleri vardır. Bu höyüklerin, eserlere yaptırıldığı ve üzerlerinde ateş yakmak suretiyle, işaret tepeleri olarak kullanıldığı bilinmektedir.

ÇİÇEKDAĞI İLÇESİNDE : Kösele höyüğü, Küçük höyük ve Sarı höyük bulunur.

KAMAN İLÇESİNDE İSE : Ömerhacılı höyüğü ile Hirfanlı Baraj Gölü altında kalan, Savcılı Dokuz Höyüğü bulunmaktadır.

AKBAYIR TÜMÜLÜSÜ: İlin 4 km batısındaki Akbayır mevkiinde tepe üzerindedir. Kazı çalışmaları sırasında Roma dönemine ait iki mezar ortaya çıkarılmış, ancak mezarların daha önce soyulmuş olması nedeniyle herhangi bir kalıntıya rastlanmamıştır.

İKİ ÖKÜZ BAŞLI HİTİT KABARTMA HEYKELİ(Öküz Başı): Kırşehir’in batısında Kızılırmak kıyısında bulunan Savıcılı Büyükoba kasabası yakınlarındaki höyüğün tepe kısımlarında bulunmuştur. İki öküz başlı Hitit kabartma heykeli- sunağı yaklaşık 30 ton ağırlığında ve granitten yapılmış olup halk tarafından öküz taşı olarak adlandırılmıştır. Hitit dönemine ait olduğu sanılan anıtın bulunduğu höyükte çanak ve çömleklere de rastlanmıştır, sunak halen Hirfanlı baraj tesislerinin giriş yolu üzerindeki jandarma karakolu yakınında durmaktadır.

YER ALTI ŞEHİRLERİ:

Kırşehir’de Hıristiyanlığın hızla yayıldığı Roma dönemine ait, ibadet ve sığınma amacıyla yapılmış 15 civarında, irili ufaklı yer altı şehri tespit edilmiştir. Yapılan tarih araştırmalarında, Kırşehir’in Roma döneminde bir ara önemli bir siyasi merkezi olduğu, hatta kısa bir süre eyalet başkenti yapıldığı ortaya çıkmıştır.

MUCUR YER ALTI ŞEHRİ: Mucur’un merkezinde, Hamidiye Mahallesindedir ve Ülkemizin önemli tarihi yer altı şehirlerinden biridir. İl Hıristiyanlık döneminde MS.. 3.ve 4. yüzyıllarda yapılmıştır. Mucur’un bu dönemlerde, Hıristiyan aleminin Kapadokya bölgesindeki belli başlı şehirlerinden olduğu anlaşılmaktadır. Roma ve Bizans döneminde savaş ve baskınlar sırasında halkın korunması amacıyla yer altı şehrinin yapıldığı bilinmektedir. Yerden 7-8 metre derinlikte, yumuşak kayalara oyularak yapılan Mucur yer altı şehrinin Kırşehir Aşıkpaşa Türbesi yakınlarına kadar uzandığı tahmin ediliyor. Yer altı şehrinin ek giriş kapısı kuzeydedir. Bugün 42 odaya sahip olan yer altı şehrinde, dehlizler, ahırlar, ibaret yerleri, gizli yollar ve geçitler bulunmaktadır. Ayrıca, yer altı şehrinde, özel bölmelerin girişlerini kapatmak amacıyla yapılmış, büyük hacimli kapak taşları ile şehrin oksijen ihtiyacını karşılamak için yapılmış havalandırma bacaları bulunur.

Mucur yer altı şehri üzerinde bulunan 4795 m2 alan 1991 yılında Kültür Bakanlığınca kamulaştırılmıştır. Ayrıca, Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca birinci derecede korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.

Mucur yer altı şehri, Nevşehir iline bağlı Derinkuyu, Kayaklı ve Zelve ilçelerinde bulunan yer altı şehirleriyle eşdeğerde olup, Kırşehir bölge turizmine önemli katkıda bulunacak niteliktedir. 1988 yılında, Belediye’nin imkanları ile temizliği ve giriş düzenlemeleri yapılarak, yer altı şehrinin iki katı yerli ve yabancı turizme açılmıştır. Yer altı şehri, ileriki yıllarda yapılacak yeni çalışmalar sonucunda daha fazla önem kazanacaktır.

KÜMBETALTI YER ALTI ŞEHRİ: Kırşehir’in Medrese Mahallesindedir. Halen giriş bölümü ile birkaç odası gezilebilmektedir. Kapadokya bölgesinin en büyük yer altı şehirlerinden biri olduğu sanılan Kümbetaltı yer altı şehrinde, elektrik donanımı ve gerekli düzenlemeler gerçekleştiremediğinden, diğer oda, salon ve dehlizler gezilememektedir.

DULKADİRLİ İNLİ MURAT YER ALTI ŞEHİRLERİ: Merkeze 58 km. uzaklıktaki Dulkadirli İnli Murat Köyünde bulunur. Bir manastır yada konaklama yeri görünümündeki yer altı şehrinin, MS.. 4.-5. yüzyıllarda bölgede yaşayan Hıristiyanlar tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Sağlam bir yapıya sahip olan yer altı şehri, kaya zeminin oyulmasıyla yapılmış üç ana mekan ve bu mekanlara açılan, işleri boş 10 odadan ibarettir. Büyük salonlardan esas avluya açılan, kemerlerle süslü 14 kapısı vardır. İkinci salonun ikinci odasında, basamaklarla inilen bir de su kuyusu vardır. Son yıllardaki çalışmalarla yer altı şehrinin bir kısmının temizliği ve bakımı yapılarak, turizme açılmıştır. Bu yer altı şehri, bu gün Türkiye’de turizme açılan diğer yer altı şehirleriyle karşılaştırıldığında, daha farlı ve güzel bir yapıya sahip olduğu görülmekte olup, ilimiz turizm potansiyelleri arasında yer almaktadır.

Bu yer altı şehrinin yakınlarında, Dulkadirli Yarımkale Köyü’nde ikinci bir yer altı şehri vardır. 25-30 m. yüksekliğindeki kayalar içerisine oyulmuş açık avlulu bir kenvarsaray ile yine kayaların oyulmasıyla yapılmış 4 salon, - 8 odadan oluşmaktadır. Gerekli bakım yapıldığında görülmeye değerdir.

Ayrıca Mucur-Aksaklı köyü ile Kaman-Aliöllez dağı eteklerinde de yer altı şehirleri bulunmaktadır. Kaman’ın güneyindeki kuşkale tepesinin şehirle buluştuğu noktada, kayalara oyulmuş, büyük bir salonu, uzun koridoru ve 10-12 odası olan yerleşim yeri vardır.

KEPEZ YER ALTI ŞEHRİ: Mucur ilçesine 14 km uzaklıkta bulunan Kepez köyü yerleşimi içerisinde bulunmaktadır. 2002 yılı içerisinde Kırşehir Müze Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu ziyarete açılmıştır. Onlarca galeri ve odalardan oluşmaktadır. Düzgün mimarisi ve iki farklı renk toprak yapısı ile dikkati çekmektedir. Turizm açısından önemi olan bir yerdir.

UYLUK VE KABADURAK ŞEHİR KALINTILARI: Mucur’un 10 km kuzeydoğusunda, Budak ve Geyicek Köyleri arasındaki Uyluk dağı eteğinde, Uyluk şehrinin kalıntıları vardı. Şehrin çok eski olması ve toprak altında kalması nedeniyle tarihi hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, Eti’lerden itibaren yerleşim yeri olarak kullanıldığı sanılmaktadır.

Kabadurak şehir kalıntıları, tarihi İstanbul-Bağdat yolu üçerinde, turizm açısından büyük önem taşıyan Seyfe gölüne oldukça yakın bir yerdedir. Kabadurak mevkiinde, büyük taş yığınlarından oluşan ve harabe halinde bulunan şehir, çok geniş bir sahayı kaplamaktadır. Şehir kalıntılarının güneyindeki tepenin altına doğru uzanan, çok sayıda mağara evleri vardır. Çok eski dönemlerden beri buralarda yerleşmelerin olduğu anlaşılmaktadır.

AŞILIK MAĞARASI: Mucur’un 8 km. kuzeybatısında yer alan mağaranın Eti’ler döneminden beri kullanıldığı sanılmaktadır. Köpekli dağının yamacında bulunan mağaranın içinde “ Aşı” denilen demir oksit çıkmaktadır. Aşı madeni boya sanayinde kullanılmaktadır. Uzun yıllar içinde aşı çıkarılan mağara, bugün göçükler sebebiyle, içine girilemez durumdadır.
Bazı illerde verdiğimiz transfer hizmetleri:
Antalya ADANA transfer , Antalya ADANA ULAŞIM
Antalya ADIYAMAN transfer , Antalya ADIYAMAN ULAŞIM
Antalya AFYONKARAHİSAR transfer , Antalya AFYONKARAHİSAR ULAŞIM , Antalya AFYON transfer , Antalya AFYON ULAŞIM

AĞRI Antalya transfer ,
AMASYA Antalya transfer ,
Antalya ANKARA transfer , Antalya ANKARA ulaşım
ANTALYA Antalya transfer , ANTALYA Antalya ulaşım
ARTVİN Antalya transfer ,
Antalya AYDIN transfer , Antalya AYDIN ulaşım
Antalya BALIKESİR transfer , Antalya BALIKESİR ulaşım
BİLECİK Antalya transfer ,
BİNGÖL Antalya transfer ,
BİTLİS Antalya transfer ,
BOLU Antalya transfer ,
Antalya BURDUR transfer , Antalya BURDUR ulaşım
BURSA Antalya transfer ,
ÇANAKKALE Antalya transfer ,
ÇANKIRI Antalya transfer ,
ÇORUM Antalya transfer ,
Antalya DENİZLİ transfer , Antalya DENİZLİ ulaşım
DİYARBAKIR Antalya transfer ,
EDİRNE Antalya transfer ,
ELAZIĞ Antalya transfer ,
ERZİNCAN Antalya transfer ,
ERZURUM Antalya transfer ,
Antalya ESKİŞEHİR transfer , Antalya ESKİŞEHİR ulaşım
GAZİANTEP Antalya transfer ,
GİRESUN Antalya transfer ,
GÜMÜŞHANE Antalya transfer ,
HAKKARİ Antalya transfer ,
HATAY Antalya transfer ,
Antalya ISPARTA transfer , Antalya ISPARTA ulaşım
Antalya MERSİN transfer , Antalya MERSİN ulaşım
Antalya İSTANBUL transfer , Antalya İSTANBUL ulaşım
Antalya İZMİR transfer , Antalya İZMİR ulaşım
KARS Antalya transfer ,
KASTAMONU Antalya transfer ,
Antalya KAYSERİ transfer , Antalya KAYSERİ ulaşım
KIRKLARELİ Antalya transfer ,
Antalya KIRŞEHİR transfer , Antalya KIRŞEHİR ulaşım
KOCAELİ Antalya transfer ,
Antalya KONYA transfer , Antalya KONYA ulaşım
KÜTAHYA Antalya transfer ,
MALATYA Antalya transfer ,
MANİSA Antalya transfer ,
KAHRAMANMARAŞ Antalya transfer ,
MARDİN Antalya transfer ,
MUĞLA Antalya transfer ,
MUŞ Antalya transfer ,
NEVŞEHİR Antalya transfer ,
NİĞDE Antalya transfer ,
ORDU Antalya transfer ,
RİZE Antalya transfer ,
SAKARYA Antalya transfer ,
SAMSUN Antalya transfer ,
SİİRT Antalya transfer ,
SİNOP Antalya transfer ,
SİVAS Antalya transfer ,
TEKİRDAĞ Antalya transfer ,
TOKAT Antalya transfer ,
TRABZON Antalya transfer ,
TUNCELİ Antalya transfer ,
ŞANLIURFA Antalya transfer ,
UŞAK Antalya transfer ,
VAN Antalya transfer ,
YOZGAT Antalya transfer ,
ZONGULDAK Antalya transfer ,
AKSARAY Antalya transfer ,
BAYBURT Antalya transfer ,
KARAMAN Antalya transfer ,
KIRIKKALE Antalya transfer ,
BATMAN Antalya transfer ,
ŞIRNAK Antalya transfer ,
BARTIN Antalya transfer ,
ARDAHAN Antalya transfer ,
IĞDIR Antalya transfer ,
YALOVA Antalya transfer ,
KARABÜK Antalya transfer ,
KİLİS Antalya transfer ,
OSMANİYE Antalya transfer ,
DÜZCE Antalya transfer ,

ADANA Antalya transfer , ADIYAMAN Antalya transfer , AFYONKARAHİSAR Antalya transfer ,AĞRI Antalya transfer , AMASYA Antalya transfer , ANKARA Antalya transfer , ANTALYA Antalya transfer , ARTVİN Antalya transfer , AYDIN Antalya transfer , BALIKESİR Antalya transfer , BİLECİK Antalya transfer , BİNGÖL Antalya transfer , BİTLİS Antalya transfer , BOLU Antalya transfer , BURDUR Antalya transfer , BURSA Antalya transfer , ÇANAKKALE Antalya transfer , ÇANKIRI Antalya transfer , ÇORUM Antalya transfer , DENİZLİ Antalya transfer , DİYARBAKIR Antalya transfer , EDİRNE Antalya transfer , ELAZIĞ Antalya transfer , ERZİNCAN Antalya transfer , ERZURUM Antalya transfer , ESKİŞEHİR Antalya transfer , GAZİANTEP Antalya transfer , GİRESUN Antalya transfer , GÜMÜŞHANE Antalya transfer , HAKKARİ Antalya transfer , HATAY Antalya transfer , ISPARTA Antalya transfer , MERSİN Antalya transfer , İSTANBUL Antalya transfer , İZMİR Antalya transfer , KARS Antalya transfer , KASTAMONU Antalya transfer , KAYSERİ Antalya transfer ,

KIRKLARELİ Antalya transfer , KIRŞEHİR Antalya transfer , KOCAELİ Antalya transfer , KONYA Antalya transfer , KÜTAHYA Antalya transfer , MALATYA Antalya transfer , MANİSA Antalya transfer , KAHRAMANMARAŞ Antalya transfer , MARDİN Antalya transfer , MUĞLA Antalya transfer , MUŞ Antalya transfer , NEVŞEHİR Antalya transfer , NİĞDE Antalya transfer , ORDU Antalya transfer , RİZE Antalya transfer , SAKARYA Antalya transfer , SAMSUN Antalya transfer , SİİRT Antalya transfer , SİNOP Antalya transfer , SİVAS Antalya transfer , TEKİRDAĞ Antalya transfer , TOKAT Antalya transfer , TRABZON Antalya transfer , TUNCELİ Antalya transfer , ŞANLIURFA Antalya transfer , UŞAK Antalya transfer , VAN Antalya transfer , YOZGAT Antalya transfer , ZONGULDAK Antalya transfer , AKSARAY Antalya transfer , BAYBURT Antalya transfer , KARAMAN Antalya transfer , KIRIKKALE Antalya transfer , BATMAN Antalya transfer , ŞIRNAK Antalya transfer , BARTIN Antalya transfer , ARDAHAN Antalya transfer ,
IĞDIR Antalya transfer , YALOVA Antalya transfer , KARABÜK Antalya transfer , KİLİS Antalya transfer , OSMANİYE Antalya transfer , DÜZCE Antalya transfer ,
Antalya Konya transfer
Antalya Konya transfer ile konya da gezmek isteyeceğiniz yerler

Konya ile Antalya arası 302 Km. Bu mesafe arabayla yaklaşık olarak 3 saat 58 dakika sürecektir. Uçak ile seyahat etmeyi planlıyorsanız, 192 Km olan yolculuğu yaklaşık olarak 45 dakika sürede tamamlayabilirsiniz.
Şehirler arası ulaşımlarınız ile Antalya içi ulaşımlarınız ve transferlerinizde sadece size tahsis edilmiş araçlarımızla özellikle Antalya çıkışlı ulaşımlarınızda , özel olarak temizlenmiş ve dezenfekte edilmiş araçlarımızla , araçta sadece siz olduğunuzun garanti ederek yolculuğunuzu sağlıklı ve konforlu bir şekilde yapmanızı sağlıyoruz.. Amacımız sizin hijyen koşullarında gideceğiniz yere ulaştırmaktır. Araçlarımız 8 kişilik minibüs , 10 kişilik minibüs , 13 kişilik minibüs , 16 kişilik minibüsler olmak üzere sizin hizmetinize sunulmuştur. Sizin özel araç isteğiniz durumunda vip araçlarımız Mercedes vito vip başta olmak üzere olarak hizmetinizdedir. İstediğiniz adresten size tahsis edilmiş araçlarımızla alalım istediğiniz adrese veya istediğiniz şehirdeki adrese bırakalım.
Koronavirüse karşı koruyucu tedbirler kapsamında İçişleri Bakanlığı tarafından 23.03.2020 tarihinde yayımlanan Ek Genelge'de; il ve ilçelerdeki tüm şehir içi ve şehirler arası çalışan toplu taşıma araçlarında (şehirler arası yolcu otobüsleri dahil), araç ruhsatında belirtilen yolcu taşıma kapasitesinin yüzde 50'si oranında yolcu kabul edileceği ve araç içindeki yolcuların oturma şeklinin yolcuların birbirleriyle temasını engelleyecek şekilde olacağı hususları düzenlenmiştir. Son kara yolları düzenlemesine göre Araçlarımız 8 kişilik minibüsün 4 kişi taşıması , 10 kişilik minibüsün 5 kişi taşıması , 13 kişilik minibüsün 6 kişi taşıması , 16 kişilik minibüsün 8 kişi taşıması 27 kişilik midibusın 13 kişi taşıması gerekmektedir. Şehirler arası ulaşımlarınız ve transferlerinizde sadece size tahsis edilmiş araçlarımızla özellikle Antalya çıkışlı ulaşımlarınızda , özel olarak temizlenmiş ve dezenfekte edilmiş araçlarımızla , araçta sadece siz olduğunuzu garanti ederek yolculuğunuzu sağlıklı ve konforlu bir şekilde yapmanızı sağlıyoruz.. Amacımız sizin hijyen koşullarında gideceğiniz yere ulaştırmaktır.

Konya Selçuklu Türklerinden önce küçük bir kasaba idi. Romalılar “ikonium” ismi ile anmışlardır. ... 1071 Malazgirt Zaferinden sonra bütün Anadolu gibi Konya da Türkler tarafından fethedilmiştir. Türkler bu küçük kasabayı Anadolu'nun en büyük ve en mamur şehri hâline getirmiş ve “Konya” ismini vermişlerdir.
Konya, Türkiye'nin yüzölçümü bakımından en büyük ili ve en kalabalık yedinci şehridir. 31 ilçeden oluşur. Konya İl Nüfusu: 2.232.374'dür.
Antalya KONYA transfer ile gezmek isteyeceğiniz yerler....
Çatalhöyük Neolitik Antik Kenti
İnsanlığın gelişiminde önemli bir evre olan yerleşik toplumsal hayata geçişle birlikte, tarımın başlangıcı ve avcılık gibi önemli sosyal değişim ve gelişmelere tanıklık eden Çatalhöyük Neolitik Kenti, Güney Anadolu Platosu’nda yaklaşık 14 hektarlık bir alan üzerinde yer almaktadır. İki höyükten oluşan Çatalhöyük Neolitik Kenti’nin daha uzun olan Doğu Höyüğü, M.Ö. 7400 ve 6200 yılları arasına tarihlenen 18 Neolitik yerleşim katmanından oluşmaktadır. Söz konusu katmanlarda, sosyal örgütlenmeyi ve yerleşik hayata geçişi simgeleyen duvar resimleri, rölyefler, heykeller ve diğer sanatsal öğeler yer almaktadır. Batı Höyüğü ise M.Ö. 6.200 ve 5.200 yılları arasına tarihlenen Kalkolitik Döneme ait kültürel özellikler göstermektedir. Bu özellikleriyle Çatalhöyük, aynı coğrafyada 2000 yıldan fazla bir süredir var olan köylerden kentsel hayata geçişin de önemli bir kanıtıdır. Çatalhöyük’teki içlerine çatılardan girilen birbirine bitişik evler ile sokağı olmayan yerleşim ünik bir özellik sergilemektedir. Ortadoğu ve Anadolu’da diğer Neolitik alanlar bulunmuş olmasına rağmen, Çatalhöyük Neolitik Kenti, kalıntıların boyutu, yaşayan toplumun yoğunluğu, güçlü sanatsal ve kültürel gelenekler ve zaman içindeki sürekliliğin benzersiz bileşimi ile olağanüstü evrensel değer taşımaktadır.

