ANTALYA TURU

ANTALYA TURU
GEZİLECEK YERLER
KALEİÇİ
ANTALYA YAT LİMANI
ANTALYA AKVARYUM
KURŞUNLU ŞELALESİ
DUDEN ŞELALESİ
KARPUZKALDIRAN ŞELALESİ
TELEFERİK TÜNEKTEPE
Not: Bu tur tamamen kişiye özeldir. Programda değişiklik yapmak size bağlıdır. Araç tamamen size tahsis edilmiştir.

TUR ÇIKIŞ GÜNLERİ
Her Gün
Tur Başlangıç Saati :10:00
Tur Bitiş Saati: 18:00

FİYATLANDIRMA
Sizin talebinize göre size özel bir fiyat belirlenir.

PROGRAM
Sabah saat 10.00'da siz değerli misafirlerimizi otellerinizden veya belirtilen noktalardan alarak sizin oluşturduğunuz bir program dahilinde turumuza başlıyoruz..
Antalya şelaleri, düden şelalesi , karpuzkaldıran şelalesi gün içinde size bağlı olarak istediğiniz zaman ziyaret ediyoruz... şelalenin görsel manzaralarını fotoğraflayabilirsiniz. şelalelerden sonra gezimize öğle yemeği sizin istediğiniz menü doğrultusunda istediğiniz restaurantta yemeğimizi yiyoruz.. öğle yemeğimizden sonra tünektepe teleferik ile yukarıya çıkarak, antalya'yı yukardan izlemenin keyfini yaşıyoruz. teleferik'ten indiğimizde aracımıza binerek sizlerin isteğiniz doğrultusunda kaleiçi ve yat limanını geziyoruz.. aldığımız noktalara veya istediğiniz noktaya bırakıyoruz. bu program isteğiniz doğrultusunda hazırlanacaktır ve gene size bağlı olarak gün içinde değişiklik yapılacaktır. İstediğiniz bir yer olursa devre dışı bırakabilirsiniz.

FİYATA DAHİL OLAN HİZMETLER
Araç (Ulaşım)
Şoför (Şoförlük Hizmeti)

FİYATA DAHİL OLMAYAN HİZMETLER
Tüm Ekstra Harcamalar
İçecekler
Otoparklar
Girişler (Ören Yeri Girişleri)
Yemek
Kokartlı Rehber

KALEİÇİ
Attalos Yurdu anlamına gelen Antalya, II. Attalos tarafından kurulmuştur. Bergama Krallığı’nın sona ermesiyle (M.Ö. 133) bir süre bağımsız kalan kent, daha sonra korsanların eline geçmiştir. M.Ö. 77’de Komutan Servilius Isauricus tarafından Roma topraklarına katılmıştır. M.Ö. 67’de Pompeius’un donanmasına üs olmuştur. M.S. 130’da Hadrianus’un Attaleia’yı ziyaret etmesi şehrin gelişmesini sağlamıştır. Bizans egemenliği sırasında piskoposluk merkezi olan ismi görülen Attaleia, Türklerin eline geçtikten sonra büyük bir gelişme göstermiştir. Modern şehir antik yerleşmenin üzerine kurulduğundan, Antalya’da antik çağ kalıntılarına çok az rastlanmaktadır. Görülebilen kalıntıların ilki, eski liman olarak nitelenen liman mendireğinin bir kısmı ve limanı çevreleyen surdur. Surların park dışındaki kısmında restorasyonu yapılan Hadrian Kapısı Antalya’nın en güzel antik eserlerinden biridir.

Attaleia’da, bütün antik şehirlerde tapınak, agora, tiyatro gibi yapılar olduğu biliniyorsa da bugün bunların yerini saptamak imkânsızdır

Kaleiçi; büyük bir bölümü yıkılmış ve yok olmuş at nalı şeklinde içten ve dıştan surlarla çevrilidir. Surlar, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirleri ortak eseridir. Surların 80 burcu vardır. Surların içinde kiremit çatılı 3000 kadar ev bulunmaktadır. Evlerin karakteristik yapıları Antalya'nın sadece mimari tarihi hakkında fikir vermekle kalmaz, aynı zamanda bölgedeki yaşam tarzını, gelenek ve görenekleri en iyi şekilde yansıtır.

1972 yılında Antalya iç limanı ve Kaleiçi semti, özgün dokusu nedeniyle "Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu" tarafından "SİT bölgesi" olarak koruma altına alınmıştır. Turizm Bakanlığı'na "Antalya- Kaleiçi Kompleksi" restorasyon çalışmasından dolayı, 28 Nisan 1984’de FİJET (Uluslararası Turizm Yazarları Birliği) tarafından Altın Elma Turizm Oskarı ödülü verilmiştir. Günümüzde Kaleiçi otelleri, pansiyonları, restoranları ve barları ile eğlence merkezi haline gelmiştir.

