Antalya Turu (Size Özel)

Antalya Turu (Size Özel Araç)

GEZİLECEK YERLER
KALEİÇİ
ANTALYA YAT LİMANI
ANTALYA AKVARYUM
ANTALYA MÜZESİ
KURŞUNLU ŞELASİ
DUDEN ŞELALESİ
KARPUZKALDIRAN ŞELALESİ
GÜVER UÇURUMU
TELEFERİK TÜNEKTEPE
TERMESOS ANTİK ŞEHRİ
Not: Bu tur tamam kişiye özeldir. Programda değişiklik yapmak size bağlıdır. Araç tamamen size tahsis edilmiştir.

TUR ÇIKIŞ GÜNLERİ
Her Gün
Tur Başlangıç Saati :10:00
Tur Bitiş Saati: 18:00

FİYATLANDIRMA
Araç , rehber için özel fiyat alınız…

PROGRAM
Sabah saat 10.00'da siz değerli misafirlerimizi otellerinizden veya belirtilen noktalardan alarak sizin oluşturduğunuz bir program dahilinde turumuza başlıyoruz..
Antalya şelaleri kurşunlu şelalesi , düden şelalesi , karpuzkaldıran şelalesi gün içinde size bağlı olarak istediğiniz zaman ziyaret ediyoruz... şelalenin görsel manzaralarını fotoğraflayabilirsiniz. şelalelerden sonra gezimize Termessos Antik Kenti'nde fotoğraf çekimi ve görsel gezimizi yapıyoruz. güver uçurumuna geçiyoruz ve burada da kanyonun görsel güzelliğini fotoğraflayabilirsiniz. öğle yemeği sizin istediğiniz menu doğrulturusnda istediğiniz restaurantta yemeğimizi yiyoruz.. öğle yemeğimizden sonra tünektepe teleferik ile yukarıya çıkarak, antalya'yı yukardan izlemenin keyfini yaşıyoruz. teleferik'ten indiğimizde aracımıza binerek sizlerin isteğiniz doğrultusunda kaleiçi ve yat limanını geziyoruz.. aldığımız noktalara veya istediğiniz noktaya bırakıyoruz. bu program isteğiniz doğrulsunda hazılrlanacaktır ve gene size bağlı olarak gün içinde değişiklik yapılacaktır. İstediğiniz bir yer olursa devre dışı bırakabilirsiniz.

FİYATA DAHİL OLAN HİZMETLER
Araç (Ulaşım)
Rehberlik (Rehberlik Hizmeti)

FİYATA DAHİL OLMAYAN HİZMETLER
Tüm Ekstra Harcamalar
İçecekler
Otoparklar
Girişler (Ören Yeri Girişleri)
Yemek

TERMESSOS ANTİK ŞEHRİ
Termessos, Türkiye’nin en iyi korunmuş antik şehirlerindendir. Antalya’nın 30 kilometre kuzeybatısında, Korkuteli yolu üzerinde yer alır. Deniz seviyesinden ortalama 1.150 metre yükseklikte, Güllük Dağı’nın güneybatısında doğal bir platform üzerine kurulmuştur. Birçok vahşi bitkinin arasında saklanmış ve sık çam ormanlarıyla sınırlanmıştır. Termessos’un, huzur veren ve el değmemiş görünümüyle diğer antik şehirlerden daha farklı ve etkileyici bir havası vardır. Doğal ve tarihi zenginliklerinden ötürü, şehir kendi adını taşıyan millî park kapsamına alınmıştır.

Termessos ismindeki çift “s”, şehrin Anadolu insanları tarafında kurulduğuna dair dilbilimsel bir kanıt sağlar. Strabo’ya göre, Pisidia halkı olan Termessos sakinleri kendilerini Solymi olarak çağırırlardı. Yaşadıkları dağa da verilen bu isim, sonraki yıllarda Zeus’la özdeşleştirilen ve burada da Zeus Solymeus kültünün yükselmesine sebep olan Anadolu tanrılarından Solymos’tan gelmektedir. Termessos sikkelerinde genelde bu tanrı vardır ve sikkelere adını verilmiştir.
Antalya Korkuteli yolunun 12. km sinde sol tarafta Güllük Dağı Termessos Milli Parkı girişi, sağ tarafta ise Karain Mağarası yolu yer almaktadır. Aynı güzergahtan Antalya'ya dönerseniz dönüş de Güver kanyonu (Güver uçurumu) Tabiat Parkına uğrayabilirsiniz.