Çatalhöyük Neolitik Antik Kenti, Konya'nın Çumra İlçesi sınırlarında olup, ilçenin 10 km. doğusunda yer almaktadır. Höyük, farklı yükseklikte iki tepe düzü olan bir tepe şeklindedir. Bu iki yükseltisi nedeniyle çatal sıfatını almıştır. Çatalhöyük 1958 yılında J. Mellaart tarafından keşfedilmiş, 1961-1963 ve 1965 yıllarında kazısı yapılmıştır. Yüksek tepenin batı yamacında yapılan araştırmalar neticesinde, 13 yapı katı açığa çıkarılmıştır. En erken yerleşim katı (1) ise M.Ö. 5500 yıllarına tarihlenmektedir. Stil kritiği yolu ile yapılan bu tarihleme, C 14 metodu ile de doğrulanmış bulunmaktadır. İlk yerleşme, ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapılara ait özgün buluntuları ile insanlık tarihine ışık tutan bir merkezdir. Çatalhöyük'teki yerleşimin, yani şehirciliğin en iyi bilinen dönemi 7. ve 11. katlardadır. Dörtgen duvarlı evlerin duvarları birbirine bitişiktir. Ortak duvar yoktur, her evin kendi müstakil duvarı vardır. Evler ayrı ayrı planlanmış ve ihtiyaç duyulunca yanına başka bir ev yapılmıştır. Evlerin bitişik duvarları nedeniyle şehirde sokaklar mevcut değildir. Ulaşım düz damlar üzerinden olmaktadır. Şehri sınırlayan ve koruyan sur duvarları niteliğinde herhangi bir buluntuya rastlanmamıştır. Bina yapımında kullanılan malzeme kerpiç, ağaç ve kamıştır. Evlerin temel derinlikleri azdır. Duvarlar arasında ağaç dikmeler vardır. Bu dikmeler üzerine gelen kirişler düz tavanı taşımaktadır. Tavan üst örtüsü kamış üzerine sıkıştırılmış kil topraktır. Evler tek katlı olup, eve giriş damda açılan bir delikten merdivenle olmaktadır. Her ev bir oda ve bir depodan oluşur. Odaların içinde dörtgen ocaklar, duvarların ön kısımlarında taban döşemesinden yüksekliği 10-30 cm. arasında değişen sekiler ve duvar içinde dörtgen nişler bulunmaktadır. Duvarlar sıvalıdır, sıva üzeri beyaza boyandıktan sonra sarı, kırmızı ve siyah tonlarda resimler yapılmıştır. Kutsal odalar diğer odalara nazaran daha büyüktür. Bu evlerin içindeki duvar resimleri yanında ise orijinal boğa başı, koç başı ve geyik başlarının sıkıştırılmış kil ile konserve edilmiş trofeleri duvarlara aplike edilmiştir. Bunların yanında rölyef halinde insan figürleri ile hayvan figürleri de görünmektedir.

Çatalhöyük'te duvar resimleri en erken 10. en geç 11. tabakada bulunmuştur. En güzel ve gelişmişleri ise 7. ve 5. tabakalara aittir. Bu resimler paleolitik insanın mağara duvarlarına yaptığı resimlerin bir gelenek olarak devamıdır. İnanç olarak avın bereketi için yapılan resimlerdir. Geç döneme doğru duvar resimlerinde ev sahnelerinin azaldığı ve kuş motifleri ile geometrik desenlerin ortaya çıktığı görülür. Duvarlara resmedilmiş olan akbabalar tarafından parçalanan başsız insan figürlerinin ölü gömme adetleri ile ilgili olduğu sanılmaktadır. Akbabalar tarafından et kısmı yenerek temizlenen kemikler toparlanarak hasırlardan yapılmış bir örtüye sarılır ve ev içindeki şekillerin altına gömülürdü. Şekiller altında yapılan araştırmalarda çok sayıda iskelet ortaya çıkarılmıştır. Ölü hediyesi olarak kemikten yapılmış aletler, renkli taşlar, kesici aletlerden taştan baltalar, deniz kabuğundan yapılmış boncuklar konmuştur. Çatalhöyük kazısında ele geçen heykelcikler bize ana tanrıça kültürünün (tapınma) başlangıcı ve zamanın inançları hakkında özgün bilgiler vermektedir. Pişmiş toprak ve taştan yapılmış bu heykelcikler 5 ila 15 cm. arasında değişen büyüklüktedir. Şişman, iri göğüslü, büyük kalçalı ve zaman zaman doğum yapar vaziyette tasvir edilmişlerdir. Bu özellikleri bolluk ve bereketi temsil etmeleri nedeniyledir. Çatalhöyük'te ele geçen alet ve malzemelerin hemen hepsi taş, pişmiş toprak, baltalar, sığ tabaklar, yüksek kabartma bereket tanrıçası motifleri ile süs eşyası olarak kullanılan bilezik ve kolyelerdir. Pişmiş topraktan iri taneli hamura sahip, çarksız siyah ve kiremit renkli kaplar ve çanaklar bulunmuştur. Ayrıca ana tanrıça ve mukaddes hayvan figürü de pişmiş topraktan yapılmıştır. Kemikten yapılmış kesici ve delici aletler ile obsidyenden yapılmış mızrak ve ok uçları Çatalhöyük'te kullanılan en önemli malzemelerdir.

Sille
Sille, Konya’nın 7 km kuzey batısında yer alan derin ve dar bir vadinin iki yakasında kurulmuştur. Vadinin arasından akan bir dere bulunmaktadır. Sille günümüzde Selçuklu Belediyesine bağlı bir mahalledir. Konya Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu kararınca “kentsel sit alanı” olarak ilân edilmiştir.

Sille bölgesi, Frigyalılardan günümüze iskân görmüş, Bizans döneminden itibaren önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Erken Hristiyanlık devrinin ilk merkezlerinden; İstanbul-Kudüs arasındaki hac yolunun önemli konaklama noktalarından biridir.
Hristiyanlığın ilk yıllarında havarîlerden Aziz Paul ve arkadaşlarının Konya’ya geldikleri, dinlerini yaymaya çalıştıkları, baskılar karşısında da Sille civarındaki dağlara çekildikleri bilinmektedir.

Kilistra Antik Kenti
Konya'ya 55 km . mesafedeki Gökyurt köyündedir. Aziz Paulos (St.Paul), seyahatleri sırasında uğradığı Anadolu kentlerinden LYSTRA'ya 15 km . mesafede aynı dönem ve kültürün hüküm sürdüğü Kilistra köyü, ünlü kral yolu üzerinde olup Iconion (Konya), Psidia Antiochia (Yalvaç) arasında bulunmaktadır. Halen arkeoloji ve temizlik kazısı devam etmektedir.

Zazadin Hanı
Konya-Aksaray arasındaki tarihî kervan güzergâhında ve Tömek Köyü yakınlarındadır.
Doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı bir oturum alanı üzerine avlu ve kapalı/barınak bölümünü ihtiva eden iki yapı kütlesi halinde inşa edilmiştir; dış cephe duvarları, cepheyle eş yükseklikte ve dışa taşkın prizmatik kütleler halinde tasarlanmış çokgen, kare ve silindirik planlı payanda ve köşe kuleleriyle desteklenmiştir. Cephe duvarlarında, çok sayıda devşirme taşın yapı malzemesi olarak kullanılmış olması ve duvar örgüsündeki taşçı işaretlerinin yoğunluğu özellikle dikkati çeker.
Hanın güney cephesinde ve avlu bölümünün batı köşesine yerleştirilmiş taçkapısı, dışa taşan ve cephe kotunu aşarak yükselen dikdörtgen prizmal bir kütleden ibarettir. Çift renkli taşların almaşık örgüyle kullanıldığı taçkapı kütlesi, üzerine pek az geometrik kompozisyonun işlendiği farklı genişlik ve profillerdeki bordür ve silmelerle, yanlardan ve üstten düşey dikdörtgen bir çerçeve içine alınmıştır. Taçkapı nişi, halat örgü oymalı gövdeleri ve zar başlıklı silindirik köşe sütunceleri üzerine oturan sivri bir kemer gözüyle cepheye açılan sığ bir eyvan olarak tasarlanmıştır.
Basık kemerli kapının gerisindeki basık beşik tonozla örtülü bir giriş eyvanı vasıtasıyla dahil olunan avlu, güney, doğu ve kuzey kenarları boyunca yarı-açık ve kapalı mekânlarla çevrili dikdörtgen planlı bir alandır. Giriş eyvanının da bulunduğu güney kanadının batı ucunda, eyvana iki kenarından bitişen kare ve dikdörtgen planlı birer oda yer alır; sivri beşik tonozla örtülüdürler. Avlunun güney kanadının geri kalan mekânları, sivri beşik tonozla örtülü bir oda haricinde, kare planlı ayaklara oturan ve sivri beşik tonozlarla örtülü altı bölümden oluşan bir revaklı galeriden ibarettir. Giriş eyvanının üzerinde, fevkânî bir kat halinde düzenlenmiş kare planlı ve yıldız tonozla örtülü mescit yer almaktadır; kıble duvarında, profilli bir silmeyle dikdörtgen çerçeve içine alınmış yarım sekizgen planlı taş bir mihrap bulunur. Avlunun güney-batı köşesindeki tek kollu taş bir merdiven, zemin katı mescitle irtibatlandırır.
Avlunun doğu kanadı, birbirine bitişik dört odadan müteşekkildir; güney-doğu köşesindeki dikdörtgen planlı oda muhtemelen statik nedenlerle tuğla örgülü haç tonozla, diğer odalar ise sivri beşik tonozla örtülüdür.
Avlunun kuzey kanadının doğu bölümü, kare planlı ayaklarla bölüntülü ve sivri beşik tonozlarla örtülü çift sıra revaklı galeri halinde tasarlanmıştır. Kuzey kanadının batı kanadında ise dört oda ve üç bölmeli bir revak kuruluşu bulunur. Kuzey kanadının batı köşesindeki tek kollu taş bir merdiven, avlu ile hanın çatısını irtibatlandırır.
1996 yılında handa yapılan kazı çalışmalarında ele geçirilen çini fragmanlarının yapıya ait olup olmadığı tartışmalıdır.
Hanın batı kanadını oluşturan kapalı/barınak bölümünün taçkapısı, avluya bakan cephede dışa taşkın dikdörtgen prizmal bir kütleden ibarettir; iki renkli taşlarla örülmüş silme ve bordürlerle yanlardan ve üstten çevrelenen taçkapının kavsarası, sivri kemer gözü halinde cepheye açılan sığ bir eyvan olarak tasarlanmıştır.
Taçkapının basık kemerli kapı açıklığıyla dahil olunan kapalı/barınak bölümü, dikdörtgen planlı bir mekândır; sivri beşik tonozla örtülü orta sahın, doğu-batı yönünde uzanan mütemâdi bir mekân olarak tasarlanmış; yan sahınlar da kuzey-güney yönünde uzanan birbirine geçişli ve sivri beşik tonozlarla örtülü altı bölüm halinde orta sahınla irtibatlandırılmıştır. Orta sahın daha geniş ve yüksektir; merkezindeki kare planlı alan, içten tromplarla geçilen kubbe ile örtülüdür. Kubbeyi dıştan örten özgün strüktür, çatı kotu üzerinde yükselen köşeleri pahlanmış kare prizmal bir kaideden ibaret olup, onarımlar sırasında üzerine polikarbon malzemeyle sekizgen prizmal şeffaf bir kasnak yapılıp, aynı malzemeyle sekizgen piramidal şeffaf bir külâhla örtülmüştür. 1996 yılında kapalı/barınak bölümünde yapılan kazı çalışmaları sırasında altıgen döşeme tuğlaları bulunmuştur.
Avlu ve kapalı/barınak bölümü taçkapılarında iki ayrı kitâbe yer almaktadır; kapalı/barınak bölümünün taçkapısındaki sivri kemerli bir niş içine yerleştirilmiş beş satırlık sülüs hatlı Arapça kitâbeye göre, sözkonusu bölümün Selçuklu Sultanı I. Alâeddîn Keykubad zamanında ve Köpek bin Muhammed tarafından 1235/36 yılında bitirildiği, avlu taçkapısındaki dört satırlık sülüs hatlı Arapça kitâbede ise, avlunun, Selçuklu Sultanı II. Gıyâseddîn Keyhüsrev zamanında ve aynı bâni tarafından 1236/37 yılında tamamlandığı anlaşılmaktadır. Her iki kitâbede de, Köpek bin Muhammed olarak zikredilen bânîsi, ünlü Selçuklu Emîri, aynı zamanda Emîr-i Şikâr, nakkaş ve mimar olduğu bilinen Sâdeddîn Köpek’tir. Hanın mimarının da kendisi olması muhtemeldir.
Mevlâna Celaleddin-i Rumi

Mevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan yöresinde, Belh şehrinde doğmuştur.
Sultânü'l-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'ten ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'l-Ulemâ 1212 veya 1213 yıllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'ten ayrıldı.
Sultânü'l-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur. Nişâbur şehrinde tanınmış Mutasavvıf Ferîdüddin Attar ile de karşılaşmıştır. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Ferîdüddin Attar'ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır.
Sultânü'l-Ulemâ Nişâbur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kûfe yolu ile Kâbe'ye hareket etti. Hac farizasını yerine getirdikten sonra dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) geldi. Karaman'da Subaşı Emir Musa'nın yaptırdıkları medreseye yerleşti.
1222 yılında Karaman'a gelen Sultânü'l-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldı. Mevlâna 1225 yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevlâna'nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adında iki oğlu oldu. Yıllar sonra Gevher Hatun' u kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerra Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlâna'nın bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Alim Çelebi adlı iki oğlu ve Melike Hatun adlı bir kızı dünyaya geldi.
Bu yıllarda Anadolu'nun büyük bir kısmı Selçuklu Devletinin egemenliği altında idi. Konya ise bu devletin başşehri idi. Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkarlarla dolup taşmıştı. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve devletin hükümdarı Alâeddin Keykubad idi. Alâeddin Keykubad, Sultânü'l-Ulemâ Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerleşmesini istedi.
Bahaeddin Veled, sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve dostları ile geldi. Sultan Alâeddin onu muhteşem bir törenle karşıladı ve ona ikametgâh olarak Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni tahsis etti.
Sultânü'l-Ulemâ, 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak Selçuklu Sarayı'nın Gül Bahçesi seçildi. Günümüzde müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'na bugünkü yerine defnedildi.

Sultânü'l-Ulemâ ölünce talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar. Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Medrese kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu.
Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaştı. Mevlâna Şems'te "mutlak kemâlin varlığını" cemalinde de "Tanrı nurlarını" görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü. Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkubi ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizî'nin yerini doldurmaya çalıştılar.
Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 pazar günü Hakk'ın rahmetine kavuştu. Mevlâna'nın cenaze namazını vasiyeti üzerine Sadrettin Konevi kıldıracaktı. Ancak Sadreddin Konevi çok sevdiği Mevlâna'yı kaybetmeye dayanamayıp cenazede bayıldı. Bunun üzerine Mevlâna'nın cenaze namazını Kadı Siraceddin kıldırdı.
Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine, yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i Arûs" diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah-ah, vah-vah edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu.

Hazreti Mevlâna'nın Eserleri

MESNEVİ
Mesnevi klasik doğu edebiyatında, bir şiir tarzının adıdır. Edebiyatta aynı vezinde ve her beyti kendi arasında ayrı ayrı kafiyeli nazım türüne Mesnevi adı verilmiştir. Uzun sürecek konular veya hikayeler şiir yoluyla anlatılmak istendiğinde, kafiye kolaylığı nedeniyle mesnevi türü tercih edilirdi.
Mesnevi her ne kadar klasik doğu şiirinin bir türü ise de, "Mesnevi" denildiği zaman akla "Mevlâna'nın Mesnevi'si" gelmektedir.
Mevlâna Mesnevi'yi Hüsameddin Çelebi'nin isteği üzerine yazmıştır. Kâtibi Hüsameddin Çelebi'nin söylediğine göre, Mevlâna, Mesnevi beyitlerini Meram'da gezerken, oturuken, yürürken, hatta semâ ederken söylermiş. Çelebi Hüsameddin de yazarmış.
Mesnevi'nin dili Farsça'dır. Halen Mevlâna Müzesi'nde teşhirde bulunan 1278 tarihli, elde bulunulan en eski Mesnevi nüshasına göre beyit sayısı 25618 dir.
Mesnevi'nin Vezni:
Fâ i lâ tün - fâ i lâ tün - fâ i lün 'dür.
Mevlâna 6 ciltlik Mesnevi'sinde tasavvufi fikir ve düşüncelerini, birbirine ulanmış hikayeler halinde anlatmaktadır.

DÎVÂN-I KEBİR
Divân şairlerinin şiirlerini topladıkları deftere denir. "Divân-ı Kebir "Büyük Defter" veya "Büyük Divân" manasına gelir.
Mevlâna'nın çeşitli konularda söylediği şiirlerin tamamı bu divandadır. Divân-ı Kebir'in dili Farsça olmakla beraber, içinde Arapça, Türkçe ve Rumca şiire de yer verilmiştir.
Divân-ı Kebir 21 küçük divân (Bahir) ile rubâî divânının bir araya getirilmesi ile oluşmuştur. Divân-ı Kebir'in beyit sayısı 40.000'i aşmaktadır.
Mevlâna Divân-ı Kebir'deki bazı şiirlerini Şems Mahlası ile yazdığı için bu divâna Divân-ı Şems de denmektedir. Divânda yer alan şiirler vezin ve kafiyeler göz önüne alınarak düzenlenmiştir.

MEKTÛBÂT
Mevlâna'nın başta Selçuklu hükümdarlarına ve devrin ileri gelenlerine nasihat için, kendisinden sorulan ve halli istenilen dini ve ilmi konularda açıklayıcı bilgiler vermek için yazdığı 147 adet mektuptur.
Mevlâna bu mektuplarında, edebi mektup yazma kaidelerine uymamış, aynen konuştuğu gibi yazmıştır. Mektuplarında "kulunuz, ben deniz"gibi kelimelere hiç yer vermemiştir.
Hitaplarında mevki ve memuriyet adları müstesna, mektup yazdığı kişinin aklına, inancına ve yaptığı iyi işlere göre kendisine hangi hitap tarzı yakışıyorsa, onu kullanmıştır.

FÎHİ MÂ FİH
Fîhi Mâ Fih "Ne varsa içindedir" manasına gelmektedir. Bu eser Mevlâna'nın çeşitli meclislerde yaptığı sohbetleri içermektedir. Bunların oğlu Sultan Veled tarafından bir kitapta toplandığı sanılmaktadır. Eser 61 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerden bir kısmı, Selçuklu Veziri Süleyman Pervane'ye hitaben kaleme alınmıştır. Eserde bazı siyasi olaylara da değinilmiştir. Bu nedenle bu eser tarihi açıdan da büyük bir önem taşımaktadır.
Eserde cennet ve cehennem, dünya ve ahiret mürşid ve mürid, aşk ve sema gibi konular işlenmiştir.

MECÂLİS-İ SEB'A (YEDİ MECLİS)
Mecâlis-i Seb'a adından da anlaşılacağı üzere Mevlâna'nın yedi meclisinin, yedi vaazının toplanmasından meydana gelmiştir. Mevlâna'nın vaazları, Çelebi Hüsameddin veya oğlu Sultan Veled tarafından not edilmiş ancak özüne dokunulmamak kaydı ile eklentiler yapılmıştır. Eserin düzenlenmesi yapıldıktan sonra, Mevlâna'nın tashihinden geçmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
Şiiri amaç değil, fikirlerini söylemede bir araç olarak kabul eden Mevlâna, yedi meclisinde şerh ettiği hadisleri şu konulara ayırmıştır:
1. Doğru yoldan ayrılmış toplumların hangi yolla kurtulacağı
2. Suçtan kurtuluş, akıl yolu ile gafletten uyanış
3. İnanç'daki kudret
4. Tövbe edip doğru yolu bulanların Allah'ın sevgili kulu olacakları
5. Bilginin değeri
6. Gaflete dalış
7. Aklın önemi
Bu yedi mecliste, asıl şerh edilen hadiselerle beraber 41 hadis daha geçmektedir. Mevlâna tarafından seçilen her hadis içtimaidir. Mevlâna, yedi meclisinde her bölüme "hamd-ü sena" ve "münacat" ile başlamakta, açıklanacak konuları ve tasavvufi görüşlerini hikaye ve şiirlerle cazip hale getirmektedir. Bu yol Mesnevi'nin yazılışında da aynen kullanılmıştır.