Türkiye’nin güney-batısında Akdeniz kıyısında yer alan Antalya tarih boyunca Anadolu’nun denize açılan kapılarından biri olmuştur. Antalya Kaleiçinde Attaleia Antik Kenti kuruluşundan önce Yat limanında Korykos adı ile bir korsan limanı bulunduğu antik kaynaklardan bilinmektedir. “Kaya Kovuğu” anlamına da gelen Korykos, falezlerin hem doğal yapısı hem de sığınma limanı oluşu bakımından önem taşımaktadır. Liman ve gerisinde gelişen Antik Attaleia kenti M.Ö. 2 yy.’dan itibaren kesintisiz iskan görmüş ve günümüze kadar yaşayabilmiştir.

Antalya Antik Şehri, at nalı şeklindeki iki kalın duvar tarafından korunmaktadır. Bu sur şeklindeki duvarlardan biri deniz kıyısı koyundadır ve diğeri de kara tarafında bulunmaktadır. Bu duvarlara ek olarak çeşitli yerleşim birimlerini birbirinden ayıran duvarlar da vardır ve dış duvarlarda yaklaşık elli adımda bir kule bulunmaktadır. Bu duvarların yapılış tarihi antik dönemlere kadar gitmektedir. Romalılar bu Helenistik duvarların temelini atmışlar ve Selçuklularda genişletmiş ve onarmıştır.

Duvarlar yapılırken üzerlerinde antik yazıtlar bulunan birçok taş blok kullanılmış ve bunlar 19. yy’a kadar çok iyi korunabilmiştir. Bugün şehir içinde duvarların ancak Hıdırlık Kulesi, Hadriyan Kapısı ve Saat kulesi gibi kalıntılarına rastlanabilmektedir. Deniz tarafından kaplanan antik şehir ve duvarlar günümüzde Kaleiçi diye adlandırılmaktadır. Caddeler ve binalar hala Antalya’nın tarihini yansıtan birçok işaretle doludur. Evlerin karakteristik yapıları Antalya’nın sadece mimari tarihi hakkında fikir vermekle kalmaz aynı zamanda bölgedeki yaşam tarzını, gelenek ve görenekleri, yaşam alışkanlıklarını en iyi şekilde yansıtır.

Sur içindeki dar sokaklar limandan yukarıya duvar boyunca uzanırlar. Yivli Minare, Keyhüsrev Medresesi, Karatay Medresesi, İskele Camii, Tekeli Mahmut Paşa Camii sur içindeki önemli tarihi eserlerden sadece bazılarıdır. Yat limanı eski şehrin gün ve gece boyunca sergilediği nefes kesici manzara uluslararası ressam şair ve yazarlara ilham kaynağı olmuştur.

Antalya Kaleiçi, batıda deniz, kuzey ve doğuda ana caddeler ve bu caddelere paralel uzanan ve günümüzde de bir kısmı ayakta olan surlarla sınırlandırılmıştır. Bu belirgin sınır eşikleriyle Kaleiçi, kent merkezindeki katlı yapılaşmadan korunabilmiş, geleneksel doku, günümüze kadar korunarak özgün yaşayabilmiştir.

Kaleiçinin yerleşme dokusu, Cami Sokak ve Hıdırlık sokak boyunca uzanan orta sur duvarı ayrımı ile iki farklı şekilde oluşmuştur. Cumhuriyet Caddesi ile bu sakaklar arasındaki alan, topografyaya ve sur duvarlarına uygun olarak organik gelişmiştir. Sokaklar arasında kalan adalar düzenli biçimde değildir. Adaların büyüklüğü ve uzunluğu değişkendir. Orta Sur Duvarı ile Karaalioğlu parkına kadar uzanan ve dış surların Hıdırlık Kulesi ile sonlandığı alan ise ızgara dokuludur. Yapı adaları genellikle düzgün dikdörtgen formludur. Her iki dokuda da evler bir cepheleri ile sokağa otururken bir cepheleriyle de bahçeye açılır. Sokağa uygun olarak yapılan zemin kat planları düzenli değildir. Birinci katta çıkmalar yapılarak planları düzenlenir. Çıkmalar hem yapının plan şemasını zenginleştirir, hem de değişik çıkma biçimleri, sokaklar ve küçük meydanları biçimlendirir.