Milli Parkın girişinde ücret ödenmektedir. Girişte çok güzel düzenlenmiş piknik alanları yer almaktadır. Ücret ödediğiniz gişeden basılı broşür alabilirsiniz. Burada dilerseniz görevlilerin vereceği detaylı bir yerleşim planının resmini telefonunuzla çekebilirsiniz. Buradan itibaren Milli Park asfalt bir yol ile yaklaşık 9 km Güllük Dağı doruklarına tırmanmak gerekiyor. Bu kısımda kaya mezarları ile anıtsal bir yapı yer almaktadır. Bu noktadan sonra taşlı bir patikadan yaklaşık 800 metre tırmanarak şehre ulaşılmaktadır. Yukarıda dinlenirken seyredilecek manzaralar çok çarpıcı. Yukarıda en çok ihtiyaç duyulan şey su oluyor.

Termessos Pisidia bölgesinin "Milyas" olarak anılan güneybatı bölümünde, bugün "Güllük" adını taşıyan Solymos Dağı'nın dorukları arasındaki vadide, Anadolu'nun en eski halklarından Luvi'lerin soyundan gelme Solym'ler tarafından kurulmuş önemli bir antik kenttir. Orman içinde korunan ören yerlerinin en çarpıcılarından biri olup, aynı adı taşıyan Milli Park içinde yer alır. Güllük Dağı (Termessos) Milli Parkı; bitki örtüsü ile bölgenin botanik, içlerinde soyu tükenmekte olanların da bulunduğu pek çok hayvanı barındırma özelliği ile de açık hayvanat bahçesi görünümündedir.

DÜDEN ŞELALESİ
Düden Şelalesi, Antalya şehir merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıktadır. Kaynağını Kepez Hidroelektrik Santrali'nden alır ve Düdenbaşı denilen noktada yeryüzüne çıkar. Düden Çayı boyunca iki kola ayrılır. Antalya'ya yaklaşık 7 kilometre uzaklıkta olan kolu Aşağı Düden (ya da Karpuzkaldıran Şelalesi) ve Varsak'a 1 km uzaklıkta olan kolu Yukarı Düden Şelalesi'dir. Bu iki kola ayrılan şelaler Akdeniz'e dökülür.

Aşağı Düden Şelalesi, Lara yakınlarında şehir merkezine 8 kilometre uzaklıktadır. Bu bölümü yaklaşık 40 metrelik falezlerden denize dökülmektedir. Çok yakınında Gençlik Parkı vardır. Karpuzkaldıran Şelalesi ismini alır.

Yukarı Düden Şelalesi'ne aynı zamanda İskender Şelalesi de denilir. MÖ 334-333 yıllarında Pamfilya'yı fetheden Büyük İskender'in bu bölgeden geçerken atlarını sulattığı söylenmektedir. Yukarı Düden Şelalesi'nin bulunduğu alan 1970 - 1972 yılları arasında Devlet Su İşleri tarafından piknik ve mesire yeri haline getirilmiştir.

Kepez İlçe sınırları içerisinde, Varsak Mahallesi’nde bulunmaktadır. Düden Şelalesi çeşitli kaynaklarda, İskender Şelalesi ve Yukarı Düden Şelalesi olarak da geçmektedir. Aynı zamanda halk arasında Düdenbaşı Şelalesi diyenler de vardır. Eski Antalya-Burdur yolunun 28'inci kilometresinde Kırkgözler’in 30'ncu kilometresinde Pınarbaşı adında iki büyük karstik kaynak çıkmaktadır. Suyu bol bu iki nehir kısa bir akıştan sonra birleşerek Bıyıklı Düdeni içinde kaybolur. Bıyıklı Düdeni’nde kaybolan su 14 kilometre kadar yerin altında gittikten sonra Varsak Çöküntüsü'nün bir ucundan çıkar, çok kısa bir akıştan sonra çöküntünün öbür ucundan tekrar batar. Varsak’ta kaybolan su iki kilometre kadar yeraltı akışından sonra Düdenbaşı’nda yeryüzüne çıkar.
Yüzeyden hiç su akmadığı günlerde bile Düdenbaşı Şelalesi’nin altından saniyede en az 10 metreküp su yüzeye çıkar. Bu suyun maksimum debisi 94 metreküp, ortalaması ise saniyede 15-16 metreküptür.
Düdenbaşı’nda yukarıdan şelale yaparak akan su Kepez hidroelektrik santralından gelen sudur. Düdenbaşı’ndan sonra koyunlar regülatöründe, iki ana kanala ayrılan Düden Çayı 9 kilometre sonra Antalya’nın doğusunda 40 metre yüksekliğindeki traverten bir eşikten şelale yaparak Akdeniz’e dökülür.
KALEİÇİ
Kaleiçi Antalya’nın en minnoş yeri, kesinlikle görmenizi çok tavsiye edeceğimiz bir yer. Eski şehir sularının içindeki konaklar bugün Antalya’da sosyal hayatın merkezi. İşten çıkanlar buraya bira içip kafa dağıtmaya, turistler yaşayan müthiş tarihi dokusunu görmeye, çocuklar içindeki minik plajında denize girmeye, gençler de gece sağlam grupların çıktığı barlarında partilemeye geliyor. Falezin üzerine kurulmuş, içinde kocaman parkları da olan bir özerk bir kasaba gibi bir hissiyatı var.