Mevlana ve Mevlevilik
Mevlevilik; tamamen sevgi ve hoşgörü üzerine kurulmuş bir müessesedir. Hazreti Mevlâna, yaradana gönül veren, bütün dünyadaki yaratıkları yaradandan ötürü sevmeyi ve bizlere sevgiden söz etmeyi öğreten bir aşk piridir.
Denizi bir testiye dökersen ne kadar alır? Bir günün kısmetini
İşte deniz nasıl testiye kabın genişliği kadar sığarsa Mevlâna da kelime kalıplarına ve bizim idrakimize, istidadımız nisbetinde sığar. Zaten Mevlâna en kuvvetli, en üstün idrakin de ötesindedir.
Aşık ol aşık, aşkı seç ki sen de seçilmiş bir insan olasındiye seslenir.
Kendi varlığından geçerek Allah’ta fani olmak; yani Allah’a tam bir gönül bağlamak Allah’a giden en kısa yoldur. Gönlünü Hakk’a vermiş bir insanın artık kendi benliği kalmamıştır. Onun her zerresinden işleyen Allah’tır. Böylece o kişi nefsine uyup başkasına zarar verecek kötü işlerde bulunmaz. Allah ahlakına bürünmüştür. Hz. Muhammed ve Hz. Mevlâna bize bu vasıflarıyla örnek olmuşlardır.
Mevlâna cihana sığmayan hudutsuz bir varlıktır. Güzeli, doğruyu, iyiyi, aşkı, hakikati arayanlara müjdeler veren lâhudî sestir. Zulmette kalanlara teselli sunan Rahmani sedadır. Ayrılıktan inleyenlere şifa bahşeden devalı nefestir. İnsana insanı öğretendir. Her şeyin insanda olduğunu ve tüm evrenin insanın emrine verildiğini öğretendir.
Mevlâna büyük bir Hak aşığıdır. Aşkın efendisidir. Aşkta yok olmuştur. Bizzat aşktır. Aşkın ne olduğunu soranlara;
"Benim gibi ol da bil, ister nur olsun, ister karanlık, o olmadıkça, onu tamamiyle bilemezsin." buyurur.
İnsan düşüncesine yepyeni bir mesaj veren ve İslam düşünürlerinin fikir ve sistemlerini, inanç akidelerini ruh, akıl ve sevgi üçgeni içinde sunan, insanlığa ahlak, din, ilim ve akıl yolunda heyecan katarak yeni ufuklar açan Mevlâna Celâleddin-i Rûmi, müstesna yüce bir varlık, ilahi bir ışık, manevi bir güneştir. Onun insan düşüncesine verdiği en büyük mesaj Aşk, Sevgi ve Birliktir.
O, bir veli hüviyetiyle gönüller coşturmuş, bir pir, bir mürşid olan insan aklını nur ile yıkamış, akıl ve gönülleri kirden ve ikilikten kurtarmış ve temizlemiştir.
O, hiçbir şeyi inkar etmez, ama her şeyi birleştirir, bütünleştirir ve sevdirir. O kimseyi ayrı görmez; Çünkü O, herşeyin Allah’ın zuhur ve tecellisi olduğunu bilir ve bunu gönlüne ve insan aklına hâl olarak yansıtır.
Mevlâna, aziz ve yüce bir üstattır. Tek başına bir sistemdir, bir hayat ve düzendir. Ahlakı, ilmi, hikmeti, sevgisi, aklı, tavrı, idraki, davranışları ve herşeyi ile yüceliği öğreten bir HAL ABİDESİ’dir. Peygamber’in gerçek temsilcisi, aşkın ve aklın en yüksek öğesi ve gerçeğidir.
İnsan yaratılmışların en şereflisidir düsturuyla; her dilden, her dinden, her renkten insanı kucaklayan Hz. Mevlâna sevginin, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün sembolüdür.
İnce Minare Müzesi
Selçuklu mimarîsinin tipik örneklerinden olan Medrese, “Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi” olarak ziyarete açılmıştır. Selçuklu Sultanı II.İzzeddin Keykâvus zamanında Vezir Sâhib Atâ Fahreddin Ali tarafından 1258-1279 tarihlerinde yaptırılmıştır. Mimarı, Keluk b. Abdullah’tır.
1956 yılında müze olarak açılmış olup, halen Beylik, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine âit taş ve ahşap eserler sergilenmektedir.
Müzede Selçuklu ve Karamanoğlu Devrine ait taş ve mermer üzerine oyma tekniği ile yazılmış inşa ve tamir kitabeleri, Konya Kalesi'ne ait yüksek kabartma rölyefler, çeşitli ahşap malzemeye oyma tekniği ile yapılmış geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiş kapı ve pencere kanatları, ahşap tavan göbeği örnekleri ve mermer üzerine işlenmiş mezar şahidesi ve sandukalar teşhir edilmektedir.
Başkenti Konya olan Selçukluların sembolü çift başlı kartal ve kanatlı melek figürlerinin en güzel örnekleri de bu müzede sergilenmektedir.
Antalya mersin transfer
Mersin ile Antalya arası 485 Km. Bu mesafe arabayla yaklaşık olarak 7 saat 34 dakika sürecektir. Uçak ile seyahat etmeyi planlıyorsanız, 350 Km olan yolculuğu yaklaşık olarak 58 dakika sürede tamamlayabilirsiniz.
Şehirler arası ve Antalya içi ulaşımlarınız veya transferlerinizde sadece size özel tahsis edilmiş araçlarımızla hizmet vermekteyiz.
Özellikle Antalya çıkışlı ulaşımlarınız da , özel olarak temizlenmiş ve dezenfekte edilmiş araçlarımızla , araçta sadece siz olduğunuzu garanti ederiz.
Yolculuğunuzu sağlıklı ve konforlu bir şekilde yapmanızı sağlamaktan mutluluk duyarız. Amacımız sizin hijyen koşullarında gideceğiniz yere ulaştırmaktır.
Araçlarımız 8 kişilik minibüs , 10 kişilik minibüs , 13 kişilik minibüs , 16 kişilik minibüsler olmak üzere sizin hizmetinize sunulmuştur. Sizin özel araç isteğiniz durumunda vip araçlarımız Mercedes vito vip başta olmak üzere olarak hizmetinizdedir.
İstediğiniz adresten size tahsis edilmiş araçlarımızla alalım istediğiniz adrese veya istediğiniz şehirdeki adrese bırakalım.
Mersin
Genel Bilgiler

Yüzölçümü: 15.485 km²
Nüfusu: 1.651.400 (2000)
Nüfus Yoğunluğu: 107
Şehir Nüfusu: 999.220 (2000)
Köy Nüfusu: 652.180 (2000)
Yıllık Nüfus Artış Hızı: %26,47
Yıllık Şehir Nüfus Artış Hızı: %23,67
Yıllık Köy Nüfus Artış Hızı: %30,92
İl Trafik No: 33
İl Telefon Kodu: 324
Antalya transfer , şehirler arası transfer , Antalya transfer hizmetleri , Lara transfer , kundu transfer, Belek transfer, Side transfer, Manavgat transfer, Kızılağaç transfer , Kızılot transfer, Alanya transfer , Konaklı transfer, Mahmutlar transfer, Beldibi transfer , Göynük transfer , Kemer transfer , Kiriş transfer , Çamyuva transfer, Tekirova transfer Finike transfer , demre transfer, çıralı transfer, olimpos transfer, adrasan transfer , kumluca transfer , kaş transfer , kalkan transfer , fethiye transfer , gibi bir çok bölgelere transfer hizmetleri verilmektedir.

Hakkında Bilgi

Mersin' in İlçeleri: Anamur, Aydıncık, Bozyaka, Çamlıyayla, Erdemli, Gülnar, Mut, Silifke ve Tarsus' tur.

Coğrafyası: Mersin Orta Akdeniz Bölgesi' nde olup, Torosların Bolkar dağlarından Akdeniz' e doğru, 1500 metreden başlayan mevcut platolar üzerinde halkın yaz sıcaklarından kaçarak mevsimi geçirdikleri yaylaları bol bir ilimizdir. Bunlar; Gözne, Fındıkpınarı, Mihrican, Ayvagediği, Soğucak ve Kızılbağ gibi yaylalardır.

İlin kuzeyi, Kuzeydoğu-Güneybatı istikametinde boydan boya uzanan Orta Toroslar ile çevrilidir. Bolkar Dağı, Elma Dağı, Büyük Eğri Dağı, Kızıldağ bu dağlar üzerindeki yüksek tepeleri oluşturur. Akdeniz, Mersin kıyılarında büyükçe bir kavis çizerek Mersin Körfezini oluşturur. Taşucu ve Anamur körfezleri, ilin batı kesiminde ikinci derecede önem taşıyan körfezlerdir.

İklimi: Mersin ve çevresinde, tipik Akdeniz sıcak ve ılıman iklimi hakimdir. Yaz ayları sıcak ve aşırı nemli, kış ayları ise ılık ve yağışlıdır.

Tarihçesi: Bu bölgenin en eski yazılı tarihi, Luvi, Kizzuwatna, Hitit, Asur ve Babil Krallıklarının tarihleri ile içiçedir. Daha sonraları da sırasıyla, Hitit, Urartular, Asurlular, Babiller, Lidyalılar, Persler, Seleukoslar ve Romalılar hüküm sürmüştür.

7. yüzyıldan Osmanlıların fethine kadar bu bölge, Arapların, Abbasilerin, Mısırlı Tulunoğullarının, Selçukluların, Moğolların, Haçlıların, Memlukların, Ramzanoğulları ve Karamanoğullarının eline geçmiş, 16. yüzyıldan itibaren buralar Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Ne Yenir: Mersin ilinde gelişmiş restoran modellerinde deniz ürünleri, kırmızı et yemekleri, özel kebap çeşitlerini yeme imkanları mevcuttur. Balık ızgaraları, tantuni, cezerye, kuş gözü, humus, telatür, eya dolması, şırdan, bandırma, yüzük çorbası, övelemeç özel yöresel yemeklerdendir.

Ne Alınır: Mersin ili alışveriş merkezleri açısından son derece zengindir. Mersin' in ve ilçelerinin yöresel özelliklerini yansıtan çeşitli hediyelik eşya ve tatlı çeşitleri alınabilir. El sanatlarına ait güzel örnekleri halılarda, kilim çeşitlerinde ve rengarenk yazmalarda görmek mümkündür.
Antalya ulaşım , şehirler arası ulaşım , Antalya ulaşım hizmetleri , Lara ulaşım , kundu ulaşım, Belek ulaşım, Side ulaşım, Manavgat ulaşım, Kızılağaç ulaşım , Kızılot ulaşım, Alanya ulaşım , Konaklı ulaşım, Mahmutlar ulaşım, Beldibi ulaşım , Göynük ulaşım , Kemer ulaşım , Kiriş ulaşım , Çamyuva ulaşım, Tekirova ulaşım , Finike ulaşım , demre ulaşım, çıralı ulaşım, olimpos ulaşım, adrasan ulaşım , kumluca ulaşım , kaş ulaşım , kalkan ulaşım , fethiye ulaşım branşlarında bir çok bölgelere ulaşım hizmetleri verilmektedir.
Mersin' e nasıl gidilir?

Karayolu: Karayolu ile bütün illere bağlantısı vardır.
Havayolu: Adana Şakirpaşa Havaalanı Mersin' e 69 km., Tarsus' a 32 Km. olup, yurtiçi ve yurtdışına düzenli olarak uçak seferleri yapılmaktadır.

Denizyolu: Mersin Limanından Uluslararası 100' ün üstünde liman ile denizyolu bağlantımız mevcut olup, uluslararası nitelikte liman hizmetleri verilmektedir. Taşucu Limanımızdan düzenli olarak deniz otobüsü ile seferler yapılmaktadır.
Demiryolu: Mersin; demiryolu vasıtasıyla bir çok ille birlikte, uluslararası bağlantılara sahiptir. İstasyon
Mersin

İsminin Anlamı

Güneyde deniz kenarında güzel bir ilimiz. Akdeniz bölgesinin Adana kısmında olup, Adana, Konya, Niğde, Antalya ve Akdeniz ile çevrilidir. 32° 56’ ve 35°11’ doğu boylamları ile 37°26’ ve 36°01’ kuzey enlemleri arasında yer alır.Türkiye’nin turfanda ürünler bahçesi ve Torosların eteklerinde bol güneşli, şirin bir bölgedir. Trafik numarası 33’tür.İlin merkezi olan Mersin, bu bölgede Adana gibi en fazla gelişen şehirlerden biridir.Portakal, muz ve limonu meşhurdur. Akdeniz’in incisi olan İçel, Torosların eteklerinde Akdeniz kıyı şeridinin üzerindedir.Torosların doruklarında kar eksilmezken kıyı sıcaktır.

Bu il, “İçel” ve “Mersin” isimleri ile anılmıştır.Hâlen ilin ismi İçel ve merkez ilçesi Mersin’dir. Mersin ismi Oğuz Türkmen beylerinden “MersinBey”den gelmektedir.Mersin, coğrafî durum îtibâriyle içeride olduğundan 12. asırdan beri “İçerlek” ve “İç El” denmiştir.Göksu Nehrinin iki yanında yer alan kısma “İçerlek” (İçel) denmiştir.Mersin ve İçel isimleri Türkçe kelimelerdir.İçel’in eski ismi Kilikya’dır.
Mersin
Antalya transfer , şehirler arası transfer , şehirler arası transfer Antalya , özel araç transferi , özel araç transferi Antalya , özel araçla şehirler arası ulaşım Antalya , şehirler arası ulaşım , şehirler arası ulaşım antalya , özel araçla şehirler arası transfer Antalya , vip araçla şehirler arası ulaşım , vip araçla şehirler arası ulaşım Antalya , vip araçla şehirler arası transfer , vip araçla şehirler arası transfer Antalya , şehirler arası özel ulaşım , şehirler arası özel ulaşım Antalya , Antalya ulaşım , Antalya ulaşım hizmetleri ile sizlerin yanınızdayız.
Tarihi

Eski bir yerleşim merkezi olan Mersin ve civârı, arkeolojik kazılara göre çok eski çağlarda insanların yaşadığı bir bölgedir.Mersin yakınında “Yümüktepe” deki kazılardan çıkan eşyâlar bu bölgede binlerce sene önce yaşamış insanları gösterir.Yümüktepe civârında bulunan kalenin ise en az 6000 sene önceye âit olduğu tesbit edilmiştir. Anadolu’da en eski târihî eser olarak kabul edilmektedir.

Mersin ve civârı târih sahnesineHititlerle çıkar. Bu bölge Hititlerin hâkimiyeti altında olup Bâbilliler,Asurlular ve Mısırlılar bu bölgeye kadar uzanmışlarsa da bu bölgenin tamâmına hâkim olamamışlardır.M.Ö. 6. asırda Anadolu ve dolayısıyla bu bölge Perslerin istilâsına uğramış,M.Ö. 4. asırda ise Makedonya Kralı İskenderPersleri yenerek Anadolu ve İran’ı ele geçirmiş ve Hindistan’a (Asya içlerine) uzanmıştır.İskender’in ölümü ile birlikte Makedonya imparatorluğu komutanları arasında taksim edilmiş, bu kısım “Selevkos” (Asya) İmparatorluğunun payına düşmüştür. Zaman zaman Mısır’da bulunan Ptolemaioslar bu bölgeye saldırmışlardır. O târihlerde Mersin ve civârı çok ormanlıktı.Gemici milletler Fenikeliler, Mısırlı Ptolemaioslar,Asurlular,Makedonyalılar, Romalılar ve Selevkoslar, bu ormanların kerestelerinden istifâde ederek savaş ve ticâret gemisi inşâ etmişlerdir. Bu bölgede inşâ edilen gemilerle Akdeniz,Karadeniz, Hind Okyanusu ve diğer okyanuslara açılmışlardır.Selevkos İmparatorluğu yıkılınca M.Ö. birinci asırda Anadolu’nun çoğu, Roma İmparatorluğuna katıldı. M.S. 395 senesinde Roma İmparatorluğu bölününce bu bölge de Doğu Roma (Bizans)nın payına düştü. Bu târihlerde Tarsus, bölgenin en büyük şehri ve limanıydı. Aynı zamanda bu bölge bir korsan yatağı idi.

Yedinci asır ortalarından îtibâren İslâm orduları zaman zaman bu bölgeyi fethederek hâkimiyetleri altına aldılar. Fakat bu hâkimiyetleri devâm etmedi. İçel ve civârı ilk defâ hazret-i Ömer zamânında fethedilmiştir. 1071 MalazgirtZaferinden sonra Selçuklu Türkleri bütün Anadolu’yu olduğu gibi Mersin ve civârını da fethettiler.Haçlı Seferleri başlayınca, bunlar karşısında Türkler çekildi. Bu bölge Bizans ve Hıristiyan toplulukların eline geçti. Pekçok Haçlı ordularını imhâ eden Selçuklu Türkleri, 1204 senesinde bu bölgeyi yeniden fethettiler.O târihten îtibâren devamlı Türklerin elinde bulunmaktadır. Selçuklu Hânedanı sona erince Anadolu Birliği parçalandı.İçel’in büyük kısmı Karamanoğullarının, Mersin-Tarsus bölgesi de, Türk-Memlük Devletinin himâyesindeki Ramazanoğullarının hâkimiyeti altında kalmıştır. SultanYıldırım BâyezîdHan devrinde KaramanBeyliği, Osmanlı Devletine katılmıştır. 1402 Ankara Savaşı felâketinden sonra yeniden elden çıkmıştır.

FâtihSultanMehmed Han devrinin sonlarında İçel ve 1472’de Silifke; Yavuz Sultan Selim Han zamanında (1516) Mersin-Tarsus bölgesi Osmanlı toprağına katılmıştır.Türkler on ikinci asırdan beri Göksu’nun iki yanına “İçel” ve bunun batısına “Taşeli” demişlerdir.Osmanlıların İçel dedikleri bölge bugünkü İçel,Taşeli ise Antalya ve Konya’nın bir kısmıdır.Osmanlı devrinde 16. asırda merkezi Larnaka olan Kıbrıs Beylerbeyliğinin (eyâletinin) 8 sancağından ikisi (Tarsus ve Silifke) idi. Yirminci asır başlarında bu iki sancak Adana vilâyeti (eyâleti)nin 5 sancağından ikisini teşkil ettiler. Bunlar merkezi Silifke olan 4 ilçeyle İçel ve 2 ilçeli Mersin sancağı idi. Birinci Dünyâ Harbinden sonra Fransızlar,Mersin’i işgâl ettiler.Mersin 17 Aralık 1918’den 4 Ocak 1922’ye kadar 3 yıl 18 gün Fransız işgâlinde kaldı. Türkiye Büyük MilletMeclisi Hükûmeti ile anlaşan Fransızlar geri çekildiler ve yardımcıları Ermenileri Suriye’ye yerleştirdiler. Fransızlar işgalleri sırasında Ermenilerle birlik olup savunmasız sivil halktan ihtiyar, kadın, çocuk demeden binlercesini işkence yaparak öldürdüler.
Mersin
Antalya şoförlü araç kiralama , şoförlü araç kiralama , şoförlü minibüs , şoförlü minibüs kiralama , şoförlü vip minibüs kiralama , şoförlü vip araç kiralama , şoförlü vip minibüs kiralama Antalya , şoförlü vip araç kiralama Antalya , şoförlü Mercedes vito kiralama , şoförlü Mercedes vito kiralama Antalya , şoförlü vito kiralama, şoförlü vito kiralama Antalya , şoförlü vip vito kiralama, şoförlü vip vito kiralama Antalya , şoförlü Mercedes vip araç kiralama , , şoförlü Mercedes vip araç kiralama Antalya olarak hizmetinizdeyiz.