Kaleiçinde iki veya üç katlı olan evlerin bazılarında ara kat mevcuttur. Alt katlar üst katı da taşıyan taşlık ve avlunun yerleştiği servis mekânlarıdır. Günlük yaşamın geçtiği bu katta kuyu, ocak, ahır ve depo gibi kullanılan bölümler yer alır. Bu mekânları çeviren yüksek duvarlar, evin mahremiyetini de sağlar. Taşlığı birinci kata bağlayan iç merdivenler ara kata geçiş olanağı da verir. Ara katlar depo olarak kullanıldığı gibi kışlık oda olarak da kullanılabilirler. Üst katta odalar birbirine sofa ile bağlanarak sofaya açılmaktadır. Sofaya açılan odaların her biri günlük yaşamın devam edebileceği şekilde biçimlenmiştir.

Hadrian (Hadrianus) Kapısı: Antalya'daki tarihi yapılardan en iyi korunmuşlarından birisidir. Bir Roma eseri olan yapı, İ.S.130 yılında Roma İmparatoru Hadrian adına yapılmıştır. Zamanla şehir surları kapının dış kısmını kapatmış ve kapı uzun yıllar kullanılmamıştır. Eserin günümüze değin yıkılmadan gelebilmesinin bir nedeni belki de budur. Sur kalıntılarının yıkılması ile kapı ortaya çıkarılmıştır. Pamfilya'nın en güzel kapısı olarak kabul edilmektedir. Üst kısımları kubbe şeklinde üç açıklık vardır. Sütunları hariç tamamen beyaz mermerden yapılmıştır. Oyma ve kabartma süslemeleri çok güzeldir. Kapının orijinali iki katlıdır.

Kapının iki tarafında, kapı ile aynı zamanda yapılmadığı bilinen iki kule vardır. Bunlardan güneydeki Julia Sancta kulesi olarak bilinir ve bir Hadrian devri eseridir. Süslemesiz blok taşlardan yapılmıştır. Kuzeydekinin ise alt kısımları antik çağa ait olup üst kısmı Selçuklu'lar zamanından kalmadır.

Kapının önünde durup birkaç saniyelik bir değerlendirme yapınız. Bir yanda modern Antalya'nın çift sıra palmiyelerle ikiye ayrılmış Atatürk Caddesi. Kapının arkasında ise eski Antalya, geçmişle günümüz arasında Pamfilya'nın en güzel kapısı. Bu kapının iki yanında ise iki ayrı çağ ve medeniyetin eseri kuleler. Çağlar ve medeniyetlerin uyum içinde birbiri ile kaynaşması. Bu durum Antalya'nın pek çok yerinde görülebilen ilginç bir özelliktir.

Hıdırlık Kulesi: Kara surlarının en güneydeki başlangıç noktasında bulunan alt kısmı kare, üst kısmı silindir şeklinde olan bir kuledir. Antik çağdan kalma bir yapı olup, içinde kare şeklinde büyük bir kütle vardır. Kulenin yapısı son derece sağlamdır. İçyapısının özelliği nedeni ile savunma amacıyla kullanılan ya da işaret ateşi yakılan bir yer olduğu sanılmaktadır.

Şehzade Korkud Camii: Yapı elemanları incelendiğinde camiinin geçmişinin İ.S. II. yüzyıla kadar uzandığı görülür. Bulgular yapının, İ.S. V. yüzyılda mevcut antik bir tapınak üzerine Bazilika olarak yapıldığını göstermektedir. II. Beyazid'in oğlu Sultan Korkud tarafından cami'ye çevrilmiş ve yapıya bir minare eklenmiştir. Minare'nin ağaç kısmı XIX. yüzyılda çıkan bir yangında yanmış ve o zamandan beri Kesik Minare adı yerleşmiştir. Harap durumda olan eser restore edilip ziyarete sunulmuştur. Fakat ziyaretçilere aynı yapı içinde Antik Bizans ve Selçuklu yapı unsurlarını sunma yönünde eşine ender rastlanır bir kalıntı olarak hizmet vermeye devam etmektedir.

Yivli Minare Külliyesi: Kalekapısı semtinde bulunan ve çok sayıda Selçuklu yapıtından oluşan eserler topluluğudur. Külliye'de bulunan yapılar şunlardır: Yivli Minare, Yivli Camii, Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi, Selçuklu Medresesi, Mevlevihane, Zincirkıran Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi. Yivli Minare Antalya'daki ilk islam yapılarındandır. XIII. yüzyıla ait bir Selçuklu eseridir. Kaidesi kesme taştandır. Gövde kısmı tuğla ve firuze renkli çinilerden yapılmıştır. 8 yivlidir. Minare günümüzde Antalya kentinin sembolü durumuna gelmiştir. Yüksekliği 38 m. olup 90 basamaklı bir merdiven ile çıkılmaktadır. Yivli Minare Camii, Yivli Minare'nin hemen batısındadır. Anadolu çok kubbeli camii türünün en eski örneğidir. Yarım küre şeklinde 6 adet kubbe ile örtülüdür. 1372 yılında Balaban Tavşi'ye yaptırılmıştır. Yapısında diğer elemanların yanı sıra antik kalıntılardan yararlanıldığı da görülmektedir. Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi, Atabey Armağan tarafından 1239 tarihinde, Gıyaseddin Keyhüsrev adına yaptırılmıştır. Bu eserin kapısının karşısında bir XIII. yüzyıl yapıtı olduğu sanılan Selçuklu Medresesi kalıntıları vardır.