Yazın gündüz buraya katiyetle gelmeyin, sıcaktan burnunuzdan gelir. Gün batımına doğru gelin, hem bir Kaleiçi klasiği bira & gün batımı yapar, hem Kaleiçi’ni gezer, akşam da canlı müzik dinlersiniz. Kaleiçi’nden size gezilecek yerlerden tutun da yeme içmeye, acayip nokta atışı önerilerimiz var.

ANTALYA YAT LİMANI
Antalya şehrinin tam önünde 100 tekne bağlama kapasitesine sahiptir. Liman içinde derinlik 6-7 metrelerdedir. Girişin sancağında kalan kısım sığdır ve küçük tekneler bağlanır. Marinayı Antalya Belediyesi işletir.

Antalya’nın ticari teknelerinin bağlandığı giriş ve çıkışları ile yoğun bir trafik oluşturdukları bir marinadır. Tekneler demir atmaz, tonozla bağlanır. Marina içinde akaryakıt istasyonu, pis su alım ünitesi mevcuttur.
Marina Antalya’nın içinde olduğundan şehrin her türlü imkanından yararlanır. Yat malzemesi satan mağazalar, tekne işleri ile ilgili atölyeler mevcuttur. Marina önlerinde Saint dei Die batığı bulunmaktadır. Marina içindeki dalış merkezleri bu noktaya ve başka dalış noktalarında dalışlar yaptırmaktadırlar.

Marina içinde Deniz Polisi karakolu vardır. Marinanın konumu; restoranların, kafelerin, barların tam ortasındadır. İçinden eski Antalya sokaklarına çıkılır. Tarihi mekanlar, restore edilmiş otellere ulaşılır. En yakın semt pazarı salı günüdür.

ANTALYA MÜZESİ
Antalya İli, Türkiye’nin en zengin doğal ve tarihi hazinelerine sahiptir. Bu geniş il, Akdeniz’de uzun bir kıyı şeridine ve bereketli topraklara sahip olduğu gibi Paleolitik Çağdan başlayarak günümüze kadar kesintisiz tarih veren en ilginç arkeolojik yerleşimlerden Likya, Pamfilya, Kilikya ve Pisidiya’yı da içerir. Kendine özgü koleksiyonları ile dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Antalya Müzesi’nde ise bölgenin tüm tarihini aydınlatan en seçkin eserler sergilenmektedir.

Antalya Müzesi öğretmen Süleyman Fikri Erten tarafından 1922 yılında kurulmuştur. Bir süre Kaleiçi’ndeki Alaaddin Camii’nde, 1937 yılından sonra Yivli Minare Külliyesi’nde faaliyet gösteren Müze, 1972 yılında bugünkü binasına taşınmıştır.

Antalya Müzesi 1988 yılında “Avrupa Konseyi Özel Ödülü”nü almıştır.

Antalya Müzesi 13 adet sergi salonu ile bahçe sergilemesinden oluşmaktadır. Müze Koleksiyonundaki Arkeolojik eserlerin çoğu yerli-yabancı bilim adamlarının bölgede yaptıkları periyodik kazılardan elde edilmiş, Etnografik eserler ise müze uzmanlarınca bölgeden toplanmıştır.

Sergileme, yalnız Anadolu değil Yakın Doğu Paleolitiği için de büyük önem taşıyan Karain Mağarası buluntularıyla başlayıp, Bademağacı, Karataş Semayük, Bayındır Tümülüsleri, Hacımusalar, Limyra, Patara, Xanthos, Arykanda, St.Nicholas Kilisesi, Perge ve Müze kurtarma kazılarından elde edilen buluntularla devam eden ve bölgenin yakın geçmiş kültürünü yansıtan en güzel örneklerle günümüze dek süregelen kronolojik bir düzende gerçekleştirilmiştir.