Fiziki Yapı

İçel ilinin % 60’ı dağlar ve % 30’a yakını yaylalar, % 10’u ise bereketli ovalarla kaplıdır.

Dağları:İçel ilinde Batı ve Orta Toros dağları kıyıdaki ovaların gerisinde (kuzeyinde) bir duvar gibi yükselerek batı-doğu istikâmetinde uzanır. Anadolu’nun kara ikliminden gelen soğuk ve sert rüzgârlarını önler.İlin orta kısmını kaplayan Taşeli Yaylasının üzerinde de Toros Dağlarının Akdeniz’e uzanan kolları vardır. Akdeniz’e yaklaştıkça yükseklik azalır.Orta Torosların il sınırları içinde kalan kısmına “Bolkar Dağları” denir. İlinkuzey-batı sınırına paralel olarak uzanırlar. Başlıca dağları MedetsizTepe (3524 m),Yıldız Tepe (3134 m), Mor Dağ (2454 m), Büyük Eğri Dağı (2055 m), Avlama Dağı (1889 m), Karaçal Tepesi (2339 m), ÖrnekTepe (2150 m), Toldağ (1336 m),Sazlı Tepe (698 m) dir.Türkiye’nin en önemli yaylalarından biri olan Taşeli Yaylası,Anamur-Silifke-Mut ve Erdemli ilçeleri arasında kalır. Taşeli Yaylası kalker yapılıdır.İklimi serttir ve bu sebeple tarım alanı sınırlıdır. Fakat Göksu Irmağının aktığı vâdi verimlidir. Bolkar Dağlarının eteklerinde de derin vâdilerle oyulmuş yaylalar vardır.

Ovaları:İçel’in ovaları çok bereketli olup başlıca ovaları şunlardır Tarsus Ovası: Çukurovanın İçel sınırları içinde Tarsus Çayı (BerdanIrmağı) ile Seyhan Irmağı arasında kalan kısımdır. Yüzölçümü 85 bin hektar olup denizden yüksekliği 50 m’dir.Meyve, sebze ve Akdeniz bitkileri yetişir. Silifke Ovası: Göksu Irmağının taşıdığı alüvyonlardan meydana gelmiştir.On bin hektar olup sebze, kavun-karpuz, muz, üzüm, mandalina, portakal, tahıl, baklagiller ve pamuk bol miktarda yetişir. Berdan Ovası: Tarsus Ovası gibi Çukurovanın bir parçasıdır. Tarsus Çayı ile Torosların etekleri arasında kalan 40 bin hektarlık bereketli bir ovadır. En çok pamuk ekilir.Turunçgiller ve sebze de bolca yetişir. Anamur Ovası:Anamur Çayının ve bu çaya katılan derelerin taşıdığı alüvyonlardan meydana gelmiştir. 5x10 kilometrelik bir düzlüktür.Yüzölçümü 5700 hektara yakındır. Muzu meşhurdur. Pamuk, turunçgiller ve sebze tarımı yapılır.

Akarsuları:İçel sınırları içinde çok sayıda akarsu vardır. Bunların çoğunun boyu kısadır.Hepsi de Torosların eteklerinde meydana gelirler. Başlıca akarsular şunlardır:Göksu Irmağı: Taşeli Yaylasının sularını toplayarak Silifke yakınlarında denize dökülür. Bir kısmı Konya sınırları içinde kalan Göksu Irmağının uzunluğu 250 km’dir.Göksu, HadimGöksuyu ve Ermenek Göksuyu adlı iki kolun birleşmesiyle meydana gelir. Göksu Irmağının geçtiği Göksu Vâdisi tarıma elverişli olup çok bereketlidir. Tarsus Çayı:BolkarDağlarının güney eteklerinden çıkar. Uzunluğu 150 km olup, Tarsus’ta denize dökülür. Tarsus’un debisi (1 sâniyede akıttığı su miktarı) 9-40 m3 arasındadır.Limonlu Çay:130 km’dir. Erdemli yakınında denize dökülür.Sorgun Çayı: 90 km’dir. Denize dökülür. Aslanköy Deresi: 100 km uzunluğunda olup Mersin’den denize dökülür. Anamur Çayı:70 km uzunluktadır ve Anamur’dan denize dökülür. Bu akarsuların dışında pekçok küçük akarsu vardır. Efrenk Suyu ve Lamas Suyu bunlardandır.
Lara Transfer, Kundu Transfer, Belek Transfer, Side Transfer, Manavgat Transfer, Kızılağaç Transfer, Kızılot Transfer, Alanya Transfer, Konaklı Transfer, Mahmutlar Transfer, Beldibi Transfer, Göynük transfer transfer, Kemer Transfer, Kiriş Transfer, Çamyuva Transfer, Tekirova Transfer, Airport Transfer Antalya, şoförlü minibüs, chauffeured minibus, antalya havaalanı transfer, Vip transfer, antalya transfer, home transfer, Minibüs transfer, Otel transfer, havalimanı transfer, transfer of Antalya bölgelerinde hizmetinizdeyiz.
Gölleri: İçel akarsu bakımından zengin olmakla berâber büyük göl yoktur. Denize yakın set gölü olan küçük gölçükler vardır. Bu set göller Silifke ilçesinde Akgül ve Keklik gölü ile Gülnar ilçesinde bulunan Hortu Gölüdür.
Mersin

İklim ve Bitki Örtüsü

İklimi:İçel ilinde,Akdeniz iklimi hüküm sürer.Kıyıdan içeri doğru gidildikçe kara iklimi husûsiyeti görülür. Kıyılarda yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Yüksek yerlerde yazlar serin ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. Senelik yağış miktarı 419-1032 mm arasında her ilçede değişiktir.Senenin akseriya 6 günü sıfır derecenin altında ve 6°C ile + 43°C arasında seyreder.

Bitki Örtüsü: İçel bitki örtüsü bakımından çok zengindir. Arâzinin sâdece yüzde 5’i tarıma elverişli değildir.Geri kalan toprağın yüzde 55’i ormanlık ve fundalıkla kaplıdır.Yüzde 25’i ekili ve dikili alanlardır. Yüzde 15’i çayır ve mer’alarla kaplıdır.Ovalar tahıl ve diğer ürünleri yetiştiren tarlalarla, kıyı şeridi muz ve turunçgil bahçeleri ve vâdiler meyve ağaçları ile kaplıdır.
Mersin

Ekonomik Faaliyetler

İçel Türkiye’nin her bakımında en gelişmiş illerinden biridir. Bu gelişmenin başta gelen sebepleri topraklarının çok verimli olması, sanâyi bakımından ileri durumda bulunması, mâden bakımından zengin oluşu, Mersin limanının faaliyeti ve Mersin petrol rafinerisinin bulunuşudur.Gayri sâfi hâsılanın (Brüt gelirin) % 40’ı sanâyi, % 30’u tarım ve % 10’u ticâret sektöründen elde edilir.İçel her yönüyle zengin bir ilimizdir.Yurdumuzda çokyönlü, gelişmeye elverişli bölgelerden biri de İçel’dir.

Tarım: Faal nüfûsun çoğunluğu tarım sektöründe çalışır.Tarım (bitkisel) yapılan topraklar % 25’tir.

İçel’de yetişen tarım ürünleri çok çeşitlidir. En çok tahıl ekimi yapılır. Tarım ürünleri seneden seneye artmaktadır. Elde edilen başlıca tarım ürünleri, buğday, arpa, çavdar, pirinç, nohut, mercimektir. Sanâyi ürünlerinden en çok pamuk yetişir. Ayrıca yerfıstığı ve susam yetiştirilir. İçel ilinde her çeşit sebze ekilir. Domates, biber, patlıcan, fasulye, kabak, bakla, bamya, hıyar, ıspanak, lahana, marul, soğan ve karnabahar, yetiştirilen başlıca sebzelerdir. Seracılık oldukça ilerde olup,Antalya’dan sonra en çok sera alanı İçel’de bulunur.Turungçiller bol miktarda yetişir.Üzüm, keçiboynuzu, zeytin, nar, muz, incir, erik, bâdem ve kayısı yetiştirilen diğer meyvelerdir.Kavun, karpuz da oldukça fazla ekilir.İçel ilinde modern tarım araçları kullanılır, geniş ölçüde gübreleme ve sulama yapılır.İçel Türkiye’nin tahıl, meyve ve sebze ambarlarından biridir.Türkiye’nin dört bucağına turfanda sebze vemeyve İçel’den gider.İçel, yalnız pamuk ambarı değil turfanda sebze ve meyve ambarıdır.

minibüs kiralama , minibüs kiralama Antalya , Antalya minibüs kiralama , Rent A Car Antalya , Antalya Rent A Car , Oto Kiralama Antalya , Araç Kiralama Antalya, Car Rental Antalya , Car Hire Antalya , Car Rental Service Antalya , Cheap Car Rental , Turkey Car Rental , Rent A Car Turkey , Rental Cars in Turkey , Noleggio Auto Antalya , rent a car antalya fiyatları , ucuz araç kiralama antalya , Cheap Car Rental Antalya , Airport Rent A Car , Airport Rent A car Antalya , minibus hire Antalya branşları ile hizmetinizdeyiz.

Hayvancılık: Hayvancılık dağlık bölgede ve yaylalarda yapılır. Arâzinin % 15’e yakını çayır ve mer’alık olmasına rağmen hayvan mal varlığı fazla değildir. Arıcılık gelişmiştir. Balıkçılık: Akdenizde geniş sâhilleri olmasına rağmen,balık üretimi iki bin tondan biraz fazladır.Mut’ta alabalık üretme çiftliği vardır. Tarsus,Berdan ve Tragon çayları tatlısu balıkları ile doludur.İçel balıkçılık için çok müsâittir.

Ormancılık: Mersin ili orman bakımından çok zengindir. Asırlar önce İçel tamâmen ormanlarla kaplıydı.Günümüzde ise arâzinin % 55’i orman ve fundalıklarla kaplıdır. Anamur’dan Tarsus’a kadar kıyı kuşağı fundalıklarla (makilerle) kaplıdır. Makiler arasında “Delice” denilen yabâni zeytin ve fıstık çamları bulunur. Maki kuşağından 2200 m yüksekliğe kadar sık ağaçlı ormanlara, daha yükseklerde bodur ve seyrek ormanlara rastlanır. 600 m yüksekliğe kadar olan ormanlarda meşe, sakız, tespih, mersin ve sandal ağaçları bulunur. Daha yükseklerde çeşitli çam türleri, köknar ve sedir ağaçları fazladır.Ormanların kapladığı saha 785 bin, fundalık alan ise 100 bin hektardır.Ormanlardan her sene 3500 ton reçine ve 250 bin m3 sanâyi odunu elde edilir.

Mâdenleri:İçel mâden bakımından da zengin sayılır. Krom, bakır, demir, kuvarsit, alüminyum, barit ve dolamit çıkarılır ve bir kısmı Mersin limanından dış ülkelere ihraç edilir.

Sanâyi:İçelAkdeniz bölgesinde Adana’dan sonra, sanâyi sektöründe en çok gelişmiş bir ildir. Başlıca sanâyi kuruluşları şunlardır:Anadolu Tasfiyehânesi (Rafineri) A.Ş. (ATAŞ)Senelik kapasitesi 5 milyon tona yakındır.Çukurova Sanâyi İşletmeleri A.Ş., Akdeniz Gübre Sanâyii A.Ş.,Çimento Sanâyii ve TicâretA.Ş. (ÇİMSA), Anadolu Çam Sanâyii A.Ş., Plâstik Sanâyii ve Ticâret A.Ş., Soda Sanâyii A.Ş., Mustafa SamanÇelik Döküm Makinaları Sanâyii A.Ş., AkdenizTuğla Beton Boru Fabrikası, Nârenciye Ambalaj Fabrikası, Kâğıt ve Karton Fabrikası, meyve suyu fabrikaları, mobilya atölyeleri,Çukurova İplik Dokuma Fabrikası, Çukurova Çırçır Pres Fabrikası, Sabun ve Deterjan Fabrikası, Yapıştırıcı Fabrikası, Buzdolabı Fabrikası, Akfa Akümülatör Sanâyii, Metal Kapak Fabrikası, Oska Profil Eşya Fabrikası, Güneş Isıtıcı ve Çelik Büro Sanayii, Treyler Îmâlâtı,Çelik Döküm ve Makina Sanâyii.

Ulaşım:İçel ili karayolu, denizyolu ve demiryolu ulaşımı bakımından çok müsâittir. Adana Havaalanından havayolu ulaşımı bakımından faydalanır.Türkiye’nin her köşesi ile ulaşım bakımından irtibâtı vardır. Akdeniz sâhillerini paralel olarak kat eden E-24 karayolu Anamur, Silifke,Erdemli,Mersin ve Tarsus’tan geçer. Ankara-Konya E-35 Karayolu Silifke’ye inerek E-24 karayolu ile birleşir. Ayrıca kaliteli devlet yolları ile Niğde-Sivas-Kayseri; Adana-Hatay; Adana-Gaziantep-Urfa ve Kahramanmaraş-Malatya yönlerine giden yollarla bağlıdır.İlçeleri köylere bağlayan yollar oldukça iyidir.

İçel denizyolu taşımacılığı bakımından çok önemli bir merkezdir. Bu limana senede gelen büyük gemi sayısı ortalama üç bindir. Bu liman Avrupa ve ABD ile Ortadoğu arasında bir transit merkezidir.Limanda 140 gemi barınabilmekte ve aynı anda 15 gemiye yükleme ve boşaltma yapılabilmektedir. 1961’de yapılan limanda biri 1593 m, diğeri 3933 m uzunlukta iki mendirek uzanır. 15 bin m2lik sundurmalı ve 40 bin m2’lik açık depolama alanı mevcuttur. Ayrıca ToprakMahsulleri Ofisinin Silosu,Et ve Balık Kurumunun Soğuk Hava Deposu, ATAŞ’ın akaryakıt depoları ve araçlar için park yeri ve limanda 20 rıhtım vardır. Mersin limanından başka Anamur,Taşucu ve Aydıncık’ta iskele; Aydıncık ve Karaduvar’da ise balıkçı barınakları bulunur. İçel, yurdumuzun batı, orta ve doğu bölgelerini birleştiren demiryolu ağına bağlıdır.Kütahya-Afyon-Konya istikâmetinden gelen demiryolu hattı Ulukışla’dan sonra iki kola ayrılır.Güneydoğuya uzanan kol Adana-Mersin sınırını tâkip ederek Yenice, Tarsus ve Mersin’e ulaşır. Bu hat daha çok yük taşımada kullanılır.
Mersin

Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfusu:1990 sayımına göre toplam nüfûsu 1.266.995 olup, 787.284’ü ilçe merkezlerinde 479.711’i köylerde yaşamaktadır.Yüzölçümü 15.853 km2 olup, nüfus yoğunluğu 80’dir.

Örf ve âdetleri: Çok eski zamanlardan beri bir yerleşim, eski ve orta çağlarda bir kültür merkezi olan bu bölge, birçok istilâlara uğramıştır.Yedinci asırda İslâm ordularının fethi ile İslâmiyet yerleşmiş ve kısa bir müddet sonra yeniden Bizansın işgâline uğramıştır. 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Selçuklu Türkleri tarafından fethedilen bu bölge Haçlı Seferleri sebebiyle yeniden Bizanslıların eline geçmiştir. 1224’te Türkler bu bölgeyi yeniden fethetmiştir ve 1224’ten bu yana devamlı Türk toprağı olan bu bölgede diğer kültürler silinmiş ve bölge Türk-İslâm kültürü ile yoğrulmuştur. Diğer kültürlerden geride sâdece bâzı târihî harâbeler kalmıştır.

Mahallî kıyâfet:İçel şehir ve köylerinde eski kıyâfetin yerini hâli hazırda kullanılan kıyâfet almışsa da, bâzı köy ve Türkmen Yörükleri anânevî kıyâfetlerini muhâfaza etmektedirler.Yörük elbiselerinin hepsi dokumadan yapılır. Kadınlar başlarına “poşu” denen başlık giyerler. Alnın üstüne “yağlık” bağlarlar. Uzunlamasına çizgili gömlek, alt kısma ise şalvar giyilir.Şalvarın üstüne enine çizgili bir önlük “öncek” takılır. Erkekler ceket yerine “aba” giyerler. Aba çeşitleri “beynamaz, sağaba ve gögaba”dır. Abalar işlemeli olup oba, oymak ve aşîretin sembolleri (simgeleri) işlenir. Aba altına açık yakalı beyaz gömlek giyilir.

Mahallî yemekler:Etli ve sebzeli yemekler yenir.Yemekler baharatlı ve fazla acılıdır.Her yerde rastlanan sebzelerin dışında ebegümeci, hindiba, sirken, ısırgan, kuzukulağı, domalan, meletöre ve kenger mahallî sebzelerdir. Bölgenin meşhur yemekleri ise kenger, çiğ köfte, kısır ve batırıktır. Kengerin tohumu kavrulup çekilerek kahve hâline getirilir. Buna “dağ kahvesi” denir. Ekşinar suyundan yapılan nar ekşisi sıcağa karşı dayanıklık verir.

Halk edebiyâtı:İçel bölgesinde halk edebiyâtı zengindir. Birçok halk şâiri yetişmiştir.Meşhur olanları:Karacaoğlan,KüçükKaracaoğlan, Âşık İrfânî,Deveci TopalMustafa, Âşık Rızâ, Kara Fevzi ve Âşık Natuvânî’dir.

Halk oyunları ve türküleri:

Bu bölgenin halk oyunları ve türküleri çok zengindir.Oyunlarda zeybek, halay, mengi ve samahlar başta yer alır. Bölgenin türküleri Türkiye çapında yaygındır.Silifke oyunları Türkiye ve dünyâca meşhurdur. Ata sporu güreş, Mersin ve civârında asırlardır yapılan bir spordur.Türkiye’ye Olimpiyatlarda ilk defâ madalya kazandıran Mersinli Ahmed’dir (Kireççi). 1936Berlin Olimpiyatlarında üçüncü, 1948 Londra Olimpiyatlarında birinci olmuştur.

Eğitim: İçel eğitim bakımından en ileri illerden biridir. Okulsuz köy yoktur. İlkokul çağındaki çocukların tamâmı okula gitmektedir.Okur-yazar nisbeti yüzde 85 civârındadır.İçel’de 92 anaokul, 849 ilkokul, 80 ortaokul, 11 meslekî ve teknik ortaokul 25 lise ve 25 meslekî ve teknik lise vardır.Çukurova Üniversitesine bağlı, MersinYüksek MeslekOkulu, Mersin Turizm İşletmecilik Yüksek Okulu ve Tarsus Yabancı Diller YüksekOkulu ile, Ortadoğu Teknik Üniversitesine bağlı Erdemli Deniz Bilimleri Yüksek Okulu bulunmaktadır.
Mersin

İlçeleri

İçel’in biri merkez(Mersin) olmak üzere on ilçesi vardır.

Mersin:1990 sayımına göre toplam nüfûsu 547.835 olup, 422.357’si ilçe merkezinde, 125.478’ i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 56,Arslanköy bucağına bağlı 7,Gözne bucağına bağlı 9, Kazanlı bucağına bağlı 3, Kuzucubelen bucağına bağlı 13 köyü vardır. Yüzölçümü 1772 km2 olup, nüfus yoğunluğu 309’dur. İlçe toprakları kıyı ovası ve hemen ardından yükselen dağlardan meydana gelir. Başlıca akarsuyu Efrenek Deresidir.

Ekonomisi tarım ve sanâyiye dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, pamuk, üzüm, turunçgiller, sebze ve meyvedir.Köylerde el tezgahlarında dokumacılık yapılır.Türkiye’nin üçüncü büyük rafinerisi ve büyük limanı bu ilçededir. Dokuma ve iplik fabrikaları, Soda Sanâyi A.Ş. Şişe ve Cam Fabrikaları, Akümilatör fabrikaları, nebâti yağ fabrikaları, un fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, Mersin Körfezi kıyısında kurulmuştur. Portakal bahçeleri, palmiye ağaçları ve yemyeşil örtüsü ile gözleri kamaştıran tabiî güzelliğe sahiptir. Antalya-Adana karayolu ilçeden geçer. İlçe belediyesi 1933’te kurulmuştur.