Zincirkıran Türbesi: Yivli Minare'nin kuzeyinde ve üst bahçededir. Şekil olarak Selçuklu tarzındadır. Fakat dış yüzeyinin sade olması, pencerelerinin bulunması, içindeki mezarlığın aşağı seviyede olması özellikleri ile Osmanlı Türbeleri karakterini taşır. 1377 yılında yaptırılmış olup 3 adet mezarı korumaktadır.

Nigar Hatun Türbesi: Yivli Camii'nin kuzeyindedir. Altıgen bir plan üzerine yapılan Türbe'nin sade bir görünümü vardır. Selçuklu tarzında olan Türbe 1502 yılından kalmadır. Zincirkıran Türbesi'nin batısında bulunan yapı Mevlevihane olup Alâeddin Keykubat tarafından 1225 yılında yaptırıldığı sanılmaktadır. Kitabesi kaybolmuştur. Onarım görmüştür. Günümüzde güzel sanatlar galerisi olarak kullanılmaktadır.

İskele Camii: Yat Limanı'nda bulunan küçük ve şirin bir camiidir. Ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Kale içi restorasyon çalışmaları sırasında yeniden düzenlenmiştir.

ANTALYA YAT LİMANI
Kaleiçi Yat Limanı
Helenistik Dönem’de inşa edilen Kaleiçi Yat Limanı, yarım daire biçiminde doğal bir liman olma özelliği taşıyor. Limanın girişi 110 metre genişliğinde. Dalgakıranların muhtemelen Helenistik Dönem’de yapılan duvar kalıntılarının üzerine inşa edildiği düşünülüyor. Geçmişte, liman girişinin her iki yanındaki birer burç mevcut olup, bunlardan birinin deniz feneri olarak işlev gördüğü sanılıyor. 1472 yılında, Papalık Donanması, Papalık Armasını, dalgakıran burçları üzerine dikmiş ve şehrin güvenliğini sağlamak amacıyla, burçların arasına gerilen zinciri, ganimet olarak dönüşte yanına almış.

Günümüzde Kaleiçi Yat Limanı, kentin en önemli gezi duraklarından. Deniz trafiğinin daima yoğun olduğu liman, yaklaşık 6-7 metre derinliğinde ve yüz adet tekne bağlama kapasitesine sahip.

Genellikle ticari tur teknelerinin bağlandığı liman içerisindeki gemiler, diğer Akdeniz ve Ege limanlarında kullanılan demir atma yöntemi yerine tonoz ile limana bağlanıyor. Bir deniz polisi karakolunun, ufak bir amfi tiyatronun, Antalya Deniz Biyolojisi Müzesi’nin ve Antalya Oyuncak Müzesi’nin bulunduğu liman, bir kısmı halen ayakta duran surlarla çevrili. Çevresinde, eşsiz deniz manzarasının tadını çıkaracağınız yeme içme mekanları mevcut.

Marinanın 1 km. açıklarındaki şamandıranın altında, ‘Sosyete Batığı’ da denilen Fransız savaş gemisi Saint Didier’e ait batık bulunuyor. 1942 yılında savaş sırasında batırılan Saint Didier, halen dalgıçların ilgisini çekmeyi sürdürüyor. Siz de dalış kurslarının sunduğu imkanlardan faydalanarak, bu batığı ziyaret edebilirsiniz. Ancak yat limanı ağzına yakın olmasından ötürü tekne trafiği yoğun olduğu için dalış sırasında dikkat edilmesi öneriliyor.

Tarihi yat limanındaki tur tekneleri, Aşağı Düden Şelalesi’ne turlar düzenliyor. Antalya’nın doğal güzelliklerini, ilginç falez oluşumlarını daha yakından keşfetmek, mis gibi deniz havasını solumak için bu eğlenceli turlara katılabilirsiniz. Limanı çevreleyen dar yollardan ilerleyerek Kaleiçi’ni keşfe çıkabilir, civardaki sayısız restoran, kafe ve barda, keyifli molalar verebilirsiniz.
ANTALYA AKVARYUM
Dünyanın en büyük akvaryum komplekslerinden biri olan Antalya Aquarium, ilham, eğlence ve eğitimi bir arada sunuyor. 40 tematik akvaryumun ardından 131 metrelik uzunluğu ve 3 metrelik genişliği ile dünyanın en büyük tünel akvaryumu Antalya Aquarium’da sizleri bekliyor!