Müzenin en ilginç köşelerinden bazıları; Prehistorya salonundaki küp mezar, Kazılar salonunun orta vitrinini süsleyen Elmalı-Bayındır Tümülüslerinden elde edilen İ.Ö.7.yy buluntuları, İmparatorlar salonundaki siyah beyaz mermerden yapılmış dansöz heykeli, yeni binanın alt katında Patara oygu mezarlarına ait bir örnek ile yine aynı binanın üst katında sergilenen Sikke ve Korydella defineleridir. Ayrıca Aspendos çinileri, Selçuklu Kuran-ı Kerim’i, eski hattatlarımızın elinden çıkmış hilye, naat, icâzet ve katığ gibi yazı levhaları, tekke malzemeleri tartı aletleri, bölgenin köylerinde dokunan Döşemealtı halılarından örnekler ile 15.yy’la ait bir Uşak halısı Etnografya bölümünün en ilginç eserlerindendir Yine bu salonların bir bölümünde Yörük yaşamından kesitler verilmekte, bir bölümünde ise mütevazı bir Antalya evinin oturma ve yatak odası ile banyosunun rekonstrüksiyonları yer almaktadır.

Teşhir alanları, Müzenin kurucusu Süleyman Fikri Erten’in daktilosu, hesap makinesi ve müzenin ilk mühürünün yer aldığı bir anı vitrini ile sona erer.

Antalya Müzesi Salonları
Doğa Tarihi Ve Prehistorya Salonu
Bu salonda I.Jeolojik zamandan IV. jeolojik zamanın sonuna kadar çeşitli canlılara ait fosillerin yanı sıra Alt Paleolitik, Neolitik Kalkolitik ve İlk Tunç dönemlerine ait Karain, Hacılar, Bademağacı, Karataş-Semayük kazılarından elde edilen eserler sergilenmektedir.

Seramik Salonu
Geometrik Çağ’dan (İÖ 10.yy) Bizans Çağı’na (İS 13.yy) kadar seramiğin kronolojik sırayla aşama aşama gelişimi sergilenir. Hepsi bölgedeki değişik kazılardan gelmiştir.

Bölge Kazıları Salonu
Müzenin sorumluluk alanındaki 26 farklı kazıdan gelen yeni buluntular sergilenmektedir. Bu kazıların bazıları üniversiteler ve farklı birimler tarafından Müzenin denetiminde yapılmıştır.

İmparatorlar Salonu
İS ikinci ve üçüncü yüzyılın en ünlü Roma imparatorlarının, Traian, Hadrian, ve Septimius Severus’a ait heykeller bulunmaktadır. Hepsi Perge kazılarının farklı sezonlarında bulunmuştur. Bu görkemli heykellerinin Perge atölyelerinin özel üretimi olduğu bilinmektedir.

Tanrılar Salonu
Bu salonda sergilenen heykellerin hepsi Perge kazılarından bulunmuş olup Helenistik döneme ait orijinallerinin İ.S. 2.ve 3. yüzyıllarda yapılan kopyalarıdır.

Mozaik Salonu
Mozaiklerin en etkileyicilerinden biri Pamfilya Seleukeiası’nın agorasında bulunmuş olan “Filozoflar Mozaiği” dir. Bordürlerde antik dönem ünlü matematikçileri, hatipleri ve filozofları resmedilmiştir.

Mermer Portreler Salonu
Bu salonda sergilenen kadın ve erkek başları İS 2. yüzyıl Roma Dönemine ait olup bazıları idealize edilmiş, bazıları da kişisel karakterleri ön plana çıkarılmış olarak betimlenmişlerdir.

Perge Tiyatrosu Salonu
Bu salondaki bütün eserler Perge Tiyatrosu sahne binasının önünde ortaya çıkarılmıştır. Buluntular, bir deprem sonucunda çöken sahne binasının altında tamamen kırılmış olarak bulunmuştur. İki yıl süren restorasyon çalışmalarından sonra Müzede sergilenmektedirler.