Anamur: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 65.767 olup, 37.335’i ilçe merkezinde, 28.432’si köylerde yaşamaktadır.İlçe toprakları kıyıdaki dar ova şeridi dışında oldukça engebelidir. Kıyı ovaların hemen arkasında Toros Dağları yükselir. Dağlardan kaynaklanan suları Anamur Çayı toplar. Kıyıda Anamur Çayının getirdiği alüvyonlu topraklardan meydana gelmiş Anamur Ovası yer alır. Bu ovanın arkasından yükselen Tepeli Platosu bu ovayı soğuklardan korur.

Ekonomisi tarıma dayanır. Başlıca tarım ürünleri muz, portakal, limon, pamuk, susam, yerfıstığı ve sebzedir. Teraslama metoduyla yapılan bağcılık yaygınlaşmaktadır.Hayvancılık yüksek kesimlerde yaşayanların başlıca geçim kaynağıdır. Bir kıyı şehri olmasına rağmen balıkçılık gelişmemiştir.

İlçe merkezi, Anamur Ovasında deniz kıyısında kurulmuştur. Antalya-İçel karayolu ilçeden geçer.İl merkezine 223 km mesafededir. Anamur’a ilk yerleşenler Finikelilerdir.Hazret-i Ömer zamânında fethedilmiştir. Muzu ve portakalı meşhurdur. Anamur HidroelektrikSantralı, ilçenin 2 km doğusunda yer alır.İlçe belediyesi 1863’te kurulmuştur.

Aydıncık:1990 sayımına göre toplam nüfûsu 11.022 olup, 7040 ilçe merkezinde, 3982’si köylerde yaşamaktadır.Merkez bucağına bağlı 10 köyü vardır. İlçe toprakları dar kıyı ovası ve ardından yükselen dağlardan meydana gelir. Ekonomisi tarıma dayalıdır.Üzüm, turfanda sebze, muz, yerfıstığı ve turunçgillerdir. Modern seralar vardır.İlçe merkezi,Antalya-Mersin karayolu üzerinde yer alır.Gülnar’a bağlı bucakken, 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe oldu. Belediyesi 1972’de kurulmuştur.
Mersin

Tarihi Eserler ve Turistik Yerler

İçel’de târih ve tabiat bir arada olup, kucaklaşmıştır.Pekçok târihî eser vardır.

Anamur Kalesi: Üçüncü asırda Romalılar tarafından yapılmıştır.Karamanoğulları devrinde tâmir edilmiştir. Günümüzde büyük kısmı sağlamdır.

Silifke Kalesi: Yüksek bir kayanın üzerinde eski devirlerde Ermeni kralları yaptırmıştır. 23 kule ve burcu vardır.

Mut Kalesi: Kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Dört kulesi ve yeraltı tünelleri vardır. Şimdiki şekli Karamanoğlu mîmârî özelliklerini taşımaktadır.

Eski Câmi: İl merkezinde çarşı içindedir. 1870’de yapılan câmi, Osmanlı devrinin en önemli yapısıdır. 1901 ve 1943’te tâmir görmüştür.

Lâl Ağa Câmii: Mut ilçesindedir. 1356-1390 târihleri arasında Karamanoğlu komutanlarından LâlAğa tarafından yaptırılmıştır.Kare plânlı ve kubbeli bir eserdir. Büyük kubbesi ile meşhurdur.

Eski Câmi: Tarsus’tadır.On beşinci asır başlarında RamazanBeyin oğlu AhmedBey yaptırmıştır. Eskiden burada kilise (katedral) bulunuyordu. Minâre eklenerek câmiye çevrilmiştir.

Ulu Câmi:Tarsus ilçesindedir. 1579’da RamazanoğullarındanPîrî Paşanın oğlu İbrâhimBey tarafından yaptırılmıştır.Türk-İslâm sanatı bakımındanTarsus’un en önemli eseridir.Tek şerefeli minâre, câmiden önce yapılmıştır.

Eshâb-ı Kehf Mağarası:Tarsus’un 14 km güneybatısında bulunan bir mağaradır.Çok ziyâret edilen bir yerdir. Eshâb-ı Kehf Mağarası yanında bulunan mescidi, Sultan Abdülazîz Hanın annesi Vâlide Sultan 1873’te tâmir ettirerek câmi hâline getirmiştir.

Lokman HâkimTürbesi:Tarsus Ulu Câmi yanında kabr-i şerîfinin olduğu rivâyet edilirse de kesin değildir. Bu zâd Dâvûd aleyhisselâm zamânında Umman tarafların da yaşamıştır.

Hazret-i Şit Türbesi: Tarsus Ulu Câmi yanında kabr-i şerîfi olduğu rivâyet edilirse de kesin değildir. Hazret-i Şit, hazret-i Âdem’in oğludur.

Yarımca Hanı: On üçüncü asırda Selçuklular tarafından yaptırılmış olup, Mut civârındadır.

Dâvûd Paşa Hanı: On dördüncü asırda Karamanoğulları tarafından yaptırılmıştır. Mut’ta olup, otuz iki odalıdır.

Kızkulesi: Mersin-Silifke arasında kıyıya yakın küçük bir ada üzerinde kurulmuştur.Çok eski devirlere âit bir kaledir.Cem Sultan,Rodos’tan döndüğü zaman burada kalmıştır.

Korykos Harâbeleri:Kızkulesi’nin karşısındadır.Korykos şehri Hitit devrinden beri yerleşim merkezi olmuştur.Harâbeler arasında saray, tiyatro, tapınak ve bir çok eser vardır.

Narlıkaya Mağarası:Silifke’dedir. Döner bir merdivenle inilir.İçinde çok güzel manzaralı sarkıt ve dikitler vardır.

Cennet ve Cehennem Mağaraları:Cennet ve Cehennem Obrukları ismi ile halk arasında anılan bu mağaraların içinde târihî eserler de vardır.Her iki mağara da, jeolojik bir çökme sonucu meydana gelmiştir.CennetMağarası ismi ile anılan 275x125 m ebâdında ve 135 m derinliğindedir.İçine Romalılar devrinde yapılmış dar bir merdivenle inilir. Batı ucunda Bizanslılardan kalma kilise ile akarsu vardır.CehennemObruğu (Mağarası)ismi ile anılan mağara ise, 50x75 m ebadında ve 120 m derinliğinde olup, ağzı dar, duvarları içbükey olup, korkutucu bir manzarası vardır. Bizanslılar bu mağaraya günahkâr saydıkları kişileri atarlarmış.CennetObruğunun gerisinde büyük mezarlara devrin meşhurları gömülürdü. Mağara etrâfı yemyeşil zeytinliklerle örtülüdür.Yer altından da buz gibi bir su akmaktadır.CennetÇukurunun içi yeşillik ve içinde soğuk pınar vardır.Cennet ve Cehennem mağaraları için çeşitli efsâneler anlatılır.Her sene 125 bin kişinin gezdiği Cennet ve Cehennem mağaralarının aydınlatılması ve asansör yapılması için çalışmalar vardır. Bu mağaralar astımlı hastalara iyi gelmektedir.

Kanlıdivane:Mersin-Silifke yolu üzerinde, Mersin’e 45 km uzaklıkta büyük bir obruğun çevresinde kurulmuştur.Kalıntılar arasında kabartma kayalar, lahitler, sarnıç, bazilikalar ve çok sayıda ev vardır. Şehir, Bizanslılarla Ermeniler arasındaki savaşlarda yıkılmıştır.

Justinianus Köprüsü:Tarsus’ta Bizans İmparatoru Justinianus yaptırmıştır.İşlek bir yerdedir.Geçenlerden baç (vergi) alındığından, halk arasında Baç Köprüsü adıyla bilinmektedir.

Roma Hamamı:Tarsus’da eski Câminin yanındadır.Kalıntıları halk arasında altından geçme diye adlandırılmıştır.

Roma Hamamı:Mersin’e 5 km uzaklıkta Karaduvar köyündedir. Romalılardan kalma olup, mozaikleri çok değerlidir.

ŞahmeranHamamı:Tarsus’ta Makam Câmii yakınındadır.Ramazanoğulları döneminde,Romalılardan kalma temellerin üzerine yeniden inşâ edilmiştir. Efsânelere göre, yılanların pâdişâhı Şahmeran’ın başı burada kesilirken, sıçrayan kan duvarlarda kızıl leke bırakmıştır.Hamamda, çıkmayan kızıl lekeler vardır.

Gözlükule:Tarsus’un güneyinde yer alan höyük ve yamacındaki eski şehir deniz kenarındaydı. Bu höyük toprak doldurularak Mısır kraliçesi tarafından yaptırılmıştır.Kleopatra, gemisi ile buraya yanaşmıştır. Höyükte yapılan kazılarda pitkos denilen büyük zâhire küpleri, iki kulplu kadehler ve pekçok eşyâ bulunmuştur. Kleopatra ile Roma konsülü Marcus Antonius burada buluşmuşlardır.Kale kapısına Kleopatra kapısı denilmektedir.

Mesîre yerleri:İçel tabiî güzellikler bakımından çok zengindir.Herbiri ayrı güzellikte çok sayıda mesîre yeri vardır. Suları bol, manzarası güzel ve ulaşım imkânı kolay olan bu mesîre yerleri, her mevsimde özellikle ilkbaharda çok güzeldir.

Erdemli Çamlığı,Mersin-Antalya karayolu üzerinde Erdemli’ye iki km uzaklıkta orman içi dinlenme yeridir. Deniz ile ormanın yeşilliğinin bütünleştiği güzel bir mesîre yeridir.

Çamdüzü:Silifke’ye beş km uzaklıkta, Deniz kıyısında bir ormanlık olup çok güzel bir mesîre yeridir.

Pullu:Anamur-Silifke karayolu üzerinde orman ile denizin bütünleştiği çok güzel mesîre yeridir. Anamur’a yedi km uzaklıktadır.

Karabucak:Mersin-Adana karayolu üzerinde okaliptus ağaçları ile kaplı orman içi dinlenme yeridir. Bir zamanlar bataklık olan bölge, memleketimizde yetiştirilerek meydana getirilen tek okaliptus ormanıdır.

Gümüşkum:Mersin-Silifke karayolu üzerinde,Mersin’e 16 km uzaklıkta deniz kıyısındadır.Çam ağaçları ile kaplıdır.

Esentepe:Mersin’e 10 km uzaklıkta orman içi dinlenme yeridir. Manzarası çok güzeldir.

İçmeler ve kaplıcalar:İçel şifâlı su kaynakları bakımından zengin olmasına rağmen, bu kaynakların çoğunda tesis yoktur. Bilinen şifâlı suların bâzıları şunlardır:

Mersin(Güneysu, Güneyyolu)İçmesi:Mersin’e 12 km uzaklıkta, Toros Dağlarının eteklerinde çıkmaktadır.İçme yoluyla alınan sular, müshile etkilidir.Çamur’u ise deri hastalıklarına iyi gelmektedir.

Akçakocalı İçmesi:Tarsus ilçesine 10 km uzaklıkta Akçakocalı köyündedir. 16°C sıcaklığa sâhip olan su, müshil etkilidir.

Keşbükü İçmesi:Tarsus’a 20 km uzaklıkta Keşbükü köyündedir. Bir çam ormanı içinde kaynayan su, müshil etkilidir.

Saparca Ilıcası:Silifke’ye 27 km uzaklıkta Göksu Irmağı kıyısındadır. 37°C sıcaklıktaki su, romatizma, mîde ve deri hastalıklarına iyi gelmektedir.

Hocantı Kaplıcası:Mut’a 15 km uzaklıkta Hocantı köyü yakınındadır. Deri hastalıkları ile romatizmaya iyi gelmektedir.
şehirler arası transfer ile verilen hizmetler:
Antalya ADANA transfer , Antalya ADANA ULAŞIM
Antalya ADIYAMAN transfer , Antalya ADIYAMAN ULAŞIM
Antalya AFYONKARAHİSAR transfer , Antalya AFYONKARAHİSAR ULAŞIM , Antalya AFYON transfer , Antalya AFYON ULAŞIM

AĞRI Antalya transfer ,
AMASYA Antalya transfer ,
Antalya ANKARA transfer , Antalya ANKARA ulaşım
ANTALYA Antalya transfer , ANTALYA Antalya ulaşım
ARTVİN Antalya transfer ,
Antalya AYDIN transfer , Antalya AYDIN ulaşım
BALIKESİR Antalya transfer ,
BİLECİK Antalya transfer ,
BİNGÖL Antalya transfer ,
BİTLİS Antalya transfer ,
BOLU Antalya transfer ,
Antalya BURDUR transfer , Antalya BURDUR ulaşım
BURSA Antalya transfer ,
ÇANAKKALE Antalya transfer ,
ÇANKIRI Antalya transfer ,
ÇORUM Antalya transfer ,
Antalya DENİZLİ transfer , Antalya DENİZLİ ulaşım
DİYARBAKIR Antalya transfer ,
EDİRNE Antalya transfer ,
ELAZIĞ Antalya transfer ,
ERZİNCAN Antalya transfer ,
ERZURUM Antalya transfer ,
ESKİŞEHİR Antalya transfer ,
GAZİANTEP Antalya transfer ,
GİRESUN Antalya transfer ,
GÜMÜŞHANE Antalya transfer ,
HAKKARİ Antalya transfer ,
HATAY Antalya transfer ,
Antalya ISPARTA transfer , Antalya ISPARTA ulaşım
Antalya MERSİN transfer , Antalya MERSİN ulaşım
Antalya İSTANBUL transfer , Antalya İSTANBUL ulaşım
Antalya İZMİR transfer , Antalya İZMİR ulaşım
KARS Antalya transfer ,
KASTAMONU Antalya transfer ,
KAYSERİ Antalya transfer ,
KIRKLARELİ Antalya transfer ,
KIRŞEHİR Antalya transfer ,
KOCAELİ Antalya transfer ,
Antalya KONYA transfer , Antalya KONYA ulaşım
KÜTAHYA Antalya transfer ,
MALATYA Antalya transfer ,
MANİSA Antalya transfer ,
KAHRAMANMARAŞ Antalya transfer ,
MARDİN Antalya transfer ,
MUĞLA Antalya transfer ,
MUŞ Antalya transfer ,
NEVŞEHİR Antalya transfer ,
NİĞDE Antalya transfer ,
ORDU Antalya transfer ,
RİZE Antalya transfer ,
SAKARYA Antalya transfer ,
SAMSUN Antalya transfer ,
SİİRT Antalya transfer ,
SİNOP Antalya transfer ,
SİVAS Antalya transfer ,
TEKİRDAĞ Antalya transfer ,
TOKAT Antalya transfer ,
TRABZON Antalya transfer ,
TUNCELİ Antalya transfer ,
ŞANLIURFA Antalya transfer ,
UŞAK Antalya transfer ,
VAN Antalya transfer ,
YOZGAT Antalya transfer ,
ZONGULDAK Antalya transfer ,
AKSARAY Antalya transfer ,
BAYBURT Antalya transfer ,
KARAMAN Antalya transfer ,
KIRIKKALE Antalya transfer ,
BATMAN Antalya transfer ,
ŞIRNAK Antalya transfer ,
BARTIN Antalya transfer ,
ARDAHAN Antalya transfer ,
IĞDIR Antalya transfer ,
YALOVA Antalya transfer ,
KARABÜK Antalya transfer ,
KİLİS Antalya transfer ,
OSMANİYE Antalya transfer ,
DÜZCE Antalya transfer ,

ADANA Antalya transfer , ADIYAMAN Antalya transfer , AFYONKARAHİSAR Antalya transfer ,AĞRI Antalya transfer , AMASYA Antalya transfer , ANKARA Antalya transfer , ANTALYA Antalya transfer , ARTVİN Antalya transfer , AYDIN Antalya transfer , BALIKESİR Antalya transfer , BİLECİK Antalya transfer , BİNGÖL Antalya transfer , BİTLİS Antalya transfer , BOLU Antalya transfer , BURDUR Antalya transfer , BURSA Antalya transfer , ÇANAKKALE Antalya transfer , ÇANKIRI Antalya transfer , ÇORUM Antalya transfer , DENİZLİ Antalya transfer , DİYARBAKIR Antalya transfer , EDİRNE Antalya transfer , ELAZIĞ Antalya transfer , ERZİNCAN Antalya transfer , ERZURUM Antalya transfer , ESKİŞEHİR Antalya transfer , GAZİANTEP Antalya transfer , GİRESUN Antalya transfer , GÜMÜŞHANE Antalya transfer , HAKKARİ Antalya transfer , HATAY Antalya transfer , ISPARTA Antalya transfer , MERSİN Antalya transfer , İSTANBUL Antalya transfer , İZMİR Antalya transfer , KARS Antalya transfer , KASTAMONU Antalya transfer , KAYSERİ Antalya transfer ,

KIRKLARELİ Antalya transfer , KIRŞEHİR Antalya transfer , KOCAELİ Antalya transfer , KONYA Antalya transfer , KÜTAHYA Antalya transfer , MALATYA Antalya transfer , MANİSA Antalya transfer , KAHRAMANMARAŞ Antalya transfer , MARDİN Antalya transfer , MUĞLA Antalya transfer , MUŞ Antalya transfer , NEVŞEHİR Antalya transfer , NİĞDE Antalya transfer , ORDU Antalya transfer , RİZE Antalya transfer , SAKARYA Antalya transfer , SAMSUN Antalya transfer , SİİRT Antalya transfer , SİNOP Antalya transfer , SİVAS Antalya transfer , TEKİRDAĞ Antalya transfer , TOKAT Antalya transfer , TRABZON Antalya transfer , TUNCELİ Antalya transfer , ŞANLIURFA Antalya transfer , UŞAK Antalya transfer , VAN Antalya transfer , YOZGAT Antalya transfer , ZONGULDAK Antalya transfer , AKSARAY Antalya transfer , BAYBURT Antalya transfer , KARAMAN Antalya transfer , KIRIKKALE Antalya transfer , BATMAN Antalya transfer , ŞIRNAK Antalya transfer , BARTIN Antalya transfer , ARDAHAN Antalya transfer ,
IĞDIR Antalya transfer , YALOVA Antalya transfer , KARABÜK Antalya transfer , KİLİS Antalya transfer , OSMANİYE Antalya transfer , DÜZCE Antalya transfer ,
Antalya Bursa transfer
Antalya bursa transferinde güzergahımız Antalya ilinden çıkıp Isparta , Afyonkarahisar , Kütahya , Eskişehir şehirlerinden geçerek en güvenli şekilde Bursa ilinde olursunuz.
Bursa Antalya Arası Kaç KM
Bursa Antalya arası mesafe karayolu ile yaklaşık 549 km’dir. Bursa Antalya arası mesafe havayolu ile yaklaşık 394 km’dir.

Bursa Antalya Arası Kaç Saat
Bursa Antalya arası kaç saat; Bursa Antalya arası mesafe karayolu ile yaklaşık 549 kilometre olup ortalama hızı 90km/saat olan bir araçla yaklaşık 6 saat sürmektedir. Bursa Antalya arası mesafe otobüs ile yaklaşık 7 saat 30 dakika sürmektedir. Bursa Antalya arası mesafe havayolu (uçak) ile yaklaşık 394 kilometre olup havayoluyla yaklaşık 1 saat sürmektedir.

Antalya ili;

Akdeniz bölgesinde yer alan Antalya ili, Türkiye’nin en fazla nüfusa sahip altıncı şehridir. Antalya ili yüzölçümü yaklaşık 20,909 km²’dir. Antalya ilinin coğrafi konumu ise 36°53′K 30°41′D GPS koordinatlarıdır.
Bursa ili;

Marmara bölgesinde yer alan Bursa ili, Türkiye’nin en fazla nüfusa sahip birinci şehridir. Bursa ili yüzölçümü yaklaşık 10,882 km2’dir. Bursa ilinin coğrafi konumu ise 40°09′00″K 29°01′15″D GPS koordinatlarıdır.