Antalya Aquarium dünyanın dört bir yanından hikayeler anlatıyor. Su altının sihirli dünyasını keşfedebileceğiniz gibi Snow World & Ice Museum’da gerçek kardan kar topları yapabilir, WildPark’da dünyanın en zehirli, en renkli ve en ilginç türleri arasında tropik bir maceraya adım atabilir, Oceanride XD Cinema’da Kaptan Barbossa ile dünya denizlerini çok boyutlu sinema teknolojisi ile gezebilirsiniz.

Akvaryum gezinizi, Hollywood yeşil perde sistemi ile hazırlanan hatıra fotoğrafları ve özel hediyelik eşyalarla unutulmaz anılara dönüştürebilirsiniz. Macera dolu bir günü McDonalds, Mado ve GeLatte İtalyan Dondurması gibi ünlü lezzet seçenekleri ile tamamlayabilirsiniz.

Antalya’nın kalbinde, tam şehir merkezinde Konyaaltı sahiline sadece 70 metre mesafede bulunan Antalya Aquarium, Antalya’nın en canlı cazibe merkezi!

Antalya Aquarium, hayalgücünüzü keşfedin…
Uçak Batığı
1935 model İtalyan yapımı Savoia-Marchetti SM79 “Sparviero” bombardıman uçağı. Rodos’taki bir hava üssünden havalanmış ve isabet alarak Meis açıklarında sulara gömülmüş.

Kimsenin göremediğini görmek için sizi yine Antalya Aquarium'a bekliyoruz.
DÜNYANIN EN BÜYÜK
Tünel Akvaryumu
Tematik yolculuk dünya denizleri ve okyanusları ile başlıyor. Yan yana bulunan 4 tematik akvaryum içerisinde sırasıyla Hint Okyanusu, Kızıl Deniz, Atlantik ve Pasifik Okyanusları sizi karşılıyor. Sol bölümde yer alan büyük silindir akvaryum ve çevresindeki küçük akvaryumlarda Antalya ve çevresindeki su altı yaşamından örnekler görebilirsiniz.

Su altı mağaralarındaki gizemli hayatı gördükten sonra karşınıza dünya nehirleri bölümü çıkacak. Nil ve Amazon nehirlerinden sonra Asya nehirlerini göreceksiniz. Şelalenin önünden geçtikten sonra karşınıza bitki akvaryumu çıkacak. Karanlık koridordan devam ettiğinizde Mürenler ve Domuz balıkları ile tanışacaksınız.

Hem biraz dinlenmek hem de Nuh Tufanı’nın ilginç hikayesini okumak için içerisinde ellerinizle vatoz beslemeyi deneyimleyeceğiniz besleme havuzunun etrafında oturabilirsiniz. Bu bölümde yer alan akvaryumlarda da Türkiye denizleri ile iskele ayağı ve Demre Çay Ağzı bölgelerini anlatan tematik büyük akvaryumlar bulunuyor. Yılan balıklarından sonra karşınıza çıkacak bölüm ise Tropik Resif bölümüdür. Canlı mercanları, palyaço balıklarını, denizatlarını, aslan balıklarını, ahtapotları ve dev mürenleri burada yakından görebilirsiniz. Ayrıca aynı bölümün sağ tarafındaki büyük akvaryum içerisinde Mersin balıkları bulunuyor.

Tematik bölümün son durağı ise Köpekbalığı tankı. Paskalya adasından ilginç hikayeler de anlatan bu temanın ardından sağ bölümde bulunan merdivenlerden bir kat aşağıya iniliyor.

Antalya Aquarium’da bulunan akvaryumların toplam su hacmi yaklaşık 7,5 milyon litredir ve akvaryumlar içerisinde yüzlerce köpekbalığı bulunur. Her gün düzenli olarak yapılan köpekbalığı besleme saatlerini takip etmeyi unutmayın.
WildPark, yağmur ormanlarının vahşi yaşamını, çöllerin ve mağaraların gizemli dünyasını tüm gerçekçiliği ile sizlere yaşatmak için özel olarak tasarlandı. WildPark’da bulunan özel ses sistemleri, farklı alanlarda karşılaşacağınız temalara uygun özel ses ve efektler ile size muson yağmurlarını, mağaralardaki tıkırtıları, çalıların arasında saklanan kurnaz canlıları, ağaçtan ağaca zıplayan maymunları, çılgın kuşları, çöl rüzgarlarını ve birçok sürprizi yaşatacak.