Lahitler Salonu
Bu salonun giriş bölümünde, çoğu Perge nekropolünden getirilmiş farklı tiplerdeki lahitleri görmek mümkündür. Bunlar Perge atölyelerinde, Prokennessos ve Dokimeion mermerlerinden, yerel olarak üretilmiştir. Hepsi İS 2. ve 3. yüzyıllara tarihlenirler. İkinci bölümde Patara toprak altı oyugu mezarlarına ait bir örnek sergilenmektedir. Yine bu bölümde Patara ve Limyra’da bulunmuş lahit ve mezar anıtlarına ait parçalar ile çeşitli ören yerlerine ait steller, yazıtlar vb. eserler görülebilir.

Sualtı-Küçük Buluntu – İkona - Sikke Salonu
Bu salonda sikke basım tekniği ile başlayan sikke sergilemesi bölgesel şehir sikkeleri ile Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Bizans, Avrupa, Beylik, Osmanlı dönemi olmak üzere kronolojik bir düzende sergilenmektedir. Salondaki diğer vitrinlerde sualtı eserleri, heykelcikler, takılar, defineler ve bullalar yer almaktadır. Yine 19.yy la ait ikonalar ile Aziz Nicholas’a ait birkaç kemiğin sergilendiği vitrin salonun ilginç köşelerini oluşturmaktadır.
KURŞUNLU ŞELASİ
Antalya-Mersin karayolunun 15'nci kilometresinden sola dönülerek 7 kilometre daha gidince zengin florası olan, 33 hektar alana sahip, 18 metre yükseklikten dökülen, Kurşunlu Şelalesi'ne ulaşılır. Yedi adet küçük göletin küçük şelaleciklerle birbirine bağlandığı 2 kilometrelik bir kanyon içindeki şelale 1986 yılında ziyarete açılmıştır.
Çevresindeki zengin flora ve fauna, burayı doğa yürüyüşü, bitki ve hayvanları gözlemleme gibi eko turizm faaliyetleri açısından öncelikli konumlardan biri haline getirmiştir. Tabiat parkı içinde yürüyüş yaparken tavşan, sincap, ağaçkakan, kaplumbağa ve diğer küçük hayvanlarla karşılaşmak mümkündür. Temiz havası ve büyüleyici manzarasıyla tabiat parkı, birçok ziyaretçiyi günübirlik dinlenme ve piknik için cezbeder. Ziyaretçiler için seyir terasları, oyun alanları, araç parkı ve diğer imkanlar da mevcuttur.

KARPUZKALDIRAN ŞELALESİ

Antalya‘nın Lara ilçesinin Barınaklar mevkinde bulunan, Düden Park sınırları içerisinde, falezlerden dökülen bir şelaledir. Yukarı Düden Şelalesi ile karıştırılmaktadır. Yukarı Düden şelalesi Kepez ilçesinde bulunmaktadır. Karpuzkaldıran şelalesi çoğu insan tarafından keşfedilmemiş bir şelaledir.
Karpuzkaldıran denilmesinin nedeni ise suyunun çok tuzlu olmasından dolayı on kiloya kadar karpuzları kaldırabildiği içindir. Aşağı Düden ya da Kıyı Düdeni de diyebilirsiniz.

Karpuzkaldıran Şelalesi Türkiye‘de Denize 45 metreden dökülen tek şelaledir. Suyu oldukça gür akmaktadır. Güneş ışınlarının kırılması nedeniyle hergün her saat gökkuşağı görmeniz mümkündir.

Çoğunlukla yat ya da tekne turu ile gezintiye çıkanlar daha rahat izleyebilir, en güzel açı denizden görülebilmektedir. Şelaleyi falezlerden net görmek mümkün değildir. Şelale 45 metreden denize dökülmektedir. Aşağı iniş çok tehlikelidir fakat mümkündür. Her ne kadar riskli olsana bu riski göze alarak inmiş bulunmaktayım. Çok iyi bir tırmanış gerektiren 9 metrelik bir tırmanış ardından inmek mümkündür. Yukarıdan izlemek de epey keyiflidir. Buranın serpme kahvaltısı meşhurdur. Düden çayının kıyısında çay veya kahvenizi yudumlamak, kahvaltınızı manzara eşliğinde yapıp güne enerji toplayarak başlamak için idealdir. Şelaleyi aşağıdan görmek için ise tekne turlarına katılabilirsiniz. Düden çayı üzerinde zipline yapmak isterseniz de bu park içerisinde mevcuttur.