Ulucami; Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Yapılmış Bütün Camilerin Atası

Kent merkezinde, Atatürk Caddesi üzerindedir. Osmanlı sultanlarından Yıldırım Bayezıd tarafından yaptırılmış olup, 1400 yılında tamamlanmıştır. Mimarının Ali Neccar olduğu sanılmaktadır. Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne aittir.

Caminin inşasına ait bir menkıbe vardır. Rivayete göre; Yıldırım Bayezıd, Niğbolu muharebesinde muzaffer olunca yirmi cami yaptırmaya karar verir. Bursa’ya geldiğinde bu fikrini damadı olan Emir Sultan’a söylemiş, O’da yirmi cami yerine yirmi kubbeli bir cami yapılmasını tavsiye etmiştir. Caminin yeri de Emir Sultan’a, rüyasında manevi bir işaretle gösterilmiş, ertesi gün bu işaret edilen yerde çimen bittiği görülerek caminin yeri tespit edilmiştir. Karar Padişaha bildirilmiş, Padişah da bunu uygun görerek caminin inşasını başlatmıştır. Cami, Niğbolu zaferinde kazanılan ganimet mallarıyla yaptırılmıştır.

Ulu Camii ile ilgili bir diğer menkıbe de şadırvanı hakkındadır; Caminin inşaatı esnasında şadırvanın yerinde yaşlıca bir kadına ait bir ev olduğu ve gönül rızası ile satmadığı için devlet büyüklerinin İslam hukukuna saygıları gereği zorla almadığı anlatılır. Bu ev, namaz kılma mahalli dışında olmak kaydıyla ve üstü açık şekilde öylece bırakılmıştır. Kadının vefatından sonra bu yerin camiye dahil edildiği rivayet edilmektedir. Boş bırakılan bu yerde bulunan şu anki şadırvan daha sonraki yıllarda İstanbul’dan Bursa’ya siyasi sürgün olarak gelen Karaçelebizade Abdulaziz Efendi tarafından yaptırılmıştır. Seyyah Evliya Çelebi 1640’lı yıllarda suyu Uludağ’dan gelen bu güzel havuzun içinde alabalıkların yüzdüğünü ifade eder. En tepeden Allah’ın birliğini ifade edercesine tek merkezden kaynayan bu şadırvanın suyu, havuza dökülürken Allah’ı teşbih eder gibi otuz üç ayrı yerden akmaktadır.

Caminin ilk imam-hatibi, Mevlid-i Şerif yazarı Süleyman Çelebi’dir. Mevlid-i Şerif’i yazmasına vesile olan meşhur hadise burada cereyan etmiştir. 1409 yılı Ramazan ayında ikindi namazını müteakip kürsüye çıkan vaiz efendi, konuşması esnasında “Rasüller arasında fark yoktur…” (Bakara 285) ayetinin tefsirini yaparken, cemaatten biri itiraz ederek “Risalet yönüyle aralarında fark olmasa bile benim peygamberim Hz. Muhammed (s.a.v.), fazilet açısından hepsinden üstündür.” der. Bu mesele tartışma konusu olur. Bu konuşmaya şahit olan Süleyman Çelebi o dakikadan itibaren Hz. Peygamber’in faziletlerini anlatan Mevlid-i Şerif’ini yazmaya karar verir. Mevlid-i Şerif Türkçe yazılmış olup yaklaşık bin beyittir.

Hutbe’nin sağ tarafında yüksekçe bir yere asılan siyah örtü, Kabe kapısının örtüsüdür. Mısır Seferi’nden sonra halife olan Yavuz Sultan Selim, Mekke’de onarıma girişmiş, bu arada Kabe’nin örtüsünü İstanbul’dan gönderilen yeni örtü ile değiştirmiştir. Yavuz, eski örtüyü ise Bursa’ya getirtip Ulu Cami’ye hediye etmiş ve kendi elleri ile taşıyıp asmıştır. Saf altın iplik ile üzerine ayetler işlenmiş bu örtü, yüzyıllar boyu kararmadan kalmıştır ;ancak yapılan bazı hatalı restorasyonlar sonucu caminin rutubet alması üzerine işlemeleri dökülmüş olduğundan günümüzde ayetler ancak parlak ışık altında görülebilir.

Yapılış tarzı açısından Osmanlı mimarisinde özgün bir yapı olan Ulu Camii, 55,00 x 69,00 metre ölçülerinde, dikdörtgen planlı bir yapıdır. Toplam iç alanı 3.165,5 m2’dir. Türkiye’deki “Ulu Cami” ismindeki camilerin en büyüğüdür. Mihrabın bulunduğu duvar diğer duvardan daha büyüktür. On iki ayak üzerine yirmi kubbe ile üzeri örtülmüş olan caminin ortasındaki kubbenin üstü açıktır. Son yıllarda bu açıklık camla kaplanmıştır. Duvarları tümüyle düzgün kesme taş ile örülmüştür.

Ankara savaşında Yıldırım Bayezıd’ı yenen Timur, orduları ile Bursa’ya gelip, caminin kuzey kapısını yakarak tahrip etmiştir. Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından da çevresine odun yığılarak yakılmıştır. 1855 yılında meydana gelen depremde caminin on sekiz kubbesi çökmüş, sadece batı minaresinin dibindeki kubbe ile mihrap önü kubbesi ayakta kalmıştır. 1889 yılında çıkan bir yangında minarelerin ahşap olan külahları yanmış, sonrasında kâgir olarak yeniden yapılmıştır. 1959-1961 yıllarındaki onarımlarda sıvalı olan duvarlar kazınmış, kuzey yönündeki kapı da aslına uygun olarak yeniden yapılmıştır. 1494, 1503, 1551, 1563, 1567, 1572, 1668, 1670, 1724, 1742, 1815, 1855 ve1861 yıllarında büyük çapta onarımlar yapılmış, bugünkü görünümüne kavuşmuştur.

14. yüzyıl izlerini taşıyan sekiz sıraya düzenlenmiş istalaktitleri, dış yan köşelerde kum saati biçimli sütunceleri ile zengin görünümlü olan mihrap, 1751 yılında tamamlanmıştır. Sol tarafında mihrabı yapan Mehmet ustanın adı yazılıdır. Ceviz ağacından yapılmış ve siyah renge boyanmış olan minber, caminin en güzel en sanatkarane işlenmiş, eşine az rastlanır bir sanat eseridir. Kapısı üzerinde bulunan 0,40 x 1,00 metre boyutlarındaki kitabede, Yıldırım Bayezıd’in emri ile 802 H. (1400) yılında tamamlandığı belirtilmektedir. Minber, Manisa da Saruhanlı İshak Bey’in 1379 tarihli Ulu Camii minberini yapan Antepli Hacı Mehmet b. Abdülaziz el Dukki’nin eseridir. Bu bilgiyi veren yazı, minberin sağ korkuluğunda dikey olarak yazılmıştır. Künkedari Sanatı ile yapılmıştır. Tutkal ve çivi kullanılmadan, geometrik şekilde oyularak birbirine geçme ile meydana getirilmiş bir eserdir. Doğu yüzünde bazı çıkıntıları vardır ve bunların güneş sistemi ile gezegenler olduğu söylenir. Üzerindeki işlemeler ile bu minber, Selçuklu üslubundan Osmanlı üslubuna geçişin bir şaheseridir.

Zarif sekiz sütun üzerine oturan yüksek ve sade müezzin mahfili 1549 yılında yaptırılmıştır. Mahfilin karşısındaki ayağa yerleştirilmiş yuvarlak tek parça mermerden oyulmuş taş kürsü, 1815 yılında yaptırılmıştır. Caminin doğu, batı ve kuzey yönünde olmak üzere üç kapısı vardır. Bu kapılardan kuzey ve batı yöndekiler yeni olup, doğudaki kapı kanatları camiyle aynı dönemde yapılmıştır. Ahşap kanatları ceviz ağacındandır. Bazı yerleri bozulmuş olmasına rağmen, günümüze kadar sağlam olarak gelebilmiştir. Oyma ve geçmeli geometrik motiflerle süslü kanatlar, caminin minberine uygun olarak 16. Yüzyılın karakteristik özelliğini taşımaktadır. Kuzey yönündeki avluya açılan taç kapısının görümünü, eserin heybetini bir kat daha artırmaktadır. Kavsarası on bir sıra düzenlenmiş istalaktitlerden oluşmakta, parlak nişinin etrafını geniş ve sade bir silme dolanmaktadır.

Caminin pencereleri biçim ve ölçü bakımından her cephede farklı olup, söveleri düz mermerlidir. Pencere alınlıklarında “nefeslik” denilen küçük açıklıkları bulunmaktadır. Güney duvarındaki bir alt sıra pencereler, sonradan kapatılmıştır. Üst sıra pencereler, alt sıra pencerelerle aynı eksen üzerinde değildir. Duvar kalınlıkları birbirinden farklıdır. Doğu 2,80 metre, batı 3,10 metre, kuzey 2,40 metre ve güney duvarı ise 2,20 metre kalınlığındadır.

Ulu Cami’nin iç duvarlarını süsleyen levhaların çoğunun altında, hattatının imzası bulunmaktadır. Büyük çoğunluğunun eksikleri Hattat Şefik Bey tarafından düzeltilmiş veya yeniden yazılmıştır. Cami içinde 13 ayrı yazı karakteri ile 41 ayrı hattat tarafından, duvara yazılmış 87, levha halinde 105, tamamı 192 adet yazı mevcuttur. Ayrıca çok değerli saatler, şamdanlar, Kur’an-ı Kerimler bulunmaktadır.

Cami, doğu ve batı köşelerinde iki minareye sahiptir. Batıda yer alan minare, Yıldırım Bayezıd tarafından yaptırılmıştır. Camiye bitişik olan minare kaidesi tamamen mermerden olup, gövdesi tuğla örtülüdür. Dıştan ve işten olmak üzere bu minareye çıkan iki yol vardır. Birisi kubbelere, diğeri şerefesine çıkar. Şerefeler iki minarede de eş olup, altı sıra tuğla istalaktitlerle düzenlenmiştir. Cami avlusunda üç şadırvan bulunmaktadır. Cami içerisindeki şadırvanın, Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarında, Türklerin suya olan ilgilerinden kaynaklanarak tasarladığı tahmin edilmektedir. On altı köşeli havuz, üç çanaklı fıskiyeden sekiz kol halinde dökülen sularla dolarak musluklara dağıtılmaktadır. Mihrap ekseni ile her üç kapının ekseni şadırvanın merkezinde birleşmektedir.
Zümrüt Yeşil Kar Beyaz Zirvesi: Uludağ

Mitolojik Çağın Olympos’u

Tarihinin yüz bin yıl öncesine kadar dayandığı bilinen Uludağ, antik çağın ilk tarihçilerinden Herodot’un (M.Ö. 490-420) yazdığı Herodot Tarihi isimli kitabında, “Olympos” olarak geçer ve Olympos’ta Lydia kralı Kroisos’un oğlu Atys’in yaşadığı trajediyi anlatır. Yine tanrıların Troya Savaşı’nı buradan izledikleri de mitolojik kaynaklarda yer alır. Mısırlılar’ın Mismos, Romalılar’ın Calbyeers, Bizanslılar’ın ise Misolymp adını verdikleri Uludağ, bir dönem Bizanslı keşişler tarafından sığınak olarak kullanması nedeniyle Osmanlılar tarafından Keşiş Dağı olarak adlandırılmıştır. Orhan Gazi‘nin Bursa’yı teslim almasından sonra dağdaki keşişlerin yaşadığı manastırların bir kısmı terk edilirken, bir kısmı da Duğlu Baba, Geyikli Baba, Abdal Murad gibi müslüman dervişlerin inziva yerleri olmuştur. 1925 yılında Bursa Vilayeti Coğrafya Cemiyeti’nin girişimleri ve Osman Şevki Bey’in önerisi ile “Uludağ” adını almıştır.

Uludağ’da Dört Mevsim Bursa denince akla gelen ilk simgelerden biri olan ve kentin 36 kilometre güneyinde yer alan 2 bin 543 metre yüksekliğindeki Uludağ, ülkemizin en gözde kış sporları merkezidir. Eşsiz güzellikleri, flora ve faunasının zenginliği ile 1961 yılında Milli Park ilan edilen Uludağ, kış turizminin yanı sıra yaz aylarında da, kampçılık, trekking ve günübirlik piknik etkinliklerine olanak sağlamasıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Bu özellikleri ile Uludağ dört mevsim turizme hizmet veren bir doğaya sahiptir.

Milli parkın en yüksek noktası Uludağ Tepe’dir (2543 m). Diğer yükseltiler Zirvetepe (2468m), Kuşaklıkaya (2232 m), Çobankaya (1750 m), Bakacak Tepe (1743 m) dir. Sarıalan (1621 m), Kirazlıyayla (1505 m), Kadıyayla (1235 m) gibi yaylaları, Nilüfer Çayı’nın kolları olan Dombay Çukuru Dere, Softadere, Derinçay Dere gibi dereleri vardır.

Zirvede Kayak

Uludağ’da 1933 yılından beri kayak yapılmaktadır. Ülkemizin en önemli kış sporları ve kayak merkezi olan Uludağ’da karla kaplı gün sayısı 178’dir. Bugüne kadar kar kalınlığı en fazla 435 cm olarak ölçülmüştür. Dünyaca ünlü Uludağ kayak pistleri, Fatintepe ve Kuşakkaya tepelerinin üzerine kurulmuştur. Uludağ kayak merkezi Alp ve Kuzey disiplini ile “Tur kayağı” ve “Helikopterli kayak” uygulamaları bakımından uygun coğrafya şartlarına sahiptir. Kayak dışında snowboard, big foot, buz pateni, kar motosikleti aktiviteleri ziyaretçilere sunulan alternatifleri oluşturur. Kayak merkezi Bursa’ya 36, İstanbul’a 150 kilometre mesafededir.

Fauna

Milli Park sahası içinde yaban domuzu, tilki, çakal, kurt, porsuk, yabani kedi ile hasancık veya diğer adı ağaç yedi uyuru, köstebek, sincap, soreks, sansar ve az miktarda ayı yaşamaktadır. Ayrıca Yeşiltarla’da bir Geyik Üretme Çiftliği vardır. Sakallı akbaba (Gypaetus Barbatus) ise Uludağ’da yaşayan endemik bir türdür

Apollo Kelebeği

Türkiye’de yaşayan en büyük kelebek türü olan Apollo Kelebeği, muhteşem görüntüsü ve olağanüstü yapısıyla Uludağ’ın en önemli renklerinden biridir. Temmuz ve Ağustos aylarında Uludağ’ın binbir çeşit çiçekle süslü çayırlarında adeta dans eden benzersiz Apollo Kelebeği, zaman zaman 6.000 m. yükseklikte bile kendine yaşama imkânı bulabilen bir tür olarak bilinmektedir. Bu kelebeklerin vücutları kürke benzeyen siyah tüylerle kaplıdır. Gövdenin koyu rengi böceğin güneşten ısı emmesine yardım eder. Siyah benekli beyaz kanatlar diğer kelebeklere oranla daha büyüktür. Böylece güneşin ışınlarını almak için daha geniş bir yüzey sağlanmış olur. Ayrıca bu kanatlar kelebeğin olağanüstü yükselmesinde de yardımcıdır. Kanatları son derece incedir, bu yüzden hemen hemen saydam bir görüntüye sahiptir. Bu da güneş ışınlarının kelebek tarafından kolay emilmesini sağlar.

Milli Park

1961 yılında milli park ilan edilen ve 12 bin 762 hektarı kapsayan Uludağ Milli Parkı’nın yüzde 71’i orman, yüzde 28’i mera ve kayalık, yüzde 0,4’ü açık, yüzde 0,1’i sulak alan, yüzde 0,5’i ise yerleşim alanıdır. Türkiye’de ilk buzul devri izleri Uludağ’ da görülmektedir. Uludağ’ın kuzeye bakan yamaçlarında buzullarca şekillendirilmiş oluşumlar ve ilginç görünümlü kaya kitleleri vardır. Yılanlıkaya, Cennetkaya, Çobankaya gibi şekiller bunların en tipik örnekleridir. Milli Park bünyesinde yüksek kesimlerde buzul gölleri de bulunmaktadır. Bu göller, buzulların Uludağ’ın yüksek kesimlerinde gelişmesi ve buzul aşındırması sonucu oluşan teknelerin sularla dolması sonucu ortaya çıkmıştır. Karagöl, Aynalıgöl, Kilimligöl, Buzlu Göl bunlardan en bilinenleri arasında yer almaktadır. Etrafındaki çöküntü sahalarının çevresinde yükselen Uludağ’da tabakalar arasında yer yer maden ve maden damar yataklarına rastlanmaktadır. Türkiye’nin önemli volfram yatakları buradadır. İklimi, yüksek dağ özelliğindedir. Yükseklere çıkıldıkça kar yağışı ve miktarı fazlalaşır.

Bitki Örtüsü

Uludağ Milli Parkı gerek alpin, gerekse Türkiye ve yalnızca Uludağ’ a özgü endemik türleri içeren zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Uludağ’ da 104 endemik tür tespit edilirken bunlardan 32 tanesi Uludağ endemiği olarak kayıtlıdır. Uludağ eteklerinde akdeniz iklimi bitkileri görülürken daha üst kademelerde kara iklimi bitkilerinin görülmesi bitki örtüsünün bir sürü benzerinden daha zengin olmasına yol açmıştır. Bir çiçek cenneti olan Uludağ ender bulunan bir bitkisel zenginliğe de sahiptir. Mart ayında alt kademelerde başlayan uyanma, yaz boyunca zirvede devam etmektedir. Özellikle orman kuşağının üzerinde yer alan ve pek çok kişi tarafından kıraç olarak bilinen dağda, çok zengin ve bu bölgeye özgü nadir bitki türleri görülmektedir. Dağın eteklerinde meşe, kestane, çınar, ceviz ağaçları; 350 metreden itibaren defne, zeytin, katranardıcı, fındık, ladin, funda, kızılçam, maki ve çalılık alanlar vardır. 350 -700 m arası kestane, akçakesme, erguvan, koca yemiş, dağ çileği, katırtırnağı, Girit ladini, gürgen, kızılcık, alıç, kayın, titrek kavak, karaçam 700 -1000 metre arası kayın, sapsız meşe, karaçam, muşmula; 1000 -1050 metreden itibaren de kayın ormanları başlar. 1500-2100 metre arasında Uludağ göknarı, bodur ardıç, yaban mersini, ayı üzümü, yabani gül, geyik dikeni, çoban üzümü, söğüt, karaçam, kayın, gürgen, titrek kavak, sırımbağı, yoğurtotu, kekik,bitotu, misk soğanı, hindiba, bahar yıldızı, çok çiçekli gelincik, yabani elma vardır. Karaçam ormanları arasında sarıçam, 2100 metreden sonra bodur ardıçlar, 2300 metre kadar otsu türler ile temsil edilen Alpin bitkiler hakimdir.