Teraryumlar* içerisinde dünyanın dört bir yanından çok özel canlıların vahşi yaşamlarını görebilirsiniz. Dünyanın en zehirli yılanlarını, en büyük örümceklerini, en dev kurbağa türünü, en tehlikeli akreplerini, en tembel bukalemunlarını, en sinsi timsahlarını, en ilginç kertenkelelerini, dünyanın en zehirli canlılarından biri olan zehirli ok kurbağalarını ve en renkli tropik canlılarını WildPark’da bulunan 70’den fazla tematik teraryum içerisinde görebilirsiniz.

*Teraryum ne demek?

Teraryum, içinde su (aqua) yerine toprak (terra) veya yarı su yarı toprak bulunan akvaryum benzeri, kapalı tanklardır. Her teraryum içerisindeki canlının yaşam koşullarına göre ayrı ayrı tasarlanır ve takip edilir. Göreceğiniz tüm canlılar, ayrı ayrı doğal beslenme alışkanlıklarına göre özel olarak beslenir. Tüm teraryumların içerisindeki doğal malzemeler, nem, ısı ve aydınlatma gibi değişkenler tamamen sergilenen türün doğal ortamına uygun olarak hazırlanmıştır.

Peki tehlikeli mi?

WildPark bünyesinde tehlikeli türler de bulunur ve tehlikeli türlerin sergilendiği teraryumlar işaretlerle de belirtilmiştir. Ziyaretçilerin yürüyüş alanı ile servis ve bakım bölümleri birbirinden tamamen ayırılmış bölgelerdir. Teraryumlar dünya standartlarındadır ve herhangi bir canlının bulunduğu teraryumdan dışarı çıkması imkansızdır. Tüm canlılar, konusunda uzman ve deneyimli veterinerler tarafından bakılır ve özel protokoller takip edilerek ziyaret saatleri dışında beslenir. WildPark’da ziyaretçiler için sergilenen canlılarla ilgili hiçbir tehlike söz konusu değildir.
SNOW WORLD &
Ice Museum
Akvaryumların yanısıra; 1500 metrekare kapalı alan içerisinde yer alan Snow World & Ice Museum, geceleri yağdırılan gerçek kar ile Türkiye’nin en eğlenceli kapalı kar alanı. İçerisinde igloların, Aziz Nikola’nın evinin ve kafelerin olduğu, dışarıda sıcaklık 40 derecelere yaklaşırken içeride -5 derecelik bir ortam bulunan Snow World & Ice Museum’da, ziyaretçiler girişte kendilerine verilecek özel koruyucu kıyafetlerle gerçek karın tadını çıkarıyorlar.

Doğal kar yapmayı nasıl başarıyoruz ?
Doğal kar üretimi için, ortam sıcaklığın 0 C derecenin altında özel bir ısıda olması gerekiyor. Bunun nedeni çok basit; çünkü kar üreten makineler, çok yüksek basınçla, çok küçük su tanecikleri püskürtüyor ve su tanecikleri aynı doğada olduğu gibi donarak yere kar taneleri olarak düşüyor. Ortam 0 C dereceden daha sıcak veya aşırı soğuk olmadığı sürecede taze ve doğal kar yumuşaklığını korumaya devam ediyor.
KURŞUNLU ŞELALESİ
Kurşunlu Şelalesi Nerededir Ve Nasıl Gidilir? Kurşunlu Şelalesi Özellikleri, Giriş Ücreti Ve Ziyaret Saatleri
Kurşunlu Şelalesi hem deniz turizmi ile hem de doğal güzellikleri ile yerli ve yabancı turistlerin dikkatini çekmektedir. Kurşunlu şelalesi görülmeye değer doğal güzelliklerdendir. Yazımızda Kurşunlu Şelalesi nerededir, özellikleri, nasıl gidilir, ziyaret saatleri ile giriş ücretlerini öğrenebilirsiniz.
Kurşunlu Şelalesi Türkiye'nin doğal bir şekilde oluşmuş güzellikleri arasında yer alır. Ana bir şelalenin yanında küçük şelalecikler de bulunmaktadır.
Kurşunlu Şelalesi Nedir?
Kurşunlu Şelalesi oluşumunu tamamladıktan sonra 1986 yılına kadar keşfedilmeyi beklemiştir. Daha sonra Antalya'nın en çok turist çeken doğal güzelliklerinden biri olmuştur. Burası daha sonraları bir tabiat parkı halini almıştır. Kurşunlu Şelalesi yakınlarında piknik alanları, manzara seyretmek için yerler, yürüyüş yerleri, oyun parkları bulunmaktadır.