ANTALYA AKVARYUM
Antalya Aquarium, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Yap-İşlet-Devret modeli ile Antalya ili Konyaaltı ilçesinde kurulan akvaryum ve kar dünyası kapalı alanlarından oluşan eğlence merkezidir. Merkez, Türkiye'de turistlerin en çok ziyaret ettiği yerler arasında ilk beş sıraya girmiştir.
Dünyanın en büyük akvaryum komplekslerinden biri olan Antalya Aquarium, ilham, eğlence ve eğitimi bir arada sunuyor. 40 tematik akvaryumun ardından 131 metrelik uzunluğu ve 3 metrelik genişliği ile dünyanın en büyük tünel akvaryumu Antalya Aquarium’da sizleri bekliyor!

Antalya Aquarium dünyanın dört bir yanından hikayeler anlatıyor. Su altının sihirli dünyasını keşfedebileceğiniz gibi Snow World & Ice Museum’da gerçek kardan kar topları yapabilir, WildPark’da dünyanın en zehirli, en renkli ve en ilginç türleri arasında tropik bir maceraya adım atabilir, Oceanride XD Cinema’da Kaptan Barbossa ile dünya denizlerini çok boyutlu sinema teknolojisi ile gezebilirsiniz.

Akvaryum gezinizi, Hollywood yeşil perde sistemi ile hazırlanan hatıra fotoğrafları ve özel hediyelik eşyalarla unutulmaz anılara dönüştürebilirsiniz. Macera dolu bir günü McDonalds, Mado ve GeLatte İtalyan Dondurması gibi ünlü lezzet seçenekleri ile tamamlayabilirsiniz.

Antalya’nın kalbinde, tam şehir merkezinde Konyaaltı sahiline sadece 70 metre mesafede bulunan Antalya Aquarium, Antalya’nın en canlı cazibe merkezi!

Antalya Aquarium, hayalgücünüzü keşfedin…
DÜNYANIN EN BÜYÜK
Tünel Akvaryumu
Tematik yolculuk dünya denizleri ve okyanusları ile başlıyor. Yan yana bulunan 4 tematik akvaryum içerisinde sırasıyla Hint Okyanusu, Kızıl Deniz, Atlantik ve Pasifik Okyanusları sizi karşılıyor. Sol bölümde yer alan büyük silindir akvaryum ve çevresindeki küçük akvaryumlarda Antalya ve çevresindeki su altı yaşamından örnekler görebilirsiniz.

Su altı mağaralarındaki gizemli hayatı gördükten sonra karşınıza dünya nehirleri bölümü çıkacak. Nil ve Amazon nehirlerinden sonra Asya nehirlerini göreceksiniz. Şelalenin önünden geçtikten sonra karşınıza bitki akvaryumu çıkacak. Karanlık koridordan devam ettiğinizde Mürenler ve Domuz balıkları ile tanışacaksınız.

Hem biraz dinlenmek hem de Nuh Tufanı’nın ilginç hikayesini okumak için içerisinde ellerinizle vatoz beslemeyi deneyimleyeceğiniz besleme havuzunun etrafında oturabilirsiniz. Bu bölümde yer alan akvaryumlarda da Türkiye denizleri ile iskele ayağı ve Demre Çay Ağzı bölgelerini anlatan tematik büyük akvaryumlar bulunuyor. Yılan balıklarından sonra karşınıza çıkacak bölüm ise Tropik Resif bölümüdür. Canlı mercanları, palyaço balıklarını, denizatlarını, aslan balıklarını, ahtapotları ve dev mürenleri burada yakından görebilirsiniz. Ayrıca aynı bölümün sağ tarafındaki büyük akvaryum içerisinde Mersin balıkları bulunuyor.

Tematik bölümün son durağı ise Köpekbalığı tankı. Paskalya adasından ilginç hikayeler de anlatan bu temanın ardından sağ bölümde bulunan merdivenlerden bir kat aşağıya iniliyor.

Antalya Aquarium’da bulunan akvaryumların toplam su hacmi yaklaşık 7,5 milyon litredir ve akvaryumlar içerisinde yüzlerce köpekbalığı bulunur. Her gün düzenli olarak yapılan köpekbalığı besleme saatlerini takip etmeyi unutmayın.
Uçak Batığı
1935 model İtalyan yapımı Savoia-Marchetti SM79 “Sparviero” bombardıman uçağı. Rodos’taki bir hava üssünden havalanmış ve isabet alarak Meis açıklarında sulara gömülmüş.
Kimsenin göremediğini görmek için sizi yine Antalya Aquarium'a bekliyoruz.