Günübirlik Uludağ Uludağ’da günübirlik ziyaretler ve kamp yapmak için birçok uygun bölge yer almakta ve yaz kış yoğun ilgi görmektedir. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:
Karabelen Günübirlik Kullanım Alanı: Milli parkın hemen girişinde yer almaktadır. Giriş gişelerinin de yer aldığı günübirlik kullanım alanı bin kişi kapasiteye ulaşabilmektedir.
Kirazlıyayla Günübirlik Kullanım Alanı: Piknik alanında kır gazinosu ve büfe yer almaktadır. Uludağ Üniversitesi’ne ve Maliye Bakanlığı’na ait tesisler de burada bulunmaktadır. Günübirlik kullanım alanı binbeşyüz kişi kapasitelidir.
Sarıalan Kamp ve Günübirlik Kullanım Alanı: Bu bölgede, bungalov ve baraka bulunmaktadır. Yine 350’ye yakın çadır kapasiteli bir kamp alanı da bölgede yer almaktadır
Kozahan
1492 yılında II. Beyazıt tarafından İstanbul da ki cami ve medresesine gelir sağlamak amacıyla yaptırılmıştır. Orhan camii ile Ulu cami arasındaki geniş bir alana kurulmuştur. Çoğunlukla kesme taş , yer yer tuğlanın da kullanıldığı han , iki katlı olup odalarının önü revaktır. Revak kısmı 40 beton kubbeden oluşmaktadır. Üst katta 50 alt katta 45 olmak üzere toplam 95 odası vardır. Üst katta bulunan odaların tamamı ipek ve ipek ürünleri satan dükkanlar olarak kullanılmaktadır. Üst katta güneye açılan bir kapısı ile alt katta Orhan cami tarafına ve kuzeyinde kapalı çarşıya açılan kapıları vardır. Kuzeye açılan büyük taş kapısı firuze çinilerle süslüdür.Avlusunda altı şadırvan olan kubbeli bir mescit bulunmaktadır. Günümüzde Kozahan’ın iç avlusu insanların dinlenebilecekleri kafe ve çay bahçesi olarak düzenlenmiştir. Hanın mimarı Abdül-Ula Bin Pulad Şah, İnşaat ustası da Şuca Bin Karaca’dır. Han-ı Cedid-i Evvel, Simkeş, Beylik, Kervansaray’ı, Cedid-i Amire gibi isimlerle anılan Koza Hanı eskiden olduğu gibi şimdi de Bursa’nın ipek ve ticaret merkezidir.
İznik Çinisi
Birçok medeniyete başkentlik yapmış olan kent, aynı zamanda çininin de başkenti idi. Bu muhteşem sanat, usta ellerde hayat bularak, 14. ve 15. yüzyıllarda altın dönemini yaşamıştır. Dönemin birçok cami ve saraylarının bezenmesinde kullanılan çini, bu yapıların ihtişamını daha da artırmıştır.

Çini kuvars kil, cam tozu (frit) dolomit, marn, tebeşir tozu gibi hammaddelerle, belirli oranlarda karıştırılarak oluşturulan ve üzerine sıraltı ve sırüstü dekor uygulanan tek yüzü veya çift yüzü sırlı, 850- 950 derece arasında pişirilerek elde edilen seramik türüdür. % 80 kuvars (Quartz) yani yarı değerli taş minareli içerdiği için seramik literatürüne, “Üretilmesi İmkansız Seramik” olarak girmiştir.

İznik çinisi tarihte Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı sanatı'nın özelliklerini yansıtması açısından önem taşımaktadır. Osmanlılar çiniyi mimari eserlerde ilk defa Bursa’da Yeşil Camii ve Türbesinde kullanmışlardır. İznik çinisi zamanla adını duyurarak Cenovalı tacirler aracılığı ile bütün Avrupa ülkelerine ihraç edilmiştir. Osmanlılarda sistem olarak sarayda Ehl- Hiraf (Sanatkar Topluluğu) tarafından üretilen desenler Padişah fermanı ile İznik kadısına gönderilir, İznik Kadısı da atölyeleri idare eden Kaşicibaşı (büyük üstad)'a havale ederek desenlerin atölyelerde kullanılması sağlanırdı.

Renklerini ve desenlerini İznik doğasından alan İznik çinileri yapımında kuvars, cam tozu ve kil kullanılmaktadır. Bu malzemeler fırınlanıp öğütüldükten sonra hamur haline getiriliyor kalıplarda şekil verdikten sonra bir hafta kurumaya bırakılıyor daha sonra astarlama yapılarak tekrar kurutuluyor ve 930 derecede fırınlanıyor, bir gün süreyle bu ısıda kalan plakalar fırın kapatıldıktan sonra kapağı açılmadan soğumaya bırakılıyor. Desenleme kısmında parşömen kağıdının üzerine çizilen motifin üzeri iğneye delinip kömür tozu dökülerek desenin plakanın üzerine çıkması sağlanıyor. Boyama işleminden sonra plakalar sırlanarak 1000 derecelik fırında pişiriliyor. İznik çinilerinde en çok çin temani, hatai, haliç işi, narlı desen, minyatürler, İznik kuşu, gül, karanfil motifleri kullanılmaktadır. Çini sanatı 2013 yılında Somut Olmayan Kültürel miras Ulusal Envanterinde kayıt altına alınmıştır. Ayrıca çini sanatının gelecek kuşaklara aktarılması yaygınlaştırılması tanıtılması amacıyla İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine kayıt edilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından dosya hazırlama çalışmaları devam etmektedir.
Kamp Alanları
Bursa Orman Kampları

Uludağ Milli Parkı içinde bulunan Gölcük Kamp Alanı öğrenci ve izci gruplarının kamp etkinlikleri için kullanılmaktadır. İznik ve Uluabat Gölü kıyıları da gençlik kampları için oldukça uygundur. Göl çevresinde uluslararası katılıma açık yelken, yüzme, sörf ve kampçılık eğitimi verilmektedir.

Gençlik Kampları

Gemlik ilçesinde kıyıda Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğüne ait Hasanağa ve Kırcaali Gençlik ve İzcilik kampları bulunmaktadır. Bunlar 175'er yataklı olup yaz aylarında 10'ar günlük 4 devre olarak Türkiye'nin her yerinden gelen gençlerin kamp yapmalarına olanak sağlamaktadır.

KARABELEN

Uludağ Milli Parkı ana girişi olan Karabelen yaylası Bursa’ya 22 km. uzaklıktadır. Günübirlik kullanıma uygun alt yapının mevcut olduğu 1000 kişi/gün kapasiteli Karabelen’de piknik masaları, çeşmeler, WC ve Milli Park Müdürlüğünün iki hizmet evi bulunmaktadır. Karabelen yaz aylarında hemşehri derneklerinin şenlikler yaptıkları bir bölgedir. Gişelerden hemen önce sağa sapan yol ise Bağlı ve Soğukpınar köylerine iner.

KİRAZLIYAYLA

Şehir merkezinden 25 km. uzaklıktaki Kirazlıyayla Sarıalan ve Oteller Bölgesine ulaşımda geçiş noktasıdır. Otel ve kamuya ait bir misafirhane ile Milli Park Müdürlüğü hizmet binalarının bulunduğu Kirazlıyayla 2000 kişi/gün kapasiteli günübirlik piknik alanıdır. Satış büfesi, çocuk oyun alanı, piknik masaları ve çeşmelerin bulunduğu yayla bahar aylarında su ile kaplı Gölcük mevkii veya sanatoryum göletine doğa yürüyüşleri yapılabilir.

SARIALAN

Teleferiğin son istasyonunun bulunduğu 1.650 m yükseklikteki Sarıalan genellikle günübirlik kullanım amacıyla tercih edilen bir yayladır. 350 ünitelik çadırlı kamp alanı, 12 bungalov, 29 baraka, et-mangal lokantaları, hediyelik eşya satış dükkânları, çocuk oyun alanları ile cami mevcuttur. Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’ne ait bungalov ve barakalar Temmuz-Eylül ayları arasında 15’er günlük devrelerde kiralanabilmektedir.

ÇOBANKAYA

Bakacak yolu üzerinde Çobankaya’ya Oteller bölgesinden karayolu veya Sarıalan’ dan orman içi patikadan ulaşılır. 150 çadır ve 1.000 kişi/gün kapasiteli Çobankaya orman içi kamp ve dinlenme alanında Kızılay aile kampı, kır gazinosu ve satış büfesi, Milli Park Müdürlüğü’ne ait işçi pansiyonu, sıhhi tesis kompleksi (Banyo, WC), cami gibi hizmetler mevcuttur. Softaboğan şelalesine uzanan doğa yürüyüş parkuru bu mevkiden geçer.

BAKACAK

Açık havalarda Bursa ve Marmara denizinin seyredilebildiği önemli bir manzara seyir noktasıdır. Bakacak’a Oteller bölgesinden araçla ulaşılabilir. Osmanlı Devleti döneminde Ramazan başlangıcının ateş yakılıp top atılarak duyurulduğu bu noktalara Radyolink istasyonu bulunmaktadır.

Bursa Oynar Kuşu " Osmanlı'dan gelen kanat sesleri"
Bursa’nın sembolleri arasında yer alan ve dünyada “Bursa Roller” adıyla bilinen, “Bursa Güvercini”, Osmanlı döneminde yetiştirilmiş bir ırk olup, dünyanın zengin ve parlak tüylü kuşlarındandır. 7 saat uçma yeteneği nedeniyle uçuş atletleri olarak anılan Bursa güvercinleri, bu yetenekleri nedeniyle Osmanlı döneminde haberleşme amacıyla kullanılmışlardı. Bu kuşlar, Kosova’ya ve Arnavutluk’a kadar uçardı. 7-8 saat uçma yetenekleri günümüzde kaybolmuştur, en fazla 3 saat uçabilmektedirler. Makas yapabilen bir kuştur. Bursa oynar kuşları makaracıdır. Makara yapan kuş, gruptan kopar 10 takla atarak aşağı doğru düşer ve tekrar yükselip gruba takılır, bunu diğer grup üyeleri izler ve seyretmesi çok güzel bir görüntü oluştururdu. Ne var ki kuşun bu özelliği de yetiştiricileri tarafından ortadan kaldırılmıştır.

Bursa ve çevresinde Oynar veya Akkanat adıyla anılan Bursa güvercini, rivayetlere göre Osmanlı padişahlarından 1. Murad’ın veziri Kara Timurtaş Paşa tarafından Bosna ve Arnavutluk civarından Bursa’ya getirilmişti; bir başka söylenceye göre Fatih Sultan Mehmed zamanında Cem Sultan tarafından getirilmişti. Bizans döneminden kalma Bursa ve İznik çinilerinde görülen ve Bizans’ın aptal kuşu denen kuşun Bursa güvercini olma ihtimali doğruysa, kuşun geçmişi Bizans’a kadar inmektedir. Günümüzde yaklaşık 2 bin civarında kuş yetiştiricisinin bulunduğu Bursa’da yetiştiriciler, en çok besledikleri tür olan Bursa güvercinini nesilden nesile aktararak bu kuş türünün devamını sağlamışlardır.

Bursalılar, şehrin düşman işgalinden kurtulduğu günü tüm beyaz güvercinlerini uçurarak bağımsızlığı ve özgürlüğü kutlamışlardır. Önceleri Orhan Camii bahçesinde yapılan güvercin satışları, sonra Pazar Pazarı’na, şimdilerde ise Atıcılar’da yapılmakta… Bugün tüm dünyada “Bursa Roller”i olarak bilinen Bursa’nın Oynar Güvercini, Mayıs 1989’da Alman standartlarına göre tescil edilmiştir. Bursa´ya özgü diğer güvercin türleri, Muradiye Selaniği ve Taklacı Paçalı Türk Güvercini´dir.

Kapalı Çarşı : Bursa'nın Bereket Kapısı
Orhangazi zamanında Hanların araları çatı ile kapatılarak kapalı çarşılar meydana getirilmeye başlanmış ve kapalı Çarşı’nın ilk hali bu şekilde oluşmuştur.Daha sonraki yıllarda Sahaflar, Akatarlar, İvaz Paşa, Gelincik, Sipahiler, Karacabey (Yorgancılar, Sandıkçılar) Eski bakırcılar çarşıları eklenerek kapalı çarşıyı oluşturmuşlardır.

1958 yılında tamamen yanan kapalı çarşı yeniden inşa edilmiştir; ilk halinde olduğu gibi tek katlı olarak değil; alttan zemin kat, sokak seviyesinde ve yolların iki tarafında dükkanlar ve dükkanların üst katları olarak inşa edilmiştir. Çarşının üstü de modern bir şekilde kapatılmıştır. 1855 depreminde yıkıldıktan sonra üstü açık kalan İvaz Paşa ve Eski Bakırcılar Çarşıları da 1960 yılında restore edilerek üstleri kapatılmıştır.

İnkaya Çınarı : Gökyüzünü Kucaklayan Tek Başına Bir Orman

Adını Osmanlı Devleti'nin ilk köylerinden biri olan İnkaya Köyü'nden almıştır. 600 yıllık tarihi çınar muhteşem görünümü ile dünyaca ünlüdür. Çapı 3, yüksekliği ise 35 m. olan bu anıt ağaç, 13 ana kola sahiptir. Dalların kalınlığı 3-4 metreyi bulan çınar, 9,2 metrelik çevresiyle Türkiye'nin en yaşlı ağaçlarından biridir. İnkaya Çınarı, Bursa'ya yolu düşen yerli ve yabancı turistlerin uğramadan geçmediği önemli bir semboldür.

Bursa Pideli Köfte
Tarihi Kayhan Çarşısı’nda dönere alternatif olarak ortaya çıkan pideli köfte yüzlerce yıllık geçmişi ile, sadece Bursa’da yapılmaktadır.

Kayhan çarşısı Yıldırım Beyazıt zamanında kurulmuş olup, eski adı “Kayıhan”dır. Burada uzun yıllardan beri sürdürülebilmesinin nedeni ise bir meslek olarak görülmesi ve babadan oğula aktarılarak yaşatılmasıdır. Pideli köfte yemeği bölgeye gelen turistlerin beğenisine sunulur. Bursa’ya özgü tatları tanımak isteyen bir turiste ilk önerilen yemek pideli köftedir.

Köfte doğuda yapılan kebaplardan ayrılır. Çünkü yemeğin baharatı yok denecek kadar azdır. Tereyağı, pide, köfte, yoğurt, domates ve biber. En önemli maddesi tereyağıdır. Manda tereyağı ve keçi tereyağı birlikte kullanılır.

Evliya Çelebi’nin bile sözünü ettiği pideli kebap geleneği asırlardır devam ettirilmekte olup, Bursa mutfak kültürünün en önemli yemekleri arasında yerini almıştır.

Osmangazi Türbesi
Osmanlı Devletinin kurucusu olan Osman Gazi 1258-1324 yılları arasında yaşamıştır. Osmangazi Bursa kuşatması sırasında, vasiyeti üzerine Bursa’nın fethinden sonra “Gümüşlü Kümbet “ olarak bilinen Sainte Elie adlı Bizans manastırının şapeli üzerine inşa edilen türbeye gömülmüştür.1801 yılında yangınla 1855 depremi ile de tamamen yıkılan türbe Sultan Abdülaziz tarafından eski yapısına sadık kalınarak 1863 yılında bugünkü haline getirilmiştir. Türbenin ortasında bulunan sedef kakmalı ahşap sanduka Osmangazi ye aittir, sandukanın etrafı sedef kakmalı korkuluklarla çevrilmiştir. Abdülaziz’in Bursa’yı ziyareti sırasında yapılmış kadife üzerine gümüş ve sim ile işlenmiş, Osmangazi’nin şahsiyeti doğumu ve saltanat senesi ile ölümü gibi tarihleri gösteren örtü Sandukanın üzerine örtülmüştür. Türbenin içinde Osmangazi’nin oğlu Alaaddin bey, Eşi Aspurça Hatun ile on iki yakınının sandukaları bulunmaktadır.
Yeşil Türbe
Yeşil Külliye’sinin kuşkusuz en tanınmış yapısı Çelebi Mehmed için yaptırılan ve cephelerini süsleyen yeşil, turkuaz kabartma çinilerin rengiyle anılan Yeşil Türbe’dir.

Yıldırım Beyazid’in oğlu, Osmanlı padişahlarının beşincisi Çelebi Mehmed tarafından 1421 yılında yaptırılmıştır. Çelebi Mehmed Osmanlı Devletinin ikinci kurucusu kabul edilmektedir. 34 yıllık mücadelelerle dolu hayatında 24 kez savaşa katılmış, 40 ayrı yerinden yara almıştır. Yeşil Türbe’nin yapımı vefatından 40 gün önce tamamlanmış ve vefatı halktan 40 gün gizlendikten sonra Yeşil Türbe’ye yapımından 80 gün sonra defnedilmiştir.

Türbe’de ayrıca Çelebi Mehmed’in kızlarından Selçuk Hatun, Hafsa, Ayşe, Sitti Hatun; oğulları Mahmud ve Yusuf Beyler ve dadıları da gömülüdür.

Yeşil Türbe, Yeşil Külliye içerisinde bulunan Yeşil Camii’nden yüksektedir. Bu durum alışıla gelmiş bir durum değildir. Yeşil Türbe’nin Yeşil Cami’nden yüksek olmasının sebebi, Osmanlının zor döneminde dosta düşmana karşı “ayaktayız” mesajını vermek içindir.

Timur yenilgisi ve kardeşler arasındaki iktidar mücadelesi sonrası Çelebi Mehmed’in Osmanlı’nın yıkılmadığını ve eskisinden daha parlak eserler yapabileceğini göstermek amacıyla Yeşil Türbe gösterişli yapılmıştır.

Mimarı Hacı İvaz Paşa’dır. Nakkaşları Ali bin İlyas Ali, Mahmud el Mecnun ve Ali bin Hacı Ahmed Tebrizi’dir.

En dar yüzü 8,45 metre, en geniş yüzü 8.87 metre olan sekizgen prizma bedene sahiptir. Beden yüzleri beyaz mermerden yapılmış, çerçeveler ve ayaklar 3,5 metre açıklığı bulunan üzengileri boşta duran sivri kemerleri taşımaktadır. Güney ve kuzey cephelerinin haricinde, dikdörtgen büyük pencereler ile sivri kemerli alçı pencereler vardır. Zamanımıza çok az değişikliklerle gelen cephe girişin doğusundaki ilk yüzdür. Mermer çerçevelerin, sağır kemerlerin ve pencerelerin etrafı geçme rumi motifli bir bordürle kaplıdır. Diğer kısımlar turkuaz renkli çinilerle kaplanmıştır. Pencere alınlıkları koyu lacivert zemin üzerine, ince çizgilerle üç yatay bölüme ayrılmış sahalarda, ayet ve hadisler yazılıdır. Türbeye yeşil, turkuaz çinilerle kaplı olmasından dolayı Yeşil Türbe ismi halk tarafından verilmiştir.

Türbe’nin giriş kapısı 1855 depreminde büyük hasar görmüş, 1864’de yapılan onarımla, horasanla sıvanarak bugünkü görünümüne sokulmuştur. Sağlı sollu mihrapçıklar, ayakkabılıklar türbe’nin kitabesi 13 dilimli yarım kubbe çeşitli renk ve motiflerle kabartma renkli sır tekniğinde işlenmiştir. Rumiler, palmetler, rozet motifleri ile oya gibi işlenen kapı kanatları zamanımızda da tüm çarpıcılığı ile ortadadır. Bir sanat şaheseri olan kapıyı Tebrizli Ahmed oğlu Ali yapmıştır. Sekizgen bedeni sıvalı yüksek kasnağa oturan kurşunlu örtülü büyük bir kubbe örtmektedir.

Duvarlar 2,94 metre yüksekliğe kadar iki bordürle çevrili, altıgen turkuaz çinilerle kaplıdır. Bunların aralarında iri madalyonlar yer almaktadır. Türbe zamanımıza ulaşan en muhteşem çinili mihraba sahiptir. Renkli süsleme sanatının bir şaheseridir. Givli süs sütunları üç sıra mukarnas, rumi, palmet, kıvrık dal motifleri, kalın yazı dizileri ve tepeliği ile Yeşil Cami mihrabını andırmaktadır. Yeşil Türbe'de; 2007-2009 yıllarında büyük restorasyon gerçekleştirilmiştir.

İznik’e dört kapıdan girilir. Ayasofya bütün insanlığa selam verir.
İznik Ayasofya Camii

Dünya tarihi açısından önemli bir yapı olan Ayasofya mabedi; ilk olarak MS. 7. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilen Gymnasium üzerine Bizans döneminde bazilika olarak inşa edilmiştir. 11. yüzyıldaki depremden sonra yenilenmiştir. Üç sahanlıdır. Orhan Gazi tarafından İznik'in fethiyle 1331 yılında camiye dönüştürülen yapı, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan tarafından yenilenmiştir. 1935 ve 1953 yıllarında yapılan onarımlar sırasında renkli taşlarla bezenmiş taban mozaikleri ve din görevlilerinin törenler esnasında topluca bulundukları, yarım yuvarlak oturma kademeleri ortaya çıkarılmıştır. Bir mezar odası duvarında Hz. İsa freski bulunmaktadır. İznik ilçe merkezinde, Bizans çağında kentin tam ortasında ve iki ana ekseni oluşturan doğu-batı ve kuzey-güney yollarının kesiştiği yerin güneydoğu köşesindedir. Yazılı belgelerde adı ilk kez 11 Ekim 787 günü Patrik Trasios yönetiminde toplanan ve üçyüzelli piskoposla çok sayıda keşişin katıldığı Yedinci konsül dolayısıyla anılmaktadır.