Kurşunlu Şelalesinde bulunan ana şelale 18 metre yüksekten aşağı dökülmektedir. Ana şelaleden daha küçük şelalecikler de bulunmaktadır. Şelale alanında 7 adet doğal oluşumlu gölet bulunmaktadır. Burada bulunan göller yaklaşık olarak 6 metre derinliğe sahiptir. Göller 1600 metre karelik bir alanda bulunmaktadır.

Kurşunlu Şelalesi etrafında bulunan zengin bitki örtüsü de dikkatleri çekmektedir. Burada bölgenin bitki örtüsüne uygun makiler de bulunmaktadır. Bölgede en çok kızıl ağaç bulunur. Fakat bunun dışında farklı ağaç çeşitleri de vardır. Kurşunlu şelalesi alanında farklı hayvan türleri de vardır. Tilki, tavşan, yaban domuzu, yarasa, sincap, ağaçkakan, ibibik bu hayvanlardan bazılarıdır. Bunun dışında göletlerde de farklı formlarda canlılar yaşamaktadır.

Kurşunlu Şelalesi Nerededir, Hangi Bölge ve İldedir?

Kurşunlu Şelalesi Antalya Aksu'da bulunur. Antalya merkezden yola çıkıldığı zaman Aspendos yolu ile Serik caddesi takip edilmektedir. Antalya-Isparta yolu yaklaşık 5 km gidildikten sonra şelaleye ulaşılır.
Kurşunlu Şelalesi Özellikleri?

Kurşunlu şelalesinin doğal ortamı başlı başına görülmesi gereken bir güzelliktir. Tabiatı insanın içinin huzurla kaplanmasını sağlar. Bunun dışında Kurşunlu Şelalesi bölgesinde görülmesi gereken bazı yerler de bulunmaktadır.
Lübnan Sediri burada görülmesi gereken yerlerden biridir. Ardıç, Meşe, Çınar gibi uzun yıllar yaşayabilen ağaçlar burada bulunmaktadır. Bu ağaçlar 1000 yıldan daha fazla süre yaşayabilmektedir. Ağaçların boyları 40-50 metre civarı olabilir. Bunun yanında genişlikleri de 2 metre olabilmektedir. Bu ağaçlar tropik iklimlerde daha çok yetişen türlerdir. Eskiden Lübnan da çok sık yetişen ve Lübnan bayrağında da bulunan Sedir ağaçları da bölgede çok fazla vardır.

Bundan 200 yıl önce bölgede yaşayan köylüler tarafından inşa edilmiş ve tahıl öğütmeye yarayan tarihi su değirmenini de görebilirsiniz. Bu su değirmeni günümüzde hala kullanılabilmektedir. Bunun dışında şelalenin çevresinde eskiden yaklaşık olarak 10 adet daha su değirmeni olduğu söylenmektedir. Günümüze kadar ise yalnızca bir adet su değirmeni gelmiştir. Bu değirmen de tarihi eser olarak korunmaktadır.

Kurşunlu Şelalesi Tarihi Eser Ya Da Milli Park Mıdır?

Kurşunlu Şelalesi içinde bir tabiat parkı bulunur. Bu tabiat parkında pek çok hayvan ve bitki örtüsü yaşamaktadır. Kurşunlu Şelalesini ziyaret ettiğiniz zaman bu doğal yaşam alanını da gezebilirsiniz.

Kurşunlu Şelalesi Giriş Ücreti?

Kurşunlu Şelalesi içerisinde yetişkinler için 16 TL ücret vardır. Öğrenciler için ise indirim uygulanmaktadır. Öğrenci ücreti 8 TL'dir.

Kurşunlu Şelalesi Ziyaret Saatleri?

Kurşunlu Şelalesi haftanın tüm günleri yerli ve yabancı ziyaretçilere açıktır. şelale giriş saatleri 09:00 ve 18:00 saatleri arasındadır. Şelaleyi 4 mevsim ziyaret edebilirsiniz. doğal güzellikleri görmek adına ilk bahar ve yaz aylarında ziyaret etmeniz daha iyi olacaktır.