Birinci dönem yapısı: Olasılıkla 4. yy. - 5. yy. arasında, Roma Çağına ait bir (gymnasium)'un taş temellerine oturulmuş tuğla duvarlı bir bazilikadır (Erken dönem kilisesi). Kuzey ve güneyinde, taş temeller üzerinde görülen tuğla duvarlar bu dönemden kalmadır. Harç tabakası kalın ve kullanılan tuğlalar iridir. Apsisin iç kısmında da aynı teknikle örülmüş duvarlar bulunmaktadır. Apsisin dış kısmının ilk yapıda üç yüzeyli olduğu ortaya çıkmıştır ki, bu da erken dönem yapılarında görülmektedir. Ana yapıda, batıdan itibaren üç giriş ile üç nefli naosa geçilmektedir. Orta nefin, yan neflerden dokuz sütun ile ayrılmış olduğu sanılmaktadır. Doğudaki apsis üç yüzeylidir ve bu dönemde posthophorion hücrelerine rastlanmaktadır.

İkinci dönem yapısı: 1065’teki büyük depremde hemen bütünüyle harap olan yapı, daha sonra zemini 1.40 metre yükseltilerek adeta yeni baştan inşa edilmiştir. Dış duvarlar onarılmış ve orta nef duvarları yapılmıştır. Apsis beş yüzlü olmuş, kubbeli postophorion hücreleri eklenmiştir. Bu dönemin yapısında batıdan üç nefli naosa geçilir; yan nefler, orta nefe bir duvar ve ikişer payenin böldüğü üçlü kemer açıkları ile açılır.

Üçüncü dönem ekleri: 1331’te Orhan Gazi zamanında İznik’in fethedilmesinden sonra, yapı yeniden yükseltilmiş, nefleri ayıran destekler değiştirilmiş, minare ve mihrap eklenerek camiye dönüştürülmüştür. Ancak günümüzdeki minare kalıntısı bu döneme ait değildir. Gerek bugünkü minare ve gerekse yapıdaki Türk dönemini yansıtan değişikliklerin büyük bölümünde, ünlü Mimar Sinan’ın izlerini bulmak olanaklıdır. Bu dönemde üçlü kemer açıklıklarının aralarındaki ikişer sütun kaldırılmış ve bugün görülen büyük kemerlerle, onların arasındaki küçük sivri kemerli açıklıklar yapılmıştır. 1980’li yıllardaki çevre düzenlemesi ve kamulaştırmanın neticesinde Ayasofya’nın etrafındaki yapılar yıkılmış ve etrafı yeşillendirilmiştir. Aralık 2007 tarihinden itibaren ise Vakıflar Bölge Müdürlüğünün restorasyon çalışması gerçekleştirilmiştir. 6 Kasım 2011 tarihinde Kurban Bayramı 1. günü sabah namazından itibaren bir kısmı cami olarak hizmet vermeye başlamıştır. Cami olarak açılmasıyla birlikte Ayasofya Orhan Caminin Osmanlı döneminden önceki bazı bölümleri ziyarete açılımıştır. Bu ziyarete açık bölümlerde geçmişine ait kısımlarının muhafa altına alınarak yabancı ve yerli tarafından ziyaret edilmesi sağlanmaktadır.

Karacabey Longoz Ormanları
Güney Marmara akarsularının büyük bölümünün birleşmesiyle oluşan Susurluk Irmağı, Bursa’nın Karacabey ilçesine bağlı Yeniköy yakınlarında Marmara Denizi ile buluşmaktadır.

Susurluk Irmağı’nın oluşturduğu Kocaçay Deltası, göl, bataklık, kumul ve longoz ormanından meydana gelmektedir. Marmara Denizi’nin güney kıyısında yer alan delta, göl, bataklık, kumul ve subasar orman ekosistemlerinden meydana gelir. Deltanın batı yarısında, toplam alanı 194 ha olan ve Maliç Deresi tarafından beslenen Dalyan ve Poyraz gölleri, 600 ha alan kaplayan sazlıklar, 730 hektarlık bir alana yayılmış dişbudak, kızılağaç ve söğütlerden oluşan subasar ormanlar ve çok çeşitli floraya sahip geniş bir kumul bandı bulunmaktadır.

Deltada üreyen türler arasında kara leylek, pasbaş patka, bataklıkkırlangıcı, akça cılıbıt, küçük balaban, gece balıkçılı, alaca balıkçıl, küçük ak balıkçıl, gri balıkçıl, kuğu, yeşilbaş, çıkrıkçın, macar ördeği, elmabaş patka, ak kuyruklu kartal, sakarmeke, poyrazkuşu, sumru, küçük sumru ve pek çok ağaçkakan türü sayılabilir. Ayrıca göç esnasında küçük karabatak, ak pelikan, kışın ise sakarmeke başta olmak üzere büyük sayıda sukuşu bulunur.

Kocaçay Deltası, bütün bu özellikleriyle doğaseverlere, hem kuş gözlemciliği yapma hem piknik yapma hem de arkalarına güzel bir doğa manzarasını alarak, denize girme olanaklarını sunuyor.

Bakanlık koordinatörlüğünde 12. 10. 2007 tarihinde gerçekleştirilen Ulusal Sulak Alan Komisyonu toplantısı sonucunda Kocaçay Deltası, sulak alan koruma bölgelerinin sınırları belirlenmiştir. Koruma bölgeleri sınırlarında yapılması planlanan faaliyetler de “Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği” ile ilgili hükümler çerçevesinde verilmektedir.

Cennetten Bir Köşe: Gölyazı

Gölyazı, Bursa’nın en zengin antik yerleşim yerlerinden biridir. Derin bir yarımadanın üzerinde kurulan Gölyazının tarihi M.Ö. 6. yüzyıla dek uzanır. Yazılı kaynaklardan edinilen bilgilere göre; Gölyazının antik adı, bugün Orhaneli Çayı (Kocaçay) dediğimiz antik Ryndacus ırmağından kaynaklanan “Apollonia ad Rhyndacum”dur. Apollonia eski çağların ışık tanrısı idi. Antik çağlarda Anadolu’da kurulmuş “Apollonia” adlı dokuz kent olduğu bilinir. Bu adın diğer kentlerden ayrılabilmesi, için Apolyont (Uluabat) gölünü besleyen Aizonai (Çavdarhisar) çevresinden çıkan Rhyndacus denilen ırmağa atfen konduğu kaynaklarda belirtilir.

Roma çağında gelişen Gölyazı, Bizans döneminde daha çok dinsel içerikli eserler kazanmıştır. Bugüne dek sürekli arkeolojik kazılar gerçekleştirilmeyen bölgeyle ilgili bazı bilgiler burada bulunan sikkelerin incelenmesi ile elde edilmiştir. Bölgede, M.Ö. 1. yüzyılda Apollonia’da kerevit kabartmalı sikkeler darp ediliyordu. Bölgede bol miktarda Bizans imparatorluk sikkeleri de bulunmuştur. 1303 Dimboz zaferinden sonra Kite (Ürünlü) Tekfuru’nun topraklarını alan Osman Gazi, Gölyazı Bölgesini de Türklere açmıştır. Hem bölgede, hem de Uluabat Gölü üzerindeki adalardan Alyos ve Manastır adalarında Bizans döneminden kalma ören yerleri vardır. Halk arasında “Deliktaş” olarak anılan ve su kemeri olduğu tahmin edilen bir yapı ile “Taş Kapı” diye adlandırılan antik kale kalıntılarının yanısıra, Kız Adası’nda bulunan Apollon Tapınağı’nın kalıntıları, antik tiyatro kalıntıları, yarımadanın çevresinde kalıntılarına rastlanan surlar, 19. yüzyılda burada yaşayan Rum azınlık tarafından yaptırılan Hagios Georgios Kilisesi ve Manastır Adası’nda kalıntıları bulunan Hagios Konstantinos Manastırı Kilisesi bölgenin en ilgi çekici tarihi kalıntılarıdır. SİT alanı ilan edilerek koruma altına alınan bölgede ayrıca, yapılış tarihi bilinmeyen tarihi bir cami ve hamam bulunmaktadır. Bugün “ağlayan ağaç” adıyla anılan ve Gölyazı'nın yarımadayla bağlantısını sağlayan köprünün başında bulunan 750 yıllık çınar da görülmeye değer bir doğa harikasıdır.

Gölyazı, Türklerle Rumların ortak tarihi açısından önemli özelliklere sahiptir. Eski bir Rum köyü olan ve bugün daha çok mübadele ile Selanik’ten göç edenlerin yaşadığı Gölyazı, Osmanlı döneminde Türklerle Rumların birarada yaşadığı ve Rumların çoğunlukta olduğu bir yerleşim merkeziydi. 1924 yılında mübadele anlaşması ile gelen Türk göçmenler, Gölyazı ve çevresi ile uyum sağlamışlar, çalışkanlıklarıyla çevre kültürünü geliştirmişlerdir. Tamamı SİT alanı olan ve bağlı olduğu ilçeye adını veren muhteşem nilüfer çiçeklerine ev sahipliği yapan Uluabat Gölü, 2–4 metre arasındaki derinliği ve puslu havasıyla farklı bir görüntü yansıtır. Gölyazı halkının geçim kaynağı tarım, balıkçılık ve turizmdir. Gölde turna, sazan ve köylüler tarafından “Feki” adı verilen küçük bir balık türü yaşar. Uluabat’ın simgesi olan kerevit ise bölge halkının geçim kaynağı olmaktan çoktan çıkarak anılardaki yerini almış durumdadır. İlkbaharda gölün yükselmesiyle su içinde kalan ağaçlar, yine bu sularda süzülen ördekler, çoğu zaman gölü kaplayan sis, sazlık bölgeler, sandallarında avlanan balıkçı kadınlar, Arnavut kaldırımlı sokaklar; antik çağda Apolyont olarak bilinen bu köyün güzelliklerinden yalnızca birkaçıdır.

750 YILLIK AĞLAYAN ÇINAR

Uluabat Gölü’nün kuzeyinde iki yarımada, içinde de yedi ada bulunuyor. Gölyazı, bu gölün ortasındaki adaya köprü ile bağlı. Kurtuluş Savaşı’na kadar Rumlar’ın yaşadığı köyde, günümüzde Selanik’ten mübadele yolu ile gelmiş Türkler yaşıyor. Gölyazı halkı, tarım ve balıkçılıkla uğraşıyor.

Köye girişte sol yanda kalan tepenin arkasında antik bir kent var. Bölge, tamamen SİT alanından oluşuyor. Köy meydanında cami, kahve ve “ağlayan çınar” adıyla da bilinen bir anıt çınar yer alıyor. Meydana girer girmez sizi kollarıyla selamlayan anıt çınar, 750 yaşında ve özel koruma altında. Ağacın “ağlayan çınar” adını almasının nedeni, haftanın bazı günlerinde gövdesinden akan kırmızıya yakın sıvı. Meydanda sazan ve turna balıkları mezat yoluyla satılıyor. Gölyazı köy ekmeği fırınından gelen nefis ekmek kokuları tüm adaya yayılırken, göl kenarındaki küçük balık lokantaları da konuklarını ziyafete davet ediyor.

Gölde balıkçı tekneleriyle ada turu yapmak da mümkün. Adanın çevresinde sular çekilince kökleri meydana çıkan söğüt ağaçları, sur yıkıntıları göze çarpıyor. Adadan muhteşem bir günbatımı manzarası izleyebilirsiniz. Bunun için Zambak tepesi en uygun mekan.

NASIL GİDİLİR?

Bursa’dan 42 kilometre uzaklıkta, Bursa-İzmir karayolunun 37’inci kilometresinden güneye saptığınızda, yol sizi Uluabat Gölü’ne götürüyor. Bursa’dan İzmir istikametine giderken Uluabat Gölü’nü gördükten 5 kilometre kadar sonra Gölyazı tabelasını görürsünüz. Bu tabelayı görünce, sola dönerek zeytin ağaçlarıyla çevrili güzel bir yoldan 5 kilometre gittiğinizde, Gölyazı Köyü’nün girişine ulaşırsınız. İzmir tarafından Bursa istikametine gidenlerin ise gölü gördükten 25-30 kilometre sonra tabelaları takip ederek sağa girmeleri gerekiyor.

Kuş Gözetleme
İznik Gölü

Marmara Bölgesi’nin en büyük, Türkiye’nin ise 5. büyük doğal gölü olan İznik Gölü derinliği en fazla 80 m olan tektonik bir tatlısu gölüdür. Alan sık sazlıkların arasında karışık koloniler kuran küçük karabatak ve gece balıkçılı ile Önemli Kuş Alanı (ÖKA) statüsündedir. Diğer üreyen türler arasında yüzlerce çift bahri, alaca balıkçıl küçük ak balıkçıl ve gri balıkçıl sayılabilir. İznik Gölü kış aylarında önemli sayıda su kuşu barındırmaktadır.

Uludağ

Bursa’nın güneyinde yer alan Uludağ, Batı Anadolu’nun en yüksek dağıdır. Sakallı akbaba (2 çift) ve kaya kartalı (2 çift) alana ÖKA statüsü kazandıran türlerdir.Kızıl akbaba, çakırkuşu, küçük kartal, bıyıklı doğan ve gökdoğanın ürediği sanılmaktadır. Küçük sıvacıkuşu ve kara iskete için Uludağ, coğrafi yayılım alanlarının batı sınırını oluşturur. Bu dağ aynı zamanda Türkiye’de paçalı baykuşun yaşadığı bilinen birkaç yerden biridir.

Ulubat Gölü

Marmara Denizi’nin güneyinde yer alan sığ, bulanık, örtrofik bir tatlısu gölüdür. Önemli Kuş Alanı statüsü kazanan Ulubat Gölü, küçük karabatak, alaca balıkçıl ve kaşıkçı için önemli bir üreme alanıdır. Kışın gölde, aralarında küçük karabatak, tepeli pelikan, almabaç patka, tepeli patka ve sakarmekenin de gözlenebileceği büyük sayılarda su kuşu bulunur. Gölde üreyen diğer önemli kuşlar arasında küçük ak balıkçıl ve çeltikçi sayılabilir.

Karaçay Deltası

Marmara Denizi’nin güney kıyısında yer alan delta, göl, bataklık, kumul ve subasar orman eko sistemlerinden meydana gelir. Alan, kara leylak, pasbaş patka, bataklık kırlangıcı ve akça cılıbıtın üreyen popülasyonlarıyla Önemli Kuş Alanı statüsü kazanır. Göç esnasında önemli sayıda küçük karabatak ve ak pelikan, kışın ise sakarmeke başta olmak üzere büyük sayılarda sukuşu bulunur.Diğer üreyen önemli kuşlar arasında, küçük balaban, gece balıkçılı, alaca balıkçıl, küçük ak balıkçıl, gri balıkçıl, kuğu, yeşilbaş, çıkrıkçın, macar ördeği, elmakaş patka, ak kuyruklu kartal, sakarmeke, poyrazkuşu, sumru, küçük sumru ve çok sayıda ağaçkakan türü sayılabilir.
Mercedes vito vip 8 kişilik :
Mercedes vito vip araçlarımız arkada 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk şoför yanında 2 li tek koltuk toplam 8 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes vito vip Koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes vito vip araçlarımızda arka bölmede 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk arasında çıkabilen bir orta sehpa mevcuttur. Mercedes vito vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes vito vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes vito vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes vito vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes vito vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar.

Mercedes vito ultra vip 8 kişilik :
Mercedes vito ultra vip araçlarımız arkada 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk şoför yanında 2 li tek koltuk toplam 8 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes vito vip Koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda arka bölmede 3 kişilik karşılıklı bakan 2 koltuk arasında çıkabilen bir orta sehpa mevcuttur. Mercedes vito ultra vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes vito ultra vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes vito ultra vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar.
Mercedes vito ultra vip araçlarımız ekstra özelliklerle donatılmıştır. Mercedes vito ultra vip araçlarımız arka kısmı ön kısmı ile istendiğinde bağımsız hala gelebilir. Mercedes vito ultra vip araçlarımız Bir bölme vasıtasıyla ayrılır. Sadece telefon bağlantısı ile bağlantı sağlanabilir. Mercedes vito ultra vip araçlarımız Ayrılan bölme büyük ekran televizyon ile desteklenmekte ve çok şık görüntü elde edilmektedir. Mercedes vito ultra vip araçlarımız Büyük ekran televizyonda ister müzik klibi izleyin , ister televizyon , isterseniz telefonunuzla veya tabletinizle bağlanın size özel bir yayın izleyin. Gerisi size kalmış evinizdeki kumanda sizin olsun size özel aracınızda konforun tadını çıkarın.

Mercedes sprinter Vip 10 kişilik :
Mercedes sprinter Vip araçlarımız arkada 2 kişilik sıralı 2 adet en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 10 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes sprinter Vip araçlarımızın koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes sprinter Vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes sprinter Vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar. Mercedes sprinter Vip aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes sprinter Vip aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Mercedes sprinter Vip aracımız renkli camlar klimanın etkisini artırır. Mercedes sprinter Vip aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Mercedes sprinter Vip aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.

Mercedes sprinter Vip 13 kişilik :
Mercedes sprinter Vip araçlarımız arkada 2 kişilik karşılık 2 adet koltuk onun arkasında 2 kişilik tek koltuk en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk onun arkasında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 13 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes sprinter Vip araçlarımızın koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes sprinter Vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes sprinter Vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar. Mercedes sprinter Vip aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Mercedes sprinter Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes sprinter Vip aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Mercedes sprinter Vip aracımız renkli camlar klimanın etkisini artırır. Mercedes sprinter Vip aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Mercedes sprinter Vip aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.
Mercedes sprinter Ulta Vip 13 kişilik :
Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız arkada 2 kişilik karşılık 2 adet koltuk onun arkasında 2 kişilik tek koltuk en arkada 4 adet tek sıra koltuk kapı yanında 1 kişilik tekli koltuk onun arkasında 1 kişilik tekli koltuk önde şoför yanında 1 li tek koltuk ile toplam 13 kişi oturma kapasitesine sahiptir. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımızın koltuklarımız orijinal deridir. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımızın iç ışıklandırması normal beyaz ışık ve gece sizi uzun yolculuklarda yormayacak mavi ışık ile özel olarak dizayn edilmiştir. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımızda buzlabı mevcuttur. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımızda İsteğinize bağlı olarak araç içinde yiyecek içecek servisi yapılmaktadır. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolcu yapmanızı sağlar. Mercedes sprinter Vip aracımız en önemli özelliği uzun yolda özellikle mide bulantısı olmadan sıralı koltuk ve geniş tavan sebebiyle rahat rahat bir yolculuk sağlar. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımızda arka ve ön bağımsız çift klima mevcuttur. Mercedes sprinter ulta Vip aracımız soğutma konusunda en sıcak günlerde bile serin bir ortamda yolculuk yapmanızı sağlar. Mercedes sprinter Vip aracımız renkli camlar klimanın etkisini artırır. Mercedes sprinter ulta Vip aracımız yüksek tavan ile geniş iç hacim imkanı sunar sizlere ferah bir ortam yaratır. Mercedes sprinter ulta Vip aracımız otomatik kapı , otomatik kapıya bağlı basamak ve merdiven araca çıkışı , rahat inip binmenizi sağlar.
Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız ekstra özelliklerle donatılmıştır. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız arka kısmı ön kısmı ile istendiğinde bağımsız hala gelebilir. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız Bir bölme vasıtasıyla ayrılır. Sadece telefon bağlantısı ile bağlantı sağlanabilir. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız Ayrılan bölme büyük ekran televizyon ile desteklenmekte ve çok şık görüntü elde edilmektedir. Mercedes sprinter ulta Vip araçlarımız iki adet Büyük ekran televizyonda ister müzik klibi izleyin , ister televizyon , isterseniz telefonunuzla veya tabletinizle bağlanın size özel bir yayın izleyin. Gerisi size kalmış evinizdeki kumanda sizin olsun size özel aracınızda konforun tadını çıkarın.

Şehirler arası transfer Antalya olarak burda yazamadığımız tüm il ve ilçelerde hizmet vermekteyiz…