DUDEN ŞELALESİ
epez İlçe sınırları içerisinde, Varsak Mahallesi’nde bulunmaktadır. Düden Şelalesi çeşitli kaynaklarda, İskender Şelalesi ve Yukarı Düden Şelalesi olarak da geçmektedir. Aynı zamanda halk arasında Düdenbaşı Şelalesi diyenler de vardır. Eski Antalya-Burdur yolunun 28'inci kilometresinde Kırkgözler’in 30'ncu kilometresinde Pınarbaşı adında iki büyük karstik kaynak çıkmaktadır. Suyu bol bu iki nehir kısa bir akıştan sonra birleşerek Bıyıklı Düdeni içinde kaybolur. Bıyıklı Düdeni’nde kaybolan su 14 kilometre kadar yerin altında gittikten sonra Varsak Çöküntüsü'nün bir ucundan çıkar, çok kısa bir akıştan sonra çöküntünün öbür ucundan tekrar batar. Varsak’ta kaybolan su iki kilometre kadar yeraltı akışından sonra Düdenbaşı’nda yeryüzüne çıkar.
Yüzeyden hiç su akmadığı günlerde bile Düdenbaşı Şelalesi’nin altından saniyede en az 10 metreküp su yüzeye çıkar. Bu suyun maksimum debisi 94 metreküp, ortalaması ise saniyede 15-16 metreküptür.
Düdenbaşı’nda yukarıdan şelale yaparak akan su Kepez hidroelektrik santralından gelen sudur. Düdenbaşı’ndan sonra koyunlar regülatöründe, iki ana kanala ayrılan Düden Çayı 9 kilometre sonra Antalya’nın doğusunda 40 metre yüksekliğindeki traverten bir eşikten şelale yaparak Akdeniz’e dökülür.
KARPUZKALDIRAN ŞELALESİ
Antalya kent merkezine 8 kilometre uzaklıkta, Lara istikametinde bulunan şelale "Karpuzkaldıran" olarak da bilinir. Düden Nehri'nin denize ulaştığı Lara yolu üzerinden sularını denize 40 metre yükseklikten boşaltır.
Düden Şelalesi Antalya şehir merkezine yaklaşık 10 km. uzaklıktadır. Kaynağını Kepez Hidroelektrik Santralinden alır ve Düdenbaşı denilen noktada yer yüzüne çıkar. Düden Çayı boyunca iki kola ayrılır. Antalya’ya yaklaşık 7 km. uzaklıkta olan kolu Aşağı Düden ve Varsak’a 1 km. uzaklıkta olan kolu Yukarı Düden Şelalesi’dir. Bu iki kola ayrılan şelaler Akdeniz’e dökülür.
Aşağı Düden Şelalesi yaklaşık 40 metrelik falezlerden denize dökülmektedir. Çok yakınında Gençlik Parkı ve Karpuzkaldıran Askeri Tesisleri bulunur.
Bölgenin adı Karpuzkaldıran olduğundan dolayı Aşağı Düden Şelalesine Karpuzkaldıran Şelalesi de denilmektedir. Ayrıca bu şelale Düden Şelalesi’ nin devamı olduğu ve deniz kıyısında olduğu için bazı kaynaklarda Düden Kıyı Şelalesi diye de geçer.
TELEFERİK TÜNEKTEPE
Teleferiğimiz yaklaşık 1706 metre olup, kablo uzunluğu da 3604 metredir. Saatte 1200 kişiyi rahatlıkla taşıyabilen 6 kişi kapasiteli 36 adet kabinlerimizle ortalama 9 dakika süren yolculuk sonrasında
siz değerli misafirlerini ağırlayan Tünektepe Teleferik, teknik ve idari kadrosu ile sizlere şehrin içerisinde muazzam bir görsel şölen deneyimi sunmaya devam ediyor.
Tünektepe zirvesine sizleri ulaştırıyoruz.
Akdeniz ve ormanı buluşturan, şehrin merkezindeki bu eşsiz manzaranın keyfini çıkarmak için Tünektepeʼyi mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Tünektepe Teleferik ve Sosyal Tesisleri

605 rakımlı Tünektepe’nin zirvesinde bulunan Sosyal Tesisimizde muhteşem manzara eşliğinde, zengin menüden yiyecek ve içecek ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz.Tesiste Ana Restoran, Çay Evi, Teras Kafe, Bahçe Kafe, Hediyelik Eşya Dükkanı hizmet vermektedir. Ayrıca kafenin etrafına yerleştirilen dürbünlerle Antalya’yı keşfetme imkânı bulabilirsiniz. İdari bina bölümünde ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için mescit, bay-bayan ve engelliler için wc, bebek bakım odası, yaralanmalara karşı müdahale edilebilmesi için sağlık ekiplerinin bulunduğu revir de bulunmaktadır.

Tünektepe Teleferik ve Sosyal Tesislerimiz, Pazartesi hariç haftanın 6 günü 10.00-18.00 teleferik gişe, 10.00-18.30 Tüneketepe Sosyal tesis dönüşü olmak üzere hizmet vermektedir.